Jump to content

Ateist Düşüncelerin İfade Hürriyeti


Recommended Posts

Ülkemizin İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesi tercümesinin 19'uncu maddesi şöyle der:

"Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir."

Görüldüğü gibi gerek din eleştirisi içeren, gerek sosyal-siyasal düzenin eleştirisini içeren gerekse başka bir konuda olsun, herkesin fikir sahibi olma ve fikirlerini açıklama hürriyeti vardır. Kimse fikirleri, fikirlerini açıklaması v.b. yüzünden yaptırıma uğratılamaz, rahatsız edilemez. T.C. Devleti, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni kabul ederek kanunlarla fikir özgürlüğünü güvenceye almıştır. Bir devletin kendi kanununa uyması gerektiği, aksi takdirde kendi meşruiyetini sarsacağı da kuşku götürmez.

Peki ateistlerin varlığının ve ateist fikirlerin ifade edilmesinin güvencesi var mı gerçekten?

Yasalarca tanınan haklar gerçek yaşamda tam olarak uygulanabiliyor mu?

Ateistlerin de kendi fikirlerini savunmaları ve hatta yaymalarına, dincilerin 'tebliğ' faaliyetlerine gösterilen hoşgörünün onda biri bile gösteriliyor mu?

AKP gibi bir partinin iktidar olduğu devlet, ateist yurttaşlarını da tam olarak koruyup gözetiyor mu?

Bu başlığı açma sebebim özellikle bu son sorunun cevabını aramak.

Eğer gerçekten insan haklarına saygılı, fikir ve ifade hürriyetini önemseyen, demokrat ve özgürlükçü, her yurttaşını ayrım yapmadan kapsayan bir hükümet varsa bunu biz ateistler de kendi yaşamımızda ve etrafımızda görebilmeliyizdir.

Peki siz ateist olarak kendinizi yeterince özgür ve güvende hissediyor musunuz?

Birçoğumuz inançsız olduğunu ailesine bile söylemekten çekinirken, muhafazakar kültür yapısı her geçen gün artan cemaatleşme ve tarikatlaşmayla daha da artarken, eğitim sisteminde evrime bile yer verilmezken, toplumda ''allahsız'' tabiri küfür anlamında kullanılırken bizler kendimizi nasıl güvende hissedeceğiz? Bu toplumun en çok ezilen ve mağdur edilen, varlığı en çok inkar edilen, buna karşın hakkında en çok iftira atılan kesimi ateistler değil midir? Bizden alınan vergilerle de Diyanet finanse edilmiyor mu? Bizim paramızla bize karşı devlet propogandası yapılmıyor mu? Daha küçükken çocuklarımız devlet eliyle zorunlu din dersine maruz bırakılmayacak mı?

Tüm bu soruları şunun için soruyorum, eğer bir ülke gerçekten demokrat ve özgürlükçü olarak anılmayı hakedecekse bunu ancak, o güne kadar kendi sınırları içinde en ''lanetli'' görülen kesimin haklarına sahip çıkarak ve onların diğer kesimlerle eşitliğini sağlayarak yapabilir. %99'unun müslüman olduğu söylenen bizim gibi toplumlarda(ve aslında pek çok toplumda) en mağdur, en ''lanetli'' kesim de ateistlerdir. Ateistlerin özgürlük ve güvenlik dereceleri, içinde yeraldıkları toplumun demokrat ve özgürlükçü olup-olmadığı konusunda en temel kıstas değil midir?

Devletin kendi kanunlarına uyması ve ateistlerin de güvenliğini sağlaması, bu amaçla mevcut kültürel muhafazakarlaşmayla mücadele etmesi, eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapması gerekmiyor mu?

Aksi halde ateistleri nasıl koruyacak? Ateistleri koruyamıyorsa, o halde altına imza attığı uluslararası sözleşmelere ve kişisel özgürlüklere dair kendi kanunlarına uymayı reddetmiş olmayacak mı? Herşeyden evvel, toplumda hala bir kesim ''lanetli'' muamelesi görüyorsa nasıl oluyor da iktidara sahip olanlar kendilerini özgürlükçü ve demokrat olarak sunabiliyorlar?

Bu ülkede Turan Dursun öldürüldü, Aziz Nesin yakılmak istendi, İlhan Arsel ülkeyi terketmek zorunda kaldı. Dinsiz olduğu ve fikirlerini savunduğu için yok edilmek istenen pek çok insan sayabilirim ve gönül rahatlığıyla şunu iddia edebilirim ki her ateist hayatında en az bir defa tehdit edilmiştir. Peki bu ülkede kaç müslüman inancından dolayı yakılmak istenmiştir? Kaçı öldürülmüş veya yurt dışına gitmek zorunda bırakılmıştır?

Onların uğradıkları en ''büyük'' yaptırım, türbanlarını çıkarmak zorunda bırakılmaları! Ve bunun için bile kıyameti koparıp mazlum edebiyatı yapıyorlar! Majestelerinin mağduriyeti bu kadar oluyor tabi! Bir ateistin yaşadığının veya yaşayabileceğinin onda birine maruz kalsalar kim bilir ne kadar feryat ederlerdi?

Her ne kadar ''demokratikleşiyoruz'', ''statüko geriliyor'', ''artık özgürlük var'' dense de bir kesim için değişen hiçbir şey yok: Ateistler.

Kısacası diyeceğim şudur: Eğer AKP ve bazı cemaatler gerçekten kendilerinin demokrat ve özgürlükçü olduğunu iddia ediyorsa bunu kanıtlamalıdırlar. Bunu kanıtlamanın da tek ve en sağlam, inandırıcı yolu ateistlere ve onların fikirlerine hoşgörü gösterebilmeleridir. Bunu yapamadıkları müddetçe onların özgürlükçülüğü de yalandır, demokratlığı da, laik oldukları da, cumhuriyetçi oldukları da.

Bu forumda, ''AKP gerçekten demokrat mı?'', ''İslam demokrasi ile uyuşur mu?'', ''Muhafazakar demokrat diye birşey olur mu?'' diye tartışıp durduk. Bu tartışmaların tümü teorik plandadır ve kimin teorisinin doğru olduğu pratikte test edilip sınanır. O halde aslında pratiğe, yani hayatın gerçeğine, yaşananlara bakmak gerekir. AKP'lilerin, kendine ''muhafazakar demokrat'' diyenlerin ve AKP'ci liberallerin kendi savundukları şeyde samimi olduklarını gösterebilmelerinin ve laik kesimin şüphelerini dindirebilmelerinin tek yolu ateistlere ve ateist fikirlere tahammül edebildiklerini gerçek yaşamda göstermeleridir. Dindar olduğu için zulme uğrayan bir insana duyarlı oldukları kadar ateist olduğu için zulme uğrayanlara da duyarlı olunmadan demokrasiden bahsetmek iki yüzlülük olur. Zira demokrasi, farklılıkların barış içinde birarada yaşayabilmelerine dayanır. Bunun için de farklılıklara karşı düşmanca bir bastırma tutumuna girilmemelidir. Farklı olan kesim size ne kadar aykırı veya çirkin görünürse görünsün, onun fikirlerine de tahammüllü olmalısınız. Dindarlar, kendilerinden en farklı düşünen kesime(ateistlere) tahammüllü olmayı ve onlara baskı yapmamayı becerebilirlerse işte ancak o zaman bu ülke gerçekten demokratikleşebilir. Gerisi hikayedir...

tarihinde Freddie_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 40
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Bu memlekette Ateistlerin ifade özgürlüğü diye bir şey söz lonusu değildir. Sözlerinde mutlaka inanca hakaret bulacaklardır. Siz istediğiniz kadar çırpının, sizi mutlaka suçlu çıkartacaklardır.

İslam'a göre inançsızlık en büyük suçtur. Bu suçu işleyenlere, tamamı müslüman olan Türkiye yöneticilerinin sevgiyle bakacaklarını beklemek sadece saflıktır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu forumda, ''AKP gerçekten demokrat mı?'', ''İslam demokrasi ile uyuşur mu?'', ''Muhafazakar demokrat diye birşey olur mu?'' diye tartışıp durduk. Bu tartışmaların tümü teorik plandadır ve kimin teorisinin doğru olduğu pratikte test edilip sınanır. O halde aslında pratiğe, yani hayatın gerçeğine, yaşananlara bakmak gerekir. AKP'lilerin, kendine ''muhafazakar demokrat'' diyenlerin ve AKP'ci liberallerin kendi savundukları şeyde samimi olduklarını gösterebilmelerinin ve laik kesimin şüphelerini dindirebilmelerinin tek yolu ateistlere ve ateist fikirlere tahammül edebildiklerini gerçek yaşamda göstermeleridir. Dindar olduğu için zulme uğrayan bir insana duyarlı oldukları kadar ateist olduğu için zulme uğrayanlara da duyarlı olunmadan demokrasiden bahsetmek iki yüzlülük olur. Zira demokrasi, farklılıkların barış içinde birarada yaşayabilmelerine dayanır. Bunun için de farklılıklara karşı düşmanca bir bastırma tutumuna girilmemelidir. Farklı olan kesim size ne kadar aykırı veya çirkin görünürse görünsün, onun fikirlerine de tahammüllü olmalısınız. Dindarlar, kendilerinden en farklı düşünen kesime(ateistlere) tahammüllü olmayı ve onlara baskı yapmamayı becerebilirlerse işte ancak o zaman bu ülke gerçekten demokratikleşebilir. Gerisi hikayedir...

Evet bir Turnusol kağıdı olacak konu daha...

Efendim resmi ideoloji dediğiniz, tabu dediğiniz Atatürkü, Kemalizmi, Cumhuriyeti tartışabiliyoruz da bu toplumu kasıp kavuran ve damgasını vuran DİNSEL KÖKENLİ tabuları tartışabiliyor muyuz?

Özgürlük adı altında Laikliği eritecek her türlü konu savunuldu peki soruyorum yarın birgün AKP hükümetine bağlı belediyeler toplu taşıma araçlarında HAREMLİK-SELAMLIK uygulaması başlatsa buna kim engel olacak? Taraf gazetesi mi? :)) Libraller mi? Mehmet Altan mı? Şamil Tayyar mı? Hasan Celal Güzel mi?

Somutlaştıralım, memleketimizin en koyu muhafazakar illerinde mesele Yozgat, Kırşehir, Konya, Mardin vs gibi illerin belediyeleri böyle bir uygulama başlatsa ve bunu dinsel özgürlük olarak savunsalar bu tam da Özbudun'un kastettiği PASİF LAİKLİK olmayacak mı?

İçki satan dükkanları kısıtlasalar, kırmızı bölgeler oluştursalar, türban takmayan devlet görevlilerini baskı altına alsalar..

Bunlar inanın çok uzak günler değildir...

AKP bir daha tek başına iktidar olsun yurdum gündemi bunlarla dolacaktır..ama tek farkla, artık onlara karşı çıkacak hiç bir kamuoyu gücü olmayacak..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de aynı fikirdeyim Mirket.

Fakat bir yandan bu kadar tahammülsüz ve baskıcı olan muhafazakarların öbür yandan kendilerini ''özgürlükçü'', ''demokrat'', ''farklılıklara hoşgörülü'' olarak göstermesi de beni çıldırtıyor.

Hele bazı liberal ve hatta ''solcu''ların onlara destek olmasını hiç anlayamıyorum.

Onların bu iki yüzlülükleri ve yalancılıklarını vurgulamak için açtım başlığı.

Müslümanlar ve islamın demokrasi ile uyumlu olduğunu iddia eden herkes için tekrar edeyim: Eğer bir ülke gerçekten demokrat ve özgürlükçü olarak anılmayı hakedecekse bunu ancak, o güne kadar kendi sınırları içinde en ''lanetli'' görülen kesimin haklarına sahip çıkarak ve onların diğer kesimlerle eşitliğini sağlayarak yapabilir. Bu kesim de ateistlerdir. Eğer AKP ve bazı cemaatler, hatta dinin kendisi gerçekten demokrat ve özgürlükçü olduğunu iddia ediyorsa bunu kanıtlamalıdırlar. Bunu kanıtlamanın da tek ve en sağlam, inandırıcı yolu karşıt görüş olan ateistlere ve onların fikirlerine hoşgörü gösterebilmeleridir. Aksi halde onların demokrat ve özgürlük söylemlerinin yalan olduğu ortaya çıkacaktır. Dincilerin demokrasiyle uyumunu test etmenin bir yolu da ateist foruma tahammül edebilmeleri değil midir örneğin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İçki satan dükkanları kısıtlasalar, kırmızı bölgeler oluştursalar, türban takmayan devlet görevlilerini baskı altına alsalar..

Bunlar inanın çok uzak günler değildir...

AKP bir daha tek başına iktidar olsun yurdum gündemi bunlarla dolacaktır..ama tek farkla, artık onlara karşı çıkacak hiç bir kamuoyu gücü olmayacak..

Evet sevgili Faithnomore, bunlar olacak ve ilk bizden(ateistlerden) başlayacaklar.

Aslında laik-müslümanlar ve hatta islamcı olmayan tüm müslümanların ateistlerin haklarına sahip çıkması gerekir.

Çünkü bir kesime haksızlık yapılabiliyorsa her kesime ''yeri geldiğinde'' yapılacak demektir.

Nasıl ki Nazi Almanya'sında önce komünistleri, sonra sosyal demokratları, sonra liberalleri götürmüşler ve sonunda sıra kendine geldiğinde öncekilere ses çıkarmayan papazın pişmanlığı fayda etmemiş; benzer bir durum bizim için de geçerli.

Fanatik olmayan müslümanlar da -bizden sonraki hedef belki de kendileri olabileceği için- ateistlere ve ateist düşüncelerin özgürlüğüne sahip çıkmalıdır.

Bak bu ülkede en başta ateizmi sindirdiler, sonra alevilik sindirildi, şimdi ise sıra başı açık müslümanlara geldi.

Yarın ne olacak? Bugün ''demokrasi'' diye AKP'nin peşinde dolaşan başı sarmalanmış 'genç siviller'e sıra gelecek.

Bu yüzden müslümanların da her insanın ateistlik hakkı bulunduğunu kabul etmeleri ve bu kabulün gereğini yapmaları gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nedense okuyunca bu aklıma geldi, umarım alıntı diye silmez modlar.

----------------------------------------------------

Gergedan'ın konusu kısaca şöyle:

Bir taşra kentinde Berenger ve Jean adlı iki arkadaş bir kahvede oturmuş söyleşmektedirler. Berenger sıkıntılıdır ve içmektedir. Çalıştığı iş ortamından memnun değildir çünkü.

Birden kahvenin de bulunduğu kentin büyük meydanından bir gergedan hızla geçer. Geçmekle de kalmaz, bir kediyi de ezer.

Kahvedekiler gergedanlar üstüne tartışmaya başlarlar. Tartışma giderek alevlenmektedir ancak bir canlının yaşamına son veren gergedanla ilgili önlem almaya yönelik hiçbir düşünce ileri sürülmemektedir tartışmacılar tarafından.

Ertesi gün Berenger'in çalıştığı iş yerinde gergedan tartışmasının sürdüğünü görürüz. Wisser bunun bir propaganda olduğunu söyler. Kuşkusuz Berenger olaya tanıklık ettiğini duyurarak bu görüşe karşı çıkar ve propaganda değil bir gerçek olduğunu savunur gergedanın.

Bu arada bir iş arkadaşının karısı yanlarına gelerek, kocasının rahatsızlandığını bu nedenle de işe gelemeyeceğini söyler ve yol boyunca bir gergedan tarafından izlendiğini anlatır. Nitekim az sonra merdiveni çıkmaya çalışan bir gergedanın homurtuları duyulur. Kadın gelen gergedanı hemen tanır. Kocasıdır.

Bütün kent gergedan öyküleriyle çalkalanmaktadır artık.

Berenger arkadaşı Jean'ı görmek için evine gider. Arkadaşı hastalanmıştır. O da nesi? Alnında da bir boynuz çıkmıştır Jean'ın. Berenger arkadaşının kendisine saldırmak için eyleme geçeceğini anlayıp, kendini dışarıya zor atar ve kurtarır canını.

Ertesi gün Berenger'in evine, aydın arkadaşı Stech gelir ve gergedanlaşmanın bütün toplumsal sınıflara yayıldığını anlatıp, bunun nesnel açıklamasını yapmaya çalışır.

Birden Berenger'in nişanlısı Daisy içeriye endişeyle girer ve gergedanların radyoevini de ele geçirdiklerini söyler.

Bu arada başında "Bu bir propaganda!" diye olayı küçümseyen Wissen "İnsan zamana ayak uydurmalı!" demeye başlamıştır bile.

Bütün kurumlar gergedanlaşmaktan paylarını almaya başlamışlardır giderek. Sokak ve caddelerde o garip homurtularıyla kendilerine göre inleme ve öfkeyi andıran marşlar söyleyerek dolaşmaktadırlar düzenli öbekler halinde gergedanlar.

Üstelik önlerine çıkan her şeyi ezerek ve yok ederek.

Gergedanlaşmak.

Geride yalnızca düzene zaten karşı olan Berenger ile onu çok seven nişanlısı Daisy kalmıştır.

Ancak sevgi de gergedanlaşmayı önleyemez ve Daisy de katılır birden kervana.Üstelik Berenger'in tüm uyarılarına karşın.

Berenger insan olarak yapayalnızdır artık.

Ancak direncini yitirmemiştir. Tek başına kalsa da insan olmayı sürdüreceğini haykırarak silaha sarılır.

http://www.tiyatrokeyfi.com/gorusler/gergedan.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuya nasıl yorum yapabilirim ki ciddiye alıp konuyu açan şahsı yorum yapmak istesem aklıma gelen hep bu iğrenç düşünceleri oluyor.

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=23608&view=findpost&p=404697

Ve düşünce ifade hürriyetinden algıladığının bu olduğunu görünce bu şahsa yalnızca iğrençlik olarak bakıyor insan.

Bu yazdıklarından dolayı özür diliyip, yazdıklarının bir sapıklık olduğunu, iğrençlik olduğunu belirtirse, belki düşüncelerini ciddiye alarak yorum yapılabilir ama beni gerçekten çok kötü etkilediğini belirtmek isterim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuya nasıl yorum yapabilirim ki ciddiye alıp konuyu açan şahsı yorum yapmak istesem aklıma gelen hep bu iğrenç düşünceleri oluyor.

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=23608&view=findpost&p=404697

Ve düşünce ifade hürriyetinden algıladığının bu olduğunu görünce bu şahsa yalnızca iğrençlik olarak bakıyor insan.

Bu yazdıklarından dolayı özür diliyip, yazdıklarının bir sapıklık olduğunu, iğrençlik olduğunu belirtirse, belki düşüncelerini ciddiye alarak yorum yapılabilir ama beni gerçekten çok kötü etkilediğini belirtmek isterim.

sen bu ayetlere nasıl koşulsuz inanıp kendinde çelişki görmüyorsan başkalarında da çelişki aramıyacaksın belki de..

BAKARA 191. Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sen bu ayetlere nasıl koşulsuz inanıp kendinde çelişki görmüyorsan başkalarında da çelişki aramıyacaksın belki de..

BAKARA 191. Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

Öncelikle benim neye inanıp inanmadığımı bilmiyorsunuz ve belirteyim ki ayet mealcisi olabilecek kadar eğitimli değilim ve öyle ordan burdan alıp getirdiğiniz ayetlerle yüzeysel karşıma çıkmiyin ben insan olarak buradayım. Bir tek ayetle karşınıza çıkmışım gibi sanki saçmalıyorsunuz.

''cuma namazında cemaatin en bol olduğu bir anda herkesin gözü önünde imama tecavüz edecekler!'' giib sapık düşüncesini ortaya koyuyor ve altına da ciddi olduğunun notunu düşüyor.

Milletin neden Ateist düşmanı olduğunu anlamak zor değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kısacası diyeceğim şudur: Eğer AKP ve bazı cemaatler gerçekten kendilerinin demokrat ve özgürlükçü olduğunu iddia ediyorsa bunu kanıtlamalıdırlar.

Kendilerini hiç de öyle bir zorunluluk içinde hissetmedikleri kesin. Bu öylesine ezberlenmiş ''demokrasi, zögürlük'' gibi boş propaganda laflarının gerçek olması gerekliliği düşüncesi akıllarının ucundan bile geçmemiştir.

Eğer üzerine gider de çok zorlarsanız, sonunda size özgürlük, konuşma hakkı vs filan vermek yerine kendilerini anti-demokratik ilan etmeyi daha yeğlenir bulacaklardır.

Yani aslında siz bu kadarına şükredin.

O adamlar ''demokrasi'' nin gerçekten ateistler gibi insanlarlara konuşma hakkı vermek anlamına geldiğini bilseler bu kelimeyi hiç kullanmazlar dı.

En azından şimdilik hala demokrasi yandaşı durumundalar -sözde bile olsa-

tarihinde NiHiL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle benim neye inanıp inanmadığımı bilmiyorsunuz ve belirteyim ki ayet mealcisi olabilecek kadar eğitimli değilim ve öyle ordan burdan alıp getirdiğiniz ayetlerle yüzeysel karşıma çıkmiyin ben insan olarak buradayım. Bir tek ayetle karşınıza çıkmışım gibi sanki saçmalıyorsunuz.

''cuma namazında cemaatin en bol olduğu bir anda herkesin gözü önünde imama tecavüz edecekler!'' giib sapık düşüncesini ortaya koyuyor ve altına da ciddi olduğunun notunu düşüyor.

Milletin neden Ateist düşmanı olduğunu anlamak zor değil.

Müslüman olduğunuz kuvvetle muhtemel...Her müslüman inandığı dini Ayet mealcisi olacak kadar öğrenme şansına sahip değilse İslam Dini zaten belirli seçkinlere gçnderilmiş bir dindir demektir bu..Ayrıca oradan buradan dediğiniz şey Dİyanet çevirisidir ve öyle Kufe'de, El-Ezher'de eğitim alınması gerekecek bir ayet de değildir..

Freddie'nin bir tür ironi ya da geyik yaptığı ortada gelmiş geçmiş yazılarında bu tip ifadelerine ben rastlamadım bu kadar abartılıp bu başlığın önüne geçilecek bir durum yok, bizler de bizlere hergün küfür eden tipte müslüman arkadaşlarla tartışıyoruz sizin gibi düşünürsek zaten tartışma şansımız olmazdı.

Gerçek niyetiniz dediğiniz gibi olsaydı bu başlığa hiç yazmazdınız olur biterdi ancak öyle bir tavır alıyorsunuz ki başlığı baltalamaktan öte anlamı da yok..Fi tarihinde sarfedilmiş cümleleri koz olarak kullanıyorsunuz ve size gelen eleştiriyi de hafiften sinir kokan ifadelerle yanıtlıyorsunuz..

Özetle hem bu başlığı baltalamak hem de tartışmadan kaçmak için yapılmış şık olmayan ve çelişik bir hareketti tavrınız..

tarihinde Faithnomore tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman olduğunuz kuvvetle muhtemel...Her müslüman inandığı dini Ayet mealcisi olacak kadar öğrenme şansına sahipse İslam Dini zaten belirli seçkinlere gçnderilmiş bir dindir demektir bu..Ayrıca oradan buradan dediğiniz şey Dİyanet çevirisidir ve öyle Kufe'de, El-Ezher'de eğitim alınması gerekecek bir ayet de değildir..

Freddie'nin bir tür ironi ya da geyik yaptığı ortada gelmiş geçmiş yazılarında bu tip ifadelerine ben rastlamadım bu kadar abartılıp bu başlığın önüne geçilecek bir durum yok, bizler de bizlere hergün küfür eden tipte müslüman arkadaşlarla tartışıyoruz sizin gibi düşünürsek zaten tartışma şansımız olmazdı.

Gerçek niyetiniz dediğiniz gibi olsaydı bu başlığa hiç yazmazdınız olur biterdi ancak öyle bir tavır alıyorsunuz ki başlığı baltalamaktan öte anlamı da yok..Fi tarihinde sarfedilmiş cümleleri koz olarak kullanıyorsunuz ve size gelen eleştiriyi de hafiften sinir kokan ifadelerle yanıtlıyorsunuz..

Özetle hem bu başlığı baltalamak hem de tartışmadan kaçmak için yapılmış şık olmayan ve çelişik bir hareketti tavrınız..

Tartışmadan neden kaçayım, siz beni anlamıyorsunuz sadece duygu ve düşüncelerimi dile getirdim, kendimi gerçekten kötü hissettiğimi aklıma geldikçe, bu belki sizin için inanılmazdır ama gerçek...

Düşünce ifade hürriyeti olarak bir milletin değerlerine saldırmaksa o ifadeden anlaşılan bu özgürlük değil iğrençliktir.

Milletin sevmediği de budur ve hangi millet içinde olursanız olun onların değerlerine saygılı olmak zorundasınız.

Konuyla ilgili olarakta kısaca söyleyeceğim; ''Her şey bir birey olarak başlar aile içinde, düşünce ifade hürriyeti aile içinde ne kadarsa, toplum içinde de, devlet içinde de bu o kadardır.''

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tartışmadan neden kaçayım, siz beni anlamıyorsunuz sadece duygu ve düşüncelerimi dile getirdim, kendimi gerçekten kötü hissettiğimi aklıma geldikçe, bu belki sizin için inanılmazdır ama gerçek...

Düşünce ifade hürriyeti olarak bir milletin değerlerine saldırmaksa o ifadeden anlaşılan bu özgürlük değil iğrençliktir.

Milletin sevmediği de budur ve hangi millet içinde olursanız olun onların değerlerine saygılı olmak zorundasınız.

Konuyla ilgili olarakta kısaca söyleyeceğim; ''Her şey bir birey olarak başlar aile içinde, düşünce ifade hürriyeti aile içinde ne kadarsa, toplum içinde de, devlet içinde de bu o kadardır.''

Neyse uzatmanın anlamı yok sanırım Fredie kendisini anlatsa daha iyi olur. Bahsettiğiniz duyguyu farklı şekilde de olsa bende yaşıyorum sabahtan akşama Ateistlere, alevilere, şiilere veya bilumum diğer din mensuplarına küfür edilen bir ülkede yaşıyorum.

Ramazanda oruç tutmadığı için dövülenlerin, öldürülenlerin olduğu bir ülkedeyiz..

Milletin değerleri dediğiniz şey çok subjektif ve yüzeysel birşeydir..Kim belirliyor ve karar veriyor...Güneydoğuluların bir kısmı için halen Töre cinayeti bir değerdir mesela..Siz buna saygı gösterebilir misiniz?

Bu nedenle düşünce özgürlüğünden bahsedecekseniz eğer milletin değerlerine laf edilemez ezberinden kurtulmanız ve hemen herşeyi tartışmaya açık olmanız gerekir..

Sadece ateist olmam bile bir kısım insan için değerlerine küfür olabiliyor mesela, bunu yaşadım gördüm..

Burada hakaretleri konu etmiyorum ve tasvip etmiyorum ayrıca belirteyim..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu forumda bile Freddie nin bahsettiği konu yani tahammülsüzlük mevcut.. Muhammed in gelini ile veliliğini eleştiren ateist anında Müslümanlar tarafından küfür ediyor diye damgalanıyor. Eğer ateist Muhammed in gelini ile evlenmesini eleştirdiği için küfür ediyorsa Kuran da aynı küfür içindedir.. (Ahzab 37)

Faithnomore un dediği gibi milletin değerleri ne demek? Bunu kimler neye göre belirliyorlar?

Bu milletin içinde Alevilerde mevcut. Ya onların değerlerine laf edenlere neden alkış tutulurken sünni nin değerine laf edenler küfür ediyor diye algılanıyor? Alevilere mum söndü yapıyorlar diyerek hem iftira atıp hem küfür edenler neden ateist Mehammed in Kuranında onayladığı eylemleri eleştirirken küfür ediyor denir? Gelinleri ile evlenmek ülkemizin milli değeri mi? Kadın dövmekte mi milli değerimiz? Daha reşit olmamı9ş kızlarla evlenmekte mi milli değerimiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslamda insan hakları, fikir ve vicdan hürriyeti:

Allah'a ve Rasûlüne küfreden kimse tevbe etmeye çağrılmadan öldürülür. Böyle bir kimse tevbe etse dahi durum değişmez.Çünkü,Allah'a ve rasûlüne küfretmek haddi gerektirir.Tevbe ise haddi düşürmez (İbn Kudâme, el-Muğnî, Mısır (t.y.), VIII, 125) ]

Mürtede had uygulanmadan önce, tevbe edip İslâm'a dönmesi telkin edilir. Fakat bunun ne şekilde uygulanacağı hakkında ihtilaf vardır. Alimlerin çoğunluğunun görüşüne göre, üç defa tevbe etmesi istendikten sonra öldürülür.

Mürtedin irtidat etmesiyle birlikte, bütün salih amelleri silinir ve o ebedî olarak Cehennemde kalır: "Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, işte onların dünya ve âhirette amelleri boşa gitmiştir. İşte cehennemlikler onlardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır" (el-Bakara, 2/217).

İrtidatla birlikte evlilik akdi fesh olur.

Mürted, müslüman yakınlarına mirasçı olamadığı gibi, o öldüğünde de müslüman yakınları ona mirasçı olamazlar: "Kâfir müslümana, müslüman da kafire mirasçı olamaz" (Buhârî, Ferâiz, 26; Müslim, Ferâiz, 1).

Yukarıda naklettiğimiz ifadeler şöyle son buluyor: “ehl-i kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin.” Yâni, bir müslüman’ın ehl-i kitaptan, meselâ hıristiyan bir hanımı olsa, onu hanımı olduğu için sevecek, ama onun hıristiyanlığına muhabbet etmeyecektir. İşte bu ince ölçüden mahrumiyet bize çok pahalıya mâl oluyor...(Ateistle evlenilemiyor yani)

İrtidat dinden dönme demektir. Buna göre mürted ise, daha önce inandığı bütün mukaddesâtı inkâr eden insandır. Ve bu insan bir bakıma Müslümanlara ihanet etmiştir. Bir kere ihanet eden, her zaman ihanet edebilir. Onun için de bazılarına göre mürtedin hayat hakkı yoktur. Ancak fıkıh âlimlerinin sistematize ettiği şekle göre, mürted hangi meseleden dolayı irtidat ettiyse, evvelâ ona o mesele en ince teferruatına kadar anlatılıp izah edilecektir. Belli bir süre takibe alınarak, takıldığı hususlarda iknaya çalışılacaktır. Bütün bunların fayda vermediği zaman da artık o insan İslâm bünyesinde bir ur ve çıban başı olduğu tebeyyün edince de ona göre muamele yapılacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuya nasıl yorum yapabilirim ki ciddiye alıp konuyu açan şahsı yorum yapmak istesem aklıma gelen hep bu iğrenç düşünceleri oluyor.

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=23608&view=findpost&p=404697

Ve düşünce ifade hürriyetinden algıladığının bu olduğunu görünce bu şahsa yalnızca iğrençlik olarak bakıyor insan.

Bu yazdıklarından dolayı özür diliyip, yazdıklarının bir sapıklık olduğunu, iğrençlik olduğunu belirtirse, belki düşüncelerini ciddiye alarak yorum yapılabilir ama beni gerçekten çok kötü etkilediğini belirtmek isterim.

Sen de Freddie'yi gördüğün her yerde o linki yapıştırmaktan ve aynı cümleleri yazmaktan vazgeç artık. Bin kere yazdın, anladık. Sıktın..

Hem ne diye özür dileyecekmiş? Aylar önce yazmış, bitmiş. Üstelik resmen dalga geçmiş.

Bence ikide bir onu bu şekilde taciz ettiğin, her başlığa damlayıp konuyu dağıttığın için sen özür dilemelisin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyse uzatmanın anlamı yok sanırım Fredie kendisini anlatsa daha iyi olur.

Yazdıklarımız uzatma değil konunun aslıyla alakalı aslında.

Milletin değerleri dediğiniz şey çok subjektif ve yüzeysel birşeydir..

Evet öyle de denebilir ama o kadar basit değil.

Kim belirliyor ve karar veriyor...

Toplumlar etkisinde kaldıklarıyle karar veriyor.

Güneydoğuluların bir kısmı için halen Töre cinayeti bir değerdir mesela..Siz buna saygı gösterebilir misiniz?

Elbetteki hayır saygı gösterilebilir mi hiç bir cana zarar verene ama saldırmak yerine, en doğru, en güzel şekilde yaşamın sağlanmasının yolu araştırılır, o insanların içinde bulundukları durum, duygu ve düşünceleri, psikolojileri gözönünde bulundurularak.

Bu nedenle düşünce özgürlüğünden bahsedecekseniz eğer milletin değerlerine laf edilemez ezberinden kurtulmanız ve hemen herşeyi tartışmaya açık olmanız gerekir..

Eleştirmek ve saldırmak bunlar apayrı iki kavram ki ben hiçbir zaman eleştiriye kapalı olmadım aksine hiçbir kör ezberim olmadığı gibi her konuda da sonsuz eleştiriye açık olduğumu belirteyim.

tarihinde Serare tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Toplumlar etkisinde kaldıklarıyle karar veriyor.

Evet doğru da size göre bu yeterli midir? Sivas'ta Madımak otelinde insanları diri diri yakanlar da bir tür kitle psikolojisi içinde etkisinde kaldıklarıyla refleks göstermediler mi?

Geçmişten günümüze gelen bir takım güzel ananelerimiz benim de hoşuma gidiyor ama toptan bir biçimde GELENEKLERİMİZ, DEĞERLERİMİZ adı altında her şeyi genelleyip bunlardan despotik düşünceler türetmek yanlıştır.

Bunun en son örneğini Osmanlı'yı eleştiren bir gazeteciye gelen küfürlerde gördüm mesela, nasıl olurda ecdadımıza, atalarımıza küfür edermiş (eleştirmesini kastediyorlar)

Gelenek ve din birbirini sürekli olarak yaratan iki unsurdur işte..ağaca çaput bağlayıp ondan medet ummak kimileri için dinin kendisidir..ama bu gelenekten gelme birşeydir tam tersine dinden geleneğe geçmiş pek çok ritüel de vardır..Tüm bunlar ortaklaşıp yaşanan dini-değerleri oluştururlar..

Uzun lafın kısası hoşgörülü-tahamüllü-demokrat bireyler ancak ve ancak Bilimsel-çağdaş eğitimle yetiştirilebilirler..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eleştirmek ve saldırmak bunlar apayrı iki kavram ki ben hiçbir zaman eleştiriye kapalı olmadım aksine hiçbir kör ezberim olmadığı gibi her konuda da sonsuz eleştiriye açık olduğumu belirteyim.

İslam dinindeki senin beğenmediğin yerlerden başlayalım mı eleştiriye mesela?...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...