Jump to content

kuranı rezil eden matematiksel hata nihayet yanıtlandı..


Recommended Posts

https://www.matematiksel.org/dunyanin-cevresi-2200-yil-once-nasil-hesaplandi/ Dünyanın küre biçimde olduğunu platon ve pisagor ilan etti.Dünyanın çevresimi M.Ö 240'ta yunanlı filozof Eratosthenes tarafından hesaplanmış.Dolayısı ile kuranda dünyanın küre biçiminde olduğu geçmiyor,hadi geçti diyelim.M.Ö yunan filozofları zaten matematiksel hesaplamaları ile dünyanın küre biçiminde ve çevresini hesaplamışlar.Bu yüzden islamda bilimsel mucize olarak kalmıyor,şeyatnı yıldızlar tarafından atılan taş yapması,zülkarneyn güneşi batar halde bulması,göğün dünyanın üzerine düşmesin diye arap putu allahın tutması gibi bilim dışı komik ve masalcı ayetler var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 755
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Dünyanın yuvarlak olduğunun milattan öncesi bilinen bir konu olduğunu, Erastotenes tarafından çapının doğruya çok yakın şekilde ölçüldüğünü belirtmek gerek.

 

Yani müfessirler dünya yuvarlak diye Kuran'dan okudukları için değil, aynı şimdi Kuran'da yok atom yazıyor, yok elektrik yazıyor diye şaklabanlıklar yapanlar gibi, öğrendikleri bu bilgi Kuran'da yazıyor diye yalancılık, sahtekarlık yaparak Kuran'ın bir matah bir şey olunduğunun sanılmasına çalışmışlardır.

 

Dünya düz diyenler ise bunu radikalliklerinden, yani köktendinci olmalarından dolayı yapıyorlar. Kuranı böyle güncel bilgilerle süslemeye gerek yok, allahın kitabı olduğunu bu şekilde kanıtlamaya çalışmaya gerek yok, ne yazıyorsa odur diye dünya düzdür diyorlar.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hocam aynen öyle bu zamanda nasıl sahtekarlar varsa,o zamanda sahtekarlar varmış.Kurandan bilimsel ayet çıkartamazlar,mesela allaha göre 6 günde yaratılmış.Ama dolandırıcı müslimler evre diye çevirerek yine kendileri çelişkiye düşüyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya bu areştırmacı21 nasıl usanmadan cevap veriyorsunuz. buna cevap vererek asıl konu güme gitti allah matamtiyi bilmiyor işte. Bilmemeside normaldir matamatiyik insan ürünüdür allh ne bilsin matamtikten allah kadosdoramı gelsin milletin arsasını

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.03.2018 at 22:58, Tengrizm yazdı:

Hocam aynen öyle bu zamanda nasıl sahtekarlar varsa,o zamanda sahtekarlar varmış.Kurandan bilimsel ayet çıkartamazlar,mesela allaha göre 6 günde yaratılmış.Ama dolandırıcı müslimler evre diye çevirerek yine kendileri çelişkiye düşüyorlar.

 

Sayın Tengrizm.

Bakınız,biz kendi kafamızdan öyle bir çeviri yapmıyoruz,kur’an Arapça olduğu için kur’an da geçen kelimeleri Arapça sözlüklerindeki anlamı ne ise öyle çeviriyoruz. Nasıl ki, Türkçede kullanılan bir kelimenin anlamını Türkçe sözlüklerinden çıkarıyorsanız,biz de öyle yapıyoruz. Bunun yanlış olduğunu kim söyleyebilir? Eğer yaptığımız çeviri Arapça sözlüklerindeki kelime anlamıyla uyuşmuyorsa, o zaman ittıraz edeblirsiniz. İşte hem Arapça sözlüklerinde, hem de kur’an da YEVM/gün kelimesi kaç anlama geldiğini sizinle paylaşacağım.

 

Kur’an da Evrenin Yaratılışıyla İlgili ALTI YEVM Ne Anlama Gelir ?

 

-Kur’an da sık sık ( يوم القيامة ) ‘’Kıyamet Günü ‘’ ( يوم الاخرة)  ‘’Ahiret Günü ‘’ ifadeleri geçiyor,peki buradaki ‘’GÜN’’ ifadesi  24 saatlik zaman dilimi mi,yoksa sonu olmayan, sonsuza dek bir zamanı ve ebedi bir alemi mi ifade ediyor???  Elbette buradaki GÜN sonu olmayan bir zamanı ifade ediyor.

-Kur’an da evrenin yaratılışı anlatılırken 6 ( يوم ) ‘’ yevm’’ yani  süresi bilinmeyen 6 aşama,6 evre kast ediliyor.Çünkü o zaman ne kendi ekseni etrafında dönen dünyamız,ne de güneş vardı.Bu nedenle söz konusu ayetlerdeki  (يوم ) ‘’ yevm’’ kelimesini,dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüşüyle meydana gelen 24 saatlik zaman dilimi olarak algılamak mümkün değildir.

Ayrıca Dünyamız da bir gezegendir .Güneşe göre günler ve yıllar her gezegende farklıdır.Güneş’e en yakın MERKÜR: Kendi etrafında 58.65,Güneş etrafında 88 günde döner.Yani Merkür’ün bir günü 58.65 dünya gününe denktir.

 

VENÜS: Kendi etrafında 243,Güneş etrafında 224 günde döner.Yani Venüs’ün bir günü 243 dünya gününe denktir……….’’

Bir de izafiyet teorisi bize zamanın da izafi olduğunu söyler.Bir cismin hızı arttıkça onun için zaman yavaşlar. Bu teorik deneysel olarak ta ispatlanmış bir gerçektir.

 

Peki Arapçada ( يوم)  ‘’Yevm ‘’kelimesi kaç anlama gelir.?    

                                                                                                                                                                                 

1-Arapça da mutlak zamana da ( يوم ) ‘’yevm’’ denir.

2-24-saatlik zaman dilimine de yevm denir.

3- Allah dışında kimsenin süresini bilmediği zaman dilimine/evreye de yine yevm denir.

Aşığıdaki arapça Lugat metninde de ( يوم) ‘’yevm’’ kelimesinin her üç anlama da geldiği yazılmaktadır.   

Bkz : (  المعجم: اللغة العربية المعاصر   )  ‘’el Mu’cem:  elluğatul Arabiyye el Muasır’’

 

   ما معني  كلمة اليوم  في اللغة العربية

وله معان    

1 - مطلق الأوقات والأزمان :

2-- وقت مقدَّر بمقدار يعلمه الله

3- اليوم النَّجْميّ : ( الفلك ) الزَّمن المتطلَّب لدوران الأرض حول نفسها بشكل كامل في ما يتعلَّق بالاعتدال الرَّبيعيّ في دائرة خطّ الزّوال والذي يساوي 23 ساعة و 56 دقيقة و 4 . 09 ثانية من الوقت الشَّمسيّ .

المعجم: اللغة العربية المعاصر

 

KUR’AN DA YARATILIŞLA İLGİLİ  6 YEVM  İFADESİ NE DEMEKTİR?

 

Evrenin yaratılış evreleriyle ilgili kur ‘an da geçen (يوم ) ‘’yevm’’ ifadesinin dünya günü olan yaklaşık 24  saat zaman dilimiyle hiçbir alakası yoktur.Çünkü  evren yaratılmaya başlayınca ne dünyamız,ne de güneş vardı,bu nedenle burada 6 yevm’den söz edilirken kesinlikle süresini bilemediğimiz 6 aşama,6 uzun evre anlaşılır.!!!

 

AYRICA GÜNEŞE GÖRE HER GEZEGENİN GÜN VE YILLARI BİLE FARKLIDIR,

 

MERKÜR: Kendi ekseni etrafında 58.65 günde tamamlar.Yani Merkür’ün bir günü 58.65 dünya gününe denktir.

Venüs:  Venüs kendi ekseni çevresinde 243 Dünya gününde döner. Güneş’in çevresinde ise 225 Dünya gününde döner. başka bir şekilde ifade etmemiz gerekirse; Venüs’te 1 yıl 243 Dünya günü, 1 gün ise tam 225 Dünya günüdür.

 DÜNYA: Kendi etrafında 24 saatte, Güneş etrafında 365 günde döner.

MARS: Kendi etrafında 24 saat 37 dakika, Güneş etrafında 687 günde döner.

JÜPİTER: Kendi etrafında 9 saat 50 dakika, Güneş etrafında 11 yılda döner.

PLATÜN: Kendi etrafında 6,5 günde, Güneş etrafında 248,5 yıl döner.

SATRÜN: Kendi çevresinde 10 saatte, güneş çevresinde 29,5 yılda döner.

URANUS: Kendi etrafında 16 saat 48 dakika, Güneş etrafında 84 yıl 7 günde döner.

NEPTÜN: Kendi etrafında 15 saat 48 dakika, Güneş etrafında 164,5yıl döner.

 

İşte görüldüğü üzere her  Gezegende  günler ve yıllar süresi bile farklıdır

Yani yaratıcının eseri olan evrenin farklı yerlerinde bile zaman,gün ve sene dilimleri de birbirlerinden farklı olabilmektedir.İşte henüz dünya ,gezegenler, güneş vs. yaratılmamış iken yüce Allah’ın evreni 6 yevm’de/aşamada yaratmış olmasıyla dünya gününden farklı  zaman dilimlerine/evrelere vurgu yapılmıştır.  

Aşağıdaki tefsir metinlerinde de Allah’ın evreni yarattığı zaman ne güneş,ne de dünya vardı,bu nedenle ,evrenin altı yaratılış günü/zamanı bizim dünya günü ve zamanı ile hiçbir ilgisi yoktur, deniliyor..

ثم يقول في سورة الفرقان: وأيام الله التي خلق فيها السموات والأرض غير أيامنا الأرضية قطعاً، فإنما أيامنا هذه ظل للنظام الشمسي، ومقياس لدورة فلكية وجدت بعد خلق السموات والأرض، وهي مقيسة بقدر دورة الأرض حول نفسها أمام الشمس... ولعل هذه الأيام الستة من أيام الله التي لا يعلم مقدارها إلا هو، إنما تمت فيها أطوار متباعدة في السموات والأرض حتى انتهت على وضعها الحالي...   (  تفسير في ظلا ل الفران)

قال الراغب الأصفهاني في مفرداته: اليوم -في لغة العرب- يعبر به عن وقت طلوع الشمس إلى غروبها، وقد يعبر به عن مدة من الزمان أي مدة كانت.

 

Hülasa; kur’an da yaratılışla ilgili ayetlerde geçen ALTI  YEVM ifadesinin,evrenin yaratılışından sonra dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesiyle meydana gelen 24 saat zaman dilimiyle hiçbir ilgisi yoktur.Çünkü evren yaratılmaya başlayınca ne güneş ve sistemi vardı,ne de dünya !!!                                                                                                            Bu nedenle yaratılış süreci ile ilgili kur’an’ın kullandığı 6 yevm,6 aşama,6 uzun evre demektir !!!

Ayrıca konuşma üslubunuza dikkat eder misiniz? Lütfen,siz de hocam diye kendisine hitap ettiğiniz o zat-ı ali gibi ağzınızı bozmaya çalışmayın !!!.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıca Kaf-38.ayetle ilgili meallerde geçen ''Yorgunluk'' ifadesi de yanlıştır,doğru meal ise aşağıdaki gibidir. 

Kaf-38. ayetin doğru meali de şöyledir.

 Kaf-38: Ve muhakkak biz gökleri/bütün gök cisimlerini, yeri ve ikisinin arasında/uzayda bulunan her şeyi altı evrede/aşamada yarattık.Ve (bunları yaratırken) bize zorluktan hiçbir şeyin dokunması da söz konusu olmamıştır/yani bunları yaratmak bize zor bir şey değildir.’’şeklindedir

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yevmil ahir ile yevmül kıyamet aynı şeydir. Dünyanın harap olmadan önceki son günü, yani harap olduğu gün. Bu kadar basit konularda da saçma sapan iddialar öne sürülecekse havanda su dövecek bu Müslümler demektir. Ahir demenin son demek olduğunu artık cahiller bile bilir yahu! Ha, dünyadan sonra başlayan hayat anlamında da kullanılır ama yevmül ahir son gün demektir.

 

Evrenin altı aşamada yaratıldığıjnın söylenmesinin en küçük bir anlamı yoktur. Bu evreler hakkında bir bilgi verilmedikten sonra dokuz evrede dese ne farkedecek? Ama altı günde yarattı iddiası somut bir iddiadır. Yani siz güneş doğup batmasa da bir gün denilen zamanın ne kadar bir uzunlukta olduğuna dair bir fikre sahipsiniz. Altı saatte yarattı dese vaaaav bayağı hızlıymış dersiniz. Altı ayda dese yaaa, ağırdan almış dersiniz. Altı yılda dese niye o kadar uzun sürmüş dersiniz.

 

Burada çok o kadar kolay olmuş bir iş olmadığı, bayağı büyük bir iş görüldüğü izlenimi vermek ile allahın çok güçlü olduğu izlenimini vermek arasında bir denge kurularak altı gün söylemi yeğlenmiştir. Bu çok açık.

 

Her zaman söylüyoruz. İkincil anlam kastediliyorsa mutlaka bir şekilde artık o yazarın ustalığına, edebi yeteneğine kalmış, ama bir şekilde birincil anlamı gözardı ettiren bir söz sanatı veya doğrudan bunu devreden çıkaran bir belirteç konması gereklidir. Aksi halde ikincil anlamın kastedildiğini iddia etmenin bir yolu olmaz.

 

Aksi halde her anlatım saçma sapan olur. "Bir de benim gözümden bak" dersin adam gider ya çekmecenin gözüne girer ya pınarın gözüne girer ordan bakıyor bir bakarsın! :0_80cbc_37a71a73_L: Saçmalamanın âlemi yok! Apaçık anlamı eğer ekarte edecek türev anlamlara zihni yönelteceksen bunu mutlaka ya açıktan, ya bir söz sanatı ile ustaca yapmalısın.    

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.03.2018 at 22:51, democrossian yazdı:

Dünyanın yuvarlak olduğunun milattan öncesi bilinen bir konu olduğunu, Erastotenes tarafından çapının doğruya çok yakın şekilde ölçüldüğünü belirtmek gerek.

 

Yani müfessirler dünya yuvarlak diye Kuran'dan okudukları için değil, aynı şimdi Kuran'da yok atom yazıyor, yok elektrik yazıyor diye şaklabanlıklar yapanlar gibi, öğrendikleri bu bilgi Kuran'da yazıyor diye yalancılık, sahtekarlık yaparak Kuran'ın bir matah bir şey olunduğunun sanılmasına çalışmışlardır.

 

Dünya düz diyenler ise bunu radikalliklerinden, yani köktendinci olmalarından dolayı yapıyorlar. Kuranı böyle güncel bilgilerle süslemeye gerek yok, allahın kitabı olduğunu bu şekilde kanıtlamaya çalışmaya gerek yok, ne yazıyorsa odur diye dünya düzdür diyorlar.

 

 

Kur’an da atom ve atom altı parçacıklar !!!

Kur’an,1400 sene önce atom ve ondan daha küçük olan ve 19.yy.da keşfedilen proton,elektron, nötronlardan (اصغر ) ‘’ ASGAR’’ kelimesiyle ifade etmiştir.O zaman atom biliniyordu,ama atomdan küçük,atomu da oluşturan maddeler, alt parçacıklar (kuarklar) proton, elektron, nötronlar bilinmiyordu.

 

وَقَالَ الَّذٖينَ كَفَرُوا لَا تَاْتٖينَا السَّاعَةُ قُلْ بَلٰى وَرَبّٖى لَتَاْتِيَنَّكُمْ عَالِمِ الْغَيْبِ لَا يَعْزُبُ عَنْهُ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ فِى السَّمٰوَاتِ وَلَا فِى الْاَرْضِ وَلَا اَصْغَرُ مِنْ ذٰلِكَ وَلَا اَكْبَرُ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مُبٖين (٣)

Sebe-3:

Sebe-3: Ve inkar etmiş olanlar; «Kıyamet anı bize hiç gelmeyecek» dediler. Onlara de ki: «Hayır, gaybi/ insan kavrayışının ötesindeki her şeyi bilen Rabbimin hakkı için o an mutlaka gelecektir. Göklerdeki ve yerdeki zerre/atom kadar,bir nesne ya da zerrenin/atomun daha küçüğü (atom altı parçacıklar) ve daha büyüğü O'nun bilgisi dışında değildir, bunların tümü apaçık bir kitaptadır.»

(“Bundan/atomdan daha küçüğü” ifadesiyle,atomdan daha küçük birimlerdeki bilginin,“Bundan daha büyüğü” ifadesiyle ise moleküller gibi bileşimlerin bilgisinin önemine de dikkat çekildiği anlaşılmaktadır. )

Yani Kur’an’ın iki ayetinde (Sebe-3 -Yunus-61) 1400 sene önce hem atoma,hem de (أصغر )‘’ifadesiyle atomun alt parçacıkları olan proton,elektron ve nötronlara işaret edilmiştir.

ATOMUN EN KISA TARHİ!

Atom, daha fazla bölünemeyecek en küçük madde parçası anlamında doğdu. Onun bölünebilir yapıda olduğu 19. yüzyıl sonunda J.J Thomson’un ELEKTRONU bulmasıyla ve H. Becquerel’in radyoaktifliği keşfiyle anlaşıldı.

Atomdan küçük, atomu da oluşturan maddeler. En çok bilinenleri, alt parçacıklardan (kuarklardan) oluşan proton, elektron, nötrondur.

 J.J.Thomson 1897 yılında elektronu keşfetti. 1900'lü yılların başlarında Ernest Rutherfort(1871 1937) günümüz atom modelinin temelini teşkil eden esas yapıyı ortaya koydu. Atom’un; kütlesinin büyük bir kısmını oluşturan çekirdek ve bu çekirdek etrafında dönen elektronlardan yapıldığını ortaya koydu. Rutherfort çekirdeği oluşturan pozitif yüklü parçaya “proton” adını verdi.

1932 yılında Chadwick nötronu buldu. Daha sonra Kuantum teorisi doğrultusunda Niels Bohr(1883 1962) Bohr atom modelini ortaya attı ve elektronların belli yörüngelerde bulunabildiğini ve bunun plank sabiti ile ilgili olduğunu ifade etti.

İşte 1897 yılına kadar da varlığı bilinmeyen ve henüz keşfedilmemiş olan atomdan daha küçük atomaltı parçacıklarının varlığından kur’an-ı  Kerimin 1400 seneden beri söz etmiş olması,bu kitabın 1400 sene önce yaşamış olan bir beşerin/hz.Muhammed’in sözü ve ürünü olamayacağının açık bir göstergesidir.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
31 dakika önce, araştırmacı21 yazdı:

 

Kur’an da atom ve atom altı parçacıklar !!!

Kur’an,1400 sene önce atom ve ondan daha küçük olan ve 19.yy.da keşfedilen proton,elektron, nötronlardan (اصغر ) ‘’ ASGAR’’ kelimesiyle ifade etmiştir.O zaman atom biliniyordu,ama atomdan küçük,atomu da oluşturan maddeler, alt parçacıklar (kuarklar) proton, elektron, nötronlar bilinmiyordu.

 

وَقَالَ الَّذٖينَ كَفَرُوا لَا تَاْتٖينَا السَّاعَةُ قُلْ بَلٰى وَرَبّٖى لَتَاْتِيَنَّكُمْ عَالِمِ الْغَيْبِ لَا يَعْزُبُ عَنْهُ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ فِى السَّمٰوَاتِ وَلَا فِى الْاَرْضِ وَلَا اَصْغَرُ مِنْ ذٰلِكَ وَلَا اَكْبَرُ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مُبٖين (٣)

Sebe-3:

Sebe-3: Ve inkar etmiş olanlar; «Kıyamet anı bize hiç gelmeyecek» dediler. Onlara de ki: «Hayır, gaybi/ insan kavrayışının ötesindeki her şeyi bilen Rabbimin hakkı için o an mutlaka gelecektir. Göklerdeki ve yerdeki zerre/atom kadar,bir nesne ya da zerrenin/atomun daha küçüğü (atom altı parçacıklar) ve daha büyüğü O'nun bilgisi dışında değildir, bunların tümü apaçık bir kitaptadır.»

(“Bundan/atomdan daha küçüğü” ifadesiyle,atomdan daha küçük birimlerdeki bilginin,“Bundan daha büyüğü” ifadesiyle ise moleküller gibi bileşimlerin bilgisinin önemine de dikkat çekildiği anlaşılmaktadır. )

Yani Kur’an’ın iki ayetinde (Sebe-3 -Yunus-61) 1400 sene önce hem atoma,hem de (أصغر )‘’ifadesiyle atomun alt parçacıkları olan proton,elektron ve nötronlara işaret edilmiştir.

ATOMUN EN KISA TARHİ!

Atom, daha fazla bölünemeyecek en küçük madde parçası anlamında doğdu. Onun bölünebilir yapıda olduğu 19. yüzyıl sonunda J.J Thomson’un ELEKTRONU bulmasıyla ve H. Becquerel’in radyoaktifliği keşfiyle anlaşıldı.

Atomdan küçük, atomu da oluşturan maddeler. En çok bilinenleri, alt parçacıklardan (kuarklardan) oluşan proton, elektron, nötrondur.

 J.J.Thomson 1897 yılında elektronu keşfetti. 1900'lü yılların başlarında Ernest Rutherfort(1871 1937) günümüz atom modelinin temelini teşkil eden esas yapıyı ortaya koydu. Atom’un; kütlesinin büyük bir kısmını oluşturan çekirdek ve bu çekirdek etrafında dönen elektronlardan yapıldığını ortaya koydu. Rutherfort çekirdeği oluşturan pozitif yüklü parçaya “proton” adını verdi.

1932 yılında Chadwick nötronu buldu. Daha sonra Kuantum teorisi doğrultusunda Niels Bohr(1883 1962) Bohr atom modelini ortaya attı ve elektronların belli yörüngelerde bulunabildiğini ve bunun plank sabiti ile ilgili olduğunu ifade etti.

İşte 1897 yılına kadar da varlığı bilinmeyen ve henüz keşfedilmemiş olan atomdan daha küçük atomaltı parçacıklarının varlığından kur’an-ı  Kerimin 1400 seneden beri söz etmiş olması,bu kitabın 1400 sene önce yaşamış olan bir beşerin/hz.Muhammed’in sözü ve ürünü olamayacağının açık bir göstergesidir.)

Bunun mucize olduğunu söylüyorsan sana diyecek bir laf kalmıyor ne yazık ki. :(  psikiyatrise görünürsen iyi olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Charles dawkins yazdı:

psikiyatrise görünürsen iyi olur.

 

:lol: Bence de...

 

Hayır şunlardan nasıl medet umuyor bunlar, aşırı geri zekalılık mı, aşırı çaresizlik mi acaba!

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

http://dinsizdeist.blogspot.com.tr/2011/07/atom-alt-parcacklar.html   İbraniler 11: 3=Evrenin Tanrı'nın buyruğuyla yaratıldığını, böylece görülenlerin görünmeyenlerden oluştuğunu iman sayesinde anlıyoruz. İncilde atomdan bahsediyor,üstelik 2000 yıl önceden bilimsel mucize var.Dolayısı ile araştırmacı21 atom idaası çürütülmüştür.Bu sitede adam islamı tamamen çürütmüş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
54 dakika önce, democrossian yazdı:

Yevmil ahir ile yevmül kıyamet aynı şeydir. Dünyanın harap olmadan önceki son günü, yani harap olduğu gün. Bu kadar basit konularda da saçma sapan iddialar öne sürülecekse havanda su dövecek bu Müslümler demektir. Ahir demenin son demek olduğunu artık cahiller bile bilir yahu! Ha, dünyadan sonra başlayan hayat anlamında da kullanılır ama yevmül ahir son gün demektir.

 

Evrenin altı aşamada yaratıldığıjnın söylenmesinin en küçük bir anlamı yoktur. Bu evreler hakkında bir bilgi verilmedikten sonra dokuz evrede dese ne farkedecek? Ama altı günde yarattı iddiası somut bir iddiadır.

. Altı saatte yarattı dese vaaaav bayağı hızlıymış dersiniz. Altı ayda dese yaaa, ağırdan almış dersiniz. Altı yılda dese niye o kadar uzun sürmüş dersiniz.

 

Burada çok o kadar kolay olmuş bir iş olmadığı, bayağı büyük bir iş görüldüğü izlenimi vermek ile allahın çok güçlü olduğu izlenimini vermek arasında bir denge kurularak altı gün söylemi yeğlenmiştir. Bu çok açık.

 

Her zaman söylüyoruz. İkincil anlam kastediliyorsa mutlaka bir şekilde artık o yazarın ustalığına, edebi yeteneğine kalmış, ama bir şekilde birincil anlamı gözardı ettiren bir söz sanatı veya doğrudan bunu devreden çıkaran bir belirteç konması gereklidir. Aksi halde ikincil anlamın kastedildiğini iddia etmenin bir yolu olmaz.

 

Aksi halde her anlatım saçma sapan olur. "Bir de benim gözümden bak" dersin adam gider ya çekmecenin gözüne girer ya pınarın gözüne girer ordan bakıyor bir bakarsın! :0_80cbc_37a71a73_L: Saçmalamanın âlemi yok! Apaçık anlamı eğer ekarte edecek türev anlamlara zihni yönelteceksen bunu mutlaka ya açıktan, ya bir söz sanatı ile ustaca yapmalısın.    

 

''Yevmil ahir ile yevmül kıyamet''dünyanın son günü değil,dünyanın harap olmasıyla başlayan,yeni ve ebedi bir alemin,yeni bir dirilişin,hesap,sorgulama vs.hepsini içine alan bir sürecin ifadesidir.Yani 24 saatlik bir zaman dilimi değildir.Yoksa sana göre Kur'an daki dünyanın harap olması,yeni ve ebedi bir alemin yaratılış süreci,24 saat bir zaman diliminde mi gerçekleşiyor,öyle mi? İşte asıl saçmalık,kur'andaki ahiret ve kıyamet gününü bu şekilde anlamak ve değerlendirmektir..

----------------------

 

''Yani siz güneş doğup batmasa da bir gün denilen zamanın ne kadar bir uzunlukta olduğuna dair bir fikre sahipsiniz. (diyorsunuz)

 

Peki,güneş doğup batmasaydı günün ne kadar uzunlukta olduğunu nasıl anlayacaktık? Evet,biz bunu bugün biliyoruz,çünkü güneşin doğup batmasına şahit oluyoruz,yoksa bunu bilemezdik.Yani dünya ve güneş yaratılmadan önce bir günün ne kadar uzunlukta olacağını anlamak mümkün değildi.Çünkü dünya ve güneş olmadan zaman dilimi neye göre hesaplanacaktı? İşte kur'an,bu altı yevm ifadesiyle dünya ve güneş yaratılmadan önceki sürece vurgu yapıyor,sonraki sürece değil.

-----------------------------------

Ayrıca''"Bir de benim gözümden bak" dersin adam gider ya çekmecenin gözüne girer ya pınarın gözüne girer ordan bakıyor bir bakarsın!'' şeklindeki ifadenizin de geçerli ve mantıklı bir anlamı yoktur,çünkü,''bir de benim gözümden bak diyen'' bir insanın sözünden ne çekmecenin gözü,ne de pınarın gözü anlaşılır!! Ama eğer siz öyle anlıyorsanız,kusura bakmayın sizde bir sorun var !!!

Yani sarf edilen sözler zaten karinelerle anlaşılır.Bir ayet söz konusu olduğunda da,onun anlamı da yine hem karinelerden,hem de o ayetin siyak ve sibakından zaten anlaşılıyor.İşte madem ki yaratılışla ilgili altı yevm ifadesiyle,dünya ve güneş yaratılmadan önceki sürece vurgu yapılıyor,öyleyse o altı yevm dünya günü olamaz !!! 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Tengrizm yazdı:

http://dinsizdeist.blogspot.com.tr/2011/07/atom-alt-parcacklar.html   İbraniler 11: 3=Evrenin Tanrı'nın buyruğuyla yaratıldığını, böylece görülenlerin görünmeyenlerden oluştuğunu iman sayesinde anlıyoruz. İncilde atomdan bahsediyor,üstelik 2000 yıl önceden bilimsel mucize var.Dolayısı ile araştırmacı21 atom idaası çürütülmüştür.Bu sitede adam islamı tamamen çürütmüş.

 

Sizin dediğiniz İncil atom altı parçacıklardan söz ediyor veya işaret ediyor mu? Ben atom için değil,atom altı parçacıklar için bunu söyledim,elbette kur'an dan öncede atomdan söz ediliyordu,ama atom altı parçacıklardan o zaman kur'an dan başka hiçbir kimse söz etmemiştir.. Lütfen,okuduklarınızı doğru anlamaya çalışın...

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, araştırmacı21 yazdı:

Göklerdeki ve yerdeki zerre/atom kadar,bir nesne ya da zerrenin/atomun daha küçüğü (atom altı parçacıklar) ve daha büyüğü O'nun bilgisi dışında değildir, bunların tümü apaçık bir kitaptadır.»

 

40 dakika önce, araştırmacı21 yazdı:

Ben atom için değil,atom altı parçacıklar için bunu söyledim,elbette kur'an dan öncede atomdan söz ediliyordu,ama atom altı parçacıklardan o zaman kur'an dan başka hiçbir kimse söz etmemiştir..

       Bu cümleden sizin çıkardığınız gibi bir anlam çıkarsak bile mucize olarak değerlendirilmekten çok uzak. Zerreden daha küçük demekle atom altı parçacıklar arasında bağlantı kurmak ne alaka, orası muamma. Kaldı ki bu düşünce yani maddenin sürekli kendinden daha küçük alt birimlerden oluştuğu tezini ilk söyleyen Kur'an da değildir. Çok daha önceleri de örneğin Aristoteles maddenin sonsuza kadar bölünebileceğini savunuyordu. Her ne kadar Democritus maddenin bir yerden sonra bölünemeyeceğini söyleyip bu en küçük yapıtaşına atom adını versede yukarıda bahsettiğin çalışmalara kadar geçen sürede Aristoteles'in görüşü genel olarak kabul görüyordu. 

   Şimdi diyebilirsin ki bizim Araplar ne anlar o zamanlar Aristodan. Bende derim ki gayet basit bir şekilde kendi başına düşünmeyle bile maddenin sürekli kendinden daha küçük birşeylerden oluştuğunu akletmek bir bedevi için bile kolay olurdu. Haliyle ortada ayan beyan bir mucize yok. Mesela şöyle diyebilirdi: Zerreler bile kendinden daha küçük başka zerrelerden oluşur. O zerrelerden biri de üç tane başka zerrenin bir araya gelmesiyle oluşur...( Hani kuarklara felan atıfta bulunacaktıysa bunu yazması yeterli olurdu.) Merak etmeyin, böyle bir açıklama yapması zamanın bedevilerine çok da ağır gelmezdi fakat bize sağlam bir ipucu bırakırdı. Kısacası "efenim şimdiye göre düşünme o devrin araplarına göre değelendir durumu" bahanesine sığınmayın diyorum. Şayet benim yazdığım türden bir cümle yazmış olsaydı o zaman tartışabilirdik bu konuyu ama bu haliyle atom altı parçacıklar falan filan el insaf diyorum sadece. 

 

 

tarihinde Zarava ehmel tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
41 dakika önce, araştırmacı21 yazdı:

 

Sizin dediğiniz İncil atom altı parçacıklardan söz ediyor veya işaret ediyor mu? Ben atom için değil,atom altı parçacıklar için bunu söyledim,elbette kur'an dan öncede atomdan söz ediliyordu,ama atom altı parçacıklardan o zaman kur'an dan başka hiçbir kimse söz etmemiştir.. Lütfen,okuduklarınızı doğru anlamaya çalışın...

 

pek çok bilimsel konu binyıllara yayılan anlayış, araştırma, deneyim ve felsefik yaklaşımda temellenir.

 

fakat kuranda bilimle ya da bilimsel gerçeklikle ilgili hiçbir şey yoktur. atomlar da, altı da, üstü de kuranda yer almaz.

 

kuran, demir çağı arabının cehaletinin açık bir yansımasıdır. boşuna kendinizi yormayın.

 

bu cehalet öylesine kepazeliktir ki, dönemin yunanının neredeyse binlerce yıl önce bulduğu şeyleri bile bilemez durumdadırlar.

 

örneğin: ayasofyanın tarihi 360lı yıllara dayanır. bundan 300 yıl sonrasında bile  arabın hala yapabildiği tek şey çadır kurmaktır.

mö 700lerde romalıların kanalizasyon sistemi vardı. ms100lerde bu kanalizasyon sistemi evlere bağlanmıştı. ms 600lerde araplar ise kıçlarını 3 tane taş ile silmeleri gerektiğini atom parçalayan peygamberlerinden öğreniyorlardı.

 

bu tür zırvaları öne sürmenizin nedeni, hayatın gerçekleri hakkında en ufak bir bilgi ve ilginizin olmayıp, kendiniz gibilerden duyduğunuz masalları süsleyip anlatmanızdır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yevmül ahirin son gün demek olduğu kesindir. Ana sınıfı mı lan burası artık hayhay ile taytay öğreteceğiz! Ahiret deyince yevmül ahir ile başlayan süreç kastedilir. Bunu da açıklayacaksak Müslümlere, öl eşşeğim öl artık! Kepazeliğe bak yahu, müslüme dinini biz öğretiyoruz! Bilmiyor yahu! Dinini ateistten öğrenmeye muhtaç halde bunlar yahu! Rezalet!

 

Ama sözcüklerin türev anlamları hakkında bir örnek daha verebilirim. Örneğin "deliye vurdu" deyip de bununla deli gibi davranmaya başladı anlamını kastedemezsiniz. Buraya mutlaka birincil ve asıl anlam olan vurmanın ikincil anlamına belirteç olacak bir anlatım geliştirmelisiniz. "İşi deliliğe vurdu" diyerek bunu yapabilirsiniz. O zaman vurmak eyleminin birincil asıl anlamı ekarte olur.

 

İlgili pasajda ise "gün" anlamını ekarte edecek bir belirteç yok. Rahatlıkla safha diyebilecekken gün sözcüğü yeğlenmiş.

 

Örneğin Arapçada arza vurmak deyimi vardır. Bu yola düşmek anlamına gelir. Ama bunun kaldırıp kendini yere atmak anlamında olmadığını işaret eden, deyim olarak kullandığını belirten bir anlatım mutlaka geliştirilmelidir, söz sanatı olarak. Örneğin "Acele ile eşyalarını topladı" gibi bir belirteç olabilir bu. O zaman deyim olarak kullanıldığı anlaşılacaktır. Yoksa "o kadar öfkelendi ki, havaya zıplayıp kendini yere vurdu" dersen birincil anlamda vurmak anlamı ortaya çıkar. Burada "o kadar öfkelendi ki" ve "havaya zıplayıp" birer belirteçtir. Artık yazarın ustalığına kalmış nasıl bir belirteç kullanacağı. 

 

Aynı şekilde "zaten kolu uzun, bir de kollarını sarkıtınca iyice bir komik görünüyordu" dediğinde kolu uzun ile hırsız olduğu değil, direk birinci anlam kastedilmiştir. Ama "zaten kolu uzun, sen de parayı ortada bırakmışsın" dediğinde hırsız olduğu kastedilmiştir.

 

Böyle bir belirteç olmadan güne evre diyemezsiniz.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...