Jump to content

Canlı ile cansızı tanımlayan nitelikler nelerdir?


Recommended Posts

Canlıda üreme gabiliyeti var. Kendi benzerini yapabiliyor.

Zeka ve zihin yetilerini kullanabilmesi ve bunların imkan

larından bilinçli bir şekilde yararlanabilmesi de sayılabilir.

Üst düzey canlılarda ise(insan), doğanın kör şartlarına değil

kendi koyduğu şartlara göre varlığını devam ettirmasi. Adeta,

"Yaşadığım bölgede kanunları ben koyarım" der gibi kendi şart

larını doğaya dayatması.

Maddeyi canlı cansız diye nitelerken, cansız madde olabileceğine dair ispatınız nedir?

Küçücük bir atom parçasının içne girildiği zaman çıkılamıyorken maddenin cansız olduğunu

nereden çıkardınız?

Evrende cansız hiç bir şey yoktur.Bütün evren yaşayan canlı bir organizmadır.Bizim algıladığımız canlılık farkındalık gibi şeyler kendi zihin yetilerimizle yönlendirmelerimizdir.Fizik yasaları evrenin kendi yönlendirme mekanizmasıdır.Buda evrende üst bir zihni algılatır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evreni, dünyayı, toplumu ve insanı kavramak isterken kategorize ederiz. Belli kriterler koyup veya belli kriterleri olanları gruplandırarak bunları isimlendirerek hem kendimiz kavrarız hem de bu isimler sayesinde iletişim kurarız.

Canlı kavramı da böyle bir gruplandırmadır. Canlıların en temel iki özelliği var. Birincisi enerji kullanır (metabolizma), ikincisi kendi benzerini yapabilir (üreme). En ilkel olanları enerjiyi içinde bulunduğu ortamdan sağlar, yani enerji bulmak için enerji aramaz çevresinde vardır. Bu enerjili ortamda enerjiyi kullanarak kendi benzerini üretebilir. İşte canlı kategorizasyonunda koyduğumuz en temel iki kriter bunlardır. Sonra bu özellikler gelişir, çeşitlenir. hareket kazanır. enerjiye yönelme ve enerjiyi kendi temin etme, tehlikeden kaçma vs gibi daha bilinçli davranışlar ortaya çıkar. Böylece canlı dediğimiz maddeler basit bir aminoasit diziliminden yüksek yapılı canlılara kadar milyonlarca çeşitlenir. Ancak hepsinde yukarıda saydığımız iki temel özellik vardır.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Maddeyi canlı cansız diye nitelerken, cansız madde olabileceğine dair ispatınız nedir?

Küçücük bir atom parçasının içne girildiği zaman çıkılamıyorken maddenin cansız olduğunu

nereden çıkardınız?

Tamam aynı noktadayız işte. Ben de o anlayışı sorgulama sürecindeyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlı ile cansız varlık arasındaki asıl fark hücredir.

Mesele, hücre çekirdeğinin nasıl oluştuğudur.

Virüs, viroidlere canlı diyemeyiz o halde?

Canlı ile cansızın ayrımını, duplikasyon ve replikasyon süreci ile evrilen organizma diye yapabiliriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Drekince cansız maddeler enerjiyi bizzat yaratıyorlar. Güneş mesela.

Madde enerji "yaratmıyor". Madde zaten bir enerji formudur. Güneşte nükleer füzyon sonucu enerji salınımı yaşanmaktadır. Füzyonun çeşidine göre bazı nötron, proton vb. parçacıklar form değiştirip, alfa/beta ışınımlarına dönüşür... ortada bir "yaratım" yoktur, olan şey bir dönüşümdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlı olmak tek bir şey olmadığı için canlı-cansız ayırımı sanıldığı kadar kolay değil.

Yapacağınız ayırım virusları, viroidleri ve hatta prionları da kapsamına alınca, canlılığın tanımı iyice zorlaşıyor.

O zaman bazı canlı olmaları gereken varlıkları cansız olarak nitelendiriyoruz.

Ki bu yanlış.

Ama onları dikkate alınca da canlı-cansız farkını tam olarak yapamıyoruz.

Bütün evreni bile bir canlı olarak düşünmek mümkün aslında.

Ama evren, dünyada yaşayan canlıların birçok özelliğine sahip olmasına rağmen onlardan farklı...

Canlı varlıkların en önemli özelliği kendilerini oluşturan atom ve moleküllerin sürekli olarak dışardan aldıkları atom ve moleküllerle yer değiştirmesidir diyebiliriz. Canlılığın devam için bu gereklidir. Buna biz metabolizma diyoruz.

Canlılığın ikinci önemli özelliği çoğalmalarıdır.

Bu iki nitelik birlikte yukarda adı geçen bütün canlılarda vardır.

Çünkü bunların her birinin cansız varlıklarda da olduğunu biliyoruz. Ateşde bir tür metabolizma vardır diyebilirsiniz.

Çoğalmayı ise buz ve tuz kristallerinde gözlemleyebilirsiniz..

Ama ikisini birlikte bir canlıda gözlemlediğiniz zaman ona canlı demek zorundasınız..

Değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madde enerji "yaratmıyor". Madde zaten bir enerji formudur. Güneşte nükleer füzyon sonucu enerji salınımı yaşanmaktadır. Füzyonun çeşidine göre bazı nötron, proton vb. parçacıklar form değiştirip, alfa/beta ışınımlarına dönüşür... ortada bir "yaratım" yoktur, olan şey bir dönüşümdür.

Evet aslında yazmak istediğim dönüşümdü ama yaratım yazdım (:

Haklısın, maddenin kendisi bir enerji formudur insan da bir enerji formudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her canlı'nın varlıgının farkında oldugunu iddia edemezsin

Aynı şekilde, insan harici diğer canlıların kendi varlıklarının farkında olmadığınıda

söyleyemeyiz. Hayvanlar az çok kendilerinin ve çevrelerinin farkındadırlar. Bu farkındalığı

algılamaları beyinlerinin gelişmişliğiyle paraleldir. İnsan ise, farkındalığının da farkındadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir biyolog'un detaylı bilgiler ile cevaplandırması gereken bir konu. Bildiğim kadarıyla Canlı tanımına bir nesne'nin uyması için 3 temel şart var;

1) Metabolik yapısı olmak zorunda.

2) Kendini kopyalayabilmek zorunda.

3) Zarla çevrili kimyasal yapı moleküllerinin bir arada toplanması şartı. (Hücre yapısı)

Saygılarımla.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Virüs, viroidlere canlı diyemeyiz o halde?

Kodoman, viroidleri hiç bilmiyorum.

Virüslerin ise hücresiz olduğunu ama hücre çekirdeğine sahip olduğunu sanıyordum. Ve bu tamamlanmamış hücreli canlılardan tam hücrelilere evrildiğini düşünüyordum hep.

O nedenle "asıl mesele, canlılarda hücre çekirdeğinin nasıl oluştuğudur." diye yazdım.

Bu durumda yanılmışım öyleyse. Doğru mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlılık pornografiye benzer...

Amerikalı bir hakim olan Potter Stewart'dan pornografik olduğu söylenen bir dökümanı yasaklaması istenir.

Avukatlar pornografiyi tanımlamaya başlarlar ve hiç birisi tatmin edici bir tanımını yapamaz.

Son söz hakimindir ve o tanımlar pornografiyi.

We cannot define it, but we all know it when we see it.

Onu tanımlayamayız ama, görünce ne olduğunu biliriz...

Canlı odur işte arkadaşlar..

Pornografi gibidir.

Görünce tanırsınız...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aynı şekilde, insan harici diğer canlıların kendi varlıklarının farkında olmadığınıda

söyleyemeyiz. Hayvanlar az çok kendilerinin ve çevrelerinin farkındadırlar. Bu farkındalığı

algılamaları beyinlerinin gelişmişliğiyle paraleldir. İnsan ise, farkındalığının da farkındadır.

Bir bakteri, kendisinin bakteri oldugunun farkında mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlı olmak tek bir şey olmadığı için canlı-cansız ayırımı sanıldığı kadar kolay değil.

Yapacağınız ayırım virusları, viroidleri ve hatta prionları da kapsamına alınca, canlılığın tanımı iyice zorlaşıyor.

O zaman bazı canlı olmaları gereken varlıkları cansız olarak nitelendiriyoruz.

Ki bu yanlış.

Ama onları dikkate alınca da canlı-cansız farkını tam olarak yapamıyoruz.

Bütün evreni bile bir canlı olarak düşünmek mümkün aslında.

Ama evren, dünyada yaşayan canlıların birçok özelliğine sahip olmasına rağmen onlardan farklı...

Canlı varlıkların en önemli özelliği kendilerini oluşturan atom ve moleküllerin sürekli olarak dışardan aldıkları atom ve moleküllerle yer değiştirmesidir diyebiliriz. Canlılığın devam için bu gereklidir. Buna biz metabolizma diyoruz.

Canlılığın ikinci önemli özelliği çoğalmalarıdır.

Bu iki nitelik birlikte yukarda adı geçen bütün canlılarda vardır.

Çünkü bunların her birinin cansız varlıklarda da olduğunu biliyoruz. Ateşde bir tür metabolizma vardır diyebilirsiniz.

Çoğalmayı ise buz ve tuz kristallerinde gözlemleyebilirsiniz..

Ama ikisini birlikte bir canlıda gözlemlediğiniz zaman ona canlı demek zorundasınız..

Değil mi?

Canlı varlıkların en önemli özelliği kendilerini oluşturan atom ve moleküllerin sürekli olarak dışardan aldıkları atom ve moleküllerle yer değiştirmesidir diyebiliriz.

Bu iyi bir tanımlama ancak bana yetersiz gibi göründü.Nedeni biraz aşağıda

Canlılığın ikinci önemli özelliği çoğalmalarıdır.

Bu iki nitelik birlikte yukarda adı geçen bütün canlılarda vardır.

Çok ilginç gelicek ama farzedelim ki bir gün teklonoji çılgınca bir süratla değişti gelişti..

Karşımızda son icadı üreyen arabalar duruyor.Bu mümkün değil mi?Bana mümkün gibi göründü..

Hem içinede metebolizmayı taklit edebilen bir sistem yerleştirilmiş.Sürekli dışarı ile molekül transferi yapıyor.

O zaman çok şey değişecek gibi duruyor :) vay canına hayal gücüm gerekten iyi sanırım..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu iyi bir tanımlama ancak bana yetersiz gibi göründü.Nedeni biraz aşağıda

Çok ilginç gelicek ama farzedelim ki bir gün teklonoji çılgınca bir süratla değişti gelişti..

Karşımızda son icadı üreyen arabalar duruyor.Bu mümkün değil mi?Bana mümkün gibi göründü..

Hem içinede metebolizmayı taklit edebilen bir sistem yerleştirilmiş.Sürekli dışarı ile molekül transferi yapıyor.

O zaman çok şey değişecek gibi duruyor :) vay canına hayal gücüm gerekten iyi sanırım..

Your imagination is not only good.

It is running amok !

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cansızdan canlılığa geçişe iki şekilde yaklaşılıyor.

Genetik özlü ve metabolizma özlü.

Önce genetik özlü yaklaşıma bakalım

2002'de vakumda yürütülmek için tasarlanmış bir deneyde yaşam için gerekli aminoasitler kendiliğinden oluşmuştu

http://astrobiology.arc.nasa.gov/news/expandnews.cfm?id=1319

Aynı deney aslında hem amerikan hem de avrupalı bilimadamlarınca paralel olarak yapılmıştı. İki takım da gayet başarılı olmuştu.

Şimdiye kadar yapılan deneylere göre bildiğimiz yaşama dair ilk moleküller yıldızlararası boşlukta ve yıldız gezegen sistemlerinde meydana gelmiş olabilir. Bunun mümkün olduğu kesin olarak kanıtlandı.

Bir de metabolizma özlü yaklaşım var

Bu yaklaşıma göre de çevresiyle karmaşık şekilde tekrar tekrar reaksiyonlara girmeyi başarabilen, kendi kendini düzenleyebilen, büyüyebilen, daha ileri safhalarda çoğalabilen yapılar, çoğalma yetisi oluştuğu andan itibaren doğal seçilimle çevreye adapte olmaya başlar.

Şu sıralar ilksel hücre (protocell) araştırmaları daha çok metabolizma odaklı. Henüz tam anlamıyla basit temellerden oluşan, dışsal enerjiyle kendini çoğaltabilen ilksel hücre yapılmadı diye biliyorum. Fakat örneğin "deri değiştiren", "renk değiştiren", "yoğunluk değiştiren", "kireç tutan" ve "büyüyen" tipten ilksel hücreler üzerinde çalışılıyor. Bu özellikleri gösteren deneyler mevcut.

Chemoton teorisine de değinmek iyi olabilir bu aşamada.

http://www.chemoton.com/eng1.html

Kimya ve otomat kelimelerinin birleşiminden oluşan bir kelime chemoton.

Basit kimyasal birleşenlerden kendi kendine çoğalabilen en basit yaşam birimini oluşturmakla ilgili.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onu bilemezsin ; buz yeteri kadar ısı alınca su oluyor mu oluyor ona bakılır buzun bu durumun farkında olup olmamasından sen de ben de farkında olamayız.

Ayrıca maddenin hal değişikliği çevrenin etkisiyle olur yazmışsın Heval de çevrenin etki etmediği bir canlı bile var mı ki cansıza etki etmesin. Bu gezegende konuşuyoruz, seslerimizi duyuyoruz bunu sırf kendimiz istediğimiz için mi yapıyoruz yoksa bu gezegendeki atmosferin etkisi yok mu bu durumda?

Çevre etkisiz elemansa başka bir gezegende de bu şekil seslerimizi duyabilir miyiz (:

Sevgiler.

haklısın cevre canlıya da cansız gıbı etkı eder ancak ; canlı bu etkıye istendik yönde tepki verebilirken cansız yapamaz.Şöyle ki : Bir canlıda, bir kaya parçasıda kendi haline ve sadece cevrenın etkısıne bırakıldıgında kaya zamanla önce çakıl sonra kuma donusur ve bu dönusum esnasında kendısıne olan bu cevre etkısıne bir tepkıde bulunmaz ama canlı bunu yapar cunku o varlıgından haberdardır ve bu haberdarlıgını devam ettırmek yanı canlılıgını korumak için herseyı yapar ...

selamlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...