Jump to content

ya atiistler yanılıyorsa!


Recommended Posts

26 minutes ago, anibal said:

Biz yanılmıyoruz ki, gayet eminiz. 

 

Yanılan sizsiniz, O dediğin zerzevat hiç bir halt yapamaz. Bırak imtihanı falan, şuraya bir köpek kulübesi yapsın da görelim.

 tüm evren babanızın bahçesinden mi meydana geldi

söylermisinizi

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 196
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

42 dakika önce, muslumangenc yazdı:

senin beynini ve beynindeki adalet kavramını yaratandan daha mı adaletli olduğunu düşünüyorsun

Evet, zira adalet kavramı tanrıdan bağımsız bir kavramdır ve insan ilişkileri içerisinde incelenebilir. Adaleti bilmek adaletli olmaktan farklı şeydir. Analoji gerekirse bir avukat hukukun yararlarını bilse de kendi çıkarları için kullanabilir. Tanrı da, avukat da insan duygularına bağlıdırlar -tanrı birçok gereksiz şeyi insanlar bir şey demesin diye yapar-. Sırf insan duygularına hitap ediyor diye bir şey yapan bir tanrı, adaletli bir tanrı değildir çünkü evrimden kalan primitif adalet anlayışı ile insanın akıl yürütmesinin birleşmesiyle ortaya çıkan insan ahlakı adaletten uzaktır. Bizim de dediğimiz gibi "Hatasız kul olmaz.". Çünkü her insanda duygu vardır.

 

42 dakika önce, muslumangenc yazdı:

bir imtihan yapar

herkese taşıyabileceği bir yük verir

herkes bu imtihandaki tercihleri nedeni ile yargılanır

daha basit anlatayım mı :)

Ama tercihleri zaten baştan belli, onlardan bağımsız olan şeylere bağlı. Allah bir nevi Laplace'ın Şeytanı'nın bulunduğu konumda değil midir? Nedenleri bilir, o yüzden olacak her şeyi ondan önceki şeyi inceleyerek bulabilir. Bu yüzden de herkesin yapacağı onun için bellidir, onun açısından cüzi irade yoktur çünkü külli irade ile olanları önceden ayarlamıştır. İlk şeyi yarattığı andan beri ne olacağı bellidir, bir sonraki müdahalesine kadar. O müdahalesinin sonuçlarını da bilerek yapar.

Böyle bir durumda Allah'ın müdahale ederek ne istediği bilinmez. Ancak duyguları olan bir şey böyle nedenlerle oynayarak sonuçlarını izler -bilmesine rağmen-, sonra da külli iradesi ile ayarladığı "cüzi iradeli" insanların yaptıkları üzerinden onları cehenneme veya cennete atar. Duyguları varsa kökeni bir problem olur, zira duygular neden her şeyin başlatıcısında bulunsun? Karmaşık şeyler başta oluşmaz, sonradan oluşur. Bu genel bir kural olsa da böyle büyük bir istisnanın nedeni açıklanmalıdır, zira istisnalar varsa istisna olmalarının nedeni vardır. Bu da bize neden en baştan olan yasalarla -unutmayın, tanrının yapısı olmalı ve yapısı da düzenli veya düzensiz çalışıyorsa nedenli olmalı ve bu nedenler yasalardır- basit şeylerin birleşiminin ürünü olamayacağımız ve neden böyle varoluş modelini kabul etmemiz gerektiği problemini ortaya çıkarır.

 

Ya yanılıyorsak? Böyle bir ihtimalden bahsetmek bile tuhaf olur. Mesela büyüye inanmayanlara işkence vaat ediliyorsa büyüye inanmamız mı gerekir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, Natüralist Ateist said:

Evet, zira adalet kavramı tanrıdan bağımsız bir kavramdır ve insan ilişkileri içerisinde incelenebilir. Adaleti bilmek adaletli olmaktan farklı şeydir. Analoji gerekirse bir avukat hukukun yararlarını bilse de kendi çıkarları için kullanabilir. Tanrı da, avukat da insan duygularına bağlıdırlar -tanrı birçok gereksiz şeyi insanlar bir şey demesin diye yapar-. Sırf insan duygularına hitap ediyor diye bir şey yapan bir tanrı, adaletli bir tanrı değildir çünkü evrimden kalan primitif adalet anlayışı ile insanın akıl yürütmesinin birleşmesiyle ortaya çıkan insan ahlakı adaletten uzaktır. Bizim de dediğimiz gibi "Hatasız kul olmaz.". Çünkü her insanda duygu vardır.

 

Ama tercihleri zaten baştan belli, onlardan bağımsız olan şeylere bağlı. Allah bir nevi Laplace'ın Şeytanı'nın bulunduğu konumda değil midir? Nedenleri bilir, o yüzden olacak her şeyi ondan önceki şeyi inceleyerek bulabilir. Bu yüzden de herkesin yapacağı onun için bellidir, onun açısından cüzi irade yoktur çünkü külli irade ile olanları önceden ayarlamıştır. İlk şeyi yarattığı andan beri ne olacağı bellidir, bir sonraki müdahalesine kadar. O müdahalesinin sonuçlarını da bilerek yapar.

Böyle bir durumda Allah'ın müdahale ederek ne istediği bilinmez. Ancak duyguları olan bir şey böyle nedenlerle oynayarak sonuçlarını izler -bilmesine rağmen-, sonra da külli iradesi ile ayarladığı "cüzi iradeli" insanların yaptıkları üzerinden onları cehenneme veya cennete atar. Duyguları varsa kökeni bir problem olur, zira duygular neden her şeyin başlatıcısında bulunsun? Karmaşık şeyler başta oluşmaz, sonradan oluşur. Bu genel bir kural olsa da böyle büyük bir istisnanın nedeni açıklanmalıdır, zira istisnalar varsa istisna olmalarının nedeni vardır. Bu da bize neden en baştan olan yasalarla -unutmayın, tanrının yapısı olmalı ve yapısı da düzenli veya düzensiz çalışıyorsa nedenli olmalı ve bu nedenler yasalardır- basit şeylerin birleşiminin ürünü olamayacağımız ve neden böyle varoluş modelini kabul etmemiz gerektiği problemini ortaya çıkarır.

 

Ya yanılıyorsak? Böyle bir ihtimalden bahsetmek bile tuhaf olur. Mesela büyüye inanmayanlara işkence vaat ediliyorsa büyüye inanmamız mı gerekir?

 

bu sözlerin hangisini düzelteyim baştan aşağı yanlışlar

adalet kavramı tanrıdan bağımsız diyorsun

çelişki

ateistsin sana göre tanrı yok ki

tanrı var ise beynindeki adalet kavramını ve beynini yaratan o

o zaman nasıl yaratandan üstün bir adalet kavramına sahip olacaksın

mantıksız

ikinci paragrafına gelince

herşeyin yapılacağını yaratan biliyordu teorin

şuna dayanıyor yaratanda insanlar gibi zamana mahkumdur şimdiki gelecek ve geçmiş zamanı vardır

yok öyle bir şey

yaratan zamandan münezzehtir

zamana mahkum olan biziz

bu nedenle bu fikrinde mantıksız

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, muslumangenc yazdı:

yaratan zamandan münezzehtir

 

Sürekli klişe yanlışlıkları sayıklayıp duruyorsun cahil bey

öncelikle "kutsal" kitabın seni yalanlıyor, allah katında 1 gün 1000 yıl gibidir vb. zaman tanımları yapıyor, yani zaman daha uzun olsa da allah için de var.

dünyayı 6 günde yarattı diyor (veya evre farketmez)

zaman kavramı olmadan tanrı'nın düşünmesi bile mümkünsüz, düşünme eylemi geçmişte bir an başlayıp gelecekte sonlanır, bir zaman sürecidir.

 

Sen zamanı akşam oluyor hava karardı, sabah oldu hava aydınlandı zaman geçti sanan bir cahilsin.

Gerçekte zaman uzayın dokusuna içkin 4. boyutudur. Einstein kimdir neler söylemiş bir bakıver kafan bu konuları alıyorsa.

Link to post
Sitelerde Paylaş
42 dakika önce, muslumangenc yazdı:

adalet kavramı tanrıdan bağımsız diyorsun

 çelişki

 ateistsin sana göre tanrı yok ki

Varsayıyordum, ki "-dan bağımsız" ifadesi "onla bağlantısı olmayan" anlamında kullanılır. Sadece tanrının olduğunu kabul etmişim gibi bir cümle kurduğumu söyleyebilirsiniz.

 

42 dakika önce, muslumangenc yazdı:

tanrı var ise beynindeki adalet kavramını ve beynini yaratan o

o zaman nasıl yaratandan üstün bir adalet kavramına sahip olacaksın

mantıksız

Neden olmayasın? Eğer akıl yürütme özelliğimiz yeterince iyiyse adaletten anlayabiliriz. Tanrının adaletini anlayamayacağımızı söylüyorsanız zaten gerçek adaleti anlamıyoruz demektir, ki gerçek adaleti yanlış anlıyorsak bu da İslam gereğince bizim adaletten sorumlu tutulamayacağımız anlamına gelir.

 

42 dakika önce, muslumangenc yazdı:

ikinci paragrafına gelince

herşeyin yapılacağını yaratan biliyordu teorin

şuna dayanıyor yaratanda insanlar gibi zamana mahkumdur şimdiki gelecek ve geçmiş zamanı vardır

yok öyle bir şey

Ya biliyordu ya da bilmiyordu. Ya A ya da A'.

Hangisi? Allah her şeyi bilir mi, bilmez mi? Bilmezse El-Alim değil.

 

Ayrıca, bir soru: Allah nasıl bizim evrenimizi etkileyebilir? Boyutsuz varlık nasıl 4 boyutlu -en,boy,genişlik ve zaman- olabilir, aynı zamanda boyutlarını silerek? Bizi sonradan değiştirmesi için kendisinin zamana bağlı olması lazım, yoksa uzayazaman ile bir etkileşim olmaz. Fakat ayetlerde olan olaylar üzerine ayetler indirir. Zamandan münezzeh değil o zaman. Veya aynı zamanda hem zamandan münezzeh hem de değil, hatta zamana bağlı formunu uzayazamanı zerre bile bozmadan -Nasıl? Bozmaktan kastettiğim herhangi bir şekilde etkileme.- kullanabiliyor ve ekstrem olmayan koşullarda ekstrem şeyler yapabiliyor.Hem de kendi görüntüsünü -Nasıl görüntüsü var? Boyutsuzsa görüntüsü de yoktur, o zaman neden Musa'yı bayıltacak bir görüntü seçiyor?- dağda filan gösterebiliyor.

Fizikte modelde zorla açıklanan tek bir konu varsa bile o model değiştirilir, geliştirilir. Böyle büyük bir problem için çözüm filan da yok, o yüzden bilimsellik gereği böyle bir model çözümü bir şekilde bulununcaya kadar askıya alınır. Modelinizde belirli bir nokta hakkında sorulmuş "Nasıl öyle oluyor?" sorusuna cevap veremiyorsanız ve bu modelinizde en önemli konu ile ilgiliyse -evrenin yaratılışı, bunun için Allah'ın madde ile direkt olarak etkileşime girmesi ve bundan da öncesinde maddeyi yaratması gerekir- bu modeli körü körüne savunmak için bilimsel bir neden yoktur. O yüzden bilimde böyle bir şey kabul edilmez.

@Ebu Kafir de zaten ayetlerde Allah'ın zamandan münezzeh olmadığını söyledi, bu yüzden o konuyu geçiyorum.

tarihinde Natüralist Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

natüralistataist önce zaman ile ilgili ebukafirin iddasının geçersizliğini anlatayım

sonra yarın devam ederiz

Rabbinin katında bir gün” ifadesi, zamanın Allah’ı da kuşattığı anlamına gelmez.

Ayetlerde geçen “İndellah = Allah katında” veya “inde rabbike = Rabbinin katında” gibi ifadelerden, insanlar için gayb sayılan alemleri anlamak gerekir. Bu alemler bazen ahiret alemleri olabildiği gibi, bazen bizim için görünmez özelliğe sahip olan göklerdeki alemler de olabilir.

İşte “eyyam-ı Kur’aniye" olarak da tabir edilen “bin, elli bin senelik” zaman mefhumu, o alemlerdeki cisimlerin hareketlerden meydana gelen zaman dilimleridir. Dünyadaki -yerküresinin güneşin etrafında dolaşmasından meydana gelen- zaman mefhumu Allah’ı kuşatmadığı gibi, göklerdeki diğer bazı cisimlerin, yörüngelerinde dolaşmalarından meydana gelen zaman mefhumu da Allah’ı kuşatmaz.

Çok açık bir gerçektir ki, her zaman mefhumu belli bazı cisimlerin bulundukları yörüngelerindeki hareketlerinden oluşur. Yani zaman da zamanın varlık sebebi olan ilgili cisimler gibi sonradan yaratılmıştır. Ezelî olan Allah vardı, onunla birlikte hiç bir şey yoktu. Ne zamandan ne de mekândan eser yoktu.

Yevm (gün) kelimesi Kur’an-ı Kerim’de çeşitli anlamlarda kullanılmıştır.

Gündüz, gece ve gündüzden oluşan 24 saatlik müddet, devir, mutlak zaman vs. Örneğin kıyametle ilgili bir âyette

“Yer başka yere, gökler de başka göklere değiştirildiği gün...” (İbrahim, 14/48)

ifadesi geçmektedir.

Başka bir âyette ise, kıyamet gününden bahsedilirken “yevmu’l-hulûd / ebedilik günü” ifadesi kullanılır. Böylece, sonsuz bir şekilde devam edecek olan âhiret hakkında da “yevm” ifadesi kullanılmıştır.

Hac suresi, 47. âyetteki,

“Allah katında bir gün, sizin saydıklarınızdan bin yıl gibidir.”

Meâric suresi, 4. âyetteki

“Melekler ve Rûh (Cebrail) oraya, miktarı elli bin sene olan bir günde çıkarlar.”

ifadelerine gelince, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bu âyetlerde zamanın izafiliğine (göreli olduğuna) işâret edilmektedir.

Dünyamızın bir günü 24 saat iken, başka gezegenlerin günleri (yani o gezegenin kendi ekseni etrafında dönüş süresi) daha az veya daha çok olabilmektedir. Gezegen ve yıldızların çapıyla orantılı olarak günler de uzun olmaktadır. Örneğin güneşin bir günü dünyanın bir ayı gibidir.

Dolayısıyla kâinatta bir günü "bin gün" veya "elli bin gün" olan yerlerin olması da söz konusudur.

Bu izah, âyetler aynı konu ekseninde değerlendirildiği takdirdedir. Ancak âyetleri farklı konularla ilgili ele alıp değerlendirmek de mümkündür. Şöyle ki, Hac suresindeki âyet, öncesiyle birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, alaycı bir tavırla vaad edilen azabın bir an önce gelmesini isteyen inkârcılara bir cevap olarak zikredildiği söylenebilir. Yani, onların hafife alarak "aceleyle gelsin de görelim" diye istedikleri azabın hakikatte çok dehşetli olduğunu, o azabın bir gününün insana bin yıl gibi geleceğini bildirmektedir. Sıkıntı vaktinde zamanın geçmemesi, insana çok uzun gelmesi gibi…

Nitekim Razî ve Maverdî gibi müfessirler de bu âyeti açıklarken buna uygun açıklamalar yapmışlardır. Razî bu görüşün âyetin manası hakkındaki açıklamalar içinde en uygunu olduğunu söylemektedir.

Bu ifade hakkında şu yorumlar da yapılmıştır:

1. Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günlerden bir gün bin sene gibidir (Mücahid).

2. Kıyamet günlerinden bir günün uzunluğu, dünya günlerinden bin sene gibidir. Bu âyet hakkında şöyle bir yorumun da uygun olacağı kanaatindeyiz: Bu âyette Yüce Allah, müşriklerin aceleciliklerine karşılık, kendisinin Sabûr ve Halîm olduğunu bildiren böyle bir ifade zikretmiştir. Yani buradaki bin yıl ifadesi Allah’ın sabrından ve hilminden kinaye olup acele etmediğini, onları hemen cezalandırmadığını ifade etmektedir…

Gerçekte Allah için zaman söz konusu değildir. O, zamandan münezzehtir. Geçmiş, gelecek O’nun için şimdiki zaman sayıldığı gibi, bütün zamanlar da O’nun için bir ân gibidir.

Meâric suresindeki âyet ise, kâinatta bir günü elli bin gün olan uzay ve zaman boyutlarının varlığına işâret edildiği gibi, âyet meleklerin göklerde katettikleri mesafelerle de ilgili olup, elli bin yıllık uzun mesafeyi bir günde katettiklerini bildirmekte, meleklerin süratine ve Allah’ın mülkünün genişliğine işaret etmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cenâb-ı Hak, insanlığın babası Hz. Âdem'i yaratmıştı. Başını kaldırıp bakan Âdem (a.s. ), Arş-ı A'lâda muazzam bir nur ile bir isim yazılı gördü: "Ahmed."
Merak edip sordu:

"Ya Rabbi, bu nur nedir?" Allah Teâla buyurdu:

"Bu senin zürriyetinden bir peygamberin nûrudur ki, onun ismi göklerde Ahmed ve yerlerde Muhammed'dir. Eğer, o olmasaydı, seni yaratmazdım!" (Kastalanî, Mevahibü'l-Ledünniye: 1/6)

İmanımızla kabul ettiğimiz bu muazzam gerçeği, milyarlar sene sonra gelen o nûrun sahibi de bütün açıklığıyla ifade buyurmuşlardır:

Bir gün ashabdan Abdullah bin Câbir (r.a.),

"Yâ Resûlallah, bana, Allah'ın her şeyden evvel yarattığı şey nedir, söyler misin?" dedi. Şu cevabı verdiler:

"Her şeyden evvel senin Peygamberinin nûrunu, kendi nurundan yarattı. Nur, Allah'ın kudreti ile dilediği gibi gezerdi. O zaman ne Levh-i Mahfuz ne kalem ne Cennet ne Cehennem, ne melek ne semâ ne arz, ne güneş, ne ay, ne insan ve ne de cin vardı."(Kastalanî, Mevahibü'l-Ledünniye:1/7)

Semâyı bütün haşmetiyle aydınlatan nûr, sonra ilk olarak Hz. Âdem'in alnında parladı. Sonra peygamberlerden peygambere geçerek İbrâhim'e (a.s.) kadar geldi. Ondan da oğlu Hz. İsmâil'e intikal etti.

 

Başlangıcı ve sonu olmayan,hep var olan,zamandan bağımsız olan yüce Allah yaratma özelliğini ilk kez Hz.Muhammedin nurunu yaratarak kullanmıştır.O ana dek hiçbir şey yaratmamış,yaratma özelliğini hiç kullanmamıştır.O an gelinceye dek zamansızlığında beklemiş ve o an gelince Hz.Muhammedin nurunu yaratmıştır.Hz.Muhammed yüce Allah'a yaratma özelliğini ilk kez kullandırtacak kadar önemli biridir.Bu nur yaratıldıktan sonra da birçok şey yaratılmıştır.Melek,cin,yer,yedi katlı gök,güneş,ay,yıldızlar vs vs.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alayınız da çatlatmışınız yaniii...

 

Hadi anası buna aşererken çok gazman izlemiş, bu da böyle "savulun kafirle, tırsın atayizler..." diyerek bir gazla dalıyor böyle de....

 

 

 

Sizde gazmandan öte olmayan bu şabalağa laf anlatmaya çıkıyorsunuz ya...

 

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 07.11.2009 at 16:36, muslumangenc yazdı:

ya ateistler yanılıyorsa yani öldüklerinde islamın gerçekliği ile karşı karşıya gelirse bu ateistler için çok büyük bir hüsran olur.Tersi halinde müslümanlar için hiç bir sorun yok yani ateistler haklı ise müslümanlar bu dünyda islamı yaşayarak her türlü zararlı alışkanlıktan (alkol uyuşturucu vs) uzak etrafına yardım ederek yaptığı ibadetler ile huzur duyarak tertemiz bir yaşantı ile hayata gözlerini kapatacaklar.Onlar için her iki halde de hüsran olmayacak diye düşünüyorum bilmem bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

 

Hristiyanlarda senin gibi düsünüyor ama bir farkla oda; Ya hristiyanlarin tanrisi gercekse? Siz müslümanlar ne b... yiyeceksiniz isayi karsinizda tanrinin oglu olarak gördügünüzde? Veya herganki baska dinin tanrisida olabilir.

 

Böyle akildan yoksun sorular sorup ilerisini, berisini düsünmezsen karsina bu gibi sorular cikar sap diye kalirsin? Bence kalmassin sap diye, sizler tipki diger dindarlar gibi dogustan haklisiniz. Hepniz dogru yoldasiniz sadece ateistler yanlis yolda. Bir tutturmussunuz ya islam dogruysa diye. Kumarmi oynuyorsunuz ya tutarsa diye. Islamin allahi varsa diye zar atiyorsunuz. Dininizde kumarda haram oysa.

 

Sen asil kendine su soruyu sormalisin. Eger bir yaratici varsa ve dinlerle uzaktan yakindan alakasi yoksa bu durumda ne halt edeceksiniz? Gelin buraya akilsiz arap sevicileri sizi, tanriya iftira ederek benim adina yemediginiz halt kalmadi sizin aklinizada, imaninizada deyip cükünüzden asarsa? Koskoca yaraticiyi iki kapak arasinda yazanlara mahküm ettiniz, icinde yazanlari bir tanriya nasil yakistirdiniz utanmaz arlanmazlar, tadin bakalim simdi akilsizliginizin cezasini derse? Adi üstünde tanri bu istedigini yapmakta özgür sonucda.

 

Tanrinin tapusunu nezaman elinize aldinizda ulu orta islamin tanrisini gercek diye teblig ediyorsunuz. Bos bos, akildam empatiden uzak kisilere yazmayim diyorum yine duramiyorum.

tarihinde cevizkabugu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, muslumangenc yazdı:

Ayetlerde geçen “İndellah = Allah katında” veya “inde rabbike = Rabbinin katında” gibi ifadelerden, insanlar için gayb sayılan alemleri anlamak gerekir.

 

Neden böyle tersine bir çıkarım yapmamız gerekiyor? Sırf işinize öyle geldiği için mi? 

 

8 saat önce, muslumangenc yazdı:

Dünyadaki -yerküresinin güneşin etrafında dolaşmasından meydana gelen- zaman mefhumu Allah’ı kuşatmadığı gibi, göklerdeki diğer bazı cisimlerin, yörüngelerinde dolaşmalarından meydana gelen zaman mefhumu da Allah’ı kuşatmaz.

Çok açık bir gerçektir ki, her zaman mefhumu belli bazı cisimlerin bulundukları yörüngelerindeki hareketlerinden oluşur.

 

Size boş yere cahil demiyoruz, al işte.. Sizin primitif beyninizin içini biliyoruz artık, bak bunu diyeceğini bildiğim için peşinen ne demişim;

9 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

Sen zamanı akşam oluyor hava karardı, sabah oldu hava aydınlandı zaman geçti sanan bir cahilsin.

Gerçekte zaman uzayın dokusuna içkin 4. boyutudur. Einstein kimdir neler söylemiş bir bakıver kafan bu konuları alıyorsa.

 

aloo evde kimse varmı? zamanın gök cisimlerinin yörüngede dolaşmasıyla bir alakası yok diyoruz. 

Forumda tartışıyorsan bu insanlar ne diyor, neye göre konuşuyor bir zahmet kaale alacaksın, papağan gibi ezberlerini getirip burada vik vik vik kafa ütülersen ispat edeceğin yegane şey hesaba alınmaya değmez boş beleş bir meczup olduğundur.

 

Hani whatsapp üzerinden konum atıyorsun vs. yerini birkaç metre hata payıyla diğer dindoş arkadaşlara gönderiyorsun,

işte o hizmeti sana yörüngede dolaşan GPS uyduları sayesinde veriyorlar. 

GPS uyduların içerisinde çok hassas atom saatleri bulunur, ve bu atom saatleri dünya yüzeyinde bulunan atom saatlerinden mutlaka bir miktar sapma yapar, bu sapma düzeltilmezse konumun kilometrelerle ifade edilen bir mesafede sapar, hah işte bu sapmanın sebebi, büyük kütleli cisimlerin yakınında 

zamanın farklı akmasından kaynaklanmaktadır, yani büyük kütleli cisimler aradaki mesafeye orantılı şekilde uzayın 4. boyutu olan zaman dokusunu büker.

 

neymiş? bu kanıt yukarda kopyala yapıştır yaptığın saçmalığın çöp olduğunu ispatlar. 

evet, islam utandırır. Seni 7. yüzyıl bilgileriyle karşımıza çıkarır da böyle apışıp kalırsın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

vay anibal telaşa düşmüş muhatap almayın diye :)

korkma anibal

fikirlerden korkulmaz

ebukafir kendince bir şeyler anlatmışsın ama boş şeyler Allah zamandan münezzehtir

sen yaratan yaratılanın şartlarına mahkum değildir

sen yaratılanın mahkum olduğu şeylerden bahsediyorsun

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, muslumangenc yazdı:

fikirlerden korkulmaz

ebukafir kendince bir şeyler anlatmışsın ama boş şeyler Allah zamandan münezzehtir

sen yaratan yaratılanın şartlarına mahkum değildir

sen yaratılanın mahkum olduğu şeylerden bahsediyorsun

 

Sana mantık ve bilim çerçevesinde izahat yapıyoruz.

Dersen ki benim arap putu mantık kurallarının dışında ozaman diyecek birşey kalmıyor.

Tanrını mantığın dışına iterken savunduğun her şeyin çöktüğünü, anlamsızlaştığını göremeyecek kadar budalaysan seni kendi haline bırakıyorum.

 

Klişe ezberlerinle, 3 gramlık beyninle ateistlere ders vermeye çalışacağına git islami forumlarda diğer müsloşlarla birbirinizi yağlayın siz.

hasılı, senin forum ve tartışma adabından haberin yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, muslumangenc yazdı:

İşte “eyyam-ı Kur’aniye" olarak da tabir edilen “bin, elli bin senelik” zaman mefhumu, o alemlerdeki cisimlerin hareketlerden meydana gelen zaman dilimleridir. Dünyadaki -yerküresinin güneşin etrafında dolaşmasından meydana gelen- zaman mefhumu Allah’ı kuşatmadığı gibi, göklerdeki diğer bazı cisimlerin, yörüngelerinde dolaşmalarından meydana gelen zaman mefhumu da Allah’ı kuşatmaz.

Newton fiziği altında düşünmememiz gerek. Mesela kütle bile zamandan etkilenir, zira hızın değişmesiyle değişir. Formülü şudur:

ae388c.gif 

M0 cismin durarkenki kütlesi iken m o hızdaki kütlesi. V hız, c ise ışığın hızı sabiti.

Şimdi, zaman kendi başına bir boyutsa ve kütleye bağlıysa Allah nasıl maddeyi zamana bağlı olmadan etkileyecek? Zamandan mefhumsa zamanla etkileşime geçemez, o zaman kütle ile de etkileşime geçemez. Geçebilirse ona bağlıdır, onun kurallarına bağlıdır. Sorularla İslamiyet zamanı yörüngede dönme ile olan bir şey zannediyorsa zaten kendisine böyle konularda danışmamak gerekir.

 

Ayrıca, Sorularla İslamiyet'in Haftalık Bülten'inin 15 Temmuz 2011'de çıkmış olanının 17 ve 18. sayfalarından alıntı yaptınız. En azından alıntı yaptığınızı söyleyebilirdiniz.

 

17 dakika önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Dersen ki benim arap putu mantık kurallarının dışında ozaman diyecek birşey kalmıyor.

 Tanrını mantığın dışına iterken savunduğun her şeyin çöktüğünü, anlamsızlaştığını göremeyecek kadar budalaysan seni kendi haline bırakıyorum.

Zaten zekadan bağımsız olarak böyle oluyor. Çoğu kişinin tanrısı mantık dışıdır, mantıktan mefhumdur.

tarihinde Natüralist Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
32 minutes ago, Ebu Kafir said:

 

Sana mantık ve bilim çerçevesinde izahat yapıyoruz.

Dersen ki benim arap putu mantık kurallarının dışında ozaman diyecek birşey kalmıyor.

Tanrını mantığın dışına iterken savunduğun her şeyin çöktüğünü, anlamsızlaştığını göremeyecek kadar budalaysan seni kendi haline bırakıyorum.

 

Klişe ezberlerinle, 3 gramlık beyninle ateistlere ders vermeye çalışacağına git islami forumlarda diğer müsloşlarla birbirinizi yağlayın siz.

hasılı, senin forum ve tartışma adabından haberin yok. 

mantıkla bilim bizim ortak iletişim kanalımız

ikisi olmazsa konuşamayız

beni anlamadın

yaratan yarattığı şartlara mahkum olamaz

bu mantığın gereğidir

aksi düşünülemez

o zaman yaratıcı vasfını kaybeder

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 minutes ago, Natüralist Ateist said:

Newton fiziği altında düşünmememiz gerek. Mesela kütle bile zamandan etkilenir, zira hızın değişmesiyle değişir. Formülü şudur:

ae388c.gif 

M0 cismin durarkenki kütlesi iken m o hızdaki kütlesi. V hız, c ise ışığın hızı sabiti.

Şimdi, zaman kendi başına bir boyutsa ve kütleye bağlıysa Allah nasıl maddeyi zamana bağlı olmadan etkileyecek? Zamandan mefhumsa zamanla etkileşime geçemez, o zaman kütle ile de etkileşime geçemez. Geçebilirse ona bağlıdır, onun kurallarına bağlıdır. Sorularla İslamiyet zamanı yörüngede dönme ile olan bir şey zannediyorsa zaten kendisine böyle konularda danışmamak gerekir.

 

Ayrıca, Sorularla İslamiyet'in Haftalık Bülten'inin 15 Temmuz 2011'de çıkmış olanının 17 ve 18. sayfalarından alıntı yaptınız. En azından alıntı yaptığınızı söyleyebilirdiniz.

 

Zaten zekadan bağımsız olarak böyle oluyor. Çoğu kişinin tanrısı mantık dışıdır, mantıktan mefhumdur.

yaratıcı kavramını ele alırken

sanki yaratılan ile yaratıcı arasındaki farkı karıştırıyorsun

yaratıcı evreni yarattı evrendeki bütün bilimsel kuralları koydu

sonra o kurallara kendi mahkum oldu demek istiyorsun

bu da mantık dışı bir söylem

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, muslumangenc yazdı:

yaratan yarattığı şartlara mahkum olamaz

bu mantığın gereğidir

aksi düşünülemez

o zaman yaratıcı vasfını kaybeder

 

Evrenle etkileşime geçiyorsa yarattığı şartlara mahkum olur, aksi takdirde mantık sınırlarının dışına çıkar.

Kafanızda hayal ettiğiniz tanrıyı yüceltmek için birşeyler saçmalıyor olmanız bu saçmalıkların bilimle ve akılla çeliştiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor

ve evet yaratıcı falan yoktur, çünkü mantıksızdır, atfedilen sıfatları da birbiriyle çelişir.

 

İslamın tanrısı ilkel bir bedevi tasarımından başka birşey değildir.

 

tarihinde Ebu Kafir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...