Jump to content

İşte YÖK Başkanı'nın Şeref Duyduğu Malezya İslam Üniversitesi


Recommended Posts

“Atatürk ve Atatürk Cumhuriyeti, İslam için yüz karasıdır; büyük tehlikedir”

Bunu söyleyen kim?

Malezya İslam Üniversitesi’nin Suudi Rektörü!

Bu üniversitede yıllarca görev yapan ve bundan şeref duyan bir öğretim üyesi YÖK'ün başına getirildi.

Bu durumu Türkiye'nin Laik üniversiteleri açısından bir tehlike olarak görmek için müneccim olmaya gerek yok!

MODEL MALEZYA

Türkiye'de uygulanan proje, Malezyalılaştırma modelidir. Malezya modeli, ABD tarafından tasarlanan bir dincileştirme projesidir. 01970'lerde tasarlanan bu model, Türkiye'yi de içine almaktadır. Bu amaçla kurulan Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi, Malezya modeline eleman yetiştirmekte ve ABD'ci İslam anlayışını üniversiteler üzerinden tabana yaymaktadır. Elbette ki bu modelin ana finansörü ve yönlendiricisi Suudi Arabistan'dır. Bugün üniversitelerimizi yönetmek üzere YÖK'ün başına getirilen Prof. Özcan, Malezya modelinin ete kemiğe bürünmüş bir tipi olarak öne çıkartılmıştır ve üniversitelerimize de Malezya İslam Üniversitesi bir model olarak dayatılmaktadır.

“MALEZYA GURURUM”

16 Aralık 2007 tarihli AKŞAM Gazetesi'nde yer alan haberde yeni YÖK Başkanı Özcan, “Ben Malezya’ya gitmekten şeref duyarım. Oradaki İslam Üniversitesi’ni Türkiye kurdu. Türkiye’nin gelişiminde çok büyük katkıları vardır. Ama kuruluşunda yer aldığımız bir üniversiteyi, devletin zamanında tanıdığı bir üniversiteyi bugün tanımıyoruz. Böyle saçma şey olmaz” demektedir.

YÖK Başkanı Özcan'ın çalışmaktan övünç duyduğu İslam Üniversitesi’nin kurulması, 1977 yılında Mekke'de kararlaştırıldı. 1983’de faaliyete geçen bu üniversiteye, dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren aracılığı ile Türkiye de eklendi.

ABD'nin sola karşı Müslüman Kuşak yaratma harekatının bir ürünü olarak tasarlanan bu üniversite, laik ve çağdaş yaşam biçimi yerine dinci bir yaşam biçimini yerleştirmeyi amaçlıyordu. Bu üniversiteyi Suudi Arabistan finanse ediyor ve öğretim üyeleri de bu ülkenin denetiminden geçirilerek göreve getiriliyorlar.

14 Aralık 2007 tarihli Sabah Gazetesi’ndeki haberden anlıyoruz ki: Malezya İslam Üniversitesi'nin Suudi Arabistanlı rektörü, Türkiye ve Atatürk için, “Atatürk ve Atatürk Cumhuriyeti, İslam için yüz karasıdır; büyük tehlikedir.” demiştir. Bu bilgiyi de şu an o üniversiteyi masum gösteren Prof. Yusuf Ziya Özcan'ın YÖK'e aktardığı anlaşılıyor. Bilindiği gibi, uluslararası bir İslam üniversitesi kurulması yönünde ilk proje Said-i Nursi tarafından ortaya atılmıştır.

NASIL BİR ÜNİVERSİTE?

YÖK, son döneme kadar; aralarında Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu'nun doçentlik aldığı Malezya İslam Üniversitesi'nin denkliğini, “eğitimi, dinsel ilkelere dayalı olduğu” gerekçesiyle kabul etmiyordu.

Yeni YÖK Başkanı Özcan'ın şeref duyduğu bu üniversitede acaba öğrenciler özgür müdür? Sorunun cevabını Türker Alkan 05.01.2000 tarihinde Radikal'deki köşesinde çok açık biçimde vermişti. Ondan bazı bilgileri okuyalım: “Elimde, Uluslararası Malezya İslam Üniversitesi’nin 1984 yılında yürürlüğe giren öğrenci disiplin yönetmeliği var. Gelin birlikte bir göz atalım:

Kız ve erkek öğrenciler, kendilerine gösterilen farklı yerlerde oturmak zorundadırlar. Evli öğrenciler bile, kendilerine ayrılan mekânlar dışında bir araya gelemez, yemek yiyemezler. Erkek ve kız öğrencilerin birlikte gezip tozma gibi 'kuşku uyandıracak' faaliyetlerde bulunmaları yasaklanmıştır.

Öğrencilerin giysileri, İslam açısından kışkırtıcı ve arzu edilmeyen tasarım, resim, söz ve deyimler içermemelidir. Ulusal giysiler, ancak dine uygunsa giyilebilir. Kızların giysisi, yüz ve avuç içi dışında tüm vücudu örtmelidir. Çok dar olmamalıdır. Deriyi ve vücudun biçimini gösterecek materyalden yapılmamalıdır. Gömlekler, ancak ayak bileklerine kadar iniyorsa ve dar değilse giyilebilir. Aşırı süsler, parfüm ve makyaj yasaktır. Pantolonlar dar olmamalıdır ve mutlaka uzun bir eteğin altında giyilmelidir. Bu etekte yırtmaçlar bulunmamalıdır. Bluzlar, ancak bileklere ve dizlere kadar ulaşırsa giyilebilir. Başörtüsü, saçları, boynu, göğsü ve omuzları kapatacak biçimde olmalıdır. Ayakkabı ayağı kapatmalı, topuklar çok yüksek olmamalıdır.

Bu kurallara uyulmazsa öğretim üyeleri uyumsuz öğrenciyi sınıfa almamakla, kütüphaneci kitap vermemekle, yemekhane sorumlusu yemek servisi yapmamakla, arkadaşları resmi makamlara ihbar etmekle, polis öğrenciyi okuldan içeri sokmamakla, yöneticiler de en ağır cezaları vermekle görevlendirilmiştir. Öğrenciye gittikçe ağırlaşan cezalar verilmekte, sonunda da üniversiteden atılmaktadır.”

Bu bilgilere bir haberi de ekleyelim: Geçen yıl bu üniversitenin mezuniyet törenine türbansızlar alınmadı. Yasağı savunan Malezya Eğitim Bakanı da “Bu durum, üniversitelerin bir disiplin sorunudur. Öğrenciler bu üniversiteye kayıt yaptırmadan önce bu zorunluluğu biliyorlardı; şimdi ona uymak zorundalar.” diye konuştu.

İşte, yeni YÖK Başkanı’nın övünç duyduğu üniversitenin hali budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

evet üniversitelerde hala birşey yok eğitim ile uğraşmak yerine küçük şeylere takılıyoruz.

üniversitelerimiz en iyileri geçtik orta seviyede dahi değil neden mi cevabı çok açık çıkarcı ve kafasında başörtüsü korkusu ve konusundan başka konuyu takmayan beyni ağlarla kaplı rektörlerdir...

tarihinde aylin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
evet üniversitelerde hala birşey yok eğitim ile uğraşmak yerine küçük şeylere takılıyoruz.

Demek küçük şeylere takılıyoruz,

Endişe etmek için daha ne olması gerekli?

Tepki göstermek için Hilafet'i getirmelerini mi bekmememiz gerekiyor?

Türkiye'nin geleceği olan laik üniversitelerin başına, Cumhuriyet düşmanı İslamcı birini getirdiler, bundan daha ötesi mi var?

.

tarihinde Nitsuga tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bir piknik için 100.000 ytl yi gözden çıkarmış rektörlerden ve bunun yanında yurtdışına hoca gönderme konusunda parasal sorunlardan bahseden rektörlere ne demeli bilmem artık. biz sadece başörtüsü sorununu kafaya takmışken bazıları ülkeyi soyuyor. sizce başörtüsü olmasın varsın ülke soyusun öyle mi? yok öyle yağma ben vatanımı düşünüyorum siz ise sadece ideolojilerinizi

tarihinde aylin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
bir piknik için 100.000 ytl yi gözden çıkarmış rektörlerden ve bunun yanında yurtdışına hoca gönderme konusunda parasal sorunlardan bahseden rektörlere ne demeli bilmem artık. biz sadece başörtüsü sorununu kafaya takmışken bazıları ülkeyi soyuyor. sizce başörtüsü olmasın varsın ülke soyusun öyle mi? yok öyle yağma ben vatanımı düşünüyorum siz ise sadece ideolojilerinizi

Temel endişeniz soygunsa eğer biraz gazete okuyun da görün nasıl ve kimler tarafından adım adım soyulduğumuzu...

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>>>evet üniversitelerde hala birşey yok eğitim ile uğraşmak yerine küçük şeylere takılıyoruz.

Şu türban yasağı kalktığından beri zaten üniversitedeki türbanlı oranı gözle görülür şekilde arttı.

Böyle küçük şeylerle başlar tehlikeler.

nihil

benim yukarıda yazdığım üniversitelerdeki olayları okumadınız herhalde. 100.000 ytl bir pikniğe verilirken yurt dışına hıca gönderilmesi konusunda parasal sorunlardan bahseden rektörleri yazmıştım.

asıl sorun bunlar mı yoksa birilerinin bu yolla ülkemizi soyuyor olması mı? ben ülkemi seviyorum ve soydurtmam vatanımı.

iki üç insana -ki insan derken bile düşünüyorum gerçekten bunlar insan mı diye- vermem onların lüks emellerine...

Link to post
Sitelerde Paylaş
nihil

benim yukarıda yazdığım üniversitelerdeki olayları okumadınız herhalde. 100.000 ytl bir pikniğe verilirken yurt dışına hıca gönderilmesi konusunda parasal sorunlardan bahseden rektörleri yazmıştım.

asıl sorun bunlar mı yoksa birilerinin bu yolla ülkemizi soyuyor olması mı? ben ülkemi seviyorum ve soydurtmam vatanımı.

iki üç insana -ki insan derken bile düşünüyorum gerçekten bunlar insan mı diye- vermem onların lüks emellerine...

Alalkasız mevzuları birbirine karıştırmak çözüm değil.

Üniversitelerde türban serbest olunca bu soygunculuk olmayacak gibi konuşuyosun.

Başlık mevzusuna bak da durumun ciddiyetini tekrar düşün

Link to post
Sitelerde Paylaş
Alalkasız mevzuları birbirine karıştırmak çözüm değil.

Üniversitelerde türban serbest olunca bu soygunculuk olmayacak gibi konuşuyosun.

Başlık mevzusuna bak da durumun ciddiyetini tekrar düşün

düşündüğümden ve vatanımı sevdiğimden bu konudan bahsediyorum. sizce devlet kaynaklarının ki bu az bir rakam değil birilerinin piknik masrafı olmasından sözediyorum.

bence vatanı asıl bunlardan tekrar temizlemek lazım kişisel çıkar uğruna devletini bile görmeyen gözlerden....

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...