Jump to content

ateizm evrimi kabul edemez çünkü..


Recommended Posts

yukarıda söylediklerimle işi yokuşa mı sürüyorum yoksa?

hayır hayır hayır.....

orada

işte orada...

sınırlar..

aşamıyorum.

üstelik bilim bu sınırlarla ilgilenmek istemiyor.

benim alanım değil diyor.

oraya el atarsam bilimsellikten uzaklaşırım diyor.

dinsel dogmalara dönerim diyor.

peki ama ne olacak

o sınırları kim zorlayacak.

sadece sinema senaristleri mi bunu yapacak matrixteki gibi.

Olur mu oyle sey... Milyarlarca teist o sinirlari coktan astilar. Bazilari ses duvarini gecmek uzere.. :lol:

kim o sınırların ötesini anlatabilecek

yanılsamanın içinde olup olmadığımızı nasıl kanıtlayabiliriz

madde ötesi yok diyebilirsiniz.

ama bunu ıspatlamak için mantıksal çıkarımları bir kenara bırakmanız gerekiyor.

eğer bunu yapmazsanız '' tanrının varlığını ıspatlamaya çalışan dindarlara'' benzersiniz.

Mantiksal cikarimlarimizi bir kenera birakmamiz gerekiyor yoksa tanrının varlığını ıspatlamaya çalışan dindarlara benziyoruz oyle mi? Su ana kadar iyi idare ediyordun tcbh077..

Tanriya inanmak icin bilimi, mantigi, rasyonelligi bir kenera birakman gerekir. Atesitler bunu yapmazlar.

sanırım bir itirafda bulunmalıyım.

niçin deist olduğum konusunda..

tanrının varlığını ıspatlamaya çalışan bir dindarla maddenin varlığını ıspatlamaya çalışan bir materyalist arasında hiç bir fark görmüyorum

bu açıdan dindarlarla ateistler birbirine çok yakındır aslında.

ama garip bir şekilde birbirlerini sevmezler.

hepinizi deistliğe davet ediyorum

haydi aşk ile bir dahi '' eşhedü...... :rolleyes:

Ateizm maddenin varligini ispatlamaya filan calismaz. Bilim ve mantik tanrinin yoklugunu ispatlamak icin kurulmus duzenler de degildir. Tanriyla ilgilenmezler bile.

Ama yazdiklarina bakilirsa senin teistlerle bir ortak yanin var; bir tanri yaratip onu bilimin ve mantigin giremedigi karanlik koselere saklamak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 144
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Tanrı vardır diyenler akılla mı var diyorlar sanıyorsun? Bana Tanrı'nın tanımını yap varolup olmadığın sana göstereyim.

Bizler ise akıl ve doğa içerisinde ki konumumuza göre çıkarımlar yapıyoruz. Ve hepsi de mantıklı. Matematiksel ve üstelik Bilimsel.

Ha eğer diyorsan ben akla rağmen bilime rağmen hala inanmak istiyorum. Paşa gönlün bilir.

Bir zamanlar Zeus'a inananlar gibi tarihe gömüleceksiniz kardeşim.

Bazen nedense ateistleri birer Socrates gibi görüyorum. Ne tuhaf! İlk aşık olduğum düşünür. :)

sen bana maddenin tanımını yap ben de sana maddenin olup olmadığını söyleyeyim.

işte içinde bocalamaktan kurtulamayacağınız çemberiniz.

bundan şikayetçi değilsiniz.

çünkü bu çemberi oluşturan ve bunun farkındalığından uzaklaşan sizsiniz.

dar çember size güven verebilir ama benim içimi daraltıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ateizm maddenin varligini ispatlamaya filan calismaz. Bilim ve mantik tanrinin yoklugunu ispatlamak icin kurulmus duzenler de degildir. Tanriyla ilgilenmezler bile.

ateizmin materyalist felsefeyle ilişkili olmadığını mı söylüyorsun.

ateist olduğundan eminmisin? ;)

maddenin var olup olmaması kadar önemli ne olabilir ateist için.

bahsettiğin bilimi, mantığı maddeden ayır bakalım ne kalıyor geriye.

tanrıyla ilgilenmezler tabiki.

ama maddenin varlığı konusu en can alıcı konusudur metaryalizm ve dolayısıyla ateizm için

bence imanını tazelemelisin. büyük bir gaf yaptın çünkü :rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş
sen bana maddenin tanımını yap ben de sana maddenin olup olmadığını söyleyeyim.

işte içinde bocalamaktan kurtulamayacağınız çemberiniz.

bundan şikayetçi değilsiniz.

çünkü bu çemberi oluşturan ve bunun farkındalığından uzaklaşan sizsiniz.

dar çember size güven verebilir ama benim içimi daraltıyor.

Ayıp ediyorsun arkadaşım, istediğin tanım olsun. Sen olmadığını göster.

Madde = Enerji

Kolay gelsin...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet,bir olayın sonucunun sebebinden önce nasıl meydana gelebileceğini örnekleyerek anlatın lütfen!!

Hayatta ki,deneyim ve gözlemlerimiz,mantık oluşturmamızı sağlayan etkendir.Doğada her zaman sebebler sonuçları doğurur.Ve bu sonuçlar başka olayların sebeblerini doğurur.Etki tepkiyi neden olur anlayacağınız.

söylediğim gibi bu zor değil. giriş olması için bir kaç şey söyleyebilirim. ancak kaynakları vermek için dağınık kütüphanemde biraz oyalanmam gerekecek..

giriş için bir kaç aıklama:

sebep sonuç sıralaması tüm diğer sıralamalarda olduğu gibi zaman ile ilgilidir.

maddenin ardarda girdiği değişim veya konum değişmeleri.

(bu aslında zamanın tanımı ile ilgili bazı ip uçları sunar..)

peki zaman maddeden sıyrılabilr mi?

bu soru üzerinde yoğunlaşırsak işe yarar şeyler elde edebiliriz.

ışık hızı civarlarında evcilik oynamaya karar verirsek mesela..

zaman yavaşlar..

bu atom altı seviyesinde ıspatlandı.

örnek mi?

bazı radyo aktif maddeler ışık hızıyla hareket ettirildiğinde yarılanma sürelerinde uzama meydana geliyor.

bu mesele ile ilgili bilgiyi heryerde bulabilirsin.

büyük ihtimalle zaten biliyorsundur.

yani şurası açık. ışık hızına yaklaşıldıkça zaman yavaşlıyor.

peki durdurulabilir mi?

yani okadar yüksek hız elde edilir mi?

buna gerek yok. çünkü zamanı yavaşlatmanın yada tamamen durdurmanın tek yolu bu değil.

peki neler var?

güçlü çekim alanları mesela.

örneğin karadelikler bunun için uygun.

orada zaman tamamen durur. gidip görmedim :rolleyes: ama teorik olarak böyle olmak zorunda

peki zaman durursa..

işte burası önemli.

bu durumda önce ve sonra kavramları anlamsızlaşır.

çünkü önce yada sonra olabilmesi için zaman diye birşey olmalı.

zamanın maddeden sıyrıldığı bu durum.

peki bu haldeyken madde ne olur.

ne olacak madde çoktan bir yolunu bulup kaçmıştır :lol:

ortada madde de yok..nere gitti bu madde..

şimdi toparlayalım

zaman durdu ve madde farklı bir duruma geçti.

öne ve sonra ifadeleri anlamsızlaştı. elimizde madde vardı ama şu an görünür değil.

farklı bir durumda.

ama onu tekrar yoğunlaştırabiliriz.

kaçmış değil.

ama yoğunluşturmadan önce biraz oynayalım.

nasılsa zil hiç çalmayacak ve ders hiç bitmeyecek.

sonuç mu, sebep mi?

hangisi önce

anlamsız.

peki oynayabilirmiyiz. hayır.

çünkü oynayabilmemiz için zamana ihtiyacımız var.

şimdi sen söyle madde bu haldeyken sebep sonuçtan önce gelmek zorunda diyebilir misin.

nereye gitti o bel bağlayıp güvendiğimiz mantık kuralları.

nasıl güvenebiliriz bu durumdayken mantığımıza.

onun heryerde geçerli olduğunu nasıl söyleyebiliriz.

bahseetiğim sınır orada ve bize el sallıyor.

bu durumda sigaramızı tüttürüp rahat rahat oturamayız.

bilimin bizi hapsettiği sınırları kabul edip uyuyamayız.

bence biraz yaramazlık yapıp o çemberin ötesini düşünmeliyiz.

biraz yaramazlık kimseye zarar vermez değil mi? :rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayıp ediyorsun arkadaşım, istediğin tanım olsun. Sen olmadığını göster.

Madde = Enerji

Kolay gelsin...

madde enerijnin yoğunlaşmış halidir. E=mc2 bunu çok hoş ve estetik bir biçimde açıklar.

ama bu sorumun yanıtı değil.

ben maddenin olup olmaması konusunda asla birşey söyleyemem. çünkü bunu yapabilmek için öncelikle madddeden sıyrılmam gerekir ki bu mümkün değil.

yoksa tüm çabalarım yeni yanılsamalar icat etmekten öteye gidemez.

bir diğer konu ise

var diyen ıspatlamak zorundadır. yok diyen değil değil mi? :rolleyes:

tarihinde tcbh077 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
madde enerijnin yoğunlaşmış halidir. E=mc2 bunu çok hoş ve estetik bir biçimde açıklar.

ama bu sorumun yanıtı değil.

ben maddenin olup olmaması konusunda asla birşey söyleyemem. çünkü bunu yapabilmek için öncelikle madddeden sıyrılmam gerekir ki bu mümkün değil.

yoksa tüm çabalarım yeni yanılsamalar icat etmekten öteye gidemez.

bir diğer konu ise

var diyen ıspatlamak zorundadır. yok diyen değil değil mi? :rolleyes:

Yine ayıp etmişsin kardeş, sen yeter ki ispat iste. Şimdi bilgisayarın başından kalkıyorsun. Yakında bulunan en yakın duvara doğru yaklaşıyorsun. Duvara kafanı vuruyorsun.(Şöyle benim için hızlıca vur.) Sonra bilgisayarın başına dönebiliyorsan bize sonuçtan haber veriyorsun. Nasıl? Bu ispat yeterli mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sizin göremediğiniz şey şudur;bilim her zaman değişim içindedir.Bu değişim, gözlem ve deneyler sayesinde yeni keşiflerin eklenmesiyle olur.Fakat hiçbir zaman daha geriye,kötüye bir değişim olmaz bilimde.Bazı konularda, daha geçerli durumlar tespit edilirse tabi ki bize ışık tutması nedeniyle daha iyi öğretilere geçilir.Örnek vermek gerekirse; Newton kanunlarından bahsedelim.Maddenin hareketini açıklamaya yarayan Newton kanunları yerini, Özel Görelilik Teorisi almış olsa da Fizik kitaplarında Newton kanunları da öğretilir.Çünkü düşük hızlarda her iki formüllerde, önemsenmeyecek derecede düşük bir fark olur.Işık hızına yakın hızlarda,görelilik kuramı,daha doğru sonuçlar vermesi açısından kullanılması gereken formüllerdir.

O halde bilimde değişim bu yönde, yani her zaman ileriye doğrudur.Bilim, maddeyi anlamamız için bize kılavuzluk etmesi gereken tek öğretidir.

Maddenin varlığı ile tanrının varlığını bir mi tutuyorsun?Sen ne saçmalıyorsun?

bu söylediklerinin seni de tatmin etmediğinden eminim. ''hiç bir zaman geriye dönüş olmaz'' savı bilim tarihi ile örtüşmez.

örnek mi?

atom parçalanamaz..(önce)

yok canım parçalanır.(sonra)

daha net örnek mi istiyorsun

NO bileşiği insan sağlığı için zararlıdır.(önce)

yok canım aslında damarları yumuşatıp kalp krizi riskini azaltır..(sonra)

bilim hata yapabilir ve geriye de dönebilir.

bu kötü bir şey değildir ve bilimsellikle çelişmez bir tavırdır bu.

her neyse konu bu değil..

asıl konumuza gelelim.

''Maddenin varlığı ile tanrının varlığını bir mi tutuyorsun?Sen ne saçmalıyorsun?''

sözüne gelince

madde vardır diyen varlığını ıspatlamak zorundadır. ;)

bunu yapmak için de maddeden sıyrılıp yanılsama içinde olmadığını göstererek işe başlamak zorunda.

yani beş duyuyu bir kenara bırakarak.

bu ne demek..

bilimden uzaklaşmak demek.

bilimi bir kenera bırakmak demek.

evet maddeyi ıspatlamak bu demek.

eğer bunu tam kavrayamıyorsan felsefe tarihini biraz karıştırmalısın.

peki tanrının varlığını ıspatlamak için ne yapmalı insan ;)

ulaştığımız sonuç:

al birini vur ötekine

tarihinde tcbh077 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Yine ayıp etmişsin kardeş, sen yeter ki ispat iste. Şimdi bilgisayarın başından kalkıyorsun. Yakında bulunan en yakın duvara doğru yaklaşıyorsun. Duvara kafanı vuruyorsun.(Şöyle benim için hızlıca vur.) Sonra bilgisayarın başına dönebiliyorsan bize sonuçtan haber veriyorsun. Nasıl? Bu ispat yeterli mi?

hadi ama dragon kardeş...

bu konunun böyle olmadığını sende çok iyi biliyorsun ;)

eğer bilmiyorsan sorun yok

ama bence bu konuda yeterli bilgin yoksa bir felsefe tarihi kitabı işini görecektir.

bence biraz ön bilgiye ihtiyacın var.

yoksa böyle büyük bir gaf yapmazdın.

gaf diyorum.

çünkü konuyu iyi bildiğini varsayıyorum

çünkü bu halinle...

'' çölde gezerken bir ev görsen bunun kendi kendine olduğunu söyleyebilir misin?'........diyen dindar kardeşlerimize benzersin.

gerçi benim için bir sorun yok.

zaten ateistlerle teistlerin tamamen aynı zihniyette olduğunu iddia eden benim.

bu yaklaşımın da benim için güzel bir örnek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
hadi ama dragon kardeş...

bu konunun böyle olmadığını sende çok iyi biliyorsun ;)

eğer bilmiyorsan sorun yok

ama bence bu konuda yeterli bilgin yoksa bir felsefe tarihi kitabı işini görecektir.

bence biraz ön bilgiye ihtiyacın var.

yoksa böyle büyük bir gaf yapmazdın.

gaf diyorum.

çünkü konuyu iyi bildiğini varsayıyorum

çünkü bu halinle...

'' çölde gezerken bir ev görsen bunun kendi kendine olduğunu söyleyebilir misin?'........diyen dindar kardeşlerimize benzersin.

gerçi benim için bir sorun yok.

zaten ateistlerle teistlerin tamamen aynı zihniyette olduğunu iddia eden benim.

bu yaklaşımın da benim için güzel bir örnek.

Artık sana ayıp ediyorsun demiyeceğim kardeş, alışmışsın sen. Eh ne yapalım seni de olduğun gibi kabul edeceğiz.

Gaf dediğin şey'e halusinasyon deniyor Bilim'de.

Ve Bilimsel olarak halusinasyon yaratmak oldukça kolay.

Beş tane basit metod biliyorum. Belki daha fazlası var bilmediğim.

Bunun da ispatını istersen onu da veririz alimallah.

Bizde öyle akıl dışı mantık dışı doğa dışı bir açıklama bulamazsın.

Böyle saçmalıklar arıyorsan yanlış yerdesin.

Ateistleri daha yakından tanı ki yanılgıların ile yüzleşebilesin.

Beynine elektrotlar ile uyarılar verip sana ilahi bile işittiririm.Tanrı'nın veya olmayan bir şeyin sesini de.

Aaa ne tuhaf yine enerji konusuna döndük. :)

Umarım içinde yaşadığın buhranı en kısa zamanda çözüme kavuşturur ve Tanrı safsatasından kurtulursun.

Gerçi bu kolay değil. Zeka seviyesinden tut çevrende ki en yakın insana kadar etkileyen faktörler ile çevrili. Olsun benimkisi iyi dilek sadece.

Sonuçta sen de benim gibi bir insansın. Sana dilemiyeceğim de kime dileyeceğim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Mantiksal cikarimlarimizi bir kenera birakmamiz gerekiyor yoksa tanrının varlığını ıspatlamaya çalışan dindarlara benziyoruz oyle mi? Su ana kadar iyi idare ediyordun tcbh077..

Tanriya inanmak icin bilimi, mantigi, rasyonelligi bir kenera birakman gerekir. Atesitler bunu yapmazlar.

Ateizm maddenin varligini ispatlamaya filan calismaz. Bilim ve mantik tanrinin yoklugunu ispatlamak icin kurulmus duzenler de degildir. Tanriyla ilgilenmezler bile.

bu kadar hızlı olmayalım lütfen..

bazen durup biraz düşünmek yararlı olabilir ;)

bir ateist maddenin varlığını ıspatlamak zorundadır.

bunu yapmak için maddeden sıyrılmak zorundadır

eğer madde var diyorsa bu bir inaçtan öteye gidemez.

çünkü maddenin varlığını gerçek anlamda ıspatlamak başta beş duyuyu bir kenera bırakmayı gerektirir.

( konu hakkında bilgi sahibi olmayanlar felsefe tarihini biraz karıştırsınlar. zira ilginç ıspat yöntemleri gönderenler var.)

bu da bilimi ve mantığı bir kenara bırakmak demektir.

yani bir materyalist eğer madde var diyorsa bunu öncelikle bilimi bir kenara koyarak demiştir.

demek zorundadır.

bunun böyle olduğu gayet açıktır.

zaten metaryalist felsefenin en büyük çelişkisi burada yatmaktadır.

ama ateist kardeşler bunun üzerinde kafa yormayı pek istemezler.

çünkü muhammedin tanrısıyla evcilik oynamak daha kolaydır.

burada yanlış anlaşılmasını önlemek için bazı ek bilgiler vermeliyim..

madde ile ilgili yapılan araştırmalar bilimin alanı içindedir. bu araştırmalar maddenin yanılsama olup olmadığı ile ilgilenmez.

çünkü madde bir yanılsama ise canlılar da bir yanılsamadır ve bu durum madde sınırları içinde bir

olumsuzluk oluşturmaz.

dolayısıyla idealist yada metaryalist birinin bilimlle uğraşması ayrı bir konudur

esas konu başlangıç noktasıdır.

ve burada metaryalistler o çok sayıp döktükleri,

dillerinden hiç düşürmedikleri bilimsel bilgiyi ,

daha geniş anlamda beş duyuyu bir kenara bırakmayı ve bunun üzerinden maddenin var olduğunu söylemeleri hayli ilginçtir.

aslında bunu yapamazlar.

ama ulaştıkları sonuçlara bakarsak bunu denemiş ve başarmış görünüyorlar. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
zaten ateistlerle teistlerin tamamen aynı zihniyette olduğunu iddia eden benim.

Foruma gelirgelmez özel mesajla bana hesap sorar gibi saçma sorular sormaya başladın.

O günden beri senin ''gizli nurcu'' olduğunu düşünmüşümdür. (halada şüpheliyim)

Buna takılmışsın teistler ateistler aynıdır diye.

Sen nesin peki? Tek amacın farklı olmak mı?

Maddenin varlolma olasılığı ile tanrının varolma olasılığını nasıl aynı görüyosun?

Eğer herşeyden kuşkucuysan tanrıya neden inanıyosun?

Tüm soruların tüm yazdıkların ''tanrı vardır'' sonucuna ulaşmak ister gibi.

Tanrının varolduğuna hem ianıyosun hede kuşku duyyosun.

Konuyu açtığından beri aynı yerdesin.Durup durup başa dönüyosun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
.....

daha geniş anlamda beş duyuyu bir kenara bırakmayı ve bunun üzerinden maddenin var olduğunu söylemeleri hayli ilginçtir.

.....

Beş duyu dediğiniz ve algınadığınız herşey maddedir, ya da herne derseniz.

Sizin, "ispatla bakalım" dediğiniz ve bunu ispatlamamız için gerekli olan şey, yani biz, zaten maddeyiz.

Maddenin gerçek şekli algıladığımızdan farklı olabilir.

Ama madde gerçekten vardır, algı değişebilir.

Varolan herşey maddedir.

Eğer gerçek olduğuna inanmıyorsanız kendinizede inanmazsınız.

O halde ne diyoruz;

"Düşünüyorum, o halde varım" =)

Link to post
Sitelerde Paylaş
bu kadar hızlı olmayalım lütfen..

bazen durup biraz düşünmek yararlı olabilir ;)

bir ateist maddenin varlığını ıspatlamak zorundadır.

bunu yapmak için maddeden sıyrılmak zorundadır

eğer madde var diyorsa bu bir inaçtan öteye gidemez.

çünkü maddenin varlığını gerçek anlamda ıspatlamak başta beş duyuyu bir kenera bırakmayı gerektirir.

Niye maddeden sıyrılmak zorunda olsun ki?

Bunu da nerden çıkardın?

Hangi mantıksal kural bunu gerektirir,zorunlu kılar.

Yok böyle bir şey!

Burası senin yanılgının noktası. İşte bayrağı buraya dikiyorum. Unutma diye.

İspat matematik'te olur ama onda bile bir sayı kendisinin kümesini bilmek için kümenin dışına çıkmasına gerek yoktur.

Herneyse iyi düşün ve bayrağı hatırla. Burası işte senin tüm yanılgılarının ve içinde bulunduğun çıkmazın başlangıç noktası...

Link to post
Sitelerde Paylaş
bir ateist maddenin varlığını ıspatlamak zorundadır.

bunu yapmak için maddeden sıyrılmak zorundadır

eğer madde var diyorsa bu bir inaçtan öteye gidemez.

çünkü maddenin varlığını gerçek anlamda ıspatlamak başta beş duyuyu bir kenera bırakmayı gerektirir.

Öcnelikle bir ateist değiğl bir materyalist maddenin varlığını ispatlamak zorundadır desen daha doğru olurdu.

Şİmdi maddenin varlığının ispatlanamaz olması neyi gösterir?

Hiç bişeyin varlığı ispatlanamaz olabilir.Ama bu bize nereye götürür? ANlamadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ateizmin materyalist felsefeyle ilişkili olmadığını mı söylüyorsun.

ateist olduğundan eminmisin? ;)

Ben ateist oldugumdan eminim de, senin temel kavramalari anlayip anlamadigindan emin degilim.

Ateizm materyalizmi gerektirmez. Bir ateist ayni zamanda materyalist olmak zorunda degildir. Evrende fizigin aciklayabildiklerinden baska seylerin de olabilecegini dusunmek ateizm'le celismez.

Benzer bicimde, bir deist hatta bir teist tanrinin madde ve enerjiden olustuguna inanabilir.

maddenin var olup olmaması kadar önemli ne olabilir ateist için.

Maddenin var olup olmamasinin ateizmle bir ilgisi yoktur. Anla artik. Ateistlerin cogu ayni zamanda materyalisttir, o ayri konu.

bahsettiğin bilimi, mantığı maddeden ayır bakalım ne kalıyor geriye.

tanrıyla ilgilenmezler tabiki.

ama maddenin varlığı konusu en can alıcı konusudur metaryalizm ve dolayısıyla ateizm için

bence imanını tazelemelisin. büyük bir gaf yaptın çünkü :rolleyes:

Bazan aklina gelen herseyi dusunmeden soyledigin izlenimine kapiliyorum. Mantik (bir yontem olarak) zaten buyuk oranda maddeden ayridir.

Diger yanda, evet, bilim maddeyle ugrasir. Neyle ugrassin? Cinlerle mi?

Yanlis varsayim: "Ateizmin bilime, bilimin de maddeye ihtiyaci vardir, o halde ateizmin maddeye ihtiyaci vardir" gibi bir varsayim yapiyorsun.

Bu yanlis. Ateizm'in bilime ihtiyaci yoktur. O yuzden de argumanin gerisi gecersizdir.

Anlamakta zorluk cektigini goruyorum. Cunku daha temel kavramlari (ateizm, materyalizm, vs..) bilmiyorsun.

Soruma da hala yanit vermedin; senin inandigin tanri bizi neden yaratmis?

Link to post
Sitelerde Paylaş
bu söylediklerinin seni de tatmin etmediğinden eminim. ''hiç bir zaman geriye dönüş olmaz'' savı bilim tarihi ile örtüşmez.

örnek mi?

atom parçalanamaz..(önce)

yok canım parçalanır.(sonra)

daha net örnek mi istiyorsun

NO bileşiği insan sağlığı için zararlıdır.(önce)

yok canım aslında damarları yumuşatıp kalp krizi riskini azaltır..(sonra)

bilim hata yapabilir ve geriye de dönebilir.

Öncelikle şunu söylemem lazım,satranç oynarken kasıtlı veya kasıtsız hile yapıyorsunuz.

Size, bilimsel gelişimin geriye doğru olamayacağını anlatmak istemiştim.Ama yazdıklarımı yanlışmı anladınız ne?Daha açık bir ifadeyle,insanlığın gelişimine ışık tutan bilim,insanlığı ortaçağa götürebilirmi?HAYIR.Çünkü değişim ileriye doğrudur,daha iyisine daha geçerli olana doğrudur.Size anlatmak istediğim buydu.Dolayısıyla karşıt sav için örnek olarak verdiğiniz atom ve NO , bilimin bu dinamiğini destekler.

Atomun sonradan parçalanabilir olduğunu keşfetmek pozitif bir gelişmedir ve insanlığa nükleer enerji olanaklarını sunmuştur.

NO' nun, önceden hücrelere toksik olduğu biliniyordu.Nitrik oksit, çok kısa ömürlü bir oksijen radikaldir ve hücre için oldukça toksiktir.Oksijen radikallerinin hücrede fazla yapılması sonucu oksidatif stres meydana getirir.Önceleri sadece bu kadarı biliniyorken ve Nitrik Oksidin sadece zararlı etkileri biliniyorken 1998'de, Louis J. Ignarro ,Furcghott ve F. Murad adlı profesörler,bu radikalin damar endotelinde vazodilatasyon yaptığı,nörotransmitter görevi olduğu,hücre içi sinyallerde görev aldığı,immünolojide sitotoksik bir mediyatör olduğunu keşfedip Nobel ödülünü almışlardır.Yani anlayacağın,NO nun hücreye toksik bir radikal olduğu bilgisi değişmemiş, burada bilim, NO ile ilgili sınırlı bilginin üstüne büyük bir bilgi daha katmıştır.

Evet bilim dünyasında,hiçbirşey sabit değildir.Çünkü maddenin kendisi sürekli bir değişim içindedir.Bilimi bir merdiven gibi düşünürsek,her yeni buluş bizi bir üst basamağa taşıyacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın adminler, tcbh ye yanıtım uzun oldu ve tek mesaja sığdıramadım.Bundan dolayı flood yapmak zorunda kaldım!!

bunu yapmak için de maddeden sıyrılıp yanılsama içinde olmadığını göstererek işe başlamak zorunda.

yani beş duyuyu bir kenara bırakarak.

bu ne demek..

bilimden uzaklaşmak demek.

bilimi bir kenera bırakmak demek.

evet maddeyi ıspatlamak bu demek.

eğer bunu tam kavrayamıyorsan felsefe tarihini biraz karıştırmalısın.

Felsefe tarihini ve alanını çok iyi bilirim.Satrançta olduğu gibi burasıda uzmanlık alanımdır.

Öncelikle maddeyi ispatlamak için maddeden sıyrılması gerektiğini İDEALİST FELSEFE söyler.Matrix filmi de bu felsefenin ürünü olan saçmalık ötesi bir filmdir.

alıntı:

''II. BERKELEY'İN İDEALİZMİNİ NİÇİN ÖĞRENMELİYİZ?

Demek ki, Berkeley'in felsefe sisteminin amacı, (sayfa 43) materyalizmi yıkmak, maddi varlığın varolmadığını bize tanıtlamaya çalışmak olacaktır. O, Hylas ile Philonoüs'ün Söyleyişleri adlı kitabının önsözünde şöyle yazar:

"Eğer bu ilkeler kabul edilir ve bunlara gerçek gözüyle bakılırsa, bundan şu sonuç çıkar: Tanrıtanımazlık ve kuşkuculuk, ikisi birden, bir çırpıda tamamıyla yenilmiş, karanlık sorular aydınlanmış, hemen hemen çözümlenmez güçlükler çözümlenmiş ve paradokslardan hoşlanan insanlar sağduyuya kavuşturulmuş olur."[5]

O halde, Berkeley'e göre, doğru olan, maddenin varolmadığıdır ve tersini iddia etmek, aykırı bir tutumdur, yanılsamalı bir davranıştır.

Bunu bize nasıl tanıtlamaya çalıştığını göreceğiz. Ama felsefe öğrenmek isteyenlerin, Berkeley teorisini büyük bir özenle incelemelerinde direnmelerinin yersiz olmayacağını düşünüyorum.

İyi biliyorum ki, Berkeley'im tezleri, bazılarını güldürecektir, ama bizim 20. yüzyılda yaşadığımızı ve geçmişte yapılan bütün incelemelerden, çalışmalardan yararlandığımızı unutmamak gerekir. Ayrıca materyalizmi ve materyalizmin tarihini okuduğumuz zaman, eskinin materyalistlerinin de zaman zaman insanı güldürdüklerini göreceğiz.

Bununla birlikte, Marx ve Engels'ten önce, materyalist düşünürlerin en büyüğü olan Diderot'nun, Berkeley'in sistemini, "İnsan aklı ve felsefe için ne utanılacak bir şeydir ki, hepsinin en saçması olduğu halde, savaşım verilmesi en güç bir sistem"[6] olarak tanımlarken, onu biraz da olsa önemsediğini bilmemiz gerekiyor.

Bizzat Lenin de, Berkeley'in felsefesine sayfalar ayırmıştı ve, modern idealist filozoflar, "materyalistlere karşı (sayfa 44) piskopos Berkeley'de bulunamayacak hiçbir... kanıt ortaya koymamışlardır"[7] diye yazıyordu.

Son olarak, işte liselerde yararlanılan bir felsefe tarihi kitabında, Berkeley'in maddesizciliği (immaterialisme) üzerine yapılan bir değerlendirme:

"Kuşkusuz, henüz tamamlanmamış, ama hayran olmaya değer ve filozofların kafalarında bir maddi tözün varlığına olan inancı ebediyen yıkacak bir teori."[8]

Demek ki, bu felsefi düşünüş tarzı -her ne kadar yukardaki aktarmalardan da görüldüğü gibi başka başka nedenlerle de olsa- herkes için önem taşımaktadır.

III. BERKELEY'İN İDEALİZMİ

Demek ki, bu sistemin amacı, bize, maddenin varolmadığını tanıtlamaktan ibarettir.

Berkeley diyordu ki:

"Ruhumuzun dışında, düşünerek varolduğunu sandığımız, madde değildir, onları gördüğümüz için, onlara dokunduğumuz için, şeylerin varolduğunu düşünüyoruz; bu duyumları bize verdikleri için, onların varlığına inanıyoruz.

"Ama duyumlarımız, bizim, ruhumuzda sahip olduğumuz fikirlerdir. Öyleyse, duyularımızla algıladığımız nesneler, fikirlerden başka bir şey değildir ve fikirler ise bizim ruhumuzun dışında varolamazlar."

Kaynak:FELSEFENİN BAŞLANGIÇ İLKELERİ Georges Politzer

İKİNCİ BÖLÜM :İDEALİZM

Evet tcbh, bu felsefenin nasıl çürütüldüğünü bu kitaptan okuyabilirsin!!

Link to post
Sitelerde Paylaş
sen bana maddenin tanımını yap ben de sana maddenin olup olmadığını söyleyeyim.

işte içinde bocalamaktan kurtulamayacağınız çemberiniz.

bundan şikayetçi değilsiniz.

çünkü bu çemberi oluşturan ve bunun farkındalığından uzaklaşan sizsiniz.

dar çember size güven verebilir ama benim içimi daraltıyor.

Maddenin tanimi zaman icinde, bilimin bulgulariyla birlikte degisir. Eskiden uc boyutlu, agirligi olan sey demek yetiyordu. Buna dayanarak eskiler bir suru gunluk problemlerini halletiler. Tanim yuzde yuz dogru degildi, eksikti vs. ama dogru oldugu kadariyla ise yaradi. Newton fizigi gibi.

Sen bana neyin madde olmadigini soyle istersen. Cunku karsima neyle cikarsan cik benim icin o madde olacaktir (foton, bozon vs de dahil).

"Hayalet" getirsen ben onu laboaratuara sokup biseylerini olcmeye kalkarim. Neden yapilmis olduguna bakarim. Su ana kadar bildigim hic bir madde cinsine uymuyorsa (kimyasal madde, kara madde, anti-madde vs.) hemen ona bir isim veririm (mesala saydam madde) ondan sonrada ozelliklerini arastirim.

Cemberin icinde oldugumuz dogru. Ama unutulmamasi gereken su ki, o cember gittikce buyuyor. Cemberin icinde biraz bocaliyoruz filan ama yine de onu zaman icinde yavas yavas genisletiyoruz. Biz genisleticiyiz ;) .

Cemberin disina cikmanin (yani fizik ve mantik kurallarinin calismadigi bir yere) bir faydasi varsa soyle. O nokta sadece bilimin degil, dusuncenin de bittigi yerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
....

yani eğer evrimi kabul ederseniz bu durumda evrimsel sürecin size hazırlayacağı süprizlere hazır olmanız gerekir. bunun adı da kaderciliktir. sen ne yaparsan yap. evrimsel süreç neyi seçerse onu yaşatacaktır. eğer evrimsel süreç ateist sayısını azaltmaya yani elemeye karar verirse buna boyun eğmek zorundasınız..bu açıdan bakıldığında evrim dindarlara daha yakın bir çizgide duruyor..

Kadercilik değildir. Evrim sürecinde tesadüfler de rol oynar, ne olacağı tam olarak önceden bilinemez.

Eğer evrimsel süreç, dindarların çoğalıp ateistlerin azalması yönünde ise, ne yapalım, bu böyle derim. Neden kabul etmeyeyim?

Yerçekimi yüzünden düşüp kafalarını kıranlar olduğu için yerçekimini red mi edeceğiz?

----

Bir şey daha.

"Ateist olduğum için" kabul edemeyeceğim bir şey yok.

Dünyanın en uçuk varsayımını yap, eğer kanıtayabilirsen kabul ederim.

Örnek:

Bana Tanrının varlığını kanıtla, kabul ederim.

Neden etmeyeyim?

.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...