Jump to content

Gerçek kutsal kitabımız geldi...!


Recommended Posts

VOLKAN BEY KURTULUŞ REÇETESİ BU İNŞALLAHHH...

Allah’ın indinde mümin ile kafiri ayıran tek unsur kişinin hayatta iken Allah’a ulaşmayı dilemesidir. Zannedildiği gibi Allah’a sadece ölümden sonra ulaşılmaz, çünkü öldükten sonra ister kafir, ister mümin olsun, Azrail As ve O’na bağlı melekler tarafından kişinin ruhu Allah’a ulaştırılacaktır. Hal böyle ise, mümin ile kafirin farkı nerededir ?

Fark, ölmeden önce ruhun Allah’a ulaştırılmasındadır.

Müminun 60 da, Allah hak müminlerden bahsediyor.Enfal suresi 1,2,3 ve 4. ayetlerde

hak müminler açıklanırken, “Allah zikredildiğinde onların kalbleri titrer” buyruluyor.Enfal 1-4 ile müminun 60 irtibatlandırıldığında, Allah zikredildiğinde kalbleri titreyenlerin Allah’a yaşarken ulaşmayı dileyenler olduğu anlaşılmaktadır.

İnşikak 6 da ise Allah, Kendisine varmak isteyenlerin nefsleriyle cihad edenler olduğunu ifade buyuruyor. Nefs tezkiyesi yapabilmek için kişinin hayatta olması gerektiğinden, ruhunu Allah’a ulaştıranların bu işlemi yaşarken gerçekleştirdikleride kesinlik kazanmaktadır.

Rum 8 de Allah, insanların çoğunun Kendisine ulaşmayı dilemediği ifade buyuruyor. Herşeyi yaratanın Allah olduğunu ve belirlenmiş bir vadeye kadar bu işlemin devam edeceğeni insanların bunu tefekkür etmeleri gerektiğini ve sonu gelecek olandan herşeye kaadir ve hay olan Allah’a sığınmalarını yani O’na ulaşmalarını buyuruyor.

Allah’a ulaşmak yerine dünyayı tercih edenlerin karşılıkları dünyada ödeniyor Hud 15 e göre. Ama Hud 16 da, ahirette onlar için yaptıklarının karşılığında sadece ateş olduğu ifade ediliyor. Çünkü yaptıkları işler Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için batıl kabul ediliyor ve amelleri boşa gidiyor.

İsyan, bu dünya hatayında iken gerçekleşen bir olgudur. Ahiret hayatında bir isyan söz konusu değildir. Ahiret hayatında hesaplar görülür ve bu hesapların neticesinde ceza veya mükafat vardır yani cennet veya cehennem hayatını yaşamak vardır. Yunus-11 ‘de Allah, dünya hayatında iken Kendisine ulaşmayı istemeyenleri isyanları içinde şaşkın bırakırız buyuruyor.

Ahkaf 29 ve 30 da Peygamber Efendimizi dinleyen cinler, kavimlerine geri döndüklerinde Allah’a ulaştıran kitabı yani Kuranı dinlediklerini anlatıyorlar. O halde, kitap insanların Allah’a ulaşmaları için indirilmiştir. Kitaba muhatap olanlar hayatta olanlar olduğu cihetle, ulaşma talebininde hayatta iken gerçekleşmesi gerekmektedir.

Musa As ın kavminden Allah’a ulaştıranlar olduğu Araf 159 da ifade buyuruluyor. Bunlar Azrail As ve O’na bağlı melekler olamaz. Musa As kavmi insanlardan oluştuğuna göre ve bu insanların içinden Allah’a ulaştıranlar çıktığına göre ulaştırma işleminin onlar hayatta iken gerçekleştirildiğide açıktır.

Sadece Musa As zamanında değil, bütün zaman parçalarında Allah’a ulaşmak isteyen insanları Allah’a yaşarken ulaştıranlar vardır.

Yunus 35 de de Allah’a ulaştıran insanlar olduğundan bahsediliyor.Yaşanılan zaman parçasında Allah’a ulaştıranlar varsa , o zaman Allah’a ulaşmakta söz konusudur.

Allah’a hem dünya hayatında ikendönmek vardır ve hemde öldükten sonra döndürülmek söz konusudur.

Dünya hayatında iken Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, dünya hayatını tercih edenler ve ayetleri idrak edemeyenlerdir.

Hayatta iken Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, derecat açısından kendilerini hüsrana düşürürler, çünkü Allah onların günahları örtmez ve sevaba çevirmez (enfal 29).

Bakara-223 de Müminlerin (ancak hayatta iken) Allah’a ulaşmayı diliyenler olduğu ifade edilmektedir.

İşte ayetler:

23 / MU'MİNUN - 60

Vellezîne yu’tûne mâ âtev ve kulûbuhum veciletun ennehum ilâ rabbihim râciûn(râciûne).

Ve onlar vereceklerini verirler. Onlar, Rab'lerine geri dönenler (ulaşanlar) olduğundan onların kalpleri titrer.

84 / İNŞİKAK - 6

Yâ eyyuhel insânu inneke kâdihun ilâ rabbike kedhan fe mulâkîh(mulâkîhı).

Ey insan! Muhakkak ki sen, Rabbine doğru (yola çıkarak) cehd ile (nefsinle) cihad edersin. Sonunda O'na mülâki olursun (ruhunu Allah'a ilka edersin, ulaştırırsın).

30 / RUM - 8

E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne).

Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkür etmiyorlar mı (düşünmüyorlar mı)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların çoğu, Rab'lerine mülâki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) inkar edenlerdir.

11 / HUD - 15

Men kâne yurîdul hayâted dunyâ ve zînetehâ nuveffi ileyhim a'mâlehum fîhâ ve hum fîhâ lâ yubhasûn(yubhasûne).

Kim dünya hayatını ve onun ziynetini (süsünü) isterse (istedi ise) onların amellerini(n karşılığını) orada, onlara öderiz (veririz). Ve onlara, orada (karşılıkları) eksiltilmez.

11 / HUD - 16

Ulâikellezîne leyse lehum fil âhıreti illen nâr(nâru) ve habita mâ sanaû fîhâ ve bâtılun mâ kânû ya'melûn(ya'melûne).

İşte onlar, onlar için ahirette ateşten başka bir şey yoktur. Ve orada (dünyada) yaptıkları şeyler, heba oldu (boşa gitti). Ve yapmış oldukları şeyler bâtıldır (geçersizdir).

10 / YUNUS - 11

Ve lev yuaccilullâhu lin nâsiş şerresti’câlehum bil hayri le kudiye ileyhim eceluhum, fe nezerullezîne lâ yercûne likâenâ fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Ve eğer Allah onların hayrı acele istemeleri gibi insanlara şerr için acele etseydi, elbette onların ecelleri yerine getirilirdi (kaza edilirdi). Fakat (hayatta iken) Bize ulaşmayı dilemeyen kimseleri, isyanları içinde şaşkın bırakırız.

46 / AHKÂF - 29

Ve iz sarefnâ ileyke neferen minel cinni yestemiûnel kur’ân(kur’âne), fe lemmâ hadarûhu kâlû ensıtû, fe lemmâ kudıye vellev ilâ kavmihim munzirîn(munzirîne).

Cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik, Kur'ân'ı dinlemeleri için. Onun huzuruna geldikleri zaman “Susun, dinleyin!” dediler. Sonra (Kur'ân-ı Kerim okuması) bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.

46 / AHKÂF - 30

Kâlû yâ kavmenâ innâ semî’nâ kitâben unzile min ba’di mûsâ musaddikan li mâ beyne yedeyhi yehdî ilel hakkı ve ilâ tarîkın mustekîm(mustekîmin).

Onlar: “Ey kavmimiz! Muhakkak ki biz, Hz. Musa'dan sonra indirilen, onların elindekini tasdik eden Hakk'a ulaştıran ve Tarîki Mustakîm'e hidayet eden bir kitap dinledik.” dediler.

7 / A'RAF - 159

Ve min kavmi mûsâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn(ya’dilûne).

Ve Musa (A.S)'ın kavminden bir ümmet vardır. Hakk'a hidayet ederler (hidayete ulaştırırlar). Ve onunla (hak ile) adaletle hükmederler.

7 / A'RAF - 181

Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn(ya’dilûne).

Ve yarattıklarımızdan bir ümmet vardır ki, Hakk'a (Allah'a) ulaştırırlar ve onunla adaletle hükmederler.

10 / YUNUS - 35

Kul hel min şurekâikum men yehdî ilel hakk, kulillâhu yehdî lil hakk(hakkı), e fe men yehdî ilel hakkı ehakku en yuttebea em men lâ yehiddî illâ en yuhdâ, fe mâ lekum, keyfe tahkumûn(tahkumûne).

De ki: “Sizin ortaklarınızdan Hakk'a hidayet edecek (ulaştıracak) kimse var mı?” De ki: “Allah, Hakk'a hidayet eder (ulaştırır). Öyleyse Hakk'a hidayet eden (ulaştıran) mı tâbî olunmaya daha lâyıktır (daha çok hak sahibidir) yoksa hidayete erdirilmedikçe, kendisi hidayete eremeyen kimse mi?” Artık size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?

40 / MU'MİN - 38

Ve kâlellezî âmene yâ kavmittebiûni ehdikum sebîler reşâd(reşâdi).

Ve âmenû olan adam şöyle dedi: "Bana tâbî olun ki sizi irşad yoluna ulaştırayım."

2 / BAKARA - 272

Leyse aleyke hudâhum ve lâkinnallâhe yehdî men yeşâu, ve mâ tunfikû min hayrin fe li enfusikum, ve mâ tunfikûne illebtigâe vechillâh(vechillâhi), ve mâ tunfikû min hayrin yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûn(tuzlemûne).

Onların hidayete ermesi senin üzerine (vazife) değildir. Fakat Allah, dilediği kimseyi hidayete erdirir. Ve hayırdan ne infâk ederseniz, işte o sizin kendi nefsiniz içindir. Siz (ey mü'minler), sadece Allah'ın vechini (Zat'ını, Allah'ın Zat'ına ulaşmayı) dileyerek infâk edersiniz (verirsiniz). Ve hayır olarak ne infâk ederseniz, (o) size tamamen ödenir ve siz zulmedilmezsiniz (size haksızlık yapılmaz).

2 / BAKARA - 46

Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).

O (huşû sahipleri) ki; onlar, Rab'lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O'na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.

10 / YUNUS - 7

İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).

Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.

10 / YUNUS - 45

Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).

Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah'a mülâki olmayı (Allah'a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimse(ler) olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah'a ulaştıramadılar).

2 / BAKARA - 223

Nisâukum harsun lekum, fe’tû harsekum ennâ şi’tum ve kaddimû li enfusikum vettekûllâhe va’lemû ennekum mulâkûh(mulâkûhu), ve beşşiril mu’minîn(mu’minîne).

Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın. Kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Ve Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) bilin. Ve mü'minleri müjdele.

Yukarıdaki ayetler çerçevesinde Allah, insanlardan dünya hayatında yaşarlarken serbest iradelerini kullanarak Kendisine ulaşmayı talep etmelerini emretmektedir. Yukarıdaki ayetler bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır ki, Allah’a yaşarken ulaşılmalıdır. Her kim bunu gerçekleştirirse ahirette cennet gidecek ve ebedi orada yaşayacak ve her kimde gerçekleştirmezse cehenneme gidecek ve ebedi orada kalacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 46
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Hımmmmmmmmmm o zaman sadece Allah'a inanmak yeterli değil öylemi insanların çoğu bunları bilmiyor bakın.Bu bana da çok saçma gelmiştir. Ve benim gibi pek çok arkadaşım da bu zamana kadar böyle biliyordu. Pek çok insan da bu yüzden inancını kaybetmiş durumda zaten. Yani bişeyler yerliyerinde değildi.. Şimdi yazdıklarınızı inceleyerek bazı veriler elde etmeyi başladım gibi. Çünkü ben sadece inkar etmiş olmak için etmekten yana değilim aklıma hitab etmeli bazı şeyler. Şimdi bazı şeyler yerine oturmaya başladı.... Ama ben karayenkıl ıda merak edip dinlemek istiyorum bazı güçlerin etkisinde olabilir gibime geliyor ne dersiniz

Link to post
Sitelerde Paylaş

VOLKANN

YA RABBİ...GALU BELADA SANA BÜTÜN İNSAN OĞLU SÖZ VERDİK..İNSAN VE CİN ŞEYTANLARA KUL DEĞİL SANA OLACAIĞIMIZA...ÜFÜRDÜĞÜN RUHU,DİZAYN ETTİĞİN NEFSİ VE TOPRAKTAN HLK ETTİĞİN CESEDİMİ ÖLMEDEN ÖNCE SANA TESLİM ETMEME..YA RABBİ BEN SANA TESLİM OLMAK İSTİYORUM..DİYE KALBEN İNŞALLAH YETERLİİİ.

Link to post
Sitelerde Paylaş

durdu ve volkan! beyler burası ana forum değil o yüzden burada ateistlerden cevap alamazsınız. Burası ateistcafe burada yan başlıklar bulunur. Ana konular ateistforum da tartışılır

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...