Jump to content

Faiz ve İslam


Recommended Posts

Siz ey imana ermiş olanlar! Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve eğer (gerçekten) müminseniz faizden doğan kazançların tümünden vazgeçin; Bakara 278

Çünkü eğer böyle yapmazsanız, bilin ki Allah'a ve Elçisine savaş açmış olursunuz. Ama eğer tevbe ederseniz, ana-paranız(ı geri almay)a hak kazanırsınız: Böylece ne haksızlık yapmış ne de haksızlığa uğramış olursunuz. Bakara 279

+++++++

Öncelikle söyleyim ki ekonomi hakkında pek birşey bilen biri değilim.

Muhammed en sert tepkilerinden birini faize karşı ortaya koymuş ve savaş ilanı olarak kabul ettiğini söylemiş.

Zeitgeist addendum'da merkez bankaları ve faiz aracılığıyla insanların köleleştirildiğinden bahsediliyor.Ne kadar gerçek ,ne kadar değil bilmiyorum tabi.

1) Muhammedin ifade ettiği faiz ile bugün kullandığımız faiz terimleri aynı anlamda mıdır ?

2) Muhammed neden en sert tepkilerinden birini ortaya faiz konusunda koymuştur,muhammed zamanında faizden ne boyutlarda söz edilebilir ki bu kadar sert bir tepki ortaya koymuştur ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim duyumlarımda da ,muhammede teslim edilen emanetlerden dolayı emin ünvanını almıştır.Aynı zamanda muhammet tüccar olduğunu da düşünürsek,kendisine teslim edilen para ları çalıştırmış olamazmı? Yapmış olduğu karlardanda kimseye para vermemek için faiz haramdır,demiş olamazmı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
cantona Gönderildi Bugün, 00:24

Siz ey imana ermiş olanlar! Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve eğer (gerçekten) müminseniz faizden doğan kazançların tümünden vazgeçin; Bakara 278

Çünkü eğer böyle yapmazsanız, bilin ki Allah'a ve Elçisine savaş açmış olursunuz. Ama eğer tevbe ederseniz, ana-paranız(ı geri almay)a hak kazanırsınız: Böylece ne haksızlık yapmış ne de haksızlığa uğramış olursunuz. Bakara 279

+++++++

Öncelikle söyleyim ki ekonomi hakkında pek birşey bilen biri değilim.

Muhammed en sert tepkilerinden birini faize karşı ortaya koymuş ve savaş ilanı olarak kabul ettiğini söylemiş.

Zeitgeist addendum'da merkez bankaları ve faiz aracılığıyla insanların köleleştirildiğinden bahsediliyor.Ne kadar gerçek ,ne kadar değil bilmiyorum tabi.

1) Muhammedin ifade ettiği faiz ile bugün kullandığımız faiz terimleri aynı anlamda mıdır ?

2) Muhammed neden en sert tepkilerinden birini ortaya faiz konusunda koymuştur,muhammed zamanında faizden ne boyutlarda söz edilebilir ki bu kadar sert bir tepki ortaya koymuştur ?

"İşârâtü'l-İ'câz'da ispat edildiği gibi, bütün ihtilâlât-ı beşeriyenin madeni bir kelime olduğu gibi, bütün ahlâk-ı seyyienin menbaı dahi bir kelimedir.

Birinci kelime: "Ben tok olayım; başkası açlıktan ölse bana ne!"

İkinci kelime: "Sen çalış, ben yiyeyim."

Evet, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede(sosyal hayat) havas(üst seviye) ve avam(alt tabaka), yani zenginler ve fakirler, muvazeneleriyle(ölçü) rahatla yaşarlar.

O muvazenenin esası ise, havas tabakasında merhamet ve şefkat, aşağısında hürmet ve itaattir.

Şimdi, birinci kelime havas tabakasını zulme, ahlâksızlığa, merhametsizliğe sevk etmiştir.

İkinci kelime avâmı kine, hasede, mübarezeye sevk edip rahat-ı beşeriyeyi birkaç asırdır selb ettiği gibi,

şu asırda sa'y, sermaye ile mübareze neticesi, herkesçe malûm olan Avrupa hâdisât-ı azîmesi meydana geldi.

İşte, medeniyet, bütün cem'iyât-ı hayriye ile ve ahlâkî mektepleriyle ve şedit inzibat ve nizâmâtıyla beşerin o iki tabakasını musalâha edemediği gibi,

hayat-ı beşerin iki müthiş yarasını tedavi edememiştir.

Kur'ân, birinci kelimeyi, esasından "vücub-u zekât" ile kal' eder, tedavi eder. (zekatın farz olması)

İkinci kelimenin esasını "hurmet-i ribâ" (faizn yasaklanması) ile kal' edip tedavi eder.

Evet, âyet-i Kur'âniye âlem kapısında durup ribâya(FAİZ) "Yasaktır" der.

"Kavga kapısını kapamak için ribâ kapısını kapayınız" diyerek insanlara ferman eder, şakirtlerine "Girmeyiniz" emreder."(Yirmi Beşinci Söz s.184)

-------

HASILI KELAM bu iki kelime/cümle "Ben tok olayım; başkası açlıktan ölse bana ne!"

"Sen çalış, ben yiyeyim." günümüze kadar bir çok sosyojik patlama kaos ve isyanın devrimin nedeni olmuştur

İslam iki önemli düsturla bu zararı engeller faiz meselesinde ise

bu gün ABD gibi bankacılık sektörünün ileri gelenleri ekonomik krizleri ve

kapitalist sistemin zararlarını bankaların "faizle" borç para vermesine bağlıyor

hatırlarsanız içinde bulunduğumuz ekonomik krizde mortgage kredileri nedeniyle batan büyük bankalar yüzünden başladı

İslami ekonomi faizi her şekilde reddeder bunda şiddetli bir yasaklama vardır

ancak vadeli satışlarla satış fiyatında artma ve zarurui ihtiyaçlar için alınabilecek krediler müstesnadır(bknz Hayrettin Karaman fetvalar,Diyanet İşleri fetvaları)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayrettin Karaman kim ?

Muhammed ,yani bu dinin kurucusu diyor ki, "faizin her türlüsünü yasakladım,ayağımın altındadır,kim bunu yaparsa bana savaş ilan etmiş kabul ederim"

İslamın bir ekonomi modeli mi var ?

tarihinde cantona tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
cantona Gönderildi Bugün, 01:59

Hayrettin Karaman kim ?

Muhammed ,yani bu dinin kurucusu diyor ki, "faizin her türlüsünü yasakladım,ayağımın altındadır,kim bunu yaparsa bana savaş ilan etmiş kabul ederim"

hayrettin karaman İslami fetvaları dindarlarca makbul bir alimdir

elbette şeri islam ülkelrin ekonomi modelleri para ve finans sistemelri farklıdır bir kere fazisiz kar payı temelli finans vardır

daha detaylı bilgi:

http://www.google.com.tr/search?hl=tr&...mp;aq=f&oq=

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslami bir siteden alntıladım.Forumdaki iktisatçılar ,ekonomistler doğrulayabilir anlıntıyı.

+++++

Faizi açıklamaya çalışan çok sayıda teori geliştirilmiştir. Bunlar, sermayenin kaynağının tasarruf olduğu konusunda ortak bir görüşe sâhiptir. Ayrıldıkları nokta ise, faizi meşrûlaştıran dayanaklardır.

Meselâ Ricardo, özendirmeyi esas alır. Ona göre, parası alınıp işletilen tasarruf sâhibine belli bir pay verilmelidir ki, kişi tasarrufa özendirilmiş olsun.

Halbuki Keynes, bu görüşün tamamen karşisindadir. O, “Tasarruf sâhibini, tasarrufa sevk etmek için özendirmeye ihtiyaç yoktur. Hem ferd hem de cemiyet tasarrufa kendiliginden meyillidir” düşüncesindedir.

Meseleyi tamamen para ile alâkalı olarak değerlendiren Keynes’e göre faiz, parayı nakit olarak elde tutmaktan(likidite tercihi) vazgeçirmek için insanlara ödenen bir fiyattır.

Senior'a göre faiz, fedâkârlığın bir bedelidir. Zira tüketici perhizkâr davranmakta ve tasarruf yapmaktadır. Bu da sermaye arzını meydana getiren bir davranıştır. Sermaye talebi ise sermayenin üretken ve verimli oluşundan kaynaklanmaktadır. Bu verimlilikten sermaye sâhibinin de yararlanması gâyet normaldir. Böylece o, yaptığı fedâkârlığın karşılığını görmüş olacaktır.

Marshall ise faizi, beklemenin bedeli olarak değerlendirmektedir. Ferd, elindeki tasarrufu bir başkasına vermekte ve belli bir süre beklemektedir. Öyle ise onun bu bekleyişinin bir bedeli olmalıdır.

Böhm-Bawerk ise meseleyi psikolojik açıdan ele almış ve faizi zaman tercihi kavramıyla açıklayarak, ona bir dayanak bulmaya çalışmıştır. Ona göre, insanlar umûmîyetle bugün ellerinde bulundurdukları değerleri yarınki değerlere tercih etme eğilimindedirler.

Dolayısıyla, hem tasarrufa teşvik ve hem de bu tasarrufu başka ellere devrettirebilmek için böyle bir psikolojik duygunun tatmîn edilmesi şarttır. O da ancak bugün ve yarın arasındaki değer farkını (acio) ödemekle mümkündür. Ve faiz, ona göre, işte bu şeklide bir meşrû gerekçeye dayanmaktadır.

Marks ve Engels gibi sosyalist düşüncenin temsîlcileri her yönüyle faizin aleyhindedirler. Onlara göre faiz, sermaye sâhibinin emekten çaldigi haktir. Sosyalist bir düzende tasarruf ve sermaye olmayacagi için faiz de olamaz.

+++++

Hayrettin Karaman'ın kim olduğuyla ilgilenmiyorum , demek istediği ayet ve hadisin yanında hayrettin karamın fetvasının bir anlam ifade etmediğiydi.Zira bu kadar keskin ve net bir şekilde yasaklanmış.Sen nurcu olduğun için risale,said,alim ulema daha önemli tabi.

Herneyse demek ki faizin veya ribanın adına ne derseniz geçmişi çok daha eski.Muhammed zamanında da epey yaygınmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Faiz, çok yönlü, birçok çeşidi olan ve illetleri değişik ama tüm çeşitleriyle de yasaklanmış bir ticari alışveriştir. Bunun Arapça karşılığı Ribadır. Günümüz de faiz olarak adlandırılan her kavram riba değilse de genel olarak Faiz, Ribanın Türkçesi olarak bilinmektedir. İçki yasağı ve sosyal yaşantı ile ilgili diğer tüm yasaklar gibi Faiz de aşamalı olarak yasaklanmıştır.

Kuranı Kerimde, Faiz almak ve faiz vermek yerine faiz yemek tabirinin kullanıldığını görmekteyiz. Bu kullanım, faizde hem almanın hem de vermenin yasaklandığını göstermesi bakımından önemlidir. Buradan faizde sadece verme işinin haram olduğunu söylemek mümkün değildir. Ayrıca faiz ile ilgili ayette ne zulmedin ne de zulme uğrayın ifadesi de faiz vermenin zulmetmek, faiz almanın da zulme uğramak olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Hangi muamelenin faiz olduğu meselesinden çok faizde haramlığa sebebiyet veren etkeni bulmak gerekir. Bu etken tespit edildiği takdirde mesele daha fazla çözülmüş olacaktır.

1-Faizin haram bir işlem olmasında etken olan rakamsal verimi?

2-Yahut haram olması, tefecilikten mi kaynaklanmaktadır?

3-Yoksa oransal veriler nihai anlamda sebep olmayıp tefecilik seviyesine çıkmasa da ticaret hayatının zarar görmesinden ve yaşam şartlarının kötüye gitmesini etkilediğinden az da olsa haram mı olmuştur?

Bu sorulara cevap verildiği takdirde faiz konusu daha iyi anlaşılmış olacaktır. Kuranı kerimde borçlanma hukuku ile ilgili genel kurallar belirtilirken faiz konusu da ele alındığından bu soruların net cevabını görmüyoruz. Çünkü ayetin genel bütünlüğüne bakıldığında faizin sosyal hayata zararları öne çıkmaktadır. Ancak alışverişin faize benzetilmesi kınanmakta alışverişin helal faizin ise haram olduğu konusuna değinmektedir. Buradan alışveriş ile faiz arasında ince bir çizginin olduğu anlamını çıkarmak mümkündür.

Sorularımızı hadislerde aramaya başladığımızda ise çok kötü bir netice ile karşılaşıyoruz. Çünkü hangi muamelenin faiz olduğu ve faizde önemli olan etkenin ne olduğu konusunda birbirini tutmayan uydurma hadisler vardır. Mezheplerin bu haberleri sağlam olarak kabul etmeleri konuyu tamamen anlaşılmaz hale getirmiştir. Günümüz İslam hukukçularının bu tarihsel arkaplanı dikkate almadan sadece mezheplerin görüşlerini sunmaları faiz konusunun hükmü hala da bilinmeyen konular arasında olmasına sebep olmaktadır. Böylece sosyal birçok konu gibi faiz de temelinden araştırılmamaktadır.

Günümüz Müslümanların birçok konuda olduğu gibi ekonomide de alternatif olmamaları bu konuların popüler olmasını sağlamaktadır. Faiz üzerine kurulu bankaların alternatifi olan kurumların işleyişlerinde şüpheli alışverişler olduğundan ve imkânları ile bankalara rakip olamadıklarından faiz meselelerinin popülerliği devam etmektedir. Tüm sorunlar gibi faiz de bu şekliyle sorun olmaya devam edecektir.

Bu şartlar altında bankanın nihayette işlemlerinden biri olan ve sosyal hayatta alternatiflerinin olmadığı görülen kredi kartları, taşıt ve konut kredileri gibi olayların hükmünü incelemek komik durmaktadır. Faiz olarak sayılabilecek hükümleri için endişelenirken o kuruma sağladığı kar aklına bile gelmemektedir. Diğer taraftan başka seçeneği olup olmadığı konusu ise ayrıca tartışılması gereken bir konudur. Özellikle krediler bazında mecburiyetlik mazereti çok önemsenmektedir

tarihinde ozedonus_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın Loneliness kutlarım seni, tamda üstüne bastın.

Kendisine emenet olarah verilen paralara Faiz ödemesin,ama kendi ondan bol para kazansın.

Bu Allahın kelemi deyil,Arabın kelemidir.

Böyle adalatsız bir Tanrının olabileceyini bile düşünmek putperesliyin dik alasıdır.

Ben sana 10,000 tl vereceyim,sen bana bu paranın aynını bir yıl sonra geri ödiyeceksin.

Sen benim parayla para kazanacaksın,bense hava alacağım ,ki bu parayı kazanmak içim GÖTÜM terlemiştir.

Fellahın ADALATI bu işte, eyyyyy müslümanlar görün ve bilin.

Gelelim açıhlamasına:

Kanuninın şeyhul islamlarından Ebussuud efendi verdiyi FETVADA şöyle diyor.

Faiz HARAM deyildir

Haram olan tefeciliktir

Devletin koyduğu faiz orani HARAM deyil HALALDIR.

Kanuni devrinde faiz % 10 ile % 12 idi.

O zamanın bankaları faize para alır,faizle para verirdi.

Kanuninin damadı aynı zamanda şeyhulislamlardan biriydi.Bu zatın Fıransanın LİON bankalarında muazzam mevduatı vardı.

Neden Fıransız bankalarına yatırmıştı mevduatını?Çünkü Lion bankaları % 30 faiz veriyordu.

İnternette ararsanız bulursunuz sanırım.

Müslümanlara burdada din adamları yalan söylemektedirler.

Bunlar nasıl din adamıdır anlayan varsa beri gelsin.

KÖRÜ KÖRÜNE GÖZÜ ACIK zavallı insanları kandırmaktadırlar.

Bu nedenledirki yıllarca kur,anın Türkçeye çevrilmesine karşı çıkılmıştır.

Kur,anın Türkçesi okunursa herşey kabak gibi meydana çıkacağını çok iyi biliyorlardı.

Bu aynı zamanda var eden YÜCE GÜCE düpedüz iftiradır.

BUuuuuuu,Tanrıyı TÖHMET altıda koymaktır

Heriflerdeki CÜR ,ETE bakınız.

Bunlardan GERÇEKTEN herşey beklenir.

Avrupada Allahla 300,000 kişiyi dolandıranlarda bunlardandır.

Eyyyyyyyyy insanlar bunlara kanmayın.

Bunların söylediyi tek DOĞRU cümle yoktur.

Var deyen varsa buyursun,HODRİ MEYDAN.

tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

şimdi ben şunu kar payı veriyoruz diyen banka ile tartıştım. adamlar nuh diyor peygamber demiyor

ben bankaya para yatıracağım ve haksız kazanç olmasın bunu da istiyorum. peki ben 10,000 tl yatırdığım bankadan bunu 1 sene sonra aynı alabilecek miyim. 1 sene önce ve sonrasında o para ile aynı miktarda eşya alabilecekmiyim. mesela benzin alsam aynı litrede olacak mı? bunların cevabı kocaman bir hayırdır. o zaman benim param neden eriyor!!!!

bundan doalyı bu zaman da alınan faiz de haram yoktur. o zamanında var olması da beni ilgilendirmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Sevgili Cantona,Türkiyedeki sistem, kapitalist sistemin bozulmuş şeklidir.

Çokta eksikleri vardır.

Burda Hükümetler suçludur

Devlet suçludur

Bankalar suçludur

Kart sahabı suçludur.

Hükümetler gerekli düzenlemeyi yasalarda yapmadığı için suçludur.

Devlette bu konuda hükümetin peşinden gidiyor.

Bankaların karı var,bu nedenle ses çıkarmıyor.

Kart sahablarına gelince kimse onları zorlamıyor,git her bankadan birkart al,o kartlarla kuş sütü kuru üzüme varanakadar alış veriş diye .

Harcanan bu paraların faizinin yüksek olduğunu bilmeyenimiz yoktur.

Mahkumlar gibi bir af gelirde kurtulurum diye yapıyorsan,3000 tl nin 30,000 tl olması çok normaldir.

Karşılığı olmayan bir para kullanıyorsun,tabiki faızı yüksek olacak.

Benim oğlanın iki benzin istasyonu vardı.

Gelen mektuplara 6 aydan önce bakmazdı.

Diyelimki firma verdiyi malın parasını istıyor.

Bir yazıyor.

İki yazıyor.

İhtar çekiyor

Adam yanıt alamıyor.

Veriyor icraya.

Bu sefer,icra bir yazıyor.

İki yazıyor.

Bakıyor yanıtyok.

Gelip dayanıyor kapıya.

Esas borç 50 euroydu,6 aydan bu tarafa hiçbir yanıt vermediyinden paranın faızıyle işlemler parasını topladık tutuyor 500 gayme.

Veriyormusun vermiyormusun?

Paran yoksa araba kapıda,ev eşyalarını toplayıp gideriz.

50 euro yerine Aslan oğlum 500 kağıdı baılıyor.

Ders alıyormu asla.

İşleri hep böyle devam ettire ettire iki benzinliyide elden uçurdu.

Kartcılarda bizim oğlanın bir baka türü.

Bol bol harcayacaksın,minnacık minnacık ödieceksin.

Veya aflan yırtacan.

Karşındaki enayımıdır.

Enayı olsaydı BANKER OLAMAZDI.

Arap afyonu bizi bu hallere kodu.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...