Jump to content

İlaç Allah dilerse şifaya vesile olur..


Recommended Posts

Allah�ın tek hakim olduğunu bilen bir insana düşen, yardım edenin, sıkıntıdan kurtaranın yalnızca Allah olduğunu, hastalandığında yalnızca O�nun şifa vereceğini unutmamak, şifaya vesile olacak liaçları kullanırken bu ilaçlara ya da doktorlara özel güç atfetmemek, şifayı doğrudan Allah�tan istemektir. Nitekim iyileştiren ne ilaç ne de doktor değildir. Elbette ki kişi ilaç alacak, doktora gidecek, ama ilacın da doktorun da yalnızca Allah�ın vesile olarak yarattığı varlıklar olduğunu unutmayacaktır.

Öte yandan şu da bir gerçektir ki, ilacı alan kişi mutlaka iyileşilecek diye bir kural yoktur. Nitekim kimi zaman kişi, sağlığına vesile olmasını umduğu bir ilacı alır, ama faydasını göremez. Kimi tedavi bir kişiye yarar sağlamazken, bir başkasına sağlar. Bu da, ilacın kendine has bir gücünün olmadığını, şifanın yalnızca Allah�tan olduğunu gösteren bir durumdur.

Bu gibi örnekler günlük hayatta karşılaşılan diğer pek çok olay için de geçerlidir. Örneğin kişi bazen aynı cümleyi okur, ama hiçbir şey anlayamaz. Bir başka sefer okuduğunda ise cümledeki anlamı kavrayabilir. O zaman da �daha önce nasıl anlayamadım� diye kendine şaşırır. Bunun tek açıklaması vardır; anlamayı sağlayan Allah�tır ve kişi ancak Allah dilediğinde bir şeyi anlayabilir.

Yemek yendiğinde doyma hissini yaratan da Allah�tır. Allah bu hissi yaratmasa, kişi ne kadar yese de doyduğunu hissetmez.

Yapılan sporun beden sağlığına vesile olmasını sağlayan da Allah�tır. Yoksa tek başına spor beden sağlığı için yeterli değildir. Yapılan spor eğer Allah, o sporu beden sağlığına vesile etmeyi takdir ederse fayda sağlar. Allah dilerse kişi yaptığı sporla bedenini sağlıklı ve zinde tutabilir.

Dinlenmeyi sağlayan, uykuyu dinlenmeye vesile kılan da Allah�tır. Kişi dinlenmek amacıyla yatsa da, hiçbir şekilde dinlenememiş olarak kalkabilir. Ancak Allah kişiye rahatlık vermeyi dilerse uykusunu vesile ederek ona rahatlık verir.

Ezberlenen bir şeyi hafızada tutmak da yalnızca Allah�ın izniyle mümkündür. Kişi ezberlediği şeyi ancak Allah�ın dilemesiyle hatırlayabilir. Yoksa ne kadar uğraşırsa uğraşsın unutur.

Güzel bir besteyi kişi kendi kendine besteleyemez. Bütün notaları yaratan, onları biraraya getiren ve kulağa hoş gelen nağmeleri oluşturan Allah�tır. Ancak Allah insana besteyi kendi yapıyormuş hissini verir.

Aynı şekilde, güzel bir yazıyı yazdıran da Allah�tır. Cümleleri akla getiren, kelimelerin biraraya gelip anlam ifade etmelerini sağlayan Allah�tır. Allah dilemese insan anlamlı tek bir cümle dahi yazamaz.

İşte Müslümanlar kendi nefislerinde ve etraflarında gördükleri her şeyi Allah�ın yarattığını bilen insanlardır. Hayatlarının her anında Allah�ın hakimiyetini, inayetini ve gücünü hissederler. Bu güzel sırrı bilmek ve kavramak Müslümanlar için hem çok kıymetli bir nimet hem de büyük bir manevi güçtür. Müslümanların her şeyin Allah�tan olduğunu bilen tavırlarına Allah'In Kuran�da haber verdiği bir örnek, Hz. İbrahim�in şu sözleridir:

"Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur;"

"Bana yediren ve içiren O'dur;"

"Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur;"

"Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur,"

"Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur." (Şuara Suresi, 78-82)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 79
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

miky

bu yazdıkların gülünç şeyler. fıkra anlatsan daha az güleriz.Gazali zamanında ortaya atılan aklı mantığı deneysel bilimi inkar eden argümanlar bunlar.bu düşünceler islam toplumlarına yayıldıkça batmışlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kanser olunca Tanrına dua edersin... "Allah'ım beni iyileştir" diye...

Ama bir kazada kolun kopsa "Allah'ım yeni kol ver" diye dua etmezsin...

İnsan beyni istatistikcidir. Kanser hastalarının tümünün ölmediğini, bazılarının iyileştiğini bilirsin... Yüzde kaçı kurtulur bilmezsin ama kurtulan vardır, onu bilirsin.

Ama kopan bir organın yerine yenisinin çıkmadığını çok iyi bilirsin. "Allah'ım yeni kol ver" şeklinde bir duanın "olmayacak dua" olduğunu çok iyi bilirsin, olmayacak duaya amin demezsin.

---

Bu Allah'ın sahip olduğu lüks kimsede yoktur... Biri hastalanır; ölürse Allah aldı olur, iyileşirse Allah şifa verdi olur, iyileşmez süründürürse "başkalarına ibret, şükür vesilesi" olur... Her halükarda Allah'a bir pay çıkar.

Oysa ki Allah yoktur, hastalıklar doğaldır, tedavileri ve şifaları da doğal mekanizmalarla mümkündür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlacın illa iyileştirecek diye bir durumu yokmuşmuş.. Allah dilerse iyileşirmiş.. Peki bu Allah ilaç kullanılmadan iyileştirse ya?

Hadi buyur radyoaktif madde içeren yiyecekler ye.. İlaç alma bakalım Allah ilaçsız iyileştirecek mi? 

Buyursun Down sendromlu çocukları iyileştirsin.. 

Yemekte doyma hissini Allah yarattıysa, sıçma ve osurmahissinide o yaratmıştır.. O hissi yaratmasaydı sıçacağını anlayamazdın.. :)

Kimse kusura bakmasın böyle konuya en uygun cevap budur.. Ayrıca güzel örneklerdir.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu da, ilacın kendine has bir gücünün olmadığını, şifanın yalnızca Allah�tan olduğunu gösteren bir durumdur.

Madem şifayı ilaç değil Allah veriyor, iyileşen hastaların yüzde kaçı ilaç kullanan hasta, kaçı kullanmayan?

Bu gibi örnekler günlük hayatta karşılaşılan diğer pek çok olay için de geçerlidir. Örneğin kişi bazen aynı cümleyi okur, ama hiçbir şey anlayamaz. Bir başka sefer okuduğunda ise cümledeki anlamı kavrayabilir. O zaman da �daha önce nasıl anlayamadım� diye kendine şaşırır. Bunun tek açıklaması vardır; anlamayı sağlayan Allah�tır ve kişi ancak Allah dilediğinde bir şeyi anlayabilir.

(...)

Ezberlenen bir şeyi hafızada tutmak da yalnızca Allah�ın izniyle mümkündür. Kişi ezberlediği şeyi ancak Allah�ın dilemesiyle hatırlayabilir. Yoksa ne kadar uğraşırsa uğraşsın unutur.

Anlamayı/algılamayı/öğrenmeyi sağlayan Allah'tır. Burdan şu sonucu çıkarabiliriz; bilimsel/teknik buluşların yapılmasına "vesile olan" Allah'tır. O zaman neden müslüman kullarına değil kafirlere vesile olmakta?

Yapılan sporun beden sağlığına vesile olmasını sağlayan da Allah�tır. Yoksa tek başına spor beden sağlığı için yeterli değildir. Yapılan spor eğer Allah, o sporu beden sağlığına vesile etmeyi takdir ederse fayda sağlar. Allah dilerse kişi yaptığı sporla bedenini sağlıklı ve zinde tutabilir.

Güzel bir besteyi kişi kendi kendine besteleyemez. Bütün notaları yaratan, onları biraraya getiren ve kulağa hoş gelen nağmeleri oluşturan Allah�tır. Ancak Allah insana besteyi kendi yapıyormuş hissini verir.

Aynı şekilde, güzel bir yazıyı yazdıran da Allah�tır. Cümleleri akla getiren, kelimelerin biraraya gelip anlam ifade etmelerini sağlayan Allah�tır. Allah dilemese insan anlamlı tek bir cümle dahi yazamaz.

Hangi sporcular daha başarılı, daha çok çalışan, daha iyi imkanları olan mı, daha çok dua eden mi? Temelleri sağlam olmayan, kendisini geliştirmeyen edebiyatçı dua etse ne, etmese ne?

Neden müslümanların bir Mozartı yok arkadaşım?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadın sürekli olarak "cinler geliyor. Beni yanlarına çağırıyor" türünden laflar edince ailesi, bunu Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine götürür. Kadın kendisine verilen ilaçları önce kullanır ardından tedavisini yarım bırakır.

Kızı için hiç bir fedakarlıktan kaçınmayan babası yaklaşık 35-40 km ötesindeki hastane yerine 534 km uzaklıktaki Mardin'den özel bir hoca getirir. Hoca üfler, koklarn, okunmuş su verir ama nafile... Ardından tarikatçı eşi devreye girer, "Benim hocam draha kaliteli" der ve kendisi bir hoca getirir. Bu hocanın kalitesi (!)3 gün önce ortaya çıkar. Kadın önce 2 çocuğunu ardından da kendisini öldürür...

Allah, yeryüzündeki hocaları, imamları, şıhları, şeyhleri, zartları ve bilumum zurtları aracılığıyla en iyi şifayı dağıtır... Çünkü Allah şifa dağıtanların en hayırlısıdır..

tarihinde hallac01 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Pisliğin kaynağı:

http://en.wikipedia.org/wiki/Al-Ghazali

The Incoherence of the Philosophers is famous for proposing and defending the Asharite theory of occasionalism. Ghazali famously claimed that when fire and cotton are placed in contact, the cotton is burned directly by God rather than by the fire, a claim which he defended using logic. He argued that because God is usually seen as rational, rather than arbitrary, his behaviour in normally causing events in the same sequence (ie, what appears to us to be efficient causation) can be understood as a natural outworking of that principle of reason, which we then describe as the laws of nature. Properly speaking, however, these are not laws of nature but laws by which God chooses to govern his own behaviour (his autonomy, in the strict sense) - in other words, his rational will.

----

----

Bu pasajı mecburen ingilizce Wikipedia'da Gazaliyi anlatan kısımdan aldım. Türkçesi karman çorman hale getirilmiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

michaelscoffield,

Allah aklını çalıştırmayanlar üzerine pislik yağdırır diye bir ayet var hatırlatayım.

insanın sağlıklı bir bedene sahip olması kendi yaşam tarzıyla ilgilidir,sorumlusu kendidir.

insanın kaderi,insanın kapasitesidir..mesela uçamaz ya da suyun altında saatlerce nefessiz duramaz..kapasiten dahilinde hayati fonksiyonlarını kullanabilir olman tamamen kendi sorumluluğundadır..sana bir fırsat verilmiş..anlıyo musun?

senin bir inançlı olarak diğer insanlardan farkın,sağlıklı bir fizyolojiye sahip olabilmek için gerekenleri yaptıktan sonra inandığın güce dua etmek olabilir..şükür denen şey aslında fiili duadır yani gereken önlemleri almaktır ama sen bundan bihabersin..

kısa bir süre önce tanıdık biri rutin kalp kontrolü için doktora gitti..yapılan efor testinden sonra bir de anjiyo yapalım size demişler..üstelik tedavisini yapan doktor cok da başarılı bir doktordu..herneyse anjiyo sırasında damarı delindi ve öldü..ki bu cok nadir görülen bir olaymış..

gercekten cok üzücü..ben bu duruma vadesi bitmiş diyebiliyorum sadece..inanmayan arkadaşlar da kötü şans diyeceklerdir heralde..

Link to post
Sitelerde Paylaş

...sağlıklı bir fizyolojiye sahip olabilmek için gerekenleri yaptıktan sonra inandığın güce dua etmek olabilir.

Sevgili zensen,

Gerekeni yaptıktan sonra dua etmenin anlamı ne? Yani; sağlık dua etmekle gelmiyorsa, hastalık doğal etmenlerin sonucuysa sağlık için dua etmenin faydası ne? Dua etsek ne değişir?

Eğer değişir diyorsan; bunun mekanizması nedir? Allah gelip vücudumuzdaki moleküllere müdahale edip fizyolojimizi mi değiştiriyor dua edince? Allah'ın evrene müdahalesi hangi mertebededir? Allah neyi değiştirir de evrende değişiklik yapar, bu sayede dualarımızda istediklerimizi yerine getirir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

michaelscoffield,

Allah aklını çalıştırmayanlar üzerine pislik yağdırır diye bir ayet var hatırlatayım.

insanın sağlıklı bir bedene sahip olması kendi yaşam tarzıyla ilgilidir,sorumlusu kendidir.

insanın kaderi,insanın kapasitesidir..mesela uçamaz ya da suyun altında saatlerce nefessiz duramaz..kapasiten dahilinde hayati fonksiyonlarını kullanabilir olman tamamen kendi sorumluluğundadır..sana bir fırsat verilmiş..anlıyo musun?

senin bir inançlı olarak diğer insanlardan farkın,sağlıklı bir fizyolojiye sahip olabilmek için gerekenleri yaptıktan sonra inandığın güce dua etmek olabilir..şükür denen şey aslında fiili duadır yani gereken önlemleri almaktır ama sen bundan bihabersin..

kısa bir süre önce tanıdık biri rutin kalp kontrolü için doktora gitti..yapılan efor testinden sonra bir de anjiyo yapalım size demişler..üstelik tedavisini yapan doktor cok da başarılı bir doktordu..herneyse anjiyo sırasında damarı delindi ve öldü..ki bu cok nadir görülen bir olaymış..

gercekten cok üzücü..ben bu duruma vadesi bitmiş diyebiliyorum sadece..inanmayan arkadaşlar da kötü şans diyeceklerdir heralde..

işte dediğim gibi islam kendi içinde tam bi bilgim olmasada 10 15 farklı görüşe ayrılıo

kimi evrim var kuranda dio öteki evrim yok bunu dienlerden evrim var dien mesela diorum şifa allahtan diildir dio insanın kaderi insanın kapasitesidir mesela dieri evrim yok dien şifa allahtandır dio sora başka bi evrim var dien şifa allahtandır dio buda farklı bi fikir oluo vs vs :D islam yorumlayana göre evirilip çevirilip insanların önüne koyuluo

kimi şiilik kimi hanifilik kimi alevilik dio biri hırsızın elini kes derken öteki vahşet islam böle bişey emredemez dio.... 10dan 15ten fazla bile olabilir böle bi konuda açılabilir :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili zensen,

Gerekeni yaptıktan sonra dua etmenin anlamı ne? Yani; sağlık dua etmekle gelmiyorsa, hastalık doğal etmenlerin sonucuysa sağlık için dua etmenin faydası ne? Dua etsek ne değişir?

Eğer değişir diyorsan; bunun mekanizması nedir? Allah gelip vücudumuzdaki moleküllere müdahale edip fizyolojimizi mi değiştiriyor dua edince? Allah'ın evrene müdahalesi hangi mertebededir? Allah neyi değiştirir de evrende değişiklik yapar, bu sayede dualarımızda istediklerimizi yerine getirir?

bilgehan inanan ve inanmayan insanın bakış açısı farklı oluyor..

ben kendime bana hayatımın her anında destek olsun,beni kayırsın diye bir tanrı icat etmedim.önce olduğunu hissettim ve sonrada dua etmek geldi içimden.

insanlar yapıp ettiklerinin karşılığını alıyorlar..bende öyle tabi,yapıp ettiklerimin karşılığını buluyorum.Allah kullarını ayırd etmiyor..rahman ve rahimdir.

aslında dua denen şey eyleme dönüşmedikçe hiçbir karşılık alamayacağımızı kuranda söylüyor.

Allah evrende değişiklik yapmıyor..evrende hersey fizik yasalarına bağlı..önceki mesajda söylediğim gibi kapasite yani kader yani ölçü değişmiyor..buna tabiyiz.

sana bağnazca gelecektir ama ben sözlü duaya ve gücüne de inanıyorum..belkide beni mutlu ettiği için inanıyorumdur ama samimi ve içten bir dua karşılığını alır diye düşünüyorum.

aynı şekilde kötü düşünce ve kem gözün etkisine de inanırım ve bu tarz insanlardan da korkarım..özellikle cok ahhh ve beddua alan insanların da sonlarının pek iyi olmadığını duyuyoruz görüyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bilgehan inanan ve inanmayan insanın bakış açısı farklı oluyor..

ben kendime bana hayatımın her anında destek olsun,beni kayırsın diye bir tanrı icat etmedim.önce olduğunu hissettim ve sonrada dua etmek geldi içimden.

insanlar yapıp ettiklerinin karşılığını alıyorlar..bende öyle tabi,yapıp ettiklerimin karşılığını buluyorum.Allah kullarını ayırd etmiyor..rahman ve rahimdir.

aslında dua denen şey eyleme dönüşmedikçe hiçbir karşılık alamayacağımızı kuranda söylüyor.

Allah evrende değişiklik yapmıyor..evrende hersey fizik yasalarına bağlı..önceki mesajda söylediğim gibi kapasite yani kader yani ölçü değişmiyor..buna tabiyiz.

sana bağnazca gelecektir ama ben sözlü duaya ve gücüne de inanıyorum..belkide beni mutlu ettiği için inanıyorumdur ama samimi ve içten bir dua karşılığını alır diye düşünüyorum.

aynı şekilde kötü düşünce ve kem gözün etkisine de inanırım ve bu tarz insanlardan da korkarım..özellikle cok ahhh ve beddua alan insanların da sonlarının pek iyi olmadığını duyuyoruz görüyoruz.

Sevgili zensen, eğer evrende fizik kurallarının hakim olduğunu kabul ediyorsanız kişisel görüşten bağımsız bir gerçeklik olduğunu da kabul etmelisiniz; yani evren sizin ya da benim hüsnü kuruntularımıza göre çalışmıyor.

Tanrı'yı bizzat siz icad etmediniz, Tanrı fikri çocukluğuzda size sunuldu ve siz de kabullendiniz, ve şimdi bu fikir bir parazit olarak zihninizde yaşıyor. Siz bu fikrin size teselli verdiğini düşünüp sahte bir mutluluk içinde yaşıyorsunuz.

Size sorum gayet açıktır; eğer "bedduaların ve duaların" etkisi varsa, kem gözün etkisi varsa bu etkiyi gerçekleştiren kimdir? Tanrı mıdır?

Evrenin işleyişi fizik kurallarına göre olduğuna göre Tanrı bu kuralları nasıl eğip büküp duaları gerçekleştirmektedir?

Yani Tanrı'nın evrene müdahalesi hangi noktadan gerçekleşmektedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili zensen, eğer evrende fizik kurallarının hakim olduğunu kabul ediyorsanız kişisel görüşten bağımsız bir gerçeklik olduğunu da kabul etmelisiniz; yani evren sizin ya da benim hüsnü kuruntularımıza göre çalışmıyor.

Tanrı'yı bizzat siz icad etmediniz, Tanrı fikri çocukluğuzda size sunuldu ve siz de kabullendiniz, ve şimdi bu fikir bir parazit olarak zihninizde yaşıyor. Siz bu fikrin size teselli verdiğini düşünüp sahte bir mutluluk içinde yaşıyorsunuz.

Size sorum gayet açıktır; eğer "bedduaların ve duaların" etkisi varsa, kem gözün etkisi varsa bu etkiyi gerçekleştiren kimdir? Tanrı mıdır?

Evrenin işleyişi fizik kurallarına göre olduğuna göre Tanrı bu kuralları nasıl eğip büküp duaları gerçekleştirmektedir?

Yani Tanrı'nın evrene müdahalesi hangi noktadan gerçekleşmektedir?

bilgehan bu sorulara nasıl cevap verebilirim?yüzyıllardır filozoflar işin içinden çıkamamış.

sen ve senin gibi düşünenler madde dışında bir gerçekliği zaten kabul etmiyorlar..bense evrenin hatta evrenlerin(bilemesekte) Allah tarafından yaratıldığını ve bu yasalarla işlediğini düşünmekteyim..

maddeyi zaten biliyorum ama madde dışı bir gerçekliğe de inanıyorum.

mesela rüyamda bir arkadaşımı arabasının içinde bir evliya ile konuşurken gördüysem ve o arkadaşım ertesi gün arabasının içinde kaza geçirip öldüyse aklıma başka birşey gelmiyor..(bunu bizzat yaşadım)

bence madde dışı bir gerceklik var..ama mahiyetini mekanizmasını bilmem imkansız..sadece inanç boyutunda kalır.

zaten inançlı bir insanın vahiylere inanmış olması gerekir..ki bu metafiziğe girer.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yapılan sporun beden sağlığına vesile olmasını sağlayan da Allah�tır. Yoksa tek başına spor beden sağlığı için yeterli değildir. Yapılan spor eğer Allah, o sporu beden sağlığına vesile etmeyi takdir ederse fayda sağlar. Allah dilerse kişi yaptığı sporla bedenini sağlıklı ve zinde tutabilir.

Ben sık sık yüzerim, bisiklet binerim, sağlıklı beslenirim, uykum fena değildir vs.. Oldukça sağlıklıyım. Aileden miras kalp, şeker vs. de yok, o anlamda da şanslıyım.

Ama işte ateistim ve bu Allah beni niye koruyor anlamıyorum. Sana göre bu sağlığı ona borçluyum çünkü.. Muhtemelen akıl sağlığımı da ona borçluyumdur. Benim bir çocuğum var, o da çok sağlıklı. Onu da dinsiz imansız yetiştirdik.

Ama diyorum.. Biz bu haldeyken, yani ona göre pis kafirlerken ve kesin olarak cehennemlikken neden bize böyle bir ayrıcalık tanımış da inançlı, kalbi temiz, beş vakit namazında niyazında müslümana mongol çocuk vermiş mesela?

Ya da kalbi neden doğuştan delikmiş çocuğun? Bu insanların suçları neymiş?

Onlarla benim aramdaki fark neymiş? Hem de ben kafirken..

Çok dengesiz sizin bu Allah; güvenilmez biri.

"Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur;"

"Bana yediren ve içiren O'dur;"

"Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur;"

"Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur,"

"Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur." (Şuara Suresi, 78-82)

Beni yaratan O değil, annemle babamdır.

Bana yediren içiren o değildir. Elim kolum, ağzım var ve hepsini kullanmayı da öğrendim şükür. Gidip satın alıyorum veya yetiştiriyorum, ondan sonra da oturup yiyorum.

Hastalandığım zaman bana şifa veren de tıp doktorudur, bilimdir. Hastalandığım bir tek gün Allah filan gelmedi başıma. İlacımı verseydi hatırlardım.

Beni öldürecek birbirinden farklı pek çok fiziki neden vardır ama onların arasında Allah yoktur. Kaldı ki dirilmeyeceğiz. Öleceğiz ve bitecek her şey. Sonsuz uyku...

Hatalarımı bağışlaması gereken kişi de önce kendim, sonra da hatamdan dolayı zarar verdiğim kişilerdir. Allah da kim oluyormuş? Öyle biri yok, dünyaya dönün artık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Bunlarinki Yaratana ınanmak deyil.

Bunlar direk VAHŞİ PUTPERESTLERDİR.

BUNLARIN DİNİNDE AKIL YOKTUR , NAKIL VARDIR.

Bunların Allahı DÜNÜR BAŞILIH YAPAR.

Muhammedin sekreteridir,

Muhammedin kapısını çalmadan içeri girme.

Girincede fazla oturma haaaaaa,hemen çıh git.

Çünkü Muhammed utangacmış galhın gidin diyemezmış.

Ama Muhammedin Allahı utanmaz söylermiş.

Bu kendini inanmış sananlar

Taşa

Sakala

Kureyşin putu El-İlaha taparlar.

Ne diyor Ersoy.

KENDİ yaptı,dönüp taptı.

Deveye hendek atlatılır bu dindar geçinenlere LAF anlatılamaz.

Neymiş,Allah ilaca müsaade ederse,ilaç tesir edecek,Allah müsaade etmezse ilaç tesir etmeyecek.

Bu nebiçim Ellahmışki birine ettiriyorda ötekine ettirmiyor.

Bunların Ellahıda aynı kendileri gibi.

Vah zavallı FITTIRIHLAR vay.

tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çok dengesiz sizin bu Allah; güvenilmez biri.

ben de bir ilave yapayım:

bundan dört yıl önce bana bir alışveriş merkezindeki çekilişten bir mercedes araba çıkmıştı. o zaman buradaki bazı dindar geçinenleri sorguladım bu konuda , niye benim gibi dinsiz birine araba çıkıyor da size bir şey çıkmıyor filan diye. nedense hiç bir düzgün cevap alamadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bilgehan bu sorulara nasıl cevap verebilirim?yüzyıllardır filozoflar işin içinden çıkamamış.

sen ve senin gibi düşünenler madde dışında bir gerçekliği zaten kabul etmiyorlar..bense evrenin hatta evrenlerin(bilemesekte) Allah tarafından yaratıldığını ve bu yasalarla işlediğini düşünmekteyim..

maddeyi zaten biliyorum ama madde dışı bir gerçekliğe de inanıyorum.

mesela rüyamda bir arkadaşımı arabasının içinde bir evliya ile konuşurken gördüysem ve o arkadaşım ertesi gün arabasının içinde kaza geçirip öldüyse aklıma başka birşey gelmiyor..(bunu bizzat yaşadım)

bence madde dışı bir gerceklik var..ama mahiyetini mekanizmasını bilmem imkansız..sadece inanç boyutunda kalır.

zaten inançlı bir insanın vahiylere inanmış olması gerekir..ki bu metafiziğe girer.

Sevgili zensen ,Gördüğün rüyayı neden tesadüf olarak düşünmüyorsun.Bende ona benzer bir rüya gördüm ve oldu şimdi bu bana habermiydi..

Bu olay neden bana yada sana malum oluyor.Annesi kardeşi yada sevgilisi varken neden sana,bana malum oluyor.Senin yada benim ayrıcalıgım ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş

bilgehan bu sorulara nasıl cevap verebilirim?yüzyıllardır filozoflar işin içinden çıkamamış.

sen ve senin gibi düşünenler madde dışında bir gerçekliği zaten kabul etmiyorlar..bense evrenin hatta evrenlerin(bilemesekte) Allah tarafından yaratıldığını ve bu yasalarla işlediğini düşünmekteyim..

maddeyi zaten biliyorum ama madde dışı bir gerçekliğe de inanıyorum.

mesela rüyamda bir arkadaşımı arabasının içinde bir evliya ile konuşurken gördüysem ve o arkadaşım ertesi gün arabasının içinde kaza geçirip öldüyse aklıma başka birşey gelmiyor..(bunu bizzat yaşadım)

bence madde dışı bir gerceklik var..ama mahiyetini mekanizmasını bilmem imkansız..sadece inanç boyutunda kalır.

zaten inançlı bir insanın vahiylere inanmış olması gerekir..ki bu metafiziğe girer.

Zaten ben filozofların vereceği yanıtı istemiyorum. Sadece bilimci natüralist bir tavrın yanıtına kıymet veririm. Oturduğun yerden mana arayarak evrenin anlayamaz, bilmecelerini çözemezsin, oturduğun yerden ancak spekülasyon yaparsın. Oturduğu yerden verilen yanıtları dikkate almam.

Benim de arkadaşım öldü... Hem de en yakın iki tanesi... Biri trafik kazasında, biri kanserden öldü.

Her yıl milyonlarca kişinin arkadaşı ölüyor. Sence arkadaşı ölenlerin yüzde kaçı bir gün önce rüyasında görüyor?

Yani iddia ettiğin şeyin bir tesadüf olmadığını nasıl gösterirsin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

ben de bir ilave yapayım:

bundan dört yıl önce bana bir alışveriş merkezindeki çekilişten bir mercedes araba çıkmıştı. o zaman buradaki bazı dindar geçinenleri sorguladım bu konuda , niye benim gibi dinsiz birine araba çıkıyor da size bir şey çıkmıyor filan diye. nedense hiç bir düzgün cevap alamadım.

Vay, çok sevindim. Ne hoş bir şans bu!

Ayrıca evet, dini bütün bir müslüman dururken ne diye senin gibi bir dinsize çıkmış ki bu Mercedes?

Sınavdır sınav. Müminleri sınamak için kullanmıştır seni. Damarlarına basarak...

"Allah'ım, bu cehennemlik dinsize veriyorsun da, bizi ne diye görmüyorsun?" diye isyan edecekler mi bakalım.

İslam'da çözümler, cevaplar bitmez. Yersen tabii.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah�ın tek hakim olduğunu bilen bir insana düşen, yardım edenin, sıkıntıdan kurtaranın yalnızca Allah olduğunu, hastalandığında yalnızca O�nun şifa vereceğini unutmamak, şifaya vesile olacak liaçları kullanırken bu ilaçlara ya da doktorlara özel güç atfetmemek, şifayı doğrudan Allah�tan istemektir. Nitekim iyileştiren ne ilaç ne de doktor değildir. Elbette ki kişi ilaç alacak, doktora gidecek, ama ilacın da doktorun da yalnızca Allah�ın vesile olarak yarattığı varlıklar olduğunu unutmayacaktır.

Öte yandan şu da bir gerçektir ki, ilacı alan kişi mutlaka iyileşilecek diye bir kural yoktur. Nitekim kimi zaman kişi, sağlığına vesile olmasını umduğu bir ilacı alır, ama faydasını göremez. Kimi tedavi bir kişiye yarar sağlamazken, bir başkasına sağlar. Bu da, ilacın kendine has bir gücünün olmadığını, şifanın yalnızca Allah�tan olduğunu gösteren bir durumdur.

Bu gibi örnekler günlük hayatta karşılaşılan diğer pek çok olay için de geçerlidir. Örneğin kişi bazen aynı cümleyi okur, ama hiçbir şey anlayamaz. Bir başka sefer okuduğunda ise cümledeki anlamı kavrayabilir. O zaman da �daha önce nasıl anlayamadım� diye kendine şaşırır. Bunun tek açıklaması vardır; anlamayı sağlayan Allah�tır ve kişi ancak Allah dilediğinde bir şeyi anlayabilir.

Yemek yendiğinde doyma hissini yaratan da Allah�tır. Allah bu hissi yaratmasa, kişi ne kadar yese de doyduğunu hissetmez.

Yapılan sporun beden sağlığına vesile olmasını sağlayan da Allah�tır. Yoksa tek başına spor beden sağlığı için yeterli değildir. Yapılan spor eğer Allah, o sporu beden sağlığına vesile etmeyi takdir ederse fayda sağlar. Allah dilerse kişi yaptığı sporla bedenini sağlıklı ve zinde tutabilir.

Dinlenmeyi sağlayan, uykuyu dinlenmeye vesile kılan da Allah�tır. Kişi dinlenmek amacıyla yatsa da, hiçbir şekilde dinlenememiş olarak kalkabilir. Ancak Allah kişiye rahatlık vermeyi dilerse uykusunu vesile ederek ona rahatlık verir.

Ezberlenen bir şeyi hafızada tutmak da yalnızca Allah�ın izniyle mümkündür. Kişi ezberlediği şeyi ancak Allah�ın dilemesiyle hatırlayabilir. Yoksa ne kadar uğraşırsa uğraşsın unutur.

Güzel bir besteyi kişi kendi kendine besteleyemez. Bütün notaları yaratan, onları biraraya getiren ve kulağa hoş gelen nağmeleri oluşturan Allah�tır. Ancak Allah insana besteyi kendi yapıyormuş hissini verir.

Aynı şekilde, güzel bir yazıyı yazdıran da Allah�tır. Cümleleri akla getiren, kelimelerin biraraya gelip anlam ifade etmelerini sağlayan Allah�tır. Allah dilemese insan anlamlı tek bir cümle dahi yazamaz.

İşte Müslümanlar kendi nefislerinde ve etraflarında gördükleri her şeyi Allah�ın yarattığını bilen insanlardır. Hayatlarının her anında Allah�ın hakimiyetini, inayetini ve gücünü hissederler. Bu güzel sırrı bilmek ve kavramak Müslümanlar için hem çok kıymetli bir nimet hem de büyük bir manevi güçtür. Müslümanların her şeyin Allah�tan olduğunu bilen tavırlarına Allah'In Kuran�da haber verdiği bir örnek, Hz. İbrahim�in şu sözleridir:

"Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur;"

"Bana yediren ve içiren O'dur;"

"Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur;"

"Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur,"

"Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur." (Şuara Suresi, 78-82)

Tek bir basit soru: "Sana Propofol versem, etkisi Allah'a mı bağlı sence?" :) Denemek ister misin?..

post-2513-125589661864_thumb.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...