Jump to content

Kader konusunda bilinenin dışında bir durum


Recommended Posts

RA'D suresi 39. ayet

Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır. Ana kitap (Levh-i Mahfuz) O’nun yanındadır.

"Allah dilediğini siler ve bırakır." Yani yüce Allah, o yazılı olandan ilgililerinin başına getirmek ve gerçekleştirmek İstediği şeyi o Kitaptan siler (yani gerçekleştirir.) "Ve" dilediğini "bırakır." Bu da onu vakti gelinceye kadar erteler demektir. Çünkü;" Kitabı (yazıyı) sildim" İfadesi onun izini giderdim manasınadır.

İbn Ömer der ki: Ben Peygamber (sav)i şöyle buyururken dinledim: "Allah dilediğini siler, dilediğini de bırakır. Son nefesini mümin mi yoksa kafir olarak mı vereceğini ve öleceği zaman müstesna."

İbn Abbas da şöyle demektedir: Allah bazı şeyler müstesna dilediğini siler ve bırakır. (Bu müstesna şeyler) yaratmak, ahlâk, ecel, rızık, mümin mi yoksa kafir mi öleceği . Yine ondan nakledildiğine göre bunlar, Ümmül-Kitab'ın dışında iki kitabtır. Allah bunlardan dilediğini siler, dilediğini de bırakır.

"Ana kîtab ise O'mın nezdindedir," Kendisinden hiçbir şeyin değişikliğe uğramadığı kitap demektir.

Ebu Osman en-Nehdî'den nakledildiğine göre Ömer b. el-Hattab (r.a) ağlayarak Beyti tavaf ediyor ve şöyle diyordu: Allah'ım, eğer Sen beni mümin kimseler arasında yazdı isen onlar arasında beni bırak. Şayet beni kafir ve günahkâr kimseler arasında yazdı isen, onlar arasından beni sil ve beni bahtiyar ve mağfirete nail olan kimseler arasında yaz. Çünkü Sen dilediğini siler, dilediğini bırakırsın ve Ana kitab da Senin nezdindedir. (Bu duayı biz de sık sık yapalım İnşaAllah çünkü peygamber efendimiz (S.A.V) bir hadisinde Allah (C.C) Duasını kabul etmeyeceği kuluna dua etmeyi nasip etmez diye bildiriyor.)

Ka'b da Ömer b. el-Hattab'a şöyle demiş: Eğer Allah'ın kitabındaki bir âyet olmasaydı, kıyamet gününe kadar neler olacağını sana bildirebilirdim. Bu: "Allah dilediğini siler ve bırakır. Ana kitab ise O'nun nezdindedir." buyruğudur.

Malik b. Dinar da kendisine dua ettiği bir kadın hakkında şöyle demiştir: Allah'ım, eğer onun karnındaki yavru kız İse Sen onu erkek olarak değiştir, çünkü Sen dilediğini silersin, dilediğini bırakırsın. Ana kitap da senin nezdindedir.

Buhârî ile Müslim'de Ebu Hureyre'den şöyle dediğine dair nakledilen rivayet önceden geçmiş bulunmaktadır: Ben Peygamber (sav)i şöyle buyururken dinledim: "Her kim rızkının genişletilmesini, ecelinin geciktirilmesini istiyor ve bundan memnun oluyorsa o halde akrabalık bağını gözetsin. Bunun bir benzeri Enes b, Malik'ten de rivayet edilmiştir.

İbn Abbas, Rasûlullah (sav)dan: "Allah'ın Ömrünü ve ecelini uzatmasını, rızkını genişletmesini seven bir kimse Allah'tan korksun ve akrabalık bağını gözetsin" şeklindeki sahih hadisi rivayet ettiğinde İbn Abbas'a: Ömür ve ecelde nasıl artış yapılır? diye sorulunca, o da şu cevabı vermiştir: Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "O sizi çamurdan yaratandır, sonra bir ecel takdir edendir. O'nun katında belirli bir ecel daha vardır." (el-En'âm, 6/2) Birinci ecel, kulun annesinin kendisini doğurduğu andan öleceği vakte kadardır. İkinci ecel -yani Allah'ın nezdindeki belirtilen ecel- ise kişinin vefatından itibaren Berzah'ta yüce Allah'ın huzuruna çıkacağı güne kadarki eceldir ve bunu Allah'tan başka kimse bilmez. İşte kul Rabbinden korkar ve akrabalık bağını gözetirse, yüce Allah Berzah'taki ecelinden birinci (dünyadaki) ömrünün eceline dilediği kadarını İlave eder. Bu kişi şayet isyan eder ve akrabalık bağını koparacak olursa, Allah da dünyadaki ömründen bunu dilediği kadarıyla eksiltir ve Berzah'taki eceline bunu ilave eder.

Yine İbn Abbas der ki: Yüce Allah'ın beşyüz yıllık mesafe devam eden, kırmızı yakuttan iki kapağı bulunan, beyaz inciden bir Levh-i Mahfuz'u vardır. Her gün yüce Allah buna 360 defa nazar eder ve dilediğini bırakır, dilediğini siler.

Ebu'd-Derdâ da, Peygamber (sav)den şöyle dediğini rivayet eder: "Şüphe yok ki şanı yüce Allah, gecenin geri kalan üç saatinde zikri açar. Kendisinden başka hiçbir kimsenin nazar etmediği kitaba bakar. Dilediğini bırakır, dilediğini siler. "

İbn Abbas'a Ummü'I-Kitab hakkında sorulmuş ve şu cevabı vermiştir: Ummü'l-Kitab; Allah'ın yaratacağı şeyler ile yarattıklarının yaptıklarını bilmesidir.

Ka'b el-Ahbar der ki: Ana kitab şanı yüce Allah'ın yarattığı ve yaratacağı şeyleri bilmesi demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır değilim. Ben seni affettim, dilerim Rabbim de affeder. Hakkım sana helal olsun.

Ateistleride affetsene :lol:

Cennete gitsinler.

Madem müslümanım diyorsun buralarda fazla dolanma .Bir gün ateist olacaksın.Tabi eğer doğru diyorsan.

Sen nasıl bir Allaha inanıyorsun ki.

O Allah hem hiç kimse başkasının yükünü yüklenmez kişinin kazancı kendi eliyledir desin.Hemde ben öyle yazdım o yüzden cennete yada cehenneme gideceksiniz desin ?

Yıllardır bu forumlarda düşünen sorgulyan insanların arasındasın.Ya gerçekten umursamadan laf olsun diye bir inadın peşindesin .Ya da gerçekten takiyye yapıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O Allah hem hiç kimse başkasının yükünü yüklenmez kişinin kazancı kendi eliyledir desin.

DOĞRU.

Hemde ben öyle yazdım o yüzden cennete yada cehenneme gideceksiniz desin ?

"ALİM-İ MUTLAK" 'IN MANASINI BİR ARAŞTIR. CAHİLLERDEN OLMA.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıllardır bu forumlarda düşünen sorgulyan insanların arasındasın.Ya gerçekten umursamadan laf olsun diye bir inadın peşindesin .Ya da gerçekten takiyye yapıyorsun.

MÜSLÜMAN EMRİ SORGULAMAZ DİREK İTAAT EDER.

NÛR suresi 51. Aralarında hüküm vermek için Allah’a (Kur’an’a) ve Resûlüne davet edildiklerinde, mü’minlerin söyleyeceği söz ancak, “işittik ve iman ettik” demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateistleride affetsene

Cennete gitsinler.

BEN ONLARIN ŞAHSIMA YAPTIKLARINI AFFETTİM. AMA DİNİME YAPTIKLARINI AFFEDİP AFFETMEMEM SÖZ KONUSU BİLE OLAMAZ ÇÜNKÜ DİN GÜNÜNÜN SAHİBİ ALLAH'TIR.

O halde bana dua etmen gerekmez.Biz kendi aramızda hallederiz sen gölge etme yeter.

Diğer gölgelerde aradan çekilseler çok iyi olacak..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıllardır bu forumlarda düşünen sorgulyan insanların arasındasın.Ya gerçekten umursamadan laf olsun diye bir inadın peşindesin .Ya da gerçekten takiyye yapıyorsun.

MÜSLÜMAN EMRİ SORGULAMAZ DİREK İTAAT EDER.

NÛR suresi 51. Aralarında hüküm vermek için Allah’a (Kur’an’a) ve Resûlüne davet edildiklerinde, mü’minlerin söyleyeceği söz ancak, “işittik ve iman ettik” demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Allah'ın resulünü(senin anladığın şekliyle) ben görmedim.Sen de görmedin .İstersen kuranın tarihselli başlığını bir oku.

tarihinde ezberbozan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

O halde bana dua etmen gerekmez.Biz kendi aramızda hallederiz sen gölge etme yeter.

Diğer gölgelerde aradan çekilseler çok iyi olacak..

Dört duâ vardır ki reddedilmez. Evine dönünceye kadar hacca gidenin duası. Ehline dönünceye kadar gazinin duası. Şifâ buluncaya kadar hastanın duası. Mü'minin mü'mine yokluğunda yaptığı duâ. Bu dualarda en çabuk kabul edileni de mü'minin mü'min kardeşine yanında yokken yaptığı duadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın resulünü(senin anladığın şekliyle) ben görmedim.Sen de görmedin .İstersen kuranın tarihselli başlığını bir oku.

YA RABBİ! Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. AMİN.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbeli gerçek anlamda klasik arap islam dinini yaşadığı için her zaman ateist olmakla suçlanıyor ama bence en harbi müslüman o. Siz beğenmediğiniz yerleri eğip büküyorsunuz ama kuran sorgulamadan iman etmenizi istiyor

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbeli gerçek anlamda klasik arap islam dinini yaşadığı için her zaman ateist olmakla suçlanıyor ama bence en harbi müslüman o. Siz beğenmediğiniz yerleri eğip büküyorsunuz ama kuran sorgulamadan iman etmenizi istiyor

Sağol bacım.

Allah sana hidayet nasip etsin İnşaAllah.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hani Mûsâ kavmine, “Allah, size bir sığır kesmenizi emrediyor” demişti. Onlar da, “Sen bizimle eğleniyor musun?” demişlerdi. Mûsâ, “Kendini bilmez cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” demişti.

“Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın.” dediler. Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki: O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir sığırdır. Haydi, emrolunduğunuz işi yapın.”

Onlar, “Bizim için Rabbine dua et de, rengi neymiş? açıklasın” dediler. Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki, o, sapsarı; rengi, bakanların içini açan bir sığırdır” dedi.

“Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın. Çünkü sığırlar, bizce, birbirlerine benzemektedir. Ama Allah dilerse elbet buluruz” dediler.

Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki; o, çift sürmek, ekin sulamak için boyunduruğa vurulmamış, kusursuz, hiç alacası olmayan bir sığırdır.” Onlar, “İşte, şimdi tam doğrusunu bildirdin” dediler. Nihayet o sığırı kestiler. Neredeyse bunu yapmayacaklardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbeli gerçek anlamda klasik arap islam dinini yaşadığı için her zaman ateist olmakla suçlanıyor ama bence en harbi müslüman o. Siz beğenmediğiniz yerleri eğip büküyorsunuz ama kuran sorgulamadan iman etmenizi istiyor

Sende haklısın jadı :)

Cübbeli olmasa malzeme bulmakta zorlanacaksınız ne de olsa.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın resulünü(senin anladığın şekliyle) ben görmedim.Sen de görmedin .İstersen kuranın tarihselli başlığını bir oku.

ezberbozan, dostum;

Aslında bir gerçek var ki o da İslam tarihini Müslümanlardan çok yabancılar yazmıştır. Mesela Muhamemdiül Emin yani (Güvenilir İnsan ) diyen o dönemin müşrikleridir ancak bunu da bu ifadeyi müşrüklerin söylediğini yalanlayan bir ateist tarihçi yoktur.biz bizden önce olan kimseyi görmedik ama iskenderi moğolları memlükleri selçukları osmanlıları abbasileri vs. kabul ediyoruz Emevileri ve abbasileri kuranlar arasında PEygamberimizi (SAV) gören ve bilen insanlar vardı. yaptığı fetihlere ve eserlere bakarsak İslam devletleriydi.

"Sen nasıl bir Allaha inanıyorsun ki.

O Allah hem hiç kimse başkasının yükünü yüklenmez kişinin kazancı kendi eliyledir desin.Hemde ben öyle yazdım o yüzden cennete yada cehenneme gideceksiniz desin ?"

Bunun üzerinde de konuşmaya değer. Allah (CC) insana çalıştığının karşılığını verir. Bu ne edersen elimnle o gelir seninle anlamına gelir. Allah yaptıklarımızı biliyordu ve yazdı da neden o zaman bizi cehenneme atıyor soru da akla gelebilir. Allah(cc) bize akıl ve düşünme gücü vererek bir il bile valisiz değilken nasıl evren ülkesi sahipsiz olur şeklinde düşünerek gönderdiği Peygamberlerin ve kitapların rehberliğinde bize eylemlerini ve isteklerini ve bunlkarın karşılıklarınıa anlatmaktadır. yoksa insanın varlığının da bir anlamı kalmamaktadır zaten. İnsanın olmadığını var sayarsak evrenin de bir mantığı yok demektşr çünkü anlayan yorumlayan beğğenen ve takdir eden insandır. İ;nsanın önüne konan ve binbir renk ve sesle donatılan bir sergi gibidir evren. tek kazanda pişen binlerce yemekte ne bir renk kayması ne de bir tat karışlması söz konusudur. Aynı toprakta binlerce çekirdek harika bir şekilde pişmekte ve insanın ihitivyacı olan herşeyi onun emrine vermektedir nesiyle yapar bunu kuru yapısıyla mı nasıl tanır her bir çekirdeği ve ona göre ilşler çekirdek dediğin nasıl bir mikro çiptir ki karnında koca bir ağacın programını saklar ve bilgisayara takılan usb gibi bütün şifresini toprağa döker de değişik meyve ve sebzeler aynı yerden vagonlarla gelir gibi gelir.

Şimdi insan böyle düşününce demek ki cennet de bunların daha iyileri var çünkü bunları yapan daha iyilerini de yapabilkilr der. Allah da zaten bunlar gerçeklerinin nümuneleri sizin için daha iyileri ve daimisi cennettedir demektedir. Az önce de belirttiğim gibi insanı al hiç bir anlamı yok. hastalığımıza bakarak kış mevsimin de portakal ve elmanın sukaybına bakarak yaz mevsimin de karpuz ve şeftalinin gelmesinin bir anlamı yok. tesadüf olsa biri birine karışır ve öyle gelirdi. biz dünyanın dengesini bozsak dahi bu kural değişmiyor. Bu kanun kanun koyucuyu gösteriyor biz görsek de görmesek de aynı bir tablonun ressamın varlığını göstermesi gibi.

demek ki Allah bizi kendisini tanıtmak için buraya göndermiş, Şimdi ben bunu bu şekilde düşündüğümde allahın hadi isminin kapısı çalıyorum, hidayeti Allah veriyor, ama ben yok öyle şey ne alakası var hiç de sanmam bilmem duymam dersem o zaman da Allahın mudill isminin kapısının tokmağını çalıyorum demektir ki Allah beni kendi tercihimle dalalete itiyor. Burada önemli olan şey "Kul istiyor Allah yaratıyor." Allahın bunu bilerek kader kitabına yazıyor olmasının bir önemi yok çünkü bi,klmek demek zorlamak demek değildir. Ben akvaryuma yem attığımda balıkalrın ona gelceğini bilioyrum, ama ben bildiğim için mi geliyorlar yoksa geleceklerdi de bunun bilgisi bende miydi?KAder budur. Kul ister Allah yaratır.Bundan dolayı sorumluluk kendisine aittir. dinimizce sebep olan yapan gibidir. Bundan dolayı kötü bir şeye sebep oluyorsak bunun sorumlulluğu da bize ait günümüz kanunlarında da azmettirenin cezası arttırılmaktadır Çünkü bu aklın gereğidir.

tarihinde Scarfalcon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...