Jump to content

Recommended Posts

Zaman konusunun içerisine dogma katarak mistisizm peşinde koşanları görünce kabaca bir zaman tanımının herkes için ideal olacağını düşünmeye başladım.

Einstein'ın 'zaman nedir ?' sorusuna verdiği ''saatin gösterdiği neyse o'dur.'' demesi gibi.

Bizde basitçe zaman'ın ne olduğu yazalım ve aradan çekilelim madem.

t = d/v

Saygılarımla.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 178
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Zaman konusunun içerisine dogma katarak mistisizm peşinde koşanları görünce kabaca bir zaman tanımının herkes için ideal olacağını düşünmeye başladım.

Einstein'ın 'zaman nedir ?' sorusuna verdiği ''saatin gösterdiği neyse o'dur.'' demesi gibi.

Bizde basitçe zaman'ın ne olduğu yazalım ve aradan çekilelim madem.

t = d/v

Saygılarımla.

Dogma mı?

Einstein'ı dogmatik mi buluyorsunuz?

Ben başka dogmatik bir ifade görmedim.

Biraz açıklayın ne demek istediğinizi..

Yazdığınız forumülüde açıklamalısınız. Eğer zaman mesafenin hıza bölümü ise, kendiliğinden var olamaz.

Umarım bunu da anlıyorsunuzdur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zamanın felsefesi derseniz daha doğru.. Zamanın nasıl dogmatikleştirildiğini bir türlü düşünemiyorum.

Zamanı bir inanç mı yaptık yani?

Zaman felsefesi yapılacak çok güzel bir konu aslında ve zaman hakkında çok sayıda kitap olduğu gibi, görüş de var.. Açıklama da var. Kuram da var.

Zamanı bu şekilde ehemmiyetsizleştiremezsiniz.

İki yazarın buna teşebbüs ettiğini görüyorum.

Onlara katılmıyorum.

Zaman dinlerin değil, bilimin ilgi alanına giriyor.

Ne olduğu kesin olarak bilinmediği için de zaman hakkında yapılan yorumlar felsefeye kaçıyor.

Zamanı tartışmaya devam edeceğiz.

Konu ile ilgilenen katılır. Yüreği olan yani.. Herkese göre bir konu olmadığını biliyorum...

It is not for faint hearted people.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zamanın felsefesi derseniz daha doğru.. Zamanın nasıl dogmatikleştirildiğini bir türlü düşünemiyorum.

Zamanı bir inanç mı yaptık yani?

Zaman felsefesi yapılacak çok güzel bir konu aslında ve zaman hakkında çok sayıda kitap olduğu gibi, görüş de var.. Açıklama da var. Kuram da var.

Zamanı bu şekilde ehemmiyetsizleştiremezsiniz.

İki yazarın buna teşebbüs ettiğini görüyorum.

Onlara katılmıyorum.

Zaman dinlerin değil, bilimin ilgi alanına giriyor.

Ne olduğu kesin olarak bilinmediği için de zaman hakkında yapılan yorumlar felsefeye kaçıyor.

Zamanı tartışmaya devam edeceğiz.

Konu ile ilgilenen katılır. Yüreği olan yani.. Herkese göre bir konu olmadığını biliyorum...

It is not for faint hearted people.

Kastım sizin yazılarınız değildi Sayın hacı, birkaç başka yazarın textlerinde konu dışına saptırılma çabası sezdiğimden böyle bir kanaate vardım. Öte yandan t = d/v bağıntısını da açalım.

t= zaman

d= mesafe

v= hız

Bu bize zamanı tanımlar mı ? sadece referans noktası ile mesafenin arasında geçecek olan planck zamanı birimleri toplamını verir.

Bu Zaman konusunu elbetteki açıklamaya yetmez.

Zaman'ın dokusunun büküldüğünü, kırıldığı veya katlandığını ifade etmek için yetersizdir.

Saygılarımla.

tarihinde Deus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kastım sizin yazılarınız değildi Sayın hacı, birkaç başka yazarın textlerinde konu dışına saptırılma çabası sezdiğimden böyle bir kanaate vardım. Öte yandan t = d/v bağıntısını da açalım.

t= zaman

d= mesafe

v= hız

Bu bize zamanı tanımlar mı ? sadece referans noktası ile mesafenin arasında geçecek olan planck zamanı birimleri toplamını verir.

Bu Zaman konusunu elbetteki açıklamaya yetmez.

Zaman'ın dokusunun büküldüğünü, kırıldığı veya katlandığını ifade etmek için yetersizdir.

Saygılarımla.

Yine de bu formül bir şey ifade ediyor..

O nedir?

Aynı şekilde Einstein'ın uzay-zaman (uzam) kavramı ne ifade etmektedir?

Einstein'ın görelik kuramına göre uzam genleşmektedir...Genleşen nedir?

Time dilation neyin ölçüsüdür?

Einstein'ın bu tanımlamalarına göre zaman var mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şöyle bir soru sorayım o zaman...

Einstein'ın görelik kuramında ışık hızının sabit olduğunu kabul eden uzay zaman ikilemi neyi ifade ediyor?

Neyin ölçüsü?

Hesaplanıyor, kitaplanıyor ve GPS'de düzeltmeler falan yapılıyor..

Nedir onlar?

Zamanın göreli olması ne anlama geliyor?

Aslında bu soru herkese..

Fizikçiler de dahil.

Zamanla ilgili önemli bir konu..

kuramda göreceli olan şey ışık hızı değil, eylem durumundaki x nesnenin y ve n nesnelere göre kazandığı niceliksel değerlerdir.. x nesne 1. durumda y nesnesine göre 1 birim düzeyinde hareket ediyor ve 2. durumda mesela 2 birim düzeyinde arada hareket ediyorsa görelilik oluşur.. burada göreli olan şey hız değil ikinci durumda ortaya çıkan değerlerdir.. zaman da o değerlerle ifade edildiği için göreceli hale gelmiş olur... görelilikten bahsedebilmek için en az iki nesne ve iki farklı birim gerekir... benim zaman ve görelilikten anladığım budur..

tarihinde Faramir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kuramda göreceli olan şey ışık hızı değil, eylem durumundaki x nesnenin y ve n nesnelere göre kazandığı niceliksel değerlerdir.. x nesne 1. durumda y nesnesine göre 1 birim düzeyinde hareket ediyor ve 2. durumda mesela 2 birim düzeyinde arada hareket ediyorsa görelilik oluşur.. burada göreli olan şey hız değil ikinci durumda ortaya çıkan değerlerdir.. zaman da o değerlerle ifade edildiği için göreceli hale gelmiş olur... görelilikten bahsedebilmek için en az iki nesne ve iki farklı birim gerekir... benim zaman ve görelilikten anladığım budur..

Faramir..

Hala anlaşılır bir cevap vermiş değilsin.

Görelik kuramı neden bahsediyor?

Nicelsel değer dediğin şey nedir?

Nedir ikinci durumda ortaya çıkan değerler?

Zaman mı?

Görelik olması için elbette en azından iki nesne ve iki birim gerekir.

Ama onlar arasındaki göreliğin temeli nedir?

Biraz daha açayım. Eğer onlar olayları farklı olarak görüyorlarsa, neden farklı görüyorlar?

Hadi biraz daha açayım. Eğer onların arasında zaman farkı varsa, neden var?

Link to post
Sitelerde Paylaş

iki nesne aynı hızda aynı hizada bulunan iki noktaya doğru hareket ediyor diyelim..

ikinci nesnenin yolu üzerine bir engel koyduk, ya da çekim yaratan başka bir nesne..

ve nesne o engelin etrafından dolanarak ya da o nesneye yaklaşarak o noktaya hareket ediyor.

engel durumunda hız aynı kalsa bile o noktaya varması diğer nesneye göre daha fazla birimde gerçekleşiyor.

çekim durumunda ise hızın değişme durumuyla birlikte birim sayısı da artıyor..

uzay zamanı bükülüyor yani.. 8 birim yerine yerine 9 birim.. 10 metre yerine 12 metre...

ilk hareketine ve diğer nesneye ya da n nesneye göre ortaya çıkan değer değişikliği de göreliliği oluşturuyor..

burada birim uzamdır, uzamın nicel değeridir.. örneğe göre o nesnenin ilk hareketi de diyebiliriz..

nesnenin uzamdaki nicel değişim değerleri zamanı oluşturur..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaman konusunda epeyi ilerleme yaptık.

Şimdiye kadar yaptığımız ilerlemeleri özetleyebilir miyiz?

Ama önce şu uzay-zaman sorununu halledelim.

Görelik kuramı neyin ölçüsüdür.

Göreli olan nedir?

Bu konuya yukarda değinmiştim. Kısaca tekar göz atalım.

Einstein’ın genel görelik kuramı GPS (Global Positioning System) üzerinde ölçülebilir bir dizi etkiye sahiptir. En önemli etki GPS sistemindeki zamanın ölçümüdür. Her GPS sisteminde en azından bir, bazan birden fazla atom saati vardır. GPS alıcısı çeşitli uydulardan gelen sinyalleri alır ve onları üçgenleyerek yerini saptar. Burada üç relativistik (görecelilik) etki vardır. Zamanın genişlemesi, çekim frekansı ve ekzantrisite etkisi (eksenden kaçıklık)….

Zaman genişlemesi aslında özel görelik kuramı ile belirlenmiştir. Teoride iki saat arasındaki göreli hareketin, hareket halinde olan saatte duran saate göre daha yavaş olması gerektiği ileri sürülür. Buna göre hızla dönmekte olan uydudaki saat, yerdeki saaten geridedir. Bunun kompanze edilmesi gerekir. Görelik kuramı saatin atom saatinin saniyedeki döngüsünün (cycle per second) şu faktör kadar yavaşlayacğını kurgular. v^2/2c^2=10^-10 Aslında bu yaklaşık bir faktördür. Pratik karşılığı günde 7 mikro saniye gecikmedir.

Buradaki v, uydunun yörüngedeki hızı olan saniyede 4 km’dir. C de bildiğiniz gibi ışık hızıdır. Einstein’ın zaman genişlemesi etkisi GPS sistemi tarafından demonstre edilmiştir. Yani doğrudur.

Çekim frekansındaki sapmaya gelince.. Bu genel görelik kuramı ile açıklanabilir. Bu kurama göre büyük cisimlerin yakınlarında atom saati, uzaktaki cisimlerden daha yavaş hareket etmektedir. Alıcı dünyaya uydudan çok daha yakın olduğundan uydudaki saatten günde 45 mikro saniye kadar yavaştır. Buradaki faktör 5x10^(-10) olarak ifade edilebilir. Yani çekim frekansındaki sapma da farkedilir bir etkiye sahiptir ve kompanze edilmelidir.

Bu ikisini birleştirince GPS uydusunda zaman günde yerdeki zamandan 38 mikro saniye daha hızlı geçmektedir. Bu etki düzeltilmezse günde 10km lik bir fark birikmektedir. Bu da sistemin işe yaramaması demektir.

Ayrıca GPS uyduları mükemmel bir daire çizmediklerinden, eliptik yörüngeleri de dikkate alınmalı ve hesaplara eklenmelidir. Bu da yukarda değindiğimiz eksenden kaçıklık (egzantriste etki) olarak bilinir.

Özel görelik kuramında daha hızlı hareket eden uydudaki atom saatine göre zaman, yerdeki saate göre, daha yavaş geçiyor.

Burada zamandan bahsedilmiyor. Göreli olan ve ölçülen değer, yerle uydu arasındaki saatler arasındaki fark.

Zamanın geçme hızları farklı. Zamandan bahsedilmiyor ama, zamanlar arasındaki farka atıfta bulunuluyor.

Özel görelik kuramına göre zaman var mı?

Zamanlar arasında fark varsa, zaman da olmak zorunda. Çünkü aradak fark olmaz.

Ama görelik kuramına konu olan zaman mevcut olan bir zaman değil. Hareketle yaratılan bir zaman.

Ve yalnız iki nesne arasında geçen bir zaman. Biri uydu, diğeri yeryüzündeki kişinin elindeki GPS aleti.

Ayrıca uyduda zaman biraz daha hızlı geçiyor. Nedeni de büyük cisimlerin yakınlarında zaman yavaşlıyor.

Einstein'a göre zaman var mı?

Görelik kuramı zamanın geçme hızından bahsediyor.

Zamandan bahsetmiyor.

Tabii zamandan bahsetmeden veya ona atıfda bulunmadan, zamanın geçme hızından bahsetmek mümkün değil.

Einstein'ın bahsettiği zaman aslında cisimlerin hareketi sırasında açığa çıkan bir zaman....

Şimdiye kadar yazdıklarımızdan bir sonuç çıkarırsak, zaman için hem var diyebiliriz, hem de yok...

Zaman cisimlerin hareketleri ile çok yakından ilgili bir değer.

Onlar hiç hareket etmezse, zaman da geçmez.

Tabii bu açıklamada da bir sorun var. Cisimlerin hiç hareket etmemeleri mümkün değil. Çünkü atom ve öğeleri sürekli bir hareket halinde.

Ama absolü sıfırda o hareket duracak ve onunla birlikte zaman da duracak.

Peki zaman başka nasıl duracak.

Einstein'ın uzay-zaman (uzam) kuramına göre, zaman ışık hızında hareket eden fotonlar için de duracak.

Çünkü cisimler uzay zamanda hareket ediyorlar ve hızları toplam olarak ışık hızını geçemiyor. Fotonlar ışık hızında hareket ettiklerine göre onlar için zaman geçmiyor...

Burada duralım.

Biraz da zamanda geri gitmenin mümkün olup olmadığına bakalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Güzel açıklamalar hacı..

son paragrafa gelince.. kişisel görüşüm..

ışık hızını referans alırsak zaman hızlı veya yavaş ilerleyebilir.

ama zamanda geri gitmek olası değildir..

zaman evrenin hareket türünden nicel değeriyse eğer, bu değer hep artarak devam eder.. 12 milyar yıldır..

yapılan bir hareketi geri almak mümkün olmadığına göre zamanda geriye gitmek mümkün değildir..

yapılmış bir hareket geçmişte kalmış bir harekettir.. o hareketin yapıldığı ana gitmek demek aslında yeni ve o anın geleceğinde bir hareket yapmaktır.. bir saati geri aldığımızda bile aslında ileri almışızdır..

ama göreli olarak geçmişe dönmekten ya da geçmişte olmaktan bahsedebiliriz..

farklı hızlara sahip iki nesne hareket ederken, yavaş hareket eden nesne hızlı hareket eden nesnenin geçmişinde hareket eder.. x,y,z noktalarında, hızlı nesne z'deyken yavaş nesne y'de ise, o nesne hızlı nesnenin geçmişindedir diyebiliriz.. tabi bu göreli bir geçmiştir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zamanda geri gitmek şöyle olabilir.

Diyelimki toplumsal ilerlemelerde bazı toplumlar diğerlerine oranla hızlı gelişmiş ve gelişmeye devam ediyor. Bazıları da geride kalmış 50-100 veya daha fazla yıl geriden takip ediyorlar. İleri toplumdaki biri, geri kalmış toplumlara gittiği ve orada yaşamaya başladığı zaman. Zamanda da geri gitmiş sayılır.

Yüzbinlerce yıl geri gitmek istiyorsak. Bonobolarla beraber yaşamaya başlayabiliriz. :D

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zamanda geri gitmek şöyle olabilir.

Diyelimki toplumsal ilerlemelerde bazı toplumlar diğerlerine oranla hızlı gelişmiş ve gelişmeye devam ediyor. Bazıları da geride kalmış 50-100 veya daha fazla yıl geriden takip ediyorlar. İleri toplumdaki biri, geri kalmış toplumlara gittiği ve orada yaşamaya başladığı zaman. Zamanda da geri gitmiş sayılır.

Yüzbinlerce yıl geri gitmek istiyorsak. Bonobolarla beraber yaşamaya başlayabiliriz. :D

Sevgiler.

Mantıklı bir açıklama... Bu yöntemle zamanda istediğin kadar geri gidebilirsin sevgili Drekinci. Sağduyu ile de uyumlu....

Ama QED'de zamanda geri gitmek biraz farklı olarak açıklanıyor Feynman tarafından.

İlginç bulabilirsiniz.. Biraz ondan bahsetmem gerekiyor önce...

QED (Quantum Electro Dynamic)

QED, zamanı da kapsamına alan ışık ve madde ile ilgili garip bir kuramdır.

Zaman mı dedik? Onu zamansızlık da yapabilirsiniz, ileriye ve geriye gidip gelen zaman da yapabilirsiniz.

QED bu özelliklerinden dolayı da gariptir.

Peki QED’nin bu garabetini, insan akıl, mantık ve sağduyusu ile açıklamak mümkün müdür?

Her ne kadar biz elimizdekilerle yetinmek zorunda isek de, belki biraz da olsa mümkündür.

Bu arada hemen eklemek istiyorum. QED antimaddenin zamanda geri hareket etmesi ile pek ilgili değildir.

O da başlı başına başka bir garabettir.

Önce ona kısaca değinip, QED ile devam edeceğim. Bir teoriye göre uzay, zaman ve kütle-enerji Big Bang sırasında zaman aksisi üzerinde, Weyl’in zaman simetrisi tanımına göre + ve - yönlere doğru genişlemiştir. Bu kuram Feynman-Stueckelberg yorumuna uygulanınca, anti-maddenin de kuantum özellikleri dışında maddenin aynısı olduğu ama, zamanda ters yöne doğru hareket ettiği ileri sürülmüştür. Bu konunun spekülasyonu bizi burada hiç ilgilendirmiyor. Çünkü zamanın ne olduğunu bile kesin olarak bilmeden, zamanda geriye gitmeyi tartışmak tümüyle yersiz. Ayrıca dünyada hızlandırıcılarda sentez edilen antimaddelerin zamanda geri gittiği iddiası absürd. Yukarda değindiğim antimaddenin zamanda geri gitmesi, paralel bir evrende gerçekleşiyor. Bir kurama göre bu evrenler arasında madde alış verişi yapılıyor. Ancak o fantezi de bizim konumuz değil. Zamanda geri gitmek matematiksel bir açıklamadan başka bir şey değil. Ona aşağıda yer vereceğiz.

QED elektronların birbirleri ve elektromanyetik radyasyonla (yanı ışıkla, fotonlarla) olan ilişkilerini araştıran bir kuantum fizik teorisidir. Elektronların birbirleri ve fotonlarla olan ilişkileri etrafımızdaki her türlü fiziko-kimyasal süreçlerin temelini oluşturur. Elektronlar atomun diğer atomlarla kurduğu ilişkilerden sorumlu parçacıklardır. İçinde yaşadığımız evrendeki bütün fiziksel ve kimyasal süreçler elektronlar arasındaki ilişkiler üzerine kurulmuştur. Görüldüğü üzere QED’nin önemini abartmaya olanak yoktur.

Elektronların etrafında bir foton bulutu vardır. Elektrolar onlar aracılığı ile birbirleri ile ilişki kurarlar. Bir elektron foton saçar ve geri itilir. Diğeri onu alıp soğurur ve itilir. Elektronların birbirlerini itme nedeni budur. Evrende vuku bulan kimyasal süreçlerin hepsini kuantum fiziği ve özellilke onun QED dalı ile açıklamak mümkündür. Biyolojik moleküller de elektronların bu kuantum özelliklerinden yararlanarak canlılığı başlatır ve sürdürürler.

QED kuramını açıklamanın çeşitli yöntemleri olabilir. Hiç bir fizikçi onu Feynman kadar zarif ve anlaşılır bir şekilde açıklamamıştır.

Feynman QED’yi fotonlar, elektronlar ve olasılık dalgaları ile açıklar.

Olasılıklar size parçacıklara muhtemelen nerede rastlayacağınızı söyler.

Ama onları bulduğunuz yerde olasılık dalgalarının yok olup yerlerini parçacıkların aldığını görürsünüz.

Feynman’a göre ışık ve maddenin tepkileşmelerinde yalnız üç şey önemlidir:

İlkinde fotonun bir yerden diğer bir yere gitme olasılığı söz konusudur.

İkincisinde olasılık bir yerden diğerine giden elektronla ilgilidir.

Üçüncü olarak da elektronun foton emmesi veya saçması olasılığı vardır.

Eğer bütün bunları hesaplayabilirseniz, elektrolarla fotonların tepkileşmeleri sonucunun ne olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz.

Karmaşık bir sistemde, teker teker basit de olsalar, bu içinden çıkılmayacak kadar ağır hesaplamaları gerektirmektedir. Dolayısıyla kesin hesaplamalar, az sayıda elektron ve fotondan oluşan, mümkün olduğu kadar basit sistemlerde yapılmalıdır. Daha sonra bunları daha karmaşık sistemlere uygulamak mümkün olmalıdır.

Bu karmaşıklığa neden olan olgulardan birisi elektronun veya fotonun, bir yerden diğer bir yere gitmesi olasılığıdır.

Biz onları düz bir çizgi çizerek A noktasından B noktasına gidiyor olarak düşünüyoruz.

Başka bir olasılık aklmıza gelmiyor.

Bu doğru bir düşünce mi? Elektron veya foton A’dan B’ye başka nasıl gidebilir?

Feynman’a göre onlar başka yolları izleyerek gidebilir ve gitmelidir de. Bu gözlem Feyman’ın QED’ye olan en büyük katkısıdır. Feynman elektron veya fotonun A’dan B’ye mümkün olan her yolu izleyerek vardığını iddia etmektedir. Bu yol düz de olabilir, eğri de, dalgalı da olabilir zigzaglı da. Her türlü traje mümkündür. Bu patikalar arasında zamanda geri gitmek de vardır, ışıktan hızlı gitmek de... QED’nin inanılmayacak kadar doğru olmasının bir nedeni de bütün bu hesaplamaları bünyesinde toplayabilmesidir. Ayrıca bu teoride Einstein’ın görelik kuramı ile kuantum mekaniği ilginç bir şekilde işbirliği yapmaktadır. A’dan B’ye olan trajelerin karmaşık olanları için olasılıklar çok düşüktür ve onların çoğu zaten birbirlerini nötralize ederler. Ama kesin olarak sonuca dramatik bir etkileri vardır.

Gelecek yazımda elektronların zananda ileri geri nasıl davrandıklarına değineceğim. Ama olayın tam ve net olarak anlaşılacağını garanti edemem.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Einstein'ın 'Görelilik' teoremine göre göreli olan nedir ? sorusunu ele alalım. Bunun içinde Fizik'te pek çok defa kullanılan o Tren örneği yerine biraz daha yenilikçi olarak araç içerisindeki saatler örneğini verelim.

Öncelikle göreli olan zaman'dır, diyerek konuya girmek istiyorum. Peki nasıl ? Newton'un iddiası gibi statik bir atomik tick-tack yok mu ? Zaman evrensel bir sabit değil mi ? soruları peşi sıra bizi takip ede dursun, ışık hızıyla biz yolumuza devam edelim; belki bir saydam noktadan yansıyarak geri döner ve o sorularıda cevaplandırırız.

Zaman'ın göreliliğini önceki yazılarımda terimsel olarak ifade ettiğim için şimdi örnek'li açıklama yapmayı düşünüyorum; 0.9c gibi korkunç bir hızla ilerleyen bir araç düşünelim (durağan gözlemciye göre) bu durumda araç içerisindeki bütün saatler bizim saatlerimizden daha yavaş çalışacaktır. 1 yıl sonra (durağan gözlemciye göre) aracın içindeki saatler bizim saatlerimizin 2 kat'ı kadar daha yavaş işlemiş olacaktır. Buna zaman genleşmesi denmektedir. Einstein'ın bahsettiği 'Genişleyen Zaman' teorisinin örneği budur. Müon'un yeryüzüne bozunma süresinden dolayı ulaşması hiçbir zaman mümkün değildir, ancak Müon yeryüzüne inebilmektedir. Bunu Görelilik teorisinden başka birşeyle açıklamanın izahı yoktur. Kısacası; Müon'un ''içsel bozunma saati(!)'' Işık hızına çok çok yakın bir hızda hareket ettiğinden dolayı bizim zaman akışımıza göre yavaşlamaktadır ve yeryüzüne ulaşabilmektedir. İkinci örneğin çok daha açıklayıcı olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, kendi kendimize sorduğumuz o sorulara dönelim, Newton'un düşündüğü statik zaman kavramı, en basitinden Müon örneğiyle çöpe gitmiştir. Zaman statik değil Işık hızı 'c' sabittir. Constant'ı c olarak ele aldığımızda da Zaman'ın göreli olduğunu görüyoruz. Uzay'daki herhangi bir X noktası refere edilerek, bu herhangi bir X noktasından Y noktasına 'Hareket' edildiğinde ise 'Hız' zaman eğrisini oluşturur. Böylece zaman akışı dediğimiz kavram ortaya çıkar.

Saygılarımla.

tarihinde Deus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Müon'un yeryüzüne bozunma süresinden dolayı ulaşması hiçbir zaman mümkün değildir, ancak Müon yeryüzüne inebilmektedir. Bunu Görelilik teorisinden başka birşeyle açıklamanın izahı yoktur. Kısacası; Müon'un ''içsel bozunma saati(!)'' Işık hızına çok çok yakın bir hızda hareket ettiğinden dolayı bizim zaman akışımıza göre yavaşlamaktadır ve yeryüzüne ulaşabilmektedir. [Deus yazdı/b]

Müon'un içsel bozunma saatini yavaşlatan şey nedir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müon'un yeryüzüne bozunma süresinden dolayı ulaşması hiçbir zaman mümkün değildir, ancak Müon yeryüzüne inebilmektedir. Bunu Görelilik teorisinden başka birşeyle açıklamanın izahı yoktur. Kısacası; Müon'un ''içsel bozunma saati(!)'' Işık hızına çok çok yakın bir hızda hareket ettiğinden dolayı bizim zaman akışımıza göre yavaşlamaktadır ve yeryüzüne ulaşabilmektedir. [Deus yazdı/b]

Müon'un içsel bozunma saatini yavaşlatan şey nedir ?

Müon'da diğer Lepton'lar gibi rölativistik hız limitlerinde hareket eder, bildiğiniz gibi c constant'ına denk ya da yakın süratle yol alan partikül/dalgalar için zaman yavaşlamaktadır. (Bkz. Özel Görelilik Teorisi) Bu durumda Müon'un ''içsel bozunma saatini(!)'' yavaşlatan etken hızıdır.

Saygılarımla.

tarihinde Deus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hızı arttıkça kütlesi artacak fakat işte bu kütlenin artması içsel bozunmayı nasıl yavaşlatıyor ?

Hızı artınca kütlesinin artması bozunacak kütle miktarını arttığı için önemli olabilir.

O zaman bozunma zamanı uzayacak...

Ama bu benim spekülasyonum.

Böyle olmayabilir.

Hızı arttıkça zaman muon için yavaş geçmeye başlayacak. Bu da içsel bozunmanın daha uzun süre devam edebilmesi demektir.

Muon hızla dünyaya yaklaşırken dünyadaki zaman normal olarak geçmektedir ama, kendi zamanı yavaşlamaktadır.

Kendi zamanı yavaşladığı için de, bozunması yavaşlamaktadır.

Bu ikiz paradoksuna benziyor.

İkizin biri dünyada kalıyor. Diğeri ise uzayda bir uzay gemisinde ışık hızında hareket ediyor.

Dünyada kalan normal yaşlanıyor. Diğer ise ışık hızında hareket ettiği için daha yavaş yaşlanıyor.

Bu içsel bir yavaşlama.. Işık hızı ile hareket eden cisim için zaman geçmiyor zaten. Uzay gemisi ışık hızında değil de, ona yakın bir hızla ilerlediği için zaman geçiyor. Ama çok yavaş geçiyor.

Uzay gemisi dünyaya geri döndüğünde, ikizin eşi 30 yıl önce 70 yaşında ölmüş oluyor. Bu sayıları ben uydurdum ama öyle bir şey.

Bunu muona uygularsak, muonunu ömrü uzuyor. Dünyadaki bir eşi yok olduğu halde, kendisi yok olmadan dünyaya çarpıyor ve yer kabuğunun derinliklerine penetre olabiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...