Jump to content

hücrrenin ölüme gitmesi


Recommended Posts

Sevgili tyur,

Hücre iki şekilde ölüme gider.

1) nekroz 2) apoptoz

nekroz, kabaca kontrolsüz hücre ölümüdür. Apoptoz ise bu olayın yani ömrünü tamamlamış hücrenin kontrollü bir şekilde yani yine aynı hücre tarafından öldürülmesidir. Ben sana burada apoptozun daha geniş tanımını yapmayı, mekanizmalarını anlatmayı sorunun cevabına daha uygun görüyorum.

Öncelikle Robbin's Basic Pathology'ye göre tanımı şöyledir : Ölmekte olan hücrelerin kendi çekirdek DNA'larını, nükleer ve sitoplazmik proteinlerini parçalayabilen enzimleri aktifleştirdikleri, sıkı biçimde düzenlenmiş bir intihar programı ile başlatılan bir hücre ölüm yoludur.

Fizyolojik olarak çeşitli durumlarda olabilir.

- Bir organın, canlının gelişiminde, değişiminde yeni hücreleri oluşturabilmek için organizmanın seçtiği bir yoldur.

- Menstrüel siklus sonunda ya da laktasyondan sonra memelerin regresyonunda olabilir.

- otoimmün tepkime yapan lenfositlerin yıkımında

- sitotoksik T lenfositlerin başlattığı hücre ölümünde olabilir.

Bunlar senin sorunu cevaplamak için yeterlidir. Ekstradan birkaç bilgi daha eklemek istiyorum.

Apoptozdaki asıl olay kaspaz enzimlerinin aktifleşmesidir. Bunlar da DNA'yı parçalayan nükleazlar ve muhtemelen nükleoproteinler ile hücre iskeletini parçalayan enzimler aktive olurlar.

Ayrıca apoptozun iki yolağı vardır.

a ) Mitokondriyal Yolak

b ) Ölüm reseptörü yolağı

Bu bilgiler yetmezse son ikisini de açıklayabilirim.

Sevgiler ve saygılar...

tarihinde jayjay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabii açıklarım. Hatta sormak istediğin terim ya da mekanizma varsa da sorarsan açıklarım.

a ) Mitokondriyal yolak (intrensek yolak) : Mitokondri içinde apopitozu başlatan proteinler vardır. Bunlar arasında sitokrom - c ve endojen sitozolik apoptoz inhibitörlerinin agonistleri bulunur. Hücrenin yaşamını sürdürmesi ile ölmesi arasındaki seçim; prototipi Bcl-2 olan ve 20'den çok protein içeren bir protein ailesi tarafından kontrol edilen mitokondrilerin geçirgenlik derecesi tarafından belirlenir. Apopitoz uyarısı başladığında mitokondrilerde sitokrom c ve diğer proteinlerin sitozole geçeceği kanallar açarlar. sitokrom c de diğer kofaktörlerle birlikte kaspaz 9'u aktifletirerek çekirdek parçalanır. (burada daha ayrıntılı reaksiyonlar da var, ama temel olarak bu yeterli). Mitokondriyal yolak apoptoz durumlarının çoğundan sorumludur.

b ) Ölüm reseptörü yolağı (extrensek yolak) : Apoptozu tetikleyen hücre yüzey molekülleri tarafından başlatılır. Bu reseptörlerin prototipi tip I TNF ve Fas'dır (CD95). Bu yolakta kaspaz - 8'ler aktifleştirilir ve birbirlerine bağlanırlar. (birçok hücrede kaspaz-8'ler Mt yolağı da aktifleştirir). İki yolağın birleşmesi hücre için ölümcüldür. Ölüm reseptörü yolağı kendi dokularına tepki veren (otoimmün) lenfositlerin ortadan kaldırımasında ve bazı sitotoksik T lenfositlerin hedef hücreleri ortadan kaldırmasında rol oynar.

Umarım anlatabilmişimdir. Saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

anne karnındaki bebeğin bağışıklık sisteminde de apoptozis mekanizması işletilmektedir. “Bağışıklık sistemimiz tabiattaki bütün mikroorganizma, bitki, hayvan ve insan antijenlerine karşı antikor ve lenfosit üretebilecek kapasitede yaratılmıştır.” Ancak doğumdan önce bebeğin dokuları kendi bağışıklık sistemine tanıtılıyor. Doğumdan sonra sadece yabancı kabul ettiği antijenlere saldırması ve kendi doku antijenlerine saldırmaması için kendi dokularına karşı saldırı potansiyeline sahip bağışıklık (savunma) hücreleri apoptozisle yok ediliyor. Eğer bu yok edilme işlemi tam olarak yapılmaz ve doğumdan sonra bebek kendi dokularını yabancı olarak tanırsa, otoimmün hastalıklar ortaya çıkar.

Netice olarak, anne karnında bebeğin inşâsında görev alan birçok hücreye ilk saatlerden başlayarak hayat boyu devam etmek üzere ‘kendini feda etme kabiliyeti’ bahşedilmiştir. Dolayısıyla, kendini feda eden bu hücreler ve apoptozis mekanizması vücudumuza yerleştirilmeseydi, insan ne anne karnında şekillenebilirdi, ne de doğduktan sonra hayatını devam ettirilebilirdi. Bu durum milletlerin yaşaması için kendini feda eden şehitlerin durumuyla benzerlik arz eder. Bundan dolayı, işlerimizi ve hizmetimizi yaparken şehitlerin fedakârlığını hiç unutmamalıyız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesela bir sinir hücresi insan ömrünün sonuna kadar yaşayabildiği halde, apoptoz ile ölen hücreler neden ölmektedirlerler?

Daha açıkcası aynı DNA yı taşıyan bu hücrelerden biri uzun yaşarken diğeri neden kendini öldürüyor.

Soru sormamı mazur görün çünkü biyolojiyle alakam sadece kişisel meraktan kaynaklanıyor.Düzenli bir eğitim almış değilim.

tarihinde tate tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili tate,

Aynı DNA'yı paylaşıyorlarsa hem görme hücrelerinin hem de koku hücrelerinin hem görüp hem koklaması gerekir. Olaya öyle bakmamalısın. Yukarıda şöyle yazmıştım :

Apoptoz fizyolojik olarak çeşitli durumlarda olabilir.

- Bir organın, canlının gelişiminde, değişiminde yeni hücreleri oluşturabilmek için organizmanın seçtiği bir yoldur.

- Menstrüel siklus sonunda ya da laktasyondan sonra memelerin regresyonunda olabilir.

- otoimmün tepkime yapan lenfositlerin yıkımında

- sitotoksik T lenfositlerin başlattığı hücre ölümünde olabilir.

Yani gördüğün gibi ya yenilenme, tekrar düzenlenme olaylarında ya da bağışıklık sistemi reaksiyonları sonucu hücre apoptoza gidiyor.

Şimdi şöyle bir bilgi vereyim : Koku hücreleri hariç sinir hücreleri yenilenmez ! Dolayısıyla koku hücrelerinde apoptoz vardır. Yani tüm sinir hücrelerinde apoptoz olmaz diyemeyiz.

İstediğin kadar soru sorabilirsin tabii.

Saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...