Jump to content

Tanrı'nın bir sebebi var mı?


Recommended Posts

İçine birtakım kurallar koyduğumuz kapalı bir sistem düşünelim ve bu kuralları sadece sistem içerisinde etkili kılalım, dış sistemde herhangi bir kuralımız olmasın. Kurallarımızı iç sistemde çalışması için yarattık. Bu iç sistemde yaşayan biri, dış sistemi kavrayamadığından, bunu bütün bir sistem olarak algılayıp, bizi de o sistemin parçası yapabilir. Bizi, iç sistemin bir parçası olarak düşündüğünden, iç sistem içinde yarattığımız kuralları bize de uygulayacak ve kendi koyduğumuz kurallar ile bizi yargılıyacaktır.. Elbette ki bu bir hatadır. Tıpkı evreni ve kanunları yaratan Tanrı’yı, bu sistem(evren) içindeki koyduğu kurallar ile yargılamamız gibi...Oysa, bir şeyi yaratırsak, ondan bağımsız oluruz. Yaratan mutlak olarak yarattığı sistemden bağımsızdır. Akvaryumun dışındakiler, içindeki kurallara tabi değildir. Konuyu daha iyi anlayabilmeniz için bir örnek verelim;

Farz edelim siz, denizde yaşayan bir canlısınız. Sizin mekanınız sadece denizden ibaret ve denizin dışındaki ortamlardan haberiniz yok. Deniz sizin kapalı bir sisteminiz. Bu sistem içersinde geçerli olan kanunlar sayesinde hareket ediyorsunuz. Bu kanunlar mantığınızı şekillendirmiş durumda. Yani su olmadan yaşayamayız, su olmadan hareket edemeyiz vs. gibi mantıklar mevcut, zira bu kanunlar yaşam temeliniz. Her yerde bu kanunlar mevcuttur sanıyorsunuz, çünkü denizden başka bir dış sistemden haberiniz yok, sistemi bütün olarak algılıyorsunuz Ama biri bir gün gelip de size “suyun olmadığı yerler mevcut ve buna rağmen gezebilen, yaşayabilen canlılar var” derse, acaba tepkiniz ne olurdu? Muhtemelen “su olmadan nasıl gezebilsinler, nasıl nefes alıp yaşayabilsinler, suyun olmadığı yer de ne demek?” gibi cevaplar duyabilirdik. Fakat dışarıdaki sistem elbetteki sizin yaşadığınız denizden farklıdır. Sisteme dahil olmayan bir şey için denizdeki bu kanunlar ve şartlar geçerli olmayacaktır. Denizdeki canlı, sistemini bütün olarak algılamış ve yanılmıştır. Aynen evreni bütün algıladığımız ve Tanrı'yıda bu sisteme dahil ettiğimizde yaptığımız hata gibi. Oysa bütün sistemi ve kanunları yaratan Tanrı, evren sistemine dahil olmadığından elbette oluşturduğu bu sistemin kanunlarına bağlı olmuyacaktır. Biz de sadece bu evrende yaşıyoruz ve evrenin kanunları ile mantığımızı şekillendiriyoruz.Canlıların mantığı sadece yaşadığı sistemlerin kurallarıyla sınırlıdır. Tıpkı denizde yaşayan canlı örneği gibi.

Sonuç;

Bütün bunlardan anlaşılacağı gibi, kapalı bir sistem içindeki kural veya kanun, bu sistemi yaratan ve dolayısıyla bu sisteme dahil olmayan dış sistemi ilgilendirmez. Evreni yaratan ve kanunları koyan sistem dışı bir Tanrı’yı, sistem içindeki kanunlara bakarak yargılayamayız, Tanrı'yı bu kanunlar içinde sınırlayamayız. Evren kümesi içinde yer alan (yaratılan) kurallar, sadece o küme içindeki elemanları etkiler. Evren kümesini yaratan Tanrı, elbette o kümenin elemanı olamaz. “Her şeyin bir yaratıcısı vardır”,”Her şey bir sebep-sonuç ilişkisine dayanır”, “Madde vardan yok, yoktan var olamaz”. Bütün bu belirttiğim kanunlar sadece evren kümesi veya sistemi içine dahil olan elemanlar için geçerlidir. Sonuçta Big Bang'in nedenini bilim adamları evrendeki kanunlarla açıklıyamaz. Tam burda yokluk denilebilecek bir tekillikten varolma söz konusudur.Bilim adamları ancak Big Bang sonrasını açıklar, çünkü evren kanunları bu patlamadan sonra devreye girer. Tanrı'da Big Bang'le beraber oluşan bir olgu değildir ki Big Bang sonrasında oluşan kanunlara bağlı olsun. Zira yukarda saydığım bir takım kanunları ve evrendeki daha nice kanunları yaratan zaten Tanrı'dır ve dolayısıyla kendi yarattığı sistemden ve kanunlarından bağımsızdır. Sonuç olarak, yarattığı kanunlar içinde Tanrı'yı sınırlamak mantık dışındadır. Tıpkı hapishane içine koyduğumuz kuralların bizi bağlamaması gibi, istediğiniz zaman o kuralları değiştirebiliriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnanan, seni tebrik etmek lazım. Uzun zamndır hiç bir müslüman böyle güzel bir yazı yazmamıştı veya copy/paste etmemişti.

Hadi senin dediğin gibi olsun, diyelim ki Tanrı evrensel kümedir ve biz onun bir alt kümesiyiz, böylece bizde geçerli olan fizik kuralları onun katında geçersiz olsun...

İyi de kardeşim dinlerin anlattığı "Tanrı" tasfiri çok ilkel. Kızıyor, küfür ediyor, lanet ediyor. Dinlerin tanrıları aynı insan gibi, yani bizim gibi.

Tanrı denilen şeyin birazcık kendi yarattığı kuldan farklı olması, üstün olmazsı gerekmez mi? Neden Tanrı kendini ıspat etmekten bu kadar aciz? (tabi varsa)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet güzel bir yazı.

Ancak örnekler hatalı.

Yaratıcı neden kendi dışında bir şey yaratsın ki? Tamam bunun sebebini biz anlayamayız, çünkü bizim dışımızda.

Diyelim ki bizim anlayamayacağımız bir sebepten dolayı bu evreni yarattı.

Neden yarattıklarını sınava tabi tutsun, yoksa kendinden mi şüphe ediyor.

Yani bir yaratıcı varsa ve bizleri yarattıysa, yaratma sebebi sınav yada kulluk olamaz.

Eğer sebep buysa, tanrı kendini test etmiş olur ki buda kendinden şüphe duyduğunu gösterir.

Bu durumda tanrı, sonsuz kudret sahibi değildir.

Bu yazıya göre tanrı vardır fakat bizleri sınav için yaratmamıştır ve din göndermemiştir. Sonsuz bilgiyede sahip değildir.

Sadece büyük bir güce sahiptir. Ve bu güçle evreni yaratmıştır. Ancak devamı plan ve takip dahilinde değildir.

İnsanların izlenmesi söz konusu değildir. Kaderide yazılmamıştır. Sonunda ödül veya ceza yoktur.

Bu durumda dinler uydurmadır.

Bu yazıyı bir müslüman yazmış olamaz :)

tarihinde rasyonel tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İçine birtakım kurallar koyduğumuz kapalı bir sistem düşünelim ve bu kuralları sadece sistem içerisinde etkili kılalım, dış sistemde herhangi bir kuralımız olmasın. Kurallarımızı iç sistemde çalışması için yarattık. Bu iç sistemde yaşayan biri, dış sistemi kavrayamadığından, bunu bütün bir sistem olarak algılayıp, bizi de o sistemin parçası yapabilir. Bizi, iç sistemin bir parçası olarak düşündüğünden, iç sistem içinde yarattığımız kuralları bize de uygulayacak ve kendi koyduğumuz kurallar ile bizi yargılıyacaktır.. Elbette ki bu bir hatadır. Tıpkı evreni ve kanunları yaratan Tanrı’yı, bu sistem(evren) içindeki koyduğu kurallar ile yargılamamız gibi...Oysa, bir şeyi yaratırsak, ondan bağımsız oluruz. Yaratan mutlak olarak yarattığı sistemden bağımsızdır. Akvaryumun dışındakiler, içindeki kurallara tabi değildir. Konuyu daha iyi anlayabilmeniz için bir örnek verelim;

Farz edelim siz, denizde yaşayan bir canlısınız. Sizin mekanınız sadece denizden ibaret ve denizin dışındaki ortamlardan haberiniz yok. Deniz sizin kapalı bir sisteminiz. Bu sistem içersinde geçerli olan kanunlar sayesinde hareket ediyorsunuz. Bu kanunlar mantığınızı şekillendirmiş durumda. Yani su olmadan yaşayamayız, su olmadan hareket edemeyiz vs. gibi mantıklar mevcut, zira bu kanunlar yaşam temeliniz. Her yerde bu kanunlar mevcuttur sanıyorsunuz, çünkü denizden başka bir dış sistemden haberiniz yok, sistemi bütün olarak algılıyorsunuz Ama biri bir gün gelip de size “suyun olmadığı yerler mevcut ve buna rağmen gezebilen, yaşayabilen canlılar var” derse, acaba tepkiniz ne olurdu? Muhtemelen “su olmadan nasıl gezebilsinler, nasıl nefes alıp yaşayabilsinler, suyun olmadığı yer de ne demek?” gibi cevaplar duyabilirdik. Fakat dışarıdaki sistem elbetteki sizin yaşadığınız denizden farklıdır. Sisteme dahil olmayan bir şey için denizdeki bu kanunlar ve şartlar geçerli olmayacaktır. Denizdeki canlı, sistemini bütün olarak algılamış ve yanılmıştır. Aynen evreni bütün algıladığımız ve Tanrı'yıda bu sisteme dahil ettiğimizde yaptığımız hata gibi. Oysa bütün sistemi ve kanunları yaratan Tanrı, evren sistemine dahil olmadığından elbette oluşturduğu bu sistemin kanunlarına bağlı olmuyacaktır. Biz de sadece bu evrende yaşıyoruz ve evrenin kanunları ile mantığımızı şekillendiriyoruz.Canlıların mantığı sadece yaşadığı sistemlerin kurallarıyla sınırlıdır. Tıpkı denizde yaşayan canlı örneği gibi.

Sonuç;

Bütün bunlardan anlaşılacağı gibi, kapalı bir sistem içindeki kural veya kanun, bu sistemi yaratan ve dolayısıyla bu sisteme dahil olmayan dış sistemi ilgilendirmez. Evreni yaratan ve kanunları koyan sistem dışı bir Tanrı’yı, sistem içindeki kanunlara bakarak yargılayamayız, Tanrı'yı bu kanunlar içinde sınırlayamayız. Evren kümesi içinde yer alan (yaratılan) kurallar, sadece o küme içindeki elemanları etkiler. Evren kümesini yaratan Tanrı, elbette o kümenin elemanı olamaz. “Her şeyin bir yaratıcısı vardır”,”Her şey bir sebep-sonuç ilişkisine dayanır”, “Madde vardan yok, yoktan var olamaz”. Bütün bu belirttiğim kanunlar sadece evren kümesi veya sistemi içine dahil olan elemanlar için geçerlidir. Sonuçta Big Bang'in nedenini bilim adamları evrendeki kanunlarla açıklıyamaz. Tam burda yokluk denilebilecek bir tekillikten varolma söz konusudur.Bilim adamları ancak Big Bang sonrasını açıklar, çünkü evren kanunları bu patlamadan sonra devreye girer. Tanrı'da Big Bang'le beraber oluşan bir olgu değildir ki Big Bang sonrasında oluşan kanunlara bağlı olsun. Zira yukarda saydığım bir takım kanunları ve evrendeki daha nice kanunları yaratan zaten Tanrı'dır ve dolayısıyla kendi yarattığı sistemden ve kanunlarından bağımsızdır. Sonuç olarak, yarattığı kanunlar içinde Tanrı'yı sınırlamak mantık dışındadır. Tıpkı hapishane içine koyduğumuz kuralların bizi bağlamaması gibi, istediğiniz zaman o kuralları değiştirebiliriz.

Arkadaşım keşke imzamda ki siteyi kaynak olarak yazının altına serpiştirseydin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrı=doğa/tabiat dersek .. tanrıyı sınırlandırıcak bi çok özellikten sıyrılmış oluruz .. misal ; tanrı konuşur, yakar vs vs

burda dediğiniz gibi tanrı evrensel küme .. canlı ve cansız maddeler ise alt kümeleridir .. herhangi bi çelişki var mı?? ben göremedim..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'ın Tanrısı "Ben sizi bana kulluk edesiniz diye yarattım" diyor.

Sonsuz kudret ve ilim sahibi bir tanrı neden birilerinin kulluk etmesini ister ki? Canı mı sıkılıyor?

Sonsuz zeki bir Tanrı'nın canı sıklır mı?

Afedersiniz ama Tanrı bir insan mı yoksa?

Tanrı yoktur demiyorum. Ben sadece dinlerin tanrılarını anlamakta güçlük çekiyorum.

Tanrı gerçekten var olabilir ama bizi veya evreni ona kulluk edelim diye yarattığına inanamıyorum bir türlü.

Sanırım benim kalbim kilitli. Çilingir mi çağırsam ne...

tarihinde ATSIZCI tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İçine birtakım kurallar koyduğumuz kapalı bir sistem düşünelim ve bu kuralları sadece sistem içerisinde etkili kılalım, dış sistemde herhangi bir kuralımız olmasın.....

....

1) Denizi yaratan, denizi yarattığı için mi var?

2) Yazına göre, Tanrının kavrama gücü, bulunduğu ortamla sınırlı. Değil mi?

3) Sen, balıkların suyun dışındakileri göremediklerini mi sanıyorsun?

...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kopya bile olsa raziyim. Uzun bir yazi degil zaten.

Bir de yazida "igne ve ustasi" gecmedigi icin de ayrica takdire sayan.

Buna soylenecek fazla bir sey yok bence. Tanri kavramini fizik ve mantik kurallarinin disinda biraktiginiz ve bu tanimi genisletmediginiz surece neye isterseniz inanabilirsiniz.

Ama maalesef olay bu noktada kalmiyor. Bir sonraki adimda kuran'in allah tarafindan gonderilmis ilahi, evrensel ve apacik bir kitap oldugunu soylemeye basliyorsunuz.

Bazilariniz bununla da kalmayip hadislere sariliyor. "Gemide midesi bulanip kusana sehit sevabi verilir.." filan gibi hadisleri hushu icinde dinleyip kabul eden bir suru musluman var.

Kadini dovmeye, kafasini kara carsaflarla sarmaya, dininizden olmayanlara dusmanca davranmaya, ve inanclarinizi ulkenin anayasasi haline getirmeye basladiginizda da ipler kopuyor: Hosgeldin ateistforum...

Yukarida verdigim ornege takilip, bazilariniz "yok efendim, kuran'da kadini dovmek filan yoktur" diyebilir. Onlara soyleyecek bir tek seyim var: Gidin bunu 1.3 milyar muslumana anlatin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ALLAH NEDEN VAR?

Bir olgunun varlığı onun gerekliliğinden çok farklı bir kavramdır.

Her gerekli olan şey var olmadığı gibi, her var olan şey de gerekli değildir.

Allah hangi kategoriye aittir?

Yukardaki önermeye göre Allah, gerekli olduğu halde var olmayabilir veya var olduğu halde gereksiz olabilir.

Bazı olguları açıklamak için Allah'ın varlığına gerek olsa da, açıklamayı anlamak mümkün olmayabilir.

Bazı olguları açıklamak o kadar kolaydır ki, Allah'ın varlığına rağmen, O'na sığınmanın bir anlamı olmayabilir.

Allah'ın varlığı bazı olguları açıklamak için gerekli olsa bile, onların Allah aracılığı ile nasıl açıklandığını bilmek mümkün değildir.

Bazı olguları açıklamak için Allah'ın varlığına gerek yoksa, her olguda Allah'ın varlığına gerek olmadığı sonucuna varılabilir.

Allah'a gerek var olsa da, yok olsa da, olguları açıklamak için Allah'ın varlığından yararlanmak mümkün değildir.

Bu durumda diyebiliriz ki:

Allah'ın var olması ile, varlılığının gerekli olması arasında hiç fark yoktur.

Sonuç olarak ikisi de aynı kapıya çıkacaktır.

Yani onlar birbirlerinin alternatifleri değillerdir...

Onların tek alternatifi Allah'ın olmadığı önermesidir.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı neden kainatı ve efendisi insanı yarattı? Buna neden ihtiyaç duydu? Gerek var mıydı? Bu sorular uzar gider...

İnsan ne amaçla yaratıldı diye sorunca teistlerin cevabı ''imtihan için'' olacaktır. Ama bu sorduğumuz soruya bir cevap değildir.. O zaman insan neden imtihan olması için yaratılmıştır diye sormak gerekir. O zaman teistler''iyi kötü ayrılsın'' diye cevap verecektir.. Ama bu söylemler sadece ve sadece aptalları, beyni uyuşmuşları tatmin eder..

İnsanın yaratılış amacına teistler gerçek bir cevap veremezler. Durduk yerde bir kainat yaratayım o kainattaki gezegenlerin içinden birinde de insan olsun diyen bir Tanrı nın amacı nedir?

Tapınılmak mı? Tanrı neden buna ihtiyaç duysun?

Yaratılanların dua ile Tanrıyı yüceltmeleri mi? Neden Tanrı yüceltilmek istesin?

Tanrı varlığını test etmek mi istiyor? Peki ama neden?

Tanrı ona yaltaklananları ödüllenderecek, diğerlerine ceza verecek? Peki ama bu Tanrıya ne kazandıracak?

Bu ve bunun gibi yüzlerce soru sorabiliriz.. Cevabı YOK....

O halde tek denebilecek şey Tanrının yalnızlıktan canı sıkıldı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akıl ve bilinç ve bilim bunu ifade eden dil ve mantık kapalı sistem içinde gelişiyorsa,kapalı sistemden bağımsız olan tanrıyı kim ifade edebilecek hangi akılla ve hangi bilim ve hangi dille?

Mantıklı gibi görünen zor bir önerme...Bu tanrının kapalı sistemle bağı yok nerdeyse bu önermeye göre..

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrı düşünemez o yüzden yoktur

varsa sadece güç vardır bilinçsiz güç

düşünemez {kendi görüşüm} çünkü düşünme maddesel bir eylem beyin damarlar elektriksel sinyallerle oluyor ben pek ihtimal vermiyom

tanrı sıkıldığı içinmi bunları yaptı demiş biride

bence tanrı varsa elbette sıkılmıştır

ışığın bile düz gitmediği artık biliniyor sebebsiz egiliyor eğik bir düzlemde gidiyor ufak boyutlarda baktığımızda hep ışığın en düz varlık olduğunu düşünürdük ufak mesefalerde gözlem yaparak yani ufak mesefaler dediğim milyarlarca kilometre

ama bu gün ışığın milyonlarca ışık yılı bi sürede sebebsiz başka çekim güçlerinin etkisinde kalmadan eğri bi yörünge çizdiğini görüyoruz ışık bile sıkılıp eğriliyorsa tanrıda sıkılıyodur kesin :}

Link to post
Sitelerde Paylaş

şu link bu güne kadar okuduğum anlşılması en kolay ve insan ufkunu çok açan bilmediğimiz çok şeyi içinde barındıran

Istanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünce yazılmış çok güzel bir makale göz atın derim.

http://www.istanbul.edu.tr/fen/astronomy/p...atium/evren.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş
İçine birtakım kurallar koyduğumuz kapalı bir sistem düşünelim ve bu kuralları sadece sistem içerisinde etkili kılalım, dış sistemde herhangi bir kuralımız olmasın. Kurallarımızı iç sistemde çalışması için yarattık. Bu iç sistemde yaşayan biri, dış sistemi kavrayamadığından, bunu bütün bir sistem olarak algılayıp, bizi de o sistemin parçası yapabilir. Bizi, iç sistemin bir parçası olarak düşündüğünden, iç sistem içinde yarattığımız kuralları bize de uygulayacak ve kendi koyduğumuz kurallar ile bizi yargılıyacaktır.. Elbette ki bu bir hatadır. Tıpkı evreni ve kanunları yaratan Tanrı’yı, bu sistem(evren) içindeki koyduğu kurallar ile yargılamamız gibi...Oysa, bir şeyi yaratırsak, ondan bağımsız oluruz. Yaratan mutlak olarak yarattığı sistemden bağımsızdır. Akvaryumun dışındakiler, içindeki kurallara tabi değildir. Konuyu daha iyi anlayabilmeniz için bir örnek verelim;

Farz edelim siz, denizde yaşayan bir canlısınız. Sizin mekanınız sadece denizden ibaret ve denizin dışındaki ortamlardan haberiniz yok. Deniz sizin kapalı bir sisteminiz. Bu sistem içersinde geçerli olan kanunlar sayesinde hareket ediyorsunuz. Bu kanunlar mantığınızı şekillendirmiş durumda. Yani su olmadan yaşayamayız, su olmadan hareket edemeyiz vs. gibi mantıklar mevcut, zira bu kanunlar yaşam temeliniz. Her yerde bu kanunlar mevcuttur sanıyorsunuz, çünkü denizden başka bir dış sistemden haberiniz yok, sistemi bütün olarak algılıyorsunuz Ama biri bir gün gelip de size “suyun olmadığı yerler mevcut ve buna rağmen gezebilen, yaşayabilen canlılar var” derse, acaba tepkiniz ne olurdu? Muhtemelen “su olmadan nasıl gezebilsinler, nasıl nefes alıp yaşayabilsinler, suyun olmadığı yer de ne demek?” gibi cevaplar duyabilirdik. Fakat dışarıdaki sistem elbetteki sizin yaşadığınız denizden farklıdır. Sisteme dahil olmayan bir şey için denizdeki bu kanunlar ve şartlar geçerli olmayacaktır. Denizdeki canlı, sistemini bütün olarak algılamış ve yanılmıştır. Aynen evreni bütün algıladığımız ve Tanrı'yıda bu sisteme dahil ettiğimizde yaptığımız hata gibi. Oysa bütün sistemi ve kanunları yaratan Tanrı, evren sistemine dahil olmadığından elbette oluşturduğu bu sistemin kanunlarına bağlı olmuyacaktır. Biz de sadece bu evrende yaşıyoruz ve evrenin kanunları ile mantığımızı şekillendiriyoruz.Canlıların mantığı sadece yaşadığı sistemlerin kurallarıyla sınırlıdır. Tıpkı denizde yaşayan canlı örneği gibi.

Sonuç;

Bütün bunlardan anlaşılacağı gibi, kapalı bir sistem içindeki kural veya kanun, bu sistemi yaratan ve dolayısıyla bu sisteme dahil olmayan dış sistemi ilgilendirmez. Evreni yaratan ve kanunları koyan sistem dışı bir Tanrı’yı, sistem içindeki kanunlara bakarak yargılayamayız, Tanrı'yı bu kanunlar içinde sınırlayamayız. Evren kümesi içinde yer alan (yaratılan) kurallar, sadece o küme içindeki elemanları etkiler. Evren kümesini yaratan Tanrı, elbette o kümenin elemanı olamaz. “Her şeyin bir yaratıcısı vardır”,”Her şey bir sebep-sonuç ilişkisine dayanır”, “Madde vardan yok, yoktan var olamaz”. Bütün bu belirttiğim kanunlar sadece evren kümesi veya sistemi içine dahil olan elemanlar için geçerlidir. Sonuçta Big Bang'in nedenini bilim adamları evrendeki kanunlarla açıklıyamaz. Tam burda yokluk denilebilecek bir tekillikten varolma söz konusudur.Bilim adamları ancak Big Bang sonrasını açıklar, çünkü evren kanunları bu patlamadan sonra devreye girer. Tanrı'da Big Bang'le beraber oluşan bir olgu değildir ki Big Bang sonrasında oluşan kanunlara bağlı olsun. Zira yukarda saydığım bir takım kanunları ve evrendeki daha nice kanunları yaratan zaten Tanrı'dır ve dolayısıyla kendi yarattığı sistemden ve kanunlarından bağımsızdır. Sonuç olarak, yarattığı kanunlar içinde Tanrı'yı sınırlamak mantık dışındadır. Tıpkı hapishane içine koyduğumuz kuralların bizi bağlamaması gibi, istediğiniz zaman o kuralları değiştirebiliriz.

O zaman bu tanrı niye sürekli sistem içinden verilen örneklerle dolu bir kitap göndermiş bize ve niye bu kadar insansı bir karakteri var? ...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yazıyı hazırlarken sadece Tanrı'yı yaratan var mı sorusuna cevap vermeye çalıştım. Bu forumda daha öncede tartıştık bunu.

Sonuç olarak bu konuda hem fikiriz bence.

Allah'ın aklı yok, Allah Kuranda ki Allah mı acaba vs gibi sorular konuyla alaka değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...