Jump to content

Kuranda ırza tecavüzün cezası neden yok?


Recommended Posts

Özne "kim onları fuhuşa zorlarsa" yani efendi. Efendi fuhuş yaptırıp pezevenk olacak ama Allah onları(özne efendi olduğuna göre efendiyi) bağışlayan, esirgeyen mi olacak? İnanılır gibi değil... Bunlara değil, bu kepazelikleri hala daha savunabilenlere...

Aklıma geldi de, affedilenin cariyeler olduğunu söyleyenler olacaktır, belki de kastedilen onlardır da bu bile bu iğrençliğe bir nevi çıkış kapısı aralamaktan başka bir şey değil. Nasılsa affedilecekler, devam...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 104
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Azil nedir biliyormusun.. ? Cinsel birleşme değildir... !!!

Bugüne kadar hamileliği önlemek üzere dışarıu boşalmak olarak anlaşılan ve bunun mübah olduğunun gerekçesi olarak fıkıhçılar tarafından delil olarak gösterilen bu hadiste geçen azil ne demek peki?!

İslamiyet sayesinde Kadınlar, Tecavüz edip öldürülmek yerine; Cariye olarak evlere girmişler.. Bakım ve ihtiyaçları giderilmek kaydı ile...

Evine bakım ve gereksinimlerini gidermek üzere aldığın cariye ile kendisi istemese bile cinsel ilişki kurmak caiz midir değil midir onu söyle bir zahmet!

Ayrıca neden ille de cariye olsun?! Kendi nikahlı karınla o istemediği zaman zorla cinsel ilişkide bulunmanın yeri nedir İslam'da?!

Link to post
Sitelerde Paylaş

deicide..

- İlk meseleyi ve ilgili hadisi araştıracağım, kesin konuşmak istemiyorum..

- Diğer mesele ile ilgili olarak Ben böyle bişey yapmam.. Yapılmasını da hoş görmem.. Burdaki ruhsat nedir onuda tam bilmiyorum.. Bu cariye meselesi daha doğrusu kadın meselesi sorunlu bir mesele.. Sorunun kaynağı ise erkek fıtratından kaynaklanıyor.. İslamın özünden değil..

Sonra bu meseleler sosyolojik olaylardır.. islam burda meşru dairede bazı ruhsatlar vermiş; kişilerin bunu yanlış uygulaması yada yanlış anlamısı islamı bağlamaz.. Cinsellik beşeriyet için her asırda ve her toplumda sorun olmuş, sorunun kaynağı dediğim gibi Erkek fıtratı..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ne kadar ilkel bir anlayış bu. Aile ortamını kerhane'ye çevirmeyi uygun gören bir Tanrı. 4 Kadın yetmiyormuş gibi düzinelerece cariyeyi düzme peşinde olan bir zihniyet.

Madem Kuran bazı şeyleri Muhammed zamanında birden emretmesini ve yasaklamasını bilmiş neden bu toplumsal facia'ya el atmamış? Alkol'ü yasak eden Muhammed neden bu olaya el atmamış? Üremek, çoğalmak daha sonra savaşlarda daha üstün hale gelmek mi idi maksatı? Uydurduğu cennet ve huri yalanının vicdan azabını bu şekilde mi kapatmaya çalışmış?

Millet toplum içinde genelevleri bile dışına taşıyıp kontrol altına almaya çalışırken bunlar evin içine sokmaya çalışıyor.

Çocuk: Baba, ben izin verirsen ben geçen ganimet olarak aldığımız cariyeyi düdükleyeceğim.

Evin 4.Hanımı: Baban seni duymaz şimdi iş üstünde.

Çocuk:Ya bu babamda ne hızlı adam maşaallah! Allah gücünü arttırsın.

Yazık, yazık!!!

Senin bu mesajini gorunce yilbasi gecesi taksim meydaninda yasanan rezalet aklima geldi. Yakalanan cocuklardan birinin babasi imammisya.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sorunun kaynağı ise erkek fıtratından kaynaklanıyor.. İslamın özünden değil..

Aslına bakarsan ikisi aynı şey

İslamın özü = bedevi toplumundaki erkeklerin fıtratı

Cennet bile onların fantezilerine göre hayal edilmiş kur'anda

Muhammed tarafından uydurulmuş yani

tarihinde kenzo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Iraktaki amerikalı askerlerde herhalde müslüman kadınları koruma altına almak için ırzlarına geçiyordur değil mi? Utanmaz herif kendinize gelince kadınların saçının telini göstermezsiniz,namusuumuz diye,sonra hangi yüzle başka insanların karısını kızını koruma altına alıyoprum bahenesiyle koynuna alırsın ?

sen uzun uzun yazmış araştırmışsın ama adam gibi bulduklarını okumamışsın !

dana !

önce oku !

sonra iddaa et !

burda ırza geçmek nerede !

evlenmekten bahsediyor.senin bir baban bir anan vardır.baban annenle evlenince ırzına mı geçmiş oluyor !

Link to post
Sitelerde Paylaş

evliler , onlar bunlar sana evlenmek için haram.ama şunlar şunlar değil diyor.

evlenmek diyor.ayetler birbirinin kopyası.okuduğum kadarı ile hepsi evlenmekten bahsediyor.ırza geçmek evlenmekse.

git babanın suratına bi tükür !

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba Terliksi kardeşim,

şimdi ortaya bir iddia attın, çekip gitme sakın. Zaten tartışacak seviyeli teistlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Sen de uğramıyorsun uzun süredir.

Nedir şu cariye olayının iç yüzü sana göre, bir açarmısın?

Link to post
Sitelerde Paylaş

bak bunu samimi söylüyorum.

çözemediğim meselelerden biri bu cariyelik.Kuranı meallerle o kadar karıştırdılar ki bunu anlayamıyorum.

bak basit bir karıştırma örneği verim.bu adamlar bildiklerini meal ediyorlar.saçmalıklarını gerçek kabul ediyor ve doğrusu budur diyip kafasına göre meal ediyorlar.

1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!

2. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.

3. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.

4. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.

5. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.

6. Gerçek şu ki, insan azar.

7. Kendini kendine yeterli gördüğü için.

8. Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.

9. Gördün mü şu men edeni,

10. Namaz kılarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)? *

11. Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur,

12. Yahut takvayı emrediyorsa?

13. Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!

14. (Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!

15. Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).

şimdi büyüttüğüm yerlere dikkatle bakın.bunlar ilizyın gibi bu toplumun bu mantığın içinde yetişince en basit şeyleri görmek ne kadar zor bir iş oluyor.

burda diyor ki !

GÖRDÜN MÜ !

gördün mü dediği Peygamberin kendisi demek ki

bu durumda engelleyen kişi peygamberi değil başka birini engelliyor !

yani doğru yolda olan birini engelleyeni gördün mü deniliyor.

şu topluma bak.şu men edenlere bak.görüyormusun.salatı.yani doğruluk üzerine iyi işler yapanı nasıl men ediyorlar gördün mü deniliyor.

ama bir şekilsel namaz uydurulmuş.bütün yorumlar mealler bunun üzerine yapılmış ve bizde bu öğreti ile zehirlenmişiz.

bu kadar açık ve net şeyleri önceden peşin kabul ettirdikleri için göremez oluyoruz.

bak başka bir ayet

1. Dini yalanlayanı gördün mü?

2. İşte o, yetimi itip kakar;

3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;

4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.

6. Onlar gösteriş yapanlardır,

7. Ve hayra da mani olurlar.

buda maün suresi.

bahsedilen kişiler tam olarak inkar edenler ve dinin karşısında duranlar.

ve namaz kılmak diye bir şey yok.

sadece namaz kelimesi geçiyor.

yani ekımus salate denmiyor.

sadece salat geçiyor.

yazıklar olsun onların salatlarına !

onlar salatlarında gaflet içindedir diyor.ama bakın salatı nasıl şekilsel namaz yapıyorlar !

Kuranda o kadar çok şey mealler ve hurafelerle yanlış meal edilmişki içinden çıkmak çok zor.

hdturkey forumunda Muhammedin evlilikleri üzerine eski bir yazı okumuştum.ama yoruldum erteledim.

o yazıda Peygamberin eşleri ile ilgili ayetler en geniş sınırda alınmış ve görülmüş ki rivayetle gelen Peygamber eşlerinin sayısı ile hiç alakası yok ! acayip bir yahudilik zihniyeti musallat olmuş dine.Kuranı kitap olarak bozamamışlar ama insnaların kafasındaki algılanma şeklini müthiş şekilde bozmuşlar.işte bunların içinden arınmak benim için kolay değil.yavaş yavaş toparlamaya çalışıyorum.ve bunu yaptıkça ben bu kitaba resmen aşık oluyorum.

ama bu konular içinde cariyelik meselesini henüz meselesini çözebilmiş değilim.arapçam olsa bizzat kendim uğraşacağım ama buda şimdilik uzak.ilerde inşallah.

bak en son cin meselesini öğrendim.ben o çalışmaları okumasam cin konusunda yine klasik öğreti ile devam edecektim.bu meallerle nereden bilebilirim ki cin ifadesinin ne olduğunu !

ruh ! alak suresindeki men eden meselesi gibi ruh ifadeside benzerdir.

yarattım.tamamladım.sonra ruh üfledim diyor.bu ruh aktarımı işinin koordinatına bakılınca yaratılış anına denk gelmiyor.seçiliş anına denk geliyor.yani ruh en basit ifade ile bilgi manasında geçiyor.ve ölüm anındada ruhun alınmasından değil.canın alınmasından bahsediyor.

cinlerin dumansız ateşten değil.canın dumansız ateşten yaratıldığı söyleniyor.ve ben bunları malesef bu mealler yüzünden zor öğrenebiliyorum.

işte cariyeliğide sanırım bu yüzden pek anlamış değilim.

millet Kurana göre değil.hurafeye göre meal yapıyor.sebep bu.

ana yazıda muhammed esedden bir alıntı yapmış ateist arkadaş.aslında o da haklı.adam harp esiri olan kadınlar diye meal edilmiş.ayeti buldum diğer meallerle kıyasladım.diğerlerinde asla öyle bir ifade yok.ama bunlarla muhattap olmak zorunda olan bizleriz.biride benim.

uğraşıp duruyoruz işte.

ben mümkün olduğunca Kuran ruhu ile düşünmeye çalışıyorum.uğraşıyorum.mantık kuruyorum.

bak başka bir forumda Tanrı matematik bilmiyor olabilir mi ile ilgili olan yazımı asayım.

selam

canım kardeşim dost1

iki yazınıda okudum.yalnız iki yazın birbiri ile çelişki içerisinde.

ben hakkı yılmazın açıklamasının hatalı olduğunu söylemiştim.sen aksini söyledin.ama verdiğin ikinci örnek hakkı yılmazın açıklamasının hatalı olduğunu zaten açıkça ortaya koymuş.

keale bir durum ifade etmez.yani statik durağan bir durum değildir.bir süreç içerir.kelleşme.kelerme zayıflama bir süreç olarak Kuranda geçer.yani babanın kaybıda bir keale durumudur.hepsinin kaybıda.yarısınında.dörtte üçününde.

hakkı yılmazın keale tanımını ayete monte etmek imkansızdır.o zaman gerçek çelişki ortaya çıkar.yani keale ( kimsesiz ) birinden bahsedilecek.ve sonra eğer geride anası.yada babası yada çocuğu kalırsa gibi cümleler kurulamaz.ama Kuran Kuran bu durumları vermiştir.keale bir süreç içinde bir çok olası durum olarak ifade edilmiştir.eğer keale durumunda anası kaldıysa.yada babası kaldıysa vs gibi ifadeleri.hakkı yılmazın açıklamasının ardından yazmanız mümkün değildir.

bakın ayetten çok net belli.

12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelale şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halimdir. *

öbür ayetteki kealede farklı bir süreci ifade eder.yani hakkı yılmazın keale tanımı malesef ayeti açıklayamaz.dolayısı ile hatalıdır.

bu sorunun kendimce kesin bir cevabı var.ve bence son derecede doğru bir cevap.uzun yazı ile alıntıladığın yazıdada aslında sorunun cevabı kısmen var.ama savunma ruhu ve amacı hatalı.zorla bir ispat amacı taşımakta.bence bu baştan yapılan bir hata zaten.

bakın geçen gün bir müşterimiz büroya geldi.ve bir soru sordu.

6 adet eşit kibrit çöpü ile 4 adet eş kenar-yada ikiz kenar üçgen yapılabilir mi dedi.insan bu soruyu hep zeminde düşünmeye meyillidir.oysa sorunun cevabı marjinal bir düşünce ister.sorunun cevabı prizmadır.6 çöpten bir prizma yaparsan.4 adet üçgen elde edersin.ama marjinal düşünülmediği sürece cevaplar bazen bulunamaz.

bu sorununda cevabı basittir.

çünkü bu oran asla bir olamaz ! bu kadar basit ! dünya üzerinde bu kadar çok ihtimal durumunda bu mirası 1/1 oranında kimse ama kimse ama kimse bölemez !

işte sorunun cevabı bu ! bu taksim matematiksel olarak daima 1 çıkamaz !

aslında bu soruyu sormak matematik cehaletidir ! sorunun cevabı bana göre tam olarak budur !

yani soruyu çözmek isteyen herkez hatanın ortağıdır.ve matematik cahilidir.

bu bir nevi çamura saplanıp patinaj çekmekte ısrar etmektir.

uzun yazında yani ferec hudurun yazısında zorlansada bazı doğrular var.

örnek oran ( atıyorum ) 41/32 çıktı.kalan para 41 e bölünür.herkesin payına düşen kesirle çarpılır.bu oranlar zaten ortak payda bulmak amacı ile çarpım görmüş olsada oranların birbirine oranı eşittir.

yani :

1/2 = 15/30 dur.

2/3 = 20/30 dur.

bu durumda mirascıların totalden aldığı para diğer mirascılara bölündüğünde

1/2 alanın oranı 2/3 alanın oranına eşit çıkar.

yani paranın kesir olarak bir paydası yoktur.ama bu işlemi yapmak için matematik ilminin kesirli sayılarından sakınmak.bir havuz örneği ve kap örneği vermenin anlamı yoktur.matematik kolayını vermiş zaten.kesirlerle ifade edersin.ortak payda bulursun.toplam toplam payı bu şekilde bulur.parayı kişi başına düşen paya bölersin.ve matematik olarak ortada hiç fazla yada eksik para kalmaz.

yani 100 lira dağıtılacaksa bir kuruş kalmadan dağılır.bir kuruş ne artar ne azalır.çünkü 100 lira 41 paya bölünür.kişisel pay oranında dağıtılır.

neyse uzatmaya gerek yok.

kısaca bu soruda hata matematiksel olarak 1 oranını bulmaya çalışmaktır.gerçek matematik hatası aslında bu oranın peşine düşmektir.

çünkü bu oran her durum için asla söz konusu olamaz.

konuya Kuran ruhu ile bakmak gerekir.Kuran dağ gibi biriktirme der.paylaş der.ver der.ve miras taksiminide geniş ölçekli yapar.

bakın medeni hukukta miras dağılımını inceleyin ! Kuranın farkını göreceksiniz.

medeni hukuka göre.miras hakkı alt soya aittir.

eğer alt soy varsa ! miras yalnız onlarındır.

yani bir babanın iki çocuğu varsa kız erkek fark etmez.miras yalnız çocuklar arasında eşit bölünür !

ama bir anne pay almaz ! bir baba almaz.ağer alt soy yoksa üst soy mirasçıcır.

çocuk yoksa ana baba eşit paylaşır.burda oranı bozan tek istisna eştir.

eş kalan mirascının alt soy yada üst soy olması duruma göre pay alır.

eğer çocuklar kalmışsa daha az.üst soy kalmışsa daha çok pay alır.

düşünün bir eş mirastan pay her durumda alırken.bir anne alamıyor !

böyle bişey olabilir mi ! eşin hakkı mı daha büyüktür annenin hakkı mı daha büyüktür.

rast gele bir insana sorun.eşin mi annen mi diye.illa miras için değil.

sevgi yada herhangibir konuda.çoğunluk anne der.

çünkü koca dünyada bir insanın yalnız ve yalnız bir annesi olabilir.

ama dünya nüfüsunu kadın erkek ikiye bölün.bir erkek için yada bir kadın için olası 4 milyar eş söz konusudur.hiç bu ikisi eşit olabilir mi.hiç anne yada baba mirastan mahrum olabilir mi ?

bunlarda Kuranın nasıl üstün bir kitap olduğunun çok net ispatlarıdır.

Kuran adildir ve üstündür.yalnız yakın soyu değil.uzak soyu hatta o anda orda olanlarıda nasiplendirin der.ama medeni hukuk.çocuk varsa ana babaya zırnık vermez.eş alabilir.ama anne alamaz ! böyle bişey olabilir mi.

siz kendi kendinize bir taksim yapın !

ilk önce çocuk gelir.Kuranda en çok çocuklara verir.çünkü onların muhtemelen daha çok yolu ömrü ve ihtiyacı vardır.sonra ana baba gelir.sonra eş ve diğerleri gelir.

her durumda Kuran daima üstündür.

neyse bence sorunun cevabı budur.bu soruyu çözmeye çalışmak bir matematik fukaralığıdır.onlarca olasılık içinde matematiksel olarak bu oran asla 1 çıkmaz.

ama sen adil olmaz.haksız dağıtırsan olabilir !

ama malesef Kuran haksızlık yapmaz !

üzgünüm : )

,

ayrıca ben illa şeriata uyacağım diye bugün mirası Kurana göre dağıtmakta haksızlık yaratabilir.yani kadına 1 erkeğe 2 bu şartlar içinde sakıncalı olabilir.çünkü siz Kuranı dağıtımda uygulamak istesenizde Kuran reel hayatın bütününde uygulanmadığı için kadına haksızlık olur.Kuran bütünü içinde uygulanabilir.

Kuran bütününe bakılırsa erkeğin yarısı almak kadın için haksızlık değildir.aksine kadın daha avantajlıdır.

çünkü Kuranda geçim erkeğe verilmiştir.kadının böyle bir zorumluluğu yoktur.

ama günümüzde bu pek uygulanmamaktadır.ayrıca evlenme durumunda kadın bizzat mehir almaktadır.günümüzde buda yoktur.yani Kuranın bazı hükümleri reel hayatta uygulanmadığı için kadın haksızlık görebilir.ama bu bugünkü hayatın realitesi için söz konusudur.Kuran bütünü ile uygulandığıda kadına haksızlık yoktur.aksine kadının para harcamasına bile gerek yoktur neredeyse ! ama erkekte çok yük vardır.üstelik ayrılık durumunda çocuklar erkeğe verilir.buda kadın için ekonomik bir yüktür.bu yük bile Kuranda yoktur.ama bugün tam tersidir.çocuk ilk kadına verilmektedir ! yani matematiksel olarak düşünün.

pozitif bir sayının negatif bir sayı ile çarpımı negatiftir.

yani mirasta Kurana uyacağım diye taksimi bu realite içinde 1 e 2 oranında yapmak kadına şuanki reel durum içinde haksızlık olur.çünkü bu paylaşım için bu paylaşımı haklı duruma getiren diğer şartkarın oluşması gerekir.

bazı kardeşlerim bu yazıma itiraz edebilir ! olasıdır !

ama sağduyulu olanlar sanırım ne demek istediğimi anlamışlardır.

eğer bu yazıma kızacak olan varsa.

bende onlara şunu derim.mirası Kurana uyup dağıttın.peki Kuranın bahsettiği diğer şartları yerine getirebiliyormusun ! madem Kuranda akılsızca bu kadar fanatiksin.o halde diğer şartlarıda yerine getirmelisin.ama bu tam bir don kişotluk olur.

buna bireysel güç ve bir ömür yetmeyebilir.

Kuran bize adil olmayı emreder.ve düşünmeyi.

bakın başka bir örnek vereyim.Kuran çok esnek ama aynı zamanda net bir kitaptır.anlatımı öyle güçlüdür ki.düşünenler onun hayatın o anki vurgusuna göre kolayca anlayabilirler.

Bakara 282

(Medenî 87) Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın. Bir katip onu aranızda adaletle yazsın. Hiçbir katip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun). Çağırıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin. Büyük veya küçük, vadesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur. Ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır. Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Genellikle) alışveriş yaptığınızda şahit tutun. Ne yazan, ne de şahit zarara uğratılsın. Eğer bunu yaparsanız (zarar verirseniz) şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir. Allah'tan korkun. Allah size gerekli olanı öğretiyor. Allah her şeyi bilmektedir.

bakın bu ayettede iki kadın şahitliği bir erkek şahitliğine denk gelmektedir.

ama burda çerçeveyi güzel algılamak gerekir.diri diri kız çocuklarını toprağa gömen bir toplumda kadının rolünü ve kimliğini düşünmeye çalışın.bunda eminim hepiniz başarısız olursunuz.çünkü günümüz için çok uç bir örnektir bu.

o zaman doğu anadoludaki kadınları düşünün.

biliyorsunuz.orda kız çocukları okutulmaz.bu durumda cahil kalmaya mahkum kadın.toplumsal yetilerden eksik kalmaya mahkumdur.sosyal hayatın içinde istisna olarak görülecektir.bu durumda ticaret hayatı içinde çok istisnai olarak görüleceklerdir.çünkü toplumun kadına olan bakışı ve baskısı kadını bu portreye mecbur edecektir.bu durumda kadın cahil ve silik bir karakter olmaya mahkumdur.

şimdi dil öğrenmek için ilk adımı atanlar kendilerinin ilk zamanlarındaki hallerini bir düşünsünler.ingilizce bilmeyen biri için ingilizce kelimeleri ezberlemek baya zordur.ilk anda akılda kalsa bile 10 dakika sonra unutulur.acaba neydi diye kara kara düşünür insan.

işte o zamanki kadınların rakamları aklında tutmasıda aynen böyle bişeydi ! çünkü rakamlar onlar için açık şekilde uzak terimlerdi !bu portre içinde düşünülürse ! bu şahitlikte iki kadın neden istendiği açıktır ! üstelik bu şahitlik yalnız ve yalnız ticaret için söz konusudur.zina şahitliği için asla iki kadın şartı yoktur.buda bahsettiğim duruma bir kanıttır.

şimdi bu durumda günümüzde eğer iki kadın bir erkek şahitiği uygulamak isterseniz hata etmiş olursunuz.çünkü Kuran mantık içinde olaylara bakar.

günümüzde durum tam tersi olsa yani kadın egemen erkeklerin baskı altında olduğu bir toplum olsa.ve bu ayet böyle bir topluma gelse.o zaman bu şahitlik tam tersi olurdu !

buna emin olun böyle olurdu.

çünkü dediğim gibi Kuran bir mantık kitabıdır.daima doğru mantıklar üzerine kurulmuştur.

ve daima kendi sağlaması içinde hatasızdır.

çünkü o kitap başka bir ayetinde der ki !

HİÇ BİLENLE BİLMEYEN BİR OLUR MU !

İŞTE KURAN BURDA KENDİ AYETİNİ KENDİ AYETİ İÇİN DEVREYE SOKMUŞTUR.

KURAN BÖYLE İNANILMAZ BİR KİTAPTIR.TOPLUM BASKISI SEBEBİ İLE MALESEF CAHİL KALMIŞ KADINI TİCARET KONUSUNDA CEHALETİ SEBEBİ İLE BİLEN ERKEKLE BİR TUTMAMIŞTIR.

bizde bilenle bilmeyeni bir tutamayız.eğer bir kadın iki kat biliyorsa.onu erkeğin yarısı yapamayız.çünkü Kuran bilenle bilmeyen bir olamaz demiştir.

bu durumda bir kadın iki erkek etmek zorundadır.

işte miras konusuda böyledir.eğer Kuranın koyduğu çerçeve bozulmuşsa bu durumda içindeki hükümlerin uygulanışıda paralelinde değişir.aksini yapmak Kurana uymamak olur.

bunlar iyi kötü düşündüklerim.ama bişeyleri iyi düşünmek için birilerininde iyi asist yapması gerekiyor.

heryeri yahudi zihniyeti içinde meal edilmiş bir meal hataları kümesi içinden doğruları bulmak pek kolay olmuyor.

o yüzden bu cariyelik meselesini eskiden beri çözebilmiş değilim.ne olduğunu hala emin ol bende bilemiyorum.

ama başlıktaki ırza geçme meselesinin olmadığı açık.

açıkça cariyelerle evlenmenizde sakınca yoktur deniyor.ve defalarca aynı ayetler tekrar ediliyor.

burdan ırzına geçebilirsin manası asla çıkmaz.çıkarsa evlenen erkekler evlendikleri kadının ırzına geçiyor manası çıkar çünkü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da yine arapca olan cariye kelimesi geçmez...Onun için çözülecek bir durum yok..

Kuran'da olmayan şeyleri çözmekse amaç o başka:)

CARİ kelimesi ise ücur olarak geçmekte..Oda nikah ahdi olan eşlerle ilgili bir durum...(ÜCUR) Mehir diye çevrilmiş...

Selam...

tarihinde herakles tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

safbilgi

Kıdemli Üye

Hiperaktif Üye Üyelik tarihi: Jan 2007

Mesajlar: 809

:

CARİYELİK

--------------------------------------------------------------------------------

HANGİ CARİYELER?

İslam düşmanları tarafından en fazla abüze edilen deyim “ma meleket eymanuküm” (sağ ellerinizin / yeminlerinizin altındakiler)dür. Ne yazık ki bu suiistimalin nedeni bilinçsizce ve hadislere eğilimli olarak yapılan Kuran çevirileridir. Geleneksel Müslümanlara göre bu ifade Kuran’da SADECE cariyeleri anlatmak için kullanılmıştır.

Bu, cinsiyet ayrımı yapmadan yaşamın her anında iffetli bir hayat sürmeyi emreden Kuran’a yapılmış en büyük hakarettir.

24:30 Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

24:31 Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar.

24:33 Nikâh imkânı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar.

70:29 Bunlar (müminler), cinsiyet organlarını titizlikle korurlar.

Halbuki bu ifadenin (ma meleket eymanuküm) geçtiği ayetlerde ne SAVAŞ ESİRİ ne CARİYE sözü geçer. Tek geçen “sağ elinizin / sözünüzün altındakiler”dir ve Kuran’a baktığımızda bunun birden fazla grubu anlatmak için kullanıldığını görürüz. Bu kişiler ille kadın olacak diye bir kaide yoktur; bazen çocuklar, bazen erkekler için de aynı kelime kullanılmıştır.

1. Evlatlık Olarak Baktığımız Çocuklar:

24:58 Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş

olanlarınız sizden üç durumda izin istesinler: Sabah salatından önce, öğlen vaktinde elbiselerinizi çıkardığınızda, akşam salatından sonra... Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar.Bunlar dışında size de onlara da bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

Yukarıdaki ayette “ellerimizin altında bulunanlarla” değil münasebet yatak odamıza bileizinsiz girmesine izin vermiyoruz ve ergenlik çağı gelmemiş çocuklarla bir tutuluyorlar.

04:03 Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için izinverilenleri (NİKAH ÇAĞINA GELENLERİ 4:6) ikişer, üçer, dörder nikâhlayın / evlendirin.Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, BİRİNİ yahut SÖZÜNÜZÜNaltındakileri. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur.

Ayette yetimleri (varsa) ikişer, üçer evlendirmemizi emrediyor (4:1 TÜM İNSANLARA HİTAP EDİYOR, erkeklere değil). Bu şekilde evlendirmede haksızlık yapacağımızdan korkuyorsak birini veyahut birilerine yetimlerle ilgili sözümüz varsa bunları evlendirmeliyiz.

33:55 Peygamber'in hanımlarına; babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları,kızkardeşlerinin oğulları, hizmetindeki kadınlar ve sağ ellerinin / sözlerinin altındakiler [mameleket eymanühün] ötürü hiçbir günah yoktur. Allah'tan korkun, ey Peygamber hanımları, kuşkusuz, Allah herşeye tanıklık etmektedir.

04:25 Korunmuş (EBEVEYNİ OLAN) kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz,ellerinizin altındaki [ma meleket eymaüküm] genç, mümin kızlardan biriyle evlensin. Allahsizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla

onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

Tüm kadınlar “muhsanat” (korunmuş) tur. Ayetlerden anladığımız kadarıyla iki çeşit “korunmuş” kadın var, biri belirli bir olgunluğa erişenler diğeri ise ebeveynleri tarafından korunanlar. Mezhepçilerin aksine ayetten anlaşıldığı gibi bu kişilerin de (MME) zina yapma gibi lüksleri yok. Artı dikkatinizi çekerim ayette “hür” ve “köle” kelimeleri geçmiyor.

24:33 Nikâh imkânı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar. Size bağımlı olanlardan [ma meleket eymanüküm], talihini / kısmetini isteyenlerin, kendilerinde iyi hal görürseniz, onlarla yazılı anlaşma yapın. Allah'a size verdiği malından siz de onlara verin. Hizmetinizdeki genç kızları, iffetli kalmak isteyip dururlarken, iğreti dünya hayatının basit menfaatini elde etmek için fuhşa zorlamayın. Kim onları baskı altında tutarsa Allah, fuhşa zorlanmalarından sonra onları affedici, esirgeyicidir.

Muhsanat “korunmuş” demektir. 4:24’ten anladığımız üzere bir kızla evlenebilmek için bunların korunmuş (evlenilecek yaşta) olmalarına dikkat etmeliyiz.

2. Emrimiz Altında Çalışanlar:

24:31 Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut

kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar [ma meleket eymanühünne] yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar.Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler,Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!

Yukarıdaki ayet cariye sapıklığını İslam’a mal etmeye çalışanların yüzüne tokat gibi vuruyor,çünkü ayette kadınların da “sağ ellerinin altında” birilerini bulundurabildiğini görüyoruz.

Erkeklere cariyelerle düşüp kalkma için ruhsat veren mollalar, imamlar kadınlara niye “sağ ellerinin altındakilerle” münasebet izni vermiyor?

04:36 Allah'a kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara [ma meleket eymanüküm] iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.

16:71 Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere [ma meleket eymanüküm] aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah'ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar?

30:28 Size öz benliklerinizden bir örnek verdi: Ellerinizin altında bulunanlarda [ma meleket eymanüküm], size verdiğimiz rızıklarda, sizinle aynı haklara sahip, birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz ortaklarınız var mı? İşte biz, aklını işletecek bir topluluk için ayetleri böyle açık açık sıralıyoruz.

3. Evlilik Yemininiz Altındakiler:

Bu kategoridekilerle cinsel ilişkiye izin var ama dikkat etmemiz gereken Allah’ın, bazı çevirilerin aksine “eşleri ve yemininiz altındakiler değil” VEYA kelimesini kullanmasıdır.Bunlar farklı şeyler değildir. Örneğin ülkemizde sadece imam nikahıyla yaşayan ve evlenmeye gücü yetmeyen insanlar vardır, bu da bir evlilik yeminidir

.

70:29 BUNLAR, cinsiyet organlarını titizlikle korurlar.

70:30 Ancak eşleriyle VEYA yeminlerinin altındakiler [ma meleket eymanuhum] konusunda kınanamazlar.

23:05 Cinsiyet organlarını koruyanlardır onlar (MÜMİNLER 23:1).

23:06 Eşleri VEYA yeminleri altındakiler [ma meleket eymanühüm] müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar.

Bazı sapık çevirmenler Allah’a iftira atmak pahasına cariye görüşünü HÜKÜMSÜZ

bırakacağından olacak ayeti “eşleri VE ellerinin altındaki cariyeler hariç” olarak çevirmişler.Düşünemedikleri şey ise ayette belirli bir cinsiyetten (erkekten) DEĞİL her iki cinsiyetten (ONLAR DİYE) bahsetmesidir!

33:50 Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini / hediyelerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana bağışladığı yemininin altındakiler [ma meleket yemınüke], amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu...Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

Not: Ayette “ganimet” kelimesi geçmez.

ve ma meleket yemınüke memma efaellahü aleyke

ve yemininin altındakiler Allah’ın senin üzerine bağışladığı

33:52 Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz. Bunları, başka eşlerle değiştirmek de -onların güzellikleri hoşuna gitse bile - helal olmaz. Yeminin altındakiler müstesna [ma meleket yemınüke]. Allah her şey üzerinde bir Rakîb'dir, her şeyi gözetlemektedir.Gördüğünüz gibi İslam esire kadın veya erkek olsun saavş sırasında dahi işkenceyi, tecavüzü emretmez. Bu kişiler bir ücret veya lütuf karşılığı salınmalı (47:4) ve esaret sırasında örnek bir hoşgörü sergilenmelidir:

76:08 Yoksula, yetime ve ESİRE, yemeği severek yedirirler.

76:09 "Biz size yalnız ve YALNIZ ALLAH RIZASI İÇİN YEDİRİYORUZ. Sizden bir

karşılık da bir teşekkür de istemiyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Terliksi,

samimi bir şekilde çözemediğini ve sebeplerini izah ettiğin için teşekkür ederim. Zaten samimiyetine inanmasan senin muhatap almazdım ve sevmezdim de. O kadar yoğunsun ki bunları bir anda çözüme kavuşturmak mümkün değil. Bu yüzden oluşturduğun düşünceleri her zaman zıt fikirler içerisinde savunmalısın ve bu foruma daha sık uğramalısın. Aksi taktirde elindekini dövmeden bir sanat eserine dönüştürmen mümkün değil. Elinde bir açıdan düzgün kıvrımlara sahip görünen demir diğer açıdan bakıldığında bunları barındırmayabilir. Düşüncelerini inceleyeceğim. Ve demir ustası misali demirin (yani düşüncelerinin) dövülmesini izleyeceğim. Aksi ile dövülüpte şekillenmemiş hiç bir düşüncenin kıymeti yok dostum. Bizim içinde bu önemli. Yeni şekillenmeleri ve bakış açılarını öğrenmiş oluyoruz.

Elbette tecavüz kelimesi oldukça rahatsız edici. Ancak ortada cariyelik kurumu var. Ben Tanrı'nın(veya Muhammed) alkol'e gösterdiği ehemmiyeti göstermesini beklerdim.

Son kez tekrarlamak istiyorum. Eğer bu foruma katılmaz isen sadece kendini kandırırsın. Zıt fikirler ile çarpışmayan veya çarpışamayan bir fikrin ne önemi var. Olmasa bile olur emin ol.

Cariye konusunu irdelemek zorundayız. Bunun toplumsal facia'ya dönüşmesine izin veremeyiz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...