Jump to content

kuranı rezil eden matematiksel hata nihayet yanıtlandı..


Recommended Posts

22 saat önce, Tengrizm yazdı:

 

 

 Baştan şunu söyleyelim; o şeriat dini,islamda yeri olmayan bir takım fıkhi mezheplerin şeriatidir,gerçek İslam ve Kur'an'ın ön gördüğü şeriat değildir.

 

Ama buna rağmen yine de İslam inancı Türkleri aşağıdaki hurafelerden kurtarmıştır,bugün Türkler söz konusu hurafelere inanmıyorsa,belki bunun yegane sebebi islamiyette inanmalarıdır.

Ama şunu da bilin ki bugün ne fıkhi mezhepler kur’an daki islama dayalıdır,ne de Osmanlı hukuk sistemi kur’an’a dayalıydı.Çünkü İslamiyetten sonra ki Türk devletlerinin hukuk sistemi de kur’an’a göre değil,yine mevcut mezheplerin fıkhi görüşlerine göre idi.

 

İşte İslamiyetten önce Türklerdeki dini inanış ve bazı hurafeler !!!

 

- DİN VE İNANIŞ:

 İslam öncesi Türklerin din ve inanışlarını şu 4 grupta toplayabiliriz:

1- Tabiat Kuvvetlerine İnanma: Dağ,ağaç, göl, kaya gibi varlıkların gizli güçlere sahip olduklarına inanırlardı.

 2- Atalar Kültü: Ölmüş büyüklere ve atalara ait hatıralar kutsal sayılır ve saygı gösterilirdi.

 3- Şamanizm: Kam veya Şaman adı verilen kişilerin,kötü veya iyi ruhlarla temas sağladıklarını inanılarak, bunların büyücülük ve sihir özelliklerine başvururlardı. Bir kısım Şaman inançları Anadolu'da hala varlığını sürdürmektedir. Örneğin; Gelinlerin üzerine buğday veya para atmak, Eşikten atlamanın uğursuz kabul edilmesi, kurşun dökmek gibi...

4- Göktanrı Dini: Türklerin İslamiyetten önceki dini Göktanrı diniydi. Bu dine göre Türkler;

* Tek bir Tanrının evreni yarattığına ve gökte oturduğuna inanıyorlardı.

* Öldükten sonra dirileceklerine inandıklarından, ölülerini atı,eşyaları ve silahıyla birlikte gömüyorlardı.

* Cennet'e UÇMAĞ, cehenneme ise TAMU diyorlardı.

 * Mezarlara ölünün,sağlığında öldürdüğü düşman sayısı kadar BALBAL adı verilen küçük heykeller dikerlerdi. İnanışa göre, yeniden dirilecek kişi atıyla cennete gidecek, ve öldürdüğ düşmanlar sonraki yaşamında ona hizmet edeceklerdir.

* Ölüleri içöin YOĞ adı verilen cenaze törenleri yapar, ve ardından yas tutarlardı.

--------

Demek ki,İlhan ARSEL'e göre İslamiyetten önce Türklere ait bu hurafeler de ''akıl verilerine uygun güzel geleneklerdi'' :D                                                    Ayrıca bu İlhan Arsel,yukarıdaki ifadeleriyle de o günden bugüne kadar yaşayan bütün Türkleri de akılsız sayarak onlara hakaret etmiş sayılır !!!!

--------------------------------------------

Belgelerle Gerçek Tarih !

Tag Archives: türkler islamdan önce.

Büyüklere Masallar… Türkiye’de uzun zamandır tekrarlanıp duran bir hikaye vardır: Islam öncesi Türkler gayet medeni ve kültürlü bir “millet” iken, Islam’la birlikte bu kültür gölgede kalmış, Şaman Türkler zamanla “Araplaşmış” ve bu yüzden de gerilemişlerdir.

 

Söz konusu “Türkler Islam’dan once çok medeniydi” argümanına “masal” demek bile belki hafif kaçıyor; doğrudan “uydurma” demek daha isabetli olabilir. Çünkü, apaçık tarihsel bir gerçektir ki, Türklerin Islam öncesinde kayda değer bir medeniyeti yoktur. Islam öncesi dönemde bir “Türk sanatı”, “Türk mimarisi”, “Türk bilimi”nden söz edilemez. Orhun Anıtları haricinde, kayda değer bir “Türk ebediyatı” da yoktur. Olamaz da zaten. Çünkü Islam öncesi Türkler göçebe bir kavimdir ve göçebelerin “medeni” (yani şehirli) bir kültürü olmaz.

Türklerin medenileşmesi, büyük ölçüde …Islam medeniyetinin sayesinde olmuştur. Liselerde okuduğumuz “Kitabu Dîvânü Lûgati’t-Türk”ün yazarı Kaşgarlı Mahmud, düşünür ve bilim adamı Ibn-i Sina gibi önemli Türk alimler, hep Islam sonrası döneme aittir ve Arap-Islam etkisiyle yetişmiştir. Islam öncesi dönemde dünyanın bilimine, kültürüne, sanatına katkıda bulunmuş tek bir ünlü Türk yoktur.

Bu da hiç şaşırtıcı değildir; Türkler’in Islam’la tanıştığı 8, 9 ve 10. yüzyıllarda zaten dünyadaki yükselen medeniyet Islam’dı. Avrupalılar “karanlık” içinde iken, Islam medeniyeti bilim, felsefe, tıp, sanat, mimari, şehir düzenlemesi gibi alanlarda göz kamaştırıcı başarılar elde etmişti. Tarihçi (hem de Siyonist tarihçi) Martin Kramer’in ifadesiyle “eğer 1000’li yıllarda Nobel ödülleri dağıtılıyor olsaydı, neredeyse tümünü Müslümanlar alırdı.” Avrupa’da bilim ve felsefeyle uğraşmak için önce Arapça öğrenmek gerekiyordu.

Türkler, işte bu yüksek Islam medeniyeti ile tanışıp onunla aydınlandıkları için ilerlediler. Daha sonra da Selçuklu ve özellikle de Osmanlı tecrübesiyle Araplar’ı geride bıraktılar. Bugün Türkiye Arap ülkelerinin tümünden daha gelişmiş durumda. Ama bu, “Islam’a rağmen” değil, büyük ölçüde “Islam sayesinde” varılmış bir nokta.   (**** )

 

Eğer Islam’la tanışmasalar, Türkler bugün büyük olasılıkla Moğollar’dan pek farklı olmayacaklardı. Moğollar’ın bugün ne durumda olduğunu görmek isteyenler, dünyanın en geri ülkelerinden biri olan Moğolistan’a gidip biraz fikir alabilirler. “Türk’ün unutulmuş medeni vasfı” işte ordadır. Iyi ki de unutulmuştur…

Kuşkusuz, Türklerin Islam öncesinde hiçbir kültürü olmadığını ileri sürmüyorum. Bilim, sanat, felsefe, mimari gibi alanlarda kayda değer bir medeniyet üretemediklerini vurguluyorum. Bu ise, daha önce de belirttiğim gibi, şaşırtıcı bir durum değildir; çünkü Islam-öncesi Türkler çoğunlukla göçebeydi ve göçebelerin yaşam biçimi bu yönde bir medeniyete izin vermiyordu. (Bedevi Araplar da aynı biçimde gayr-ı medeniydi. Zaten “medeniyet” kelimesi Arapça’daki “şehir” anlamına gelen “medine” kelimesinden türemedir.)

Hem Türkleri hem de Arapları kültürel yönden yükselten ise Islamiyet’tir. Türk milliyetçiliğinin öncülerinden Ziya Gökalp de bu gerçeği teslim etmiş, “Islam’ın Arapları çadırdan, Türkleri ise bozkırdan kurtarıp medeni hale getirdiğini” yazmıştır. Öte yandan Islam-öncesi Türklerin başarılı bir ordu geleneğine sahip oldukları tartışılmaz bir gerçektir.

 

Çinlilerin Türkleri durdurabilmek için dev bir “set” inşa etmesinin, Atilla’nın Avrupa içlerine kadar ilerlemesinin başka bir izahı yoktur. Ancak askeri yönden çok güçlü olup da yerleşik kültür yönünden zayıf olan medeniyetler, fazla uzun ömürlü olamazlar. Islam-öncesi Türkler işte bu açıdan Moğollara benzerler; Moğollar da Cengiz Han gibi liderlerin demir yumruğu altında büyük istilalar gerçekleştirmiş, ancak daha sonra ele geçirdikleri topraklarda kalıcı bir kültür üretememiş, aksine o topraklardaki güçlü kültürlerin içinde asimile olmuşlardır. (Onüçüncü asırda Islam dünyasının büyük bölümünü çok kanlı bir istila ile ele geçiren Moğolların bir-iki nesil içinde Müslümanlaşıp Islam toplumu içinde erimeleri, bunun en çarpıcı göstergelerinden biri olsa gerek. Moğollar Islam’ı askeri yönden fethetmişler, ama Islam onlara kültürel olarak galip gelmiştir.) (…)

Islam medeniyetinin “gökten inen” çok önemli bir kaynağı da vardır: Kur’an-ı Kerim. Bunu, Kur’an’ın ilahi bir kitap olduğuna inanmayan pek çok seküler tarihçi de kabul eder: Islam medeniyeti, bu kitap sayesinde doğmuş ve büyümüştür. Kur’an öncesinde de Islam medeniyetine dahil olacak unsurlar vardı Orta Doğuda. Ama bu unsurlardan biri olan Araplara yazılı bir hukuk ve küresel bir vizyon getiren, kabileciliği fazlasıyla aşan bir “Islam milleti” bilincini kazandıran unsur, Kur’an’ı Kerim’dir. Dahası Kur’an, Hıristiyanlık ve Yahudiliği de meşru dinler olarak kabul ederek, bu “Kitap Ehli” inançların Islam çatısı altında yaşayabileceğini garanti etmiştir……

Özetle, Tükiye’de sıkça kullanılan “Türklerin Islam’la şereflenmesi” kavramı, sadece teolojik değil, aynı zamanda tarihsel bir doğruyu ifade etmektedir: Islam’la tanışmaları ve onu kabul etmeleri, Türkleri hemen her alanda yükseltmiştir. Buna karşı çıkan, aksine “Islam-öncesi Türklüğün daha ileri olduğunu” savunanlar, tarihsel gerçeklere değil, ideolojik kurgulara dayanıyorlar. 1930’lardaki Türk Tarih Tezi’nde olduğu gibi.

Bu gerçeğe işaret etmiş olmam, söz konusu ideolojik kurguların sahiplerini, “Türklüğe ihanet” ediyor, olarak düşündürüp, öfkelendirmiş olabilir. Oysa ben “Türklüğe ihanet” bir yana Türk olmakla gurur duyuyorum. Ama bunun en büyük nedeni, Türklerin Islam’ı benimsemiş ve onun için büyük fedakarlıklarda bulunmuş bir millet olmasıdır…’’alıntı’’            

-----------------------

KAYNAKLAR:

[1] Franco Cardini, Europe and Islam (translated by Caroline Beamish), Blackwell Publishers, Oxford, 2001, sayfa 57.

[2] A.K.S. Lambton, “Reflections on the Role of Agriculture in Medieval Persia,” The Islamic Middle East, 700-1900: Studies in Economic and Social History, (ed.) A.L. Udovitch, The Darwin Press, Inc., Princton, NJ, 1981, sayfa 300.

---------------------

(*** ) Bugün halkı Müslüman olan ülkeler geri kalmışsa,Kur’an’daki gerçek islamdan uzak kalmış olmalarından dolayıdır.Çünkü Emevilerden başlayarak Osmanlılara kadar halkı Müslüman olan ülkeler kur’an da yeri olmayan ve bir çok konuda kur’an’a aykırı fıkhı mezheplerin görüşlerine göre yönetilmiştir. Bugün ise,halkı müslüman olan ülkelerin hukuk sistemlerinin hiçbiri de kur'an daki islamla hiçbir alakası yoktur.İşte bu ülkelerin geri kalmışlığın sebebi islam değil,bilakis bu ülkelerde uygulanmakta olan islam dışı mevcut rejim ve yönetimlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 755
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 06.03.2018 at 17:54, Tengrizm yazdı:

28577603_1710320382363019_8806459963327126807_n.png

Muhmmedin türklerden korktuğu neferet etiyi hiç bir millet yok  kurnada analtımları var türkler için.

Müslümanlar, Türklerle öldürüşmedikçe, kıyamet kopmayacaktır.”
Muhammed


(Bkz. Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’l-Fiten/62-65, hadis no:2912; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’l-Melahim/9 Babun fi Kıtali’t Türk, hadis no: 4303; Nesei, Sünen, Kitabu’l-Cihad/ Babu Gazveti’t-Türk)
“öldüreşeceksiniz.
Şu da kıyamet alametlerinden: Kıldan (keçe) ayakkabı giyen bir toplumla vuruşup Geniş yüzlü, yüzleri kalkan gibi, üst üste derili toplulukla vuruşmanız-öldürüşmeniz kıyamet alametlerindendir. Siz (müslümanlar), küçük gözlü, kızıl yüzlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan Türklerle öldürüşmedikçe kıyamet kopmaz.“( Bkz. Buhari, e’s-Sahih, kitabu’l-Cihad/95; Müslüm, e’s-Sahih, Kitabu’l-Fiten/66, hadis no: 2912; İbn Mace, h.no: 4097-4098).
“Sizinle(siz müslümanlarla), küçük (çekik) gözlü toplum, Türkler savaşacaktır. Siz onları, üç kez önünüze katıp süreceksiniz. Sonunda Arap Yarımadası’nda karşılaşacaksınız. Birincide, onlardan kaçan kurtulur. İkincide kimi kurtulur, kimi yok edilir.
Üçüncüdeyse onların tümü kırılacaktır.”(Ebu Davud, sünen, hadis no: 4305.)
Muhammed’in, bugün kendisine “Peygamberimiz, efendimiz” diyen Türklere bakışı tutumu budur işte.

Sonunda olacak zaten..
Müslümanlık Aynen senin dediğin gibi bişey

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, araştırmacı21 yazdı:

 

 Baştan şunu söyleyelim; o şeriat dini,islamda yeri olmayan bir takım fıkhi mezheplerin şeriatidir,gerçek İslam ve Kur'an'ın ön gördüğü şeriat değildir.

 

Ama buna rağmen yine de İslam inancı Türkleri aşağıdaki hurafelerden kurtarmıştır,bugün Türkler söz konusu hurafelere inanmıyorsa,belki bunun yegane sebebi islamiyette inanmalarıdır.

Ama şunu da bilin ki bugün ne fıkhi mezhepler kur’an daki islama dayalıdır,ne de Osmanlı hukuk sistemi kur’an’a dayalıydı.Çünkü İslamiyetten sonra ki Türk devletlerinin hukuk sistemi de kur’an’a göre değil,yine mevcut mezheplerin fıkhi görüşlerine göre idi.

 

İşte İslamiyetten önce Türklerdeki dini inanış ve bazı hurafeler !!!

 

- DİN VE İNANIŞ:

 İslam öncesi Türklerin din ve inanışlarını şu 4 grupta toplayabiliriz:

1- Tabiat Kuvvetlerine İnanma: Dağ,ağaç, göl, kaya gibi varlıkların gizli güçlere sahip olduklarına inanırlardı.

 2- Atalar Kültü: Ölmüş büyüklere ve atalara ait hatıralar kutsal sayılır ve saygı gösterilirdi.

 3- Şamanizm: Kam veya Şaman adı verilen kişilerin,kötü veya iyi ruhlarla temas sağladıklarını inanılarak, bunların büyücülük ve sihir özelliklerine başvururlardı. Bir kısım Şaman inançları Anadolu'da hala varlığını sürdürmektedir. Örneğin; Gelinlerin üzerine buğday veya para atmak, Eşikten atlamanın uğursuz kabul edilmesi, kurşun dökmek gibi...

4- Göktanrı Dini: Türklerin İslamiyetten önceki dini Göktanrı diniydi. Bu dine göre Türkler;

* Tek bir Tanrının evreni yarattığına ve gökte oturduğuna inanıyorlardı.

* Öldükten sonra dirileceklerine inandıklarından, ölülerini atı,eşyaları ve silahıyla birlikte gömüyorlardı.

* Cennet'e UÇMAĞ, cehenneme ise TAMU diyorlardı.

 * Mezarlara ölünün,sağlığında öldürdüğü düşman sayısı kadar BALBAL adı verilen küçük heykeller dikerlerdi. İnanışa göre, yeniden dirilecek kişi atıyla cennete gidecek, ve öldürdüğ düşmanlar sonraki yaşamında ona hizmet edeceklerdir.

* Ölüleri içöin YOĞ adı verilen cenaze törenleri yapar, ve ardından yas tutarlardı.

--------

Demek ki,İlhan ARSEL'e göre İslamiyetten önce Türklere ait bu hurafeler de ''akıl verilerine uygun güzel geleneklerdi'' :D                                                    Ayrıca bu İlhan Arsel,yukarıdaki ifadeleriyle de o günden bugüne kadar yaşayan bütün Türkleri de akılsız sayarak onlara hakaret etmiş sayılır !!!!

--------------------------------------------

Belgelerle Gerçek Tarih !

Tag Archives: türkler islamdan önce.

Büyüklere Masallar… Türkiye’de uzun zamandır tekrarlanıp duran bir hikaye vardır: Islam öncesi Türkler gayet medeni ve kültürlü bir “millet” iken, Islam’la birlikte bu kültür gölgede kalmış, Şaman Türkler zamanla “Araplaşmış” ve bu yüzden de gerilemişlerdir.

 

Söz konusu “Türkler Islam’dan once çok medeniydi” argümanına “masal” demek bile belki hafif kaçıyor; doğrudan “uydurma” demek daha isabetli olabilir. Çünkü, apaçık tarihsel bir gerçektir ki, Türklerin Islam öncesinde kayda değer bir medeniyeti yoktur. Islam öncesi dönemde bir “Türk sanatı”, “Türk mimarisi”, “Türk bilimi”nden söz edilemez. Orhun Anıtları haricinde, kayda değer bir “Türk ebediyatı” da yoktur. Olamaz da zaten. Çünkü Islam öncesi Türkler göçebe bir kavimdir ve göçebelerin “medeni” (yani şehirli) bir kültürü olmaz.

Türklerin medenileşmesi, büyük ölçüde …Islam medeniyetinin sayesinde olmuştur. Liselerde okuduğumuz “Kitabu Dîvânü Lûgati’t-Türk”ün yazarı Kaşgarlı Mahmud, düşünür ve bilim adamı Ibn-i Sina gibi önemli Türk alimler, hep Islam sonrası döneme aittir ve Arap-Islam etkisiyle yetişmiştir. Islam öncesi dönemde dünyanın bilimine, kültürüne, sanatına katkıda bulunmuş tek bir ünlü Türk yoktur.

Bu da hiç şaşırtıcı değildir; Türkler’in Islam’la tanıştığı 8, 9 ve 10. yüzyıllarda zaten dünyadaki yükselen medeniyet Islam’dı. Avrupalılar “karanlık” içinde iken, Islam medeniyeti bilim, felsefe, tıp, sanat, mimari, şehir düzenlemesi gibi alanlarda göz kamaştırıcı başarılar elde etmişti. Tarihçi (hem de Siyonist tarihçi) Martin Kramer’in ifadesiyle “eğer 1000’li yıllarda Nobel ödülleri dağıtılıyor olsaydı, neredeyse tümünü Müslümanlar alırdı.” Avrupa’da bilim ve felsefeyle uğraşmak için önce Arapça öğrenmek gerekiyordu.

Türkler, işte bu yüksek Islam medeniyeti ile tanışıp onunla aydınlandıkları için ilerlediler. Daha sonra da Selçuklu ve özellikle de Osmanlı tecrübesiyle Araplar’ı geride bıraktılar. Bugün Türkiye Arap ülkelerinin tümünden daha gelişmiş durumda. Ama bu, “Islam’a rağmen” değil, büyük ölçüde “Islam sayesinde” varılmış bir nokta.   (**** )

 

Eğer Islam’la tanışmasalar, Türkler bugün büyük olasılıkla Moğollar’dan pek farklı olmayacaklardı. Moğollar’ın bugün ne durumda olduğunu görmek isteyenler, dünyanın en geri ülkelerinden biri olan Moğolistan’a gidip biraz fikir alabilirler. “Türk’ün unutulmuş medeni vasfı” işte ordadır. Iyi ki de unutulmuştur…

Kuşkusuz, Türklerin Islam öncesinde hiçbir kültürü olmadığını ileri sürmüyorum. Bilim, sanat, felsefe, mimari gibi alanlarda kayda değer bir medeniyet üretemediklerini vurguluyorum. Bu ise, daha önce de belirttiğim gibi, şaşırtıcı bir durum değildir; çünkü Islam-öncesi Türkler çoğunlukla göçebeydi ve göçebelerin yaşam biçimi bu yönde bir medeniyete izin vermiyordu. (Bedevi Araplar da aynı biçimde gayr-ı medeniydi. Zaten “medeniyet” kelimesi Arapça’daki “şehir” anlamına gelen “medine” kelimesinden türemedir.)

Hem Türkleri hem de Arapları kültürel yönden yükselten ise Islamiyet’tir. Türk milliyetçiliğinin öncülerinden Ziya Gökalp de bu gerçeği teslim etmiş, “Islam’ın Arapları çadırdan, Türkleri ise bozkırdan kurtarıp medeni hale getirdiğini” yazmıştır. Öte yandan Islam-öncesi Türklerin başarılı bir ordu geleneğine sahip oldukları tartışılmaz bir gerçektir.

 

Çinlilerin Türkleri durdurabilmek için dev bir “set” inşa etmesinin, Atilla’nın Avrupa içlerine kadar ilerlemesinin başka bir izahı yoktur. Ancak askeri yönden çok güçlü olup da yerleşik kültür yönünden zayıf olan medeniyetler, fazla uzun ömürlü olamazlar. Islam-öncesi Türkler işte bu açıdan Moğollara benzerler; Moğollar da Cengiz Han gibi liderlerin demir yumruğu altında büyük istilalar gerçekleştirmiş, ancak daha sonra ele geçirdikleri topraklarda kalıcı bir kültür üretememiş, aksine o topraklardaki güçlü kültürlerin içinde asimile olmuşlardır. (Onüçüncü asırda Islam dünyasının büyük bölümünü çok kanlı bir istila ile ele geçiren Moğolların bir-iki nesil içinde Müslümanlaşıp Islam toplumu içinde erimeleri, bunun en çarpıcı göstergelerinden biri olsa gerek. Moğollar Islam’ı askeri yönden fethetmişler, ama Islam onlara kültürel olarak galip gelmiştir.) (…)

Islam medeniyetinin “gökten inen” çok önemli bir kaynağı da vardır: Kur’an-ı Kerim. Bunu, Kur’an’ın ilahi bir kitap olduğuna inanmayan pek çok seküler tarihçi de kabul eder: Islam medeniyeti, bu kitap sayesinde doğmuş ve büyümüştür. Kur’an öncesinde de Islam medeniyetine dahil olacak unsurlar vardı Orta Doğuda. Ama bu unsurlardan biri olan Araplara yazılı bir hukuk ve küresel bir vizyon getiren, kabileciliği fazlasıyla aşan bir “Islam milleti” bilincini kazandıran unsur, Kur’an’ı Kerim’dir. Dahası Kur’an, Hıristiyanlık ve Yahudiliği de meşru dinler olarak kabul ederek, bu “Kitap Ehli” inançların Islam çatısı altında yaşayabileceğini garanti etmiştir……

Özetle, Tükiye’de sıkça kullanılan “Türklerin Islam’la şereflenmesi” kavramı, sadece teolojik değil, aynı zamanda tarihsel bir doğruyu ifade etmektedir: Islam’la tanışmaları ve onu kabul etmeleri, Türkleri hemen her alanda yükseltmiştir. Buna karşı çıkan, aksine “Islam-öncesi Türklüğün daha ileri olduğunu” savunanlar, tarihsel gerçeklere değil, ideolojik kurgulara dayanıyorlar. 1930’lardaki Türk Tarih Tezi’nde olduğu gibi.

Bu gerçeğe işaret etmiş olmam, söz konusu ideolojik kurguların sahiplerini, “Türklüğe ihanet” ediyor, olarak düşündürüp, öfkelendirmiş olabilir. Oysa ben “Türklüğe ihanet” bir yana Türk olmakla gurur duyuyorum. Ama bunun en büyük nedeni, Türklerin Islam’ı benimsemiş ve onun için büyük fedakarlıklarda bulunmuş bir millet olmasıdır…’’alıntı’’            

-----------------------

KAYNAKLAR:

[1] Franco Cardini, Europe and Islam (translated by Caroline Beamish), Blackwell Publishers, Oxford, 2001, sayfa 57.

[2] A.K.S. Lambton, “Reflections on the Role of Agriculture in Medieval Persia,” The Islamic Middle East, 700-1900: Studies in Economic and Social History, (ed.) A.L. Udovitch, The Darwin Press, Inc., Princton, NJ, 1981, sayfa 300.

---------------------

(*** ) Bugün halkı Müslüman olan ülkeler geri kalmışsa,Kur’an’daki gerçek islamdan uzak kalmış olmalarından dolayıdır.Çünkü Emevilerden başlayarak Osmanlılara kadar halkı Müslüman olan ülkeler kur’an da yeri olmayan ve bir çok konuda kur’an’a aykırı fıkhı mezheplerin görüşlerine göre yönetilmiştir. Bugün ise,halkı müslüman olan ülkelerin hukuk sistemlerinin hiçbiri de kur'an daki islamla hiçbir alakası yoktur.İşte bu ülkelerin geri kalmışlığın sebebi islam değil,bilakis bu ülkelerde uygulanmakta olan islam dışı mevcut rejim ve yönetimlerdir.

Sürekli kopyala yapıştır yaparak cevaplıyorsunuz.İslam Türkleri yüceltmemiştir. Bizim Türkler arabın dinini yüceltmiştir.Halifeler döneminde bile iç savaş olmuş.Emevilerden önce bile islam dünyası iyi değildi.Ve benim inancım olan Gök Tanrıcılığı biraz yanlış araştırmışsın.Benim inancımda cennet cehennem pek önemli değil,önemli olan Tanrıya ulaşamamaktır.Aşağıdaki linklerden gerçeğini öğrenebilirsin.

 

https://tarihnedio.com/islam-da-ilk-ic-savas-cemel-vakasi/

http://tengriciturkiye.blogspot.com.tr/2016/08/gok-tanrnn-ozellikleri-tengri.html

http://tengriciturkiye.blogspot.com.tr/2016/08/islam-ve-gok-tanr-inanc.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 dakika önce, güven yazdı:

Muhmmedin türklerden korktuğu neferet etiyi hiç bir millet yok  kurnada analtımları var türkler için.

Müslümanlar, Türklerle öldürüşmedikçe, kıyamet kopmayacaktır.”
Muhammed


(Bkz. Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’l-Fiten/62-65, hadis no:2912; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’l-Melahim/9 Babun fi Kıtali’t Türk, hadis no: 4303; Nesei, Sünen, Kitabu’l-Cihad/ Babu Gazveti’t-Türk)
“öldüreşeceksiniz.
Şu da kıyamet alametlerinden: Kıldan (keçe) ayakkabı giyen bir toplumla vuruşup Geniş yüzlü, yüzleri kalkan gibi, üst üste derili toplulukla vuruşmanız-öldürüşmeniz kıyamet alametlerindendir. Siz (müslümanlar), küçük gözlü, kızıl yüzlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan Türklerle öldürüşmedikçe kıyamet kopmaz.“( Bkz. Buhari, e’s-Sahih, kitabu’l-Cihad/95; Müslüm, e’s-Sahih, Kitabu’l-Fiten/66, hadis no: 2912; İbn Mace, h.no: 4097-4098).
“Sizinle(siz müslümanlarla), küçük (çekik) gözlü toplum, Türkler savaşacaktır. Siz onları, üç kez önünüze katıp süreceksiniz. Sonunda Arap Yarımadası’nda karşılaşacaksınız. Birincide, onlardan kaçan kurtulur. İkincide kimi kurtulur, kimi yok edilir.
Üçüncüdeyse onların tümü kırılacaktır.”(Ebu Davud, sünen, hadis no: 4305.)
Muhammed’in, bugün kendisine “Peygamberimiz, efendimiz” diyen Türklere bakışı tutumu budur işte.

Sonunda olacak zaten..
Müslümanlık Aynen senin dediğin gibi bişey

 

 

 

 

 

Hocam bunları biliyorum,bu Türk düşmanı arap soysuz Muhammed'e efendim demelerine sinir oluyorum.Gerçek Türk islama inanmaz,çünkü tamamen arap milliyetçiliği üzerine kurulu bir dindir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Tengrizm yazdı:

Hocam bunları biliyorum,bu Türk düşmanı arap soysuz Muhammed'e efendim demelerine sinir oluyorum.Gerçek Türk islama inanmaz,çünkü tamamen arap milliyetçiliği üzerine kurulu bir dindir.

Aynen

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Charles dawkins yazdı:

Hocam muhammed yok bunları diyen bizim kahrolası bedeviler . Ne çok nefret ediyorlarmış bizden

Evet hocam Muhammed'in yaşadığına dair tarihi kanıt yok. Ama araplar bu Muhammed'i kendi ataları gibi görüyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
51 dakika önce, Charles dawkins yazdı:

Bizimkilerde resmen ataları sayıyor hatta daha da öte . Çok üzücü ve sinir bozucu.  

Evet Muhammed'i ataları olarak görmeleri çok üzücü ve sinir bozucudur.Türk düşmanı Muhammed'i övmeleri insanı sinir ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, güven yazdı:

Muhmmedin türklerden korktuğu neferet etiyi hiç bir millet yok  kurnada analtımları var türkler için.

Müslümanlar, Türklerle öldürüşmedikçe, kıyamet kopmayacaktır.”
Muhammed


(Bkz. Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’l-Fiten/62-65, hadis no:2912; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’l-Melahim/9 Babun fi Kıtali’t Türk, hadis no: 4303; Nesei, Sünen, Kitabu’l-Cihad/ Babu Gazveti’t-Türk)
“öldüreşeceksiniz.
Şu da kıyamet alametlerinden: Kıldan (keçe) ayakkabı giyen bir toplumla vuruşup Geniş yüzlü, yüzleri kalkan gibi, üst üste derili toplulukla vuruşmanız-öldürüşmeniz kıyamet alametlerindendir. Siz (müslümanlar), küçük gözlü, kızıl yüzlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan Türklerle öldürüşmedikçe kıyamet kopmaz.“( Bkz. Buhari, e’s-Sahih, kitabu’l-Cihad/95; Müslüm, e’s-Sahih, Kitabu’l-Fiten/66, hadis no: 2912; İbn Mace, h.no: 4097-4098).
“Sizinle(siz müslümanlarla), küçük (çekik) gözlü toplum, Türkler savaşacaktır. Siz onları, üç kez önünüze katıp süreceksiniz. Sonunda Arap Yarımadası’nda karşılaşacaksınız. Birincide, onlardan kaçan kurtulur. İkincide kimi kurtulur, kimi yok edilir.
Üçüncüdeyse onların tümü kırılacaktır.”(Ebu Davud, sünen, hadis no: 4305.)
Muhammed’in, bugün kendisine “Peygamberimiz, efendimiz” diyen Türklere bakışı tutumu budur işte.

Sonunda olacak zaten..
Müslümanlık Aynen senin dediğin gibi bişey

 

 

 

 

 

 

Bü kütüb-ı Sitte dediğimiz sözde hadis kitapları hz.peygamberin vefatından asırlar sonra kulaktan dolma bilgilerle yazılmış olup,uydurma ve yalan rivayetlerle doludur.Kur'an dan başka muteber ve sahih bir kaynak da yoktur. Ayrıca bu kıyamet alametleri gaybi haberler olup,bunları hz.peygamber de bilemez,çünkü kur'an'a göre gayip ile ilgili bütün bilgiler sadece Allah'a mahsustur.Yüce Allah vahiy yolu ile herhangi bir peygambere gayip ile ilgili bir bilgi vermedikten sonra,söz konusu peygamberin onun hakkında bilgi vermesi asla mümkün değildir. İşte hz.peygamberin vefatından sonra meydana gelebilecek herhangi bir olay,kıyamet alametleri,ahir zaman fitneleri vs.gibi olayların tümü de gaybi olaylar olduğundan hz.peygamberin de bunları bilmesi ve hakkında açıklamalarda bulunması söz konusu olamaz. Ayrıca burada gösterdiğiniz bu uydurma ve yalan rivayetler/söylentiler kur'an'ın verdiği mesaja da aykırıdır.Çünkü kur'an'a göre peygamberler dahil Allah'tan başka kimse gaybi olayları bilemez. Yani burada gösterdiğiniz rivayetlerin tümü gaybi olaylarla ilgili olduğundan,hz.peygamber bunları bilemezdi ki bunlar hakkında bilgi versin.!!!                                                                                                        İşte bu gösterdiğiniz rivayetlerin tümü de hz.peygamberin vefatından yıllar sonra uydurulmuş rivayetlerden/söylentilerden başka bir şey değildir..Ayrıca muteber ve sahih görmediğim,uydurma ve yalanlarla dolu bu kaynakları (Buhari,Müslim vs.) bana göstermenizin ne anlamı var ??? Ben İlk başta ,benim tek inandığım ve doğru bulduğun dini kaynak sadece Kur'an'ı Kerim olduğunu söylemedim mi?   Neden nice uydurma rivayet ve yalanlarla dolu bu kaynakları bana gösteriyorsunuz??? 

 

Aşağıdaki rivayete de bir bakın,burada hz.peygamber hadislerin yazılmasına müsaade etmiyor ve yazılanların imha edilmesini emrediyor. Peki bunu yazan kütüb-ı Sitte yazarları neye dayanarak hadisleri yazıyorlar? Bu rivayet bile kendileri için bir çelişki değil midir? Bu Kütüb-ı Sitte dediğimiz hadis  kitaplarının yazarlarına göre hz.peygamber hadislerin yazılmasına izin vermemiştir,ama buna rağmen kendileri hadis kitapları yazmışlardır !!!                  Bu kendileri için büyük bir çelişki ve tutarsızlık değil midir? İşte çelişkilerle,yalan ve uydurma rivayetlerle dolu söz konusu hadis kaynakları güvenilir ve sahih olamaz !!!

Hz.peygamber buyuruyor!

“Benden Kur’an dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kur’an dışında bir şey yazmışsa imha etsin.” (Müslim, Sahihi Müslim, Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned, 3/12, 21, 33)            

Peki buna rağmen bu hadis kitapları neden yazılmıştır ? Buna göre Hadis kitaplarının yazılması hz.peygamberin talimatine ve iradesine aykırı değil midir? Neden Buhari,Müslim vs.diğer hadisçiler hadis kitaplarını yazdılar? Bunlara göre hadislerin yazılmasına izin verilmemiş,ama yine de kendileri hadis kitaplarını yazmışlardır,bunlara nasıl inanılır?

 

Ebu Hanife ve İmam Malik'e göre Hadisler !

 

-Ebu Hanife ‘’ sikka ‘’ yani güvenilir ve mütevatir hadislerin sayısı sadece 17 tane olduğunu söyleyerek,hem kendisi,hem de İmam Malik gibi zatların kendi zamanlarında sözlü olarak anlatılan ve daha sonra Buhari ve Müslim tarafından derlenen hadislerin bir çoğuyla hz. peygamberin sünnetine aykırı olduğu gerekçesiyle amel etmemişlerdir...                                                                                                                                                                                                     Kaynak :Tarihul İslam / Dr.İbrahim Hasan .../  C / 3 / sayfa  330’da geçen konuyla ilgili metin aşağıdadır....

 

a ) ‘’وروي ان ابا حنيفة لم يثق الا بسبعة عشر أحاديث من بينهن ..  الامام مالك وابو حنيفة لم يعملا بكثير من الاحاديث التي وردت في البخاري ومسلم حيث انها تخالف السنة ...الخ

B)  ‘’....فان ابا حنيغة لم يثق الا بسبعة عشر حديثا  ومن ذلك تبين لنا ما وصل اليه التحريف في الحديث ... الخ  

Kaynak:  ‘’تاريخ الاسلام – دكتور ابراهيم حسن - ج – 3 – ص - 330

 

 İşte dinin temel kaynağı yalnız kur’an olduğundan hz.peygamber kur’an’ı kerimi hem kendisi yazıyor,hem de vahiy katiplerine yazdırıp kayıt altına alıyordu.Ama hadisler için böyle şey yapmamıştır,bilakis hadislerin yazılmasına bile müsaade etmiyordu.İşte hadisler hz.peygamber zamanında yazılıp kayıt altına alınmadığı için bir kaç mütevatir hadis dışında bugün Kütüb-ı Sitte de bulunan rivayetlere sahih ve muteber diyemeyiz. Özellikle,burada Türklerle ve kıyamet alametleriyle ilgili rivayetlerin tümü gaybi haberler olduğundan,hz.peygamberin bunları bilmesi ve hakkında açıklamada bulunması  asla mümkün değildir,yani bu gösterdiğiniz rivayetlerin/söylentilerin tümü uydurma ve yalandır.

Hülasa;  

Kur’an, tek başına yeterli bir kitaptır.

Kur’an, kendini açıklayan ve (aklını işlettiği sürece) herkesin anlayabileceği bir kitaptır.

Kur’an, tamamlanmış bir kitaptır, eksiği yoktur.

Kur’an’dan başka bir kaynağa ihtiyaç yoktur.

Bu nedenle bize kur'an dan başka bir kaynak göstermeyin !!!

Link to post
Sitelerde Paylaş
44 dakika önce, araştırmacı21 yazdı:

 

Bü kütüb-ı Sitte dediğimiz sözde hadis kitapları hz.peygamberin vefatından asırlar sonra kulaktan dolma bilgilerle yazılmış olup,uydurma ve yalan rivayetlerle doludur.Kur'an dan başka muteber ve sahih bir kaynak da yoktur. Ayrıca bu kıyamet alametleri gaybi haberler olup,bunları hz.peygamber de bilemez,çünkü kur'an'a göre gayip ile ilgili bütün bilgiler sadece Allah'a mahsustur.Yüce Allah vahiy yolu ile herhangi bir peygambere gayip ile ilgili bir bilgi vermedikten sonra,söz konusu peygamberin onun hakkında bilgi vermesi asla mümkün değildir.

 Hangi soruna cevap vereyim bunca zamandır burda okuyorsun hala anlamıyorsun neden idda ediyorsun  gayibi bilmediyini?i iddan ne gayipten haber vermediyinden sen ordamıydın şahitmiydin? çelişkiyi görebiliyormusun.

 

Cin Suresi 26 ve 27.O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz). "Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka". Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, güven yazdı:

 Hangi soruna cevap vereyim bunca zamandır burda okuyorsun hala anlamıyorsun neden idda ediyorsun  gayibi bilmediyini?i iddan ne gayipten haber vermediyinden sen ordamıydın şahitmiydin? çelişkiyi görebiliyormusun.

 

Cin Suresi 26 ve 27.O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz). "Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka". Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer

 

Gaybı bilen sadece Allah'tır,ama Allah dilerse elçiye ancak vahiy yolu ile gayba dair bilgi verir,vahiy kaynağı ise sadece kur'an'dır,peki Türklerle ilgili vahye dayalı bilgi kur'an da var mı ???  Elbette yoktur,demek ki,yüce Allah ona bu konuda vahiy göndermemiştir.Yani Cin 26-27.ayetlerde belirtilen durum vahye vurgu yapılıyor,Allah dilerse vahiy yolu ile elçisine gaybı bildirebilir,ama bakıyoruz ki,kur'an da Türklerle ilgili öyle bir bilgi yok,demek ki,Türklerle ilgili söz konusu gaybı haber hz.peygambere bildirilmemiştir,bu nedenle onun bu olayları bilmesi asla mümkün değildir.Yani eğer kur'an da Türklerle ilgili böyle bir haber varsa,ona vahiy yolu ile bildirilmiştir demek,eğer yoksa,bildirilmemiştir.                Oysa siz hala vahyin ne olduğunu,gaybı haberlerin bildirilmesi ancak vahiy ile olabileceğini henüz anlamış değilsiniz.Halbuki VAHİY= KUR'AN'DIR... Yani Türklerle ilgili bu olay vahiyle bildirilmiş olsaydı,bu bilgiler kur'an da da olması gerekirdi,kur'an da olmadığına göre,demek ki,Allah tarafından vahiy yolu ile elçiye bu konuda bir bilgi verilmemiştir. Bu nedenle elçi (peygamber) bu tür gaybı olayları bilemediğinden onlar hakkında açıklamalarda bulunmuş olması da söz konusu değildir..

CİN-26-28.ayetlerin mealleri !

(26-28) O, gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez. Ancak/vahiy ile bildirmeyi dilediği resuller bunun dışındadır. Şüphesiz O, bunun önünden ve ardından gözcüler salar.Ki böylece onların; Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla iletmiş olduklarını (fiilen) açığa çıkarsın.O, onların yaptıklarını kuşatmış ve her şeyi inceden inceye hesaplamıştır.'' deniliyor.

Yani yüce Allah dilediğinde bazen elçilerine vahiy yolu ile gaybı bildirebilir.İslamda ise VAHİY kaynağı sadece Kur’anı kerimdir.Kur’an da Türklerle ilgili söz konusu bir ayet/vahiy olmadığına göre,demek ki bu konuda hz.peygambere bir bilgi verilmemiştir.Bu nedenle hz.peygamberin gayıp ile ilgili böyle bir açıklamada bulunması asla söz konusu değildir.  

Hülasa; Türklerle ilgili söz konusu rivayetlerin tümü uydurma ve yalandır..!!!!

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 dakika önce, araştırmacı21 yazdı:

 

Gaybı bilen sadece Allah'tır,ama Allah dilerse elçiye ancak vahiy yolu ile gayba dair bilgi verir,vahiy kaynağı ise sadece kur'an'dır,peki Türklerle ilgili vahye dayalı bilgi kur'an da var mı ???  Elbette yoktur,demek ki,yüce Allah ona bu konuda vahiy göndermemiştir.Yani Cin 26-27.ayetlerde belirtilen durum vahye vurgu yapılıyor,Allah dilerse vahiy yolu ile elçisine gaybı bildirebilir,ama bakıyoruz ki,kur'an da Türklerle ilgili öyle bir bilgi yok,demek ki,Türklerle ilgili söz konusu gaybı haber hz.peygambere bildirilmemiştir,bu nedenle onun bu olayları bilmesi asla mümkün değildir.Yani eğer kur'an da Türklerle ilgili böyle bir haber varsa,ona vahiy yolu ile bildirilmiştir demek,eğer yoksa,bildirilmemiştir.                Oysa siz hala vahyin ne olduğunu,gaybı haberlerin bildirilmesi ancak vahiy ile olabileceğini henüz anlamış değilsiniz.Halbuki VAHİY= KUR'AN'DIR... Yani Türklerle ilgili bu olay vahiyle bildirilmiş olsaydı,bu bilgiler kur'an da da olması gerekirdi,kur'an da olmadığına göre,demek ki,Allah tarafından vahiy yolu ile elçiye bu konuda bir bilgi verilmemiştir. Bu nedenle elçi (peygamber) bu tür gaybı olayları bilemediğinden onlar hakkında açıklamalarda bulunmuş olması da söz konusu değildir..

CİN-26-28.ayetlerin mealleri !

(26-28) O, gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez. Ancak/vahiy ile bildirmeyi dilediği resuller bunun dışındadır. Şüphesiz O, bunun önünden ve ardından gözcüler salar.Ki böylece onların; Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla iletmiş olduklarını (fiilen) açığa çıkarsın.O, onların yaptıklarını kuşatmış ve her şeyi inceden inceye hesaplamıştır.'' deniliyor.

Yani yüce Allah dilediğinde bazen elçilerine vahiy yolu ile gaybı bildirebilir.İslamda ise VAHİY kaynağı sadece Kur’anı kerimdir.Kur’an da Türklerle ilgili söz konusu bir ayet/vahiy olmadığına göre,demek ki bu konuda hz.peygambere bir bilgi verilmemiştir.Bu nedenle hz.peygamberin gayıp ile ilgili böyle bir açıklamada bulunması asla söz konusu değildir.  

Hülasa; Türklerle ilgili söz konusu rivayetlerin tümü uydurma ve yalandır..!!!!

 

 

 

 BENDE DEDİM GAYBİ PEYGABRLER BİLİR

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, araştırmacı21 yazdı:

 

Gaybı bilen sadece Allah'tır,ama Allah dilerse elçiye ancak vahiy yolu ile gayba dair bilgi verir,vahiy kaynağı ise sadece kur'an'dır,peki Türklerle ilgili vahye dayalı bilgi kur'an da var mı ???  Elbette yoktur,demek ki,yüce Allah ona bu konuda vahiy göndermemiştir.Yani Cin 26-27.ayetlerde belirtilen durum vahye vurgu yapılıyor,Allah dilerse vahiy yolu ile elçisine gaybı bildirebilir,ama bakıyoruz ki,kur'an da Türklerle ilgili öyle bir bilgi yok,demek ki,Türklerle ilgili söz konusu gaybı haber hz.peygambere bildirilmemiştir,bu nedenle onun bu olayları bilmesi asla mümkün değildir.Yani eğer kur'an da Türklerle ilgili böyle bir haber varsa,ona vahiy yolu ile bildirilmiştir demek,eğer yoksa,bildirilmemiştir.                Oysa siz hala vahyin ne olduğunu,gaybı haberlerin bildirilmesi ancak vahiy ile olabileceğini henüz anlamış değilsiniz.Halbuki VAHİY= KUR'AN'DIR... Yani Türklerle ilgili bu olay vahiyle bildirilmiş olsaydı,bu bilgiler kur'an da da olması gerekirdi,kur'an da olmadığına göre,demek ki,Allah tarafından vahiy yolu ile elçiye bu konuda bir bilgi verilmemiştir. Bu nedenle elçi (peygamber) bu tür gaybı olayları bilemediğinden onlar hakkında açıklamalarda bulunmuş olması da söz konusu değildir..

CİN-26-28.ayetlerin mealleri !

(26-28) O, gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez. Ancak/vahiy ile bildirmeyi dilediği resuller bunun dışındadır. Şüphesiz O, bunun önünden ve ardından gözcüler salar.Ki böylece onların; Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla iletmiş olduklarını (fiilen) açığa çıkarsın.O, onların yaptıklarını kuşatmış ve her şeyi inceden inceye hesaplamıştır.'' deniliyor.

Yani yüce Allah dilediğinde bazen elçilerine vahiy yolu ile gaybı bildirebilir.İslamda ise VAHİY kaynağı sadece Kur’anı kerimdir.Kur’an da Türklerle ilgili söz konusu bir ayet/vahiy olmadığına göre,demek ki bu konuda hz.peygambere bir bilgi verilmemiştir.Bu nedenle hz.peygamberin gayıp ile ilgili böyle bir açıklamada bulunması asla söz konusu değildir.  

Hülasa; Türklerle ilgili söz konusu rivayetlerin tümü uydurma ve yalandır..!!!!

 

 

 

ASLINDA  şu kadarck sorun bile çelişkilerle doludur. vahiy kaynağı kurandadır incil tervat vahiy kaynağı deyilmi deyilse nasıl olmuş?Kuranda geçen YECÜC MECÜC Bunlar türk deyilde kimdir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 09.03.2018 at 21:07, güven yazdı:

 BENDE DEDİM GAYBİ PEYGABRLER BİLİR

 

Peygamberler gaybı ancak VAHİY YOLU ile öğrenirler. İslam dinin kaynağı,yanı hz.Muhammed'e gelen VAHİY KAYNAĞI ise yalnız kur'an'ı kerimdir.Eğer Türklerle ilgili bir bilgi verilseydi, vahiy kaynağı olan KUR'AN'ı kerimde bulunması gerekirdi.Kur'an da böyle bir bilgi olmadığına göre,demek ki Türklerle ilgili söz konusu rivayetlerin tümü uydurma ve yalandır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslamda bir sorun da vahiydir. Allah peygamberlere sadece bir kitap vahyeder, onun dışında tek kelam konuşmaz varsayımı sevimsiz ve iticidir. Bu sevimsizlikten çıkmak için kutsi hadisler diye bir şey uydururlar. Bu da allah adına bir yığın laf edilmesi ile sonuçlanır.

 

İki ucu pis değnek. Neresinden tutsan tutulmaz! :lol: İslam bir sorunlar yumağıdır. İnsanı depresyona, bunalıma sokar. Neresinden ele alsan çıkmaz, neresinden tutsan açmaz. Bu olmaz yani, varsayım değil bu. Böyle din olmaz. Bunda reform filan da olmaz, ne yana çevirsen daha saçma, daha tutarsız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, araştırmacı21 yazdı:

 

Peygamberler gaybı ancak VAHİY YOLU ile öğrenirler. İslam dinin kaynağı,yanı hz.Muhammed'e gelen VAHİY KAYNAĞI ise yalnız kur'an'ı kerimdir.Eğer Türklerle ilgili bir bilgi verilseydi, vahiy kaynağı olan KUR'AN'ı kerimde bulunması gerekirdi.Kur'an da böyle bir bilgi olmadığına göre,demek ki Türklerle ilgili söz konusu rivayetlerin tümü uydurma ve yalandır.

Tamam bende sana soruyorum kurandaı adları geçen YECÜC MECÜC Bunlar hangi kavim?

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, democrossian yazdı:

İslamda bir sorun da vahiydir. Allah peygamberlere sadece bir kitap vahyeder, onun dışında tek kelam konuşmaz varsayımı sevimsiz ve iticidir. Bu sevimsizlikten çıkmak için kutsi hadisler diye bir şey uydururlar. Bu da allah adına bir yığın laf edilmesi ile sonuçlanır.

 

İki ucu pis değnek. Neresinden tutsan tutulmaz! :lol: İslam bir sorunlar yumağıdır. İnsanı depresyona, bunalıma sokar. Neresinden ele alsan çıkmaz, neresinden tutsan açmaz. Bu olmaz yani, varsayım değil bu. Böyle din olmaz. Bunda reform filan da olmaz, ne yana çevirsen daha saçma, daha tutarsız.

 

İşte başta söylediğim gibi islam dinin tek kaynağı Kur'an'ı Kerimdir,bu gerçeğe inandın mı hiçbir sorun kalmaz.Ne uydurulmuş kutsi hadislere,ne de başka rivayetlere önem verirsin. Zaten kur'an'ın kendisi bile kutsi hadisleri yok sayıyor.Çünkü söz konusu uydurulmuş o kutsi hadisler eğer vahiy olsaydı,onların da kur'an da yer alması gerekirdi !!!

İşte İnsanlar kur'an dan başka bir takım uydurma rivayet ve söylentilere inandı mı,o zaman sorunlar ortaya çıkıyor,bu sorunları üreten de yine insanlardır.Bu nedenle bazı insanların uydurdukları veya söyledikleri yanlışlar islama ve kur'an'a mal edilemez. Özetle,din hususunda vahye,yani kur'an'a dayalı olmayan ve kur'an dan onay almayan hiçbir şey kabul edilemez,hepsi de reddedilir...Yani kur'an'ın öngördüğü islamda hiçbir sorun yok,ama kur'an'a dayalı olmayan,kur'an dışı bugünkü geleneksel dini anlayışta sorunlar var,ki bu anlayış ve ona dayalı uydurulmuş din kur'an'ın öngördüğü İslam dini ile bir alakası yoktur !!! 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 Arabın uydurması islam Türkleri işte böyle kötülüyor.Yecüc mecüc diyerek bizim soylu Türkleri kötülüyorlar.Cübbeli de bunu onaylayarak söylüyor.Bu Türk düşmanı islama nefretim her geçen gün daha da artıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...