Jump to content

Bireyin Kendini Anlaması


Recommended Posts

Bir kaç soru ile bireyin kendini tanımlaması, hayatta başarı kazanması ve ileriye dönük düşünmesine yol açacaktır . !

###################################

Ben bu dünyada niçin varım?

Ben neye dayanarak var olmalıyım?

Benim varlık nedenlerim nedir?

Beni var olmaya, kendimi kabul etmeye iten etkenler nedir?

Ve ayrıca beni çok gereksiz kılan etkenler nelerdir?

###################################

Bunları düşünmeden yaşamak mümkün değildir !

tarihinde tekoser tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Git düşün ozaman.

Sence bu kadar basit şeleri düşünmek bizim aklımıza hiç gelmiyormu? ''aa hakketen hiç aklıma gelmemişti bunlar çok önemli sorularmış'' dememizi bekleme.

Aklınca insanlara ders mi veriyorsun?

Ayrıca bunları hiç düşünmeden de yaşamak gayet mümkündür.Bak insalar yaşıyorlar, bazılarıda senin gibi düşündüüğünü zannederek yaşıyolar.

tarihinde NiHiL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet basit sorular bunu kabul ediyorum. ama öncelikle bu ülkede hatta bu dünyada bu basit soruları bile yaşamsal kılmayan bir çok insan var... senin gibi herşeyi küçümseyerek hayata karşı özeleştiri geliştiremeyenler sonuçları ümitsiz vaka olarak bitiyor :) yinede cevabın için teşekkür ediyorum başarılar

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir kaç soru ile bireyin kendini tanımlaması, hayatta başarı kazanması ve ileriye dönük düşünmesine yol açacaktır . !

###################################

Ben bu dünyada niçin varım?

Ben neye dayanarak var olmalıyım?

Benim varlık nedenlerim nedir?

Beni var olmaya, kendimi kabul etmeye iten etkenler nedir?

Ve ayrıca beni çok gereksiz kılan etkenler nelerdir?

###################################

Bunları düşünmeden yaşamak mümkün değildir !

Tekoser; "evren niye var, canlılık niye var, insan niye var" şeklinde sorulara verilecek tüm yanıtlar dayanaksız olacaktır, uydurma olacaktır. Bu sorulara dinler yanıt vermeye çalışır, ancak verdikleri yanıt dayanaksızdır.

Derler ki; "Allah bir hazine imiş, bilinmek istemiş, kendisini kulluk edelim diye bizi yaratmış".

Madem insan neden var sorusuna verilen yanıt bu, ben de soruyorum, Allah neden var?

Müslümanlar (ya da hristiyanlar, yahudiler vs.) Allah'ın varlığı kendinden başka birşeye bağlı değildir. O ilktir, en öncedir, yaratılmamıştır derler.

Ben de onlara soruyorum; NEREDEN BİLİYORSUNUZ?

Verdiğiniz tüm yanıtlar desteksiz sallama, uydurma, atmasyon... Bir tane elle tutulur kanıtınız yok...

Birileri çıkıp diyor ki; "evren çok muazzam, canlılık çok mükemmel mutlaka bir tasarımcısı vardır"...

Ben de diyorum ki; o tasarımcıyı tasarlayan da olabilir mi? Neden olmasın?

Madem her karmaşık şeyin bir tasarımcısı olmalı, bu kadar büyük evreni ve içinde canlılığı tasarlayıp yaratan tanrı da karmaşık olmalı... Yani teist mantığına göre tasarlanmış olmalı, yaratılmış olmalı.

Ben tanrının varlığına ihtimal vermiyorum. Yaşamımda dikkate aldığım şeyler sadece mesneti, dayanağı olan şeylerdir. Dayanağı olmayan şeyi bilgi olarak kabul etmem, ona göre davranmam.

Benim için en önemli soru "NASIL" sorusudur?

NASIL çalışır?

İşleyişi NASILDIR?

Mekanizması NASILDIR?

Gökcisimlerinin hareketlerine de, bağırsak hareketlerine de aynı soru ile yaklaşırım. NASIL?

Nasılını bilirsen, sebep-sonuç ilişkisini kurarsın... Nasılını bilmeden NEDEN diye aranır durursan hayal dünyasında yaşarsın.

Neden sorusu makul bir soru değildir. Bırakın bu soruyu, NASIL diye sorun... Bilgi bu soru ile elde edilir.

Bak sana örnek vereyim;

Spora gittim bu akşam; yine çok ağır çalıştım.

İçimi mutluluk kapladı...

NEDEN? Spor yaptığım için?! (Hı? Olmadı)

Belki spor yaptığım için sağlıklı olacağımı düşünüp mutlu oluyorumdur! (Bu da olmadı, düşünüp mutlu olmak nasıl oluyor?)

Neden sorusu yanlış!!! NASIL diye soralım...

Spor beni nasıl mutlu ediyor...

Deneyelim şimdi...

Ağır spor yaparken kaslarımı fazlası ile zorluyorum.

Kaslarımda hareketi sağlayan protein liflerinde moleküler hasar oluşuyor.

Bu hasar vücutta alarm verilmesini sağlıyor ve salgı sistemi ve bağışıklık sistemi hasara karşı harekete geçiyor. Hormon seviyelerim değişiyor. Örneğin kortizol seviyem artıyor, hasarın hemen ardından 3 saat içinde testosteron seviyem üst düzeye çıkıyor. EEE? Bunlar beni mutlu etmez ki...

Biraz daha bakalım kanım da neler varmış? Aha... Endorfin yükselmiş... Namı diğer mutluluk hormonu...

Vücudun ödül mekanizmalarından biri... Bu hormon bazı bitkilerde bulunan morfine benziyor. Zaten morfin de vücudumuzda endorfin reseptörüne tutunur. (araştırmak istersen adı; μ-receptor)

Kanımda endorfin artınca endorfin reseptörlerine tutunuyor ve bu beni mutlu ediyor. Çikolata yiyince de aynı şey olur, orgazm olunca da... Bunlarda da sahnede yine endorfin var.

Peki endorfin nasıl çalışır; kabaca şöyle; μ-reseptörü presnaptik bir reseptördür, kendisine tutunan varsa GABA mekanizmasını inhibe eder, dopamin mekanizmasına gaz verir. Şimdi oturup GABA ve dopamin de anlatmak gerek, ama onları anlatırken de başka şeyler çıkacak...

En güzeli bu "nasıl" sorusunu kendi kendinize sorup yanıtları kendiniz aramanız. Yukarıda değindiğim endorfin konusunu endokrinoloji anlatır. Çok yüzeysel bile olsa biraz öğrenmeniz yüzlerce "nasıl" sorusuna kendi kendinize yanıt vermenizi sağlar.

Endorfininin μ-reseptörüne bağlanması moleküler ilgi (affinite) ile ilgilidir. Kimya dersinde anlatılır böyle şeyler. Hani çeşit çeşit bağlar var, kovalent bağlar, van der Waals bağları, hidrojen bağları... Bunların da neden olduğunu teker teker anlatabiliriz. Atoma kadar ineriz, hatta elementer parçacıklara kadar ineriz, ama sonrasını bilmiyoruz. Elementer parçacıkları ne oluşturuyor bilmiyoruz. Ama bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp ya hani... Araştırıp öğrenmeye çalışıyoruz... Sorduğumuz soru hep "NASIL". Atom atoma nasıl, hangi mekanizma ile bağlanır, molekül moleküle nasıl, hangi mekanizma ile tutunur. Bu sorulara yanıt vere vere evreni anlıyoruz.

İnsanın nereden geldiğini, canlılığın nereden gelmiş olabileceğini, atomların nasıl oluştuğunu, atom altı parçacıkların nereden geldiğini bilim bize söylüyor. Ancak big bang'in ilk anı ve öncesini bilmiyoruz. Belki birgün bileceğiz, mekanizmasını anlayacağız.

Birşeyin mekanizmasını bilmek çok işimize yarıyor; mikrobun mekanizmasını biliyoruz, bulaşıcı hastalıklarla mücadele ediyoruz, genlerimizi mekanizmasını ve ürünlerini biliyoruz, genetik hastalıklarla mücadele ediyoruz. Atomun mekanizmasını çözerken elektron diye birşey bulduk, oradan oraya koşturuyoruz bu elektronları, ampülden tut bilgisayara kadar her işimizde kullanıyoruz.

Tüm bunlar nasıl diye soranların çalışmaları ile oldu. Neden diye sorup "Allah'tan" diye yanıt verenlerin insanlığa bir faydası olmadı. Senin sorularına verilen uydurma yanıtların da kimseye bir faydası olmayacak.

Sevgiler,

Bilgehan

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir ateistin nasıl sorusu yerine neden? niçin ?

sorusuna cevap vermesi ondan beklenecek son şeydir

bazen olur çok büyük hakikatler dar kafalara sığmayabilir mesela sonsuzluk

bazan uzaktan gördüğünüz dağlar çok küçük ve sıradan gözükebilir ama yakınına gittiğinizde

onların heybetini tam hissedersiniz

İslam da böyledir.Uzaktan bakmayla sathi değerlendirmelerle önyargılarla sırlarını size açmaz

çünkü çaba sarfetmenizi ister emek vermenizi

yoksa bir iki meal okudum bak nisa... da böyle ahzap... da böyle bak Peygamber sav. böyle evlenmiş

hooop ateist oldum bitti.........mi? o zaman kimsenin ağlamaya zırlamaya Cenabı Hakkı suçlamaya

hakkı yok

-----

egzerisz endorfin salgılatır

neden ? savaşırken yaralanırsın acı çekersin ama savaşmaya devam etmen gerekir değil mi?

yoksa herkes meydan muharebesinde acıdan kıvranıyor savaşı başka bir tarihe erteliyor

veya tarlanı süreceksin kaslarını zorlayacaksın acırsa işi bırakırsan sonra ne yiyeceksin?

bu mükemmel sistemi kim tasarladı?

cansız atomlarmı?,

akılsız amino asitlermi?

ben olsam sorularıma cevap ararım ve tam tatmin olana kadar da ararırm

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...