Jump to content

Liberal Aydınlarla Neden Anlaşamıyoruz?


Recommended Posts

Okuduğum yazısı bu değildi ama olsun aynı konuya değinmiş;

EMİN ÇÖLAŞAN: Fethullahçı örgütlenmeye bakmadan önce Fethullah Gülen’in kim olduğunu irdelemek gerekir. Bu adam kime hizmet ediyor, Amerika’ya neden bu kadar göbekten bağlı, Amerika karşılığında Fethullah’a ne veriyor, bunları düşünmek gerekiyor. Fethullah Gülen uzun yıllardır Amerika’ya sığınmış olan bir cemaat lideri. Arkasında korkunç bir siyasi ve para gücü var. Bu gücü arkasına alan Gülen, Türkiye’ye egemen olmak istiyor. Peki her yerde örgütlenmiş bu yapı neye hizmet ediyor? Tabii ki Amerika’nın Ilımlı İslam Projesine.

Hükümet ve medyayı kullanıyor. Zaman gazetesi Türkiye’de 861 bin adet satıyor. Ama baktığımızda bayii satışı 26 bin. Peki geri kalan sayı, 835 bin kişiye abone sistemiyle bedava dağıtılıyor. Kamu kuruluşlarına, devlet dairelerine, buna yargı dahil, bedava Zaman gazetesi veriliyor. Okullar açıyor… Buna da çok yüklü miktarda kaynak gerekir. Peki bu kadar parayı nerden buluyor? Ben bunu Maliye Bakanı’na defalarca sordum ama hiç ses çıkmadı. Bunu Cumhuriyet veya Aydınlık yapsaydı Maliye hemen araştırırdı. Hükümet bunlarla içiçe olduğu için Zaman gazetesine herhangi bir işlem yapılmıyor.

İkinci olarak bu adam neden Türkiye’ye gelemiyor? Çünkü korkuyor. Sağlık sorunları var deniyor ama Amerikan medyasının karşısına çıkıyor, toplantılara katılıyor. Sağlığı Amerika’da yaşamaya uygun da Türkiye’de mi değil? İşte bunu cemaatin içinde yer alan gençler sogulamalı.

Fethullah’ın bir diğer görevi ise devletin içine sızmak, her yerde olmaya çalışıyor ancak en etkili alanları Emniyet teşkilatı.

http://ulusalkanal.com.tr/index.php?Itemid=99999999&id=8377&option=com_content&task=view

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 169
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic


Noldu neresini beğenmedin. Hadi bana ispat et!! Zaman Gazetesinde AKP karşıtı bir yazar var mıdır??? 

Bu arada, Emin Çölaşan'ın bir köşe yazısında okumuştum. Zaman Gazetesi, devlet dairelerine bedava dağıtıyormuş. O yazıyı arıyorum şimdi... Umarım bulabilirim. 

Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'ın basına sızan ses kaydında, Cumhuriyete 100 milyar ödeme yapmaktan söz etmesi yeni bir skandalın ortaya çıkmasına sebep oldu.

Çankaya Belediyesi'nin, her gün 500 Cumhuriyet Gazetesi alıp ücretsiz olarak dağıtmış.

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, televizyon programına, Eryılmaz'ın 'Balbay'a 100 milyar veremiyoruz' sözlerini değerlendirdi..

Balbay, "Açık söyleyeyim. Çankaya Belediyesi 500 gazete alıp dağıtıyor. Her gün değil, yeri geldiğinde. Sonuç olarak işin kaydı belli. Yani belediyenin borcu Cumhuriyet gazetesine. Ben Ankara temsilcisi olduğum için adım söyleniyor" dedi.

Cumhuriyet Gazetesi'nin fiyatının 75 kuruş olduğu hesaba katıldığında 100 bin Ytl'ye (100 milyar) yaklaşık 134 bin gazete alınabiliyor.

Eğer Balbay'ın dediği gibi 500'er gazete alındıysa bu para ile 268 gün gazete alınmış oluyor.

Gazetelerin dağıtılmasına kriter oluşturan 'Her gün değil, yeri geldiğinde' ifadesi ise akıllara farklı soru işaretleri oluşturuyor. Ayrıca tüm seçmenlere hizmetle yükümlü bir belediyenin marjinal bir kitleye hitap eden gazeteyi alıp dağıtması da bir başka tartışma konusu.

http://forum.shiftdelete.net/gundem-dunya-turkiye/55279-cankaya-belediyesi-ucretsiz-cumhuriyet-gazetesi-dagitmis.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://taraf.com.tr/makale/8588.htm

http://taraf.com.tr/makale/8635.htm

http://taraf.com.tr/makale/8758.htm

Bakın bakalım; bu yazılarda, ideolojik/dini/yerel-ahlaki unsurlar etrafında kümelenmiş 'cemaat' yapılarından -buradaki cemaat, yalnız dini cemaat değil; cemaat bireylerinin, toplumun geri kalanıyla dolaysız ilişkiler kurmayı başaramadığı kapalı ve küçük topluluklardır-, bir 'birlik ve beraberlik ruhu'nun yaratılmasında Kemalizm'in başarısız olduğunu söylüyor Murat Belge, kapalı-ideolojik cemaat yapılarının çeşitli, heterojen bir toplumsal birlik projesine dönüşmesi hususunda ortaya bir istenç koyduğu açık...

tarihinde terence tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Noldu neresini beğenmedin. Hadi bana ispat et!! Zaman Gazetesinde AKP karşıtı bir yazar var mıdır???

Bu arada, Emin Çölaşan'ın bir köşe yazısında okumuştum. Zaman Gazetesi, devlet dairelerine bedava dağıtıyormuş. O yazıyı arıyorum şimdi... Umarım bulabilirim.

Bilgi de çok tarafsız birinden ha. Emin Çölaşan demişse doğrudur :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hükümet ve medyayı kullanıyor. Zaman gazetesi Türkiye’de 861 bin adet satıyor. Ama baktığımızda bayii satışı 26 bin. Peki geri kalan sayı, 835 bin kişiye abone sistemiyle bedava dağıtılıyor.

Oha artık yav. Göz var izan var, yapıştırdığın yazı sana saçma gelmedi mi? Zaman gazetesi 835 bin kişiye bedava dağıtılıyormuş! Hayır ben bizzat para verip alan bir 30 bin kişi falan biliyorum.

http://www.medyatava.net/tiraj.asp Al bak, gazete tirajları.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yaaaaaaaaaa

çok zor anlıyorsunuz genelliklede hiç

güzel kardeşim ana akım medyada ulusalcılığı istisnalar hariç eleştirmeyi borak tırmandırıcı kışkırtıcı yazılar yayınlar

ne olmasını beklerdin

ama siz hiç bu yandan düşünmüyorsunuz

bu bağları kanıtlamak bir işe yaramaz ki

al bende yaparım aynısını

araştır bakalım cumhuriyet mitingini nasıl planla programlı destekli hazırlamışlar

hangi şirketler warmış işin içinde

hangi cemaatten olduklarını zaten tahmin etmişsindir

diğer söylediğine gelince hergün bizim apartmanada atıyorlar bir iki tane canım isterse alıyorum bende birini eee?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Emin Çölaşan, elinde belge olmadan asla yazmaz.

Bu şerefsiz Çölaşan ergenekon davasından yargılanan Mustafa Balbay hakkında: Benim kardeşim, ciğerim, iki gözüm Mustafa Balbay böyle bir şey yapabilir mi? dememiş miydi? Bu züppenin tarafsız(!)lığına nasıl güvenelim? Bir de gazeteci olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atilla Yayla gayet seküler bir düşünce yapısına sahip olmasına ve kendi hayatında dini hemen hiç takmamasına rağmen, bildiğim kadarıyla kendisini Müslüman kabul ediyor; ama onun konuşmalarından, duruşundan, karakterinden, davranışlarından filan onun bir Müslüman olduğunu anlayamazsınız. Benim dahil olduğum hiçbir toplantıda Atilla Hoca dinden, kendi inancından bahsetmedi, ben kendini Müslüman kabul ettiğini oğlundan öğrendim.

Etyen Mahçupyan'ın liberal olmadığını, hatta 'Allahsız postmodernist' olduğunu belirtmeme bilmem gerek var mı?

Zaman Gazetesi'nde hakikaten güzel yazılar çıkıyor, iyi yazarlar da var; fakat yazarın cemaatle bağı organikleştiği oranda, o yazarın yazılarının çöp çıkacağına emin oluyorsunuz bir süre sonra :)

Homofobik, cinsiyetçi, diğer din ve inançlara düşmanca yazılar da sıklıkla çıkıyor, editöryel kurul pek de samimi özgürlükçü sayılmaz.

Bak senle bu fırsatla aramızı da düzeltelim. Üstüne fazla vardım kabul.

Etyen Mahcupyan'ın postmodernist olduğunu biliyorum. Genelde bu tarz tiplere saygı duymam, mesela bir tane kel pos bıyıklı bir adam vardır arada TV de çıkar. Arada filmlerde de oynuyor. Mesela bunlar çıkıp Avrupa postmodern felsefesini aynen Türkçe'ye çevirip entellik yapınca gıcık olurum.

Ama Mahcupyan gibi bir adam postmodernist analiz tekniklerini kullanmasına rağmen orijinal Türkiye sosyolojisi üretiyor. Buna benim saygım var işte.

Ve bugün Murat Belge'nin yazısını okuyordum birkaç saat önce. Ve bunun Marx kökenli "üstyapı" vs tarzı bir analizi yapması beni düşündürdü ve forumdaki tartışmalar alklıma geldi. Bu adamın Marxist kökenli olduğunu biliyorum. Ama bu adam çok değerli sosyoloji yapıyor. Çok değerli bir adam, ve bence sen de bundan ders alıyorsan çok şanslısın.

Marx'ın sosyoloji aparken faydalı olabilecek bazı analiz teknikleri geliştirdiğini ben kabul ederim. Ama içeriğinden vazgeçmemiz gerekiyor. Ve kapitalizme kafadan düşmanlık yapması, bunun yıkılacağı kehanetleri, sosyalistlik falan aynen çöpe atılmalı. Ama Murat Belge'nin yaptığı tarz analiz beni rahatsız etmez. Ben buna saygı duyarım. Tabi sosyolojiyi gene de bilimden çok felsefeye yakın görüyorum ve şüpheyle yaklaşılması taraftarıyım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bak senle bu fırsatla aramızı da düzeltelim. Üstüne fazla vardım kabul.

Marx'ın sosyoloji aparken faydalı olabilecek bazı analiz teknikleri geliştirdiğini ben kabul ederim.

Hazır günah çıkarmaya başlamışken. Forumdaki üzerine fazla vardığın herkesten özürde dilersin umarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bak senle bu fırsatla aramızı da düzeltelim. Üstüne fazla vardım kabul.

Etyen Mahcupyan'ın postmodernist olduğunu biliyorum. Genelde bu tarz tiplere saygı duymam, mesela bir tane kel pos bıyıklı bir adam vardır arada TV de çıkar. Arada filmlerde de oynuyor. Mesela bunlar çıkıp Avrupa postmodern felsefesini aynen Türkçe'ye çevirip entellik yapınca gıcık olurum.

Ama Mahcupyan gibi bir adam postmodernist analiz tekniklerini kullanmasına rağmen orijinal Türkiye sosyolojisi üretiyor. Buna benim saygım var işte.

Ve bugün Murat Belge'nin yazısını okuyordum birkaç saat önce. Ve bunun Marx kökenli "üstyapı" vs tarzı bir analizi yapması beni düşündürdü ve forumdaki tartışmalar alklıma geldi. Bu adamın Marxist kökenli olduğunu biliyorum. Ama bu adam çok değerli sosyoloji yapıyor. Çok değerli bir adam, ve bence sen de bundan ders alıyorsan çok şanslısın.

Marx'ın sosyoloji aparken faydalı olabilecek bazı analiz teknikleri geliştirdiğini ben kabul ederim. Ama içeriğinden vazgeçmemiz gerekiyor. Ve kapitalizme kafadan düşmanlık yapması, bunun yıkılacağı kehanetleri, sosyalistlik falan aynen çöpe atılmalı. Ama Murat Belge'nin yaptığı tarz analiz beni rahatsız etmez. Ben buna saygı duyarım. Tabi sosyolojiyi gene de bilimden çok felsefeye yakın görüyorum ve şüpheyle yaklaşılması taraftarıyım.

Tamam, düzeltelim aramızı, kabul. Ben de gerildim, kusura bakma :)

Postmodernizm savunucuları tarafından da, karşıtları tarafından da yanlış anlaşılır; Foucault 'Postmodern ne anlama geliyor samimi olarak bilmiyorum, ben postmodernist değilim' der, postmodernistlikle suçlanan Negri/Hardt'ın, İmparatorluk kitabında koskoca bir 'postmodernizm' eleştirisi yapan bölüm vardır. Deleuze de, postmodernliğin 'ucuz' sloganları olarak gördüğü 'felsefenin ölümü' gibi savlarla ilgilenemeyecek kadar meşgul olduğunu söyler.

Çok karma bir kategori zaten bu postmodernizm; pek yararlı bir analizör işlevi gördüğüne inanmıyorum. Lyotard 'büyük anlatılar' eleştirisi yapıyor ve Foucault 'mücadelenin yerelleşmesini' savunuyorken, Deleuze-Guattari bu ikisine kafadan karşı çıkıyor.

Murat Hoca Marksist kökenlidir evet, hatta temelde hala Marksist olduğunu söyleyebilirim; onun da parçası olduğu Birikim grubu daha özgürlükçü bir sosyalizm tasavvuruyla ilgili, Marx'ı eleştirmekten de çekinmezler. 'Liboş' ilan edilen Ahmet İnsel de Birikimcidir misal, bugünlerde rektör atamaları vesilesiyle cumhurbaşkanına eleştiriler yönelttiği için, Hürriyet gibi gazetelerde fazlasıyla çıkmaya başladı :) (Bu arada evet, Murat Belge hocamdır, kendisinden 'Modernism in The Novel' diye bir ders alıyorum)

Mahçupyan hakikaten iyidir, Atilla Hoca'yla tartışmasında da daha bir haklıydı bence, akademik düzeyde yazılar yazan Fransız gazetecileri vardır misal, Mahçupyan bu tarz bir gazeteciliğin Türkiye'deki ender temsilcilerinden.

Sosyoloji-felsefe ilişkisine senden daha farklı bakan bir Marksist yazar-felsefeci okudum geçenlerde, adı Etienne Balibar. Aslında Marx'ın ziyadesiyle antifelsefi kabul edilebilecek bir yaklaşımı vardır; bu arada, iktisadi antropoloji ve sosyolojide ciddi bir Marksist entelektüel ağırlık vardır :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Oha artık yav. Göz var izan var, yapıştırdığın yazı sana saçma gelmedi mi? Zaman gazetesi 835 bin kişiye bedava dağıtılıyormuş! Hayır ben bizzat para verip alan bir 30 bin kişi falan biliyorum.

http://www.medyatava.net/tiraj.asp Al bak, gazete tirajları.

Alıntıladığın cümlede zaman gazetesinin 861 bin adet satıldığını zaten Çölaşan söylüyor. Geriye kalan gazetelerin(bayi satışı hariç) bir maliyeti olduğunu biliyorsun!! Bedavaya dağıtılıyorsa birilerine faturası çıkacak.

Tiraj yayıncılıkta, bir defada basılan kitap, dergi, gazete gibi basılı ürünlerin adedi. Baskı adedi hesaplanırken bir yandan talebi karşılaması diğer taraftan stoklarda aşırı birikime yol açmaması göz önünde tutulur. Birçok ülkede tiraj verileri bağımsız kurumlar tarafından saptanır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Tiraj

Bu tanıma göre ben saçma birşey görmüyorum. İsteyen 1 milyon tanede traj yapar, oraya buraya dağıttıktan sonra bir sorun olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ablacığım,

Atilla Hoca; daha ilk Muhafazakar Demokrasi Konferansı'nda, Recep Tayyip Erdoğan'ı köşeye çekip, 'eşcinsel haklarını da tanıyacaksınız, ona göre!' diye yarı-azar tonajlı bir nutuk çektiğini biliyorum. Bekir Berat Özipek'in, Star Gazetesi'ndeki yazılarını okuyun: Her 3 yazıdan birinde, mutlaka AK Parti'ye geçiriyor. Zaten herkesin ortasında, 'İlker Başbuğ'u görevden alamadın, Özal olsa alabilirdi' diye rezil eden de kendisiydi, bilen bilir.

Murat Belge ise, ta başından itibaren AK Parti hususunda yukarıda bahsettiğin tarzda bir tavra asla sahip olmadı; adam Kemalizm'i ve ordu vesayetini eleştiren yazılarında, durup durup AK Parti'ye 'ürkekliği, zırt pırt geri adım atışı' gibi sebeplerle 'geçirmeyi' görev bildi; Taraf Gazetesi'ni de düzenli takip edersen eğer, 'Kürt Sorunu' hususunda, 'Cemaat Gazetesinin Özgürlükçülüğü' hususunda filan -AK Parti'ye yönelik- bir ton eleştirel yazı görürsün, istersen yollarım sana.

Alemsin Terence.. Ne diyeyim sana, bilemedim.

Adam Tayyip'e İlker Başbuğ'u görevden almadığı için zılgıt çekiyor, bunun adı da AKP'yi eleştirmek oluyor. AKP'nin ekmeğine yağ sürüyor demeliydin.

Bakış açımız temelden farklı. Ben bu hükumetin karşısında Kemalizm'i de orduyu da savunurum. Adıma Kemlist demişler, statükocu demişler, bilmemne demişler, umurumda olmaz, ruhum duymaz. Hepsi de kabulüm.

Murat Belge de aynı şeyi yapmış. AKP'nin tam da istediği, arasa da bulamayacağı eleştiri bu.

Kemalizmi ve orduyu eleştir, AKP'nin gönlünde yer et. Mural Belge iyice aşmış, adamlara "elini korkak alıştırma, vur gitsin" demiş. Süper!

Ne diye diyoruz liberallerle AKP kolkola diye?...

Senin hocanın "eşcinsel haklarını da tanıyacaksınız, ona göre" demesi de hiçbir şey ifade etmiyor. Dinciden istediği şeye bak lütfen. Elbette derler, ertesi gün adres belirleyip insan içinde keserler bunlar.

Bu adamları tanımıyor gibi kalkıp da anlatmayın lütfen. Artık gerçekten çok ayıp oluyor.

-------------------------

Zaman gazetesi elbette Fethullah şizofreninin gazetesidir. Bütün ışık evlerine vb. yerlere de bedava dağıtılır.

Sadece oralara değil, gözlerine kestirdikleri herkese, her yere.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alıntıladığın cümlede zaman gazetesinin 861 bin adet satıldığını zaten Çölaşan söylüyor. Geriye kalan gazetelerin(bayi satışı hariç) bir maliyeti olduğunu biliyorsun!! Bedavaya dağıtılıyorsa birilerine faturası çıkacak.

Tiraj yayıncılıkta, bir defada basılan kitap, dergi, gazete gibi basılı ürünlerin adedi. Baskı adedi hesaplanırken bir yandan talebi karşılaması diğer taraftan stoklarda aşırı birikime yol açmaması göz önünde tutulur. Birçok ülkede tiraj verileri bağımsız kurumlar tarafından saptanır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Tiraj

Bu tanıma göre ben saçma birşey görmüyorum. İsteyen 1 milyon tanede traj yapar, oraya buraya dağıttıktan sonra bir sorun olmaz.

:)

Astur'un verdiği sitede 'satış rakamları' yazıyor; istersen ona tiraj değil de Mahmut diyelim, birşey değişmez.

O kadar gazetenin hergün bedava dağıtılması pek akla yatkın değil zaten :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

her yazınızda saymakla uğraşmanın sonunda konuyu unutturacığı çoklukta iddia ortaya atıyorsunuz ki

tabii aynı yazılarda bunları destekliyici kanıtlar aramak aynı raddede zaman kaybı

arada yukarıda ıfeel in yaptığı gibi parayla satılmış bunlar kartınıda oynayınca

klasik cemaat sadakatıyla herkes ülküyü hatırlayıp büyüklerinin gösterdiği hedefe saldırıyoro kadar çirkin bir tablo warki

peki nerde bu murat belgenin satılmışlığını ortaya koyan söylemleri

henüz böyle özgürlükçü bir çewre bulma şansı yokken aforoz edilme pahasına solu eleştirmesi mi mesela

Bana satılıkları, dincileri savunup durmayın. Bunu yapmak için de yazılanları çarpıtmayın.

Murat Belge satılmıtır demedim. Adam gibi oku, pislik atma.

Ben orada dincilerin sözde aydınları vb. kitleyi nasıl manipüle ettiklerini anlattım. İnsanları taltif ederler, en önemli taktikleri budur çünkü genel olarak işler dedim.

Parayla da satın alırlar dedim ama bunu Murat Belge için söylemedim.

Kaçtır benim iletilerimi bu şekilde iftiralarınla çarpıtıyorsun. Adam gibi oku, ondan sonra da adam gibi yaz.

Becerebilirsen.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Parayla da satın alırlar dedim ama bunu Murat Belge için söylemedim.

Kimleri parayla aldılar bizlerle de paylaşsana.

Gerçek liberallere örnekleri de hala bekliyorum. Öğrenelim biz de bunları.

Link to post
Sitelerde Paylaş
iktisadi antropoloji ve sosyolojide ciddi bir Marksist entelektüel ağırlık vardır

5000. defa değer konusunu açmayı şimdiden tasarlayanlar war

yalana gerek yok aççak biriniz belli :D

şu konuları açında güzel güzel tartışalım soyutlanmış değer konuları yerine

Bana satılıkları, dincileri savunup durmayın. Bunu yapmak için de yazılanları çarpıtmayın.

Murat Belge satılmıtır demedim. Adam gibi oku, pislik atma.

Ben orada dincilerin sözde aydınları vb. kitleyi nasıl manipüle ettiklerini anlattım. İnsanları taltif ederler, en önemli taktikleri budur çünkü genel olarak işler dedim.

Parayla da satın alırlar dedim ama bunu Murat Belge için söylemedim.

Kaçtır benim iletilerimi bu şekilde iftiralarınla çarpıtıyorsun. Adam gibi oku, ondan sonra da adam gibi yaz.

Becerebilirsen.

kimin için söylediğin weya kimseye isnat etmemiş olduğun olayın kendisinin çirkinliğini değiştirmez

bizim aşağı yukarı kimleri konuştuğumuz belli

söyle bakalım kimler satılmış

forumda üyelikleri yok diye iftira atmakta beis görmemen ahlakçılık kitabınla ne kadar bahdaşır ayrıca? :D

tarihinde AnArchos7 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimleri parayla aldılar bizlerle de paylaşsana.

Gerçek liberallere örnekleri de hala bekliyorum. Öğrenelim biz de bunları.

Sen daha iyi bilirsin kimleri satın aldıklarını. Beni belirsiz, aptalca tartışmaların içine çekmeye çalışma, beceremezsin.

Bilim adamlarını bile satın almışlardır. İçlerinde üni. profları mı dersin, ünlü gazeteciler mi, aydınlar mı, sözde entelektüeller mi, hukukçular mı.... Hepsi hepsi..

Nasıl birden bu kadr dinci bir ülke olduk sanıyorsun? Tabii siz sözde liberallerin katkılarını da unutmamalıyız.

Bana göre Besim Tibuk, Cem Boyner, adını anımsamadadığım birkaç ünlü bilimci, gazeteci-yazar var. Aklıma geldikçe yazarım.

Ben sadece çok ünlülerini saydım şimdi.

Benim şahsen tanıdığım veya tanıştığım, liberal aydın olduğunu bildiğim çoook sayıda insandan sözedemem tabii.

Onlar çapulcular değil ama. Çok kalitelidirler, dincileri de sevmezler. Onların özgürlük teranelerine kanmamaları gerektiğini öğrenmişler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alemsin Terence.. Ne diyeyim sana, bilemedim.

Ablacığım,

Tam da bu eleştirileri yapacağını bildiğim için ve bildiğim halde yukarıda işaretlediğin şeyleri söyledim :)

Sana göre, tam da şu aşamada, nasıl olursa olsun 'demokratikleşme' yönünde, ordu vesayeti karşıtı yapılan her açıklama AK Parti'nin yararına bir açıklama haline geliyor. Bu durumda, AK Parti'nin işine gelmeyen şey demokrasi-karşıtı, vesayet-yanlısı olan konuşmalar yapmak mı?

Sol bunu yıllardır yapıyor ve sonuçta da kitlesel bağı giderek zayıflıyor, askeri vesayet rejimi yalnız İslamcılardan mı korkuyor ki açıklamalarını, savunmalarını ciddiye alalım? Ordu liberallere, komünistlere, savaş karşıtlarına, asker kaçaklarına, sivilleşme yanlılarına, Kürt haklarına, azınlıklardan gaspedilen vakıf mallarının azınlıklara iade edilmesine vs. de karşı.

Tüm bunlar dışında kaç özgürlük kalemi sayabilirsin bana? Ordu, tam olarak özgürlüğe karşı aslında!

Freddie'ye uzun uzun anlattım bir başka başlıkta, sana da özet geçeyim -istersen açarım tabii-: AK Parti, orduyu bir bütün olarak alaşağı edip, tüm sistem ayrıcalıklarını koskoca bir kitle hareketini harekete geçirme riski alarak ortadan kaldırmayı istemez, isteyemez. AK Parti'nin özünde çok bir özgürlükçü, çok bir demokrat olmadığında hemfikir değil miyiz zaten?

Sonunda kontrolünden çıkabilecek kitle hareketini mobilize etmez, edemez AK Parti sermayesi; karlılığını, ithalat-ihracını tehdit edecek tüm bir 'ticari barış' ortamını berhava edebilecek bütünlükçü bir çeteler, ordu tasfiyesini gerçekleştirip, yerine tam demokratik bir rejim yerleştirme arzusuna sahip değildir, olamaz da. Başbuğ'un dişlerini söküp, onunla yola devam etmek onun açısından en iyisidir. Ne ABD, ne TÜSİAD'çılar, ne de AK Parti tabanını temsil eden oldukça heterojen taban -merkez sağcı şirket temsilcilerinden, cemaatçi gecekondu gençlerine kadar- böyle birşeyi kaldırabilir.

Özgürleşme savaşından kazançla çıkmanı yolu, bu tarz söylemleri AK Parti çekincesiyle kuma gömerek değil; AK Parti'yi zorlayacak, onun havlu atmasına sebep olacak derecede radikal bir savununun unsuru kılarak gerçekleştirebiliriz.

Fakiri zengini, İstanbullusu Hakkarilisi, kadını erkeği seçmenin yüzde 47'sini bir arada tutan 'sert çekirdek' şüphesiz şeriatçılık değildir; o halde o sert çekirdeği nasıl yanımıza çekebileceğimizi düşünelim.

AK Parti, uzun vadeli tarihsel dinamiklerin yanında sinek kalır; bugün onlar yarın bir başkası gelir, biz kendi gücümüze odaklanalım...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...