Jump to content

PEYGAMBERİN BİR MUCİZESİ DAHA: TIBBI NEBEVİ >>


Recommended Posts

PEYGAMBERİN BİR MUCİZESİ DAHA: TIBBI NEBEVİ

BU KONU bir çok kitaba konu olmuş bu gün bile piyasa da satılan bir çok kitap var. tıbbı nebevi ile ilgili birkaç kitap:

http://www.ugurer.com/icindekiler/s6300.htm

http://www.tamtip.com/detay.php?iid=5&...08&olay=mak

Bu konuda amacımız Peygamber sav. ın getirdiği tıb la alkalı düsturların kural ve tavsiyelerin kısaca hadislerin günümüz tıbbıyla birebir örtüşmesi.

Genel manada 1400 yıl önce vazedilen bu kurallrın Peygamber sav. ın Peygamberliğine de delil olması Peygamber sav. in bir mucizesi olmasıdır.

Peygamberlikten Önce Araplarda hastalıkların tedavisi nasıldı?

"Araplar beraberlerinde bir tavşan kemiği taşıdıkları takdirde hastalıklardan korunacaklarına inanırlar; yılan sokmuş bir kimseyi yılanın zehiri vücutta yayılmasın diye uyutmaz, üstüne başına ziller takarlardı. Korkmuş bir kadının yüreğinin soğuduğuna inanarak sıcak su içirirlerdi. Çocukların çürük dişlerini güneşe doğru attıkları takdirde yeni dişlerin muntazam çıkacağına inanırlar, şaşılığı değirmen taşına baktırarak tedavi ederler, yaraları kızgın demirle dağlar, vebadan korunmak için merkep gibi anırırlar, hastaları kâhinlere götürür, sihir yapar, tapınaklara kurban keser, böylece hastaların içine girmiş şeytanların çıkacağına inanırlardı.

Hz. Peygamber (sav) yukarıda zikredilen batıl ve ilmî değeri olmayan bu uygulamaları kaldırmış, tababete yeni bir anlayış getirmiştir. Şöyle ki, tabib olmayanların hasta tedavi ettikleri takdirde verdikleri zararın ödetilmesi, tabiblerin alacağı ücretin meşru olduğu, bulaşıcı hastalıklara karşı korunma, salgının bulunduğu yere girmemek ve bu yerde bulunuyorsa dışarı çıkmamak (karantina), vücut temizliği, yiyeceklerin ve çevre temizliğine önem vermek, yiyecek ve içeceklerde itidali muhafaza etmek, hastalanınca tedavi olmak ve tedaviye inançla bağlanmak, hastalıklarda çeşitli tedavi usulleri tarif ederek bir ilaç telakkisi oluşturmak, haram nesnelerle tedavi yapılmaması gibi tavsiyeler yanında, hastalık anında hazık (mütehassıs) hekime müracaat etmek, cahil tabiblerden uzak durmak gibi çok önemli konulara temas buyurmuşlardır. Bu konuda pek çok örnekler verilebilir (3,4,5,6,11)."

kaynak: Prof. Dr. Asaf ATASEVEN http://www.yeniumit.com.tr/yazdir.php?konu_id=212

ŞİMDİ PEYGAMBER SAV. IN GETİRDİĞİ TIBLA VE HASTALIKLARLA İLGİLİ KURALLARA BAKIYORUZ YORUM SİZİN ARKADAŞLAR:

1) "Kim bilgisi olmadığı halde hekimlik yapmaya kalkışırsa, sebeb olacağı zararı öder." (Ebu Davud, Diyat 23; Nesai, Kasame 41; İbni Mace, Tıb 16).

günümüz malpraktis yasası 1400 yıl önce yürürlüke imiş :good:

2) Sad İbn Vakkas hastalanmış Hz. Peygamber (sas) ziyaretine gitmiş. Sad'ı evinde hasta yatar görünce Haris bin Kelde'yi çağırın, O iyi bir hekimdir, sizi tedavi etsin" buyurmuştur. (Ebu Davud, Tıb 12).

3)"Allah derdi de çareyi de verdiği gibi her dert için bir ilaç yaratmıştır. Bu sebeble tedaviye devam ediniz. Fakat haramla tedavi etmeyiniz." (Ebu Davud, Tıb 11).

4) "Allah şifanızı sarhoşluk veren şeylerde yaratmamıştır." (Buhari, Eşribe 15).

5) "İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit." (Buhari, Rikak 1; Tirmizi, Zühd 1; İbn Mace, Zühd 15)

6) "Lanetlenmiş iki şeyden sakının:

- Ya Rasulallah o iki şey nedir?" dediler. Peygamber Efendimiz (sas):

-"İnsanların gelip geçtiği yola ve gölgelendiği yere abdest bozmaktır." buyurdu. (Müslim, Taharet 68; Ebu Davud, Taharet 15; Ahmet bin Hanbel, Müsned 2/372)

7) "Sizden biriniz durgun suya bevl etmesin." (Buhari, Vudu 68; Müslim, Taharet 94; 96; Ebu Davud, Taharet 36).

İnsan dışkısı ve idrarının hastalık nedeni olması nedeniyle yasakalnmış

8) "Hastayı üç gün geçmeden yoklamayınız." (Ramuz'el-Ehadis 2/489).

9) "Bir yerde veba olduğunu işitirseniz oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde veba vukua gelirse oradan ayrılmayınız." (Buhari, Tıb 30; Müslim, Selam 92, 93, 94, 98, 100)

Günümüz karantina prensibinin en önemli kısmı yine 1400 yıl önce ortaya konmuştur.Bu da hasat insanlardan hastalık bulaşabileeği fikrini akla getiriyor.Aynı çağlarda avrupada insanlar cadılıkla suçlanıyor hasatlar tedaviyerine yakılarak tedavi ediliyordu.

10) Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçınız." (Buhari, Merda 19; A. Bin Hanbel, Müsned, 2/443).

11) "Cüzzamlıyla aranızda bir mızrak boyu mesafe olduğu halde konuşunuz." (Ramuz el-Ehadis 2/471)

m.Lepra hastalığı son derece bulaşıvı bir hastalıktır

12) "Köpek bir kabı yalarsa onu yedi defa yıkayın. O yedinin birinde toprakla temizleyin." (Buhari, Vudu 33; Davud, Taharet 37; Tirmizi, Taharet 68)

13)"Size ne oluyor ki, dişleriniz sararmış olduğu halde yanıma geliyorsunuz. Misvak kullanınız." (A. b. Hanbel, Müsned 1/214).

14) "Misvak hakkında tavsiyelerimi size çok tekrarladım." (Buhari, cuma 8; Nesai, Taharet 5; A.b. Hanbel, Müsned 3/143; Darimi, Vudu 18)

Misvak konusu ayrı bir kitap bile olabilir buyrun misvakla ilgili hadis ve faydaları:

"Cebrail (A.S), misvak kullanmayı bana o kadar çok tavsiye etti ki, misvak hakkında âyet inecek ve misvak kullanmak farz kılınacak zannettim."

Misvağın faydalarını şöyle sıralayabiliriz:

· Selülozun fizikî etkisi dişleri temizler.

· Uçucu yağlar ve selüloz dişleri beyazlatır.

· Kokulu reçine içerdiği için nefesin güzel kokmasını sağlar.

· NaCl ve KCl'ün ödemi dışarı çekmesi, diş eti iltihaplarını iyileştirir.

· Uçucu yağlar kabızlığı giderir.

· Psikolojik etkileriyle siniri teskin eder.

· İştahı açar.

· Kaynatılarak suyunun içilmesinin basur hastalığına iyi geldiği tesbit edilmiştir.

daha detaylı bilgiler: http://www.zehirli.org/konu/efendimiz-ve-saglikli-yasam.html

15) "Allah temizdir, temizi sever. Etrafınızı temizleyiniz." (Tirmizi, Edeb 41).

16) "Temizlik imanın yarısıdır." (Müslim, Taharet, 1; Tirmizi, Daavat 86; A.b. Hanbel Müsned 4/260, 5/342, 343, 344, 363, 370, 372; Darimi, vudu 2).

17) "Her müslümanın yedi günde bir yıkanması Allah'ın onun üzerinde hakkıdır." (Müslim, Cuma 9).

18) "Yiyecek ve içeceklerinizin kaplarının ağzını açık bırakmayınız." (Müslim, Eşribe 96, 98; Ebu Davud, Eşribe 22; Tirmizi Et'ime 15).

19) "Efendimizin en çok sevdiği elbise hiberadır." (Hibera Yemende yapılan yeşil, pamuklu bir hırkadır) (A.b. Hanbel, Müsned 3/292; Değişik bir lafızla Ebu Davud, Libas 12).

20) "İçkide şifa yoktur." (Darimi, Eşribe 6).

21) "Sarhoşluk veren her içki haramdır." (Buhari, Edeb 80; Müslim Eşribe 73, 75; Ebu Davud Eşribe 5).

22) "İçkiden sakının. Zira o her kötülüğün anahtarıdır." (Hakim, Müstedrek; Beyhaki, Şiabül-İman; Ramuz el-ehadis, 1/212).

23) "Kadınlaşan erkeklere, erkekleşen kadınlara Allah lanet eder." (Feyzül Kadir 5/271).

24) "Size denk olan kadınlarla evleniniz." (İbn Mace, Nikah 47).

25) "Ey gençler topluluğu, evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü gözü korur... Evlenmeye gücü yetmeyen oruç tutsun." (Buhari, Nikah 3,60).

26) "Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız" (Feyzül Kadir 4/212).

27) "İnsanlar madenler gibidir. Eğer dinde anlayışını derinleştirebilirse cahiliyede hayırlı olan İslam’da da hayırlıdır." (Buhari, Enbiya 19).

28) "Budala (dini diyaneti iyi olmayan) kadınlara çocuklarınızı emzirtmeyiniz. Zira tesir eder." (Kenzül-İrfan).

29) "Seyahate çıkınız, sıhhat bulursunuz." (Taberanî)

30) "Beş şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek, kasık kıllarını tıraş etmek, koltuk altı kıllarını yolmak, tırnakları kesmek ve sünnet olmak." (Buhari, Libas 63, 64; Müslim, Taharet 49, 50).

Şimdiye kadar zikredilen hadis-i şerifler genel tababet ve koruyucu hekimliğe dair seçtiklerimizdir. Biraz da tedavi konusunda örnekler verelim.

Hz. Peygamber (sas) kendisine müracaat eden kimselere ya bir ilaç tavsiye eder ya da hekime gönderirdi.

1) "İsmid (sürme taşı) çekin. O gözü açar ve kirpikleri besler." (Tirmizi Libas 23; Ahmet bin Hanbel, Müsned 3/476).

2) "Gözü ağrıyan birisine Hz. Peygamber Efendimiz (sas) "Sabur ile tedavi et" buyurdu." (Müslim, Hac 89, 90).

3) Çörek otu ölümden başka her derde devadır. (Buhari, Tıb 7).

Bu gün çörekotunda bulunan immünmodulatuvar maddelerin vücut savunma sistemini güçlendirdiği tesbit edilmiştir.Kanser ve enfeksiyonlaar faydalıdır.

4) Şifa üç şeydedir: Bal şerbeti içmek, hacamat vurmak, dağlamak. {Dağlama daha sonra men edilmiştir.) (Buhari, Tıb 3; Ahmed bin Hanbel, Müsned 1/246).

5) "Ud-u hindi (kustu hindi) kullanmaya devam ediniz. Onda yedi türlü şifa vardır. Uzre, (bademcik iltihabında) boğaza

üflenir. Zatülcenbde hastaya içirilir." {Buhari, Tıb 10; Müslim, Selam 86,87; İbn Mace, Tıb 12, 17).

6) "Umeys'in kızı Esma müshil olarak şubrun kullanıyordu. Hz. Peygamber Efendimiz (sas) keskin ve ağırdır buyurdu. Sonra Esma sena otu kullandı." (Tirmizi, Tıb 30)

7) "Peygamber Efendimiz (sas) baş ağrısından şikâyet eden bir kimseye kan aldırmasını tavsiye etti." (Müslim, Selam 71).

8)" Resulullah (sav)'in kanının durdurulması şu şekilde yapıldı. Hz. Ali kalkanın içinde su getirdi. Hz. Fatıma O'nun kanını yıkadı, sonra bir hasır yakıldı. Ve onun külü ile yara kapatıldı. (Buhari, Vudu 72; Tirmizi, Tıb 34, İbn Mace, Tıb 15; Ahmet bin Hanbel, Müsned 5/330, 334).

9) "Hz. Peygamber ateşli bir kadının su ile serinletilmesini tavsiye etti." (Müslim, Selam 82).

Bu gün de ateşli çocuklar ve yetişkinler ılık duşlarla ateşleri düşürülüyor.

10) Hz. Peygamber (sas) dövme (tatuağe) yaptırmayı yasaklamıştır." (Buhari Tıb 26, Libas 86; Ebu Davud Libas 8).

Dövme nin bir çok bulaşıcı hastalığı yaydığı kesindir başlıca hepatit b aids ve benzer hasatlıklar

11) "Peygamber Efendimiz (sas) kesilmiş burnun tamiri mülahazasıyla altından burun yapılmasına müsaade etmiştir." {Tirmizi, Libas 31).

Estetik cerrahinin temeli

Hz. Peygamber (sas)'in tıp ile ilgili hadisleri ta başlangıçtan itibaren dikkati çekmiş, muhaddisler tarafından meşhur altı hadis kitabı (kütub-i sitte)’nın müellifleri, eserleri arasında tıbb-ı Nebevî'ye müstakil bir kitap veya bölüm ayırmışlardır.

Buhari kitabu't-tıb ve kitabu'l-merda, başlığı altında iki bölüm, Ebu Davud kitabu't-tıb diye bir bölüm, Tirmizi cami olarak adlandırılan eserinde tıp bölümüne yer vermiştir.

Keza İbni Mace, Müslim, Nesei, Ahmet Bin Hanbel, İmam Malik eserlerinde tıpla ilgili hadislere yer vermişlerdir. Daha sonra müstakil olarak tıbb-ı Nebevî adını taşıyan eserler yazılmıştır.

İlk Tıbb-ı Nebevi H. 120. yılında yaşamış Abdül-Melik B. Habib tarafından yazılmıştır. (7)

Brokelman ve Katip Çelebi 10'dan fazla Arapça Tıbb-ı Nebevi olduğundan bahsederler.

Bundan başka Farsça, Urduca ve Türkçe Tıbb-ı Nebeviler mevcuttur.

İstanbul kütüphanelerinde 20'nin üstünde Türkçe Tıbb-ı Nebevi’nin bulunduğunu tesbit ettik.(3).

Osmanlı döneminde son yazılan Tıbbı Nebevî Dr. Hüseyin Remzi Bey (1896)’e aittir.(12).

Cumhuriyet döneminde bu konuda Mahmut Denizkuşları tarafından Bursa İslâm Enstitüsü'nde bir doktora tezi yapılmıştır.(9)

Yakın zamanlara kadar İslâm ülkelerinde Tıbb-ı Nebevi kitapları bir sağlık el kitabı olarak elden ele dolaşmıştır.

Bugün Hz. Peygamber (sas)'in tıbbî hadisleri yukarıda ifade edildiği gibi tıbbî telakkilerimize uygunluk göstermektedir. Bu hadisler, tıp sahasındaki bugünkü gelişmelerden asırlar önce ifade buyrulduğu için, bir tıbbî hikmet, hatta tıbbî mucize telakki edilmelidir. Bundan böyle tıbb-ı Nebevî çalışmaları hadis âlimleri ile birlikte konu ile ilgili ihtisas dalından hekimler tarafından müştereken yapılmalıdır.

Prof. Dr. Asaf ATASEVEN (13)

KAYNAKLAR

1. Bucaille, M.: La bible, le coran et la Science (çev. Yıldırım, S.) Silm Matbaası İzmir, 1981.

2. Opitz, K.: Kur'ân'da tababet (çev. Uzluk. F.N.) Ankara Ü.Tıp Fakültesi yayınları No: 240, A.Ü. Basımevi, 1971.

3. Ataseven, A.: Kırk tıbbı hadis Tıbb-ı Nebevi" (hazırlanıyor)

4. Corci Zeydan: İslâm Medeniyeti tarihi (terc. Megamiz, Z.) Cilt III. İstanbul sh. 35, 1876.

5. Tahirül-Mevlevi: Müslümanlığın medeniyete hizmetleri (sadeleştiren Sert, A.) cilt I. İstanbul sh. 57, 1974.

6. Sarı (Akdeniz. N.: Tıbb-ı Nebevi, Yeni Symposium. 19:65, Nisan 1981.

7. Küçük, R.; Tıbbı Nebevi literatürü üzerine bir deneme. İlim ve Sanat sayı 3. Eylül-Ekim 1985.

8. Ataseven A.: Tıbbı Nebevi'den bahisler, bulaşıcı hastalıklar. İslâm Mec. cilt 1 sayı 1sh, 52 Temmuz 1984.

9. Denizkuşları, M.: Peygamberimiz ve Tıp Doğuş matbaası. İst. 1981.

10. Ataseven. A.: Sünnet "Hitan" Hekimler Birliği Vakfı Kandil Matbaası Ankara, 1985.

11. Aşçıoğlu, Ö.: Tıbb-ı Nebevi'de Dermatoloji. Gevher Nesibe Bilim haftası ve tıp günleri, sh. 518, 1982.

12. Dr. Hüseyin Remzi: Tıbb-ı Nebevi (Osmanlıca) İstanbul, 1324/1906.

13. Ataseven, A.: Tıbb-ı Nebevi (Dr. A. Ata)

----------------------------

BU KONUYTLA İLGİLİ HAZIRLADIĞIM SAYFA:

http://www.bizimwebsite.com/forum/showthre...mp;pid=83#pid83

DİĞER İNTERNET KAYNAKLARI:

http://www.sonpeygamber.info/tr/tr/egitim/tibb-i-nebevi.html

http://www.zehirli.org/konu/sunnete-uy-saglikli-yasa.html

http://www.zehirli.org/konu/efendimiz-ve-saglikli-yasam.html

http://mumsema.net/saglik-genel/196799-isl...bbi-nebevi.html

http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C4%B1bb-%C4%B1_Nebevi

http://www.harunyahya.net/V2/Lang/tr/Pg/Wo...ail/Number/6258

http://www.uzunhayat.com/saglik/tibbi-nebe...sagligimiz.html

HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ bu konuda da eleştiri ve sorulara sonun akdar açığım arkadaşlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 123
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

"Allah temizdir, temizi sever. Etrafınızı temizleyiniz." (Tirmizi, Edeb 41).

o zaman senin tanrı niye bize dışkı çıkartıyor?

Resulullah (sav)'in kanının durdurulması şu şekilde yapıldı. Hz. Ali kalkanın içinde su getirdi. Hz. Fatıma O'nun kanını yıkadı, sonra bir hasır yakıldı. Ve onun külü ile yara kapatıldı. (Buhari, Vudu 72; Tirmizi, Tıb 34, İbn Mace, Tıb 15; Ahmet bin Hanbel, Müsned 5/330, 334).

böyle bir şey yapılması halinde kanser olabilirsiniz. örnekleri var.

"Ud-u hindi (kustu hindi) kullanmaya devam ediniz. Onda yedi türlü şifa vardır. Uzre, (bademcik iltihabında) boğaza

üflenir. Zatülcenbde hastaya içirilir." {Buhari, Tıb 10; Müslim, Selam 86,87; İbn Mace, Tıb 12, 17).

şu anda pnomonia streptomicin ile zor tedavi ediliyor. bu herifler uçmuş.

3) Çörek otu ölümden başka her derde devadır. (Buhari, Tıb 7).

saçmalama . bu zımbırtıyı pidelerin üstüne koyuyorlar. hiç bi halta yaradığını görmedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

BAZI ARKADAŞLARIN ALGILAMALARINDA BİR SORUN VAR

Veyahut gördüklerini değerlendirmede

bikez daha vurgulayım amaç burda hasatlıklara reçete vermek değil

ARAP YARIMADASINDA İSLAMİYETTEN ÖNCE TIP NE NOKTADAYMIŞ?

İSLAM GELDİKTEN SONRA HANGİ SEVİYEYE GELMİŞ ?

BU soruya cevap verin

Peygamberin getirdiği apaçık düsturlar delilli ve isbatlıdır kaynakalrda mevcuttur

sadece iki kaynak prof. titreli kişilerin araştırmassıdır

bu da demektir İslam Haktır Haktandır

Peygamber sav Resulullahtır.

konuşuyorsanız delilli isbatlı konuşun

tarihinde AhmetBaha tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
BAZI ARKADAŞLARIN ALGILAMALARINDA BİR SORUN VAR

Veyahut gördüklerini değerlendirmede

bikez daha vurgulayım amaç burda hasatlıklara reçete vermek değil

ARAP YARIMADASINDA İSLAMİYETTEN ÖNCE TIP NE NOKTADAYMIŞ?

İSLAM GELDİKTEN SONRA HANGİ SEVİYEYE GELMİŞ ?

sizin peygamberiniz tuccardi. bir suru ülkeleri dolasmisti. arap yarim adasinda insanlar tipbi bilmiyordular belki, ya baska yerdeki insanlar? onlardami araplar kadar cahildi?

peygamberden yüzlerce yil önce yunanistanda tip gelismisti, eski misirda tip gelismisti. peygamber bunlari hicmi duymamistir acaba? ilhamlami ögrendi bu tibbi tedavi yöntemini?

deve sidigini bugun neden icmiyorsunuz?

cörek otu ölümden baska her derde deva ise, niye domuz giribinden dolayi az daha hac yapamayacakdiniz bu sene? domuz giribi asisinda bir dirhem cörek otu varmidir acaba arastirdinmi?

karantinayi 1400 yil önce haber vermisde günümüz tip ilmine uyuyormus? yahu sen 1400 yil önce insanlari magara devrindemi yasiyor saniyordun.

hipokrat hangi cagda yasadi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
baha

bak tekrar söylüyorum.sende bilmem neye sürülecek kadar akıl kalmamış.

adam sıyırmış yaa,

neymiş peygamber kan aldırmak iyi demişmiş.

ulen, kan aldırmak iyi doğru da hijyenik şartlarda kan vermek iyi.

1400 yüz sene evvel kan nasıl alınıyormuş merak ettim.

(bilmediğimden değil, gelip cevap versin diye söylüyorum.)

şifa için;

3- Bâb: "Şifâ üç şeydedir"

3-.......Bize Salim el-Eftus (ibn Aclân el-Harrânî), Saîd ibn Cubeyr'den tahdîs etti ki, İbn Abbâs®: "Şifâ üç şeydedir: Bal şerbeti içmekte, kan alma âleti vurmakta, ateşle dağlamakta. Fakat ben üm­metimi (son bir ihtiyâç olmadıkça) ateşle dağlamaktan nehyederim" demiştir.

(...)

Ve yine bu hadîsi el-Kummî de Leys'ten; o da Mucâhid ibn Cebr'-den; o da İbn Abbâs'tan olmak üzere (dağlamayı zikretmeden) Pey­gamber (S): "Şifâ, balda ve kan aldırmadadır" İafzıyle rivayet et­miştir

baş ağrısında ne yapmalıyız?

15- Yarım Baş Ağrısından Ve Baş Ağrısından Dolayı Kan Aldırma Tedavisi Babı

21-....... Bize Muhammed ibn Adiyy, Hişâm ibn Hassân'dan; o da İkrime'den tahdîs etti ki, İbnu Abbâs ®: Peygamber (S) ih-râmlı

olduğu hâlde kendisinde bulunan bir baş ağrısı hastalığından dolayı "Lahyu Cemel" denilen bir su yanındaki menzilde başından kan aldırma tedavisi yaptırdı, demiştir.

Muhammed ibn Sevâ da şöyle dedi: Bize Hişâm ibn Hassan, İk­rime'den; o da İbn Abbâs'tan, Rasûluüah(S)'ın ihrâmlı iken kendi­sinde bulunan yarım baş ağrısından dolayı, başından kan aldırdığını haber verdi

adam kafadan kan aldırıyormuş.

adam enfeksiyondan ölür be!

bu utanmazlar da işlerine gelen hadisi alıp

utanmadan aman da aman şöyle demiş resulullah diye itekliyorlar millete.

yaralanmalarda kanı nasıl durdurmalıyız?

27- Külü İle Kan Yolunun Kapatılması İçin Hasır Yakılması Babı

37-....... Sehl ibn Sa'd es-Sâidî ® şöyle demiştir: RasûlulIah(S)'ın başı üzerindeki miğfer kırılıp da yüzü kanlandığı ve rabâiy-ye dişleri kırıldığı zaman Alî ® kalkanı içinde su getiriyordu. Fâtima da gelip Rasûlullah'ın yüzündeki kanı yıkıyordu. Fâtıma aleyhi's-selâm, kanın suya gâlib gelmekte olduğunu görünce, bir hasır parça­sına gitti, ve onu yaktı da külünü Rasûlullah'ın yarası üzerine yapış­tırdı. Böylece kan kesildi .

hasır parçasını alıp yakıyor, onla da kanamayı kesiyor.

hemen dötten bir makale uydursun abilerin buna ahmet can.

Link to post
Sitelerde Paylaş
her derde deva çörek otu

kütübü sitteden :

3957 - Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın."

Buhari, Tıbb 7; Müslim, Selam 89, (2215); Tirmizi, Tıbb 5, (2042); 22, (2071).

göz rahatsızlıkları için mantar suyu

3961 - Tirmizi'de Ebu Hüreyre radıyallahu anh'tan gelen bir rivayete göre, Halk: "Mantar toprağın çiçek hastalığıdır" demiştir. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle söylediler: "Mantar (Allah'ın Beni İsrail'e in'am ettiği kudret helvası denen) menn'dendir. Suyu göz için şifadır. Acve (denen hurma cinsi) cennettendir ve zehire karşı şifadır." Ebu Hüreyre ilave eder: "Ben üç veya beş veya yedi mantar aldım, onları sıkıp suyunu bir şişeye koydum. Gözü hasta olan bir cariyeme tatbik ettim. İyileşti."

Tirmizi, Tıbb 22, (2068, 2069, 2070).

ruhsal çöküntü için sütlü çorba

3970 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Telbine (denen sütlü çorba) hastanın kalbini dinlendirir, hüznün bir kısmını götürür."

Buhari, Tıbb 8, Et'ime 24; Müslim, Selam 90, (2216).

mantar suyunun bizim gibi gün boyunca monitöröre bakan insanlara çok faydalı olacağından eminim.

bu sıcaklarda pek gitmez ama bol bol telbine için kalbiniz dinlensin.

dert, tasa hepsini unutun.;)

başka ilaca gerek yok

3983 - Ebu Keşbe el-Enmâri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm başından ve iki omuzu arasından hacamat olur ve:

"Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez!" buyururdu."

Ebu Davud, Tıbb 4, (3859); İbnu Mace, Tıbb 21, (3484).

3988 - Ebu Bekre radıyallahu anh'tan anlatıldığına göre, bu muhterem sahabi, ailesini salı günü hacamat olmaktan men ederdi. Derdi ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Salı günü kan günüdür. O günde bir saat vardır, kan durmaz."

Ebu Davud, Tıbb 5, (3862).

salı gününe dikkat etmek lazım.

sivilce tedavisi

3990 - Tirmizi'nin Hz. Enes'ten yaptığı bir rivayette, Enes radıyallahu anh der ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Sa'd İbnu Zürare'yi sivilce sebebiyle dağladı."

Tirmizi, Tıbb 11, (2051).

can damarından yaralanana dağlama tedavisi

3989 - Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Sa'd İbnu Mu'az radıyallahu anh kolundaki (can) damarından isabet aldığı zaman Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onu elindeki uzunca bir demir çubukla bizzat dağladı. Ancak yarası tekrar şişti. Resûlullah da ikinci sefer dağladı."

Müslim, Selam 75, (2208); Ebu Davud, Tıbb 7, (3866).

kanımız fazlalaşmadan hemen aldıralım,ölmeyelim sonra

HANGİ AYDA HACAMAT OLMALI?

6999 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Kim hacamat olmak isterse, ayın 17 veya 19 veya 2l'ini arasın. Sakın, kan fazlalaşmak suretiyle birinize galebe çalıp onu öldürmesin."

pes yaa...

ahmet can, ellerinden öperler.

kan aldırmadığı için ölen var mı arkadaşlar?

ya da çorba içip neşesi yerine gelen?

sivilcesini ateşle dağlatanı duydunuz mu?

10) Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçınız." (Buhari, Merda 19; A. Bin Hanbel, Müsned, 2/443).

11) "Cüzzamlıyla aranızda bir mızrak boyu mesafe olduğu halde konuşunuz." (Ramuz el-Ehadis 2/471)

m.Lepra hastalığı son derece bulaşıvı bir hastalıktır

yaa, insanlar da muhammed diyene kadar cüzzmalılarla her gördükkleri yerde öpüşüp koklaşıyorlardı.

siz de oraya sürülecek akıl gerçekten yok.

neyse yırtıcılar leş yesinler diyen adamın talebelerine çok bile bu.

size iyi uykular, tatlı rüyalar diliyorum...

11) "Peygamber Efendimiz (sas) kesilmiş burnun tamiri mülahazasıyla altından burun yapılmasına müsaade etmiştir." {Tirmizi, Libas 31).

Estetik cerrahinin temeli

git kendini yok et be adam!

Link to post
Sitelerde Paylaş

PEYGAMBERİN KAN ALDIRMA:HACAMAT MUCİZESİ VE FAYDALARI:

Prof. Dr. Necat Yılmaz, Hadislerin bazılarının binlerce yıl öncesinden mucizevi bir şekilde bazı tıbbi buluşları açıkladığını tespit ettiğini söyledi.

İHA - Klinik Biyokimya Uzmanı Prof. Dr. Necat Yılmaz, Çağdaş Tıbbi-Nebevi (Peygamber Tıbbı) isimli kitabı için araştırma yaparken hadislerin bazılarının binlerce yıl öncesinden mucizevi bir şekilde bazı tıbbi buluşları açıkladığını tespit ettiğini söyledi.

2009 yılında piyasaya çıkacak Çağdaş Tıbbi-Nebevi isimli kitabı için uzun zamandır araştırma yapan Prof. Dr. Yılmaz, araştırmaları sırasında ümmi bir peygamber olan Hz. Muhammed'in (SAV) 1400 yıl önce ağzından çıkan 3 hadisi şerifin demirin kandaki varlığına şifreli bir şekilde dikkat çektiğini belirtti.

Hadislerden örnekler veren Yılmaz, "Kebşe İbn Ebi Bekre'den (r.a); 'Babası salı günü ailesini hacamat olmaktan alıkor ve Peygamber'in salı gününün kan günü olduğunu ve o gün belirli saatte kanın dinmediğini iddia edermiş.' (Rudani, büyük hadis külliyatı syf: 88-7500).

Bu hadisi şeriflerde ortak kısım salı günü kan aldırıp aldırmamak hususudur. İlk başta kan aldırmakla haftanın bir gününün ne ilişkisi olabilir diye insan düşünmektedir.

Neden salı gününe dikkat çekilmektedir? Bir başka hadisi şerif bunun şifresini veriyor. Bu hadisi şerife Rezin şunu da ilave etti;

'Kanı, güçlü olduğu (salı) günü aldırmayın. Çünkü o gün demirin iz bıraktığı gündür. Demirin güçlü olduğu günde kan aldırmayın'

(Rudani, büyük hadis külliyatı syf: 88-7500-7501.)

İbni Abbas'dan (r.a) aktarılan üçüncü hadiste de;

'Allah Resülü buyurdular ki; 'Hadid Suresi, salı günü inmiştir. Allah demiri salı günü yaratmıştır.' (Rudani, büyük hadis külliyatı syf: 88-7502.)

Hadid Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 57. suresidir. Sure 29 ayetten oluşur. Sure ismini 25. ayette geçen ve demir anlamına gelen hadid kelimesinden alır.

Kur'an'da demirin kimyasal özelliklerinden birçoğuna işaretler vardır.

'Andolsun ki elçilerimizi açık kanıtlarla gönderdik ve onlarla birlikte kitabı ve ölçüyü indirdik ki insanlar adaleti ayakta tutsunlar.

Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için yararlar vardır.' (Hadid Suresi 25)" dedi.

''Peki, demir insan için zararlıysa neden vardır? Oysaki demir insan için vazgeçilemez bir element olup, başlıca görevi kanda oksijeni taşımaktır.

Kanda eritrositler içinde yer alan hemoglobin yapısında demir vardır ve kana kırmızı rengini verir'' diyen Prof. Dr. Yılmaz,

kandaki hemoglobinin keşfinin bilim adamı Otto Funke tarafından 1851 yılında olduğunu, yaklaşık yüz yıl sonra 1959 yılında

Max Perutz'un X ışın kristallografisi yöntemini kullanarak hemoglobinin moleküler yapısını keşfettiğini ve bu

çalışmasıyla 1962 yılında Nobel Kimya Ödülü'nü aldığını belirtti.

Yılmaz, kanda demir varlığı ve demirin fazlalığının zararlarının son yüz yılda anlaşıldığına dikkati çekti.

Kandaki demirin varlığına dikkat çekmek için Hz. Muhammed'in bu hadisi şerifleri kullandığını ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:

''Peki, nasıl oluyor da ilimden, bilimden hiç haberi olmayan bir insan kandaki demirin varlığını, 1400 yıl öncesinden haber verebiliyor.

Aynı zamanda demirin gücü, izi gibi benzetmelerle kanda demir fazlalığının zararlı olduğunu ve tedavi yolunu da göstererek kan aldırmayı tavsiye etmektedir.

Hacamatla tedavinin Amerika tıp fakültelerinde ders (Cupping Therapy, Bloodletting) olarak okutulacağına kim inanırdı?

Arap doktorların bile reddettiği Hazreti Peygamber'in bu tedavi yöntemi, batı merkezlerinde birçok hastalık tedavisinde uygulanmakta olup,

Çinli olimpiyat bayan yüzücüsü Wang Qun sporda başarıyı ve Gwyneth Paltrow' a Hoolywood başarısını bu yolda arayan ünlülerden ikisidir.''

"KAN BAĞIŞI YAPAN KİŞİLERDE KALP DAMAR HASTALIKLARI DAHA AZ GÖRÜLÜYOR"

Kan bağışı yapan kişilerde kalp damar hastalıklarının daha az görüldüğünün yapılan birçok araştırmada ortaya çıktığını vurgulayan Yılmaz,

''Amerikalı Meyers D. ve arkadaşları tarafından 1997 yılında 'Heart' isimli çok saygın bir dergide yayınlanan araştırma, açık bir şekilde

kan bağışında bulunan insanların kalp ve damar hastalıklarına yakalanma şansının kan bağışı yapmayan akranlarına göre çok az olduğunu bir kez daha göstermiştir'' şeklinde konuştu.

Bu çalışmanın 'Demir Hipotezi'' olarak bilinen ve kadınların adet kanaması yolu ile demir kaybetmelerinin bunun sonucunda kadınlardaki düşük demir miktarının yağların oksidasyon hızını yavaşlatması; böylece damar sertliğinin (Atheroskleroz) erkeklere göre kadınlarda daha az görüldüğü temeline dayandığını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Çok iyi bilindiği üzere serbest oksijen radikalleri yağların oksidasyonunu sağlamakta, böylece damar sertliği (Atheroskleroz) gelişmektedir.

Bu konunun demirle olan ilişkisi nedir? Demir, yağları okside eden bu oksidan moleküllerin üretimini sağlayan Fenton reaksiyonunda yer alır.

Yani insan vücudunda ne kadar çok demir varsa o kadar çok zararlı oksidan molekül meydana gelir. Bunun tersine adet kanaması,

kan vermek gibi kan kaybına, dolayısıyla demir kaybına yol açan durumlarda ortamda serbest demir azaldığı için oksidasyon da azalır.

Bunun net sonucu kişide kalp damar hastalıkları ve diğer birçok hastalığın daha az sıklıkla görülmesidir.

Bu hipoteze dayanarak araştırmacılar düzenli olarak kan bağışı yapanların kalp krizi, felç, inme, anjina ve diğer kalp ve

damar hastalıklarına yakalanma oranlarının kan bağışı yapmayanlardan çok daha az olduğunu bulmuşlardır.

Demir ve hastalıklarla olan ilişkisini gösteren çok sayıda çalışma birçok saygın tıp dergisinde (Lancet,Cell, JAMA vb.) yayınlanmıştır.

Bu konuda birçok çalışması olan Amerikalı araştırmacı Sullivan JL, bu yıl yayınladığı bir çalışma ile demirin diyetten azaltılması,

demirin bağlanarak atılması veya kan vermek yoluyla azaltılmasının kalp krizine yol açan atherosklerotik tıkaçların küçüldüğünü göstermiştir.''

Prof. Dr. Necat Yılmaz, yine bu yıl 'Diabetes Care' isimli saygın uluslararası bir dergide çıkan İtalyan Francesco Equtani ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada

vücut demirindeki azalmanın insülün hassasiyetini ve miktarını artırdığını bulduklarını, yani şeker hastalığına karşı kan bağışının koruyuculuğunu gösterdiklerini,

yukarıda saydığı tıbbi araştırmalara yüzlerce örnek verebileceğini kaydetti. Yılmaz, 2009 yılında piyasaya çıkacak kitabında çok geniş tıbbi bilgilerin yer aldığını sözlerine

ekledi.

KAYNAK:http://www.bizimwebsite.com/forum/showthread.php?tid=69

--------------------------------------

DİĞER BİR İTİRAZ KANAMANIN HASIR KÜLÜYLE DURMASI:

Buna örnek günümüzde ameliyathanelerde sıkça kullanılan bir yöntem koterle damarları yakma yöntemidir buna koterizasyon da deniyor

elektriksel akım ısya dönüşüp damar uçlarını yakıp büzüştüror ve kanamyı durduruyor

Tabi Peygamber sav. zamanında sterilizasyon koterizasyon diye bir şey yok lakin sanki bugünün tıbbı görülmüş gibi Peygamber sav hem haber vermiş

hem bizzatihi uygulamış

DEMEK BU MUCİZEDİR PEYGAMBER SAV HAKTIR ALLAH VARDIR AHİRET VARDIR.

----------------------------

DİĞER BİR İTİRAZ: KAN ALDIRMADA mikrop kapma vs:Elbette cillte bazı mikroplar vardır ancak o dönemle bugünün

farkı şu ki bugün yoğun antibiyotik kullanımına bağlaı (içtiğimiz sütlerden yediğimiz çoğu gıda da antibiyotik mevcutur) bi dolu dirençli mikrop

hastatlık yapma potensiyeli arttırılmış nikrop geliş,miştir.Bunların bir kısmının ilaç firmalarının ilaçlarının satılması için labratuvarda üretildiği

iddiasıda vardır mesela h1n5 virusi için Ayrıca hiv virüsünün yine abd tarafından Afrikayı yoketmek için (kenyada aids sıklığı %70-80dir) labratuvarda üretildiği söyleniyor.

hasılı kelam Peygamber sav. zamnında daha az ve daha az zararlı mikroplar vardı ve hacamatın enfex riski azdı denileblir.

--------------

HÜLASETUL BEYAN:

PEYGAMBER GELMEDEN EVVELKİ ARAB TIBBI VE PEYGAMBERİN BU KONUDA AÇTIĞI ÇIĞIR bize peygamberin

bunları kafadan atmadığını (hatta birinin itirazı Peygamber sav ın bunu diğer bölgelerden duyup öğrendiği yönünde demek bir hakikat payı vermiş ki böyle

kendi kendini kandırmayla ikna etmeye çalışmış ) yaptığı söylediği herşeyi bilinçli bilerek yaptığı söylediği emrettiği kesin isbat olmuştur

Amacımız zaten Peygamberin Peygamberliğne bir gaybi mucize göstermekti

itiraz olunan noktalar her nekadar olsada sayıca miktarca azdır ve "el hükmü lil ekser" (hüküm eksere göre dir) düsturunca Peygamberin söylediği hemen her söz haktır hakikattir.

ve onun Peygamberliğine delildir

vesselam

Link to post
Sitelerde Paylaş

sende gram akıl yok arkadaşım.

adamlar dötlerinden ne uydursak da hadisi kurtarsak diye uğraşıyorlar.

demir salı günü inmişmiş.

bak bak bak...

başlığımın birinde salağn biri daha sineğin yemeğe girmeyen kanadını da

yemeğe sokmayı tavsiye eden hadisi aklamak için uydurulmuş bir makale getirdiydi.

onunki bir seninki iki.

papağan olduğun o kadar belli ki,

sana soruyorum:

hijyenin olmadığı ortamda nasıl kan alınır diye.

sen gelip bu saçmalığı yapıştırıyorsun.

ya senin kendine saygın yok bu be adam?

bu kadar mı akıl fukarasısın?

kaynak diye verdiği vatandaşın hakkında internette çok birşey bualmadım ama

ilk izlenimim alternatif tıp mavallarıyla insanları söğüşleyen

ahmet maranki ya da saraçoğlu tarzı bir adam olduğu yönünde..

Link to post
Sitelerde Paylaş
murteddd Gönderildi Bugün, 22:02

sende gram akıl yok arkadaşım.

adamlar dötlerinden ne uydursak da hadisi kurtarsak diye uğraşıyorlar.

demir salı günü inmişmiş.

bak bak bak...

başlığımın birinde salağn biri daha sineğin yemeğe girmeyen kanadını da

yemeğe sokmayı tavsiye eden hadisi aklamak için uydurulmuş bir makale getirdiydi.

onunki bir seninki iki.

papağan olduğun o kadar belli ki,

sana soruyorum:

hijyenin olmadığı ortamda nasıl kan alınır diye.

sen gelip bu saçmalığı yapıştırıyorsun.

ya senin kendine saygın yok bu be adam?

bu kadar mı akıl fukarasısın?

Arkadaşım gerekli açıklamayı yukarı aldım bi zahmet oku ama tabi senin ihtiyacın yok

tabiiki bugünkü gibi yaygın ve dirençli mikrop yoktu o dönem

kan aldırmayla (enfexion kaptı ) öldü diye debi vukuat yok

sana göre yalnız senin söylediğin doğru yalnız sen biliyorsun biz salağız

yukarıdaki biyokimya profesörüde salak Abd çin vb ülkelerde Cupping Therapy, Bloodletting adı altında

bu işlemi yapan doktorlarda salak değilmi? yoksa yoksa asıl salak SENMİSİN?

nedersin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...