Jump to content

Din ve Demokrasi


Recommended Posts

Soru şu: Din baskı altına alınmaksızın demokrasinin yaşama şansı var mı?

Bu soruyu, ''Laiklik olmadan demokrasi olur mu?'' biçiminde de sorabiliriz aslında.

Malumunuz, Türkiye'de demokrat geçinenler laikliğe dayanamıyor, laik geçinenlerin bir kısmının da dincilerin istismar ettiği mevcut demokrasi üzerinden genel olarak demokrasi kavramına şüpheyle baktıkları ortada.

Bu konuyu tartışmak gerekir.

Benim cevabım açık. Dinin etkili olduğu yerde demokrasi olmaz.

Demokrasi halkın kendi kendini yönetmesidir. Bunu doğrudan da yapabilir seçilmişler üstünden de.

Ama her iki yönelimde de demokrasinin olmazsa olmazı, halkın kendi yönetimini yine kendi iradesiyle sürdürmesidir.

İşte demokrasinin dinle uyuşmadığı temel ayrım da burada yatıyor.

Dinde insanların yaşamı üzerinde o insanların iradesi değil tanrının iradesi hakim kılınıyor.

İnsan iradesini baskılayan veya dışlayan yaklaşımlar demokrasiyi yaşatmaz; bu yüzden ancak dinin etkisi sınırlandıkça demokrasi gelişebilir.

İnsan iradesini sınırlayan tek etken dinden ibaret değil elbette, ama en azgın olanı dindir.

Demokrasi, dinsel tahakküme karşı verilmiş tarihsel bir mücadelenin kazanımıdır.

Bu yüzden günümüzde bazı dincilerin demokrat geçinmesi tarihle dalga geçmektir.

Dinciden demokrat olmaz; zira onlar demokrasiye kendi dinlerini hakim kılmanın bir aracı olmaktan öte anlam vermezler.

Demokrasinin intihar etme özelliği vardır. Onu ortadan kaldırmak isteyenler onu kullanarak iktidara gelebilir.

Fakat bunu engellemenin yolu sadece yargı kararları ve yasaklara indirgenirse ortaya bir tür elitizm çıkacaktır. Bugün Türkiye'de laiklerin içine düştüğü durum budur.

Halbuki demokrasi herşeyden evvel bir kültür sorunudur. Tıpkı laiklik gibi...

Bu yüzden demokrasi kültürü toplum içerisinde de yayılmalıdır. Kuşku yok ki bu da bir aydınlanma mücadelesinin konusu olacaktır.

Bu yüzden dine ilişkin siyasal sınırlamalar yetmez; dinin toplumsal yaşama etkisi de minimuma indirilmeli ve kültür dinden arındırılmalıdır.

İnsanların kendi yaşamlarına yönelik kararlar almak için yüzlerce yıllık kitapların dogmaları yerine kendi düşüncelerine bakması seküler bir kültürel yapıyı gerektirir.

Bu yüzden din karşıtı bir toplumsal mücadele olmadan demokrasiden veya laiklikten bahsetmek tutarsızlıktır.

Dindarlar kendi iradelerini allaha teslim ettikleri ve allahın hükmünü egemen kılmak amacıyla cihad ettikleri için, demokrasiyi onlara vermek demek, kediye ciğer vermek demektir.

Düşünce özgürlüğü isteyenin istediği gibi düşünebilmek ve bunu açıklayabilmek özgürlüğüdür.

Hür düşünce ise dogmalardan arınmış olarak düşünebilmektir.

Hür düşüncenin olmadığı yerde düşünce hürriyeti de yaşatılmaz.

Çünkü hiçbir dogma eleştiriye ve farklı düşüncelere tahammül edemez.

Demokrasi için demokratik bir kültürel yapı, yani hür düşüncenin bireylerde yaygınlaşması gerekir.

Bu da çok açıktır ki dogmaizm karşıtı bir mücadeleyi gerektirir.

Bu yüzden demokrasi seküler bir kavramdır ve dine karşıttır.

Siz ne düşünüyorsunuz?

Demokrasi ve muhafazakarlaşma birlikte yaşayabilir mi?

tarihinde Freddie_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 105
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

'Muhafazakar' ve 'dindar'ı birbirinden ayırmak lazım: Her ne kadar tartışmaya ancak akşam veya yarın devam edebilecek olsam da, bu başlığı gördüğüm için fikrimi belirteyim dedim, demokrasinin dindar bir çoğunlukla beraber varolması, teorik olarak mümkün.

Ama Türkiye'de pratik anlamıyla dindarlık, muhafazakarlıktan ayrıştırılabilir birşey değil. Türkiye'deki mevcut dindarlık algısı, cemaatlerin İslam'a bakışıyla vs. pek mümkün değil gibi duruyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

İslam toplumsal hayata müdahele etmeyip sadece mümin kişinin iç dünyasına tıkıştırılmış bir din olsaydı belki demokrasi ile dindarlık bir oranda barışık olabilirdi; fakat islamın nasıl bir illet olduğu ve herşeye burnunu soktuğu ortadadır.

Zaten dinlerin kendi içlerinde ne kadar demokrasi var ki toplumsal yapıdaki demokrasiyle uyumlu olabilsin?

Yani, bir insan bir yandan toplumsal konularda demokrasiyi benimseyecek ve yaşayacak, kendi iradesini kullanacak ama diğer yandan da başka konularda tanrının iradesine kul olacak. Aslında burada beni cezbeden ana nokta, kişinin kendi iradesine hakim olması ile tanrının iradesine teslim olması arasındaki çelişki. Demokrasiyle uyumlu bir dindar, kendi iradesinin kendi yaşamı üzerindeki en üst belirleyici olduğunu kabul ettiği için değil, yaşamının bazı alanlarında kulu olduğu tanrısı ona serbestiyet verdiği için uyumludur.

Peki bunun kıymeti nedir?

Örneğin, sırf tanrısı yasakladığı için seni öldürmeyen ama tersi emredilmiş olsaydı kafanı kesmeyi denemekte sakınca görmeyecek biri, şu an o yasak nedeniyle bunu yapmıyor diye takdir mi edilecek? Veya bu kişiyle birarada yaşamayı mı savunacağız? Dindarlar demokrasiye ancak dinlerinin izin verdiği kadarıyla yaklaşabilirler ki bunun demokrasinin ana vurgusu olan irade hürriyetiyle çelişkisi ortada. Zira irade hürriyeti için hür düşünebilmek ve farklı düşüncelere tahammül edebilmek gerekir, bu da dogmaların reddine dayanır.

Sen de takdir edersin ki demokrasi sadece seçme hürriyetine saygıdan ibaret değildir kanka.

Bir insan nasıl olur da bir yandan benimle demokratik normlar çerçevesinde saygı içinde ilişki kurup diğer yandan cehennemde yanmayı hak ettiğime inanabilir?

Yakılacak denli fikir suçlusu gördükleri benle, nasıl olacak da benim fikirlerimin hürriyetini de göze alıp demokratik bir yapıda birarada yaşayacaklar?

Olamaz mı? Olur elbette, ama çelişkili bir tutum olur bu.

tarihinde Freddie_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)
din güzel ahlaktır...

demokraside güzel bir yönetim biçimdir...

o yüzden bağdaşır...

sorun olmaz...

Çok detaylı açıkladın, sağol. :lol:

Din, güzel ahlakmış! Demokrasiyle bağdaşırmış!

Madem öyle neden Batı'da kralları bu topraklarda da padişahları en çok dinciler savundu?

Neden yaşamları üzerinde insanların kendilerinin karar vermesi yerine allahın hükümlerinin uygulanmasını istiyor dinciler?

Bu istek temelini kurandan alıyor üstelik. Dincilerin uydurması değil yani.

Neresi uyuyor şimdi din ile demokrasinin?

Demokrasiyle uyan yorumları yapılabilir ama demokrasi dediğim gibi en başta bireyin kendi iradesinin belirleyiciliğine dayanır; yoksa dört yılda bir sandığa gidip oy atmaktan ibaret değildir.

İradesini tasfiye edip tanrının kuklası olmuş insanların demokrasiyi bulunca ne yapacakları bellidir.

''Mikerim hürriyetinizi, allah ne derse o olacak!'' demektedirler.

Hangi dinde insanın iradesi tanrının iradesinden bağımsız davranabiliyor? Bunu hemen günah duvarlarına hapsetmiyor musunuz?

Gerçi senin din yorumun fazlasıyla garip. Belki işi kitabına uydurmuşsundur ama ben 'normal' müslümanlara soruyorum özellikle.

tarihinde Freddie_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

din güzel dogru uygun ne varsa onu alın yapın uygulayın der...

kötü çirkin haksız yanlış ne varsa uzak durun der...

demokrasi ne güzel bir yönetim biçimi...

neden dinle sorun olsun ki...

onunla sorunu olanlar bence dinin amacını doğru anlayamamış olanlardır...

Link to post
Sitelerde Paylaş
HAHHAHAHHA

Bize "demokrasi" dersi vermeye gelene bakın!!!

Bu yoksa tarihte gelmiş geçmiş en kanlı DİKTATÖR Stalin için "saygı duyarım büyük adamdır" diyen freddie değil mi?????

Hahaha, stalin'e laf atana bakın hele: Bu yoksa tarihin gördüğü en sapık diktatörlerden biri Kenan Evren'i açıkça, hemi de daha bugün desteklemedi mi? :crazy: :crazy:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hahaha, stalin'e laf atana bakın hele: Bu yoksa tarihin gördüğü en sapık diktatörlerden biri Kenan Evren'i açıkça, hemi de daha bugün desteklemedi mi? :crazy: :crazy:

Ewet Kenan Evren 20.000.000 insan öldürdü ki 4 milyonu tahılları ellerinden zorla alınarak açlığa mahkum edilerek. Ölene kadar 30 sene koltuğu bırakmadı. İktidarını sağlamlaştırmak için kendi devrimci silah arkadaşlarını bile işkenceyle "suçlarını" itiraf ettirip idam ettirdi. Ewet hakkaten "tarihin gördüğü en sapık diktatörlerden biri".

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dini kontrol altına almakta fayda vardır. Yok sayarsak ülke insanları rejim düşmanı, kanlı katilli tarikatlara dadanabilirler. O yüzden dini yok sayıp toplum dışı etmek hepimizin huzurunu kaçırır, gelecek nesli elden kaçırırız ve bugünlerimiz tehdit edilir, yarınlarımız ise meçhule gider. Tüm dinler kontrol altına alınmalıdır devlet kontrolü altına.

Dini yok sayarsanız o da bizi yok sayar. İllegal yapılanmalara giderler ki bugün bile hala illegal dini yapılanmalar ve terör örgütleri vardır demek ki tam kontrol altına alınamıyor.

Kutsallıkla terörizm aynı yerde bulunmamalı. Kutsal terörizm adı altında işlenen cinayetler kesin ve kesinkez din kılıfı altında işlenen siyasi cinayetlerdir.

Gençleri bundan uzak tutmanın yollarını bulmalıyız bunun da en önemli ve pratik yolu dini kontrolize etmek ve illegal durumlara pay vermemektir. Bir kasa elma içinde sağlam elmaların yanında çürük elmalar da bulunabilir mühim olan çürükleri ayrı bir yere koyup sağlam elmaların da çürümesini engellemektir. İşte gençliğin geleceği bu çözüme bağlıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dini kontrol altına almakta fayda vardır. Yok sayarsak ülke insanları rejim düşmanı, kanlı katilli tarikatlara dadanabilirler. O yüzden dini yok sayıp toplum dışı etmek hepimizin huzurunu kaçırır, gelecek nesli elden kaçırırız ve bugünlerimiz tehdit edilir, yarınlarımız ise meçhule gider. Tüm dinler kontrol altına alınmalıdır devlet kontrolü altına.

Dini yok sayarsanız o da bizi yok sayar. İllegal yapılanmalara giderler ki bugün bile hala illegal dini yapılanmalar ve terör örgütleri vardır demek ki tam kontrol altına alınamıyor.

Kutsallıkla terörizm aynı yerde bulunmamalı. Kutsal terörizm adı altında işlenen cinayetler kesin ve kesinkez din kılıfı altında işlenen siyasi cinayetlerdir.

Gençleri bundan uzak tutmanın yollarını bulmalıyız bunun da en önemli ve pratik yolu dini kontrolize etmek ve illegal durumlara pay vermemektir. Bir kasa elma içinde sağlam elmaların yanında çürük elmalar da bulunabilir mühim olan çürükleri ayrı bir yere koyup sağlam elmaların da çürümesini engellemektir. İşte gençliğin geleceği bu çözüme bağlıdır.

devletin neden din dersi verdiği ve neden din görevlilerini kendisi yetiştirip maaş vardiğinin nedenini anlamaya başladın sanırım...

din hava cıvadır boş iştir safsatadır uğraşmaya değmez demekle olmuyor...

din ile bir toplum uyutulur da ayağa da kaldırılır da...

öyle bir sosyal olguyu yok saymakla onun meydana getireceği selin altında boğulmaktan kurtulamazssınız...

en makul yol onu doğru dürüst anlayıp dinleyip öğrenmek ve öğretmek ve tabiki böylece konrol altına almaktır...

her gün orda burda kendini patlatan adamların çıkmasını önlemek kutsal cihad diye bir sürü abukluklar sergileyenlerin önünü almak için akıllı olmak gerekir...

benim vergimle niye bu adamların maaşı veriliyor demeye devam ettikçe çözümü anlamamakta direniyorsunuz demektir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
devletin neden din dersi verdiği ve neden din görevlilerini kendisi yetiştirip maaş vardiğinin nedenini anlamaya başladın sanırım...

din hava cıvadır boş iştir safsatadır uğraşmaya değmez demekle olmuyor...

din ile bir toplum uyutulur da ayağa da kaldırılır da...

öyle bir sosyal olguyu yok saymakla onun meydana getireceği selin altında boğulmaktan kurtulamazssınız...

en makul yol onu doğru dürüst anlayıp dinleyip öğrenmek ve öğretmek ve tabiki böylece konrol altına almaktır...

her gün orda burda kendini patlatan adamların çıkmasını önlemek kutsal cihad diye bir sürü abukluklar sergileyenlerin önünü almak için akıllı olmak gerekir...

benim vergimle niye bu adamların maaşı veriliyor demeye devam ettikçe çözümü anlamamakta direniyorsunuz demektir...

Beni ne kadar tanıyordunuz forumda da benim sizin iddia ettiğiniz şekilde düşündüğümü kanıtlayacak tek bir yazı getirin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ewet Kenan Evren 20.000.000 insan öldürdü ki 4 milyonu tahılları ellerinden zorla alınarak açlığa mahkum edilerek. Ölene kadar 30 sene koltuğu bırakmadı. İktidarını sağlamlaştırmak için kendi devrimci silah arkadaşlarını bile işkenceyle "suçlarını" itiraf ettirip idam ettirdi. Ewet hakkaten "tarihin gördüğü en sapık diktatörlerden biri".

Bir sübyancıya sapık diyebilmek için kaç çocuğa tecavüz etmesi, tecavüze yeltenmesi kafidir Ludwig? Onlarca insanı darağacına gönderen, 17 yaşında reşit olmayan çocukları astıran, Diyarbekir'de, mamak'ta, metris'teonbinlerce mahkumu akıl almaz işkencelere maruz bırakan; işkenlerde yüzden fazla mahkumu öldürten, 30 bine yakın kişiyi vatandaşlıktan çıkaran, binlerce memuru, işçiyi, eğitimciyi işinden eden, fişleten; koca bir ülkeyi açık hava hapishanesine döndüren bir sapığa sapık demek için 4 milyon kişiyi mi beklemeliydik ördürmesi için? :)

Stalin öldürtünce sapık diktatör, Kenan Evren öldürtünce ''takdir-i ilahi'' mi oluyor :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)
Ewet Kenan Evren 20.000.000 insan öldürdü ki 4 milyonu tahılları ellerinden zorla alınarak açlığa mahkum edilerek. Ölene kadar 30 sene koltuğu bırakmadı. İktidarını sağlamlaştırmak için kendi devrimci silah arkadaşlarını bile işkenceyle "suçlarını" itiraf ettirip idam ettirdi. Ewet hakkaten "tarihin gördüğü en sapık diktatörlerden biri".

Konu hakkında fikrin varsa yaz, yoksa sus.

Seni son gördüğümde ''Stalin'in katliamları''nı tekrarlayıp duruyordun, hala aynı yerdesin.

'Değişmeyen tek şey değişimdir' diye bilirdim ama sen de hiç değişmiyorsun Ludwig.

Senin halini gördükçe diyalektiğin 'herşey değişir' tesbitinden şüphe etmeye başladım.

Ama rahatlayacaksan bir milyonuncu defa söyleyeyim: Stalinci değilim.

tarihinde Freddie_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Stalinci değilmiş!!

Ama Stalin için "saygı duyarım değerli adamdır" demeyi biliyorsun!!

Stalin'in tahıllarını zorla gaspedip açlıktan öldürdüğü köylüler olayına ithafen "gerekirse merkezi planlama gerici bölgelerdeki halkı dize getirmek için bu yöntemle kullanılabilir" demeyi de biliyorsun!!

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Stalinci değilmiş!!

Ama Stalin için "saygı duyarım değerli adamdır" demeyi biliyorsun!!

Stalin'in tahıllarını zorla gaspedip açlıktan öldürdüğü köylüler olayına ithafen "gerekirse merkezi planlama gerici bölgelerdeki halkı dize getirmek için bu yöntemle kullanılabilir" demeyi de biliyorsun!!

Freddie, olm bunları dedin mi cidden la? :)

ludwig hacı, Freddie ciddi değişim gösterdi ilk zamanlara göre, sanmıyorum şimdi bu söylediklerini sahiplensin :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ultra Amerikan uşağı ludwig'ten böyle şeyleri beklerim. Şahsiyet mağduru, salak birisi.

Amerikalıların bile çoğu kendi ülkelerinin yaptığı rezillikleri bunun kadar savunmuyor. Hatta çoğu hiç savunmaz. Türkiye vatandaşı olupta ABD'nin avukatlığına savunan insanlar için hangi sıfatı kullanmamız gerek bilemiyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...