Roketatar 0 Oluşturuldu: Ağustos 26, 2009 Raporla Share Oluşturuldu: Ağustos 26, 2009 (düzenlendi) http://www.nethaber.com/Yasam/66412/Tavugu...gagasinda-atasi "Wisconsin Üniversitesi biyologları Mat Harris ve John Fallon da kalıtsal değişime uğramış tavukları araştırırken, garip bir şey keşfettiler. Tavuğun gagasını incelediklerinde, timsahlarınkini andıran diş oluşumuyla karşılaştılar. Bunun üzerine tavuktan aldıkları genleri enjekte ettikleri normal tavukta da dişlerin geliştiğine tanık oldular. İki biyolog, bunun ardından kuşlarda gizlenmiş yeni dinozor özelliklerini aramaya başladılar ve birçok benzerlik buldular. Bunlardan biri, tavukların bacaklarındaki pul görünümlü yapıydı. Tavuk kanatlarında ayrıca, üç parmaklı dinozorun ön ayaklarındaki yapının aynısı gizliydi." Habere göre tavuklarda aktif durumda olmayan diş geni bulunuyor. Bu durum; Evrim açısından: Tavuğun, dişleri olan atasından geldiğini gösterir, evrimi kuvvetle destekler. Yoksa tavuk ne yapsın dişi? Yaratılış açısından: Allah nolur nolmaz bulunsun diye tavuklara diş geni koymuş olabilir. Ağustos 26, 2009 tarihinde Roketatar tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
perfecto 0 Ağustos 26, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 26, 2009 gönderildi Evrim açısından: Tavuğun, dişleri olan atasından geldiğini gösterir, evrimi kuvvetle destekler. Yoksa tavuk ne yapsın dişi? Yaratılış açısından: Allah nolur nolmaz bulunsun diye tavuklara diş geni koymuş olabilir. Allah "tavuk kullarım ilerde dişe ihtiyaç duyabilir" diyerek onara diş geni koymuş. Ne mantıklı değil mi? :crazy: Link to post Sitelerde Paylaş
cubbelii 0 Ağustos 26, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 26, 2009 gönderildi Larsson, bir tavuğun genleriyle oynayarak, dinozor kuyruğu geliştirmesini sağladı. Wisconsin Üniversitesi biyologları Mat Harris ve John Fallon da kalıtsal değişime uğramış tavukları araştırırken, garip bir şey keşfettiler. Tavuğun gagasını incelediklerinde, timsahlarınkini andıran diş oluşumuyla karşılaştılar. Bunun üzerine tavuktan aldıkları genleri enjekte ettikleri normal tavukta da dişlerin geliştiğine tanık oldular. http://www.akilli.tv/video/268935/Bilimada...aratabilir.aspx Link to post Sitelerde Paylaş
murteddd 0 Ağustos 26, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 26, 2009 gönderildi cübbeli, başlıkları sabote etmeye devam edersen üyeliğini sonlandırmak zorunda kalabilirim. önceki neiklerinle bayağı sabıkalısın malum bu konuda. lütfen konuyla ilgili yaz, bir ileti yaz, kimseyle de sidik yarışına girme. diğer arkadaşlar da cübbeliyi beslemesinler. Link to post Sitelerde Paylaş
Roketatar 0 Ağustos 26, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 26, 2009 gönderildi Wisconsin Üniversitesi biyologları Mat Harris ve John Fallon da kalıtsal değişime uğramış tavukları araştırırken, Kalıtsal değişim zaten evrimdir cüpüş. Link to post Sitelerde Paylaş
iLLeGaLTM 0 Ağustos 26, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 26, 2009 gönderildi Arkadaşlar bakın Sizler tür içinde oluşan mutasyonları evrime neden sürekli kanıt olarak veriyorsunuz? Belkide binlerce yıl önce dişli tavuklar vardı?Muhakak olabilir.Yada başka birşey.. Evrim karşıtları tür içinde gerçekleşen mutasyonlara karşı değiller.Çoğu öldürücü yada bozucu olan bu mutasyonlarla türün başka bir türe dönüşeceğine karşılar... Dolayısıyla yaratılış açısından bir problem göremiyorum. Ayrıca diş geni nedir?Sadece diş çıkartan bir gen midir?Dişi olmayan hayvanda diş geni hiçbir işe yaramazmı bu genin başka görevleri yokmu Bunlarda alaştırılmalı değilmi çok yüzeysel olmuş sanırım. Link to post Sitelerde Paylaş
Luuu 0 Ağustos 26, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 26, 2009 gönderildi http://www.nethaber.com/Yasam/66412/Tavugu...gagasinda-atasi "Wisconsin Üniversitesi biyologları Mat Harris ve John Fallon da kalıtsal değişime uğramış tavukları araştırırken, garip bir şey keşfettiler. Tavuğun gagasını incelediklerinde, timsahlarınkini andıran diş oluşumuyla karşılaştılar. Bunun üzerine tavuktan aldıkları genleri enjekte ettikleri normal tavukta da dişlerin geliştiğine tanık oldular. İki biyolog, bunun ardından kuşlarda gizlenmiş yeni dinozor özelliklerini aramaya başladılar ve birçok benzerlik buldular. Bunlardan biri, tavukların bacaklarındaki pul görünümlü yapıydı. Tavuk kanatlarında ayrıca, üç parmaklı dinozorun ön ayaklarındaki yapının aynısı gizliydi." Habere göre tavuklarda aktif durumda olmayan diş geni bulunuyor. Bu durum; Evrim açısından: Tavuğun, dişleri olan atasından geldiğini gösterir, evrimi kuvvetle destekler. Yoksa tavuk ne yapsın dişi? Yaratılış açısından: Allah nolur nolmaz bulunsun diye tavuklara diş geni koymuş olabilir. bu tavuklar aslında sinek peşinde koşan dinazorların evrimleşmiş hali sinegin peşinde koşupta terleyen dinazorların su kaybettikten sonra bir uyku esnasında tesadf biçimde kçülmeleri ve tavuk olmalarından kaynaklanıor. de get Luuu Link to post Sitelerde Paylaş
muallim 0 Ağustos 26, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 26, 2009 gönderildi Evrimi kabul etmeyip de " falanca canlı niye evrimleşip de ........ olmuyor?" diye soranlar... Lütfen bir gözatın. http://evrimianlamak.org/e/Ana_Sayfa Link to post Sitelerde Paylaş
BilgehanBengi 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi Larsson, bir tavuğun genleriyle oynayarak, dinozor kuyruğu geliştirmesini sağladı. Wisconsin Üniversitesi biyologları Mat Harris ve John Fallon da kalıtsal değişime uğramış tavukları araştırırken, garip bir şey keşfettiler. Tavuğun gagasını incelediklerinde, timsahlarınkini andıran diş oluşumuyla karşılaştılar. Bunun üzerine tavuktan aldıkları genleri enjekte ettikleri normal tavukta da dişlerin geliştiğine tanık oldular. Cübbeli, sana ve diğer itiraz eden arkadaşlara durumu anlatmaya çalışayım. Sabırla okursanız itirazlarınızın son bulacağını umuyorum. Özet; Bahsi geçen "genlerler oynama" eylemi sıfırdan gen yapma, ya da gen transfer etme şeklinde değildir. Senin evinde herşeyi sağlam ama elektrik kablosu olmadığı için çalışmayan bir bilgisayar var, benim evimden senin evine "sadece" bir kablo transfer ediyoruz, senin bilgisayarın çalışır hale geliyor. Yani senin evinde işlemcisi, anakartı, belleği vs. herşeyi ile dörtdörtlük bulunan fakat tek bir parça eksiği yüzünden çalışamayan bilgisayar aktif hale gelmiş oluyor. Senin evine benim evden komple bir bilgisayar transfer etmiyoruz, kablo götürmek yetiyor. Açıklama; Genler bir nesilde ortaya çıkmaz, bir nesilde kaybolmazlar. Gen dediğimiz şey genetik materyal üzerinde -bizde DNA zinciri- bir proteini kodlayan ya da başka bir gene etki eden, binlerce yapıtaşı (nükleotid) uzunluğunda olabilen birimlerdir. Bu birimde yazılı olan bilgi tek başına işlerliğe (fonksiyona) sahip değildir. Gende yazan bilgi tek başına esas değildir (senin bilgisayar gibi başka şeylere de ihtiyaç duyar). Bir genin işler olabilmesi için hem geni oluşturan yapıtaşlarının hem de o geni vurgulanmasını (ekpresyon - expression) sağlayan birimlerin sağlam olması gerekir. Örneğin genin başında "promotör" dediğimiz bir kısım vardır, bu kısım genin "PROMOSYONUNU" yapar, yani genden okuma yapacak enzimlere "GELİN BU GENE TUTUNUN, BU GENDEN RNA YAPIN" diye bağırır durur. Bu kısımda oluşacak değişiklikler o genden yapılacak okuma oranını azaltabilir, çoğaltabilir ya da tamamen sıfıra indirebilir. Bazen de promotör bölge sağlamdır ama genin kodlayıcı (proteine dönüşecek, bilgi içeren) kısmında ufak bir değişiklik yüzünden gen beklenen ürünü vermez, o genden üretilen protein beklenilen işi yapamaz. Genler tek başlarına tek bir organı yapmazlar, yani diş için bir gen, göz için bir gen yoktur. Yüzlerce genin karşılıklı etkileşimli aktivitesi bir organı oluşturur. Bir organı oluşturacak gen seti içinden bir genin arızalanması diğer genleri de atıl duruma getirebilir. Sadece o arızalı gene müdahale edip işlerlik kazandırırsanız o gen grubunu topluca işlev kazanır. Bizim de şu an kullanmadığımız ama senin bozuk bilgisayar gibi bir köşede yatan genlerimiz var. Örneğin GULO geni. Meşhur C vitaminini sentezlemesi gereken ama sentezleyemeyen bozuk genimiz. Araştırmak isterseniz bu genin tam adı L-gulonolakton oksidaz'dır. Bu gen canlıların çoğunda vardır, ama biz dahil bazılarında küçük arızalar yüzünden işlerliğini kaybetmiştir. Fakat senin bozulan bilgisayarın gibi bir anda ortadan kalkmamıştır, hala yerli yerindedir. Bizim C vitamini sentezi yeteneğini kaybetmemiz 63 milyon yıl önce gerçekleşiyor. Bizimle aynı ailenin fertlerinde de aynı araz var. Primatlar C vitamini sentezleyemezler, ama bozuk da olsa bir GULO genleri vardır. Peki bu C vitamini geni neden bozulmuş? Daha önemlisi bozulduysa biz nasıl yaşamışız? Birinci sorunun yanıtı mutasyon, gen işlevinin yitirecek şekilde değişime uğramış. Biz nasıl olmuş da bu bozuk genle yaşamışız? Yaşayabilmişiz zira kendimiz üretemesek de beslenme ile aldığımız C vitamini yeterli olmuş. Pişilmemiş sebze, meyve, yaprak vs. günlük gereksinimimizin onlarca katı C vitaminini verir bize... Kendimiz üretmesek bile eksikliğin farkına varmayız. Benzer şekilde folik asit de üretemeyiz, DNA sentezinde rol oynayan bu önemli maddeyi diyet ile (beslenme ile) alırız. C vitaminini sentezleyecek enzimi kodlayan gen (GULO) üzerindeki seçici baskı milyonlarca yıl önce oluşan beslenme alışkanlıklarımız yüzünden kalkmıştır. Bakalım başka kimlerin GULO'su bozuk.... Meyve yiyen yarasaların! Hiç şaşırtıcı değil... Zira bu hayvanlar ihtiyaç duydukları C vitaminini yedikleri meyvelerden alıyorlar. GULO genleri bozulduğunda onları için bir dezavantaj oluşmuyor. Senin evinde bir tane masaüstü bilgisayar olsa, o da bozulsa foruma giremezsin. Ama her gün evine ziyarete gelen onlarca arkadaşın olduğunu düşün, hepsi laptop bilgisayarlar ile geliyorlar, sen o laptopları kullanıyorsun, kendi bilgisayarının bozuk olması o kadar önemli olmuyor. (Benzetmede hata aramayın! Açığı kapatacak bir kaynak var demek istiyorum) Tavuğun dişleri, çene yapısının zamanla değişmesi ile "gereksiz" hale gelmiş, dişleri oluşturacak genler üzerindeki seçici baskı ortadan kalmıştır. Yani diş olmasa bile sert gaga yapısı kendi başına işlev görür haldedir. Dişleri oluşturacak genlerin bir yerinde hata olsa, dişler oluşmasa, organizmanın kaybedecek fazla birşeyi yoktur. Bir kuşu alıp genlerini incelerseniz dişleri oluşturacak genlerin yerli yerinde durduğunu fakat çeşitli mutasyonlar yüzünden işlerlikleri olmadığını görürsünüz. Tıpkı terkedilmiş, birazcık yıkılmış bir bina gibi... Bina ortadan kaybolmamış, hala o arsada duruyor ama hafif yıkık, o yüzden kullanılamıyor. Eğer gidip o binayı restore ederseniz bina işlev kazanıyor, yeniden bina yapmanıza gerek kalmıyor. Bilimadamları tavuğa diş geni aktarmadılar, yeniden bina yapmadılar. Zaten tavukta bulunan ancak küçük hatalar yüzünden çalışmayan gene küçük müdahaleler yaparak aktif hale getirdiler. Benzer şekilde bizde de hibernasyon (kış uykusu) genleri vardır. Ama kullanmıyoruz. Daha bunlar gibi kullanmadığımız yüzlerce genimiz var. Şimdi kendi kendinize sorun; bir tasarımcı varsa, bir tanrı varsa... ve bu tanrı bizi yarattıysa neden işlerliği olmayan yüzlerce geni kalıntı halinde içimize koymuş? Üstelik bu genlerin işler halleri başka canlılarda var. Üstelik arızalı kısımları takip ettiğimizde canlıların akrabalık durumlarını görebiliyoruz. Sizce neden? Kolay gelsin, Bilgehan Link to post Sitelerde Paylaş
alican 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi c vitamini ihtiyacini gideren bu gen islevini kaybedince disardan aldigimiz meyve ve sebzelerle bu acigi kapattik diyelim..o zaman bu gen isler haldeyken yeryuzunde sebze ve meyveler daha mevcut degilmiydi....insanoglu c vitamini her zaman disardan aldigi meyvelerle karsilamistir....gen yolu ile veya meyve ve sebzeler ile bu ihtiyac giderilsin...sonucta canlilarin bu ihtiyacini karsilamak icin yaratilista eksiklik yoktur.....biz bir yaratilisin olabilmesi ve devam edebilmesi icin allah en guzel sekilde her gerekli seyi var etmistir diyoruz...siz bir gen bozulmus ama onun yerine su devreye gecmistir o zaman yaratilis yoktur yanlisina dusuyorsunuz.... Link to post Sitelerde Paylaş
BilgehanBengi 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi c vitamini ihtiyacini gideren bu gen islevini kaybedince disardan aldigimiz meyve ve sebzelerle bu acigi kapattik diyelim..o zaman bu gen isler haldeyken yeryuzunde sebze ve meyveler daha mevcut degilmiydi....insanoglu c vitamini her zaman disardan aldigi meyvelerle karsilamistir....gen yolu ile veya meyve ve sebzeler ile bu ihtiyac giderilsin...sonucta canlilarin bu ihtiyacini karsilamak icin yaratilista eksiklik yoktur.....biz bir yaratilisin olabilmesi ve devam edebilmesi icin allah en guzel sekilde her gerekli seyi var etmistir diyoruz...siz bir gen bozulmus ama onun yerine su devreye gecmistir o zaman yaratilis yoktur yanlisina dusuyorsunuz.... Alican, sence biz de neden kalıntı halinde GULO geni var? Şöyle düşün, bir bina var; o bina da yüzlerce odanın kapısı yok! O odalar kullanılmıyor, giremiyorsun bile... 4 duvar kapalı. O odalar için çimento harcanıyor, demir harcanıyor, bina ile birlikte inşa ediliyorlar ama işlevleri yok... Neden sence? IFeelGood, şimdi mesaj gönderebilirsin. Link to post Sitelerde Paylaş
cubbelii 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi 1. Allah neden bunca zaman bekledi? Sizce Allah, Evren'i 13.7 milyar yıl önce [1], Dünya'yı 4.55 milyar yıl önce[2][3] ve Dünya'daki yaşamı 3.7 milyar yıl önce [4] yaratıp bizi bu dünyaya koymak için neden bu kadar bekledi? Allah'ın alemleri onun nuru için yarattığı son peygamber Muhammed Dünya'ya 1400 yıl önce geldi. bilgehanın sitesinden alıntı bir soru: Allahu Teala bizden öncede bu dünyada cinlerin imtihanını başlattı. Tam olarak vakit veremesem de Adem'den önce olduklarını biliyoruz. Link to post Sitelerde Paylaş
Craftyman 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi cübbeli cinlerin imtihanı şimdide devam ediyor ama Link to post Sitelerde Paylaş
cubbelii 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi Neden kertenkelenin geni aynen bende de var? Neden pirinçle hatta bakteri ile bile ortak gene sahibiz? Biz Dünya'da yaratılmadığımıza göre bizim biyokimyamız neden tüm canlıları ile aynı prensiplere dayanıyor? Genetik materyal aynı, enerji sistemleri aynı.... Çünkü Yaratan bir tane. Allaaaaahhhhh azze ve celle. Link to post Sitelerde Paylaş
cubbelii 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi cübbeli cinlerin imtihanı şimdide devam ediyor ama e ben bitti mi dedim. Sadece bizden önce sınava girdi onlar. Link to post Sitelerde Paylaş
taopaipai 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi (düzenlendi) Neden kertenkelenin geni aynen bende de var? Neden pirinçle hatta bakteri ile bile ortak gene sahibiz? Biz Dünya'da yaratılmadığımıza göre bizim biyokimyamız neden tüm canlıları ile aynı prensiplere dayanıyor? Genetik materyal aynı, enerji sistemleri aynı.... Çünkü Yaratan bir tane. Allaaaaahhhhh azze ve celle. Peki neden evrimcilerin söylediği gibi ortak atadan en son ayrılanlar arasındaki genetik benzerlik en fazla,ilk ayrılanlar arasında daha az?Madem ortak ata falan yok buna da bi açıklama getir. Ağustos 27, 2009 tarihinde taopaipai tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
alican 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi Alican, sence biz de neden kalıntı halinde GULO geni var? Şöyle düşün, bir bina var; o bina da yüzlerce odanın kapısı yok! O odalar kullanılmıyor, giremiyorsun bile... 4 duvar kapalı. O odalar için çimento harcanıyor, demir harcanıyor, bina ile birlikte inşa ediliyorlar ama işlevleri yok... Neden sence? IFeelGood, şimdi mesaj gönderebilirsin. bu sorunun cevabini simdi bilmek zorundamiyiz?bilim 50 yil sonra bu genlerinde bir ise yaradigini söylese sasirmasin herhalde...cunku bilim böyle ilerliyor...her seyi bilemiyebliriz ama ögreniriz..su an cevabi yok diye bunu hemen yaratilis yokmu diyecez..yada evrim cevreyle en uyumlu hale gelirken niye böyle hatalar yapiyor derim bende... Link to post Sitelerde Paylaş
Craftyman 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi e ben bitti mi dedim. Sadece bizden önce sınava girdi onlar. niye onlar daha önce girdi onların ki can bizim ki baldırcan mı Link to post Sitelerde Paylaş
bayşapka 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi bu sorunun cevabini simdi bilmek zorundamiyiz?bilim 50 yil sonra bu genlerinde bir ise yaradigini söylese sasirmasin herhalde...cunku bilim böyle ilerliyor...her seyi bilemiyebliriz ama ögreniriz..su an cevabi yok diye bunu hemen yaratilis yokmu diyecez..yada evrim cevreyle en uyumlu hale gelirken niye böyle hatalar yapiyor derim bende... Çevreye uyumlu hale gelirken uyumsuz genin etkisiz hale gelmesi neden hata olsun ki? E tabii ki de bir sürü şeyi bilmiyoruz, ben evrimle ilgili dincilerin aklına hayaline gelmeyen cevapları arıyorum, araştırılmamışı çıkıyor, bilinmeyeni çıkıyor, nasıl bulacağımızın bile düşünülmediği yerler çıkıyor. Ya da mevcut yöntemler yavaş, yetersiz. Bunun yanında müthiş bir birikim var, genom projesi var, bir sürü canlının genom haritaları çıkartılıyor, bunlar bedava bilgi, internetten indirip kendiniz protein dizilimlerini bilgisayara verebiliyorsunuz, diğer dizilimlerle karşılaştırabiliyorsunuz. Kalıtımın incelenmesi sayesinde kan hastalıklarına, kanser hastalıklarına, virüslere çözümler bulunuyor. Kalıtımda dormant - etkisizleşmiş genlerin nasıl etkisizleştiğini buldular yakın tarihte. Böylece kansere meyilli genleri etkisizleştiriyorlar. Eskiden yararı olmuş, sonra canlılar türleştikçe yararsız olmuş, şimdi tekrar yararlı olabilecek genleri yeniden çalıştırıyorlar. Müthiş bir genetik mühendislik dalı var, hepsi evrimsel biyolojinin araştırma alanı. Link to post Sitelerde Paylaş
alican 0 Ağustos 27, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 27, 2009 gönderildi Çevreye uyumlu hale gelirken uyumsuz genin etkisiz hale gelmesi neden hata olsun ki? E tabii ki de bir sürü şeyi bilmiyoruz, ben evrimle ilgili dincilerin aklına hayaline gelmeyen cevapları arıyorum, araştırılmamışı çıkıyor, bilinmeyeni çıkıyor, nasıl bulacağımızın bile düşünülmediği yerler çıkıyor. Ya da mevcut yöntemler yavaş, yetersiz. Bunun yanında müthiş bir birikim var, genom projesi var, bir sürü canlının genom haritaları çıkartılıyor, bunlar bedava bilgi, internetten indirip kendiniz protein dizilimlerini bilgisayara verebiliyorsunuz, diğer dizilimlerle karşılaştırabiliyorsunuz. Kalıtımın incelenmesi sayesinde kan hastalıklarına, kanser hastalıklarına, virüslere çözümler bulunuyor. Kalıtımda dormant - etkisizleşmiş genlerin nasıl etkisizleştiğini buldular yakın tarihte. Böylece kansere meyilli genleri etkisizleştiriyorlar. Eskiden yararı olmuş, sonra canlılar türleştikçe yararsız olmuş, şimdi tekrar yararlı olabilecek genleri yeniden çalıştırıyorlar. Müthiş bir genetik mühendislik dalı var, hepsi evrimsel biyolojinin araştırma alanı. uyumsuz degil is gören bir gen...c vitamini veren meyveler o gen islevdeykende vardi ve simdide var...biyoloji gelismis ve hala gelisiyor...ama bunu niye evrimsel biyoloji diye tarif etme geregi duyuyorsun...biyolojide evrimden öncede calismalar yapiliyordu ve gelismelerin birikimiyle biyoloji bugun buraya kadar geldi...allahin varligini veya evrimi veya ne olursa olsun arastirmalara dayatma olarak getirisek olmaz...bence örnegin bilimadami tarafsiz arastirmasini ve calismasini yapar ve ulastigi neticeyi bizimle paylasir...herkes bundan istedigi ve kendine dogru gelen felsefi görusu katar.... Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts