Jump to content

kuranı rezil eden matematiksel hata nihayet yanıtlandı..


Recommended Posts

evlenmemişlerse Kuran'da akrabaya bakmak, yardımcı olmak emri vardır. Kız kardeş düşkün durumda ve fakir kalıyorsa erkek kardeş ona yardımcı olmak zorundadır. ayrıca toplumsal konular genele göre düzenlenir,toplumun büyük çoğunluğu evlenir ve İslamda evlenme özendirilir en azından sünnettir..

Ayrıca İslamda mehir diye bir konu vardır.

Mehir, İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya maldır. Mehir kadının mal varlığına dahil olur ve üzerinde dilediği tasarrufta bulunabilir. Dört hukuki mezhep tarafından kabul edilmiştir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mehir

ailesi çok zengin bir kadınsa erkekten ona göre çok miktarda bir mehir isteyebilir..zaten evleneceği kişiyi seçerken tüm sonuçlarını göz önünde bulundurur.

Günümüzde de dünyadaki ailelerin çok büyük bir bölümünü erkek geçindirir. Çünkü bu en doğal işbölümüdür..Kadın imkanı ölçüsünde katkı sağlayabilir.

kadının evlenirken kocasını seçme hakkı var mıdır ?....yoksa babasının layık bulduğu biriyle mi evlenir islama göre ?

hatta 6-7 yaşındaki bir bebenin koca seçmek gibi bir şansı var mıdır ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 755
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

"d) Dil bilimcilerine göre, ayette söz konusu edilen “TİBYAN” kelimesi, bir masdar ismi olup “Beyan” anlamına gelir. Beyan ise, açık olmak değil, açıklamak manasınadır."

açık olmak yahut açıklamak...

ne farkediyor ?

allah açıklamış...en yüce güç...herşeyi bilen - herşeye kadir olan....

o açıklamışsa tüm insanların anlayacağı şekilde açıklamış olmalıdır....

yoksa zaten allah olamaz....

bakıyoruz kurana.....anlamıyoruz...!!! (sizin iddianız---herkes anlayamaz...!!!)....

bu durumda bahsedilen varlık aslında YOKTUR !!!

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

evlenmemişlerse Kuran'da akrabaya bakmak, yardımcı olmak emri vardır. Kız kardeş düşkün durumda ve fakir kalıyorsa erkek kardeş ona yardımcı olmak zorundadır. ayrıca toplumsal konular genele göre düzenlenir,toplumun büyük çoğunluğu evlenir ve İslamda evlenme özendirilir en azından sünnettir..

Ayrıca İslamda mehir diye bir konu vardır.

Mehir, İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya maldır. Mehir kadının mal varlığına dahil olur ve üzerinde dilediği tasarrufta bulunabilir. Dört hukuki mezhep tarafından kabul edilmiştir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mehir

ailesi çok zengin bir kadınsa erkekten ona göre çok miktarda bir mehir isteyebilir..zaten evleneceği kişiyi seçerken tüm sonuçlarını göz önünde bulundurur.

Günümüzde de dünyadaki ailelerin çok büyük bir bölümünü erkek geçindirir. Çünkü bu en doğal işbölümüdür..Kadın imkanı ölçüsünde katkı sağlayabilir.

Mehiri biliyorum, kadının kendini satması karşılığı aldığı ücret değil mi? Şuna direk ücret desene, mehir deyince insanlar durumu tam kavrayamayabilirler.

Sizin gibilere mirastaki adaletsizliği ne kadar anlatsam da anlamazsınız, sizlerde adalet duygusu yok, adalet nedir bilmiyorsunuz, bilseniz zaten inandığınız dindeki saçmalığı görürdünüz.

Mirastan kız kardeşinin 2 katı pay almayı içine sindirebilen ve bunda hiç bir adaletsizlik görmeyenlere ne anlatılabilir ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar Arap milliyetçisi ateistlerin uydurmaları. Araplar dünyanın en barbar, en ilkel toplumudur. İslamdan önce Arap ne ise şimdi de o.

Yazacağın mesaja başlatma..Ben mi arap milliyetçisi ateistim?

Defol git lan başımdan..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır sana demedim Wafa Sultan mesela bir videosunda Arapların İslam ile mahvolduğunu iddia ediyordu onun gibi Arap ateistleri kastettim.

Haklı kadın..İslam öncesi arapları bilmiyorsun sen..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haklı kadın..İslam öncesi arapları bilmiyorsun sen..

Araplar çok medeni çok gelişmiş bir toplumdu da birden bire İslam ile mi ataerkil, kadın düşmanı, barbar, pis bir millet haline geldi?

Arapların dilinden tut örf ve adetlerine kadar her şeyleri kadın düşmanlığıyla doludur. Bu özellikleri islama da yansımış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Araplar çok medeni çok gelişmiş bir toplumdu da birden bire İslam ile mi ataerkil, kadın düşmanı, barbar, pis bir millet haline geldi?

Arapların dilinden tut örf ve adetlerine kadar her şeyleri kadın düşmanlığıyla doludur. Bu özellikleri islama da yansımış.

Cahil ukalalığı bu..Hiçbir fikrin yok bu konuda..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cahil ukalalığı bu..Hiçbir fikrin yok bu konuda..

Daha önce tolon dede paylaşmıştı gerçi ama ben bir daha paylaşayım:

Ahmet Durmaz benim Urfalı bir dostumdur, kendisi ile çeşitli konularda çok güzel sohbetlerimiz olur, Ankara’ya geldiği zaman ziyaretime gelir. Kendisine google derim çünkü yanıtlayamayacağı soru yoktur. Okuma konusunda bir kitap kurdudur ve hayati da kör olma dışında biraz Eric Hoffer’e benzer.

Ahmet Durmaz dostum diyor ki sorun yalnız kadını örtmek veya açmak değil, sorun kimlik ve kisilik sorunudur, örtünme, peçe bunların yanında zurnanın son deliğidir.

Bu ifadesini su sözlerle delillendiriyor Araplarda kadınların adları yoktur. Kadınlara ya numara, ya da tip ve fizyolojik görünümlerine göre bir takim sıfatlar verilir.

Örnekler:

Elif: Arap alfabesinin birinci harfi, aynı zamanda arap rakamlarında bir rakamını ifade eder

Saniye: Sani Arapça iki demektir doğan ikinci kıza Saniye adi verilir (eski dilde ikinci; cümle içinde örnek bazında vermek gerekirse ‘sultan mahmud-u sani.. yani ikinci Mahmut’)

Tilte: Telat veya Türkçede selaseden türemedir 3. demektir. Bu isim Anadoluda pek görülmez ama Harranda Araplarda cok bulunur.

Raba. Arapçada dörttür. Rabia dorduncu demektir. Anadoluda yaygın bir addır, geçmişte çile çekmis bir Islam kadının adıdır.

Hamse: Arapca beş demektir Bu isim Harran yöresi Arapları dışında Anadolu da pek bulunmaz.

Sitte: Harranda yaygin bir isim olan Sitte Arapca altı demektir

Sabe: Arapça yedi demektir, bu kelime çok değişiklik geçirmis Sabiha olmuş, Ibrahim Tatlıses Sabuha ifadesi ile kullanmıştır.

Sevgili Ahmet Durmaz sekiz ve dokuz rakamı ile ilgili isim var miydi bilmiyor ama yediden sonra Arapların yazı ismini koyduklarını söylüyor bu yeter anlamana geliyormuş.

Dostumun bilgilendirme mektubu soyle devam ediyor;

Her zaman ilk doğan kıza Elif adı konmaz, Bazen de Ayşe adını koyarlar, eve ilk gelen kıza evin iaşe islerini çekip çevirecek gözüyle bakıldığı için Ayşe adı konulur,bazen as pişirme beklendiği için Avvas adı konusulur.

Erken doğan prematüre kıza Hadice adi verilir, Hadice Arapçada erken doğmus

prematür kız anlamına gelir.

Çelimsiz ve ufak tefek doğan kızlara Fatma adi verilir, Fatma Arapçada süt yanığı, süt kesiği anlamına gelir.

Koyu renkli doğan kızlara esmer anlamına gelen Semra adi verilir.,

Biraz açık renkli ise aydınlık açık anlamına gelen Zehra adi verilir, iyice beyaz ise Beyza adi verilir

Bu bilgilerin ışığında hakikaten kadının Arabistanda veya Araplarda kimlik ve kisilik sorunlarının örtünme, peçe ve çarşafa girmeden daha öncelikli olduğu düşünülebilir.

Anadolu’da kadın numaralandırılmaz ve sıfatla cağrılmaz, Türklerde ve Anadolu’da kadın bir şahsiyettir, bir kimliğe sahiptir. Hanımağadır, hanım efendidir, kraliçedir, Tanrıçadır.

Arap kültürünün ikinci plana ittiği numaralı veya sıfatlı bir nesne değildir. Bu bilgilerin, Arap yaşamına ve tarzına özenen kadınlarımız tarafından da gözden geçirilmesini dilerim.

Türk gibi yasamak, Anadolu kültürü ile yasamak kadın kişiligi ve onuru için

önemli bir merhaledir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha önce tolon dede paylaşmıştı gerçi ama ben bir daha paylaşayım:

Ahmet Durmaz benim Urfalı bir dostumdur, kendisi ile çeşitli konularda çok güzel sohbetlerimiz olur,

.........

Saçmasapan laflar bunlar..

Arabın şeyinden tutup,arap tarihi değerlendirilemez..Bırak o şeyi,o zaman anlarsın birşeyler..

Bu kahvehane muhabbeti..Arap şöyle pis,arap şöyle kötü filan..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

 

KUR’AN DA MİRAS DAĞITIMIYLA İLGİLİ HİÇBİR MATEMATİKSEL HATA YOKTUR !!!

 

Diyelim ki bir erkek öldü ve geride eşi, 3 kizi, anne ve babasını mirasçı olarak bıraktı.Geride bıraktığı tereke de 120 lira olsun!

 

Bu 120 liranın;  kur’an’a  göre mirasın 1/8 eşe,1/6 anneye, 1/6 babaya ve 2/3 kızlara verilir.

 

ŞİMDİ BU 120 LİRAYI BUNLARA PAYLAŞTIRALIM;

 

Önce eşe,(1/8’i),terekeden geri kalanın (1/6’i) anneye, (1/6’i) babaya ve ( 2/3’i ) kızlara verilecek, işte elde = 0 kalır..

 

Yani mirası paylaştırma yöntem ve kuralı bu şekildedir

 

Bunun detaylı açıklaması ve paylaştırma kuralı şu şekildedir.

 

120 liradan ilk önce en az pay alan,asil mirasçı ve akraba olmayanın (eşin) payı verilecek,daha sonra geriye KALAN ne ise,asil varisler ve mal sahibi olan çocuklar ile, anne,babaya oranları verilecektir. Çünkü varisler iki gurupta değerlendirilir,birinci gurup akraba,mal sahibi ve asil varis olanlar (çocuklar ile anne,baba gibi), ikinci ise, akraba,mal sahibi ve asil varis olmayan eşlerdir.(çünkü eş boşanmışsa varis olamaz).Ama çocuklar ile anne babalar her zaman ve her halükarde varistirler.Bu nedenle önce asil varis ve akraba olmayan eşin 1/8’i olan payı verilir,bundan sonra geriye kalan tereke ne ise,varis ve asil mal sahipleri olanlar (anne,baba ve çocuklar) arasında kur’an daki oranlar dağıtılır.

 

Şimdi kur'an'a göre bunun paylaşımını yapalım!

 

İlk önce,

 

1- Eş,120. liranın 1/8,i) olan 15. lirayı alıyor. (120.-15 = 105. lira kalır.)

 

2-Kalan terekeden (105) liradan annesi (1/6) olan 17.5 lirayı,babası, (1/6) olan 17.5.lirayı alır.Buna göre: (105 -35 = 70. lira kalır..

 

3-Çocuklar da terekeden kalan (105) liranın 2/3,si olan 70 lirayı alacaklar.

 

Böylece herkes kendi payına düşeni aldıktan sonra elde = 0 kalır.

 

İşte paylaşma kuralı ve yöntemi bu şekildedir.

 

Yani kur’an’ın miras hukukunda hiçbir hata yoktur,hatanın sebebi ise,hesaplamanın yanlış bir yöntemle yapılmasıdır.

 

Saygılarımla.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, araştırmacı21 yazdı:

 

KUR’AN DA MİRAS DAĞITIMIYLA İLGİLİ HİÇBİR MATEMATİKSEL HATA YOKTUR !!!

 

Diyelim ki bir erkek öldü ve geride eşi, 3 kizi, anne ve babasını mirasçı olarak bıraktı.Geride bıraktığı tereke de 120 lira olsun!

 

Bu 120 liranın;  kur’an’a  göre mirasın 1/8 eşe,1/6 anneye, 1/6 babaya ve 2/3 kızlara verilir.

 

ŞİMDİ BU 120 LİRAYI BUNLARA PAYLAŞTIRALIM;

 

Önce eşe,(1/8’i),terekeden geri kalanın (1/6’i) anneye, (1/6’i) babaya ve ( 2/3’i ) kızlara verilecek, işte elde = 0 kalır..

 

Yani mirası paylaştırma yöntem ve kuralı bu şekildedir

 

Bunun detaylı açıklaması ve paylaştırma kuralı şu şekildedir.

 

120 liradan ilk önce en az pay alan,asil mirasçı ve akraba olmayanın (eşin) payı verilecek,daha sonra geriye KALAN ne ise,asil varisler ve mal sahibi olan çocuklar ile, anne,babaya oranları verilecektir. Çünkü varisler iki gurupta değerlendirilir,birinci gurup akraba,mal sahibi ve asil varis olanlar (çocuklar ile anne,baba gibi), ikinci ise, akraba,mal sahibi ve asil varis olmayan eşlerdir.(çünkü eş boşanmışsa varis olamaz).Ama çocuklar ile anne babalar her zaman ve her halükarde varistirler.Bu nedenle önce asil varis ve akraba olmayan eşin 1/8’i olan payı verilir,bundan sonra geriye kalan tereke ne ise,varis ve asil mal sahipleri olanlar (anne,baba ve çocuklar) arasında kur’an daki oranlar dağıtılır.

 

Şimdi kur'an'a göre bunun paylaşımını yapalım!

 

İlk önce,

 

1- Eş,120. liranın 1/8,i) olan 15. lirayı alıyor. (120.-15 = 105. lira kalır.)

 

2-Kalan terekeden (105) liradan annesi (1/6) olan 17.5 lirayı,babası, (1/6) olan 17.5.lirayı alır.Buna göre: (105 -35 = 70. lira kalır..

 

3-Çocuklar da terekeden kalan (105) liranın 2/3,si olan 70 lirayı alacaklar.

 

Böylece herkes kendi payına düşeni aldıktan sonra elde = 0 kalır.

 

İşte paylaşma kuralı ve yöntemi bu şekildedir.

 

Yani kur’an’ın miras hukukunda hiçbir hata yoktur,hatanın sebebi ise,hesaplamanın yanlış bir yöntemle yapılmasıdır.

 

Saygılarımla.

 

 

 

kurandaki dağılımda  geri kalan yazan yeri gösterir misiniz ? geri kalan palavrasını savunanlar, uyduruk tanrılarının unuttuğu şeyi kendileri mi ekliyorlar kurana ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 12.12.2017 at 12:17, bir_akil_insan yazdı:

 

 

kurandaki dağılımda  geri kalan yazan yeri gösterir misiniz ? geri kalan palavrasını savunanlar, uyduruk tanrılarının unuttuğu şeyi kendileri mi ekliyorlar kurana ?

 

Evet,bu durum ilgili ayetlerden de anlaşılıyor.İşte konuyla ilgili bazı tefsirlerin metinlerini aşağıya alıyorum.

 

1-Tefsirul Meraği’nin metni aynen şöyledir.

 

 (فَإِنْ كانَ لَكُمْ وَلَدٌ فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكْتُمْ) والباقي لأولادكم ووالديكم كما تقدم. (تفسير المراغي )

 

Nisa- 12: Fein kane leküm veledün’’ Eğer sizden ölmüş olanın çocuğu varsa,

 

‘’Fe lehunnes sümünü ‘’ Onlara (eşlere) 1/8 vardır.

 

‘’ Mimma terektüm’’  Bırakmış olduğunuz terekenin tümünden’’

 

‘’Vel baki li evladiküm ve valideyküm…’’ Bundan sonra geriye ne kalırsa (!) ,çocuklarınız,anne ve babanız içindir….’’ Bkz: Tefsirul  Meraği’’

---------

 

2-Tefsirus Sa'adi’nin metni de aynen şöyledir.

 

لكن لو وجد مع الأبوين أحد الزوجين -ويعبر عنهما بالعمريتين- فإن الزوج أو الزوجة يأخذ فرضه، ثم تأخذ الأم ثلث الباقي والأب الباقي ويوضح ذلك أن الذي يأخذه الزوج أو الزوجة بمنزلة ما يأخذه الغرماء، فيكون من رأس المال، والباقي بين الأبوين ثم الاولاد.

 (تفسير السعدي)

 

NİSA-11‘’ Lakin lev vucide maal ebeveyni ehaduz zevceyni,’’

 

‘’Ama eğer,anne ve babayla birlikte eşlerden biri bulunursa.(ve çocuklar da yoksa,)

 

‘’ Fe innez zevce eviz zevcete ye’huzu fardahu,

 

‘’ Şüphesiz koca veya eş hangisi bulunursa,terekenin tümünden payını tam alır.

 

‘’ Sümme te’huzul ümmü sülesel baki ve el ebu,el baki..’’

 

‘’ Ondan sonra  geride ne kalırsa anne ve baba da paylarını alacaklardır. (çocuklar varsa, Nisa-11 - 1/3) alırlar.

 

‘’ Ve yuvaddihu zalike ennel lezi ye’huzuhuz zevcu  eviz zevcetü  bi menzileti ma ye’huzuhul ğuremau. Fe yekünü min re’sil malı…

 

Bu durum bize açıklıyor ki,eşlerin aldıkları pay,borçluların aldıkları borçları gibidir.Yani ilk önce malın tümünden eşlerin payları çıkarılır,daha sonra geriye ne kalırsa,anne,baba ve çocuklara verilir. Yani aynen borç gibi !!!       Önce eşin payı verilir,daha sonra geriye ne kalırsa ondan da diğer varislere payları verilir.

Yani her halükarde ve her zaman önce EŞLERİN payları verilir,geriye ne kalırsa,anne,baba ve çocuklara  dağıtılır…’’ Bütün alim ve müfessirler de bunda müttefiktirler,

Bkz: (Tefsirus Sa’adi’’ )

-------------

 

ومن هذا نعلم أن حقوق الزوجية في الإرث مقدمة على حقوق الوالدين، إذ أنهما يتقاسمان ما يبقى بعد أخذ الزوج حصته – 3

 

‘’ Ve min haza na’lemu enne hukukkaz zevceyni fil irsi,mukaddimetün ala hukukil valideyn…’’

 

‘’ Bundan,yani ayeten de kesin olarak anlıyoruz ki,mirasta eşlerin hukuku,anne ve baba hukukundan önce gelir.  Yani tereke ne ise önce eşlerin payları verilir,daha sonra geride ne kalırsa, anne,baba vs,payları verilir….’’

 

Bkz:’’( Tefsirul Merağil’’ )

-----------

 

4-Aşağıdaki metin ve örnek İBNİ ABBAS’a aittir.Aynen şöyle diyor.

 

ومن قول ابن عباس هذا  اذا مات  عن زوج  وام واب وبنات  ستاخذ الزوج او الزوجة تمام حقه من جميع المال  ثم ياخذ باقي الورثة باقي المال      ///  العَوْل في الفرائض 

 

‘'.... İza mate an zevcin ve ümmin ve ebin ve benatın, se te’huzuz zevcu eviz zevcetu temame hakkıhı min cemi’il malı, sümme ye’huzu bakıl  vereseti, bakiyel malı…’’

 

Yani ‘’ Biri öldü,geride bir eş,anne,baba ve (kız) çocuklar bıraktı. İlk önce terekenin tümünden eş (1/8) olan payını tam olarak alacak, ondan sonra geriye ne kalırsa,diğer varisler(anne,baba ve çocuklar) da paylarına düşeni alırlar...'' diyor. 

 

Yani tereke 120 lira ise,bunun 1/8 olan 15 lirayı eş alır,geride kalan 105 liradan da anne 1/6,baba 1/6 alır,bu ikisinin toplamı da 35 lira eder ve 105 liranın 2/3’i olan 70 lirayı da çocuklar alır. Böylece herkes kur’an da belirtilen orandaki paylarını aldıktan sonra elde sıfır (0) kalıyor.

 

Ayrıca bu yaptığım hesaplama yönteminin kaynağı vardır.Çünkü bu yöntem sahabelerden İbni Abbas,hz.Ali  ve muctehid alimlerden İmam Davud ez Zahiri, İbni Hazm,Muhammed bin Hanefi, Muhammed bin Ali ve Ata gibi alim ve müfessirlere aittir,ki doğrusu olan da budur.Bunun böyle olmasının gerekçesi de zaten yukarıda açıklanmıştır. Konuyla ilgili bunlara ait metni de  kaynaklarıyla birlikte aşağıya alıyorum.

 

 قول ابن عباس ومن تا بعه

قال ابن عباس رضي الله عنهما: إن المسائل لا تعول ([11]). وبه قال الظاهرية داود بن علي، وعلي بن محمد بن حزم الظاهري ([12]). ونقل ذلك عن محمد بن الحنفيّة، ومحمد بن علي بن الحسين، وعطاء

: القول بالعول محدث، ولم تمض به سنة من رسول الله –صلى الله عليه وسلم- وإنما هو احتياط ممن رآه –أي رأي العمل به- من السلف رضي الله عنهم وقصدوا به الخير ([16]).

وقصارى القول إن القول بالعول اجتهاد، وإعطاء ميراث بلا نص من كتاب أو سنة. وبالتالي لا ينهض حجة، وإن أثر عن كرام الصحابة رضي الله عنهم، فالحجة عند أهل الظاهر الكتاب والسنة والإجماع. وليس في مسألة العول نص من كتاب الله ولا من سنة رسوله –صلى الله عليه وسلم- وليس ثمة إجماع.

  الخ  وهذا يواقق قول ابن عباس وعلي ومن وافقهما

وخالف ابن عباس، في عصر عثمان، وقال: إنّ الزوجين يأخذان تمام حقّهما ويدخل النقص على البنات فهو يقدّم من له فرضان في الكتاب على من له فرض واحد كما سنبيّن

ومن قول ابن عباس هذا  اذا مات  عن زوج  وام واب وبنات  ستاخذ الزوج او الزوجة تمام حقه من جميع المال  ثم ياخذ باقي الورثة باقي المال   ///  العَوْل في الفرائض - 

 

------------------------

 

Kaynaklar !

 

([11]) المصنف –مصنف عبد الرازق- 10/254، سنن الدرامي ص409 –الكتاب المصنف- مصنف ابن أبي شيبة- 11/282.

([12]) المحلى: 9/262.

([13]) المغني: 9/28.

 

İşte görüldüğü gibi kur’an’a göre mirasın paylaşma kuralı böyledir ve kur'an da hiçbir matematik hatası da yoktur.Ama siz bunu hesaplarken yanlış yapıyorsunuz. Çünkü kur’an’a göre mirastaki hesaplama kuralından bile haberiniz yok. Yani,ateist vs. zihniyetli arkadaşlar herhalde bu konuyu İbni Abbas vb.diğer alim ve müfessirler gibi bilecek değiller. Zira kur’an’ın Arapça ayetlerini anlamayan bu zatlar,sadece bir çok hatalarla dolu meallere bakıp ön yargıyla hüküm ve anlam çıkarmaya çalışıyorlar. İşte bunlar da hep hatalı mealleri kendileri için malzeme yapıyorlar.Halbuki kur’an’ın doğru olup olmadığını araştırmak isteyenler bunu hatalı mealler üzerinden değil de direk kur’an’ın Arapça metni üzerinden yapmaları gerekir,yoksa yaptıkları her şey boş ve anlamsızdır.

 

Özetle,kur’an’da hiçbir hata veya çelişki yoktur,ama hatalı mealler ve yanlış yorumlar yüzünden maalesef bunları görmek mümkündür.

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.01.2016 at 11:49, Yâdellerdeki Yurtdaş yazdı:

Neden erkektir?

Kadınlaraa, ekonomik özgürlüğü sağlamak, neden yasaktır?

Mâdem erkekler, geçimi sağlar, beden evlerinde köleler (karılar) tutarlar?

 

 

-Kadınlara ekonomik özgürlüğü sağlamak asla yasak değildir,ama yasaktır diyen varsa bir ayet göstersin bakalım! Ayrıca her ne kadar kadının geçimi eşine ait ise de,kadın istediği gibi ekonomik vs.faaliyetlerde bulunabilir ve hiçbir surette eşi ona engel de olamaz!!!

 

- Kadını köle gibi evde  tutan bir zihniyet,ne kur’an,ne de islam dini ile bağdaşır.Erkek Allah’ın kulu olduğu gibi kadın da Allah’ın kuludur.Yani ne erkek kadının, ne de kadın erkeğin kul ve kölesidir.Çünkü İslama göre insan ancak Yaratıcının (Allah'ın) kulu olabilir, başkasının kul ve kölesi asla olamaz !!!!!

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 12.12.2017 at 11:12, araştırmacı21 yazdı:

 

İlk önce,

 

1- Eş,120. liranın 1/8,i) olan 15. lirayı alıyor. (120.-15 = 105. lira kalır.)

 

2-Kalan terekeden (105) liradan annesi (1/6) olan 17.5 lirayı,babası, (1/6) olan 17.5.lirayı alır.Buna göre: (105 -35 = 70. lira kalır..

 

3-Çocuklar da terekeden kalan (105) liranın 2/3,si olan 70 lirayı alacaklar.

 

Böylece herkes kendi payına düşeni aldıktan sonra elde = 0 kalır.

 

İşte paylaşma kuralı ve yöntemi bu şekildedir.

 

Yani kur’an’ın miras hukukunda hiçbir hata yoktur,hatanın sebebi ise,hesaplamanın yanlış bir yöntemle yapılmasıdır.

 

Saygılarımla.

 

 

@araştırmacı21

 

Ölen kişinin ana babası yok.

 

Karısı ve 1 kızı var. 

 

Aynı şekilde paylaştırır mısınız?

 

Yardımcı olayım:

 

1-eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır.

 

2-Şâyet çocuklarınız varsa o zaman bıraktığınız mirasın sekizde biri hanımlarınızındır.

tarihinde Sundance tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, araştırmacı21 yazdı:

 

Evet,bu durum ilgili ayetlerden de anlaşılıyor.İşte konuyla ilgili bazı tefsirlerin metinlerini aşağıya alıyorum.

 

1-Tefsirul Meraği’nin metni aynen şöyledir.

 

 (فَإِنْ كانَ لَكُمْ وَلَدٌ فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكْتُمْ) والباقي لأولادكم ووالديكم كما تقدم. (تفسير المراغي )

 

Nisa- 12: Fein kane leküm veledün’’ Eğer sizden ölmüş olanın çocuğu varsa,

 

‘’Fe lehunnes sümünü ‘’ Onlara (eşlere) 1/8 vardır.

 

‘’ Mimma terektüm’’  Bırakmış olduğunuz terekenin tümünden’’

 

‘’Vel baki li evladiküm ve valideyküm…’’ Bundan sonra geriye ne kalırsa (!) ,çocuklarınız,anne ve babanız içindir….’’ Bkz: Tefsirul  Meraği’’

---------

 

2-Tefsirus Sa'adi’nin metni de aynen şöyledir.

 

لكن لو وجد مع الأبوين أحد الزوجين -ويعبر عنهما بالعمريتين- فإن الزوج أو الزوجة يأخذ فرضه، ثم تأخذ الأم ثلث الباقي والأب الباقي ويوضح ذلك أن الذي يأخذه الزوج أو الزوجة بمنزلة ما يأخذه الغرماء، فيكون من رأس المال، والباقي بين الأبوين ثم الاولاد.

 (تفسير السعدي)

 

NİSA-11‘’ Lakin lev vucide maal ebeveyni ehaduz zevceyni,’’

 

‘’Ama eğer,anne ve babayla birlikte eşlerden biri bulunursa.(ve çocuklar da yoksa,)

 

‘’ Fe innez zevce eviz zevcete ye’huzu fardahu,

 

‘’ Şüphesiz koca veya eş hangisi bulunursa,terekenin tümünden payını tam alır.

 

‘’ Sümme te’huzul ümmü sülesel baki ve el ebu,el baki..’’

 

‘’ Ondan sonra  geride ne kalırsa anne ve baba da paylarını alacaklardır. (çocuklar varsa, Nisa-11 - 1/3) alırlar.

 

‘’ Ve yuvaddihu zalike ennel lezi ye’huzuhuz zevcu  eviz zevcetü  bi menzileti ma ye’huzuhul ğuremau. Fe yekünü min re’sil malı…

 

Bu durum bize açıklıyor ki,eşlerin aldıkları pay,borçluların aldıkları borçları gibidir.Yani ilk önce malın tümünden eşlerin payları çıkarılır,daha sonra geriye ne kalırsa,anne,baba ve çocuklara verilir. Yani aynen borç gibi !!!       Önce eşin payı verilir,daha sonra geriye ne kalırsa ondan da diğer varislere payları verilir.

Yani her halükarde ve her zaman önce EŞLERİN payları verilir,geriye ne kalırsa,anne,baba ve çocuklara  dağıtılır…’’ Bütün alim ve müfessirler de bunda müttefiktirler,

Bkz: (Tefsirus Sa’adi’’ )

-------------

 

ومن هذا نعلم أن حقوق الزوجية في الإرث مقدمة على حقوق الوالدين، إذ أنهما يتقاسمان ما يبقى بعد أخذ الزوج حصته – 3

 

‘’ Ve min haza na’lemu enne hukukkaz zevceyni fil irsi,mukaddimetün ala hukukil valideyn…’’

 

‘’ Bundan,yani ayeten de kesin olarak anlıyoruz ki,mirasta eşlerin hukuku,anne ve baba hukukundan önce gelir.  Yani tereke ne ise önce eşlerin payları verilir,daha sonra geride ne kalırsa, anne,baba vs,payları verilir….’’

 

Bkz:’’( Tefsirul Merağil’’ )

-----------

 

4-Aşağıdaki metin ve örnek İBNİ ABBAS’a aittir.Aynen şöyle diyor.

 

ومن قول ابن عباس هذا  اذا مات  عن زوج  وام واب وبنات  ستاخذ الزوج او الزوجة تمام حقه من جميع المال  ثم ياخذ باقي الورثة باقي المال      ///  العَوْل في الفرائض 

 

‘'.... İza mate an zevcin ve ümmin ve ebin ve benatın, se te’huzuz zevcu eviz zevcetu temame hakkıhı min cemi’il malı, sümme ye’huzu bakıl  vereseti, bakiyel malı…’’

 

Yani ‘’ Biri öldü,geride bir eş,anne,baba ve (kız) çocuklar bıraktı. İlk önce terekenin tümünden eş (1/8) olan payını tam olarak alacak, ondan sonra geriye ne kalırsa,diğer varisler(anne,baba ve çocuklar) da paylarına düşeni alırlar...'' diyor. 

 

Yani tereke 120 lira ise,bunun 1/8 olan 15 lirayı eş alır,geride kalan 105 liradan da anne 1/6,baba 1/6 alır,bu ikisinin toplamı da 35 lira eder ve 105 liranın 2/3’i olan 70 lirayı da çocuklar alır. Böylece herkes kur’an da belirtilen orandaki paylarını aldıktan sonra elde sıfır (0) kalıyor.

 

Ayrıca bu yaptığım hesaplama yönteminin kaynağı vardır.Çünkü bu yöntem sahabelerden İbni Abbas,hz.Ali  ve muctehid alimlerden İmam Davud ez Zahiri, İbni Hazm,Muhammed bin Hanefi, Muhammed bin Ali ve Ata gibi alim ve müfessirlere aittir,ki doğrusu olan da budur.Bunun böyle olmasının gerekçesi de zaten yukarıda açıklanmıştır. Konuyla ilgili bunlara ait metni de  kaynaklarıyla birlikte aşağıya alıyorum.

 

 قول ابن عباس ومن تا بعه

قال ابن عباس رضي الله عنهما: إن المسائل لا تعول ([11]). وبه قال الظاهرية داود بن علي، وعلي بن محمد بن حزم الظاهري ([12]). ونقل ذلك عن محمد بن الحنفيّة، ومحمد بن علي بن الحسين، وعطاء

: القول بالعول محدث، ولم تمض به سنة من رسول الله –صلى الله عليه وسلم- وإنما هو احتياط ممن رآه –أي رأي العمل به- من السلف رضي الله عنهم وقصدوا به الخير ([16]).

وقصارى القول إن القول بالعول اجتهاد، وإعطاء ميراث بلا نص من كتاب أو سنة. وبالتالي لا ينهض حجة، وإن أثر عن كرام الصحابة رضي الله عنهم، فالحجة عند أهل الظاهر الكتاب والسنة والإجماع. وليس في مسألة العول نص من كتاب الله ولا من سنة رسوله –صلى الله عليه وسلم- وليس ثمة إجماع.

  الخ  وهذا يواقق قول ابن عباس وعلي ومن وافقهما

وخالف ابن عباس، في عصر عثمان، وقال: إنّ الزوجين يأخذان تمام حقّهما ويدخل النقص على البنات فهو يقدّم من له فرضان في الكتاب على من له فرض واحد كما سنبيّن

ومن قول ابن عباس هذا  اذا مات  عن زوج  وام واب وبنات  ستاخذ الزوج او الزوجة تمام حقه من جميع المال  ثم ياخذ باقي الورثة باقي المال   ///  العَوْل في الفرائض - 

 

------------------------

 

Kaynaklar !

 

([11]) المصنف –مصنف عبد الرازق- 10/254، سنن الدرامي ص409 –الكتاب المصنف- مصنف ابن أبي شيبة- 11/282.

([12]) المحلى: 9/262.

([13]) المغني: 9/28.

 

İşte görüldüğü gibi kur’an’a göre mirasın paylaşma kuralı böyledir ve kur'an da hiçbir matematik hatası da yoktur.Ama siz bunu hesaplarken yanlış yapıyorsunuz. Çünkü kur’an’a göre mirastaki hesaplama kuralından bile haberiniz yok. Yani,ateist vs. zihniyetli arkadaşlar herhalde bu konuyu İbni Abbas vb.diğer alim ve müfessirler gibi bilecek değiller. Zira kur’an’ın Arapça ayetlerini anlamayan bu zatlar,sadece bir çok hatalarla dolu meallere bakıp ön yargıyla hüküm ve anlam çıkarmaya çalışıyorlar. İşte bunlar da hep hatalı mealleri kendileri için malzeme yapıyorlar.Halbuki kur’an’ın doğru olup olmadığını araştırmak isteyenler bunu hatalı mealler üzerinden değil de direk kur’an’ın Arapça metni üzerinden yapmaları gerekir,yoksa yaptıkları her şey boş ve anlamsızdır.

 

Özetle,kur’an’da hiçbir hata veya çelişki yoktur,ama hatalı mealler ve yanlış yorumlar yüzünden maalesef bunları görmek mümkündür.

Saygılar.

 

 

kurandaki yerini sormuştum. kuranda geçmeyen bir şeyi anlatıyorsunuz. arap tanrısı, bu detayı unutmuş ya da eksik bırakmış olmalı ki, birkaç yüzyıl sonraki tefsircilere iş düşmüş.

 

bu arada avliye ve reddiye yöntemleri -masala göre- ömer tarafından uygulanmış. kuranda sözünü ettiğiniz gibi açık olsaydı, muhammedin zamanında, miras ayeti inerken de, uygulanırken de orada olan ömer, neden avliye ve reddiye yöntemlerini ortaya atmış olsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 minutes ago, Kataküteist said:

Bu problematik mes'elede, hem de ümmî bir topluma oran verebilmek, âdâlete bağlı kalarak oran verebilmek ve iki âyette mes'eleyi çözmek, ancak Allah'a mahsûstur. Kur'ân bir mu'cîzedir.

Bunu bir matematik hatâ diye ortaya sürmek, misyonerlerin düşünce zâfiyetlerini bize göstermektedir. En basit mes'eleleri bile çözemeyen insânların, İslâm dînine kâbul edilmemiş olmalarından daha doğru bir şey olamaz. Allah Kime hidâyet edeceğini çok iyi bilir.

 

- İyi de, allah iki ayette falan meseleyi çözememiş ki..?? Nerede çözüm, nerede allah'a mahsus?

- Bir de Avliye hesabı ile mesele çözülmüş mü?

 

Arz ve de istirham ederim saygıdeğer pataküteist :)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 dakika önce, Kataküteist yazdı:


 

Sayısız vârislik kombinasyonlarını, kalansız (bölünebilir) bir bütün olarak çözüme kavuşturacak sâbit (değişmez) oranlar yoktur, bu olamaz. Vâris Kombinasyonları değişirken dikkat edin bütün oranların sâbit kalmasını beklemek Pi sayısının kalansız bölünmesini beklemek kadar mantıksızdır. Düşünebildiğiniz en gerizekâlı (kritersiz) bir hukuk sistemi (yönetim mantığı) hayâl edin.

"Hiç kimse arasında ayırım yapmam benim için önemli olan mirasçıların sayısıdır ve her mirasçıya eşit olarak mirâsı dağıtacağım, benim sistemimde kânun budur" diyen bir yönetim düşünün. En basitinden, herkese eşit miras verme iddiâsında olan bir yönetim bile başlangıçta eşit oranlar ve eşit paylar belirleyemez. Başlangıçta eşit bir oranı kanunlaştıramaz. Çünkü, vâris kombinasyonları değiştikçe yani vârislerin sayısı arttıkça,, vârislerin paylarının, pay oranları değişecektir. Bu yönetimin tek kriterli kanununda bile bir mirasçınınm mirastan payı, yüzde yüzden, yüzde bire kadar değişebilir. 
Mirâs taksimi birçok permütasyonu ihtivâ eden problematik bir mevzûdur. Sayısız kombinasyonlardan, değişkenlerden oluşabilecek mirâs dağılımlarını eşit paydayla kalansız olarak çözebilen,, baştan belirlenmiş sâbit oranlar yoktur, olamaz. Ama bizim ateistler ve misyonerler sâbit oranlar olabileceğini düşünüyorlar.

Bu problematik mes'elede, hem de ümmî bir topluma oran verebilmek, âdâlete bağlı kalarak oran verebilmek ve iki âyette mes'eleyi çözmek, ancak Allah'a mahsûstur. Kur'ân bir mu'cîzedir.

Bunu bir matematik hatâ diye ortaya sürmek, misyonerlerin düşünce zâfiyetlerini bize göstermektedir. En basit mes'eleleri bile çözemeyen insânların, İslâm dînine kâbul edilmemiş olmalarından daha doğru bir şey olamaz. Allah Kime hidâyet edeceğini çok iyi bilir.

 

Medeni kanunda miras paylaşımı hiç bir kalan olmadan gerçekleştirilebilmiş.

 

Demek ki çok da zor değilmiş!?

 

Aynı becerikliliği Allah'tan bekleyerek çok mu şey istiyoruz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...