Jump to content

Ilımlı Rektör Nasıl Olunur?


Recommended Posts

Geçen sene rektörlük seçimlerinde 3. sırada olmasına rağmen Cumhur Başkanı Abdullah Gül tarafından olaylı bir şekilde Yıldız Teknik Üniversitesi rektörlüğüne atanan İsmail yüksek çok geçmeden çizgisini göstermeye başladı. Önce türbanlı arkadaşları içeri sokarak ve onları görmezden gelerek icraatına başlamıştı, daha sonra bahar şenliklerinde içki içmeyi yasaklayarak görüşünü iyice belli etti.

Son icraatı da benim de bünyesinde bulunduğum Sanat ve Tasarım fakültesini apar topar Yıldız'dan Davutpaşa kampüsüne taşımaya karar vermek oldu. Hem de üniversitenin açılmasına 2 hafta kala.

Kendisiyle görüşmek için randevu istediğimizde "Cuma namazındayım" diyerek geri çeviren "ılımlı" rektörümüz verdiği bu ani kararla bizleri son derece madur etmiştir.

http://taraf.com.tr/haber/41178.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 124
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İsmail Yüksek kimdir, atanmasında ne gibi siyasi hesaplar vardır bilmem ama ben rektör olsam -ki benim ateist olduğumu biliyorsunuz- ben de başörtülü öğrencileri okula alırdım, bahar şenliklerinde içkiyi de yasaklardım.

Ben üniversite okudum; bahar şenliği "kutlamalarının" nasıl yapıldığına bizzat tanık oldum. Ben bahar şenlikleri kadar rezil, insanı alçaltan başka bir olayı çıplak gözle görmedim. İstemeden şahit olduğum en son bahar şenliğinde otomobil parkından bölüme ulaşmaya çalışırken insanın üretebileceği en seviyesiz "müzik" kulaklarımı tırmalamış, boş bira kutuları ve sarhoş kusmuğu içinden geçip edilebilecek tüm küfürleri etmiştim.

Özgürlüklük kavramından çıkarabildikleri içki içmek ve önüne gelenle düşüp kalkmak olan 19-20 yaşında sıpaların iğrenç hayat tarzlarının benim bilgi edinmek için içinde bulunduğum üniversitede yeri yoktur. Festivaller felan var, gitsinler orada yesinler ne bok yiyorlarsa... Üniversitenin bir ciddiyeti bir saygınlığı vardır; bilimadamı adaylarından da bu saygınlık ve haysiyet beklenir.

---

Başörtülü kızlar cahilliğin kucağında doğmuş, ancak bir şekilde aydınlanma olasılıklarının olduğu üniversiteye girmeye hak kazanmışlardır. Kapımıza kadar gelen kıza tekmeyi basıp kapının önüne koyacağımıza bilimsel düşünceyi aşılamayı denemeliyiz.

Bu foruma dindar gelip din yalanını gören insanlar var... Bunları forumdan kovsaydık böyle bir dönüşüm yaşamayacaklardı.

Başörtülü kızı okuldan atmak demek "kızım sen git evlen, çocuk yap, o çocukları İslama göre büyüt" demektir. Kendini dışlanmış hisseden, hayal kırıklığı yaşayan gencin öfkesi bilenecektir. Bu öfke ile çocuklarını militan yetiştirecektir, zira sistemle hesaplaşma peşindedir. Sistem onun canını yakmıştır, o da intikamını alacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İsmail Yüksek kimdir, atanmasında ne gibi siyasi hesaplar vardır bilmem ama ben rektör olsam -ki benim ateist olduğumu biliyorsunuz- ben de başörtülü öğrencileri okula alırdım, bahar şenliklerinde içkiyi de yasaklardım.

Ben üniversite okudum; bahar şenliği "kutlamalarının" nasıl yapıldığına bizzat tanık oldum. Ben bahar şenlikleri kadar rezil, insanı alçaltan başka bir olayı çıplak gözle görmedim. İstemeden şahit olduğum en son bahar şenliğinde otomobil parkından bölüme ulaşmaya çalışırken insanın üretebileceği en seviyesiz "müzik" kulaklarımı tırmalamış, boş bira kutuları ve sarhoş kusmuğu içinden geçip edilebilecek tüm küfürleri etmiştim.

Özgürlüklük kavramından çıkarabildikleri içki içmek ve önüne gelenle düşüp kalkmak olan 19-20 yaşında sıpaların iğrenç hayat tarzlarının benim bilgi edinmek için içinde bulunduğum üniversitede yeri yoktur. Festivaller felan var, gitsinler orada yesinler ne bok yiyorlarsa... Üniversitenin bir ciddiyeti bir saygınlığı vardır; bilimadamı adaylarından da bu saygınlık ve haysiyet beklenir.

---

Başörtülü kızlar cahilliğin kucağında doğmuş, ancak bir şekilde aydınlanma olasılıklarının olduğu üniversiteye girmeye hak kazanmışlardır. Kapımıza kadar gelen kıza tekmeyi basıp kapının önüne koyacağımıza bilimsel düşünceyi aşılamayı denemeliyiz.

Bu foruma dindar gelip din yalanını gören insanlar var... Bunları forumdan kovsaydık böyle bir dönüşüm yaşamayacaklardı.

Başörtülü kızı okuldan atmak demek "kızım sen git evlen, çocuk yap, o çocukları İslama göre büyüt" demektir. Kendini dışlanmış hisseden, hayal kırıklığı yaşayan gencin öfkesi bilenecektir. Bu öfke ile çocuklarını militan yetiştirecektir, zira sistemle hesaplaşma peşindedir. Sistem onun canını yakmıştır, o da intikamını alacaktır.

1. kısım için şunu söyleyeceğim; bu konuda biraz haksızlık yapıyorsunuz bence. Hele Türkiye'de bu tip faaliyetler yurt dışındaki üniversitelere göre çok daha azken. Üniversite adı üstünde evrensel şehirdir. Öğrencilerin sadece ders görüp çekip gittiği, diploma aldığı bir yer değil. Tabii ki ilk hedefi bilim yuvası olmaktır. Toplumun sorunlara çözüm üretmek, öğrencilere bilimsel sorgulamayı aşılamaktır ama bu yaştaki öğrenciler de çok abartmadan üniverste festivallerinde ve şenliklerde istedikleri müziği dinleyip, alkol alabilmelidirler. Sınırını bildikleri sürece kimse için problem yok. Alkol sattırmamak lazım demek doğru değil

2.Kısım içinse evet dediğin kesinlikle doğru. Bu haksızlık, daha çok bileniyorlar. Ve onu belki de daha çok cahilliğe ve nefrete itiyor bu uygulama.

diyorum ben de senin gibi ama sonra şunu da düşünmeden edemiyorum.

"Türkiye gibi halkın tektipçilikten kurtulumadığı, insanların birbirini ötekileştirdiği, kimsenin birbirini düşünmediği, toplumun demokrasiyi sadece oy vermekten ibaret sanmasından dolayı bu yasağın kalkması bu kez kenar mahallelerde, baskıcı, müslüman bölgelerde yaşan ama türban takmak istemeyen kızları baskı altına alacak bu kez onun haklarına tecavüz olacak"

diyen birine de hak vermemek elde değil.

Sorun Türk toplumunun demokrasiyi sandık çoğulculuğundan ibaret sanması ve muhafazakarlığından gelen tektipçiliği.

Başlık sahibi dostum senin için de üzüldüm, gerçekten son dakika golü yemişsiniz.

tarihinde 1967 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İsmail Yüksek kimdir, atanmasında ne gibi siyasi hesaplar vardır bilmem ama ben rektör olsam -ki benim ateist olduğumu biliyorsunuz- ben de başörtülü öğrencileri okula alırdım, bahar şenliklerinde içkiyi de yasaklardım.

Ben üniversite okudum; bahar şenliği "kutlamalarının" nasıl yapıldığına bizzat tanık oldum. Ben bahar şenlikleri kadar rezil, insanı alçaltan başka bir olayı çıplak gözle görmedim. İstemeden şahit olduğum en son bahar şenliğinde otomobil parkından bölüme ulaşmaya çalışırken insanın üretebileceği en seviyesiz "müzik" kulaklarımı tırmalamış, boş bira kutuları ve sarhoş kusmuğu içinden geçip edilebilecek tüm küfürleri etmiştim.

Özgürlüklük kavramından çıkarabildikleri içki içmek ve önüne gelenle düşüp kalkmak olan 19-20 yaşında sıpaların iğrenç hayat tarzlarının benim bilgi edinmek için içinde bulunduğum üniversitede yeri yoktur. Festivaller felan var, gitsinler orada yesinler ne bok yiyorlarsa... Üniversitenin bir ciddiyeti bir saygınlığı vardır; bilimadamı adaylarından da bu saygınlık ve haysiyet beklenir.

---

Başörtülü kızlar cahilliğin kucağında doğmuş, ancak bir şekilde aydınlanma olasılıklarının olduğu üniversiteye girmeye hak kazanmışlardır. Kapımıza kadar gelen kıza tekmeyi basıp kapının önüne koyacağımıza bilimsel düşünceyi aşılamayı denemeliyiz.

Bu foruma dindar gelip din yalanını gören insanlar var... Bunları forumdan kovsaydık böyle bir dönüşüm yaşamayacaklardı.

Başörtülü kızı okuldan atmak demek "kızım sen git evlen, çocuk yap, o çocukları İslama göre büyüt" demektir. Kendini dışlanmış hisseden, hayal kırıklığı yaşayan gencin öfkesi bilenecektir. Bu öfke ile çocuklarını militan yetiştirecektir, zira sistemle hesaplaşma peşindedir. Sistem onun canını yakmıştır, o da intikamını alacaktır.

Başörtülü öğrencileri ben de olsam içeri alırdım ama bunu tartışmak için konu açmadım. Festivalde çalınan müzikleri müziyen olmama rağmen seviyesiz bulmuyorum, ortalama üniversite gençliğine hitap eden müzikler işte. Klasik müzik çalacak halleri yok ya...

Bu tür festivaller üniversitelere yakışmaz mı?

Üniversite öğrenciliğini fotokopi sırası beklemek, not alıp vermek, ortalamayı yükseltmek için kütüphanede pineklemekten ibaret görenler için evet öyle. Ama bana göre üniversiteler, dört duvar arasında beyine durmadan bilgilerin sokulduğu, sınavlar/verilen ödevlerle aklınızın ..... yerler değildir sadece.

Sahi konumuz neydi?

Tüm Dünya'da sanat okulları metropolün göbeğindeyken ve bunun gerekliliği yasalarca belirlenmişken, ytü sanat ve tasarım fakültesini postalama kararı aldılar. Hem de üniversitenin açılmasına 2 hafta kala, hem de öğrencilerinin büyük çoğunluluğunun sırf diploma var diye ziyaret ettiği ruhu bile olmayan bir kampüse..

tarihinde IFeelGood tarafından düzenlendi
Lütfen sözcüklerimize dikkat edelim.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Valla sizler böyle demokrasi, özgürlük, bilmemne adına türbanı hoş görür de üniversiteye bile sokulmasına izin verirseniz, kampüsünüzü de taşırlar, içkinizi de yasaklarlar, her bir şeyi de yaparlar.

Hala göremiyorsunuz.. Şaşıyorum.. Kimlere özgürlük verdiğinizin farkında bile değilsiniz..

Bu ayrıcalık neden sadece türbana isteniyor, neden bir tek türbanın üstünde duruluyor acaba?

Bu kahrolası yasalar sadece İslam'ın örtüsüne mi düşman da siz de bu tuzağa düşüp "türban üniversiteye girsin" diyorsunuz..

Siz onları özgürleştirirken, onlar sizin en doğal haklarınızı elinizden alıyorlar.

Bravo. Devam edin. Görmeyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yine mi türban tartışması?

Hay senin türbanına.. diyesim geldi.

Hayır efendim, türban tartışması değil bu. Ayrıca konunun başında türbana sen değinmişsin, diğer arkadaşlar da fikir belirtmiş.

Mesele keşke türban kadar basit olsa..

Bağlantıyı kuramıyorsan sana da diyecek bir şey yok zaten.. Devam.

Ama sonra gelip şikayet etmeyin, sızlanmayın.

Onlara bu cesareti verenler sizler gibi düşünenler zaten.

Dilerim çok geç olmadan bunu görürsünüz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuzuyu kurda teslim etmek gibi, demokrat ve özgürlükçülerin en büyük hatası da demokrat kisvesine bürünmüş bağnazlar ve tektipçilere at koşturabilecekleri yaşam alanı oluşturmak olacaktır.

Bir nevi "self destruction" meselesi.

Burası kesin i feel good. Bunu göremeyen aptallar değiliz.

Ama şu konu da var. Tek suçu arapçı bir ülkede doğmak olan, kararlarını kendi veremeyen bir kızın üniversiteye girememesi üzücü. Keşke halkımız türban takanla takmayana aynı mesafede olsa. Kimse birbirine türban takması için "telkin"de bulunmasa. O zaman rahatça her yere girebilirdi türbanlı hanımlar.

tarihinde 1967 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kuzuyu kurda teslim etmek gibi, demokrat ve özgürlükçülerin en büyük hatası da demokrat kisvesine bürünmüş bağnazlar ve tektipçilere at koşturabilecekleri yaşam alanı oluşturmak olacaktır.

Bir nevi "self destruction" meselesi.

Burası kesin i feel good. Bunu göremeyen aptallar değiliz.

Ama şu konu da var. Tek suçu arapçı bir ülkede doğmak olan, kararlarını kendi veremeyen bir kızın üniversiteye girememesi üzücü. Keşke halkımız türban takanla takmayana aynı mesafede olsa. Kimse birbirine türban takması için "telkin"de bulunmasa. O zaman rahatça her yere girebilirdi türbanlı hanımlar.

O kızlar üniversiteye kadar türbansız okuyorlar ama? Lise 3'e giderken de genç, evlilik vakti gelmiş olmuyor mu İslam'a göre?

Neden ille de üniversite? Neden işlerine geldiği gibi yormalarına izin verelim? Bakın, yavaş yavaş bizim en basit özgürlük ve haklarımızı gaspediyor bu insanlar.

O kızlara kimse üniversiteye girmesin demiyor. Okula girerken başını açsın, çıkınca yine örtsün.

İnanın derdi gerçekten okumak olan giriyor ve okuyor. Okulun kuralları belli. Bu kurallar dün konulmuş gibi davranılıyor ve sadece türbana özgürlük isteniyor.

Türbanlı hanımlar her yere rahatça girememeli. Onların diğer insanlardan ne gibi bir üstünlüğü var? Neden bu kurallar onlar için deliniyor? Siz başka simgelere veya kıyafet biçimlerine de özgürlük istendiğini duydunuz mu?

Yapmayın lütfen.. Türbanlıları masum, mazlum, edilgen göstermeyin. Ya da siz öyle olduklarına inanıyorsanız, inanmayın derim.

Masum inançlı insanlar zaten bir yol buluyor ve okuyor. Kimseden bir üstünlükleri olmadığını biliyorlar ve herkes gibi kurallara uyuyorlar.

Üniversitelerde türban için eylem yapan kızların masumiyetine inanmak mümkün değil.

Ama evet, keşke öyle büyütülmeseler, özgür kadınlar olarak yetiştirilseler ve bütün bunlar olmasa..

Bunu bir kadın olarak en çok ben isterdim inanın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İsmail Yüksek kimdir, atanmasında ne gibi siyasi hesaplar vardır bilmem ama ben rektör olsam -ki benim ateist olduğumu biliyorsunuz- ben de başörtülü öğrencileri okula alırdım, bahar şenliklerinde içkiyi de yasaklardım.

Bilgehan,

Bir ateist olarak diyorum ki: Allah senden razı olsun :)

İçki hususunda sana katılmasam da, 'klasik Türk ateistleri korosu'na katılmayı reddetme cesareti gösterdiğin için seni kutlarım.

Erdoğan-Obama'nın korumalarının yumruklaşması meselesini; Amerika'nın uluslararası politik stratejisindeki değişim meselesine yorarak, Tayyip taşlamasına girişen akılcı (!) arkadaşlarımızın bulunduğu bu forumda, böylesi bir muhalefet görmek -haklıdır veya haksızdır- içimi rahatlatıyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hayır efendim, türban tartışması değil bu.

Bence de değil.

Ama sonra gelip şikayet etmeyin, sızlanmayın.

Onlara bu cesareti verenler sizler gibi düşünenler zaten.

Nedense çoğul konuşma ihtiyacı hissediyorsun ama benim görüşüm beni bağlar, tüm fakülteyi veya kampüsü değil, ki zaten çevremdeki öğrencilerin/öğretmenlerin/vatandaşların çoğu türban konusunda benim gibi düşünmüyor.

Bana göre başörtüsüne karşı çıkanların buldukları mazeretler, türban takanların mazeretleri gibi tavukları güldürecek cinsten. İki tarafta da Dünya'nın kültürel olarak farklılaşmış durumunu reddeden "ya beyaz ol ya da yok ol" mantığı hakim . İki tarafında fantaziler/hayaller arasında gidip gelen paranoyak bir durumu var. Aynı zamanda tüm türbanlıları homojen bir yapı olarak görmek de ayrı bir gariplik benim için. Türban takanların hepsinin aynı düşüncede olduğu -"laik düzeni ortadan kaldırmak" diyebiliriz- kabulü karşısında itham ettiği kitleyi tamamen uzlaşmış tek bir kitle gibi kabul etmek anlamına geliyor. Bu zihniyeti de tehlikeli buluyorum ve din elden gidiyor/laiklik elden gidiyor naralarıyla birbirini körükleyen toplulukları hayretle izlemeye devam ediyorum.

Onlara bu cesareti verenler sizler gibi düşünenler zaten.

Ben de bu cesareti sizin gibilerin verdiğini düşünüyorum. Türbanı yasaklayarak dinci zevata özgürlük kelimesini öğrettiniz. Yoksa o kelime lügatlarında yoktu.

tarihinde Nitsuga tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Valla sizler böyle demokrasi, özgürlük, bilmemne adına türbanı hoş görür de üniversiteye bile sokulmasına izin verirseniz, kampüsünüzü de taşırlar, içkinizi de yasaklarlar, her bir şeyi de yaparlar.

Hala göremiyorsunuz.. Şaşıyorum.. Kimlere özgürlük verdiğinizin farkında bile değilsiniz..

Bu ayrıcalık neden sadece türbana isteniyor, neden bir tek türbanın üstünde duruluyor acaba?

Bu kahrolası yasalar sadece İslam'ın örtüsüne mi düşman da siz de bu tuzağa düşüp "türban üniversiteye girsin" diyorsunuz..

Siz onları özgürleştirirken, onlar sizin en doğal haklarınızı elinizden alıyorlar.

Bravo. Devam edin. Görmeyin.

Okadarla kalsa keşke... O değil de üniversite gibi ''özerk'' olması bir yapıda ''yök'' gibi ''kel başa tarak'' bir absürtlüğün varlığı asıl konuşulması gerekendir bence. Ehh, Kenan Evren'e Fahri Doktora veren yurdum akademiasın ''özgürlük ve bilim'' aşkı da fazlasıyla duygulandırmıştı vakt-i zamanında bizleri. Aynı ucube akademianın, bugün türbanı sorunsallaştıranların da başında gelmesi tesadüf olmasa gerekir? Demem şu ki, okulları statükocu bataklığı ve siyasal rant kapısına döndüren kepazelikleri görerek resmin büyüğüne bakmak gerekiyor ki bir konuda haklısınız, sorun türban değil. Yoksa, basit bir değişimle bu sorun herkesi tatmin edecek biçimde çözülebilinir elbette... Sorun şu ki bizlerin türban sorununu da aşan özgürlükçü ve demokrat bir perspektifte daha ileri/bilimsel bir duruşumuz/önerimiz var mı? Daha da yakıcı bir soru: Demokrasi ve özgürlük perspektifi ve talepleri eğitimi geriye mi götürür gerçekten? Dünyanın hangi ülkesi demokrat ve özgürlükçü kriterleri sağlayarak eğitimde geri kalmıştır mesela? Yoksa , itirazlarınız bir tür korku dayatması mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
O kızlar üniversiteye kadar türbansız okuyorlar ama? Lise 3'e giderken de genç, evlilik vakti gelmiş olmuyor mu İslam'a göre?

Neden ille de üniversite? Neden işlerine geldiği gibi yormalarına izin verelim? Bakın, yavaş yavaş bizim en basit özgürlük ve haklarımızı gaspediyor bu insanlar.

O kızlara kimse üniversiteye girmesin demiyor. Okula girerken başını açsın, çıkınca yine örtsün.

İnanın derdi gerçekten okumak olan giriyor ve okuyor. Okulun kuralları belli. Bu kurallar dün konulmuş gibi davranılıyor ve sadece türbana özgürlük isteniyor.

Türbanlı hanımlar her yere rahatça girememeli. Onların diğer insanlardan ne gibi bir üstünlüğü var? Neden bu kurallar onlar için deliniyor? Siz başka simgelere veya kıyafet biçimlerine de özgürlük istendiğini duydunuz mu?

Yapmayın lütfen.. Türbanlıları masum, mazlum, edilgen göstermeyin. Ya da siz öyle olduklarına inanıyorsanız, inanmayın derim.

Masum inançlı insanlar zaten bir yol buluyor ve okuyor. Kimseden bir üstünlükleri olmadığını biliyorlar ve herkes gibi kurallara uyuyorlar.

Üniversitelerde türban için eylem yapan kızların masumiyetine inanmak mümkün değil.

Ama evet, keşke öyle büyütülmeseler, özgür kadınlar olarak yetiştirilseler ve bütün bunlar olmasa..

Bunu bir kadın olarak en çok ben isterdim inanın.

Sevgili IFeelGood,

sana bu konuda katılmam mümkün değil. Türbanlı kızların üniversitelere türbanları ile girmesi kimin hangi hakkını ya da özgürlüğünü ihlal ediyor?!

Bu arada türban yasağı yanlış hatırlamıyorsam 1997 yılına kadar yoktu, yani bu yasaklar dün ortaya çıkmış gibi davrananlar haksız değiller. Okulun kuralları belli deyip geçmek kolay değil. Bir şeyin kural olması onu meşru da yapmaz zaten.

"Türbanlı hanımlar her yere rahatça girememeli. Onların diğer insanlardan ne gibi bir üstünlüğü var?" dediğinde ortaya koyduğun çelişkiyi görememeni de şaşırtıcı buluyorum. Asıl soru türbansızların türbanlılardan ne üstünlüğü var olmalıydı, bu insanlar başkalarında olmayan ekstra bir hak da istemiyorlar, aynı okullarda kep ya da peruk ile türbanlarını gizlemeden okuyabilmek istiyorlar.

Olay türban için eylem yapanlar meselesi de değil, isterlerse o kızlar en militan islamcılar olsunlar, bu bir birey hak ve özgürlükleri meselesidir. Devletin görevi insanlara kılık-kıyafet ya da yaşam tarzı dayatmak değildir. Mesele çağdaşlıksa gerçek çağdaşlık özgürlüktür, insan haklarıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İki karşı kutbun görüşleri farklı olsa da mantıklarının benzer şekilde çalışıyor olması ilginç geliyor bana. İslamcı rektörümüz fakülte önünde otururken bizlere baktığında "kulaklarda küpe, saçlar uzun kesin bunlar dinsiz, imansız komünist/anarşisttirler" diyorsa başka bir rektör türbanlılara baktığında " laik sisteme karşı şeriatçılar" oldukları önyargısına düşüyor.

Sağcı rektör geldiğinde solcular, solcu rektör geldiğinde sağcılar yara alacak ve bu böyle sürüp gidecek. Bu şekilde huzur ve düzen sağlanabileceğini inananlara şaşıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dandik beyinlerin yarattığı dandik sistemin insan ölçme-değerlendirme kriterleri;

1. Eşinin başı açık mı?

Geçen bankaya gittim, çok hanımefendi, çok güzel bir kızla tanıştım. Beni tanıyorsunuz, yazdıklarımdan pozitif ateist olduğumu ayrıca antiteist olduğumu çıkarmanız güç değil. Ben bu kızla evlensem, sistem beni "mürteci" diye damgalayacak, zira kızın başı kapalıydı.

2. İçki içiyor mu?

Benim hayatım boyunca içtiğim içkiyi normalde içki içen bir insan bir gün içinde içebilir. Yani toplamda 3-5 kadeh içki içmişimdir, tüm hayatım boyunca... Son 12-13 yıldır ise bir damla bile içki içmedim. İçkiyi sevmem. Devlet bir kokteyl, bir balo düzenlese ben meyve suyu içerim ve mürteci damgasını yerim.

3. Balolarda dans ediyor mu?

Ben dansemeyi sevmem. Oturup konuşmayı severim. Hatırladığım en son dansı ilkokul mezuniyetinde etmiştim. Asosyal, antisosyal, nerd tabir edilen tiplerden değilim. Ama dans etmeyi sevmem. Oysa ki devletimiz modern bireylerinden dans etmesini bekliyor, benim gibiler mürteci!

4. Atatürkçü mü?

Ben Atatürk'ü severim ama Atatürkçü değilim; Atatürk'ün altı ilkesinden benimsemediklerim var. Ofisime vs. Atatürk resmi asmam, Atatürk rozeti felan takmam. Ben ülkemi seviyorum; ilerlesin, gelişsin, gönenç içinde olsun isterim. Ancak bunun -örneğin- devletçilikle, devrimcilikle olmayacağını düşünüyorum. Atatürkçü olmadığım için sistem beni mürteci diye damgalayabilir.

---

Görüldüğü üzere dandik sistemin kriterleri benim gibi ateist bir adamı bile mürteci diye damgalayabiliyor.

Gerçek mürteciler vardır ve tehlikelidirler. Ancak bunları tespit etmenin yolu bu yüzeysel kriterler değildir.

---

Devletin başında AKP değil de başka görüşten bir ekip olsaydı, örneğin CHP olsaydı, CHP'nin rektör diye atadığı adamı pek sevecektiniz. Ben yine sevmeyecektim.

Ben devletin haddini bilmesini ve üzerine vazife olmayan şeylere burnunu sokmamasını istiyorum. Devlet yaşam tarzı belirleyemez, devlet üniversitede ne okutulacak, kim ne giyecek, kim nasıl müzik dinleyecek, ne okuyacak karışamaz.

Devlet insanlar için kurulur ve insana göre şekillendirilir. Çeşit çeşit, şekil şekil insan oluğu için devlet hiç birine benzeyemez, hiç birinin yaşam tarzını diğerine dayatamaz.

Bazıları bu konuda tuzağa düşüyor; işlerine gelen bir zorbalık olduğunda alkış tutuyorlar. Ben de başörtüsünü sevmiyorum, ama bu benim kişisel görüşüm. Benim kişisel görüşümü yasa diye uygularlarsa karşı çıkarım, zira herkes benim gibi olmak, benim gibi düşünmek zorunda değil.

Zorbalığın her türlüsüne karşı çıkmayı başardığımız zaman insan olacağız. Seçme hassasiyetlerle insan olunmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İki karşı kutbun görüşleri farklı olsa da mantıklarının benzer şekilde çalışıyor olması ilginç geliyor bana. İslamcı rektörümüz fakülte önünde otururken bizlere baktığında "kulaklarda küpe, saçlar uzun kesin bunlar dinsiz, imansız komünist/anarşisttirler" diyorsa başka bir rektör türbanlılara baktığında " laik sisteme karşı şeriatçılar" oldukları önyargısına düşüyor.

Sağcı rektör geldiğinde solcular, solcu rektör geldiğinde sağcılar yara alacak ve bu böyle sürüp gidecek. Bu şekilde huzur ve düzen sağlanabileceğini inananlara şaşıyorum.

İki taraf da devleti tarafsız bir hakem değil doğru gördükleri hayat tarzının herkese dayatıldığını görmek isteyen devletçiler, sorun oradan çıkıyor. Sana ve Bilgehan'a katılıyorum Nitsuga.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kılık kıyafete getirilen sınırlandırmalar içinde, türban da var. Biz türban diyoruz ama türban diye özellikle belirtilmemiş. Dini semboller yasak. Yani papaz kıyafetiyle de giremezsiniz, bikiniyle de, çok absürd bir başka kıyafetle de.

Sizler dincilerin oyununa geliyor, türbanda takılıp kalıyorsunuz. Harikasınız!

Sevgili Astur,

Türbanlıya neden ayrıcalık tanınsın derken kastettiğim buydu. Ben bir damla dahi içki içmem, içilmesini de kişisel olarak hiç istemem ama yasaklamam, yasaklayana da tepki gösteririm.

Bu konuda Bilgehan gibi düşünmüyorum mesela..

Gençlerin bu tür aşırılıklarını hoş görmeden yanayım çünkü bu sadece bir dönem. Okulda verilen bir partide, bir festivalde filan kırk yılda bir yapılan bu "rezalet", devamlılığı olan bir durum değil. O çocuklar okulda her gün içki mi içiyor da bu kadar abartılıyor?

Bunun ateist olmakla ilgisi yok. Kimse benim kadar içki düşmanı olmasın....

Bilgehan,

Lüzumsuz çıkarımlarda bulunmuşsun. Senin düşüncelerin özgün, farklı filan değil. Kimse seni mürteci diye damgalamaz içki içmediğin, dans etmediğin, Atatürkçü olmadığın için. Türban konusunda ise hemen bütün ateistler senin gibi düşünüyor. "Özgürlükçü..." Ama nedense sadece türbana karşı bu kadar özgürlükçü.. İçkiyi yasaklarım diyorsun, türbana hoşgörüyü gösteriyorsun. Sen sanırım bu ülkede olup bitenleri bilmiyorsun.

Her köşede, başı türbanlı minicik kız çocukları türedi son yıllarda. Haber vereyim dedim...

Ben kişisel olarak asla ve kat'a türban özgürlüğünü desteklemiyorum. İsteyen istediği yerde taksın türbanını, çarşafını giysin.. Beni hiç ilgilendirmez.

Ben türbanlı, sarıklı cübbeli yobazların üniversiteye kanunların izin vermesiyle birlikte girmeye başladıktan sonra mini etekli, şortlu kızların kısa zaman sonra bacaklarının jiletleneceğini biliyorum. Bunu yıllardır gördük. Oruç tutmayan insanların hala dövüldüğü, gözle taciz edildiği bir ülkede dincilik almış başını gitmiş, siz kalkmış hak ve özgürlük teraneleri okuyorsunuz..

Bilim dergilerinden Darwin'in resimlerinin kaldırıldığını, Tübitak'da evrimci bilimcşilerin baskıyla istifaya zorlandığı ve sürüldüğü bir ülke oldu burası. Çok değil, birkaç ay önce.

Aklınızı başınıza alın.

Ben sizi hala tebrik ediyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kılık kıyafete getirilen sınırlandırmalar içinde, türban da var. Biz türban diyoruz ama türban diye özellikle belirtilmemiş. Dini semboller yasak. Yani papaz kıyafetiyle de giremezsiniz, bikiniyle de, çok absürd bir başka kıyafetle de.

Sizler dincilerin oyununa geliyor, türbanda takılıp kalıyorsunuz. Harikasınız!

Sevgili Astur,

Türbanlıya neden ayrıcalık tanınsın derken kastettiğim buydu. Ben bir damla dahi içki içmem, içilmesini de kişisel olarak hiç istemem ama yasaklamam, yasaklayana da tepki gösteririm.

Bu konuda Bilgehan gibi düşünmüyorum mesela..

Gençlerin bu tür aşırılıklarını hoş görmeden yanayım çünkü bu sadece bir dönem. Okulda verilen bir partide, bir festivalde filan kırk yılda bir yapılan bu "rezalet", devamlılığı olan bir durum değil. O çocuklar okulda her gün içki mi içiyor da bu kadar abartılıyor?

Bunun ateist olmakla ilgisi yok. Kimse benim kadar içki düşmanı olmasın....

Bilgehan,

Lüzumsuz çıkarımlarda bulunmuşsun. Senin düşüncelerin özgün, farklı filan değil. Kimse seni mürteci diye damgalamaz içki içmediğin, dans etmediğin, Atatürkçü olmadığın için. Türban konusunda ise hemen bütün ateistler senin gibi düşünüyor. "Özgürlükçü..." Ama nedense sadece türbana karşı bu kadar özgürlükçü.. İçkiyi yasaklarım diyorsun, türbana hoşgörüyü gösteriyorsun. Sen sanırım bu ülkede olup bitenleri bilmiyorsun.

Her köşede, başı türbanlı minicik kız çocukları türedi son yıllarda. Haber vereyim dedim...

Ben kişisel olarak asla ve kat'a türban özgürlüğünü desteklemiyorum. İsteyen istediği yerde taksın türbanını, çarşafını giysin.. Beni hiç ilgilendirmez.

Ben türbanlı, sarıklı cübbeli yobazların üniversiteye kanunların izin vermesiyle birlikte girmeye başladıktan sonra mini etekli, şortlu kızların kısa zaman sonra bacaklarının jiletleneceğini biliyorum. Bunu yıllardır gördük. Oruç tutmayan insanların hala dövüldüğü, gözle taciz edildiği bir ülkede dincilik almış başını gitmiş, siz kalkmış hak ve özgürlük teraneleri okuyorsunuz..

Bilim dergilerinden Darwin'in resimlerinin kaldırıldığını, Tübitak'da evrimci bilimcşilerin baskıyla istifaya zorlandığı ve sürüldüğü bir ülke oldu burası. Çok değil, birkaç ay önce.

Aklınızı başınıza alın.

Ben sizi hala tebrik ediyorum...

Katılmamak elde değil.

Sistemattik, bilinçli ateistliğin de muhafazakarlığı kıramadığını bir kez daha anladım.

Üniversitede alkolü yasaklamaya çalışırken, diğer kılık kıyafet konularına değinmeden sadece "türban" için özgürlük istemek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Zorbalığın her türlüsüne karşı çıkmayı başardığımız zaman insan olacağız. Seçme hassasiyetlerle insan olunmaz.

Yazdıklarımı okumamışsınız. Bu yazdıklarımı da okumayacaksınız. Ama yanıt vereceksiniz, okumadığınız o verdiğiniz yanıtlardan belli olacak.

Kendimden alıntı yapmak zorunda bırakmayın beni... Aynı lafları tekrar ettirmeyin ne olur... Yukarıda zorbalık hakkında ne demişim bir okuyun. Sonra yukarıda bu alıntıyı yaptığım yazımı tekrar bir okuyun.

Ben sadece türbana özgürlük isteyen biri değilim. Ben türban sorununun yasaklama ile değil eğitimle çözüleceğine inanan biriyim.

Türban müslüman kızlar için bir indikatör, bir marker, bir damga olarak kullanılıyor. Peki müslüman erkekler için indikatörünüz ne? Colormatik gözlük mü?

Kızları okulun kapısında döndürebiliyorsunuz? Peki aynı kafa yapısında olan erkekleri nasıl eliyorsunuz?

Ben 6 yaşımda, kendi isteğim dışında sünnet edildim. Okula girerken sünnet kontrolü yapılsa idi ailemin tercihlerininin ceremesini ben çekecektim.

Üniversiteye kadar gelen başörtülü kızların çoğu ergenlik yaşlarında bir şekilde örtünmüş sonra bu kimliklerinin parçası haline gelmiş insanlar. Başörtüsünü kolayca çıkartıp atamıyorlar.

---

Başörtülü kızlar okula girmelidirler. Bu bir fırsattır. Eğer argümanlarınıza güveniyorsanız, bu bir fırsattır. Bu kızlar analarının karnından başörtüsü ile çıkmadılar. Bunlara İslam öğretildi, bunlar dezenformasyonla büyütüldü ve bu yüzden kendilerini ikinci sınıf insan gören bir dini benimseyebiliyorlar.

Toplumlar dönüşüm bir anda olmaz. Devrim diye bişey yoktur, toplum evrilir. Kuşaktan kuşağa yaşam tarzları, düşünce biçimleri değişir.

Koyu İslamcı bir ailenin kızı başörtüsü ile okula gelsin, biz bu kıza verebildiğimizi verelim. Ne kadar eğitirsek kârdır, cehaletten ne kadar kurtarabilirsek kârdır. Bu kız belki bir anda açılamaz, kendini rahatsız hisseder, açılmak öyle sandığınız gibi kolay birşey değil. Ama bu kız evlenip çoluk couğa karıştığı zaman o çocukların başını örtmez. Hiç bir düşünce, hiç bir din yasaklama ile bir anda ortadan kalkmaz. Bu düşünceye, bu dine karşı elinizde doğru düzgün argüman varsa ortaya koyarsınız, toplumsal evrimin yönüne bir katkıda bulunursunuz. Okula eğitim için gelmiş türbanlı kız çölde susuz kalmış insan gibidir. Senin dudakların kuru diye bu susuz insana su vermemek insanlık dışıdır.

---

Başörtüsüne karşı yoğun bir tepki gösterildiği için başörtüsü simgeleşti, bayraklaştı. Gurur meselesi haline geldi.

Başörtülü, başörtüsüz her nasıl olurlarsa olsunlar bu ülkenin kızları bizim kızlarımızdır. Bizim vatandaşımızdır.

Bizim sınıfta bir tane başörtülü kız vardı, adı Hilal. Okula başladığımızda başörtüsü serbestti. Sonra yasak geldi. Bazı derslerde hocalar başörtüsünün yasak olduğunu söylemeye başladılar. Uyarılar başladı. Başörtülü kızlar sınıfta herkesin ortasında rencide edildi.

Ben Hilal'in gözyaşlarını gördüm. Ben, Hilal'in herbir gözyaşı için bu sistemi bin kere yıkarım. Yerin dibine batsın Hilal'i ağlatan düzen.

Hilal fesat çıkartan biri değildi. Kendi halinde masum bir kızdı. Çalışkandı, akıllıydı.

Hilal'ı ağlattılar, kalbini kırdılar. Hilal'in alınmadığı hiçbir derse ben de girmedim. Sadece Hilal'in derse girmesine izin veren hocaların dersine girdim. Bu yüzden bazı derslerden kaldım.

Başörtülü kızlar öcü değildir. Siz de İslamcı bir ailede doğup kendinizi tesettür içinde bulabilirdiniz. Belki içinde bulunduğunuz durumu farkederdiniz ama başörtüsünden kurtulmak öyle kolay değildir. Başörtülü kızlarla bizzat, arkadaş ortamında konuştum. Onlar için başörtüsünü çıkarmak, benim için okula pantolonsuz gelmem gibi birşey. Onların giyiniklik anlayışları farklı.

Biliyorum; siz dar pantolon giyen, sokakta öpüşen türbanlı kızları örnek gösterip, bunların marifeti bu diyeceksiniz. Ama başörtülülerin geneli böyle değil. Bunu bizzat ben biliyorum.

Bu ülkede başörtülü kızlara "fahişe" bile denildi. Bu kızlar evlerinde baskı görüyorlar. Okula geliyorlar, sınıfta rezil ediliyorlar, okul kapısından çevriliyorlar. Sonra kendini aydın diye yutturmayı başarmış bir takım rezil herifler bunlara fahişe diyor.

Sonra bir de utanmadan bu kızlardan topluma entegre olmaları beklemiyor. Bu kızlar bu şekilde topluma entegre olmazlar, başörtüsü yasağı toplumsal kaynaşmayı değil kamplaşmayı getirir.

---

Ben başörtüsünü emreden dinin savunmasını yapmıyorum. Ancak insanları bu dinden kurtarmanın tek yolunun adam akıllı bir eğitim ile sağlanacak toplumsal dönüşüm olduğunu düşünüyorum. Tek yol evrimdir. Kültürel evrim mimlerin seçilimi mekanizması ile çalışır. Mimleri insanlar seçer. Güzel mimler üretin, savaş ve düşmanlık üretmeyin ki iyi niyetli olduğunuzu anlayalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Katılmamak elde değil.

Sistemattik, bilinçli ateistliğin de muhafazakarlığı kıramadığını bir kez daha anladım.

Üniversitede alkolü yasaklamaya çalışırken, diğer kılık kıyafet konularına değinmeden sadece "türban" için özgürlük istemek.

Ben sadece türbana özgürlük istemedim. Benim hangi yazımdan, hangi tümcenden çıkardın bunu?

Ateist olunca alkol dostu olmak gerekmiyor. Alkole tek karşı çıkanlar dinciler değil. Hatta alkol savunucularının insanlık düşmanı olduğunu düşünüyorum. Ben genel bir yasaktan bahsetmiyorum. İlgili yazımı okuyup neden bahsettiğimi anlamaya çalışın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...