Jump to content

Recommended Posts

"Muhakkak O (Kur'an), şerefli bir elçinin getirdiği bir sözdür" (Tekvir, 19)

Bu ayet açıkça Kur'an'ın insan sözü olduğunu söylüyor. Şimdi bazıları, burada "elçi" kelimesine vurgu yapacak. Böyle bir vurgu yapılabilir, ancak bu yeterli olmayacaktır. Değil mi ki Kur'an Tanrı sözüdür, o halde Tanrı bu sözü bir elçinin sözü olarak yazdırmaz! Dolaysız olarak "Benim sözüm" der! Demez mi? Demez, derseniz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 163
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Şimdi 7. yüzyılda arabistanda yaşıyorsun. Okuma yazma bilmediğini iddia ediyorsun. Yirmi küsür senede Allah'tan geldiğini iddia ettiğin bir kitabı parça parça yazarsan;

- Bazen özne-nesne hataları filan olur.

- Bugün ak dediğine yarın kara dersin. Kara dediğin daha hayırlısı olur.

- Arada şeytan senin dediğin laflara laf karıştırır.

- Allah sana salavat eder.

- Evine misafir gelenlerin çok durmaması için ayet yazarsın.

- Evlatlığının karısını elde etmek için birkaç ayet ekleyiverirsin. Evlat edinmek kötü bir şey, Allah saklasın!

- 9 yaşında aldığın kız konusunda dedikodular çıkarsa ayet marifeti ile zinanın kanıtı için 4 şahit istersin.

- Yahudi ve hıristiyanları elde etmek için önce onlar da cennete gidecek dersin. Duruma hakim olunca cehennemlik olurlar.

- Ganimetin beşte birini Allah'a (Muhammed'e?) vermek koşuluyla haramilik yapmak meşrudur.

Neticede olur böyle şeyler...

Yav benim anlamadığım şey şu: Allah oku diyor ilk emrinde, sen de ben okumak bilmem diyorsun. Bana Allah oku dese ve okuma bilmesem gece-gündüz uğraşıp 15 günde öğrenirim lan! Benim kız gönülsüz olmasına rağmen 1.5 ayda söktü okumayı.

tarihinde deregezen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
"Muhakkak O (Kur'an), şerefli bir elçinin getirdiği bir sözdür" (Tekvir, 19)

Bu ayet açıkça Kur'an'ın insan sözü olduğunu söylüyor. Şimdi bazıları, burada "elçi" kelimesine vurgu yapacak. Böyle bir vurgu yapılabilir, ancak bu yeterli olmayacaktır. Değil mi ki Kur'an Tanrı sözüdür, o halde Tanrı bu sözü bir elçinin sözü olarak yazdırmaz! Dolaysız olarak "Benim sözüm" der! Demez mi? Demez, derseniz...

Yoo ben elçiye vurgu yapmayacağım, getirdiği kelimesine vurgu yapacağım.

Eğer ayet söylediği deseydi o zaman sana hak verirdik.

Link to post
Sitelerde Paylaş

19. Verily this is the word of a most honorable Messenger, (A. Yusuf Ali)

19. Ki o, çok değerli bir elçinin sözüdür. (Y. Nuri Öztürk)

19. Daß dies in Wahrheit das (offenbarte) Wort eines edlen Gesandten ist, (almanca, kimin çevirdiği yazmıyor)

19. behold, this [divine writ] is indeed the [inspired] word of a noble apostle, (Muhammed Esed)

Getirmek nerede göremedim ben

19. O (Kur'an), şüphesiz değerli, güçlü ve arşın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür. (Diyanet)

Bu çevirileri yapmanın dini bir sorumluluğu yok mu allasen? Çeviride olmayan şeyleri yazmak günah değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
19. Verily this is the word of a most honorable Messenger, (A. Yusuf Ali)

19. Ki o, çok değerli bir elçinin sözüdür. (Y. Nuri Öztürk)

19. Daß dies in Wahrheit das (offenbarte) Wort eines edlen Gesandten ist, (almanca, kimin çevirdiği yazmıyor)

19. behold, this [divine writ] is indeed the [inspired] word of a noble apostle, (Muhammed Esed)

Getirmek nerede göremedim ben

19. O (Kur'an), şüphesiz değerli, güçlü ve arşın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür. (Diyanet)

Bu çevirileri yapmanın dini bir sorumluluğu yok mu allasen? Çeviride olmayan şeyleri yazmak günah değil mi?

Değil ama parantez içine alınırsa daha iyi olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

inne-hule kavlu resulin kerimin...

Getirdiği lafı filan yok burada. Muhakkak o kerim olan bir resulün kavlidir diyor işte açıkca, arapça bilmek bile gereksiz nerdeyse.. Peygamberin kavli ile denir, aynen o şekilde sözü demek kavl, yani söz. Dahada türkça edersek "Muhakkak o asil/cömert olan elçinin sözüdür." Hepsi bundan ibaret. Getirdi falan filan var mı diye bir sonraki ayete bakmak lazımdır:

Zî kuvvetin ınde zil arşi mekîn.. Zi, sahibi demek, zihayat, zişuur vs. kuvvet kuvvet. mekin ise yüce, büyük.. inde: yanında .. Bu cümlede "Kovvet sahibidir, yüce arşın sahibinin (zil) yanında" olarak çevirlebilir ancak. İki cümle yanyana olunca:

Muhakkak o asil/cömert olan elçinin sözüdür, kuvvet sahibidir, yüce arşı olanın yanında..

Gibi bir şey olur. bunun cümlelerin (ayet) kurgusundaki dilbilgisi olarak incelemek gererikse, ikisi tek bir ayet/cümle halindedir. Meal etmek gerekirse:

Muhakkak ki o yüce arşı olanın yanında kuvvet sahibi olan elçinin sözüdür.

Her durumda bu ayetlerden "getirdiği" filan gibi bir laf çıkmaz. bundan cebrail manası çıkarmaya çıkmakta, kuranı inkardır, zira, melekler insana secde eder, allah yanında kuvvetli filan değillerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayetle ilgili mealler aşağıdaki şekilde... Getirdiği, vahyedildiği gibi kelimeler parantez içinde verilmiş bazı yerlerde, ama Kur'an'ın genelinde biliyoruz ki bu parantezler çokça vardır. Mesela "De ki" paranteze alınır; ki bu olmasa direkt olarak Muhammed'in deyişi olur.

Tekvir, 19'da da benzer bir durum var. Ama pek çok çeviride "getirdiği" sözcüğü kullanılmamış; elçinin sözüdür, Resul'ün kelamıdır, vs. diyor. Diyanet ve Süleyman Ateş meallerinde ise parantezin içine Cebrail giriyor.

İnnehu lekavlu rasûlin kerîm(in)

"O (Kur'an), şüphesiz değerli, güçlü ve arşın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür." (Diyanet Meali)

"Şüphesiz o (Kur'an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sözüdür." (Ali Bulaç)

“Muhakkak o (Kur'an) Kerim bir Resulün getirdiği kelamdır.” (Elmalılı M. Hamdi Yazır-Orijinal Metin)

"Muhakkak O (Kur'an), şerefli bir elçinin getirdiği bir sözdür" (Elmalılı M. Hamdi Yazır-Sadeleştirilmiş)

“Bu, onurlu bir elçinin sözüdür.” (Edip Yüksel)

“(Andolsun bunlara) Ki o, değerli bir elçinin (Cebrail'in) sözüdür.” (Süleyman Ateş)

“Ki o, çok değerli bir elçinin sözüdür.” (Yaşar Nuri Öztürk)

“Şüphesiz o şerefli bir elçinin sözüdür.” (Seyyid Kutub)

“Hiç tartışmasız o (Kur'an), üstün onur sahibi olan bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sözüdür.” (Ebu’l Ala El Mevdudi)

“Şüphe yok ki Kur'an, büyük bir elçinin sözüdür.” (Abdülbaki Gölpınarlı)

“Bakın, bu (ilahi kelam), gerçekten soylu bir elçinin (vahyedilmiş) sözüdür” (Muhammed Esed)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tekvir 23 te olay açığa çıkıyor.

.

Hud 2

Allah’dan başkasına ibadet etmeyin. Ben, size, onun tarafından, cennetle müjdeleyen ve cehennemle korkutan, mürsel bir Peygamberim.

Muslumanları severim ama sunni kıvırtkanlar beni DELİ EDİYORRRRRRRRRRRRR.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Tekvir 23 te olay açığa çıkıyor. Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.

22 - Sizin arkadaşınız asla deli değildir.

23 - Andolsun ki onu, apaçık ufukta görmüştür.

24 - Gaybdan ötürü o, asla suçlu da değildir.

Evet, birileri aynen aklı başında adamlar olarak demişler: Delirdi muhammed..

Onu dediği de cebrail filan değil aslında.. İşte şunlardır ufukta apaçık görülenler: 15 — Andolsun sinenlere, 16 — Akıp akıp yuvalarına girenlere,... Rivayet göre bunlar yaban öküzleridir. Sahabe bunlaırn en olduğu hakkında ittifak edememiştir. Bu apaçık bir delilik olduğu için, akabinde bu ayetler mırıldanılmıştır. Bu uyvasıan girenler hakkında, yıldız, ceylan veya sığır olduğu söylenir ama kimse bilmez nedir bu apaçık ayetler?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Tekvir 23 te olay açığa çıkıyor. Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.

22 - Sizin arkadaşınız asla deli değildir.

23 - Andolsun ki onu, apaçık ufukta görmüştür.

24 - Gaybdan ötürü o, asla suçlu da değildir.

Evet, birileri aynen aklı başında adamlar olarak demişler: Delirdi muhammed..

Onu dediği de cebrail filan değil aslında.. İşte şunlardır ufukta apaçık görülenler: 15 — Andolsun sinenlere, 16 — Akıp akıp yuvalarına girenlere,... Rivayet göre bunlar yaban öküzleridir. Sahabe bunlaırn en olduğu hakkında ittifak edememiştir. Bu apaçık bir delilik olduğu için, akabinde bu ayetler mırıldanılmıştır. Bu uyvasıan girenler hakkında, yıldız, ceylan veya sığır olduğu söylenir ama kimse bilmez nedir bu apaçık ayetler?

Ya arkadaşlar kuran ayetlerini yıllarca okuyarak kelam ve hadis ilmini öğrenen fıkıh ilmine vakıf insanlar yapıyor. Biz biliyoruz ki bazı tefsir kitapları 20 cilt civarında tutuyro. demekki öyle bir ayet okuyup bir satır ayete 1 satır meal durumu kurtarmıyor. aslında fikir yürütmeden önce kuran tefsiri .com falan diyereken azından tefsdirde ne deniyor baksak mantıklı bir yaklaşım olur. mesela tekvir 19 da bahsedilen elçi Hz Cebraildir. Kur'ân, Kerim bir Resûl olan, Cebrail (A.S)'ın ulaştırdığı sözdür. Aslında elbette Kur'ân Allah'ın sözüdür, ama Allah'ın sözünü bizlere ulaştıran Allah ile insanlar arasındaki elçi olan Cebrail (A.S)'dır. Bu ayette onun güvenilir olduğu ve Allahtan aldığı ayete bir şey karıştırmadan güvenilir bir şekilde Peygambere ulaştırdığı vurgulanmakta ve bu konuda bir tereddüt yaşanmasının önüne geçilmek istenmektedir. Yani bilin ki Bu söz benim ama ben bu sözü güvenilir bir elçiyle gönderiyorum.hepsi bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Muhakkak O (Kur'an), şerefli bir elçinin getirdiği bir sözdür" (Tekvir, 19)

Bu ayet açıkça Kur'an'ın insan sözü olduğunu söylüyor. Şimdi bazıları, burada "elçi" kelimesine vurgu yapacak. Böyle bir vurgu yapılabilir, ancak bu yeterli olmayacaktır. Değil mi ki Kur'an Tanrı sözüdür, o halde Tanrı bu sözü bir elçinin sözü olarak yazdırmaz! Dolaysız olarak "Benim sözüm" der! Demez mi? Demez, derseniz...

Elçi diye kastettiği Cebrail... 19, 20, 21 diye bakalım...

19,20,21. O, şüphesiz değerli, güçlü ve arşın sahibi katında itibarlı, orada itaat edilen, güvenilir bir elçinin getirdiği sözdür.

Yani Allah diyormuş ki; Kuran bir sözdür; o sözü getiren "değerli, güçlü ve arşın sahibi katında itibarlı, orada itaat edilen, güvenilir bir elçi"dir. Burada işaret edilen Cebrail.

Farklı bir yorumla o elçiyi Muhammed olarak bile düşünsek yine sözün sahibi olarak Allah işaret ediliyor...

Yani "Değil mi ki Kur'an Tanrı sözüdür, o halde Tanrı bu sözü bir elçinin sözü olarak yazdırmaz! Dolaysız olarak "Benim sözüm" der!" şeklindeki yorum pek geçerli bir yorum değildir.

Kuran komple deli saçmasıdır ama bu ayetlerden direkt bir eleştiri çıkaraılabileceğini sanmıyorum...

Ama dediğim gibi deli saçması işte;

Bakalım sonraki ayetlere;

22.(Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir.

23.Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.

Muhammed deli değilmiş, Cebrail'i görmüş... İyi ki deli değilmiş yani... Bir de deli olsa kim bilir neler görürdü...

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Ya arkadaşlar kuran ayetlerini yıllarca okuyarak kelam ve hadis ilmini öğrenen fıkıh ilmine vakıf insanlar yapıyor.

İyide, bizim bunu yapıp o ilimlere vakıf olmadığımızı nerden çıkarıyorsun?

>> mesela tekvir 19 da bahsedilen elçi Hz Cebraildir. Kur'ân, Kerim bir Resûl olan, Cebrail (A.S)'ın ulaştırdığı sözdür.

İşte o kelam ilmi der ki: Buradan o cebrailin taşıdığı sözdür gibi bir şey çıkaramazsın. "Cebrailin getirdiği sözdür" kelimesi ile "cebrailin sözüdür" arasın, senin de görebildiğin gibi apaçık bir fark var.

Meşhur olan bu görüşe göre, bu ifade ile, Kur´ân´ı, Cibril (a.s)´in indirmesi kastedilmiştir. Buna göre şayet, "Burada, karşımıza, şöyle bir müşkil çıkmaktadır: Allah Teâlâ, Kur´ân´ın, Cebrail (a.s)´in sözü olduğuna yemin etmiştir. Binâenaleyh, bu hususta bizim, Cenâb-ı Hakk´ı tasdik etmemiz gerekir, vacib olur. Şimdi biz eğer, ayetin bu lafızlarını zahiri manaya hamletmenin vacib oluşuna kesinkes hükmetmesek bile, en azından, böyle bir ihtimal vardır. Durum böyle olunca da, bu Kur´ân´ın, Allah´ın kelamı değil de, Cebrail (a.s)´in kelamı olması ihtimali de sabit olur. Cebrail (a.s)´in kelamı olması durumunda ise, Cebrail (a.s)´in onu, Hz. Muhammed (a.s)´e, haşa saptırmak için onu vermesi ihtimali bulunduğu için, mucîz olmaktan çıkar. Bu soruya "Cebrail, saptırmaz ve masumdur" diye cevap da verilemez. Çünkü onun masum olduğunun bilgisi, Hz. Peygamber (s.a.s)*İn doğruluğundan elde edilir. Peygamberin doğruluğu da, Kur´ân´ın muciz oluşuna dayanır. Kur´ân´ın muciz oluşu da, Cebrail (a.s)´in masum oluşuna dayanır. Böylece de devr-i fasit ortaya çıkar. Halbuki devr-i fasit imkansızdır"

Fahreddin er-razi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Ya arkadaşlar kuran ayetlerini yıllarca okuyarak kelam ve hadis ilmini öğrenen fıkıh ilmine vakıf insanlar yapıyor.

İyide, bizim bunu yapıp o ilimlere vakıf olmadığımızı nerden çıkarıyorsun?

>> mesela tekvir 19 da bahsedilen elçi Hz Cebraildir. Kur'ân, Kerim bir Resûl olan, Cebrail (A.S)'ın ulaştırdığı sözdür.

İşte o kelam ilmi der ki: Buradan o cebrailin taşıdığı sözdür gibi bir şey çıkaramazsın. "Cebrailin getirdiği sözdür" kelimesi ile "cebrailin sözüdür" arasın, senin de görebildiğin gibi apaçık bir fark var.

kelam ilminde otorite olmak öyle bir kaç kelam meşhuru okumakla olmaz ki. buna hayatını verenler var.

Osmanlı döneminde bile eşi gösterilemeyecek Elmalılı Hamdi Yazır şöyle diyor;

"Bütün bunlara yemin olsun ki O, (yani olacak dehşetli olayları haber veren bu Kur'ân kuşkusuz bir değerli elçinin, yani yüce Allah katında ikrama layık, saygın bir elçinin getirdiği kelâmdır. Hâkka Sûresi'nde de anlatıldığı üzere burada bu değerli elçiden maksat, Kur'ân'ı Hz. Peygamber (s.a.v)'e getiren Ruh-i Emin Cebrail (a.s)'dir. "Kuşkusuz onu Allah'ın izniyle senin kalbine o indirdi."(Bakara, 2/97)"

Buradan da anlaşılacağı üzere Kuranı indiren elçinin güvenirliği vurgulanmıştır. O konudada sorun yaşayan inmsanlar var çünkü, mesela şöyle diyenler var. Aslında Allah Kuranı Aliye indrecekti cebrail yanlışlıkla HZ.Muhammed(AS)e götürdü. Böylesi saçmalıkların çı9kacağını Allah bildiğinden dolayı olsa gerek Peygamberle arasındaki Elçinin şüphe götürmez bir yerde ytani bizzat Kuranda güvenilirliğini tasdik ediyor. Ayrıca aklım almıyor Allahın yarattığı bir meleği Peygamberine gösteremeyeceğini mi düşünüyor arkadaşım bunun delilikle ne alakası var. Allah yarattığı bir varlığı istediğine istediği saat gösterir. Bunda kimsenin şüphesi olmamalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> kelam ilminde otorite olmak öyle bir kaç kelam meşhuru okumakla olmaz ki. buna hayatını verenler var.

Hala aynı şeyi geveliyorsun. Biz sana otorite olacak kadar o konuların üzerinde uğraştık diyoruz. Sen bizi, hayatında hiç din ilmiyle muhatap olmamış biri sanıyorsun, kendin gibi.

>>> Buradan da anlaşılacağı üzere Kuranı indiren elçinin güvenirliği vurgulanmıştır.

İyide orada kuranı indiren değil, kuranı söyleyen kimseden bahsediliyor. İşte meselede bu. Parantezlerle yamanmış olan getirmek fiili orada olsa, dükkan senin, haklı olacaksın, ama değil. O zaman ortaya kuranın muhammedin sözü olduğundan başka bir şey kalmıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...