Ahlakın (ve belki Tanrı'nın da) ispatı

[IFeelGood 0]

Antiateist, Dawkins'in söylediklerini kitabından okumayıp kulaktan duyduklarınla yorumlarsan işte böyle onun söyledikleriyle hiç alakası olmayan şeyler söylersin. Dawkins, "Gen Bencildir" derken, "organizma değil, gen bencildir" demek istiyor. Tam da senin sorduğun konunun açıklamasını yapıyor kitabında. Eğer alıp okursan, ki son derece akıcı bir kitaptır, ne demek istediğini daha iyi anlarsın.

Akrabalık derecesi uzaklaştıkça, kendinizi yaşamaları için feda etmeniz gerekenlerin sayısı giderek artar. Ama her durumda, aynı türden bir kaç yüz kişi için insanın canını feda etmesi, genlerinin gelecek kuşaklara taşınması yönünde anlamlı olacaktır.

Aynı kitapta (ve tabii evrimi anlatan hemen her kitapta) insanın, kendisini diğer insanlar için feda etmesinin anlamını açıklar Dawkins. Herhangi bir nedenle diğer insanlar için kendimizi feda etmemiz bugün "erdem" olarak nitelenir ama temel gerçek, genlerimizin gelecek nesillere taşınabilmesi için ölümü göze aldığımızdır.

Yani evrim insanı bencilleştirmez, bu koca bir safsatadır. Sadece nedenleri açıklar; bu da inanırların anlayamadığı, daha doğrusu evrimi kötüye kullanmak amacıyla çarpıttığı basit bir gerçektir. Bizi hemen her fırsatta bencil, çıkarcı, yaşamak için başkasını öldürmekten bir an bile çekinmeyecek insanlar zannediyorlar. Öyle biri olmadığımızı anladıklarında da derhal "aslında" inançlı olduğumuzu ve gururumuzdan inançları reddettiğimizi sanıyorlar.

Sonuç olarak genlerin bencilliği konusu, evrim karşıtlarının sıklıkla dillendirdiği ama hiçbir şey anlamadıkları bir konu.

Evrimsel psikolji çok yeni bir alan ve bu çok önemli konuyu da işler. Tabii henüz biyolojik evrimi bile kabullenmemiş, anlamamış insanlardan, psikoloji gibi artık sadece bilimsel çalışan bir alana saygı göstermelerini ve kabullenmelerini beklemek çok daha zor. Dnler başlı başına psikolojik ve sosyolojik yapılar oldukları için, inanırların bu alanlara direnç göstermeleri çok daha kolaydır. Onlar tüm insan davranışlarını dini anlam ve terimlerle açıklarlar.

[NOIR 0]

Aynı kitapta (ve tabii evrimi anlatan hemen her kitapta) insanın, kendisini diğer insanlar için feda etmesinin anlamını açıklar Dawkins. Herhangi bir nedenle diğer insanlar için kendimizi feda etmemiz bugün "erdem" olarak nitelenir ama temel gerçek, genlerimizin gelecek nesillere taşınabilmesi için ölümü göze aldığımızdır.

Yani evrim insanı bencilleştirmez, bu koca bir safsatadır. Sadece nedenleri açıklar; bu da inanırların anlayamadığı, daha doğrusu evrimi kötüye kullanmak amacıyla çarpıttığı basit bir gerçektir. Bizi hemen her fırsatta bencil, çıkarcı, yaşamak için başkasını öldürmekten bir an bile çekinmeyecek insanlar zannediyorlar. Öyle biri olmadığımızı anladıklarında da derhal "aslında" inançlı olduğumuzu ve gururumuzdan inançları reddettiğimizi sanıyorlar.

Sonuç olarak genlerin bencilliği konusu, evrim karşıtlarının sıklıkla dillendirdiği ama hiçbir şey anlamadıkları bir konu.

Evrimsel psikolji çok yeni bir alan ve bu çok önemli konuyu da işler. Tabii henüz biyolojik evrimi bile kabullenmemiş, anlamamış insanlardan, psikoloji gibi artık sadece bilimsel çalışan bir alana saygı göstermelerini ve kabullenmelerini beklemek çok daha zor. Dnler başlı başına psikolojik ve sosyolojik yapılar oldukları için, inanırların bu alanlara direnç göstermeleri çok daha kolaydır. Onlar tüm insan davranışlarını dini anlam ve terimlerle açıklarlar.

Sevgili ifeel ,

Sanırım temel sorun karaladığım yerdeki yerinde ve doğru olan bilgilere göre neden bazı insanların türün devamı için kendine yüklenen görevi içgüdüsel olarak kabul etmek yerine bu birliğin bozulasına katkıda bulunmaları.

Bu başlıkta tersten bakmış ludwig.Ama bu yüzden bakıncada yine realiteye tezat oluşturuyor.

Yani neden evrim bizim bilinç seviyemiz arttıkça daha çok empati yapıp türün devamını garantiye almamızı emrediyorken.Neden birileri bu gerçeğe uyum sağlamıyor ?

[IFeelGood 0]

Sevgili ifeel ,

Sanırım temel sorun karaladığım yerdeki yerinde ve doğru olan bilgilere göre neden bazı insanların türün devamı için kendine yüklenen görevi içgüdüsel olarak kabul etmek yerine bu birliğin bozulasına katkıda bulunmaları.

Bu başlıkta tersten bakmış ludwig.Ama bu yüzden bakıncada yine realiteye tezat oluşturuyor.

Yani neden evrim bizim bilinç seviyemiz arttıkça daha çok empati yapıp türün devamını garantiye almamızı emrediyorken.Neden birileri bu gerçeğe uyum sağlamıyor ?

Genlerden kaynaklanmayan, yani sonradan öğrenilmiş sentetik ama acımasız bencillik yüzünden sevgili ezberbozan. İnsanı kirleten o kadar çok faktör var ki.. İnançlı biri olduğunu biliyorum ve niyetim sana bir gönderme yapmak değil asla ama söylemek zorundayım, bu faktörlerin başında dinler geliyor. Daha sonra sapkın idealler, inançlar, bireysel hırslar vs.

Ama sana işin güzel yanıyla ilgili çok güzel bir örnek verebilirim, Kurtuluş Savaşı.

Orada bağımsız yaşamak ve kendi alanını korumak için koskoca bir nesil birden kendini feda etti. Bu insanlar ki sadece erkekler değillerdi onlar, gözlerini bile kırpmadılar çünkü gelecek nesillerini güvenceye almak istiyorlardı. Bak bu da evrime bir kanıt aslında. Pekçok insan gibi beni de büyüler bu büyük fedakarlık.

Şunu da gözden kaçırmamak lazım: İnsanlar öncelikle yakın menzillerinden sorumludur yani en önce kendi küçük alanları korumak isterler. Annelik içgüdüseldir belki ve bir annenin kendini çocukları için kendini feda etmesi olağanüstü görünmez ama baba da aynı şeyi yapar. Geniş düşünürsek bütün bir aileyi, sülaleyi bir anda korumak için de kendimizi feda edebiliriz. Ama komşularımız için, arkadaşlarımız eder miyiz bilemiyorum. Ben önce kendi ailemi düşünürdüm sanırım.. Risklerin ve risklerin derecelerinin eşit olduğunu düşündüğümüzde tabii.

Bilinç, algı ve bilgiyle direkt ilişkilidir. Dolayısıyla yanlış bilgi ve algı doğamızı zedeleyip sapmamıza neden oluyor. İşte o yüzden içgüdülerimizi ve sonra güdülerimizi yanlış değerlendiriyor, kendi çarpık bilincimize alet ediyoruz.

[NOIR 0]

Genlerden kaynaklanmayan, yani sonradan öğrenilmiş sentetik ama acımasız bencillik yüzünden sevgili ezberbozan. İnsanı kirleten o kadar çok faktör var ki.. İnançlı biri olduğunu biliyorum ve niyetim sana bir gönderme yapmak değil asla ama söylemek zorundayım, bu faktörlerin başında dinler geliyor. Daha sonra sapkın idealler, inançlar, bireysel hırslar vs.

Ama sana işin güzel yanıyla ilgili çok güzel bir örnek verebilirim, Kurtuluş Savaşı.

Orada bağımsız yaşamak ve kendi alanını korumak için koskoca bir nesil birden kendini feda etti. Bu insanlar ki sadece erkekler değillerdi onlar, gözlerini bile kırpmadılar çünkü gelecek nesillerini güvenceye almak istiyorlardı. Bak bu da evrime bir kanıt aslında. Pekçok insan gibi beni de büyüler bu büyük fedakarlık.

Şunu da gözden kaçırmamak lazım: İnsanlar öncelikle yakın menzillerinden sorumludur yani en önce kendi küçük alanları korumak isterler. Annelik içgüdüseldir belki ve bir annenin kendini çocukları için kendini feda etmesi olağanüstü görünmez ama baba da aynı şeyi yapar. Geniş düşünürsek bütün bir aileyi, sülaleyi bir anda korumak için de kendimizi feda edebiliriz. Ama komşularımız için, arkadaşlarımız eder miyiz bilemiyorum. Ben önce kendi ailemi düşünürdüm sanırım.. Risklerin ve risklerin derecelerinin eşit olduğunu düşündüğümüzde tabii.

Bilinç, algı ve bilgiyle direkt ilişkilidir. Dolayısıyla yanlış bilgi ve algı doğamızı zedeleyip sapmamıza neden oluyor. İşte o yüzden içgüdülerimizi ve sonra güdülerimizi yanlış değerlendiriyor, kendi çarpık bilincimize alet ediyoruz.

Ben evrimin hep biyolojik kısmını takip ettim.Ama sanırım senin anlattığın işin psikolojik alanına giriyor.Yani insanın birbirinden etkilenmesi ile kirlenmesi.Çok mantıklı ve makul.Benim inancıma hiç bir şekilde ters düşmüyor.Dinlerin ideolojik olan şeklini benimsemediğim için sözlerin üzerime almıyorum.Bana gönderme yapmak için söylemediğini de biliyorum

Kurtuluş savaşına hiç gerek kalmazdı eğer senin de dediğin gibi insanlar en yakın menzillerinden sorumlu olduklarını kavrayabilselerdi.Herkes kendi yakını gözetip korusa idi.Herşeyin bir halka gibi bibirine görünmez bağlarla bağlı olduğunu anlayıp, barışın savaştan bencillikten daha yararlı olduğunu kavrasaydı.Malesef.