Jump to content

Devlet Nedir?


Recommended Posts

Ben bu şekilde bir bakış açısı ile kendime komünist diyor. Ve bu şekilde bir tahminde bulunuyor, bu tahmin, öngörü ve amaç için nasıl katkı verilmesini uygun görüyorsam öyle davranıyorum.

:::::::::::::::::::::::::::::

Dr....

Konu başlığı Devlet Nedir? iken siz yine komunizme çevirdiniz meseleyi.

Gerçekleştirilmesi nerdeyse imkânsız bir ütopya etrafında dolanıp duruyorsunuz halen ya; iletimin sebebi o değil...

Sosyolojik olarak Devlet kavramı basitçe şu şekilde tanımlanır:

Aile, Aile Grupları(köy, belde, şehir, bölge v.d) bir araya gelir ve devleti oluştururlar. Bu devletin işleyişi içinde belli kurallar ve doktrinler tesbit edilip uygulanmaya çalışılır. Uygulamada yetersizlikler ve belirsizlikler olması durumunda da anarşi durumu ortaya çıkar ve binbir emekle kurulan Devlet içinden çatırdamaya başlayarak, zamanla tarihin dernliklerine gömülür gider. Bunun başlıca nedeni Devleti oluşturan fertlerin kendi başına buyruk hareket etmeleri, yani otoritesizlik oluşmasıdır.

Otorite olmazsa, kurallar işlemezse devlet denilen sosyolojik birim de olmaz. Devletin temel görevi bireylerinin sosyal ve mali açıdan rahat etmelerinin sağlanması ve bunun için gerekli tedbirleri almasıdır. Fertlerin hepsi tornadan çıkmış gibi ayni kapasite ve özelliklere sahip olamazlar. Aklı doğru çalışıp, geniş düşünebilen fert ile sadece kendi kendini idare edebilen fertde ayni yaşam şartlarına tabi olamazlar haliyle. Birisi aklını kullanmış, birlikten kuvvet doğar prensibini işleterek rahat ve dingin yaşarken, birçoğu da bu özelliklere haiz olamadığından sadece hayatını idame ettirebilmiştir. Bu fertler diğerlerine hizmet etmeye, onlardan iş ve aş istemeye mahkum olmuşlardır.

Bu durumu değiştirmeye çalışanlar ise gerçekleri göremeyip sadece ve sadece ÜTOPİK BİR DÜŞÜNCEYE takılıp fasit daire içinde dönüp durmaktadırlar...Tipik örneği de sizsiniz...

Bıkmadınız mı bu ÜTOPİK düşüncelerden?

PS: Bakınız...Ne güzel bir yerde

kendinize ait güzel bir evde

hayatınızı sürdüyorsunuz. Bana

dokunmayan yılan bin yaşasın

deseniz kıyamit mi kopar?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 64
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Dolandırıcılığın kapsamı bir noktaya kadar göreceli denebilir ama hırsızlığın ne olduğu oldukça açık. Birinin malını rızası olmadan almak hırsızlıktır.

Yasayı kendi işine geldiği gibi yapıp yasal yükümlülükten kurtulanlar elbette var, zaten liberallerin "yasal yağma" dediği ve karşı çıktığı şey de budur.

Hakların demokrasiye dayanmasına da gerek yok, haklarımın çoğunluğun insafına kalmasını ben de istemem.

Eğitim konusunda daha önce başka başlıklarda yazdım, genç zihinlerin "yıkanmama hakkı" diye bir şeyden söz edebileceğimize inanıyorum. Temel eğitim diyebileceğimiz şey regüle edilebilir, ama üniversitelerde devlet elini çeksin derim.

Size farkettirmeden hergün o kadar çok malınız çalınıyor ki, hem de yasal olarak... Varlıkların yanlış ve haketmeyenlere paylaştırılması da bir tür hırsızlıktır... Çalınan her gecekondu arazisi ve rant da sizden gitmektedir... Belediyenin her yolsuz ihalesi yeni bir haksız zengin türetmektedir... Bugün ses çıkartmadığınız o boğazkondunun sahibinin oğlu, gelecekte sizin oğlunuzu azarlayacak olan patrondur... Ben aslında birçok işin devlet tarafından yapılması taraftarıyım artık; çoğu yerde özel teşebbüse sıcak bakmıyorum... Gereken maddi motivasyon kapitalist yöntemlerden başka şekillerde de sağlanabilir... Bir iş için yarışan çalışma grupları vs gibi..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Size farkettirmeden hergün o kadar çok malınız çalınıyor ki, hem de yasal olarak... Varlıkların yanlış ve haketmeyenlere paylaştırılması da bir tür hırsızlıktır... Çalınan her gecekondu arazisi ve rant da sizden gitmektedir... Belediyenin her yolsuz ihalesi yeni bir haksız zengin türetmektedir... Bugün ses çıkartmadığınız o boğazkondunun sahibinin oğlu, gelecekte sizin oğlunuzu azarlayacak olan patrondur... Ben aslında birçok işin devlet tarafından yapılması taraftarıyım artık; çoğu yerde özel teşebbüse sıcak bakmıyorum... Gereken maddi motivasyon kapitalist yöntemlerden başka şekillerde de sağlanabilir... Bir iş için yarışan çalışma grupları vs gibi..

Fark etmediğimi nereden çıkardınız?

Yukarıda verdiğiniz örneklere bakın...Kamu arazisinde yasadışı inşaat yapılmasına göz yumuluyor. Arazi kimin? Devletin. İzin veren kim? Devlet. Bunun sebepleri var tabi, seçimlerden önce gecekondulara tapu dağıtma vb. şeyler demokrasinin zayıflıklarını açıkça gösteriyor bize. Belediye ihalesi desen yine devlet içindeki yozlaşma. Devletin yarattığı sorunları daha fazla devlet ile çözebileceğinizi size düşündüren ne peki?

Kaynakların kullanımı 4 şekilde olur:

1-Kendi kaynaklarını kendin için kullanırsın. Bu durumda hem ne kadar harcanmış, hem de nasıl harcanmış konularına dikkat edersin.

2-Kendi kaynaklarını başkası için kullanırsın. Bu durumda ne kadar kaynak kullanıldığı yine önemlidir, ama nasıl harcandığına çok dikkat edilmez.

3-Başkalarının kaynaklarını kendin için kullanırsın. Bu durumda ne kadar harcadığın umurunda olmaz, nasıl harcadığına ise dikkat edersin. Kamu arazisi üstünde yetkin var, başkasının malını kendi çıkarın için, artık oy mu olur rant mı olur, rahatlıkla kullanırsın.

4-Başkalarının kaynaklarını başkaları için kullanırsın. Bu durumda da ne ne kadar harcandığı, ne de nasıl harcandığı çok önemlidir. İsrafın sonu olmaz.

3 ve 4. seçenekler ile devletin ilgisini de kendiniz bulun.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

:::::::::::::::::::::::::::::

Dr....

Konu başlığı Devlet Nedir? iken siz yine komunizme çevirdiniz meseleyi.

Gerçekleştirilmesi nerdeyse imkânsız bir ütopya etrafında dolanıp duruyorsunuz halen ya; iletimin sebebi o değil...

Sosyolojik olarak Devlet kavramı basitçe şu şekilde tanımlanır:

Aile, Aile Grupları(köy, belde, şehir, bölge v.d) bir araya gelir ve devleti oluştururlar. Bu devletin işleyişi içinde belli kurallar ve doktrinler tesbit edilip uygulanmaya çalışılır. Uygulamada yetersizlikler ve belirsizlikler olması durumunda da anarşi durumu ortaya çıkar ve binbir emekle kurulan Devlet içinden çatırdamaya başlayarak, zamanla tarihin dernliklerine gömülür gider. Bunun başlıca nedeni Devleti oluşturan fertlerin kendi başına buyruk hareket etmeleri, yani otoritesizlik oluşmasıdır.

Otorite olmazsa, kurallar işlemezse devlet denilen sosyolojik birim de olmaz. Devletin temel görevi bireylerinin sosyal ve mali açıdan rahat etmelerinin sağlanması ve bunun için gerekli tedbirleri almasıdır. Fertlerin hepsi tornadan çıkmış gibi ayni kapasite ve özelliklere sahip olamazlar. Aklı doğru çalışıp, geniş düşünebilen fert ile sadece kendi kendini idare edebilen fertde ayni yaşam şartlarına tabi olamazlar haliyle. Birisi aklını kullanmış, birlikten kuvvet doğar prensibini işleterek rahat ve dingin yaşarken, birçoğu da bu özelliklere haiz olamadığından sadece hayatını idame ettirebilmiştir. Bu fertler diğerlerine hizmet etmeye, onlardan iş ve aş istemeye mahkum olmuşlardır.

Bu durumu değiştirmeye çalışanlar ise gerçekleri göremeyip sadece ve sadece ÜTOPİK BİR DÜŞÜNCEYE takılıp fasit daire içinde dönüp durmaktadırlar...Tipik örneği de sizsiniz...

Bıkmadınız mı bu ÜTOPİK düşüncelerden?

PS: Bakınız...Ne güzel bir yerde

kendinize ait güzel bir evde

hayatınızı sürdüyorsunuz. Bana

dokunmayan yılan bin yaşasın

deseniz kıyamit mi kopar?

Sevgili brackish doğrusu kinaye mi yapıyorsun? ciddi misin? anlayamadım.

Aklıma şöyle bir şey geldi gülümsedim.

Bütün ömrünü namaz, niyaz ve dininin gereklerini yerine getirmiş birine, gökten allah inip. Bırak bu namaz niyaz işlerini derse ne olur?

Bir de Süleyman Demirel'in bir lafı geldi aklıma.

Kendim için bir şey istiyorsam namerdim.
:D

Bana dokunmayan yılana bir şey demem ama. Yılan orada durdukça, birilerini ısırdıkca sıra bana da gelebilir. En tehlikesiz yılan ölü yılandır.

Gelelim konuya.

Tanımladığın devlet sosyolojik olarak yanlış.

Devletin temel görevi bireylerinin sosyal ve mali açıdan rahat etmelerinin sağlanması ve bunun için gerekli tedbirleri almasıdır.

Toplum sınıflı ise ve bu sınıfların çıkarları birbirleriyle çelişkili ise devlet hangi sınıfı mali acıdan rahat etmelerini sağlayacaktır. Hangi bireyine arka çıkacaktır.

Bir yandan fertler eşit olamaz diyorsun. Birileri birlikten kuvvet doğar deyip eşitsizliğin avantajlı tarafında yer alacak ve sen bunu doğal ve makul göreceksin. Diğer tarafdan aynı yaklaşım ile işçi ve emekçiler birlikten kuvvet doğar şeklinde bir gerçeği görüp örgütlenecekler. Eşizsizliğin dezavantajlı tarafından çıkıp en azından eşitlik için mücadele edecekler. Sen de bunları hakir göreceksin, küçümseyeceksin ütopya diyeceksin. Kendin ile çeliştiğini bile farkedemiyorsun.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...