Jump to content

kuranı rezil eden matematiksel hata nihayet yanıtlandı..


Recommended Posts

Sürekli aklınca uyanık geçinen ve AKIL kelimesini ağzından düșürmeyen muhtereme duyurulur:
 
İnsan ürünü olduğu kesin olan bu kitabın içindekilerini, Tanrı mesajı diye lanse etmek AKIL harcı değildir. Zamanın birinde yazmıș, çizmiș birileri. Birileri diyorum, çünkü yazım stiline bakılırsa, birçok kișinin parmağı olduğu muhakkak. Gizli servislerin ve askeriyenin de sıkça kullandığı "Analysis of Data Text", kısaca ADT, yöntemi uygulandığında, bu kitabın ortalama 50 civarında değișik yazarının olduğu ortaya çıkmaktadır.

 

Bilim bunu söylüyor.

Ah  evet, nasıl da unuttum. Bilim nedir, nereden bileceksiniz ?!

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 755
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sevgili kavak,

 

AKIL kelimesini

üzerinde durulan konuya atfen

kullandım.

 

Konu ise

4:24'tür,

Allah'ı kabul ya da red değil.

 

Allah var mı yok mu konusunu tartışmak için

lütfen ayrı bi başlık açın.

 

Burada lütfen konuda kalın

ve 4:24'le ilgili görüşünüzü açıklayın.

 

Diyanet çevirisi: 

 

(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç evli kadınlar (da size haram kılındı).

(Bunlar) üzerinize Allah'ın emri olarak yazılmıştır.

 

Bakın, Arapça bilmemiz şart değil

çünkü parantez içindeki ifadelerin Diyanet tarafından uydurulup ayete eklendiği açık ve net.

AKIL sahibiyiz.

 

Ayetin

eklemesiz çıkarmasız

Türkçesi şudur:

 

Ve yeminlerinizin malik oldukları hariç, iffetli kadınlar size Allah'ın yazdığıdır.

Vel muhsanâtu minen nisâi illâ mâ meleket eymânukum. Kitâballâhi aleykum.

 

Bunun hemen ardından

 

Haram kılındıkları belirtilenlerin ötesi

size helal kılınmıştır

uhille lekum mâ varâe zâlikum

 

deniyor.

 

Anlamak gayet kolay

çünkü AKIL sahibiyiz:

 

Konu

iffetli

sizden bağımsız ve size bağlı kadınlardır

ve sizin onları eş almanız helal kılınmıştır.

 

Tamam, ayetin ilk cümlesinde helal kılınmıştır ifadesi yok

ama hemen sonra uhille denerek gereken açıklık getirilmiş.

 

4:23'te listesi verilen kadınların ötesi evlenmeniz helal olan kadınlardır

ama yeminlerinizin malik oldukları hariç.

 

Size onlar önerilmiyor çünkü siz onların bakımını üstlenecek kadar varlıklısınız; 

artı, yeminler edip bakımlarını üstlenmişsiniz yani onlar sizin GENÇ KIZLARINIZ artık -FETEYÂTiKUM,

onları yoksul olup* sizin dışınızda kalanlar eş alacak izninizle... tıpkı 18'den küçük oldukları için evlenmede size bağlı öz kızlarınız gibi. 

 

Evlenmede size bağlı

öz kızlarınız cariye midir ki

yeminlerinizin malik olduğu GENÇ KIZLARINIZ cariye olsun?!

 

Görüşünüz lütfen? 

 

__________________________________________

 

* Nisâ 25:

 

Ve korunan müminelerin bağımsızlarını eş alamayanlarınız yeminlerinizin malik olduğu imanlı genç kızlarınızı alsınlar

Ve men lem yestetı' minküm tavlen en yenkıhal muhsenâtil mümünâti fe min mâ meleket eymânukum min feteyâtikumul mu'minât 

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 27.01.2018 at 01:09, Tengrizm yazdı:

Nisa 34 :Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

Allaha bak sen erkeğin dediğini yapmazsa dövün diyor.

 

Sayın Tengrizm,

 

Nisa-34.ayetle ilgili meallerde bir sürü hatalar vardır,bu nedenle bunun doğru meal ve açıklamasını aşağıya alıyorum.

 

Nisa-34.ayetin doğru meali şöyledir.

 

Nisa-34-Allah'ın (erkek olsun kadın olsun) kimisini kimisine farklı yeteneklerle donattığından ve (kadınlara) mallarından harcama yaptıkları (yapmakla mükellef oldukları) sebebiyle erkekler (kendileriyle evli bulunan) kadınların (haklarının) koruyucusu ve gözeticisidir. Dürüst ve erdemli kadınlar ise, gerçekten Allah'ın korunmasını buyurduğu mahremiyeti (iffet ve namusu) koruyan,(eşlerine) sadık ve (onlarla) uyumlu olan kadınlardır. Nuşüzünden (gözleri dışarıda olmalarından) endişe ettiğiniz kadınlara gelince (yuvanızın yıkılmaması için), onlara (önce güzel ve yumuşak bir uslüple) nasihat ediniz,(bu ihanet,edepsizlik ve sadakatsizliğe son vermezlerse,(tepkilerinizi göstermek amacıyla) onları yattıkları yerde yalnız bırakınız; yine de buna son vermezlerse,(bu defa fiske atmak vb.ile) onları (hafifçe) dövün.Bundan sonra (edepsizlik ve sadakatsizlikten vazgeçip sizinle) uyumlu olurlarsa (size karşı sadakat gösterirlerse),onlara yüklenmek için bir sebep ve mazeret aramayın/boşanmaya kalkmayın.Şüphesiz Allah yücedir,büyüktür’’ şeklindedir. ( الله اعلم)

 

Yani yüce Allah, kadın dediğinizi yapmazsa dövün demiyor !!! belki kadınlarınız size karşı sadakatsızlık,edepsizlik yaparak gözleri dışarda olduğunu anlarsanız o zaman güzellikle onlara öğüt verin,yine öğüt almaz ve buna devam ederlerse,yani bu edepsizlik ve sadakatsizliğe son vermezlerse,tepkilerinizi göstermek amacıyla onları yattıkları yerde yalnız bırakınız; yine de buna son vermezlerse, boşanmaya sebebiyet verebilecek bu edepsizlikten vazgeçer diye onları hafifçe dövün diyor.Yani bu,sadece kadının erkeğine karşı sadakatsizliği,edepsizliğ ve gözü dışarda olması durumunda söz konusudur.Böyle bir ihanetin dışında hiçbir zaman kadın dövülemez.Yani her ne kadar nuşüz başkaldırmak olarak meallerde geçiyorsa da,bu başkaldırı sadakatsizlik,edepsizlik,ihanet ve gözü dışarıda olma gibi bir durumla alakalı olduğunu Veda Hutbesinden anlıyoruz !!!

 

Ayrıca ayette geçen‘’ فاضربوهن ‘’ fadrıbuhunne’’dövmek değil de’’uzaklaştırmak veya aile içindeki bütün yetkileri elinden almak gibi anlamlara da gelebilir.Ama Veda Hutbesindeki açıklamaya göre bunun anlamı,eşine karşı sadakatsizlik,ihanet ve gözü dışarıda olma durumu söz konusu olunca,hafifçe dövülebileceği şeklinde anlaşılıyor, ben de bunu tercih ediyorum.

İşte bu ayetteki kadının nuşüzünden maksat,erkeğine sadakatsizlik gösterip gözü dışarıda olma durumu olduğuna dair ayette geçen ( حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ) Allah’ın korunmasını buyurduğu mahremiyeti (iffet ve namusu) koruyan,(eşlerine karşı) sadık olanlardır.Bu nedenle gerekçe ne olursa olsun,

hafif de olsa hiçbir şekilde kadının dövülmesi meşru ve caiz olamaz. ( الله اعلم )

دليلنا بان النشوز هنا بمعني عدم العفة وصداقة المرأة لزوجها وميلها لرجل اخر هو قول النبي ص في حجة الوداع . ... أمَّا بعدُ أيُّها النَّاسُ، فإنَّ لَكم على نسائِكم حقًّا ولَهنَّ عليْكم حقًّا،

لَكم عليْهنَّ أن لا يوطِئْنَ فُرُشَكم أحدًا تَكرَهونَه، وعليْهنَّ أن لا يأتينَ بفاحشةٍ مبيِّنةٍ، فإن فعلنَ فإنَّ اللَّهَ قد أذنَ لَكم أن تَهجُروهنَّ في المضاجِعِ، وتضرِبوهنَّ ضربًا غيرَ مبرِّحٍ،

 

İşte hem Nisa-34,hem de aşağıda meal ve açıklamasını verdiğim Tevbe-71.ayetlerden şu mesajlar çıkmaktadır.

1-Erkekler kadınlara hakim ve yönetici değildirler.

2-Erkeklerin hiçbir konuda kadınlara üstünlüğü yoktur.

3-Evli erkekler eşlerinin haklarına riayet etmek ve bütün ihtiyaçlarını temin etmekle mükelleftirler.

4-Kadın geçimsizlik yapar veya erkeğine baş kaldırsa dahi yine dövülemez.

5-Kadının gözü ancak dışarıda olup iffetsizlik yapar ve erkeğine sadık davranmazsa (yani başkalarıyla flört,mesajlaşma vb. durumlarda bulunursa),o zaman erkek hemen boşamaya değil,belki kadın uslanır ve bu huyundan vazgeçer diye fiske atmak vb. hafifçe dövmek gibi bir yönteme baş vurabilir.

6-Bütün bunlar fayda vermezse,yani hala eşine sadakatsizliği,ihanet ve gözü dışarda olma durumu söz konusu ise,işte o zaman boşanmaya gidilebilir.

 

Aşağıdaki tefsir metinlerinde de,Nisa-34.ayetle ‘’erkeğin reisliğine,yöneticiliğine veya üstünlüğüne değil,sadece erkeğin eşine karşı sorumlu olup bütün haklarını korumakla mükellef olduğuna vurgu yapılıyor‘’şeklinde açıklamalar vardır.

وقيام الرجال على النساء هو قيام الحفظ والدفاع ، وقيام الاكتساب والإنتاج المالي  (التحرير والتنوير ) ،

..  اي قوامون على طلبات النساء, مؤَدين او موَفين على اكمل وجه لجميع الحقوق والواجبات وليس متسلطين و متجبرين

كذلك فكلمة فضل بعضكم على بعض

اى ان الله فضل صفات للرجل على المراة

وفضل صفات للمراة على الرجل .. فلم يقل الله تعالى

( بما فضل الله الرجل على المراة ) في شكل مطلق

بل فضل بعضكم على بعض فى شكل نسبي

بل إني أقرر أن قيام الرجل على شئون الزوجة ليس فيه رياسة، إنما فيه حماية ورعاية وهو من قبيل توزيع التكليفات، فإذا كان للرجل رياسة عامة، فللمرأة أيضا رياسة نوعية، ولذا قال النبي - صلى الله عليه وسلم -: " الرجل راع في أهله ومسؤول عن رعيته، والمرأة راعية في بيت زوجها ومسؤولة عن رعيتها

(زهرة التفاسير )

 

İşte konumuzla ilgili Tevbe-71.ayet de şöyledir.  والمؤمنون والمؤمنات بعضهم أولياء بعض الخ

Tevbe-71: ….İnanan erkekler,inanan kadınlar birbirlerinin velileridirler/ birbirlerini temsil edip yönetirler,birbirlerine iyiliği emrederler, kötülükten sakındırırlar….’’şeklindeki  ayete göre,      

1-Her konuda, her işte hem kadın erkeği, hem de erkek kadını temsil edebilir,yönetebilir,

2-Hem kadın erkeğe,hem de erkek kadına emredebilir/amiri olabilir.’’hükümleri çıkmaktadır.

Yukarıdaki tefsir metninde de belirtildiği gibi,erkekler kadınların yöneticileri değil,belki onlara karşı sorumlu olup,haklarına eksiz riayet etmeleri gerektiğine vurgu yapılmaktadır.Zira Arapçada ( قوامون) ‘’ kavvamun‘’yönetici, idareci vs. anlamlara gelmez.                                                                              Bunun anlamı ise,onların bütün haklarını korumak ve gözetmekle yükümlüdürler,adeta onların hizmetkarıdırlar….’’şeklinde olur.

Arapçada Yönetici,idareci,vali,hakim gibi kelimelerin karşılığı şunlardır:

حاكم (ج) حكام و حاكمون: وال – مدير )  Bunların içinde kavvam ifadesi yok,

 

Mesela:Ayet, أولياؤهن) - الرجال حاكمون- مديرون – اولياء  علي النساء)                                                                                                                                                                  ‘’Er-ricalü hakimüne veya müdirüne,ya da evliya’un alen-nisai,ya da evliyaühunne’’ şeklinde olsaydı,o zaman erkekler kadınlara‘’yönetici,idareci, veli,hüküm verici,egemen vs.gibi’’yetkilere sahip olurlardı,ama ayet böyle değildir,işte ayetin çevirisi hatalı olduğundan verilen mesaj da yanlış algılanıyor!

Sonuç; ‘’Allaha bak sen erkeğin dediğini yapmazsa dövün diyor’’şeklindeki ifadenizin hiçbir anlamı ve mesnedi yoktur !!!

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
44 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

Sevgili kavak,

 

AKIL kelimesini

üzerinde durulan konuya atfen

kullandım.

 

Konu ise

4:24'tür,

Allah'ı kabul ya da red değil.

 

Allah var mı yok mu konusunu tartışmak için

lütfen ayrı bi başlık açın.

 

Burada lütfen konuda kalın

ve 4:24'le ilgili görüşünüzü açıklayın.

...

 

 

Muhterem;
eğri oturup doğru konușalım. Konu 4:24 falan degil, kitabınızdaki matematiksel hatalar.

Sürekli vurgu yaptığınız gibi, AKIL sabiyseniz, Siz de bunu göz önünde bulundurun.

 

Keza birbirimizi kandırmayalım, çünkü yeterince tanıșıyoruz. Bu kitabın sahib(ler)i noktasında, ısrarla yorum yapmaktan kaçıyorsunuz.

Yukarıda belirttiğim gibi, bu esere bilimsel ve matematiksel açıdan da bakıldığında, sıradan bir kitap ve birden fazla yazarı olduğu ortada.

 

Siz sıkıntılı pasajları sürekli ne zamandan beri savunduğunuzu ve neden savunmak zorunda olduğunuzu, samimi bir șekilde hiç düșündünüz mü ?

Bu kitabı "Neden bu kadar savunmak zorunda kalıyorum ?" diye, hiç kendinize sordunuz mu ?

 

Bildiginiz üzere bu konulara sayısız kere yanıt verildi.

Buna rağmen hâlâ açıklama zorunluğu hissediyorsanız, ki öyle görünüyor, demek ki bu kitabın sahib(ler)i derdini düzgün bir șekilde anlatamamıș.

Açıklama zorunluğu hissettiğiniz müddetçe, bu tespit sürekli tepenizde dolașacak.

 

 

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Tengrizm yazdı:

 

 İşte gerçek müslüman budur.Adam inkar etmeden gerçekleri söylüyor,islamda cariye maldır erkeğin cinsel ihtiyacını karşılar ve onlarla cinsel ilişki nikahsızdır.Ama hür kadınlarla evlenmek için 4 kadın sınırı vardır.Cariyelerde sınır islamda yoktur.

 

Bunun anlattıkları kur'an'la hiçbir alakası yok,sadece uydurma rivayetler ve masallardır !!!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, araştırmacı21 yazdı:

 

Bunun anlattıkları kur'an'la hiçbir alakası yok,sadece uydurma rivayetler ve masallardır !!!

 

Adam arapçayı biliyor,ve adam çoğunlukla kuran ayetlerini referans ediyor.Zaten 1400 yıllık insanlar tarafından yazılan kitapta böyle şeyler normaldir.Kuran ozamanki dönemdeki kurallar vardır.Ama siz modernist müslimler bunu anlamayarak islamda köle ve cariyelik yoktur gibi yalanlara başvuruyorsunuz.İslamda kölelik de cariyelik de vardır.

tarihinde Tengrizm tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Ayetin eklemesiz çıkarmasız Türkçesi şudur:

 

Ve yeminlerinizin malik oldukları hariç, iffetli kadınlar size Allah'ın yazdığıdır.

Vel muhsanâtu minen nisâi illâ mâ meleket eymânukum. Kitâballâhi aleykum.

 

Türkçe değil bu, yüklem sonda olacak! Türkçede yüklem cümlenin sonunda olur, Arapçada değil! :D 

 

Kendisi bile Müslümlerin allah söyletti dediği, aslında doğru kendisini bilinçaltından söyletir şeklinde, "kitaballahi aleyküm" kısmını ayrı cümle olarak yazmış! :D Doğrusu da budur. Bununla "allah size bunları yazdı" diyor. Bu ifade cümlenin yüklemi olamaz. Cümlenin yüklemi, ve bağlacı ile bağlandığı önceki pasajdaki hurrime fiilidir.   

 

Bu apaçıktır ama reformist cilacı boyacı süslemeci kakalamacıların işine gelmez. Nasıl olsa noktalama işaretleri de yok, salla gitsin! Onu ona karıştır!

 

Hayır bu Allah da kitap indirecek madem, noktalama işaretlerini ya kendisi icat etse, ya da icat edilmesini bekleyeydi! Öyle dambur dumbur noktalamasız imlasız kitap mı indirilir! :lol: Güya aklı sıra pasajlara bölmüş, gene olmamış!

 

Bu yalan tercüme anlamsız ayrıca. Allah iffetsiz kadınları mı yazacaktı yok bir de! Muhsan demek birisinin nikahına girmekle koruma atına alınmış demek, bu son derece açık. Bu pasajın ortaya koyuluş amacının bir istisna belirtmek olduğu son derece açık. O istisna da evli bile olsa savaşta ele geçirildiği için muhsanlığının kalkması ki kepazelik tabii, rezillik.

 

Adam bakıyor aralarına islam girmeden önce dostu ahbabı olduğu adamın karısı cariye yapılmış. Bu kadın evli, bunu da mı cariye yapıyorsunuz, evet bunu da demek için yazılmış olduğu kabak gibi belli. Pasajın bir acaba, bir tereddüt üzerine üretildiği son derece açık.

 

Tıpkı küçük yetim kızları ücretsiz nikahlayıp acaba bu doğru mu diye tereddüt oluşunca size fetvayı allah veriyor, atın üç beş kuruş götürün dediği gibi. Böyle yağmacılar bunlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu süslemeci sahtekarlar yarın Suriye gibi bir iç savaş çıksın, evli kadınları ele geçirdiklerinde bu yalanlarını anında unutacaklar, "Kuranımızda yazıyor, savaşta ele geçirince evli olması önemli değil" diyeceklerdir. Bundan adı gibi emin olmayan Müslümlere iyi niyetle bakan biri varsa salağın en önde gidenidir.

 

Hele şu başını örtmeyen ama islam çok güzeldir diyen kadınlar var ya... Onlara acıyorum. O kadar saftirik koyunlar ki, bunlar kadar saftiriği dünyada kalmadı! Bunlar işitin köle pazarını görür, "islam bu değil" derler. İslamın tam da o olduğunu bin kere anlat... Gidip duvara anlatsan ondan iyi...

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle eklenen çok pasaj vardır. Örnek:

 

"Belil insanu ala nefsihi basiretün velev elka meazira" Bu ifade iki pasajdır ama tek cümle olarak tercümesi gerekir. Ayırırsan anlam parçalanır. (75/14-15)

 

Ayrı ayrı ele alırsan insan kendini görür kendini bilir şeklinde olumlu anlam çıkar, halbuki itiraz (bel) "hayır" ile başlıyor. Bu itirazın nedeni ikinci pasajda anlaşılıyor, mazeretler öne sürse de deyince anlam oturuyor. Yani diyor ki "hayır, siz mazeretler öne sürüp duruyorsunuz ama ne mal olduğunuzu da bilip duruyorsunuz."

 

Bu pasajlar neye göre ayrılmış o da çok tutarsız ve saçma. Bunu düzen kişilerin kafa bayağı bir iyiymiş! :D 

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 dakika önce, democrossian yazdı:

Böyle eklenen çok pasaj vardır. Örnek:

 

"Belil insanu ala nefsihi basiretün velev elka meazira" Bu ifade iki pasajdır ama tek cümle olarak tercümesi gerekir. Ayırırsan anlam parçalanır. (75/14-15)

 

Ayrı ayrı ele alırsan insan kendini görür kendini bilir şeklinde olumlu anlam çıkar, halbuki itiraz (bel) "hayır" ile başlıyor. Bu itirazın nedeni ikinci pasajda anlaşılıyor, mazeretler öne sürse de deyince anlam oturuyor. Yani diyor ki "hayır, siz mazeretler öne sürüp duruyorsunuz ama ne mal olduğunuzu da bilip duruyorsunuz."

 

Bu pasajlar neye göre ayrılmış o da çok tutarsız ve saçma. Bunu düzen kişilerin kafa bayağı bir iyiymiş! :D 

Hocam bu reformist müslimler kendi kitaplarını ayakta tutmak için böyle yalan bahanelerde bulunuyorlar.Cübbelinin anlattıklarına bile yalan dedi.Cübbeli gibi gerçek müslimlere hocam benim saygım var,arabın sapık dinini en güzel şekilde anlatıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Tengrizm yazdı:

Cübbeli

 

Hem de o İslam'dan hiç bir şeyi eksik bırakmayıp hepsini saklamadan söylüyor. Sadece Kuran da demiyor. Hadislerde ne yazıyorsa onları da söylüyor. Yani İslamı Kuranı ve hadisiyle bölmeden bir bütün halinde ele alıyor. Hadiste Muhammedin sidiği mis gibiydi sahabeler içerdi yazıyorsa saklamadan aynen söylüyor. Çünkü öyle yazıyor! İnanılmaz, saçma, iğrenç, komik ama yazıyor! Adam ne yapsın? Yazmasa demeyecek! Yazanı açıkça söylüyor.

 

Muhammed deve idrarı için dedi yazıyorsa deve idrarı için dedi yazıyor diye yazanı söylüyor, Müslümler de içiyorlar! E afiyet olsun ne diyelim! Marketlere meşrubat raflarına ne zaman konacak onu merak ediyorum! "İsteyen alır istemeyen almaz efenim sen kola aldın da vay niye deve sidiği almadın diye tepene mi bindik! Leküm diniküm veliyedin!" 

 

Bunu ne zaman deyip şişesinde soğuk içiniz yazan deve idrarlarını kolaların yanına ne zaman koyacaklar acaba cidden merak konusu! Coca Camel!!! :0_80cbc_37a71a73_L:

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Hem de o İslam'dan hiç bir şeyi eksik bırakmayıp hepsini saklamadan söylüyor. Sadece Kuran da demiyor. Hadislerde ne yazıyorsa onları da söylüyor. Yani İslamı Kuranı ve hadisiyle bölmeden bir bütün halinde ele alıyor. Hadiste Muhammedin sidiği mis gibiydi sahabeler içerdi yazıyorsa saklamadan aynen söylüyor. Çünkü öyle yazıyor! İnanılmaz, saçma, iğrenç, komik ama yazıyor! Adam ne yapsın? Yazmasa demeyecek! Yazanı açıkça söylüyor.

 

Muhammed deve idrarı için dedi yazıyorsa deve idrarı için dedi yazıyor diye yazanı söylüyor, Müslümler de içiyorlar! E afiyet olsun ne diyelim! Marketlere meşrubat raflarına ne zaman konacak onu merak ediyorum! "İsteyen alır istemeyen almaz efenim sen kola aldın da vay niye deve sidiği almadın diye tepene mi bindik! Leküm diniküm veliyedin!" 

 

Bunu ne zaman deyip şişesinde soğuk içiniz yazan deve idrarlarını kolaların yanına ne zaman koyacaklar acaba cidden merak konusu! Coca Camel!!! :0_80cbc_37a71a73_L:

Hocam aynen öyle deve sidiği hadisini de Cübbeli onaylıyor.Örneğin Hasan akçay,araştırmacı gibi ayet ve hadisleri kıvırmadan anlatıyor.Hocam benden de müslimlere deve sidiği afiyet olsun,duyduğuma göre Muho bu deve sidiği içtiği için kendisini cinsel olarak çok tatmin edici oluyormuş:lol: 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Acaba deve sidiği direk menbaından içilse daha mı sağlıklı olur, onu da açıklasaymış Muhammed! Cuppalıya bir sormaları lazım, "hocam devenin sidiğini direk menbaından ağzımızı dayayıp içsek efdal midir?"

 

Hatta:

 

"Hocam!"

 

"Buyur yavrum!"

 

"Hocam!"

 

"Sor evladım!"

 

"Hocam!"

 

"Yavrum sorsana!"

 

"Hocam! Deve sidiği içmek sünnet ya!"

 

"Evet bravo, çok güzel, çok mübarek bir sünnettir, aferin, sorun nedir yavrum?"

 

"Hocam sorum şu: Devenin sidiğini direk menbaından ağzımızı dayayıp içsek efdal olur mu?"

 

"He yavrum, devenin altına yat olur mu! Deve çökerse sakın kalkma! Yatmaya devam et yavrum"

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, democrossian yazdı:

Acaba deve sidiği direk menbaından içilse daha mı sağlıklı olur, onu da açıklasaymış Muhammed! Cuppalıya bir sormaları lazım, "hocam devenin sidiğini direk menbaından ağzımızı dayayıp içsek efdal midir?"

 

Hatta:

 

"Hocam!"

 

"Buyur yavrum!"

 

"Hocam!"

 

"Sor evladım!"

 

"Hocam!"

 

"Yavrum sorsana!"

 

"Hocam! Deve sidiği içmek sünnet ya!"

 

"Evet bravo, çok güzel, çok mübarek bir sünnettir, aferin, sorun nedir yavrum?"

 

"Hocam sorum şu: Devenin sidiğini direk menbaından ağzımızı dayayıp içsek efdal olur mu?"

 

"He yavrum, devenin altına yat olur mu! Deve çökerse sakın kalkma! Yatmaya devam et yavrum"

Hocam Muhonun bu deve sidiğini çok güzel anlattınız,Muho da ne yapsın arap çöllerinde deveye binip cariyelerinden sonra susayıp deve sidiği içiyordur.:0_80cbc_37a71a73_L:

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, democrossian yazdı:

Elalem ekmek bulamıyorsanız pasta yeyin demiş, bu da içkiyi de yasak ettik ama neyse bari deve sidiği için demiş! Yalnız taze taze ılık ılık mı içilecek soğutulacak mı onu belirtmeyi unutmuş!

Aynen öyle buda içki yerine deve sidiği için diye tavsiyede bulunmuş ama soğuk mu sıcak mı artık onuda islam hocaları ikisinden birini seçsin.Muho arap çok sapık hemde sübyancı,hemde yağmacı tecavüzcü araba efendim demelerine hocam çok kızıyorum.

tarihinde Tengrizm tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Tengrizm yazdı:

Bu allah da Muhonun cinsel ihtiyaçlarını çok düşünüyor.Ahzap 50,53 ayetleri çok favorimdir.

 

Nedir iki de bir aynı şeyi tekrarlıyorsunuz?  Bu her iki ayetle ilgili doğru meal ve açıklamasını size yazmadık mı ? (14.sayfaya) bakar mısınız?  orada bu iki ayetle ilgili gerekli açıklama yapılmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

4:23'ün konusu size haram olan kadınlardır, 
4:24'ün konusu ise size helal olan kadınlar.

 

 

 

Ama sayın Hakkı Yılmaz'ın çevirisini bir daha okudum, 
sayın Yılmaz da genele uyup 
sanki 24'ün konusu da size haram olan kadınlarmış gibi yaparak 
NiKAHLI kadınları eş almanızın caiz olduğuna hükmetmiş. 

Yani sayın Yılmaz'ın hükmü o ki
yeminlerinizin size bağladığı NiKAHLI kadınlar size helal kılınmıştır (mâ meleket eymânukum),
haram kılınanlar iffeti korunan NiKAHLI bağımsız kadınlardır yalnızca (muhsenât). 

Oysa Allah'ın öyle bir hükmü yok, Allah'ın hükmü şundan ibaret:

Ve iffeti korunan kadınların bağımsız olanları... 
ama yeminleriniz tarafından size bağlananları hariç.

Vel muhsanâtu minen nisâi... 
illâ mâ meleket eymânukum.


Açık ve net, iffeti korunan kadınların 
BAĞIMSIZ olanları da
sizin dışınızdaki kimselerin yeminleri tarafından onlara BAĞLI kılınanları da size helaldır. 

Size haram olan kadınlar 4:23'te listelenmiş 
ve konu kapanmıştır.

4:24'te ise
helal kılındı size ondan ötesi deniyor, 
uhille lekum mâ verâe zâlikum. 

24'e göre 
sizin yeminleriniz tarafından 
size bağlı kılınanları 
SiZ eş almayacaksınız yalnızca.

Ayette 
onların NiKAHLI olduğundan 
asla söz edilmiyor.

Onları eş almayacaksınız
çünkü siz onların bakımını üstlenmişsiniz, durumunuz ta o kadar iyidir; 
o halde bağımsız mümineleri eş alacaksınız, siz buna güç yetirirsiniz.

Artı, siz 
bakımını üstlendiğiniz garibelerin aileleri konumundasınız -ehlihinn,
izin vermek suretiyle evlendireceksiniz onları.

Onlarla
bağımsız müminelerle evlenmeye güç yetiremeyen 
başkaları evlenecek (Nisâ 25):

Ve iman etmiş iffeti korunan kadınların 
bağımsız olanlarını eş almaya güç yetiremiyenleriniz 
yeminlerinizin size bağladığı genç kızlarınız konumunda olanlarını alsınlar. 

Ve men lem yestetı’ minkum tavlen en yenkıhal muhsanâtil mu’minâti 
fe min mâ meleket eymânukum min feteyâtikumul mu’minât.


Ama siz de ille yeminlerin malik olduğu kadınlarla evlenmek istiyorsanız
sizin dışınızdaki kimselerin yeminlerinin malik olduğu garibeleri eş alabilirsiniz. 

Yeminlerin malik olduğu kadınlar size haram kılınmıştır diye bişey yok. 

Haram kılınanlar NiKAHLI kadınlardır,
onlar
ister bağımsız olsunlar ister yeminler tarafından bağlı kılınmış...haramdır. 

NiKAHLI kadınlarla evlenilemez.

BAĞIMSIZ olanlar demek evlenirken kararlarını kendileri verenler demek
yani onların talipleri onların hiç bir yakınından izin almak zorunda değildir,
taliplerine kendilerinin evet demesi yeter. 

İffeti korunan kadınların yeminleriniz tarafından size bağlı kılınanlari ise, 
tıpkı 18'in altındaki öz kızlarınız gibi, evlenirken sizden izin almak zorundadır
yani talipleri SiZ ailelerinin izni ile eş alabilir onları -bi izni ehlihinn (4:25). 

Sayın Hakkı Yılmaz 
kendi beşerî hükmünü Allah'ın kitabına uydurmak için
çeviriye Arapça metinde bulunmayan ifadeler boca etmiş.
Zaten eli mahkum: minareyi çalan kılıfını uyduracak.

Örneğin 
24'ün çevirisinde yer alan NiKAHLI kadınlar ve haram kılındı ifadeleri
24'ün Arapçasında yok.

Hakkı Yılmaz'ın 
çevirisi: yeminlerinizin sahip oldukları hariç, muhsan kadınlar [NiKAHLI kadınlar] da haram kılındı.
Arapça: Vel muhsanâtu minen nisâi illâ mâ meleket eymânukum.

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...