Jump to content

Allah'ın yapamayacağı şeyler!


Recommended Posts

Just now, akılsızşuursuzatom said:

hz.aişenin  yaşı  17-18 dir  zaten  ablasınin  yaşı  ve  10  yaş  küçük  olması  ve  peygamberin  ölümü  sonrası  yaşadığı  süre  buna  delalettir. 

 

Yok, 9'dur, kendisi de, çevresindekiler de 9 demiş. Senin bu Aişe'nin yaşını 17-18'e çıkarmak için yalan üstüne yalan söylemeye iten neden ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 343
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Yok, 9'dur, kendisi de, çevresindekiler de 9 demiş. Senin bu Aişe'nin yaşını 17-18'e çıkarmak için yalan üstüne yalan söylemeye iten neden ne?

yalan soyleme  amaci  gutmuyoru.Amacim  bildigimi  aktarmak. 

tarihinde akılsızşuursuzatom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Yanlış biliyorsun, doğrusu gösterildiği halde yanlışta ısrar etmek yalan söylemektir.

islami  sitelerden yazı  makale  okudunuz  mu  bununla ilgili  veya  ankara  ilahiyat  gibi  okullarin  sitelerinden çalışma  orada  böyle  tek  bir  rivayete  bakıp değerlendirme  olmuyor  ki  öyle  olmalı. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, akılsızşuursuzatom said:

islami  sitelerden yazı  makale  okudunuz  mu  bununla ilgili  veya  ankara  ilahiyat  gibi  okullarin  sitelerinden çalışma  orada  böyle  tek  bir  rivayete  bakıp değerlendirme  olmuyor  ki  öyle  olmalı. 

 

İslami sitedeki geri zekalıların ne yazdıklarını neden okuyayım ki, bu dinin asıl kaynakları varken? Taberi, Buhari, Vakıdi, Müslüm, Tırmızi vs. varken bu İslami site şarlatanlarını kim şeyine takar? Bu İslami sitelerde yazan adamlarda zeka olsa müslüman kalmazlardı.

 

Sen neden asıl kaynakları okumak yerine bu şarlatanların ağzına bakıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

İslami sitedeki geri zekalıların ne yazdıklarını neden okuyayım ki, bu dinin asıl kaynakları varken? Taberi, Buhari, Vakıdi, Müslüm, Tırmızi vs. varken bu İslami site şarlatanlarını kim şeyine takar? Bu İslami sitelerde yazan adamlarda zeka olsa müslüman kalmazlardı.

 

Sen neden asıl kaynakları okumak yerine bu şarlatanların ağzına bakıyorsun?

oralarda da  asıl  kaynaklar veriliyor  sadece  aralarindaki  irtibatı  anlayamayabiliriz  diye  daha  derli  toplu  ve  açıklamalı  şekilde  okumaya  çalıştım  yalnızca. Yoksa  2 hadis  gördük  hemen  çelişiyor deriz  veya  1 hadis  görürüz  veya  ayet  hemen  bu  yanlış  saçma  deriz  ama  konular  irtibatlar  tam  bilinirse  belki  konu  daha  net  olur.Aslinda  sizin  ben  ne  okuyacağım  ki  demeniz  bile  bir  anlamda  ön  yargıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, akılsızşuursuzatom said:

oralarda da  asıl  kaynaklar veriliyor  sadece  aralarindaki  irtibatı  anlayamayabiliriz  diye  daha  derli  toplu  ve  açıklamalı  şekilde  okumaya  çalıştım  yalnızca. Yoksa  2 hadis  gördük  hemen  çelişiyor deriz  veya  1 hadis  görürüz  veya  ayet  hemen  bu  yanlış  saçma  deriz  ama  konular  irtibatlar  tam  bilinirse  belki  konu  daha  net  olur.Aslinda  sizin  ben  ne  okuyacağım  ki  demeniz  bile  bir  anlamda  ön  yargıdır.

 

Konular arasında irtibat kurmak için bu şarlatanlara ihtiyacım yok, kendi aklım var. 

 

Aişe'nin Muhammed'le evlendiğinde 17-18 yaşında olduğuna dair hadis varsa buyur koy ortaya.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, Yeni Üye said:

Ben inanmamaktan bahsetmedim, düşmanlıktan bahsettim. Söylediklerimin hepsinin Kuranda ve sünnette delili var. Gerekirse yazarız.

 

Lafı hiç dolandırmayayım: Evet, gerekli dikkati göstermeden yazmışım, kusura kalma. Ben sonuna dikkat etmeden, inanmamak olarak algılayarak yazdım bütününü. Yalnız bu, inanmak kısmı ile yazdıklarımı ve aslında genel çehreyi de pek değiştirmiyor.

 

Quote

Ben inanmıyor diye insan yakılmalı diyen bir zihniyete inanmıyorum. Kitabımda müşrik, inançsız, kötü kişilerin sonunun(ahiretinin) iyi olmayacağından bahsediliyor ve ben buna inanıyorum. Terazi koyan ben değilim, yargılayan ben değilim. Ama bunları yapacak olanın merhametine ve kimseye zulmetmeyeceğine güvenim tam.

 

İnançsızlık ayrı bir şey, kötü olmak ayrı. Arkasına kötü kişi de eklenerek mesele dağıtılmaya çalışıyor. İnançsızlık ceza gerektiren bir durum değildir. Vahşi bir kabile reisi ya da egomanyak biri değilseniz eğer. Bu büyük bir açmaz ve arkasında ne kuran, ne de herhangi bir babayiğit duramaz.

 

Quote

Kitaba inanan biziz, müslümanlar ya da müminler, siz değilsiniz. Benim inanmadığım bir kitapta benim inanmadığım bir Tanrının ben öldükten sonra (ahirette) beni ateşe atacağı yazsa, kendi halimle ilgili kalbim mutmainse, bu beni pek te enterese etmez. Keyfime bakarım, nasılsa öldükten sonra vaad edilen bu şeyin olmayacağından eminim. Forumlar kurup bu kitapla ya da bu Tanrıyla uğraşmam. Burada sürekli Tanrıyla uğraşanlarla ilgili gerçek şu ki, kendilerinin de kalbi hallerinden memnun değil. Samimi olsalar, bunu kendilerine ve bize itiraf ederler. Kalplerini mutmain kılacak şeyi ararlar. Ben bir konuda gece gündüz cedelleşsem, sürekli bir şeyi kötülemekle ve çürütmekle uğraşsam, o şeyin beni bu kadar istila etmesi konusunda kendimden şüphe ederim. Olmayan bir şey niye benim hayatımı zehir ediyor? Neden beni kendine bu kadar bağımlı kılıyor? Neden beni rahat bırakmıyor? Yoksa olmadığına bir türlü gerçekten inanamıyorum mu. Evet, inanamıyorsunuz. Yakacağına inandığınız kadar olmadığına inanamıyorsunuz. Ne diyelim, Allah yardımcınız olsun.

 

Bunlar hiçbir amaca hizmet etmeyecek, hiçbir meseleye derman olmayacak afaki niyet okumaları. Kalbi hallerinden memnun değil falan..Böyle şeylere tamah etmek size yakışmıyor. Kimseyi de bağlamaz hani.

 

Bunu daha önce de defalarca kere yazdık; ne demek olmayan bir şey benim hayatımı niye zehir ediyor..?!

 

Ediyor işte! Bütün hayatımızı, yaşantımızı etkiliyor bu durum. Ülkenin genel durumuna, içerisinde bulunduğu rezilliğe bakar mısınız? Hayır, oruç tutmadığı için dayak yiyenleri, dekolte giyindiği için tartaklananları, taciz ve tecavüz edilen sübyanları, ensar vakıflarını, mahalle baskılarını ve resmen cahilliğin pompalandığı bir topluma vesile olmasını..vb..saymadım bile. Sayayım mı onları da?!! Arkadaş bilim teknik denen dergide evrimin adı bile geçmiyor artık. Tübitak çürüdü, ortalığı imam hatipler bastı, daha ne istiyorsunuz!! Böyle bir şeyi nasıl sorarsınız hakikaten!? Bu ülkede şeriat yoksa bile, laikliği de şüpheli durumda, daha ne olsun?! Yozlaşmışlık, rezillik had safhada. Durumun bu hale gelmesindeki en büyük etken ise din denen kurumun varlığı. Güç odakları, insanları manipule etmenin ve koyun sürüsüne çevirmenin en kolay yolu olan din ve dini duyguları sömürmek, din bezirganlığı yapmak sureti ile bunları muvaffak olabiliyorlar. Din olmasa bunlar olmayacak mı peki? Elbette olacak. Ama kesinlikle bu kadar etkili olmayacak, olamayacak. Toplum mühendisliği ve sosyal mühendislik için din denen kurum kullanılamayacak en azından. Ondan daha iyi bir manivela, aparat mı var allasen?!

 

Ayrıca kesinlikle ve kesinlikle inanmıyoruz. Bundan şüpheniz olmasın. Sorun şu ki, sadece bizim inanmamamız yetmiyor. Bunu anlamak o kadar da zor olmasa gerek. Oldu mu acaba?

Benim gördüğüm o ki; her ne kadar ortalamanın üzerinde aklı selim biri dahi olsanız, düşünceleriniz ve inancınızın yetemediği, yetersiz kaldığını gördüğünüz yerde hırçınlaşıyor ve bu bağlamda laf sokmaya başlıyorsunuz. 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

talak  4  te  yanlış  anlaşılan  kısım  adetten  kesilenler  bellidir  henüz adet  olmayanlar  orada  küçük  kızlar  değil  yine  kadındır  yani  adet  zamanı  gelmemiş  kadın  içinde  3  ay  bekleyeceksiniz  diyor. Adet  görmeyenlerin  küçük  kızlar  olduğunu  nerden  çıkardınız?

 

Henüz adet görmemişse bluğ çağına girmediği bi kere kesin. Peki siz büyük kadın olduğunu nerden çıkardınız? Henüz adet görmemiş birisi demekle neyi kasdettiğini, en azından en fazla kaç yaşında olduğunu çok iyi anlamış olmanız lazımdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

henüz  adet  görmemişse  sizin  dediğinize  göre  neden  beklensin  ki  direk  küçük  kızı  alırdı  af edersiniz. 

 

Alıyorlarmış zaten. Arap dünyasında, hele ki o yıllarda yaygın bir durumdur bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

islami  sitelerden yazı  makale  okudunuz  mu  bununla ilgili  veya  ankara  ilahiyat  gibi  okullarin  sitelerinden çalışma  orada  böyle  tek  bir  rivayete  bakıp değerlendirme  olmuyor  ki  öyle  olmalı. 

 

Alıntıları İslami siteden yaptım zaten. Üstelik bilindik malum siteden. Link paylaşmak yasak mı değil mi bilmiyorum. O yüzden paylaşmıyorum. Kendiniz bakabilirsiniz sorularla İslamiyet. Kolay gelsin hocam.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, teflon yazdı:

 

Olmadığını nereden çıkardınız?

Kuranı savunuyorsun bu arada ilginç. Arada boşluğuna mı geliyor nedir(!)

kuranı  savunduğum  doğru  olarak  bildiklerim  yani  ak  olana  ak  demeye  çalışıyorum  bir  konusunu  savunuyorum  şu an  .Adet  görmüş  kadınlar  ve  görmemiş  kadınlar  diyor  

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, teflon yazdı:

 

Soru neydi: Olmadığını nereden çıkardınız?

Sonuç?

mealde bile  açık  birisi  evlenmiş  adet  olmuş  3 gün  5 gün  neyse  kesilmiş  adeti  sonlanmış. Sonra  diyor  ki  adet  olmayanlar; adet  günü  gelmeyen  kadınlar  içinde  iddet  3 ay  diyor. Buradan  nasıl  adet  görmeyen  kızlarla da  evlenilir  anlıyorsunuz  şaşıyorum. Sizin  ki  insan  zayıf  yaratılmıştır: ateist: yoo  şışman  insanlarda  var  espirisine  benzedi.Itiraz  edecegim  diye  karşımızda  açıkça  yazanı  yanlış  anlıyoruz  adeta. (konudan  sapmayıp hakaret  etmeyip konuya  odaklanabilrcek  miyiz  bakalım)

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

mealde bile  açık  birisi  evlenmiş  adet  olmuş  3 gün  5 gün  neyse  kesilmiş  adeti  sonlanmış. Sonra  diyor  ki  adet  olmayanlar; adet  günü  gelmeyen  kadınlar  içinde  iddet  3 ay  diyor. Buradan  nasıl  adet  görmeyen  kızlarla da  evlenilir  anlıyorsunuz  şaşıyorum. Sizin  ki  insan  zayıf  yaratılmıştır: ateist: yoo  şışman  insanlarda  var  espirisine  benzedi.Itiraz  edecegim  diye  karşımızda  açıkça  yazanı  yanlış  anlıyoruz  adeta. (konudan  sapmayıp hakaret  etmeyip konuya  odaklanabilrcek  miyiz  bakalım)

 

  • (1) Mevdudi
    Büluğa ermediği için hayız görmeyen veya bazı nedenler dolayısıyla geç hayız gören ya da çok büyük bir istisna olup da hiç hayız görmeyen kadınlar, hayızdan kesilmiş kadınlar gibi talaktan sonra 3 ay iddet beklerler.
    Kur’an’ın bu açıklamasına göre burada “Mudhale” (kocasıyla gerdeğe girmiş) bir kadının sözkonusu olduğuna dikkat edilmelidir. Çünkü eğer mübaşeret olmasaydı iddet sözkonusu olmazdı. (Bkz. Ahzab: 49) Bu yüzden henüz hayız görmeye başlamamış kızların iddetinin beyan edilmesinden anlaşıldığına göre bu yaştaki kızlarla evlenmek ve kocalarının kendileriyle cinsel ilişkide bulunması caizdir. Dolayısıyla Kur’an’ın caiz gördüğü bir davranışı hiçbir Müslüman’ın yasaklamaya hakkı yoktur.
    - Ebu’l Al’a Mevdudi
    , Tefhimu’l Kuran, Talâk/4
  • (2) Taberi
    Âyet-i kerimede “Hiç adet görmeyenler de böyledir.” buyurulmaktadır. Bundan maksat küçük yaşta evlenen ve zifafa girdikten sonra boşanan kadınlardır. Bunlar adet görmedikleri için iddetleri aylarla ölçülür; bu da üç aydır. Nitekim Süddi, Katade ve Dehhak bu kısmı aynı şekilde izah etmişlerdir.
    - Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Talâk/4
  • (3) İmam Kurtubi
    “İddetleri vaktinde” buyruğu, sözkonusu edilen kadınların kocaları ile gerdeğe girmiş olan kadınlar olmasını gerektirmektedir. Çünkü kendileri ile gerdeğe girilmemiş olan kadınlar yüce Allah’ın “Ey iman edenler! Mü’min kadınları nikahlayıp sonra kendilerine dokunmadan onları boşarsanız sizin için onlar aleyhine sayacağımız bir iddet olmaz” (el-Ahzab, 33/49) buyruğu ile bu kapsamın dışına çıkarılmaktadır.
    - İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 17/417.

“Asla ay hali olmayanlar” ile kastedilen küçük yaştakilerdir. Bunların da iddetleri üç aydır. Buna göre haber hazfedilmiştir. Bu durumdakinin iddetinin ay hesabı ile yapılmasının sebebi bunda adetin olmayışıdır.
- İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 17/437-438.

  • (4) Mukâtil B. Süleyman El-Horasânî
    Bakara Suresi’nde yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
    Boşanan kadınlar kendi kendilerini üç kur’ (yani, üç ay hâli) gözetlerler. (Bakara/228).
    Boşanan kadınların iddeti bu şekilde idi. Ancak Yüce Allah, kocasının kendisi ile gerdeğe girmeden boşadığı kadını bundan istisna ederek Ahzâb Suresi’nde şöyle buyurmaktadır:
    “Ey îmân edenler! Mümin kadınları nikahlayıp sonra kendilerine dokunmadan (yani onlarla cima etmeden) onları boşarsanız sizin için onlar aleyhine sayacağınız bir iddet yoktur. (Ahzâb/49).
    Talâk sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
    Hayızdan kesilmiş (yani yaşlı olduklarından dolayı artık hayız görmeyen) ve (yaşlarının küçüklüğü sebebiyle henüz) hayız görmeyen kadınlarınıza gelince -şüphelendinizse- onların iddeti üç aydır. (Talâk/4)
    Görüldüğü gibi hayız görme yaşına gelmemiş ve kendisi ile gerdeğe girildikten sonra kocası tarafından boşanmış kadının durumu da aynı şekildedir; onun da iddeti üç aydır.
    - Mukâtil B. Süleyman El-Horasânî, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret Yayınları, S. 217-219 – Talâk bahisleri; Kadının İddeti ve İddet Esnasındaki Sükna Hakkı

Fıkıh Kaynakları

  • (1) Camisab Özbek, Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı
    Ayrılma İddeti: Cinsi ilişkiden sonra nikahın fesh olunması veya boşanma suretiyle ayrılan kadının beklemesi lazım gelen iddettir. Eğer kadın hamile ise onun iddeti doğurması ile biter. Bu hükmün delili Talâk 4 ayetidir. Eğer hamile değilse ve hayız görüyorsa onun iddeti kocasından ayrıldıktan sonra üç defa temizlenmektir. Bunun delili Bakara/228′dir.
    Eğer kadın bulûğa ermemiş veya hayızdan kesilmiş ise onun iddeti kocasından ayrıldıktan sonra üç aydır. Bunun delili Talâk/4′tür.
    Cinsi ilişkisiz boşanan kadın veya nikâhı fesh olan kadının iddet beklemesi söz konusu değildir. Bunun delili Ahzab/49′dur.
    - Camisab Özbek
    , Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Ravza Yayınları, (4. Cilt, 3. Bölüm), 62. Bölüm, İddet, Ayrılma İddeti
  • (2) İmam Nevevi
    Ayrılma iddeti: Koca hayatta iken nikahın feshi veya boşama sebebi ile karısından ayrılmasına bağlı olan iddettir. Bu iddet cinsel ilişkiden sonra veya erkeğin menisini karısının rahmine akıttıktan sonra meydana gelen ayrılma ile vacib olan iddettir.
    (…)
    Hayız görmemiş hür olan küçük yaştaki kadın ile hayız halinden tamamen kesilmiş kadının iddeti hilâl ayı ile üç aydır.
    - İmam Nevevi, Minhac, Kahraman Yayınevi, Nikah, İddet
  • (3) Molla Hüsrev
    Küçüklükten veya yaşlılıktan dolayı hayz görmeyen veya bulûğuna yaş ile hükmedilip hayz görmeyen hür kadın hakkında talâkta iddet üç aydır. Çünkü Allah Teâlâ ,(C.C):
    “Kadınlarınız içinde ay hâli görmekten kesilenler ile henüz ay hâli görmemiş olanlarda eğer şüphe ederseniz onların îddet beklemeleri üç aydır.” buyurmuştur.
    Eğer kadın cima edildi ise üç ay iddet bekler. Çünkü yukarda geçtiği vechle cimâdan önce boşanırsa iddet yoktur.
    - Molla Hüsrev, Gurer ve Dürer, 2. Cilt, 3. Bölüm, İddet Babı
  • (4) İbn Rüşd
    İddetin (Boşanmada Bekleme Süresinin) Çeşitleri:
    Kadın ya hürdür, ya cariyedir. Bunlardan her biri de boşandığı zaman ya kendisiyle gerdeğe girilmiş ya girilmemiştir. Eğer kendisiyle gerdeğe girilmemiş ise bu kadının iddeti yoktur; boşanır boşanmaz evlenebilir. Zira Cenâb-ı Hak “Ey iman etmiş olanlar.. Mümin kadınlarla evlendikten sonra onlarla temas etmeden onları boşadığımzda onların size iddet saymasına lüzum yoktur” buyurmuştur. Eğer kendisiyle gerdeğe girilmiş ise o zaman bu kadın ya adet gören, ya da görmeyen kadınlardandır. Adet görmeyen kadınlar da ya küçüktürler, ya da yaşlı oldukları için artık âdetten kesilmişlerdir. Adet görenler de ya gebedirler, ya normal âdetleri devam eder, ya herhangi bir sebeble kanları kesilmiştir, ya da müstehazedirier.
    - İbn Rüşd Kadı Ebu’l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/75 – Talak, İddetin Çeşitleri

Önemli olan senin, benim ne anladığım değil, hatta ayette ne yazıldığı da o kadar önemli değil, asıl önemli olan bu ayetin insanlığa nasıl sunulduğu. Şurada yüz yıl öncesine kadar insanlar bu kitaba ulaşamıyordu bile, tüm insanlığa gönderildiği iddia edilen kitaptan ortalarda yeteri kadar kopya yoktu. Daha yeni yeni dünya dillerine çevrilip çoğaltılmaya başlandı.

 

1300 yıldır islam alemine yukarıdaki yorumlar ulaştı, hala da bunlar ulaşmaya devam ediyor. Sen istediğin kadar kıçını yırt bu ayet öyle yorumlanmaz diye, 1400 yıldır İslam aleminin %99,999999'una bu ayetin henüz adet görmemiş küçük kızlar hakkında olduğu yorumu ulaşıyor.

 

Şimdi aklı ve mantığı devreye sokalım:

 

Muhammed zamanında adet görmemiş küçük kızlar evlendiriliyor muydu? Evet. 

 

Böyle bir uygulamayı normal gören insanlara "henüz adet görmemiş olanlar" dediğin zaman bu insanlar ne anlar?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

  • (1) Mevdudi
    Büluğa ermediği için hayız görmeyen veya bazı nedenler dolayısıyla geç hayız gören ya da çok büyük bir istisna olup da hiç hayız görmeyen kadınlar, hayızdan kesilmiş kadınlar gibi talaktan sonra 3 ay iddet beklerler.
    Kur’an’ın bu açıklamasına göre burada “Mudhale” (kocasıyla gerdeğe girmiş) bir kadının sözkonusu olduğuna dikkat edilmelidir. Çünkü eğer mübaşeret olmasaydı iddet sözkonusu olmazdı. (Bkz. Ahzab: 49) Bu yüzden henüz hayız görmeye başlamamış kızların iddetinin beyan edilmesinden anlaşıldığına göre bu yaştaki kızlarla evlenmek ve kocalarının kendileriyle cinsel ilişkide bulunması caizdir. Dolayısıyla Kur’an’ın caiz gördüğü bir davranışı hiçbir Müslüman’ın yasaklamaya hakkı yoktur.
    - Ebu’l Al’a Mevdudi
    , Tefhimu’l Kuran, Talâk/4
  • (2) Taberi
    Âyet-i kerimede “Hiç adet görmeyenler de böyledir.” buyurulmaktadır. Bundan maksat küçük yaşta evlenen ve zifafa girdikten sonra boşanan kadınlardır. Bunlar adet görmedikleri için iddetleri aylarla ölçülür; bu da üç aydır. Nitekim Süddi, Katade ve Dehhak bu kısmı aynı şekilde izah etmişlerdir.
    - Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Talâk/4
  • (3) İmam Kurtubi
    “İddetleri vaktinde” buyruğu, sözkonusu edilen kadınların kocaları ile gerdeğe girmiş olan kadınlar olmasını gerektirmektedir. Çünkü kendileri ile gerdeğe girilmemiş olan kadınlar yüce Allah’ın “Ey iman edenler! Mü’min kadınları nikahlayıp sonra kendilerine dokunmadan onları boşarsanız sizin için onlar aleyhine sayacağımız bir iddet olmaz” (el-Ahzab, 33/49) buyruğu ile bu kapsamın dışına çıkarılmaktadır.
    - İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 17/417.

“Asla ay hali olmayanlar” ile kastedilen küçük yaştakilerdir. Bunların da iddetleri üç aydır. Buna göre haber hazfedilmiştir. Bu durumdakinin iddetinin ay hesabı ile yapılmasının sebebi bunda adetin olmayışıdır.
- İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 17/437-438.

  • (4) Mukâtil B. Süleyman El-Horasânî
    Bakara Suresi’nde yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
    Boşanan kadınlar kendi kendilerini üç kur’ (yani, üç ay hâli) gözetlerler. (Bakara/228).
    Boşanan kadınların iddeti bu şekilde idi. Ancak Yüce Allah, kocasının kendisi ile gerdeğe girmeden boşadığı kadını bundan istisna ederek Ahzâb Suresi’nde şöyle buyurmaktadır:
    “Ey îmân edenler! Mümin kadınları nikahlayıp sonra kendilerine dokunmadan (yani onlarla cima etmeden) onları boşarsanız sizin için onlar aleyhine sayacağınız bir iddet yoktur. (Ahzâb/49).
    Talâk sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
    Hayızdan kesilmiş (yani yaşlı olduklarından dolayı artık hayız görmeyen) ve (yaşlarının küçüklüğü sebebiyle henüz) hayız görmeyen kadınlarınıza gelince -şüphelendinizse- onların iddeti üç aydır. (Talâk/4)
    Görüldüğü gibi hayız görme yaşına gelmemiş ve kendisi ile gerdeğe girildikten sonra kocası tarafından boşanmış kadının durumu da aynı şekildedir; onun da iddeti üç aydır.
    - Mukâtil B. Süleyman El-Horasânî, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret Yayınları, S. 217-219 – Talâk bahisleri; Kadının İddeti ve İddet Esnasındaki Sükna Hakkı

Fıkıh Kaynakları

  • (1) Camisab Özbek, Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı
    Ayrılma İddeti: Cinsi ilişkiden sonra nikahın fesh olunması veya boşanma suretiyle ayrılan kadının beklemesi lazım gelen iddettir. Eğer kadın hamile ise onun iddeti doğurması ile biter. Bu hükmün delili Talâk 4 ayetidir. Eğer hamile değilse ve hayız görüyorsa onun iddeti kocasından ayrıldıktan sonra üç defa temizlenmektir. Bunun delili Bakara/228′dir.
    Eğer kadın bulûğa ermemiş veya hayızdan kesilmiş ise onun iddeti kocasından ayrıldıktan sonra üç aydır. Bunun delili Talâk/4′tür.
    Cinsi ilişkisiz boşanan kadın veya nikâhı fesh olan kadının iddet beklemesi söz konusu değildir. Bunun delili Ahzab/49′dur.
    - Camisab Özbek
    , Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, Ravza Yayınları, (4. Cilt, 3. Bölüm), 62. Bölüm, İddet, Ayrılma İddeti
  • (2) İmam Nevevi
    Ayrılma iddeti: Koca hayatta iken nikahın feshi veya boşama sebebi ile karısından ayrılmasına bağlı olan iddettir. Bu iddet cinsel ilişkiden sonra veya erkeğin menisini karısının rahmine akıttıktan sonra meydana gelen ayrılma ile vacib olan iddettir.
    (…)
    Hayız görmemiş hür olan küçük yaştaki kadın ile hayız halinden tamamen kesilmiş kadının iddeti hilâl ayı ile üç aydır.
    - İmam Nevevi, Minhac, Kahraman Yayınevi, Nikah, İddet
  • (3) Molla Hüsrev
    Küçüklükten veya yaşlılıktan dolayı hayz görmeyen veya bulûğuna yaş ile hükmedilip hayz görmeyen hür kadın hakkında talâkta iddet üç aydır. Çünkü Allah Teâlâ ,(C.C):
    “Kadınlarınız içinde ay hâli görmekten kesilenler ile henüz ay hâli görmemiş olanlarda eğer şüphe ederseniz onların îddet beklemeleri üç aydır.” buyurmuştur.
    Eğer kadın cima edildi ise üç ay iddet bekler. Çünkü yukarda geçtiği vechle cimâdan önce boşanırsa iddet yoktur.
    - Molla Hüsrev, Gurer ve Dürer, 2. Cilt, 3. Bölüm, İddet Babı
  • (4) İbn Rüşd
    İddetin (Boşanmada Bekleme Süresinin) Çeşitleri:
    Kadın ya hürdür, ya cariyedir. Bunlardan her biri de boşandığı zaman ya kendisiyle gerdeğe girilmiş ya girilmemiştir. Eğer kendisiyle gerdeğe girilmemiş ise bu kadının iddeti yoktur; boşanır boşanmaz evlenebilir. Zira Cenâb-ı Hak “Ey iman etmiş olanlar.. Mümin kadınlarla evlendikten sonra onlarla temas etmeden onları boşadığımzda onların size iddet saymasına lüzum yoktur” buyurmuştur. Eğer kendisiyle gerdeğe girilmiş ise o zaman bu kadın ya adet gören, ya da görmeyen kadınlardandır. Adet görmeyen kadınlar da ya küçüktürler, ya da yaşlı oldukları için artık âdetten kesilmişlerdir. Adet görenler de ya gebedirler, ya normal âdetleri devam eder, ya herhangi bir sebeble kanları kesilmiştir, ya da müstehazedirier.
    - İbn Rüşd Kadı Ebu’l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/75 – Talak, İddetin Çeşitleri

Önemli olan senin, benim ne anladığım değil, hatta ayette ne yazıldığı da o kadar önemli değil, asıl önemli olan bu ayetin insanlığa nasıl sunulduğu. Şurada yüz yıl öncesine kadar insanlar bu kitaba ulaşamıyordu bile, tüm insanlığa gönderildiği iddia edilen kitaptan ortalarda yeteri kadar kopya yoktu. Daha yeni yeni dünya dillerine çevrilip çoğaltılmaya başlandı.

 

1300 yıldır islam alemine yukarıdaki yorumlar ulaştı, hala da bunlar ulaşmaya devam ediyor. Sen istediğin kadar kıçını yırt bu ayet öyle yorumlanmaz diye, 1400 yıldır İslam aleminin %99,999999'una bu ayetin henüz adet görmemiş küçük kızlar hakkında olduğu yorumu ulaşıyor.

 

Şimdi aklı ve mantığı devreye sokalım:

 

Muhammed zamanında adet görmemiş küçük kızlar evlendiriliyor muydu? Evet. 

 

Böyle bir uygulamayı normal gören insanlara "henüz adet görmemiş olanlar" dediğin zaman bu insanlar ne anlar?

 

 

adet  görmeyip  evlendirilen  kız  çocuğu  kim  Peygamber  döneminde aişe  demeyin  lütfen  adetin  yaşı  da  kişiden  kişiye  değişir  nitekim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

adet  görmeyip  evlendirilen  kız  çocuğu  kim  Peygamber  döneminde aişe  demeyin  lütfen  adetin  yaşı  da  kişiden  kişiye  değişir  nitekim. 

 

Aişe'nin Muhammed'le 9 yaşında evlendiğinde adet görüp görmediği konusunda bilgim yok, onu Muhammed ve Aişe daha iyi bilir. 

 

Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Beni'l-Mustalik'ten Cüveyriye Bintu'l-Hâris, Sâbit İbnu Kays İbni Şemmâs radıyallahu anh'ın hissesine düşmüştü (esaretten kurtulmak için mukâtebe anlaşması yaptı). O, çok güzel bir kadındı, gözde onun için bir hisse vardı (gören göz haz duyardı). Mukâtebe bedelini ödemede yardım talep etmek üzere Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a geldi.

Hz. Aişe devamla der ki: "Cüveyriye kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi (Resûlullah'ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından korktum). Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın da benim onda gördüğüm (güzelliği) göreceğini derhal anladım.

"Ey Allah'ın Resûlü dedi. Ben Hâris'in kızı Cüveyriye'yim. Durumum size meçhul değil. Ben Sâbit İbnu Kays'ın hissesine düştüm. Fakat hürriyetime kavuşmak için onunla mukâtebe yaptım. Size, mukâtebe (bedelini ödemem)de yardım istemek üzere geldim. Resûlullah:

"Sana ondan daha hayırlısını söylesem ne dersin?" buyurdular. Cüveyriye: "O nedir?" dedi.

"Senin yerine mukâtebe ücretini ödeyeyim ve seni zevce olarak alayım?" buyurdular. Cüveyriye de: "Kabul ediyorum!" dedi. (Bunun üzerine, Sabit İbnu Kays'a adam göndererek Cüveyriye'yi ondan talep etti. Sabit: "O senindir, Ey Allah'ın Resûlü! Annem babam sana feda olsun!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm mukâtebe ücretini hemen ödedi. Cüveyriye ile evlendiğini işitince ellerindeki esirleri salıp azad ettiler ve: "Bunlar Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın artık akrabalarıdır (esir olarak tutulamazlar)!" dediler. Hz. Aişe devamla der ki: "Kavmine ondan daha hayırlı bir kadın görmedik; onun sebebiyle Benî Mustalik'ten yüz aile halkı azad olundu."

Ebu Davud, Itk 2, (3931).

 

Kendisinden özgürlüğü için yardım isteyen bir kadına evlilik teklif edecek karakterdeki bir insanın 9 yaşındaki biri ile evlenmesi sana neden garip geliyor, anlamadım. Biraz kendisine saygısı olan, onurlu karakterli bir insan zor durumda kalmış, çaresizce yardım isteyen kadına evlilik teklif eder mi? Kendisini bu kadar alçaltır mı?

 

Şimdi soruyu tekrar oku:

 

Muhammed zamanında adet görmemiş küçük kızlar evlendiriliyor muydu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...