Jump to content

Ateist Düşüncelerin İfade Hürriyeti


Recommended Posts

Evet doğru da size göre bu yeterli midir?

Ne yeterli midir?

Ben yalnızca milletin değerlerinin nasıl belirlendiğini belirttim bu değerlerin tümden doğru olduğunu değil.

Sivas'ta Madımak otelinde insanları diri diri yakanlar da bir tür kitle psikolojisi içinde etkisinde kaldıklarıyla refleks göstermediler mi?

Evet o olayın içeriği, nasıl meydana geldiği ve o olayı meydana getirenlerin kimliklerine yüzeysel bakmıyorum ben ve kişilerin o tür olayların içine çekilebilecek bilgisizlikten kurtarılması gerektiğini düşünüyorum.

Geçmişten günümüze gelen bir takım güzel ananelerimiz benim de hoşuma gidiyor ama toptan bir biçimde GELENEKLERİMİZ, DEĞERLERİMİZ adı altında her şeyi genelleyip bunlardan despotik düşünceler türetmek yanlıştır.

Elbette.

Bunun en son örneğini Osmanlı'yı eleştiren bir gazeteciye gelen küfürlerde gördüm mesela, nasıl olurda ecdadımıza, atalarımıza küfür edermiş (eleştirmesini kastediyorlar)

Konuyla ilgili olarak belirttiğim bir cümle konuda aranan sorunun cevabı aslında;

''Her şey bir birey olarak başlar aile içinde, düşünce ifade hürriyeti aile içinde ne kadarsa, toplum içinde de, devlet içinde de bu o kadardır.''

Gelenek ve din birbirini sürekli olarak yaratan iki unsurdur işte..ağaca çaput bağlayıp ondan medet ummak kimileri için dinin kendisidir..ama bu gelenekten gelme birşeydir tam tersine dinden geleneğe geçmiş pek çok ritüel de vardır..Tüm bunlar ortaklaşıp yaşanan dini-değerleri oluştururlar..

Uzun lafın kısası hoşgörülü-tahamüllü-demokrat bireyler ancak ve ancak Bilimsel-çağdaş eğitimle yetiştirilebilirler..

Ben de bir birey yetiştiriyorum ve yetiştirdiğim birey tüm bu düşüncelerinizin asılsız olduğuna kanıttır ve bu düşüncelerinizin asılsız olduğunu görmeniz için onu görmeniz, tanımanız yeterli olurdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 40
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Serare,

Aynı iletimi döndürüp döndürüp asıyorsun. Yetmedi mi artık?

O iletimde bir başkasının yazısını alıntılamış, altına şaşkınlık ve gülme ifadeleri koymuş, sonra da muhabbeti devam ettirerek ben de birşeyler ilave etmiştim. Şaka amacıyla yazmadığım notu da geyiği sürdürmek içindi. O iletide dalga geçtiğim açıktır.

Fakat yine de eğer onu okuyan herhangi bir inançlıyı kırdıysam bunun için üzgünüm. Çünkü inançlı insanları üzmek de beni üzer. Peki bir ateisti üzmek seni üzer mi?

Ama özür dilemiyorum! Çünkü kuranda ve hadislerde müslüman olmayanlar için sarfedilen sözler(üstelik ciddiyetle edilmiş sözler!) için allahtan, Muhammed'den veya herhangi bir müslümandan hiç özür duymadım. Hatta üzgün olduklarına dair bir görüş bile duymadım. Hiçbir inançlı, ateistlere hakaret ettiği için veya onları kırdığı için üzülmez; bilakis o hakaretlerin üzerine bir de cehennemde yakmakla ''müjdeler'' bizi!

Bu arada, konuya hiçbir cevap verememişsin.

''Evet ben de ateistlerin fikirlerini anlatma, ateizmi yayma hürriyetlerini kendi dinimi tebliğ etme hürriyetimi savunduğum gibi savunurum'' diyememişsin.

Bu sessizliğini, benim -içine fazlaca şaka karıştırılmış- eski bir iletimi alıntılayarak örtmeye çalışmışsın.

Siz müslümanlar örtünmeye ne kadar da meraklısınız böyle. Her sıkıştığınızda altına saklanacak birşeyler arıyorsunuz.

Eski iletilerimi kullanma sevdan bittiyse artık konuya dönebilir miyiz?

Yoksa araya sokacağın başka iletiler de var mı? Başka sitelerde hakkımda yazılanlar falan... Sen de malzeme çok tabi.

İşiniz gücünüz kıvırmak, kaçmak, konuyu değiştirmek zira. Bu da yeni bir ibadet şekli midir nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Serare,

Aynı iletimi döndürüp döndürüp asıyorsun. Yetmedi mi artık?

O iletimde bir başkasının yazısını alıntılamış, altına şaşkınlık ve gülme ifadeleri koymuş, sonra da muhabbeti devam ettirerek ben de birşeyler ilave etmiştim. Şaka amacıyla yazmadığım notu da geyiği sürdürmek içindi. O iletide dalga geçtiğim açıktır.

Dalga geçmişsiniz yahut ciddisiniz bunlardan öte o şekilde konuşabilmek insana yakışan değil. Her ne olursa olsun bir insan nasıl o şekilde konuşabilir bunun düşüncesi beni kötü eden.

Ve etkilendiğim için sizi ciddiye alamıyor ve düşüncelerinizi değersiz görüyorum yalnızca bunu belirtmekti niyetim yoksa başka bir ard niyetim yoktu, belki inanmazsınız ama kabusum olan şeyler bunlar yani öyle rüyalarda görme falan değil ama iğrenç, aklıma geldikçe hep arada mideme vuran.

Gerçekten.

Fakat yine de eğer onu okuyan herhangi bir inançlıyı kırdıysam bunun için üzgünüm. Çünkü inançlı insanları üzmek de beni üzer.

Üzülmekten öte bir şey bu, dinle ya da müslüman olmamla alakalı değil, benim umrumda değil sizin inanıp inanmamanız bu şekilde hangi konu üzerine olursa olsun, Ateizm üzerine dahi bir yorumunuz olsa ondan da kötü şekilde etkilenirdim. Hayretler içinde kalıyorum nasıl böyle olabilir bir insan diye...

Neden?

Peki bir ateisti üzmek seni üzer mi?

Belki siz farkında değilsiniz ama kendim için istemediğimi başkasına yapmam, yapamam. Foruma geldiğimden bu yana olanları bir bir anlatmiyim şimdi.

Ama özür dilemiyorum! Çünkü kuranda ve hadislerde müslüman olmayanlar için sarfedilen sözler(üstelik ciddiyetle edilmiş sözler!) için allahtan, Muhammed'den veya herhangi bir müslümandan hiç özür duymadım. Hatta üzgün olduklarına dair bir görüş bile duymadım. Hiçbir inançlı, ateistlere hakaret ettiği için veya onları kırdığı için üzülmez; bilakis o hakaretlerin üzerine bir de cehennemde yakmakla ''müjdeler'' bizi!

Ben size ne diyorum siz ne anlıyorsunuz, gerçi yalnız siz değilsiniz ama en başta olanlardansınız. Herkes kendinden sorumludur, söylediklerinden. Demek ki siz kendinize hakaretvari algıladığınız her şeyin karşılığını hiç tanımadığınız kimselere karşı dahi iğrençlik sergileyerek veriyorsunuz, Bu sizin değeriniz.

Yalnızca size değil herkese bu sözüm.

Bu sözlerinizden sonra size de daha bunlarla gelecek değilim.

Bu arada, konuya hiçbir cevap verememişsin.

Konuya cevap verdim hem de tümüyle, siz yalnızca görmek istediğinizi görüyorsunuz belki.

''Evet ben de ateistlerin fikirlerini anlatma, ateizmi yayma hürriyetlerini kendi dinimi tebliğ etme hürriyetimi savunduğum gibi savunurum'' diyememişsin.

Bu sessizliğini, benim -içine fazlaca şaka karıştırılmış- eski bir iletimi alıntılayarak örtmeye çalışmışsın.

Siz müslümanlar örtünmeye ne kadar da meraklısınız böyle. Her sıkıştığınızda altına saklanacak birşeyler arıyorsunuz.

Eski iletilerimi kullanma sevdan bittiyse artık konuya dönebilir miyiz?

Ben zaten konu ile ilgili görüşlerimi belirttim, duygularım ve hislerimle birlikte.

Yoksa araya sokacağın başka iletiler de var mı? Başka sitelerde hakkımda yazılanlar falan... Sen de malzeme çok tabi.

İşiniz gücünüz kıvırmak, kaçmak, konuyu değiştirmek zira. Bu da yeni bir ibadet şekli midir nedir?

Size karşı olan düşüncelerimi her yönüyle belirttim bundan sonra belirtecek değilim.

Konuda sorduğunuz soruların tüm cevabı içinse, o yazdığım bir cümle yeterli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangi cümle derseniz...

''Her şey bir birey olarak başlar aile içinde, düşünce ifade hürriyeti aile içinde ne kadarsa, toplum içinde de, devlet içinde de bu o kadardır.''

Bireyler aileleri oluşturur, aileler toplumları, toplumlar devletleri...

Bir toplum nasılsa devlette ancak o kadar ilerleyebilir, bireye karşı sorumluluklarını o derece yerine getirebilir.

Bunun tüm sorularınızın cevabını veriyor olması gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de bir birey yetiştiriyorum ve yetiştirdiğim birey tüm bu düşüncelerinizin asılsız olduğuna kanıttır ve bu düşüncelerinizin asılsız olduğunu görmeniz için onu görmeniz, tanımanız yeterli olurdu.

Yetiştirdiğin birey benim hangi iddialarımı nasıl çürütüyor anlamadım...Yetiştirdiğin bireye 18 yaşına kadar İslam düşüncesini aşılayacak mısın peki? onu iyi bir müslüman mı yapacaksın mesela? Ona seçme hakkı tanıyacak mısın yoksa kendi bildiğin doğrulara göre eğip bükecek misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Serare, şu forumda zamanının büyük kısmını insanların eski iletilerini arayarak ve alakasız konularda önlerine sürerek aklın sıra kötü duruma düşürmeye çalışarak geçiriyorsun. Oysa bu forum insanların fikir üretmesi ve tartışması için var

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yetiştirdiğin birey benim hangi iddialarımı nasıl çürütüyor anlamadım...Yetiştirdiğin bireye 18 yaşına kadar İslam düşüncesini aşılayacak mısın peki? onu iyi bir müslüman mı yapacaksın mesela? Ona seçme hakkı tanıyacak mısın yoksa kendi bildiğin doğrulara göre eğip bükecek misin?

''Hoşgörülü-tahamüllü-demokrat bireyler ancak ve ancak Bilimsel-çağdaş eğitimle yetiştirilebilirler..'' diyorsunuz, ancak ve ancak diyorsunuz, gelenek ve dinden tümden uzak yalnız ve yalnızca bilimle...

İşte bu iddianızı çürütüyor. Bunların hepsi birer baharat gibidir yaşamda, biri eksik oldu mu olmaz, eksik olur insan, hepsinden kararınca katınca işte o zaman tadına doyum olmaz.

Aşı deyince size bir aşı hikayemizden bahsedeyim hani bebeklere hasta olmasınlar diye belli bir yaşa kadar belirli aralıklarla yapılan. Ben canımdan öte canımı herbir şeyden sakındığımdan, nelerden ürküp onu etkileyebileceğini bildiğimden, hissettiğimden aşıyı ona hiç göstermedim. Nasıl mı?

Doktora gittiğimizde bebeklerin ağlama sesleri duyulurdu içerden, dışarı çıkarken odadan ağlaya ağlaya çıkarlardı, neden bu bebekleri, küçücük çocukları ağlatırlardı ki... Neden anlamıyorlar bebeğin, çocuğun ruhundan, onun korktuğu acı değil, o aşının içinde olduğu şırınga, şırınganın ucu, hal ve ve hareketleri etrafındakilerin. Oğluma ağlama nedenlerine bir açıklık getirir ve onların hastalandığını, biryerlerinin acıdığını onun diliyle anlatırdım ki tedirgin olmasın.

Muayene odasına oğlum kucağımda ona sarılarak girer, oturunca onu sanki kalbime sığdıracak gibi tutar ''Canım bak bana bi, doktor şimdi koluna krem sürecek ki sen de hasta olmayasın'' der, yüzünü kendime çevirerek onu canımın içine alacak gibi bakardım, daha ne diller, ne diller gözlerle söylenen... Ne doktorun elindeki şırıngayı görür ne de o aşının vurulurken acısını hissederdi, bana gülerek sevgi dolu bakarken, doktor ''aaa ağlamadı'' deyince şaşardım. Çocuklar acıdığı için ağlıyor değillerdi ki...

Kısaca demek istediğim oğlumun ne kendine ne de ruhuna zarar gelsin isterim.

Ben ona sevgiyi aşılamaya çalıştım elimden geldiğince.

Bunun da hiç ''Allah sevgisi'' katmadan olmiycanı bildim yaşadığımız zaman ve mekan içinde...

tarihinde Serare tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunun da hiç ''Allah sevgisi'' katmadan olmiycanı bildim yaşadığımız zaman ve mekan içinde...

Bu zehri çocuğuma da enjekte edicem diyosun.

Dicem ki yapma.Bırak büyüsün aklı başına gelsin ondan sonra anlat.

Ama yapmazsınız çünkü aklı başında birini kandıramazsınız size saf,olayın farkında olmayan masum çocuklar gerekir.

Ancak çocukları bu saçmalıklarla zehirleyebilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

''Hoşgörülü-tahamüllü-demokrat bireyler ancak ve ancak Bilimsel-çağdaş eğitimle yetiştirilebilirler..'' diyorsunuz, ancak ve ancak diyorsunuz, gelenek ve dinden tümden uzak yalnız ve yalnızca bilimle...

İşte bu iddianızı çürütüyor. Bunların hepsi birer baharat gibidir yaşamda, biri eksik oldu mu olmaz, eksik olur insan, hepsinden kararınca katınca işte o zaman tadına doyum olmaz.

Aşı deyince size bir aşı hikayemizden bahsedeyim hani bebeklere hasta olmasınlar diye belli bir yaşa kadar belirli aralıklarla yapılan. Ben canımdan öte canımı herbir şeyden sakındığımdan, nelerden ürküp onu etkileyebileceğini bildiğimden, hissettiğimden aşıyı ona hiç göstermedim. Nasıl mı?

Doktora gittiğimizde bebeklerin ağlama sesleri duyulurdu içerden, dışarı çıkarken odadan ağlaya ağlaya çıkarlardı, neden bu bebekleri, küçücük çocukları ağlatırlardı ki... Neden anlamıyorlar bebeğin, çocuğun ruhundan, onun korktuğu acı değil, o aşının içinde olduğu şırınga, şırınganın ucu, hal ve ve hareketleri etrafındakilerin. Oğluma ağlama nedenlerine bir açıklık getirir ve onların hastalandığını, biryerlerinin acıdığını onun diliyle anlatırdım ki tedirgin olmasın.

Muayene odasına oğlum kucağımda ona sarılarak girer, oturunca onu sanki kalbime sığdıracak gibi tutar ''Canım bak bana bi, doktor şimdi koluna krem sürecek ki sen de hasta olmayasın'' der, yüzünü kendime çevirerek onu canımın içine alacak gibi bakardım, daha ne diller, ne diller gözlerle söylenen... Ne doktorun elindeki şırıngayı görür ne de o aşının vurulurken acısını hissederdi, bana gülerek sevgi dolu bakarken, doktor ''aaa ağlamadı'' deyince şaşardım. Çocuklar acıdığı için ağlıyor değillerdi ki...

Kısaca demek istediğim oğlumun ne kendine ne de ruhuna zarar gelsin isterim.

Ben ona sevgiyi aşılamaya çalıştım elimden geldiğince.

Bunun da hiç ''Allah sevgisi'' katmadan olmiycanı bildim yaşadığımız zaman ve mekan içinde...

Bu senin yöntemin. Yani herkesin yöntemi farklı.

Ben de kızıma canının bir parça acıyacağını ama bunun önemsiz, çabuk geçen bir acı olacağını söylemiştim. "Yapacak bir şey yok, bu kadarcık acıya katlanacaksın çünkü aşı olmak zorundayız biliyorsun ki" dedim.

Ne iğneden ne de aşıdan hiç korkmadı, okulda filan da diğerlerini rahatlatmak adına ilk kolunu açıp uzatan o oldu.

Biz Allah sevgisi filan bilmiyoruz, çocuğa da öğretmedik. Her şeyin en doğrusunu, en doğru biçimde anlatmak lazım.

Koluna iğne girdiğini bilmeli; bir parça acıyabileceğini de.

Ki önemsemesin, abartmasın. Sadece kabullensin.

Dedim ya, yöntem.

Çocuğa aşı yaptırmakla Allah sevgisinin ne tür bir ilişkisi var, onu da hala anlamadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben de kızıma canının bir parça acıyacağını ama bunun önemsiz, çabuk geçen bir acı olacağını söylemiştim. "Yapacak bir şey yok, bu kadarcık acıya katlanacaksın çünkü aşı olmak zorundayız biliyorsun ki" dedim.

Çok küçük yaşlarda, henüz anlayamayacak yaşlarda bebeklik aşılarından bahsediyorum, içerden gelen sesler yalnızca ağlama sesleri değildi, bağıran, çığlıklar atan, nasıl...

Onun psikolojisini etkileyebilirdi. Görmesine ne gerek vardı ki...

Çocuğa aşı yaptırmakla Allah sevgisinin ne tür bir ilişkisi var, onu da hala anlamadım.

Sevgi de bir aşı. Ben Allah sevgisinin de bir aşı olduğuna inanıyorum.

Aşı deyince aklıma geldi birden anlatmak istedim ve nasıl şırıngayı göstermediysem ona hayatta her şeyi yaşı gelmeden göstermek istemiycemi belirtmek istedim ve sevginin Allah sevgisi ile birlikte verilmesi gerektiğine inandığımı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu arada "çocuğa allah sevgisi vermek" ile kastedilen taze bir beyini yıkamaktan başka bişey değil.

Diyorsunuz...

Bu sizin tercihiniz, bilirsiniz bebeğin doğumuyla birlikte aşıya başlanmaktadır fakat buna tümüyle karşı olanlar vardır ve onlar çocuklarını hiçbir şekilde aşı yaptırmaz doğaya bırakırlar.

Bunu göze alabiliyorsanız buyrun...

Ben yaşadığım zaman, mekan, ortam içinde biricik oğlumun o aşıyı alması gerektiğine tüm kalbimle inananlardanım.

Bahsini ettiğim o aşı-şırınga hikayesine gelince çok uzun yıllar önce olduğunu ve oğlumun artık toplumda genel olarak kabul edilen çocukluk çağından gençlik çağına adım atmak üzre olduğunu belirteyim ve benim onu zaten doğduğu andan itibaren bir birey olarak kabul ettiğimi ve o şekilde davrandığımı...

Aşıların gerekliliğine inandığımdan yaptırdığımı, aşı olayı gibi pek çok olay üzerine sünnet vs. düşündüğümü, düşünmekten kendimi yiyip bitirdiğimi belirtmek isterim :) ayrıca :)

Ve şu an için oğlumun bana değil benim oğluma muhtaç bir halde olduğumu (hayatta yaşadıklarımdan dolayı) tabi abarttığımı hesap edin (anlayabilmeniz için bu şekilde yazıyorum yoksa elbet o bana muhtaç henüz hala).

İlk sözcüğü anne değil, baba değil, dede değil, ''bi(li)yom'' olan bir çocuğun beynini yıkamaktan bahsetmeyelim isterseniz :)

Ve yaşıtlarından, o aşıyı -Allah sevgisi- almayanların içinde bulundukları durumdan gözlemlediklerime ise hiç değinmiyim şimdilik.

tarihinde Serare tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

özgur dusuncenın onemını ben burda vurgularken :D sıze ne ozgur dusunceden

yeter artık bu kadar ozgur dusunme

dıyenler cok oldu :D ozgur dusunce acaba ateıstlerın arasında var mı :D sız ne kadar bır baskasının dusuncesıne saygılısınız yada tahammul edebılıyorsunuz

ulkeden once sız ozgur dusuncenın onemını anlayın :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Serare,

Bu arada, konuya hiçbir cevap verememişsin.

''Evet ben de ateistlerin fikirlerini anlatma, ateizmi yayma hürriyetlerini kendi dinimi tebliğ etme hürriyetimi savunduğum gibi savunurum'' diyememişsin.

Bu sessizliğini, benim -içine fazlaca şaka karıştırılmış- eski bir iletimi alıntılayarak örtmeye çalışmışsın.

Diyemez; çünkü dini buna asla izin vermez... İslam dininin bu konudaki hükümleri yukarıdaki iletimde yazılı... Ama demokrasi talep ederler ve hiç sıkılmazlar bu durumdan...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kısacası diyeceğim şudur: Eğer AKP ve bazı cemaatler gerçekten kendilerinin demokrat ve özgürlükçü olduğunu iddia ediyorsa bunu kanıtlamalıdırlar. Bunu kanıtlamanın da tek ve en sağlam, inandırıcı yolu ateistlere ve onların fikirlerine hoşgörü gösterebilmeleridir. Bunu yapamadıkları müddetçe onların özgürlükçülüğü de yalandır, demokratlığı da, laik oldukları da, cumhuriyetçi oldukları da.

Problem AKP'nin özgürlükçü, demokratik olup olmadığı değil. Problem; AKP'nin bu kıçı kırık demokrasi uygulamalarının bile; muhalefet partilerinin söylemlerini geride bırakması.

Özünde değil sözünde demokrat olan parti, yaptığı işlerle sözünde bile demokrat olamayan partileri geride bırakıyor. Böyle de olması gerekir, olmazsa eğer problem var demektir; o zaman dünyanın çivisi çıkıyor diye düşünmeye başlayabiliriz; ancak mevcut durum, hiç şaşırtıcı olmayan, ve tarihin gerzeklikleri cezalandırmasına örnek teşkil edilebilecek bir durumdur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Problem AKP'nin özgürlükçü, demokratik olup olmadığı değil. Problem; AKP'nin bu kıçı kırık demokrasi uygulamalarının bile; muhalefet partilerinin söylemlerini geride bırakması.

Özünde değil sözünde demokrat olan parti, yaptığı işlerle sözünde bile demokrat olamayan partileri geride bırakıyor. Böyle de olması gerekir, olmazsa eğer problem var demektir; o zaman dünyanın çivisi çıkıyor diye düşünmeye başlayabiliriz; ancak mevcut durum, hiç şaşırtıcı olmayan, ve tarihin gerzeklikleri cezalandırmasına örnek teşkil edilebilecek bir durumdur.

Süper! Uygulamalar gerçekten çok özgürlükçü ve demokrat!

Mesela bilimsel otoritelere bile müdahale ediyorlar, dergilerin kapaklarına kadar karışıyorlar. Çünkü evrim diye bir şey yoktur, bizi Allah denen ucube yartmıştır.

Mesela yargıçlar usulsüzce, sinsice dinleniyor, çünkü şeffaf ve demokrattır iktidar.

Mesela işçiler hakları olan bayramı kutlamak için legal biçimde bir araya geliyor, ofislerinden dahi çıkarılmayıp polislerce zehirleniyor gaz bombaları ve tazyikli sularla!

Mesela herhangi bir tarikata bağlı değilseniz, iş bulmanız, devlet sektörlerinde çalışmanız mümkün değil.

Mesela çocuklar okullarda öğle tatili bahanesiyle topluca servise bindirilip din öğretmenleriyle camiye namaz kılmaya gider. Psikolojik baskı vardır çünkü, ucunda da not.

Mesela televizyonlardaki bütün bilimsel tartışmalara, bütün sohbetlere vs. bir imam, teolog vs. mutlaka çağrılır ki icazet alınsın!

Mesela cumhuriyet mitinglerine gittiği bilinen öğretmenler tek tek belirlenir, yıldırma politikaları ya da açıkça ilgisiz bahanelerle sürülür, maaşları kesilir vs..

Her yerde istisnasız Atatürk'e ve orduya küfredilir! İşte en büyük özgürlük!!!

Yaşasın AKP!

Çok demokrat ve özgürüz çok...

Link to post
Sitelerde Paylaş

..

Mesela çocuklar okullarda öğle tatili bahanesiyle topluca servise bindirilip din öğretmenleriyle camiye namaz kılmaya gider. Psikolojik baskı vardır çünkü, ucunda da not.

Mesela televizyonlardaki bütün bilimsel tartışmalara, bütün sohbetlere vs. bir imam, teolog vs. mutlaka çağrılır ki icazet alınsın!

..

Her yerde istisnasız Atatürk'e ve orduya küfredilir! İşte en büyük özgürlük!!!

..

Diğerlerini anladık da bu yukarda alıntıladıklarım nasıl AKP icraatı oluyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Her şey bir birey olarak başlar aile içinde, düşünce ifade hürriyeti aile içinde ne kadarsa, toplum içinde de, devlet içinde de bu o kadardır.

Eee? Neyin cevabını veriyor bu? Herşeyi aile içinde bireyin yetiştirilmesine bağlamışsın.

Sen bir müslümansın, müslüman bir ailede çocuğunu yetiştiriyorsun. Peki çocuğunun ateist arkadaşlar edinmesini, televizyonda veya gazetede ateist fikirleri de duymasını, ateist bir kız/oğlan arkadaş bulmasını, eğer isterse ateist olmasını hoşgörüyle karşılar mısın? Ailende bir ateist olsa veya komşun ateist olsa onun da fikirlerini yayma hürriyetini kabul edebilir misin, yoksa sessiz olmasını mı dayatırsın?

Konu bunun hakkında.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eee? Neyin cevabını veriyor bu?

Bu aslında çok şeyin cevabını veriyor, her şeyin, üzerinde sayfalar dolusu yazılabilecek kadar, sayfalar dolusu düşüncelerin, soruların cevabını...

Herşeyi aile içinde bireyin yetiştirilmesine bağlamışsın.

Evet herkes sağlıklı ve höşgörülü bireyler yetiştirse toplumda hiçbir şekilde hoşgörüsüzlük başını alıp gidemez. Bireylerin yetiştirilmesi konusunda düşünceler yürüterek fikirler üretmelisiniz ama bunu dinsizlikle bağdaştırmaya çalışarak değil. Hoşgörünün din olduğunu yerleştirerek...

Sen bir müslümansın, müslüman bir ailede çocuğunu yetiştiriyorsun.

Evet ama benim durumum genelden biraz farklı. Toplum etkisinde kalabilecek bir kişiliğim olmadığı gibi, kolayına kişilerden etkilenen biri de değilim. Yaptığımı çok uzun bir müddet tartmadıktan sonra asla eyleme geçirmem. Benim için insanın özü önemlidir, düşünce, fikir ve inançların özde insanı mutlu etmesi.

Peki çocuğunun ateist arkadaşlar edinmesini, televizyonda veya gazetede ateist fikirleri de duymasını, ateist bir kız/oğlan arkadaş bulmasını, eğer isterse ateist olmasını hoşgörüyle karşılar mısın? Ailende bir ateist olsa veya komşun ateist olsa onun da fikirlerini yayma hürriyetini kabul edebilir misin, yoksa sessiz olmasını mı dayatırsın?

Konu bunun hakkında.

Dediğim gibi benim durumum genelden biraz farklı, oğlumun arkadaşlarının pek çoğu Ateist, Allah' a, Tanrı' ya (her ne ise onların inançlarında) inanmadıklarını, Tanrı' nın olmadığını söylüyorlar ve bizler o konu üzerinde konuşuyoruz. Ben ona hiçbir zaman hiçbir konuda dayatma yapmadığım gibi bebekliğinden beri benim hatalarım olabileceğini, bilerek hata yaparak gösterdim ve onun kendine güvenmesini, kendi bilmesi gerektiğini, her şeyi daha iyi bilebileceğinin izlenimini verdim.

Aksine dayatmaları yapan o :)

(Tabi bu işin şakası yani onun dayatmaları çocukların isteyebilecekleri doğal kavramlar üzerine, anne-oğul arasında)

Oturduğum yerde müslüman yok, komşum bana Tanrı' nın olamayacağından bahseder (dünyada olan bitenden vs.) bazen sohbet ederiz, ben de olabileceğinden :)

Böyle işte...

Fikir yayma hürriyetine öyle sığ yani yüzeysel bakmıyorum ben Freddie_

O yazdığım bir cümle anlatıyor aslında çok şeyi de nerden başlasam, misal Mustafa Kemal... (Nasıl herkes onun hakkında başka şeyler söyleyebiliyor değil mi? Yaşadığı toplum içinde topluma uyması gerektiği zamanlar nasıl toplumdan biriydi. Yoksa ilerleyemezdi.)

Fikri yayma şekli vardır bu önemlidir, bahsini ettiğiniz Ateist fikirlerinin ne derece yayılabileceğini toplum belirler, aykırı davranamazsınız. Aileler çocuklarının ne şekilde, nasıl yetiştirileceğine kendileri karar verir ve bu etkileşimi hastalık olarak gördüklerinden çocuklarının bu etkileşim içinde olmasını istemeyebilir.

Devlette toplumdan ayrı olamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Serare, yazılarından henüz çocuk yaşta olduğunu çıkarsadığım oğlunun, tanrının varlığı gibi ''ağır'' konuların konuşulduğu bir arkadaş grubu olması ilginç doğrusu. Oturduğun yerde hiç müslüman olmadığını söylemişsin. Sakıncası yoksa oranın neresi olduğunu sorabilir miyim? Ben de o şehre taşınmayı istiyorum da. Benim burada herkes müslüman, çok yalnızım valla. :)

Fikri yayma şekli vardır bu önemlidir, bahsini ettiğiniz Ateist fikirlerinin ne derece yayılabileceğini toplum belirler, aykırı davranamazsınız. Aileler çocuklarının ne şekilde, nasıl yetiştirileceğine kendileri karar verir ve bu etkileşimi hastalık olarak gördüklerinden çocuklarının bu etkileşim içinde olmasını istemeyebilir.

Ateist fikirlerin yayılmasının sınırlarını toplum ve aile belirler diyorsun. Şimdi toplum-birey bağlantısı veya aile-çocuk ilişkisini irdeleyecek değilim, bu başka bir başlığın konusu. Fakat neticede toplum da aile de bireylerden oluşuyor. Birey de kendi inanç ve ahlak anlayışıyla bir bütünlük arzediyor. Ülkemizde baskın olan kültür islam kültürü olduğu için bireyler(aile ve toplum da) islamın etkisi altında. Peki sen islamın ateist fikirlere hoşgörülü yaklaşabileceği kanaatinde misin? İslam kültürü hoşgörülü bir kültür mü sence?

Gerçi başlık sorusuna -ağzından lafı kerpetenle alabilmiş olsak da- cevap vermişsin. Ateist fikirlerin ifade edilmesi konusunda da tahammülllü ve özgürlükçü olduğunu yazmışsın. Fakat başkalarının öyle olmayabileceğini belirtmişsin. Peki baskıcı olan o başkalarını bu konuda eleştirir misin? Örneğin, ''Ben ateist fikirlere tahammüllüyüm ama toplumun tahammüllü olmamasını normal karşılıyorum'' mu diyorsun? Eğer böyleyse, sendeki hoşgörü de aslında ikiyüzlülükten ibaret demektir. Öt yandan, sendeki hoşgörüyü inancının emirleriyle nasıl bağdaştırabiliyorsun? İnsanları ''ateşe çağıran'' kafirliklere kendini ifade edebilme hürriyeti vermek inancınla uyuşuyor mu sence?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...