Jump to content

Hayatınızın Şarkısına İlişkin Bir Geyik Muhabbeti


Recommended Posts

Arkadaşlar, anlatsanız roman olur, biliyorum. Amma velakin ben şunu soracağım: 'İşte bu şarkı tam beni anlatıyor!' diyebileceğiniz bir şarkı var mıdır?

Benim var, hem de birkaç tane. Hem paylaşayım, hem de bir muhabbet vesilesi daha yaratayım istedim. Geyik işte, fena mı? :)

Number One: David Bowie'nin 'Five Years' şarkısı, ama illa ki Brian Molko söyleyecek :) :

Number Two: Placebo'dan şu şarkıyı da, özellikle hastalığımın tepe noktasında bulunduğu dönemlerde 'ahan da beni anlatıyor!' diye etiketlemişliğim vardır, 'Johnny and Mary'den söz ediyorum:

Number Tree: Daha bir depresif kısımlara gelirsek, Radiohead'in 'Fake Plastic Trees'ini unutmak mümkün olur mu?:

Number Four: Ve son olarak, aşık olup da 'sittir' çekilmişsem, 'Leni' beni daha bir anlatır: http://www.youtube.com/watch?v=lqcDEC6jM8U

Sizden de paylaşımlarınızı bekliyorum, bu ziyadesiyle önemli ve tam da bu yüzden geyik amaçlı açılmış başlığa katılımınızı istirham ediyorum :)

EDİT: Bir de sevgili modlarımızdan biri, şu başlıktaki 'lafazanlıkları' ibaresinden sonra koymuş olduğum gereksiz ve anlamsız 'i'yi kaldırabilir mi? Zaten 'i'yle başlayan kimi kelimelere uyuzum, lütfen :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçekten çok hassas bir konu Kieslowskii'cim. (Eğer bir kere daha adını değiştirirsen seni vururum :) )

Bir şarkının bir insanın herşeyini anlatması pek mümkün değil. Bu yüzden çeşitli dönemlerimdeki ruh halimi anlatabilirler ancak. Bir de yabancı dil özürlü olduğumdan, Türkçe şarkılardan başkasına kendimi anlattıramıyorum haliyle. Fakat yarı çeviri-yarı tahmin veya müziğin verdiği hava ile kendimi bulduğum ya da gaza geldiğim yabancı dilde parçalar olmuştur. Kendime baktığımda, bende en çok iz bırakan olaylar beni en çok yıkan ve üzen olaylardır. Örneğin, sevinince şiir yazamıyorum ama üzülünce yazabiliyorum. :blink: Bu yüzden, bu kısımlarıma hitap eden şarkılar için ''beni anlatıyor'' diyebilirim.

Kendi fişimi ilk kez çekmeye çalıştığımda yaşım 16 idi ve Teoman manyağıydım(sonradan geçti :) ). Onun ilk albümündeki ''Yollar'' adlı şarkı, özellikle son kısmı beni hep duygulandırırdı. Slayer'in Altar of Sacrifice'inin son kısımlarından ve Pentagram'ın Pain'inden de manyak gaza gelmişimdir hep.

Platonik duygulanımlarım için ''Ne ekmek ne de su'', ''Hasat'', ''Yerine sevemem'' o zamanlar bildiğim ve duyguyla söylediğim üç şarkıydı.

Üçüncü -ve en kral- fişimi çekme denememde de Marilyn Manson'un Coma White ve Nobodies şarkılarından, Slayer'in Seven Faces'ından, Angel of Death'ından ve Dead Skin Mask'ından, Türkçe olanlarda da Çilekeş'in Yok'undan destek buluyordum. Bunlar beni, -kelimenin en sahici anlamıyla- öldürüyordu az kalsın.

Evet, bunlar bir dönem beni anlattı diyebilirim.

Şimdi ise beni anlatan bir şarkı yok.

Anlatılmam, yaşanırım. :p

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Gerçekten çok hassas bir konu Kieslowskii'cim. (Eğer bir kere daha adını değiştirirsen seni vururum :) )

İnan bana, hassas olmasa açmazdım :)

Merak etme, nick değiştirmem artıkın.

Bir şarkının bir insanın herşeyini anlatması pek mümkün değil. Bu yüzden çeşitli dönemlerimdeki ruh halimi anlatabilirler ancak. Bir de yabancı dil özürlü olduğumdan, Türkçe şarkılardan başkasına kendimi anlattıramıyorum haliyle. Fakat yarı çeviri-yarı tahmin veya müziğin verdiği hava ile kendimi bulduğum ya da gaza geldiğim yabancı dilde parçalar olmuştur. Kendime baktığımda, bende en çok iz bırakan olaylar beni en çok yıkan ve üzen olaylardır. Örneğin, sevinince şiir yazamıyorum ama üzülünce yazabiliyorum. :blink: Bu yüzden, bu kısımlarıma hitap eden şarkılar için ''beni anlatıyor'' diyebilirim.

İlk iki tümcene katılıyorum, üçüncüsü hakkında haliyle yorum yapamam :)

Sanat, dekadansla ilişkilidir; bu yüzden kötü hissetmediğin zaman şiir yazamaman normal.

Temsile, gerçek yitip gittiği zaman ihtiyaç duyarız.

Kendi fişimi ilk kez çekmeye çalıştığımda yaşım 16 idi ve Teoman manyağıydım(sonradan geçti :) ). Onun ilk albümündeki ''Yollar'' adlı şarkı, özellikle son kısmı beni hep duygulandırırdı. Slayer'in Altar of Sacrifice'inin son kısımlarından ve Pentagram'ın Pain'inden de manyak gaza gelmişimdir hep.

Platonik duygulanımlarım için ''Ne ekmek ne de su'', ''Hasat'', ''Yerine sevemem'' o zamanlar bildiğim ve duyguyla söylediğim üç şarkıydı.

Üçüncü -ve en kral- fişimi çekme denememde de Marilyn Manson'un Coma White ve Nobodies şarkılarından, Slayer'in Seven Faces'ından, Angel of Death'ından ve Dead Skin Mask'ından, Türkçe olanlarda da Çilekeş'in Yok'undan destek buluyordum. Bunlar beni, -kelimenin en sahici anlamıyla- öldürüyordu az kalsın.

Şimdi Yollar'ı dinleyeceğim, merak ettim. Açıkçası Teoman'ın o şarkısını bilmiyordum. Pentagram'ın 'Pain' şarkısı hariç diğerlerini biliyorum ve genel olarak bu şarkıları ben de çok seviyorum, diyebilirim.

Ama lütfen Marilyn Manson dinleyip, intihar etmeyi düşünme yav, üstadı yanlış anlamışsın sen. Bak ne diyor: 'Sorumlulukların olduğunu unutma. Beni dinliyorsan ve sırf bir şarkı yüzünden intihar etmeyi düşünüyorsan- yoluna devam et gerizekalı!'

Seni tenzih ediyorum, sakın yanlış anlama. Bazı arkadaşların 'hususi' itirazlarından beri, topluma iyi örnek olmak ve çocuklarımızın ahlakını bozmamayı misyon edindim, 'intihar pistir, kakadır, Marilyn amcanız da bunu öğütlemez' demek zorundaydım :)

Evet, bunlar bir dönem beni anlattı diyebilirim.

Şimdi ise beni anlatan bir şarkı yok.

Anlatılmam, yaşanırım. :p

Forumdaki deneyimlerim için de 'yaşamak' denirse, buna katılmamam mümkün değil :)

tarihinde Kieslowskii tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahmet Telli'ye ait olan Soluk Soluğa şiiri

Bir:

Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı

Ama atıldı yine de serüvenlere

Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya

Durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı.

Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı

- ki onlar daima birer yalnızdılar

Nerde doğmuştu ve ne zaman kopup

Gitmişti o kentten anımsamıyor artık

Hangi sokaktaydı ilk sevgili ve hala

Sürüp gider mi ilk öpüşmenin esrikliği

Gizlice buluşmaya gelen ve ölürcesine

Korkular geçiren o kız nerededir şimdi

Sensiz olursam yaşayamam diyen

O liseli kız hangi kentte kaldı

Ve o sarışın

O afeti devran bekler mi hala

Atlas yataklara sererek yaşamanın anlamını

Üşüten bir acıydı belki her ayrılık

Her yolculuk yangınların başladığı yereydi

Ama vakti olmadı hesabını tutmaya

Aşkların, ayrılıkların ve acıların

İstese de kalamazdı vakti gelince

Geyik sesleri yankılanınca yamaçlarda

Yürek burkulması ve hüzün ve keder

Aralıksız doldururdu acıların bohçasını

Dudaklarında öpüşlerin gül esmerliği

İçinde kıpırdanıp durur ufuk çizgisi

Ay bile soğuktur o zaman

Bir buz parçasıdır

Çaresiz çıkılacaktır o yolculuklara

Ki bir ömrün karşılığıdır serüvenler

Biraz da serüvendi yaşamak

Belki yatkındı büyük yolculuklara

Ki serüvenler daima büyük aşklar

Ve büyük yolculuklarla başlar

Anıları aşkları ve bir kenti

Bırakıp gidebilirdi apansız

Apansız başlardı yolculuklar

Hangi saatinde olursa günün

Ve hep kar yağardı nedense

Durmadan kar yağardı yol boyunca

Ve nasılsa yok olup giderdi hüzün

Kent görünmez olunca arkada

Ne bir veda sözcüğü dökülürdü dudaklarından

Ne de dönüp bakardı geriye bir kez olsun

Ne zaman yollara düşse biterdi acılar

Gül yüzlü sular fışkırırdı toprağın karnından

Kavaklarsa oynak bir çingene kızı

Her kıpırdanışında açılıverir uzun ince bacakları

Mekan tutmak ve her akşam aynı ufukta

Güneşin batışını seyretmek ölümdür biraz

Ölümdür biraz hep aynı yatakta

Aynı kadınla sevişerek sabaha varmak

Kitapları hep aynı raflara sıralamak

Aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz

Soluk soluğa yaşamalı insan

Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli

Ve cehenneme dönse de bir ömür

Mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün

Ey o büyük yolculukların ürperten heyecanı

Okyanus dalgalarının sesleriyle dol bu ömre

Ölüme ve aşka durmadan kement atan

Serüvenlerle geçsin yaşamak

Buz tutmuş bir dünya ortasında

Yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla

Önünde dağlar, uçurumlar

Sarsılan gök, yarılan toprak

Çelik uğultularla burgaçlanırken

Yaşamak işte öylesine kucaklardı onu

Ve her nasılsa keklik sekişli

Bir aşkın sevinci dolardı yüreğine

Çıkarıp atardı o zaman deli bir ırmağa

Ne kalmışsa bir önceki serüvenden

Soluk soluğa yaşadı kentleri, aşkları

Bağlanacak kadar kalmadı hiçbirinde

Pervasız bir acemi, bir çılgın

Soyu tükenen bir bilgeydi belki de...

O yalnız kaybetmesini öğrendi ömründe

Avucundan dökülen kum taneleriydi her şey

Ne bir serseriydi ne de yılgın bir savaşçı

Ama kendi kafasıyla düşünen ve hakkında

Ölüm fermanları çıkartılan biriydi belki

Sevince deli gibi severdi

Pervasız severdi sevince

Dövüşmek ancak ona yakışırdı

Ona yakışırdı aşklar ve yolculuklar

Yoktu bağlandığı herhangi bir şey

Bulutlar gibi çekilip giderdi seslerin arasından

Ne bilir ömrün değerini bir çılgın

Yalnızca kendini yaşamayı nereden bilebilir

Ve başarısız eylemler çağında o

Kaçabilir mi binlerce kez ölmekten

Yerleşik yargıları olmadı hiç

Kurmadı güzel gelecek düşleri

Nerede bir yangın, nerede tehlike

O mutlaka oradaydı birdenbire

Dinsizdi, özgür sayılırdı belki

Ama bağlanmazdı özgürlüğe de

Hiçbir yerde yeterinden çok kalmadı

Beklemedi anılar sarnıcının dolmasını

Şikayetsiz yaşadı yaşadığı her günü

Yoktu yüreğinde pişmanlıkların izi

Ayrıntıların izi kalmamış artık

Üst üste yaşanmakta ayrılıklar

Ve bir bulut gibi sıyrılıp gidilmiştir

Dağların, denizlerin üzerinden

Geride kalan ne varsa soluktur şimdi

Titreyen kandiller gibi sönmek üzeredir

O eski konaklar gibidir anılar

Gül bahçeleri, sessiz koru ve orman

Belki sağanak boşanır apansız

Yüzyıllık bir yağmur başlar

Ve sinsi bir hastalığa dönmeden alışkanlıklar

Yok olup gider her şey, belki kül olur

Hırçın bir okyanustur yürek

Dar gelir ufuk ve mutluluklar çevreni

Anılarsa birer çıban izidir

Yaşanmaz onların ölgün gölgesinde

Durgun bir su gibi aktı mı yaşamak

Ve zaman uysal bir kısrak gibi dinginleşti mi

Anısız kalınmıyor artık ne yapılsa

Kuşatıyor yolları, aşkı ve ömrü

Bekleyişleri kemiren çakal sesleri

Oysa bütün köprüler yakılmalı ayrılık vakti

Ve herhangi bir şeyle eşit olmaksızın

Yollara düşülmeli habersiz ve sessiz

Çürük bir diş gibi kanırtıp kentleri

Dünyanın ağzını kanlar içinde bırakmalı

Bir ömrün olgunlaştıramayacağı

acemilikler toplamı ve bir çılgın

boyun eğmedi kendine bile

seçme zorunda kalmadı yaşamayı

nasıl bağlanmadıysa yere ve zamana

bağlanmadı kendine de ömür boyu

dağlara tırmana atlar gibi

soluk soluğa yaşamak istedi dünyayı

bir şahin gibi bulutlara kurdu

dumanlı sevdaların yörük çadırını

sıradan bir gezgin değildi hiç

dövüşür gibi yaşadı yolculukları

belki korkusuz sayılmazdı büsbütün

korkardı korkulara düşmekten zaman zaman

ve bütün gemileri yakıp

yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla

mutlu muydu, hiç düşünmedi böyle şeyleri

umutlardansa nefret etti daima

hep yanıldı ve yenilgilere uğradı

ama atıldı yine de serüvenlere

pervasız bir acemi

soyu tükenen bir bilgeydi belki de

Ama bir şey vardı yine de

Başarısız ihtilallerden kendine kalan

İki:

Büyük aşklar yolculuklarla başlar

ve serüvenciler düşer bu yollara ancak

Onlar ki dünyanın son umudu

soyları tükenen birer çılgındırlar

Ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında

Ölümle alay ederler sanki

Nerde beklenirse ordaydılar

bir kez bile gecikmediler ömür boyu

Neydi onları ordan oraya

savurup duran şey

Onları daima yalnız kılan

neydi bu yaşam denilen gürültüde

Her dilden bir adları vardı onların

ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar

Sarışındılar belki de esmer

yani birçok yüzün bileşkesi

Ne altın arayıcısıydılar

ne de aylak bir gezgin

Vurulup düşseler de her kuşatmada

serüvencidir onlar ve hiç ölmezler

Ki onlar hep yalnızdır ve her nasılsa

Bulurlar heder olmanın bir yolunu

Onlar ki bu dünyada

kahraman olmaya mahkumdurlar

Sislenen anılar kaldı bize onlardan

renkleri bozulup duran solgun anılar

Nasıl yazmalı ki silinip gitmesin

bulutlar gibi çekilmesin gök boşluğuna

Bileği güçlü ve gözüpek avcılar mıydı

onları kuşatıp yeryüzü cennetinden atan

Yoksa kendini tüketen hüzünler miydi

vurulup düştükçe ışığını karartan

O serüvenlerin günlüğü tutulmadı

yazılmadı o insanların destan şiiri

Parça parça ettirilseler bir kartala

(ki sanırım böyle oldu sonları)

Fışkırır yüreklerinden

başarısız ihtilallerin yangınları

Birde Grup Yorumun seslendirdiği hali

Yaşamım aynen böyle diyardan diyara göçmen kuşlar gibi

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ama lütfen Marilyn Manson dinleyip, intihar etmeyi düşünme yav, üstadı yanlış anlamışsın sen. Bak ne diyor: 'Sorumlulukların olduğunu unutma. Beni dinliyorsan ve sırf bir şarkı yüzünden intihar etmeyi düşünüyorsan- yoluna devam et gerizekalı!'

Seni tenzih ediyorum, sakın yanlış anlama. Bazı arkadaşların 'hususi' itirazlarından beri, topluma iyi örnek olmak ve çocuklarımızın ahlakını bozmamayı misyon edindim, 'intihar pistir, kakadır, Marilyn amcanız da bunu öğütlemez' demek zorundaydım :)

Kanka, Marilyn'i dinleyip de intihar ettiğim yok tabi ki, onu bir sebep değil araç gibi düşünmüştüm. O olmasa başka birşey kullanacaktım, ki tek kullandığım da o değildi zaten. Marilyn bence kendisine gelen eleştiri ve tepkilerden tırsıp geri attım attı. Artık içi boş şarkılar yapıyor gibi. Bir şarkısında da ''günah işlemek için beni kullanma'' türünden bir nakaratı söylüyordu.

Bu arada, elbette intihar kötüdür, kakadır, pistir, cıstır. Kimseye tavsiye etmiyoruz. Aslında, özenti salakların çıkmayacağından emin olsam ve tepki çekmeyeceğimi bilsem bu konuda bir başlık açıp birşeyler yazmak isterdim ama neyse... Gerçi Deicide kanunlara göre suçu genel olarak ve isim vermeden övebileceğimiz türünden birşey belirtmişti, bunu kullanmak lazım ama neyse... İntihar suç mu ki ya zaten? Polis, ''kimsenin zorlaması yoktur'' diye yazı alıp imzalatır, başka da birşey olmaz. Neyse...

(Üç kez neyse dedim, hadi hayırlısı... :) )

Şu an için bir şarkım var aslında: Ö.Tekin'den Yol.

Tam benlik.

Bu arada sevgili Marcos, sen şiir değil destan yazmışsın resmen yahu. :)

Ne kadar uzun bu böyle.

Kendini anlat deyince uzun bir şiir seçmişsin.

''İki kelimelik adam değilim'' demeye getirdin sanırım. :)

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.youtube.com/watch?v=JREUnPHrvvc

The Madness Behind

I fuck your girlfriends yet you worship me

I am a ruthless bastard, a total s.o.b.

I have broken up lots of families

It doesn't matter, I have no conscience

Only thing that counts is to conquer new nest

I have been successful on four continents

There is the burning madness right behind my eyes

I have chosen my own path and I can never die

Will never die, can never die

All those slammed doors, all those running tears

They mean absolutely nothing to me

I just turn my back and fuck off my way

With a diabolical smile on my face

Back in my kingdom I am thinking of you

As I masturbate in front of a mirror

There is the burning madness right behind my eyes

I have chosen my own path and I don't give a fuck

Don't give a fuck, won't give a fuck

I do know the power of the darkside,

As the dark descends, the hunt is again on

As my next victim, look into my eyes

Hear all the bullshit of love between us

Fuck everything else, it boils down to this

I am scared of nothing but afraid of myself

There is the burning madness right behind my eyes

I have chosen my own path and it leads to hell

Straight to hell, onward to hell

tarihinde NiHiL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Porcupine Tree - Blackest Eyes

A mother sings a lullaby to a child

Sometime in the future the boy goes wild

And all his nerves are feeling some kind of energy

A walk in the woods and I will try

Something under the trees that made you cry

It's so erotic when your make up runs

I got wiring loose inside my head

I got books that I never, ever read

I got secrets in my garden shed

I got a scar where all my urges bled

I got people underneath my bed

I got a place where all my dreams are dead

Swim with me into your blackest eyes

A few minutes with me inside my van

Should be so beautiful if we can

I'm feeling something taking over me

http://www.youtube.com/watch?v=5GbsF4oh0fM

Opeth - Black Rose Immortal,

In the name of desperation

I call your name

A lamentation I sigh

Again and again

Spiritual eclipse

The gateways are closed for me to seek

The night...

A veil of stars, watching

My shadow is born from light

The light of the eye, in darkness

Over troubled waters memories soar

Endlessly, searching night and day

The moonlight caresses a lonely hill

With the calmness of a whisper

I wear a naked soul

A blank face in the streaming water

It is cold in here

Frost scar my coat with dust

Eyes attach to your mute portrait

We spoke only through thoughts

Together we gazed, awaited

Hours brought thirst and the rising sun

Sunbirds leave their dark recesses

Shadows gild the archways

Do not turn your face towards me

Confronting me with my lonliness

You are in a forest unknown

The secret orchard

And your voice is vast and achromatic

But still so precious

Lullaby of the crescent moon took you

Mesmerized, its kaleidoscopic face

Granted you a hollow stare

Another soul within the divine herd

I have kept it

The amaranth symbol

Hiddin inside the golden shrine

Until we rejoice in the meadow

Of the end

When we both walk the shadows

It will set ablaze and vanish

Black rose immortal

It is getting dark again

Dusk shuffle across the fields

The evening trees moan as if they knew

At night I always dream of you

Link to post
Sitelerde Paylaş

Rush-Freewill

There are those who think that life has nothing left to chance take,

A host of holy horrors to direct our aimless dance.

A planet of playthings,

We dance on the strings

Of powers we cannot perceive

"The stars aren't aligned,

Or the gods are malign..."

Blame is better to give than receive.

Chorus

You can choose a ready guide in some celestial voice.

If you choose not to decide, you still have made a choice.

You can choose from phantom fears and kindness that can kill;

I will choose a path that's clear

I will choose freewill.

There are those who think that they were dealt a losing hand,

The cards were stacked against them; they weren't born in Lotusland.

All preordained

A prisoner in chains

A victim of venomous fate.

Kicked in the face,

You can't pray for a place

In heaven's unearthly estate.

Chorus

Each of us

A cell of awareness

Imperfect and incomplete.

Genetic blends

With uncertain ends

On a fortune hunt that's far too fleet.

Chorus

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaşlar, anlatsanız roman olur, biliyorum. Amma velakin ben şunu soracağım: 'İşte bu şarkı tam beni anlatıyor!' diyebileceğiniz bir şarkı var mıdır?

Evet, var. İstisnasız, rakipsiz, alternatifsiz bir şarkım var. Benim Şarkım'dır o.

Gamsız Hayat...

http://www.youtube.com/watch?v=s8AmRs1kO9g

*Gereksiz ve anlamsız i'yi sildim. Rahatla artık..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...