Jump to content

Yaşamın amacı talepleri...


Recommended Posts

Kimi zaman teistler, "yaşamımızın amacı nedir?", "Amaçsız bir yaşam anlamsızdır" türü serzenişlerde bulunurlar. Bu soru tamamiyle temelsiz bir soru olmasına rağmen, aslında teistlerin içten pazarlıklı tavrının en güzel örneğidir.

Farzedelim ki, dünyada varoluşumuzun amacı, kozmik bir süper medeniyetin Ekonomik Optimizasyon Araştırılması. Bu da bir amaç ve varoluşumuzun nedeni olarak öne sürülebilecek nitelikte bir varsayımdır. Peki, bu amaç ve varsayım teistleri tatmin eder mi? Elbette etmez, onların "amaç" talebinin ardında aslında sonsuz yaşam umudu ve talebi vardır, bu sonsuz yaşamı vaadetmeyen herhangi bir amaç varsayımı onları asla ama asla tatmin etmeyecektir ve etmemektir. Bu nedenle, dünyada varolan dinlerin tamamı ölüm sonrası sonsuz bir yaşamı vaadetmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Tam ben bir başlık açacaktım ama Kodoman benzer bir soru sormuş bende bu başlıktan devam edeyim dedim... Kusura bakmayın artık Kodoman Bey :)

"tüm teistlere sormak istiyorum, samimi olarak düşünmenizi istiyorum ; eğer cennet ve cehennem olmasaydı ölüm sadece bir son olsaydı yine de mevcut dininize inanmaya devam edermiydiniz? Dinlerde ölümden sonraki yaşam en büyük caydırıcı unsurdur insanlar için, bu şekilde bir korku faktörünüz yok, yine de tanrı(nıza) sadece büyük ve kudretli olduğu için evreni yarattığı için tapmaya devam edermiydiniz? Ya da bu soruyu hiç kendinize sordunuz mu?"

Cevapları cidden çok merak ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"tüm teistlere sormak istiyorum, samimi olarak düşünmenizi istiyorum ; eğer cennet ve cehennem olmasaydı ölüm sadece bir son olsaydı yine de mevcut dininize inanmaya devam edermiydiniz?

Sana şöyle cevap vereyim. Eğer biran için perde açılsa ve Levhi Mahfuz'a bakma imkanı bana verilse ve ben kendimi cehennemliklerden bile görsem yine Rabbime ibadete devam ederim.

Sen şimdi benim soruma cevap ver.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim açımızdan olaya bakınca haklısın. Ama ben sizi merak ediyorum. Ateistlerin yaşama amacı var mı, varsa nelerdir ve niçin?

her insanın bir amacı vardır aslında siz cenneti amaçlarsınız kimisi dünyayı değiştirmeyi kimide kendimi kurtarayım yeter dünya kim ben kim der ama amaçsız insan yoktur diye düşünüyorum =) amacından sapıp amacına ulaşamayan vardır tamam ama amaçsız yoktur...

illa amaçsız olucam diyen bir insanda zaten amaçsız olmayı amaçlamıştır :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaşamın anlamını herkes merak eder. Her çocuk kendine ben nereden geldim sorusunu sorar mutlaka.

Daha iler yaşlarda da ben neden varım sorusuna yanıt arar.

İnsanın sürekli sorduğu ve cevabını aradığı bir sorudur bu.. Ateistler için de yaşamın bir anlamı vardır ve o anlam belki daha derindir...

YAŞAMIN ANLAMI

Yaşamda anlam arayan tek canlı türü, doğal olarak, yalnız insanlardır. İnsanların yaşamda anlam araması, yaşamda bir anlamın olmasını gerektirmezse de, aranan anlamların, arayanların bir çoğu tarafından bulunması, böyle bir anlam olmasa bile, en azından olmasının istendiğine işaret etmektedir. Ama yine de bir ateist olarak düşünüyorum ki, yaşamın belli bir anlamı olamaz ve olmamalıdır. Çünkü yaşam istem dışı süreçler dizisidir. Bu tür süreçlerde anlam aranmamalıdır. Ayın, yıldızların ve güneşin anlamı ne ise, yaşamın anlamı da o dur.

Doğada yaşam, bir amaca hizmet etmek üzere kasten yaratılmamıştır. Fizik yasalarını tatmin etmek üzere bir araya gelen bazı cansız atom ve moleküller, ilk canlı hücrenin ortaya çıkması ile sonlanan olağanüstü bir süreçin başlangıcından sorumludurlar. Yaşam, Allah, ya da başka bir yaratıcı tarafından, bilerek, düşünülerek ve planlanarak tasarımlanmamıştır. Dolayısıyla yaşam, spesifik bir anlamdan veya anlamlardan yoksun olmalıdır.

Canlılar dahil, evrende gözlemlenen her varlığın Allah tarafından yaratıldığını öne süren dinler, evrene ve yaşama bir amaç vererek, yaşamda anlamı aramakta ve her seferinde bulmaktadırlar. Tanrı'nın emirlerini insanlara ileten, onların yaşamına kendilerine göre bir düzen getiren dinlerin görevlerinden biri, insan yaşamına anlam vermektir. İnsanların dine olan bağlılığı dinler tarafından mükafatlandırılır ve yaşamları anlamlandırılır. İnsanların ruhsallığını sömüren dinler, onlara ölümsüzlük vadeder belki ama, karşılığında da sadakat bekler. İç dünyasının zenginleştiğine inanan kişi için yaşam, sonu yok olmakla bitmeyeceği gibi, belli bir anlam da kazanır.

Ama nedir bu anlam? Tanımlanabilir mi? Herkes için aynı anlam mı söz konusudur? Yoksa, farklı anlamları mı vardir, yaşamın? Aynı anlam farklı insanlar tarafından değişik şekillerde algılanabilir mi? Ateistler için yasamın farklı bir anlamı olabilir mi?

Doğa için yaşamın tek bir anlamı varsa, o;

"Canlıların ölümcüllüğü, yaşamın ise, ölümsüzlüğüdür".

Dünyada yaşayan her canlı ölecek, ancak yaşam, ne pahasına olursa olsun, sürecektir.

Dinlere göre ise;

"Yaşam ölümcül, insan yasamı ise ölümsüzdür".

Bu dünyada her türlü canlı için yaşam bitecek ama, insanların ölümsüzlüğü sonsuza dek sürecektir.

Bu iki anlam arasında çelişki vardır. İkisi birden doğru olamaz. Doğrunun ya ikisinin de dışında olması, ya da bunlardan yalniz birinin gerçeği temsil ediyor olması gerekmektedir.

Ne ve hangisi?

İslam'a ve Hristiyanlığa göre yaşam, sonsuza kadar sürecektir. Ölerek İslam'dan ve Hristiyanlık'tan kurtulmaya olanak yoktur. Allah bizlere sonsuza kadar eziyet çekmekle tehdit eden dinlere inanmaktan ve onların emirlerini harfiyen yerine getirmekten başka seçenek vermemistir.

Bana göre, yaşamin herkes tarafından kabul edilebilir evrensel bir anlamı olamaz. Çünkü insanlık ona spesifik anlamlar verecek ortak değerlerden yoksundur. Temel inanış felsefeleri tümüyle farklı olan dinlerin yaşama verdikleri anlam farklıdır. Aslında dinler yaşamdan çok ölüme anlam vermeye çalışan kurumlardır.Öte dünyadaki yaşamı simgeleyen Cennet ve Cehennem kavramları, bütün dinlerin paylaştiği bir ortak değerdir.

Evet, yaşamın bir anlamı yoktur. Ama sadece başlangıcının... Başka bir deyişle yaşam, belli bir anlamla birlikte gelmemektedir. Yaşam eğer böyle bir anlamla birlikte geliyor olsaydi, ona o anlamı verenler bizler olmayacaktık.. Bizim yerimize dinler ve Tanrı gibi dış güçler olacaktı. Dinlerin yaşamın anlamını ne kadar farklı bir şekilde yorumladığı anımsanırsa, evrensel insan yasamının böyle güçler tarafından yeterince anlamlandırılamayacağı, daha doğrusu, anlamlandırılmaması gerektiği gerçeği, ortaya çıkmaktadır. Bu durumda görüldügü üzere, yaşamın başlangıcının, doğanın verdiği anlam dışında, hiç bir anlamı olmamalıdır.

Doğa yaşama yalnız bir anlam verdiği ve o, "canlılar ölümcül, yaşam ise ölümsüz" olduğu için, yaşamin "başlangıcının" insanlar için hiç bir anlamı olmamasi gerektiği sonucuna varabiliriz.

Peki öyleyse; "başlangıçtan ölüme kadar süren bölümünün ve sonunun" da mı bir anlamı yoktur, yaşamın?

Herşeyden önce, yaşamın anlamsız bir başlangıcının olması, onun bütün esprisi ve gerçek anlamıdır.

Başlangıçta bir anlamla gelmiş olsaydı yaşam, ona biz istediğimiz anlamı veremeyebilirdik.

Yaşamı boş bir kaset teyp olarak düşünebiliriz. Belli bir erişgin yaşa ulaşmayı başaran hemen herkes, birlikte doğduğu boş kaseti istediği ve sevdiği müzikle doldurabilir. Bu yaşama kendine göre bir anlam vermek demektir. Herhangi birinin bu firsatları kullanamaması, yaşamın onun için tümüyle anlamsız kalması ile sonlanacaktır. Dinler o kaseti dine ve Tanr'ya inananlar adına doldurmakta ve inananların yaşamına kendilerine göre bir anlam vermektedirler. Din ve Tanrı’ya inanmayan ve o kaseti diledikleri müzikle doldurmak olanağını zamanında kullanamayan ateistler için ise, artık yaşamın değil, ölümün anlamı söz konusudur. Yaşamı anlamlandıramayan bu gafillerden, ölümü anlamlandırmaları beklenmemelidir. Aslında zaten onlara göre, yaşamın olmadığı gibi, ölümün de bir anlamı yoktur. Ateistlerin arkasından dua eden inanırlar, bu çabalarının nafile olduğunu bilmeden, onların yaşamlarına olduğu kadar, ölümlerine de bir anlam vermeye çalışırlar. Ama bilmezler ki, anlamı olmayan bir yaşam başlangıcının, sonunun da bir anlamı olmamalıdır. Bütün anlam, ikisi arasinda yaşanan kısa dönemde, varlığı anlaşılmadan geldiği gibi hızla geçip giden bir kavramdır. Bu durumda yaşamın her insan için bir düş kırıklığından başka ne gibi bir anlamı olabilir ki?

Yaşama anlam vermek, onu tüm insansal yetileri kullanarak özgür, kaygısız ve dolu dolu yaşamak demektir. Bu da ancak, bir dogmaya ömür adayarak değil, ateizmle sağlanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
"tüm teistlere sormak istiyorum, samimi olarak düşünmenizi istiyorum ; eğer cennet ve cehennem olmasaydı ölüm sadece bir son olsaydı yine de mevcut dininize inanmaya devam edermiydiniz?

Sana şöyle cevap vereyim. Eğer biran için perde açılsa ve Levhi Mahfuz'a bakma imkanı bana verilse ve ben kendimi cehennemliklerden bile görsem yine Rabbime ibadete devam ederim.

Cübbeli cehenneme gideceğini bilsen de azabını azaltmak için tapardın. Mare onu sormuyor. Cennetin cehennemin bir yanlış anlaşılma olduğunu keşfetseydin tapar mıydın? Onu soruyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bütün ateistlerin hacıyı örnek alması gerekir. Gerçek ateistsin sana saygı duyuyorum sen de diğer ateistler gibi kıvırmıyorsun...

Hacının kulaklara küpe olması gereken yazısından bir bölüm:

Yaşamda anlam arayan tek canlı türü, doğal olarak, yalnız insanlardır. İnsanların yaşamda anlam araması, yaşamda bir anlamın olmasını gerektirmezse de, aranan anlamların, arayanların bir çoğu tarafından bulunması, böyle bir anlam olmasa bile, en azından olmasının istendiğine işaret etmektedir.

Ama yine de bir ateist olarak düşünüyorum ki, yaşamın belli bir anlamı olamaz ve olmamalıdır.

Çünkü yaşam istem dışı süreçler dizisidir.

Bu tür süreçlerde anlam aranmamalıdır.

Ayın, yıldızların ve güneşin anlamı ne ise, yaşamın anlamı da o dur.

Helal sana hacım..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu biraz daha açmak gerekiyor....

Yaşamın ne olduğunu araştırırsanız, anlamının da tümüyle materyelistik olması gerektiğini görürsünüz.

Ama en katı ateist bile kendi yaşamının bir taşın yaşamından farklı olmaması durumunu kabul edemez.

Her insan yaşamda bir anlam arar ve hemen her zaman bulur...

Canlı yaratıklar madde ve enerjinin devinimi sırasında açığa çıkmışlarıdr.

Canlıların evrim denen devinimleri, insan denen akıllı hayvanın bilince kavuşması ile sonlanmıştır.

Ve o insan Allah'ı keşfetmiştir..

Allah insanın kendi yaşamına verdiği anlamı üstlenen bir güçtür.

İnsan kendi yaşamına bir anlam verebilmek için önce böyle bir gücü yaratmıştır.

Aslında keşfedilen insanın da bir parçası olduğu, başlangıcı ve sonu olmayan ve tarif edilemeyecek kadar ekzotik, keşfedilen Allah kavramından çok daha görkemli, sürekli olarak şekilden şekle girebilen sonsuz bir enerjidir.

Yaşamın anlamı işte o enerjide saklıdır.

O enerji bilgi şeklinde birikmiş ve sonunda canlıların ortaya çıkacağı bir sofistikasyon kazanmıştır.

Bilgiye dönüştükten sonra onu okuyabilen ve kullanabilen her yaratık için yaşamın anlamı o enerjide saklıdır..

Bu demektir ki insan için yaşamın anlamı ne ise, bir arı ve karınca için de odur...

Yaşayan her canlı aynı enerjinin bilgiye dönüşmesinden ortaya çıkmıştır.

Her canlı için yaşamın kendine göre bir anlamı vardır..

O anlam canlının genlerine bilgi olarak işlenmiştir..

Bir taş ile bir insan ve diğer canlılar arasındaki fark bilgi olarak biriken enerjinin gizeminde saklıdır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim açımızdan olaya bakınca haklısın. Ama ben sizi merak ediyorum. Ateistlerin yaşama amacı var mı, varsa nelerdir ve niçin?

Cübbeli, amaç planlanmış, tasarlanmış olgular için söz konusudur.

Yaşam planlanmış, tasarlanmış bir olgu olmadığı için onda amaç

aramak öküzün altında buzağı aramak gibi olur ve çok saçmadır.

Bazı inanaçlar vardır amamç satarlar, en iyi amacı olan dinler

yayılırlar. NOT= Amacım seni kızdırmak değildi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

her insan kendinin özel olduğunu düşünür. örneğin üniversitede görevli bir hoca ve perdeleri değiştiren üniversite hizmetlisini ele alalım. hoca kendisinin özel olduğunu bilgi birikimi ve donanımının olduğunu düşünür. hizmetlinin o anki görevi ise sadece perdeleri takmaktır. peki bu farklılık neden? evet farklılık ne sizin tanrınız kürsüdekini hoca olsun diye yaratmıştır, nede o adamı hayatı boyunca perdeleri taksın, yerleri süpürsün diye yaratmıştır. (ha hizmetliye bu mantık ufak yaştan beri yerleştirilmiş olabilir. e dinlerin yegane görevi de bu zaten) eğer hocanın eline gelen fırsatlar hizmetliye gelse, imkanları en az hocanın kadar iyi olsa belki çok da iyi bir profesör olabilirdi?

işte size hayat amacı. kendinizin karşıdakinden özel olmadığını sadece farklı imkanlara ve şansa sahip olduğu bilincine vardığınızda, içinizde insanlara daha fazla adalet sağlama ve daha fazla şans tanıma isteği belirir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

işte size hayat amacı. kendinizin karşıdakinden özel olmadığını sadece farklı imkanlara ve şansa sahip olduğu bilincine vardığınızda, içinizde insanlara daha fazla adalet sağlama ve daha fazla şans tanıma isteği belirir.

İşte bu bilince sahip olduğunuzda İslam'a doğru bir adım atmış olursunuz. Arkasından gerisi gelir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

işte size hayat amacı. kendinizin karşıdakinden özel olmadığını sadece farklı imkanlara ve şansa sahip olduğu bilincine vardığınızda, içinizde insanlara daha fazla adalet sağlama ve daha fazla şans tanıma isteği belirir.

İşte bu bilince sahip olduğunuzda İslam'a doğru bir adım atmış olursunuz. Arkasından gerisi gelir.

islama doğru bir adım atmıyorsunuz. tersine islama zıt kulvara geçiyorsunuz. siz karşıdakine şans tanımak yerine işi allaha (öbür dünyaya) havale edersiniz. yada allah öyle yaratmış, yada allah onu öyle imtihan ediyor dersiniz. ahiret inancı olmayan kişi ise elinden geleni o an yapmaya çalışır. ortada bir haksızlık varsa adaleti sağlamaya çalışır. ne kadar yapabiliyorsa. yani allahından bulsun demez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yaşamımı sadece bir amaca endekslemiyorum ki...

iyi bir ressam olmak sanatçı sıfatını alabilmek amaçlarımdan biri...

Hayat ilerledikçe insanlara yeni amaçlar yaratıyor...

Sizin cevabınızı alalım cübbeli...

Link to post
Sitelerde Paylaş

yaşamımı sadece bir amaca endekslemiyorum ki...

iyi bir ressam olmak sanatçı sıfatını alabilmek amaçlarımdan biri...

Hayat ilerledikçe insanlara yeni amaçlar yaratıyor...

Sizin cevabınızı alalım cübbeli...

Resim çizeceksen bari dağ, taş, manzara resmi çiz. Canlı resimleri çizme. Hele heykel falan yapiim deme...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...