Jump to content

Cerkez Ethem bir asimiydi ,yoksa vatan severmi?


Recommended Posts

Tabi ya rütbeli (hemde yüksek cinsinden) ve tecrübeli komutanlar varken Ankara hükümetini zor durumda bırakacak ayaklanmaları bastırmak görevinin askeri geçmişi eşkiyalık olan bir onbaşıyavermek çok doğru bir hareketti mutlaka...

O zaman başkomutan Çerkes Ethem, genelkurmay başkanı Demirci Efe, Doğu Cephesi komutanı Ali Batı şeklinde düzenli bir ordu oluşturulsaydı. Bunlar da Allah ne verdiyse saldırsalardı, ne güzel olurdu di mi?

Ayaklanmaları bastırmak derken hangi ayaklanmaları? Mesela Refet Bele'nin emrindeki askerler neredeyse sadece isyan bastırmakla uğraşmıştır. O kadar çok isyan çıkmıştır ki doğal olarak bunları bastırmak için birçok kişiye ihtiyaç duyulmuştur. Çerkes Ethem de bunlardan biridir. "Sadece tek bir isyan vardı, onu da bastırabilecek tek kişi Çerkes Ethem'di, Ankara hükümeti de onu görevlendirdi, sonra onun halk tarafından çok sevilmesinden korkup onu tasfiye etti" gibi bir mantıkla düşünemezsiniz.

tarihinde ironman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 80
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

işte gerçekler son paragrafta dökülüyor... (Önceki paraflarlara yarın bakarız)

Seyit Rıza'yı saymadım (konumuzla alakası olmadıağı için) ama siz onuda dahil ettiniz konuyla alakası olmadığı halde.. Eşkiyalıkla suçladınız yaktığı köylerden dolayı Çerkes Ethem'i... Aynı şekilde Seyit Rıza'yı da bir çok nedrenle suçlarsınız mutlaka... Ama İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarındakileri gözardı edersiniz mutlaka... Olayları değerlendirirken, hangi tarafta yer aldoğımız önemlidir... Yoksa kimin umrunda Syit Rıza'yı idam edebilmek için bir gecede yaşını küçültmek veya oğlunun yaşını büyütmek... Bazı yapılanları eşkiyalık olarak değerlendireceksiniz sizin tarafıon yaptıklarını aklamak için ise takla atacaksınız.

Keza Suphi ve yoldraşlarını katletmek içinde gerekçelerinizi hazırlamışsınız... Ama onların bu ülkeye niye nasıl geldiğini de gözardı etmişsiniz...

Yukaradı demiştim

nereden bakarsanız var bir tutarsızlık...

Link to post
Sitelerde Paylaş

işte gerçekler son paragrafta dökülüyor... (Önceki paraflarlara yarın bakarız)

Seyit Rıza'yı saymadım (konumuzla alakası olmadıağı için) ama siz onuda dahil ettiniz konuyla alakası olmadığı halde.. Eşkiyalıkla suçladınız yaktığı köylerden dolayı Çerkes Ethem'i... Aynı şekilde Seyit Rıza'yı da bir çok nedrenle suçlarsınız mutlaka... Ama İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarındakileri gözardı edersiniz mutlaka... Olayları değerlendirirken, hangi tarafta yer aldoğımız önemlidir... Yoksa kimin umrunda Syit Rıza'yı idam edebilmek için bir gecede yaşını küçültmek veya oğlunun yaşını büyütmek... Bazı yapılanları eşkiyalık olarak değerlendireceksiniz sizin tarafıon yaptıklarını aklamak için ise takla atacaksınız.

Keza Suphi ve yoldraşlarını katletmek içinde gerekçelerinizi hazırlamışsınız... Ama onların bu ülkeye niye nasıl geldiğini de gözardı etmişsiniz...

Yukaradı demiştim

nereden bakarsanız var bir tutarsızlık...

Hallac,

"Resmi tarihin bize söylediği herşey yalandır" mantığıyla ve önyargısıyla çıktığınız için bazı tarihi gerçekler maalesef sizi üzebiliyor.

Çerkes Ethem düzenli orduya karşı savaşmış mıdır? Evet. Bunu hem kendisi, hem Türk askeri tarihi ve anıları, hem de Yunan askeri tarihi ve anıları yazar. Siz kabul etmek istemeseniz de gerçek bu. Çerkes Ethem'in kendisi bile savaştım derken hala aklamaya çalışıyorsunuz.

Mustafa Suphi meselesini de yazdım. Suphi ve yanındakiler milli mücadeleye destekte bulunmamış, tam tersine onu kötüleyen propagandalar yapmışlardır. Onların yüzünden özellikle doğu cephesinde birçok sorun çıkmıştır.

tarihinde ironman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabi ya rütbeli (hemde yüksek cinsinden) ve tecrübeli komutanlar varken Ankara hükümetini zor durumda bırakacak ayaklanmaları bastırmak görevinin askeri geçmişi eşkiyalık olan bir onbaşıyavermek çok doğru bir hareketti mutlaka...

Şu cümleye verilecek yanıt

O zaman başkomutan Çerkes Ethem, genelkurmay başkanı Demirci Efe, Doğu Cephesi komutanı Ali Batı şeklinde düzenli bir ordu oluşturulsaydı. Bunlar da Allah ne verdiyse saldırsalardı, ne güzel olurdu di mi?

olamaz... Size bir soru soruyorum. Bu eşkiya kılıklı onbaşıyı niye önemli işlerde görevlendirdiniz. Halk kahraman olarak görmüyor dediniz ama Milli kahramanlık ünvanını kimlerin verdiğini söylediğimde yine sustunuz..

Hayrola Demirci efe'yi de eşkiya ilan edeceksiniz.. Tüm halk kahramanlarını gözardı edip bir tek kahraman mı yaratmak istiyorsunuz.. Yaptığınız başka bir şey yok zaten yakışır size..

Bu tasfiye hareketi kaç oy farkla alınmıştır mesela bunu da yanıtlayın.. Kaç parmak yüzünden tarih bir kişiyi hain ilan ediyor söylesineze (!) :)

tarihinde hallac01 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu cümleye verilecek yanıt

olamaz... Size bir soru soruyorum. Bu eşkiya kılıklı onbaşıyı niye önemli işlerde görevlendirdiniz. Halk kahraman olarak görmüyor dediniz ama Milli kahramanlık ünvanını kimlerin verdiğini söylediğimde yine sustunuz..

Hayrola Demirci efe'yi de eşkiya ilan edeceksiniz.. Tüm halk kahramanlarını gözardı edip bir tek kahraman mı yaratmak istiyorsunuz.. Yaptığınız başka bir şey yok zaten yakışır size..

Bu tasfiye hareketi kaç oy farkla alınmıştır mesela bunu da yanıtlayın.. Kaç parmak yüzünden tarih bir kişiyi hain ilan ediyor söylesineze (!) :)

Verdiğim yanıtta bir sonraki paragrafı da okusaydınız cevabı görürdünüz. Siz de işinize gelenleri okuyor, işinize gelmeyenleri okumuyor veya görmezden geliyorsunuz.

Çerkes Ethem'in görevlendirilmesine gelince Ankara hükümeti herhalde keyfinden görevlendirmedi. Mesela Düzce ve Bolu ayaklanmalarına Çerkes Ethem'le birlikte 24. Tümen, 32. ve 58. Alaylar, Binbaşı Çolak İbrahim Müfrezesi, Karakeçili Yarbay Arif Müfrezesi gibi kuvvetler de isyanı bastırmada etkili oldu. Daha sonra da Refet Bele komutasındaki kuvvetler gelmiştir. Ankara hükümeti de isyanı bastırmak için başta düzenli orduyu, ayrıca o bölgelerdeki gönüllüleri de kullanmıştır. Gördüğün gibi tek kahraman Çerkes Ethem değil, daha binlerce kahraman ve isyanları bastıran birçok diğer gönüllü vardır.

Siz bu gerçekler dururken sanki Çerkes Ethem'den başka kahraman yoktu, ondan başka isyan bastıran ve Ankara hükümeti tarafından ödüllendirilen kişiler yoktu mantığıyla düşünüyorsunuz. Öyle olunca da milli kahraman Çerkes Ethem güçlenince Ankara hükümeti tarafından tehdit olarak görülüp tasfiye edildi yanlışına düşüyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kahraman, birkaç ay içinde hain durumuna düşebilir.

Yozgat isyancısı Çapanoğlu'dur ve isyanı bastırıp, isyancıları astıran da Çerkez Ethem.

Hilafeti savunan iki isyancı. İsyanları arasında sadece birkaç aylık zaman farkı var.

Bu durumda sormak gerekir Çapanoğlu hain miydi?

http://komunistforum.net/serbest-baslik-siyaset/47136-capanoglu-kimdir.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Çerkez Ethem Haindir" Bunu kim söylüyor. Tarihçilerden ziyade Ankara hükümeti söylüyor, meclis söylüyor. Soruyorum size Çerkes Ethem'in hainliğini belirleyen oylamanın sonucunu getirin de hep birlikte okuyalım bu karar nasıl alınmış? Tarihin v etarihçilerin hain diye nitelendirmediği bir şahıs siyasi bir kararla hain ilan ediliyor ama kimsenin bunun siyasi bir karar olmadığına inanmasını, bir kasfiye hareketi olmadığına inanmasını bekliyorsunuz. Aynı tasfiye hareketi Karadeniz'in azgın sularında yaşanmıştır deniliyor, ama illa kendileri haklı olacak ya,

Suphi ve yanındakiler milli mücadeleye destekte bulunmamış, tam tersine onu kötüleyen propagandalar yapmışlardır.
diyecek kadar tarihi çarpıtmaya soyunuyorsunuz. Kendinizi haklı çıkarmak için böyle bel altı vurmaya çalışmayın... Çerkes Ethem'in değil ama Suphi ve yoldaşlarının önündeki komünist sıfatı mı zorunuza gidiyor. Gidin Hasan Tahsin'i de vatan haini ilan etsenize. BUgün herkes Hasan tahsin'i kahraman ilan eder ama onun sosyalist kimliğini de gizlmeye, yok etmye çalışır. Hadi size yni bir görev. Hasan Tahsin gerçeğini de yok etsenize...

Çrkes Ethem'in hainliğini kendi anılarıyla kanıtlamaya soyunmuşsunuz. Ama işinize gelen sözlerini taşımayı da ihmal etmemişsiniz.

Bakın ilköğretim öğrencilerine yönelik bir çalışma.. Sizin küçümsediğiniz, "işte bir iki ayaklama bastırmış" diye geçiştirdiğiniz Çerkes Ethem...

Bu dönemde Aznavur ayaklanmasını, Yozgat-Yenihan-Düzce Ayaklanması’nı, İzmit Ayaklanması’nı bastırması ve Yunanlılara Demirci’de ilk büyük darbeyi atması ününü artırmıştı. TBMM tarafından “ulusun kurtarıcısı” ilân edildi ve rütbesiz ilk millî kuvvet kahramanı oldu.

Yunanlılarla işbirliği yapmış ve Yunanlılarla birlikte Türk Ordusu'na karşı savaşmış ya Çerkes Ethem (Çünkü o çerkesdir. Zaten ne zaman hain ilan edildi ogünden sonra Çerkes olduğu hatırlandı ya) Ama ndense tarihçiler bu işbirliğini görmezden gelirler ve Çerkes Ethem'e hak etmediği bir övgüyü yaparlar..

PROF DR. MÜMTAZER TÜRKÖNE

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında Çerkes Ethem’in payını kimse inkâr edemez.... (Sizler inkar edersniz o ayrı)

PROF. DR. TOKTAMIŞ ATEŞ

TBMM daha Ankara da çalışmaya başlamadan önce Salihli cephesinde Yunan ilerlemesinin durdurulması ve iç ayaklanmaların bastırılmasında fevkalede önemli hizmetleri vardır. Hatta hiç abartmadan şunu söyleyebiliriz ki Eğer Çerkes Ethem ve onun kuvvetleri olmasa idi Ulusal Kurtuluş mücadelesi başlamadan ortadan kaldırılabilirdi.

YAVUZ BAHADIROĞLU - TARİHÇİ

Çerkes Ethem’in yok edilmesine karar verilmişti de formül aranıyordu aslında. Çerkes Ethem’de kendini feda etmemek için direniyordu…

Burada Çerkes Ethem'in davranışını hıyanetle değil olsa olsa bir büyük fedakarlık kendi varlığını feda eden bir oluşum olarak değerlendirmek olduğuna inanıyorum.

MUHİTTİN NALBANTOĞLU

Çerkes Ethem çok büyük bir vatansever kurtuluş savaşının ilk günlerini düşünün bir tek kişiye ihtiyaç duyulduğu günlerde bu adam Yunanlıları sahillere çakılı bırakıyor Anadolu ya bırakmıyor.

İSMET BOZDAĞ - TARİHÇİ

Nerede bir yangın varsa oraya yetişen bir Çerkes Ethem kuvvetleri vardı. Batı cephesi komutanlığına atanan İsmet İnönü'nün ilk işi Çerkes Ethemin ünvanını değiştirmek olmuştur.

CEMAL KUTAY - TARİHÇİ

Mondros mütarekesinden sonra ta meclisin kurulmasına kadar ne Erzurum kongresinde ne Balıkesir kongresinde ne Alaşehir ne Sivas kongresinde bulunmamış insanlar İstanbul un işgalinden sonra sığınacak yerleri kalmadığı için mecbur kaldılar Anadolu ya geldiler. Mücadele bunun mücadelesidir. Milli mücadelede öncekiler ve sonrakiler mücadelesidir…..

Ethem iki şık arasında tercihe mecbur bırakılmıştır; Ya üzerine sevk edilen askerlere karşı koyacak kardeş kanı dökülecektir veyahutta bırakıp gidecektir. Nereye gidebilir? Yunana. Hayır en büyük tarihi hakikat şimdi size söyleyeceklerimdir. Ethem Yunan'a iltica etmemiştir. Ethem geciş hattı istemiştir.

İnsanlara Hain demek kolay kaldi ki kendini müdafa etme hakkından mahrumsun kahraman demekte kolay çünkü kimse kendisine kahraman denilmesini tekzip etmez. Bizim milli mücadelemiz kronolojisi sıhhatle yazılmamış olan bir buhran dönemidir. Ethem yanına kimseyi almadan gitmiştir ve yanındakiler gelelim diye dayatmışlardır dövüşelim demişlerdir ikisini de reddetmiştir. Bir kulübesi bile olmayan bir nehir kıyısında kalbi duran bir adamın layık olmadığı halde hain damgasıyla damgalanması vicdanları rahatsız etmektedir.

PROF DR. MİM KEMAL ÖKE

Merkezi otoritenin Çerkes Ethem'den sıkıntı duyması kaçınılmazdı çünkü Anadolu da sadece bir milli direniş sadece bir kuvayi milliye hareketi değil bunun yanı sıra bir liderlik döğüşü de veriliyordu.İşte bu çerçevede Çerkes Ethem in büyümesi halk arasında muazzam bir kahraman olarak her girdiği yerde alkışlarla karşılanması bazı kişileri tedirginliğe sevk etmiştir. İsmet İnönü'nün her zamanki tavrıyla Çerkes Ethem ve ağabeyleri aleyhinde bazı propagandalarda bulunduğunu da söyleyebiliriz…..

İşte bu çerceve içinde Çerkes Ethem arkadaşları ile Yunan ordusu ve Türk Ordusu arasında kalır İşte orada o önemli kavşakta bir ikilem içindedir. Ne yapacaktır? İşte bu Yiğit Adam saflarında döğüştüğü Anadolu insanıyla kılıç kılıça gelmekten çekinerek Yunanlılarla görüşerek sadece bir çıkış noktası istemiştir. Anadolu daki mücadeleyi akamete uğratmamak ve bir savaşa dönüştürmemek için yurtdışına gitmek için bir geçit noktası istemiştir.Hatta arkadaşlarına döner derki; Siz silahlarınızı bırakıp Kuvayi Milliyeye döneceksiniz onlarla birlikte savaşacaksınız.

http://www.tatliaskim.com/genel-turk-tarihi/199593-cerkes-ethem-belgeseli.html

Çerkes Ethem bir hain değildi... Sadece bu ülkenin bir haine ihtiyacı vardı....

tarihinde hallac01 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hallac yine lafı dolandırıp Ethem'in yaptıklarını görmezden gelmişsin.

Çerkes Ethem, milli mücadeleye çok katkıları olmuş birisidir. Salihli Cephesini kurmuş, Aznavur kuvvetleri, daha sonra Düzce, Adapazarı ve Yozgat ayaklanmalarının bastırılmasında çok büyük emekleri vardır. Hatta Bolu ve Düzce ayaklanmalarında Çerkes devleti kurmaya çalışanlarla çarpışmış, Refet Bele komutasındaki düzenli ordu ile birlikte onları yenmiştir. Bunları inkar eden yok. Senin de yazdığın gibi TBMM tarafından ödüllendirilmiş, bunları inkar mı ettim ben?

Ama daha sonra düzenli orduya karşı savaşmıştır. Buraya hem Ethem'den, hem Türk ve Yunan askeri tarihinden, hem de Türk ve Yunan ordusundaki kişilerin anısından alıntılar yaptım. Bu da bir gerçektir. Sizin maalesef kabul edemediğiniz de budur.

Çerkes Ethem'in değil ama Suphi ve yoldaşlarının önündeki komünist sıfatı mı zorunuza gidiyor. Gidin Hasan Tahsin'i de vatan haini ilan etsenize. BUgün herkes Hasan tahsin'i kahraman ilan eder ama onun sosyalist kimliğini de gizlmeye, yok etmye çalışır. Hadi size yni bir görev. Hasan Tahsin gerçeğini de yok etsenize...

Mustafa Suphi'nin milli mücadeleye ne katkısı olmuştur?

Hasan Tahsin konusuna gelince ona veya sosyalist kimliğine karşı hiçbir sorunum yoktur, aksine milli kahramanlarımızdandır ve kendisine çok büyük saygı duyarım. Ya da Kazım Karabekir'in daha sonra M.Kemal'le ayrışması onun Ermenistan fatihi veya doğu cephesi kahramanı olduğu gerçeğini değiştirmez. Laf bulamayınca hemen konuyu Hasan Tahsin'e getirip beni yaftalamaya kalkmışsın, yakıştıramadım. Milli mücadeleye Abilev gibi komünistler, Rıfat Börekçi gibi din adamları ve bunlar gibi farklı görüşteki birçok kişi katkıda bulunmuştur, bunları inkar etmem ve hepsine müteşekkirim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mustafa Suphi'nin ne mi katkısı olmuştur. Tasfiyeciler buna izin mi vermiştir... Anadolu topraklarına ne için geldiğini sanıyorsunuz... Hıdırellez kutlamalarına katılmak için mi geldi? Ne katkısı olmuşmuş..

O kadar tarihçi neden Çerkes Ethem'in işbirliğinden bahsetmiyor. Geçiş hakkını neden işbirlikçilik olarak değerlendiriyornsunuz? Hla neden Ethem'in vatan hainliğini onaylayan meclisin seçim sonuçlarını getirmiyorsunuz...

Ethem'in başarılarını inkar etmediniz küçümsediniz.. Demirci Efe isminin de anıldığı iletinize bakın..

Ayaklanmaları bastırmak derken hangi ayaklanmaları?
dediniz ama şimdi rahatça katkılarını sıralıyorsunuz nedense...

Siz eşkiya dediniz millet meclisi kahraman dedi unutmayın... Aynı meclis hain ilan etti.. Bunun siyasi bir karar olmadığını söylemek gerek tabiki değil mi?

Belli ki Çerkeslik damarın kabarmış, Çerkesler de milli mücadelede pek masum değildir.
Defalarca dedim. Çerkes Ethem hain ilan edilene kadar Ethem'di ne zaman hain ilan edildi isminin önüne Çerkes sıfatı konuldu... Çerkesler masum değildi, Kürtler masum değildi. Bir Türkler masumdu...

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hallac,

Sen sahtekarın tekisin. Kaç mesajdır sana açıklamama ve örnek vermeme rağmen hala kafan bu bilgileri almıyor. Ayrıca yine açıklamama rağmen mesajlarımdan bir bölümü alıp diğerlerini kesiyorsun ve aklısıra beni haksız duruma düşürmeye çalışıyorsun.

Benim cevabım

Ayaklanmaları bastırmak derken hangi ayaklanmaları? Mesela Refet Bele'nin emrindeki askerler neredeyse sadece isyan bastırmakla uğraşmıştır. O kadar çok isyan çıkmıştır ki doğal olarak bunları bastırmak için birçok kişiye ihtiyaç duyulmuştur. Çerkes Ethem de bunlardan biridir. "Sadece tek bir isyan vardı, onu da bastırabilecek tek kişi Çerkes Ethem'di, Ankara hükümeti de onu görevlendirdi, sonra onun halk tarafından çok sevilmesinden korkup onu tasfiye etti" gibi bir mantıkla düşünemezsiniz

Senin alıntıladığın kısım ise sadece

Ayaklanmaları bastırmak derken hangi ayaklanmaları?

Yazılarımın belirli bir kısmını bütünden çekip laf oyunu yapmaya çalışma.

Mustafa Suphi'nin ne mi katkısı olmuştur. Tasfiyeciler buna izin mi vermiştir... Anadolu topraklarına ne için geldiğini sanıyorsunuz... Hıdırellez kutlamalarına katılmak için mi geldi? Ne katkısı olmuşmuş..

Mustafa Suphi'nin milli mücadeleye katkısı yoktur, tam tersine Kazım Karabekir ve M.Kemal'i kötüleyerek halkı onlardan soğutma gayesi vardır. Doğu Cephesinde Ermenilere saldıracağımız en önemli dönemde bunları yapması da bunun en güzel örneğidir.

O kadar tarihçi neden Çerkes Ethem'in işbirliğinden bahsetmiyor. Geçiş hakkını neden işbirlikçilik olarak değerlendiriyornsunuz? Hla neden Ethem'in vatan hainliğini onaylayan meclisin seçim sonuçlarını getirmiyorsunuz...

Benim kaynaklarım bellidir, sana da önceki mesajlarımda yazdım. Senin alıntı yaptığın kişilerin ondan haberi yoksa bilemem. AYrıca alıntıladığın kişiler Mümtazer Türköne, Toktamış Ateş, Cemal Kutay gibi kişilerdir. Onların haberi yok diye Çerkes Ethem Türk ordusuyla savaşmamış mı olacak?

Ayrıca o dönem meclisi M.Kemal'in emrinde mi sanıyorsunuz? Tam tersine, onu meclisten atmak için birçok girişimde bulunulmuştur. O dönem meclis M.Kemal karşıtı, Amerikan veya İngiliz mandacısı İttihatçılarla, İngiliz casuslarıyla doluydu. Meclis sonuçlarını siz getirin çok hevesliyseniz.

Ethem'in başarılarını inkar etmediniz küçümsediniz.. Demirci Efe isminin de anıldığı iletinize bakın..

dediniz ama şimdi rahatça katkılarını sıralıyorsunuz nedense...

Siz eşkiya dediniz millet meclisi kahraman dedi unutmayın... Aynı meclis hain ilan etti.. Bunun siyasi bir karar olmadığını söylemek gerek tabiki değil mi?

Defalarca dedim. Çerkes Ethem hain ilan edilene kadar Ethem'di ne zaman hain ilan edildi isminin önüne Çerkes sıfatı konuldu... Çerkesler masum değildi, Kürtler masum değildi. Bir Türkler masumdu...

saygılarımla

Ben hiçbir zaman Ethem'in başarılarını küçümsemedim, tek tek de yazdım. Fakat siz nedense düzenli orduya karşı savaştığı gerçeğini kabullenemediniz. Daha sonra da konuyu değiştirip alakasız olarak Hasan Tahsin'e getirip aklısıra beni yaftalamaya kalktınız. O da elinizde kalınca mesajlarımı eksik alıntılayıp haklı duruma gelmeye çalıştınız.

Ethem'in Çerkesliği konusunu da bir önceki mesajımda yazdım. Çerkes devleti kurmak isteyen Abaza ve Çerkeslere karşı savaşmıştır, Bolu-Düzce ayaklanmasını bastırmada büyük emeği vardır. Ayrıca Ethem bir eşkıyadır, bunu hala iddia ediyorum.

tarihinde ironman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

Gecenlerde bir yerde görmüstüm,Cerkez Ethem isyani diye.

Gercekten,Cerkez ethem isyan ettimi,yoksa iftirami edildi adama?

Bence Cerkez Ethem bir ASI deyildi.

Adami saf disi yapmak icin IFTIRA EDILDI ADAMA.

Tolonbeg

Osmanlının iktidarsızlaştığı son dönemlerde merkezi otariteden bağımsız güçler doğdu.

Çerkez Ethemde bu güçlerden biriydi.

Yeni oluşan türkiye cumhuriyeti iktidarsız, güçsüz bir yönetim olamazdı ki..

Bundan dolayı çerkez ethem gibi merkezi devletten bağımsız yada yarı bağımsız güçler olamazdı.

Kurtuluş savaşının başlangıcında verdiği destekle bir kahramandı.

Ama kurulan güçlü bir merkezi devlette ayrı bir baş ve güç oluşturacağı için doğal olarak düşman pozisyonuna düşmüş oldu.

Düşünseninize adamın kendine ait bir iktidarı, gücü ve hakimiyeti var.

Bu gücünü kurtuluş savaşı sırasında işgalci kuvvetlere karşı kullandı.

Sonra ne olacak.

Yeni düzende ne olacak.

Ordadamı ayrı bir gücü hakimiyeti ve iktidarı olacak.

Askerleri ne olacak mesela?

Kendisi ne olacak.

Askerlerinin tamamımını düzenli orduya devredecek, iktidarını bırakacak ve yeni kurulan bir düzende varlığını düzene uygun bir şekilde devam etmeyi kabul edecekmi?

Yeni kurulan düzen ona eskisinden daha fazla bir iktidar verebilecekmi ki savaşı da kazanmış olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hallac,

Sen sahtekarın tekisin.

BU cümlenizden sonra neyin tartışmasını yapacağım sizinle..

Bu cümlenin on katını hakeden bir tavır sergilediniz ama asla kullanmadım... Siz rahatlıkla kullanacaksınız çünkü ithamdan başka bir halt bilmiyorsunuz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

BU cümlenizden sonra neyin tartışmasını yapacağım sizinle..

Bu cümlenin on katını hakeden bir tavır sergilediniz ama asla kullanmadım... Siz rahatlıkla kullanacaksınız çünkü ithamdan başka bir halt bilmiyorsunuz...

Burada bile alıntımı eksik yapmışsınız. Eğer mesajın tamamını okusaydınız ssize neden sahtekar dediğimi ve bunu açıkladığımı görürdünüz.

Çerkes Ethem konusunda da söyleyeceğim kendisi milli mücadelede önemli başarılarda bulunmuş olmasına rağmen daha sonraları düzenli orduya karşı savaşmıştır. Savaştığını nereden biliyoruz

1. Ethem'in kendi hatıralarından

2. Türk askeri tarihinden

3. Yunan askeri tarihinden

4. Savaştaki Türk askerlerinin anılarından

5. Savaştaki Yunan askerlerinin anılarından

Yani Ethem'in kendisi de dahil olmak üzere beş farklı çeşit kaynaktan düzenli orduya karşı savaştığını biliyoruz.

M.Kemal veya İsmet'le olan anlaşmazlıkları, belki kandırılması ya da aldatılması bunların nedenleri olabilir. Fakat ne olursa olsun düzenli orduyla savaşmıştır ve ortada böyle bir gerçek vardır. Bunu hainlik olarak niteleyip nitelememek de herkesin kendi kararıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada bile alıntımı eksik yapmışsınız. Eğer mesajın tamamını okusaydınız size neden sahtekar dediğimi ve bunu açıkladığımı görürdünüz.

Ben diyorum ki, bu tartışmayı yaparken "Sen sahtekarsın şu sahtekar diye bir üslup kullanmayalım." Ama siz bu uyarıma aynı hatayı yaparak karşılık veriyorsunuz.

Bir önceki iletimde eğer sorun sahtekarlık ise siz benden kat kat daha sahtekarsınız demiştim. Madem bunu söylememi çok istiyorsunuz hemen söyleyelim.. Evet siz tarihi çarpıtarak sahtekarlık yapıyorsnuz. Siz olayları kendi düşünceniz doğrultusunda yansıtarak sahtekarlık yapıyorsnuz. Siz Çerkes Ethem bir yana, Mustafa Suphi olayında da gerçekleri karartarak sahtekarlık yapıyorsunuz. Çünkü Mustafa Suphi olayını irdelediğinizde kontrgerillanın açığa çıkmasından korkuyorsunuz, tasfiye olayının 2'nci perdesinin ortaya çıkmasından korkuyorsunuz. Oysa tasfiye hareketi ne çerkes ethemle ne de mustafa suphi ile bitmişti.

Sahtekarlık yapıyorsunuz çünkü, Mustafa Kemal, meclis kararı olmadan Çerkes Ethem'e saldırmıştır. Bunu gizliyorsunuz...

Sahtekarsnız çünkü, Çerkes Ethem, yaşanan sorunun çözümünü beklerken savaş ilan edilidği gerçeğiyle karşılaşır. Bunu gizliyorsunuz.

Sahtekarsınız çünkü, Çerkes Ethem'in "hain" ilan edildiği meclis kararının saldırı kararından 2 gün sonra alındığını söylemekten acizsiniz.

Sahtkekarsınız çünkü, Çerkes Ethem'in anılarından yararlanırken seçmecilik yapmışsınız. Madem o kitabı okudunuz, İsmet Paşa'nın saldırdığı esnada Çerkes Ethem'in Yunanlılarla savaştığını söyleycek yürekte edğilsiniz. Çünkü olay böyle anlatılırsa herşey farklı olacak edğil mi? Bir tarafta yunanlılarla savaşan Çerkes Ethem, diğer tarafta Çerkes Ethem'e saldıran İsmet İnönü..

Sahtekarsınız çünkü,

1. Ethem'in kendi hatıralarından
yararlandım diyorsunuz ama aynı anılarda, Çerkez Ethem'in "Manen ve maddeten şaşırtıcı bir vaziyet başgöstermişti. İsmet Bey'in kuvvetlri taarruz ediyor fakat biz karşı koymuyorduk. Aynı zamanda yunanlılarda taarruzlarını ekstmiyorlardı"sözlerini hasır altı ediyorsunuz. Bu sözleri yazamazsınız çünük benim yukarıda dediğim kanıtlanmış olacak. İki çatışmanın ortasında kalan Çerkez Ethem'dir bunun gizlemek zorundasınız. Çerkez Ethem'in İsmet inönü ile savaşmamak için gösterdiği çabayı da sakladığınız için sahtekarsınız..

Sahtekarsınız çünkü, İsmet beyin güçlerini bozguna uğratan Refet Bey kuvvetlerini de püskürten Çerkez Ethem'i yunanlılarla işbirliği yapmakla suçladınız. Oysa, Çerkez Ethem, İsmet beyin kuvvetlerine üstünlük kurmalarına karşın, yunan kuvvetlerinin bu durumdan yararlandığını anladığı an vatanseverliği devreye girmiştir.

İşte işinize geleni alıntıladığınız hatıralardan hoşunuza gitmeyecek bir alıntı;

"...Bu görüşme sonunda, İsmet Bey kuvvetlerine karşı üstünlük kazanmamıza rağmen, kuvvetmlerimizi güneş battıktan sonra o cepheden çekip tekrar Gediz önünde toplamaya karar verdik ve kararımızı uyguladık. Yunanlılara Gediz'i kaptırmak, şu son vaziyetimiz itibariyle çok büyük bir tehlike oluştururdu. Yunanlılar Gediz'e öteden beri önem vermekteydiler. Burası her iki taraf için de askeri önem taşıyordu. burasını iki üç ay önce Yunanlılardan geriye almayı başarmıştık. Biz vatanseverce hislerimize mağlup olmuş, hakim vaziyetimizi terketmiş ve siyasi hasımlarımıza yine bir fırsat kzandırmıştık"

Tartışalım mı birbirimizi sahtekarlıkla suçlamaya mı devam edelim? Bence devam etmeyelim.. Tartışmak isterseniz ben buradayım..

tarihinde hallac01 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hallaç kaç senedir yazdıklarını okurum hiç değişmemişsin hala ad hominemlerle saldırıyorsun adam konunun dışına çıkmadan sana tek kelime etmeden durumu açıklamaya çalışmış sense " siz ....mayın, siz ....sınız" türü cümlelerle karşılık veriyosun tartışacak birikimin varsa tartış be adam konunun içine etme , inadına kendine küfür ettirmeye çalşıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hallacın derdi kimseyi germiyor, hallacın doğru düzgün tartışmayı bilmden başlıklara lapin misali atlayıp karşıdakine saldırarak bütün konuyu p.ç etmesinden ikrah geldi sadece.

Şu anda kendi yaptığınızı eleştiriyorsunuz farkında mısınız?... tarihinde hallac01 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...