Jump to content

Koca Öküz


Recommended Posts

Deprem öncesi uydu görüntülerinde, rusların, olacak olan bölgede bulut yığılması olduğunu gözlemledikleri anlatılmıştı, basında. 99 depreminde ve sonrakilerde.

Bu ve benzeri fenomenlerin çoğunu tesadüflerle açıklamak mümkündür.

Depremleri önceden tahmin etmek olanaksızdır..

Deprem ve istatistiklere gelince..

Bu da sanırım yanlış anlaşılan bir durum..

Geçmiş depremleri inceleyerek nasıl bir istatistiksel sonuca ulaşabiliriz?

Son 500 yılda İstanbul'da kaç deprem olduğunu biliyoruz.

Sayıları belli.. Hangi aralarla oldukları da belli..

Şiddetleri de az çok belli.

Ama bu değerleri ve değişgenleri bir araya getirip, onlardan bizim için yararlı, yani geleceğe dönük bir bilgi elde edemiyoruz.

Depremlerde istatistiğin başka önemi yok.

Bir yerin depremlere çok duyarlı olabileceği dışında bize geleceğe dönük bir bilgi vermiyor.

Ama o da yeterli değil mi?

Deprem bölgesindeki binaları, köprü ve yolları daha sağlam inşa edebiliriz..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Depremleri önceden tahmin etmek olanaksızdır" önermesi ancak ve ancak "deprem" kelimesinin içi doğru doldurulduğunda geçerlidir. Eğer depremden kasıt, depremin tam olarak nerede ve ne zaman olacağı ise, doğrudur ki, bilimsel tahmin çok zor. Fakat depremden kasıt, belli bir zaman aralığı ve bölge ise, o zaman kestirim olanaklıdır. İşin içine başka faktörler de girmiyor değil, ama genellikle mümkündür. Değişik frekanslı elektromanyetik alan değişimi algılayıcıları, canlı davranışlarında değişimler, radon gazı çıkışları, fay hattı analizi, başka sismik belirtilerden v.b.g yola çıkılarak bir takım tahminler yapılabilmektedir.

1975 Çin'de vuku bulan Haicheng depreminin önceden tam olarak nerede olacağı ve ne zaman olacağı tahmin edilmiştir. Ancak itiraf etmeliyim ki, bir çok deprem de tam tahmin için belirti vermiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

DEPREMDEN HEPİMİZ KORKTUK, BU TİP DURUMLARDA ALLAH'A SIĞINMAK İÇİN EDEBİLECEĞİNİZ BİRKAÇ DUA

Bismillahi la yedurrüma ismihi şey in fil ardi vela fissema

(İşime) Allahın adıyla başlarım. Onun ismi ve yardımı olduktan sonra ne yeryüzü ve ne de gökyüzünün hiçbir bela ve sıkıntısı (başımıza gelmez)

Rabbi küllü şey in hadimuka, Rabbi fahfazna vansurna verhamna

Ey rabbim herşey senin hizmetindedir. Sen bizi koru, bie yardım et ve bize rahmet et.

Yunus Peygamber (as)'ın duası: La ilahe illa ente süphaneke inni küntü minezzalimin

Allahtan başka ilah yoktur. O her türlü eksiklikten münezzehtir. Şüphesiz ben kendime zulmettim.

Ya Hafizu, ya Azizu, ya Refik

Ey Koruyucu olan, ey Galip olan, Ey Dost olan

http://www.muslumancocuk.s5.com/duadeprem_ve_musibet.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş

Deprem olunca aklıma geldide.. Heralde dedim, hatta "muhakkak" dedim; bir deprem duası vardır.. Girdim nete arattım.. Yanılmamışım..

Hatta ve hatta sadece deprem duası mı.. Hayır.. Siz islamı bukadar sığ bir din mi sandınız? Rüzgar esince okunacak dua bile var:) Muhahaha..

DUA

GÖK GÜRLEYİNCE, RÜZGÂR ESİNCE, BULUT ÇIKINCA OKUNACAK DUA

1833 - İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) gök gürleyip, şimşek çakınca şu duayı okurdu:

"Allah'ım bizi gadabınla öldürme, azabınla da helâk etme, bu (azabı)ndan önce bize afiyet (içinde ölüm) ver."

Tirmizi, Daavât 51, (3446).

1834 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ufuk-ı semâda bir bulut belirtisi gördü mü işi terkeder, namazda idiyse kısa keser ve şu duayı okurdu: "Allah'ım, bunun şerrinden sana sığınırım." Yağmur başlarsa: "Allah'ım, boI yağmur, faydalı yağmur (ver)" derdi."

Ebü Dâvud, Edeb,113, (5099); İbnu Mâce, Dua 21, (3889).

1835 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) rüzgâr estiği zaman şu duayı okurdu: "AIIah'ım, senden bunun hayrını ve bunda olan (menfaatların da) hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum. Bunun şerrinden, bunda olanın şerrinden, burcunla gönderilen şeyin şerrinden de sana sığınıyorum."

Buhâri, Bed'ül-Halk 5, Tefsir, Ahkâf 2, Edeb, 68; Müslim, İstiskâ 14, (899); Tirmizi, Daavât 50, (3445).

1836 - Yine Tirmizi'de Übey İbnu Kà'b (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Rüzgâra küfretmeyin. Hoşunuza gitmeyen bir rüzgar görünce: "Allah'ım, senden bunun hayrını taleb ediyorum" deyin. "

Tirmizi, Fiten 64, (2253).

Link to post
Sitelerde Paylaş
"Depremleri önceden tahmin etmek olanaksızdır" önermesi ancak ve ancak "deprem" kelimesinin içi doğru doldurulduğunda geçerlidir. Eğer depremden kasıt, depremin tam olarak nerede ve ne zaman olacağı ise, doğrudur ki, bilimsel tahmin çok zor. Fakat depremden kasıt, belli bir zaman aralığı ve bölge ise, o zaman kestirim olanaklıdır. İşin içine başka faktörler de girmiyor değil, ama genellikle mümkündür. Değişik frekanslı elektromanyetik alan değişimi algılayıcıları, canlı davranışlarında değişimler, radon gazı çıkışları, fay hattı analizi, başka sismik belirtilerden v.b.g yola çıkılarak bir takım tahminler yapılabilmektedir.

1975 Çin'de vuku bulan Haicheng depreminin önceden tam olarak nerede olacağı ve ne zaman olacağı tahmin edilmiştir. Ancak itiraf etmeliyim ki, bir çok deprem de tam tahmin için belirti vermiyor.

Tesadüf!

Depremlerin nerede olacağı tahmin edilebilir..

Ama ne zaman ve kaç Richter derecesinde olacağı bilinemez.

Ayrıca aşağıdaki cümleyi anlamadım..

Ne demek isteniyor....

Umarım Rexino bize ne demek istediğini daha açık bir şekilde açıklar..

Depremleri önceden tahmin etmek olanaksızdır" önermesi ancak ve ancak "deprem" kelimesinin içi doğru doldurulduğunda geçerlidir.

Eğer bu cümleyi izleyen açıklama benim sorumun yanıtı ise, katılmama olanak yok..

Manyetik alan değişimleri, radon gazları, fay analızi vs sonunda kazanılan bilgiler depremlerin ne zaman ve ne şiddette olacağı hakkında en ufak bir bilgi içermezler.

Depremleri önceden tahmin etmek tümüyle olanaksızdır..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tesadüf!

Depremlerin nerede olacağı tahmin edilebilir..

Ama ne zaman ve kaç Richter derecesinde olacağı bilinemez.

Ayrıca aşağıdaki cümleyi anlamadım..

Ne demek isteniyor....

Umarım Rexino bize ne demek istediğini daha açık bir şekilde açıklar..

Depremleri önceden tahmin etmek olanaksızdır" önermesi ancak ve ancak "deprem" kelimesinin içi doğru doldurulduğunda geçerlidir.

Eğer bu cümleyi izleyen açıklama benim sorumun yanıtı ise, katılmama olanak yok..

Manyetik alan değişimleri, radon gazları, fay analızi vs sonunda kazanılan bilgiler depremlerin ne zaman ve ne şiddette olacağı hakkında en ufak bir bilgi içermezler.

Depremleri önceden tahmin etmek tümüyle olanaksızdır..

HACI

Selam Hacı,

Katılıyorum ben de sana, fakat belli bir aralık için bilgi edinilebilir, diyorum. Yani olasıdır. Haicheng depreminin tam olarak nerede ve ne zaman olacağı kestirilmiştir, kasaba boşaltılmış, gerekli önlemler alınmış ve can kaybı, değerli mülk kaybı yaşanmamıştır. Buna tümüyle tesadüf demeyi doğru bulmuyorum.

Deprem tahminleri için bazı modeller var, fakat senin de dediğin gibi çoğu işe yaramıyor. Bunun başlıca nedeni, incelememiz gereken saha ile aramızda ekstra bir katmanın bulunması. Bildiğin gibi, genellikle bütün depremler levha sınırlarında (plate boundary) olur. Fault'a etki eden kuvvetleri belirlemek için, hedefe kadar drilling yapılır. Fakat bu drilling esnasında doğal kuvvet dağılımı bize yüksek hata payı ile yansır, tam olarak belirlenemez. Bazen 10 yıl dersin, bazen de 1 ay dersin... Ayrıca, Richter ya da başka ölçeğe göre derece tahmini neredeyse olanaksız. Seisometreler kullanılır, bazı nedenlerden dolayı onlar da veri toplamak için işe yaramaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eskiden actigim bir iletiyi konuya uygun olmasi nedeniyle yine isitip koyuyorum.

Öküz Boynuzunu sallamis ,Balik´ta Kuyruk carpmis. DEPREM OLMUS!!!! :D

Birde Müslolarin inadigi bir sey var:Zinanin bol oldugu yere,Allah Depremle Cevap verip,Zinadan haberi olmayan bir sürü yetiskini ve Cocugu öldürürmüs.

Sadece Zina yapanlari.bir Hastalik verip:Aids gibi öldürse Walla Günde 20 Vakit Namaz kilcam.

Dünyanın öküzle balığın üstünde olduğunu söyleyen bir hadis var mı?

--------------------------------------------------------------------------------

www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=article&aid

Evet bu söz bir hadis-i şeriftir. Ama acaba her zaman hak ve hakikat söyleyen Peygamber Efendimiz bu sözüyle neyi anlatmak istemiştir?

Muhtemelen bu mecazi bir sözdür, fakat halk hakikat anlıyor. Bilindiği gibi söz üç manada kullanılır: Hakikat, mecaz ve kinaye. Söz söylendiği manada kullanılırsa "hakikat" olur. Söz, kendi manasından başka bir mana için söylenmişse ve kendi manasında kullanılmasına bir mani varsa "mecaz" olur. Bir şey hakiki manasıyla değil de, bu hakiki mananın aksi ile ifade

olunuyorsa o söze "kinaye" denir.

Mesela, "odun" kelimesi yakılacak şey manasında kullanılırsa hakikattir. Şayet bu kelimeyle bir kimsenin kalın kafalı, zarafetten habersiz olduğunu anlatmak istiyorsak bu mecaz olur. Deyimlerimiz tamamen mecazi sözlerdir. "Ağzı kulaklarına varıyor" deriz ve bu sözümüzle bahsettiğimiz kişinin çok sevinçli olduğunu, memnuniyetini ifade ederiz; ağzın gidip de kulağa misafir olmasını değil.

Mecazın "akli" ve "lügavi" olmak üzere iki kısmı vardır. Ayrıca, alakası teşbih olan mecazlara "istiare" başka türlü alakası bulunanlara da "mürsel mecaz" denmektedir.

Asıl meseleye gelirsek; Dünya öküzle balığın üstündedir, sözünde kastedilen mana nedir?

Peygamber efendimiz bununla şu üç manayı anlatmak istemiştir:

Birincisi: Cenab-ı Hak yarattığı her mahluk için bir melaike vazifelendirmektedir. Bunlara "Müekkel Melekler" diyoruz. Dünyanın da iki tane müekkel melaikesi vardır ki, bunların isimleri "Sevr" ve "Hut"tur. Yani "Öküz" ve "Balık".

İkincisi: On dört asır önce, yani Peygamberimiz ve Sahabelerinin yaşadığı asırda en önemli iki geçim kaynağı çiftçilikle avcılıktı. Bu şimdi de kısmen böyledir. Ziraatın sembolü öküz, avcılığın sembolü ise balıktır. İşte, Peygamberimiz "Dünya öküzle balığın üstündedir," hadisiyle bu hakikate parmak basmış, insanların geçiminde en mühim iki kaynağı gayet beliğ bir tarzda ifade etmiştir.

Üçüncüsü: Bilindiği gibi, tekniğin henüz yeterince gelişmediği devirlerde dünyanın durduğuna, güneşin döndüğüne inanılırdı. Halbuki zamanla bunun tersinin doğru olduğu kesin olarak anlaşıldı. Eski bilgilere inanan insanlara bu gerçeği doğrudan doğruya anlatmak kolay değildi. Böyle yapılsaydı, belki de birçok insanlar İslam nurundan istifade edemeyeceklerdi. Resul-i Ekrem, bir edebi sanat yaparak cevap vermiş ve o asrın insanlarını tatmin etmiştir.

Dünya güneşin etrafında dönerken hayali on iki menzilden geçer. Biz bunlara "burçlar" diyoruz. Bu burçlardan ikisinin adı "öküz" ve "balık"tır. Peygamber efendimize ayrı ayrı zamanlarda dünyanın ne üstünde durduğu sorulmuş, o da birinci defasında "öküzün", ikinci defasında "balığın" üstünde duruyor diye buyurmuştur. Bu cevaplarıyla, soru vakitlerinde dünyanın öküz ve balık burçlarından geçmekte olduğunu, fakat güneşin sabit olduğunu da on dört asır önceden haber vermiştir.

Peygamber efendimiz mecazlı ve kinayeli bir sözle üç büyük hakikati en güzel şekilde dile getirmiş, hem o asırdaki, hem de daha sonraki asırlardaki muhataplarını tatmin etmiştir.

BU KADARDA CAHILIK OLURMU.????

SAYGILAR.

tarihinde Dimension tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...