Jump to content

8 Mart Dünya Kadınlar Günü


Recommended Posts

Yarın 8 Mart.

Kadınların birer cinsel obje yerine konularak başlarının bir bezle örtülerek işaretlenmelerine çalışıldığı şu 21. yüzyıl Türkiyesinde, laik ve Atatürk devrimlerinin bilincinde olan, haysiyetlerini ve kişiliklerini kaybetmemiş, çocuklarını birer birey olarak yetiştirebilme bilincine sahip her bir kadınımızı ve forumumuzun bu bilince sahip hanım katılımcılarını gönülden kutluyorum.

Yarın burada olamayacağım ve bu önemli ve anlamlı günlerini kutluyamayacağım için şimdiden bu görevi yerine getirmek istedim.

Çağdaş, aydın, birey olmanın bilincine ve sorumluluğuna erişmiş her bir kadınımızı kutluyor, alınlarından ve ellerinden öpüyorum.

Saygı ve sevgilerimle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kendi adıma, içten kutlaman için teşekkür ederim.

kadının türbanla kapatılıp poşetlenmesine na kadar

karşıysam, beyni yerine bedenini ön plana çıkararak

yozlaşmasına da o kadar karşı olduğumu belirtmek istiyorum.

sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1 Mayıs Bahar Bayramı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

I love You Che

Romantik Deniz

Atatürkçü Mahir...

İçeriklerini boşaltarak, niteliklerini budayarak şirinleştirmeye, kabul edilebilecek düzeye çekmeye çalıştığ3ınız bu tarihsel olay ve kişiliklerin gerçek niteliklerini bazılarımızın bilincinden silebileceğinizi sanmayın.

İşçi sınıfının dayanışma ve mücadele günüdür 1 Mayıs, tişörtlere, kupalara resmedilen Che sosyalizmin simgesidir, ölüm fermanı veren cellatlarına"Tam Bağımsız Türkiye" sloganıyla yanıtını veren Denizler, gerçek kurtuluşun yolunu yöntemini ortaya koyan Mahirlerin mücadalesi sadece bağımsız bir türkiye değildi. Onlar aynı zamanda bu topraklarda demokratik halk iktidarının sosylaizmin hayat bulmasını arzulamışlardır, bu arzuları doğrultusunda da mücadale etmişlerdir.

8 Mart Kadırlar Günüymüş.. Doğru ya hemen gidelim tansu çiller'e, meral akşener'e demir lady'e birer çiçek verelim.. Onların da günlerini kutlayalım. Onlar kadın değil mi, gerçi kendi ülkelerindeki kadınlara yaptıkları eziyetlere rağmen.. Sistemin birer temsilcileri olarak kadının ikinci sınıf olmasında payları olmalarına rağmen onların da gününü kutlayalım mı...

Sevgili komüncenin başka bir başlıkta tarihini anlattığı üzere 8 Mart'ın gerçek kimliği ortadadır. 8 Mart Dünya mekçi Kadınlar Günüdür. Ama sadece bu değil aynı zamanda dayanışma günüdür, mücadele günüdür... Sizi bilmem ama ben sadece kadın değil insanlık düşmanı olan kişilere yönelik bir kutlamada bulunmam... Ben tarafsız değilim ve tarafımı ortaya koyarım...

İyiden güzelden yana olan tüm emekçi kadınların gününü kutlarım... Emekçi kadın sadece fabrikadaki kadın demek değildir... Tarladadır emekçi kadın. okuldadır emekçi kadın, hastanededir emekçi kadın, evdedir emekçi kadın hayatın her alanındadır emekçi kadın... Tarihi yazmaktadır emekçi kadın...

Rosa Luxemburgdur tarihi yazan clara zetkindir.. Aleksandra Kollontay'ın bıraktığı yerde İsrail Siyonistlerine karşı duran 16 yaşındaki filistinli Sena Muheydli yazmaya devam eder tarihi. Kürt kızı Leyla Kasım'da tarihsel görevini yerine getirmenin onurunu yaşarken Plaza De Mayo Anaları, TAYAD'lı analar, ana yüreğinin ne olduğnu gösterir tüm dünyaya..

saygılarımla

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

8 Mart'a 1 gün var daha ama ben de şimdiden Tüm emekçi kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyorum.

Ayrıca 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasına sebep olan onurlu mücadelede yanarak ölen yüzlerce işçiyi saygı ve sevgiyle anıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
dunya emekcı kadınlar gunu nu dun kutladık dıyarbakırda
Yüreğinize sağlık...

Konu dışı olacak bir şiir yapıştıracağım için kusura bakmayın... Diyarbakır bambaşka bir sevdadır benim için... Her ne kadar birbirimize yabancı olsakda her ne kadar aramızda büyük bir çelişki yaşansa da Diyarbakırla birlikte atar yüreğim...

Ah Diyarbekir

Gözlerine kurban olduklarım

Tutmuşlar dağ başlarını.

Yürek çaresiz bir serçedir

çırpınır.

Şimdi cihan parçalarının

türkülerine

ah derim ah!

Kuşların kanatlarında

şafaklara bulanmak varsa

o serinlikte ürpermek vardıya

barut kokularında umudu

tadandım.

Nehir boylarında koşandım.

Parmaklarım gömülürken

toprağa

ölüme yatardım.

Ah demem mi ah.

Ah Diyarbekir

Sevdiklerimden ettin beni.

Oysa bilmezler ki,

yüzlerce ırmağımız

özgürlüğün kızıl kılıçları

ellerinde

onbinlerce küçük

karabalığımız var bizim

Uçsuz bucaksız mavili

aydınlıklar aşkıyla yanan

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yüreğinize sağlık...

Konu dışı olacak bir şiir yapıştıracağım için kusura bakmayın... Diyarbakır bambaşka bir sevdadır benim için... Her ne kadar birbirimize yabancı olsakda her ne kadar aramızda büyük bir çelişki yaşansa da Diyarbakırla birlikte atar yüreğim...

Ah Diyarbekir

Gözlerine kurban olduklarım

Tutmuşlar dağ başlarını.

Yürek çaresiz bir serçedir

çırpınır.

Şimdi cihan parçalarının

türkülerine

ah derim ah!

Kuşların kanatlarında

şafaklara bulanmak varsa

o serinlikte ürpermek vardıya

barut kokularında umudu

tadandım.

Nehir boylarında koşandım.

Parmaklarım gömülürken

toprağa

ölüme yatardım.

Ah demem mi ah.

Ah Diyarbekir

Sevdiklerimden ettin beni.

Oysa bilmezler ki,

yüzlerce ırmağımız

özgürlüğün kızıl kılıçları

ellerinde

onbinlerce küçük

karabalığımız var bizim

Uçsuz bucaksız mavili

aydınlıklar aşkıyla yanan

saygılarımla

abı tesekurler yaww

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 11 months later...

forumdaki hemcinslerimin dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun.. çağdaş, ilerici türk kadını olarak her birimiz iyi yerlere gelmesi, baskılardan, sindirilmişlikten kurtulmamız temennisi ile.. kendimizin farkına varabilmek, her zaman ileriye adım alabilmek temennilerim arasında..

sevgi ve saygılarımla..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadınların özgürleşme ve insanlık haklarını kazanma mücadelesinin temsili olarak düşündüğüm bir gündür, 8 mart.

Ama çevrelerden gördüğüm tek şey kadınların erkeklere basit bir hava atma günü olduğu...

İnsan isterse her gün Paris moda fuarından gördüğü giysileri alsın, süper mini eteklerle şehir içinde fink atsın... Birşey farketmez. Hatta bu yüzden ABD dünyanın en cahil insanlarına sahip en modern devletidir.

Gelişim beyinde bitiyor. Bu konuda aslında Anadolu Kadının çok tecrübesi var.

Maalesef Anadolu Kadını diye de birşeyde kalmadı sayılır... Bir taraf araplaşırken diğer taraf başka şeylere dönüşüyor.

Bir topluluk hayatta kalmak istiyorsa bilinciyle ve eğitimiyle önplana çıkmalıdır.

Atatürk'ün kurduğu cumhuriyette hiç böyle olmadı. Umarım gelecek 8 martlarda daha umutlu olabiliriz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bugün 8 mart dünya emekçi kadınlar günü , dünyadaki tüm emekçi kadınların gününü kutluyorum.

Tüm emekçi dünya kadınlarına bu yolda emek verdikleri için teşekkür ediyorum.

Aşağıda verdigim yazıyı bugünden sonra görmemek umuduyla yüm kadınlara sevgiler ve saygılar.Lütfen mücadeleyi bırakmayın

Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.

Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.

Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyar dolardır.

Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır.

En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.

Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir (kadın sünneti). Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur.

Sistematik tecavüz yeryüzündeki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda soykırımı (1994) esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.

Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/8_Mart_D%C3%B...Cnyadan_veriler

Link to post
Sitelerde Paylaş

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

8 Mart bugün yaygın olarak Dünya Kadınlar Günü olarak bilinse de aslında Dünya Emekçi Kadınlar Günü'dür. 8 Mart 1857'de ABD'de binlerce kadın tekstil işçisi10 saatlik işgünü ve erkeklerle eşit ücret talebiyle greve gitti.(o tarihlerde kapitalist ülkelerde işçiler 14 saat çalıştırılıyordu. 8 saatlik işgünü Sosyalizm mücadelesiyle kanla alındı.) Grev kanla bastırıldı. Yüzlerce kadın işçi hakkını aradığı için öldürüldü.

Yaklaşık yarım asır sonra 1910'da Avrupa'da bir Alman kadın işçi Clara Zetkin 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak her yıl kutlanmasını önerdi. İşte 8 Mart budur. 8 Mart "Erkekler kötüdür, kahrolsun erkekler!" diye konuşan köşe yazılarında erkeklere hakaret ederek kadın sorununu çözdüğünü zanneden şaşkınların değil. Sorunun toplumsal düzenden kaynaklandığını bilen; kadının kurtuluşu için erkeğin de kadının da aslında en önce toplumsal altyapının da değişmesi gerekliliğini savunan bilinçli kadınların günüdür.

Bir kere cinsiyet olarak "erkek" olmak ayrıdır, "erkek egemen" kafa yapısına sahip olmak ayrıdır. Maalesef Türkiye'de pek çok kadının bile erkek egemen kafa yapısına sahip olduğunu görüyoruz. 90'lı yıllarda İstanbul'da yurttan kaçtığı için yurt müdürü tarafından bekaret kontrolüne götürülen birkaç kız http://www.ydicagri.com/Sayilar/008/08ykd.html ; Ula'da okul müdürünün "Kızın erkeklerle konuşuyor, bekaretini kontrol ettir." dediği babanın kızı http://74.125.77.132/search?q=cache:FU-gKA...;cd=2&gl=tr (üçüncü sayfada); İstanbul'da parkta erkek arkadaşıyla görülen ve acaba beni de bekaret kontrolüne götürürler mi diye paniğe kapılan kız http://74.125.77.132/search?q=cache:FU-gKA...;cd=2&gl=tr (dördüncü sayfada);

Aydın'da okul yönetiminin isteği üzerine zorla bekaret muayenesine götürülen bir kız öğrenci http://74.125.77.132/search?q=cache:FU-gKA...;cd=1&gl=tr

(üçüncü sayfada) ve sayısız kız Türkiye'de iki bacak arasındaki namus saplantısıyla

intihar etti. Ya da ölümden başka çıkar yol bulamadılar. Toplumsal yapımız, toplumumuzun bireylerin özel hayatına müdahale etme merakı onları öldürdü. Bu sayısız cinayetlerin pek çok kişinin yüzünü kızartması gerekirken bir KADIN milletvekili çıktı ortaya ve...

Bekaret kontrolüne götürülüp intihar eden kızların bekaret kontrolüne götürülmesinin doğru olduğunu savundu. Kendileri "52 yaşında"ydı ve "hala bakire"ydi. Kızların da evlenene kadar öyle kalması gerekliydi ve bu KADIN milletvekilimize göre okul müdürünün ya da yurt müdürünün kızları bekaret muayenesine götürmesi çok normaldi. Devlet kız çocuklarının bakireliğini denetlemeli, bunu savunan da bir kadın. Erkek egemen kafalı bir kadın. Münasebetsiz okul müdüründen tek farkı bıyıksız oluşu. Kafa aynı kafa!

Bugün de meclisimizdeki kadın milletvekillerinin erkeklerden farkı yok. Onlar da erkek egemen kafa yapısına sahip sorun sadece kadın milletvekili sayısının az olması değil, normal bir kafayla düşünen kadın milletvekilleri de az. AKP'de kadın milletvekilleri var peki Hüseyin Üzmez'in kurtarılması karşısında hangi birinin Başbakan'a sesi çıktı? Hangi biri ciddi anlamda muhalefet etti? Elbette bu duruma erkekler de tepki göstermeli ama kadınların hakkını en iyi savunacak olanlar da kadınlar olmalı. Bu kadınlar erkek egemen kafalı değil sağlıklı bakış açısına sahip kadınlar olmalı.

Milletvekilinin biri bugün kalkıp da "B. Ersoy kadar cesur olamadılar." lafı üzerine hiç utanmadan Ersoy'un "bir yerini kestirmesi"nden bahsetti. Sen kestirmedin de adam mı oldun be herif? Sokaktaki köpekte de ondan var köydeki eşşekte de var. İnsanı insan yapan başka organıdır beynidir, beyni.

Başbakanımızda ara ara konuşmalarında her kadına üç çocuk doğurmasını tavsiye ediyor. Başbakan sipariş etsin kadınlar doğursun. İslamcı başbakanımız kadınlara kuluçkaya yatmış tavuk gözüyle bakıyor anlaşılan. Kadın kendi bedeni üzerinde tasarruf sahibidir ister doğurur ister doğurmaz ama bu bir kenarda dursun doğurmakla iş bitmiyor. Bu çocuklara eğitim lazım, iş lazım, insanca yaşam koşulları sağlamak lazım. Bu memlekette herkes çocuğuna milyon dolarlık "gemicik" alacak kadar zengin değil.

Tüm kadınların ama bilinçli bir şekilde aksaklıkları gören ve sorunun çözümünün toplumsal yapıdan kaynaklandığını anlayan ya da en azından "üç çocuk doğur" diyen bir başbakanı alkışlamayan tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutlarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
...

Kadının gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir. İlk olarak kendisini bir seks objesi değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır. İkincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının, devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır. Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur.Emma Goldman.

Kadınların toplumdaki satütlerini kendileri belirlemesi adına çok anlamlı bir söz.

Kadınların yerini erkekler degil yine kendileri kadınlar belirlemelidir.Kendi yollarını kendileri çizip bu hayatta ( bazı ülkelerde ) bizde varız diyebilmelilerdir.

tarihinde fatte tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...