Jump to content

Allah beni yaratırken bana niye sormadı?


Recommended Posts

İnsanı katil yapmayan, birbirini öldürme içgüdüsünü taşımamasıdır. Bazı hastalıklı insanlarda bu takındı olarak bulunduğundan bunu hayata geçirmektedirler. Bu takıntıyı taşıyan insanların bazıları ise, MANTIKLI düşünüp, kendine öldürürse ne olur diye kafa patlatınca öldürmekten vazgeçmektedirler. (olacak şeyler hapis vs.)

Birde müslümanları eleştirisiniz.Menfaat için ibadet yapıyorlar diye.Bak sende hapse girmemek için katil olmadığını itiraf ediyorsun hakıszmıyım ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 150
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hayır, insanları öldürmek için bir sebebim yok o yüzden öldürmüyorum. Sanki hapis cezası gibi caydırıcılar olmasa kalkıp milleti öldürmeye mi başlayacağım? Bu en ilkel toplumlarda bile görülmemiştir. Her nesil kendi soyunu devam ettirmeye çalışır. Hayatta kalmak için kendi popülasyonundaki bireylere ihtiyaç duyar.

Ancak töre cinayetlerinden anlıyoruz ki, birinin ailesinin "namusu" kirlenmesi, öldürmek için yeterli sebep olabiliyor. Gurur ve namus diye bize sonradan aşılanan gereksiz duyguların yaptıklarına bak. Madem bu kadar ilkeliz aslında, yaşadığımız toplum öldürmeyi yadırgamasaydı, gör sen o zaman cümbüşü. Çıkar ortada olmadıkça insan öldürmeyecektir; çünkü herkes sonuçlarına katlanacağının farkında.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıca, hayatında hiç sinek öldürmedim diyebilecek kimse yoktur. Onların canı sırf bizden küçükler ve bizi rahatsız ediyorlar diye değersiz mi oldu? Onları öldüren katil değil midir? Öldürmekte rahat olmamızın sebebi, o sineğin yakınlarının gelip bize saldırmayacağını bilmemiz, ve kendi insan toplumumuzda da sinek öldürdük diye yadırganmayacak olmamız ve kimseyle aramızın bozulmayacak olmasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sinek öldürdük mü yakınları bizi rahatsız etmeyecek diye öldürmeyiz. Bu kadar basit bir çıkar ilişkisinden ibaret değil.

O zaman kimsenin haberi olmaması garanti edildiğinde bir çocuğu öldürebilirdin. (Mesela Afganistan'da çölün ortasındaki bir kasabada, seni Cayman adalarına kimliğini değiştirmek üzere götürecek bir askeri helikoptere binmeden önce zevk olsun diye...) Yakalanma korkusu olmadan demek istiyorum. Ama o çocuğu öldürecek olduğunda, onunla ve yakınlarıyla empati kurarsın, neler hissettiğini anlarsın. Sanki senin yada senin çocuğunun başına gelmiş gibi olursun. Hatta o çocuk bir an için sen olursun. Vicdan dedikleri şey bu.

Şimdi ben öldürdüğüm sinekle empati kursam. Gerçekten de, o sinekler bilinç ve bilgi birikimi, aile bağları gibi karmaşık sosyal ağlardan yoksun olduğundan sinek toplumu ve ailesi adına birşey kaybetmeyeceklerinden emin olduğum için (mesela yunus, balina öldürmem), ayrıca bundan haberleri bile olsaydı, genetiklerinin devam etmesi için tek postadaki milyonlarca larvadan bir kaçının ölmesine ses çıkarmayacaklarını düşündüğüm için, rahatlıkla öldürebilirim. Onların birşey kaybettiğini düşünmüyorum, öyle hissetmiyorum, o zaman vicdanım rahat.

Link to post
Sitelerde Paylaş

EDİT:

Şu anda değil karasinek, sivrisinek bile öldüremediğimi bildiririm. Yukarıda ukalaca yazmışım da, rahatlıkla öldürebilirim diye...

Biz dergahta sohbet ederken yüzümüze konan sineği bile kovalamayız. Çünkü kovalarsam yanımdaki müslümana konacak ve onu rahatsız edecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana çok basit bir soru sordum .Seni katil etmeyen şey nedir ?

Bende materyalist felsefeye göre bunu gayet basit olarak açıkladım. Zira özgür iradeyi olanaklı gören ateistlere verdiğim cevabın altındaki sorunda, beynimdeki hormonların etkisini sormuştun...

Merhamet duygusu demeye çekiniyor musun ?Ben sana söyliyeyim empati yeteneğini kullandığın için katil değilsin.

Nöron ve hormonlardan bahsettik ya! Yoksa merhamet duygusu ve empati dediğin şeyin, bir takım hormonlar ve ayna nöronlarla bir ilgisi yok mu?

Ve determinist zırvalar realitenin çarkında erir gider.Aynı ailede büyüyen kardeşlerin olaylara bakış açısı her zaman farklıdır.Bizler birer robot değil insanız çünkü :)

Hangi realite beynideki bu determinist sistemi çürütüyormuş? Aynı ailede büyüyen kardeşlerin olayları farklı yorumlayabilmesi mi? :) Yaşamlarının her saniyesi benzer mi geçiyormuş bunların? Materyalizme göre hepimiz birer robotuz. Sen bu mekanizmayı kontrol eden bir ruha inanıyorsan, nasıl bu genetik-hormonal aktiviteyi manipüle ediyorsun bize açıkla istersen?

Özgür iradeye gelince seçimlerimiz kadar özgürüz daha fazla değil.Bunu anlamak için ne felsefeci olmaya nede çok zeki olmaya gereke yok.

Basit bir kabuldür.

Bu kabulün hangi ''determinist zırvayla'' çürütüldüğünü açıkladım. Aksini savlayan bilimsel bir deneyin varsa buyur. Basit önkabullerle tartışmayacağız heralde?!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı, evreni oluştururken en baştaki "şeylere" soru sorabilmesi için gözleyen ile gözlenen olarak 2 ayrık olgu olmalı ve bunların birbirinden bağımsız olması gerekirdi bana göre. demekki böyle ayrık bir olgu olmamış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

antibiyotik içerek bakterileri öldürüyoruz...

niye ...

onların canı can değil mi...

sineği öldürmeyen bakteriyi hatta virüsleri de öldürmemeli...

belki onlarında hayalleri arzuları duyguları vardır...

birde özgürlüğün derecesi bence de olur...

mesela futbol oyuncuların bazı davranışları yapmaları yasak bazıları serbesttir...

belli kurallar içinde özgürce oyunlarını oynayabilirler...

hayatta da böyle...

belli kurallar içinde özgürce yaşayabilirsin...

tarihinde kirec tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sinek öldürdük mü yakınları bizi rahatsız etmeyecek diye öldürmeyiz. Bu kadar basit bir çıkar ilişkisinden ibaret değil.

O zaman kimsenin haberi olmaması garanti edildiğinde bir çocuğu öldürebilirdin. (Mesela Afganistan'da çölün ortasındaki bir kasabada, seni Cayman adalarına kimliğini değiştirmek üzere götürecek bir askeri helikoptere binmeden önce zevk olsun diye...) Yakalanma korkusu olmadan demek istiyorum. Ama o çocuğu öldürecek olduğunda, onunla ve yakınlarıyla empati kurarsın, neler hissettiğini anlarsın. Sanki senin yada senin çocuğunun başına gelmiş gibi olursun. Hatta o çocuk bir an için sen olursun. Vicdan dedikleri şey bu.

Şimdi ben öldürdüğüm sinekle empati kursam. Gerçekten de, o sinekler bilinç ve bilgi birikimi, aile bağları gibi karmaşık sosyal ağlardan yoksun olduğundan sinek toplumu ve ailesi adına birşey kaybetmeyeceklerinden emin olduğum için (mesela yunus, balina öldürmem), ayrıca bundan haberleri bile olsaydı, genetiklerinin devam etmesi için tek postadaki milyonlarca larvadan bir kaçının ölmesine ses çıkarmayacaklarını düşündüğüm için, rahatlıkla öldürebilirim. Onların birşey kaybettiğini düşünmüyorum, öyle hissetmiyorum, o zaman vicdanım rahat.

Gösterdiğim sebeplerden sadece birine takılmışsın.

İnsanın bir diğerini veya başka bir hayvanı, kendine zarar vermediği sürece öldürmesi saçmadır. Bu canlıyı öldürmek için bir çaba sarfedecektir ve bu da gereksizdir. Aksine, o canlı ile beraber yaşamaya alışması daha mantıklıdır.

Hayvanlarda sürekli bir rekabet vardır. Aynı rolü üstlenen iki popülasyon bir rekabete girer ve güçsüz olan ya ölür ya da orayı terkeder. Biz insanlar ise, konuşup tartışarak anlaştığımızdan dolayı öldürmek gibi yöntemleri en sona bırakmayı tercih ediyoruz.

Örneğin biri işe giderken hep aynı köpek gelse arabasının önünü kesse ve oradan bir türlü kalkmasa, o kişi bir süre sonra o köpeğe zehirli et vererek öldürür. O köpek sadece sokakta dolaşıyor ise umrunda olmaz. Fakat bu köpek sadece akşamları 2-3 dakikalığına havlayıp rahatsız ediyorsa, bu insanın öldürmesi için çok da gerekli bir sebep değildir; çünkü insanı öldürmeye sürükleyecek kadar büyük bir rahatsızlık değildir. Bizim komşunun köpeğinin bağırmadığı şey yok, insanı deli eder; ailesi falan da yok köpeğin; o yüzden niye gidip öldürmüyorum? Sahibi olmasaydı da öldürmezdim; çünkü uğraşmaya değmez. Yalnız üst komşumuzun o köpeği tüfekle vurmakla tehdit ettiğini ve köpekli komşumuzla aralarının bozulduğunu biliyorum.

Sineklerin ailesinin o sineği öldürdüğünde kötü hissetmeyeceğini bilemezsin. Belki çok düşük olsa da böyle bir duygu uyanıyor.

Bu vicdan bize sonradan aşılanan bir duygudur. Bir kaniş türü köpek çok tatlı ve sevecendir. İnsan kılını koparmaya kıyamaz, sevdikçe sevesi gelir. Öte yandan bir pitbull, hayvanları o güçlü çenesiyle parçaladığından dolayı herkeste bir sevimsizlik uyandırmıştır. Bir pitbullu vicdansızca öldürebilen bir insan, bir kaniş köpeğini "vicdanından" dolayı öldürmemektedir; çünkü pitbull güçlüdür ve tehlike simgesidir, kaniş ise sevimli ve savunmasızdır.

Vicdanımız vardı da, niye teröristlere savaş veriyoruz ne zamandır? Çünkü bize zarar veriyorlar. Bu, o rekabet örneğinin çok geniş çaplı bir örneğidir.

antibiyotik içerek bakterileri öldürüyoruz...

niye ...

onların canı can değil mi...

sineği öldürmeyen bakteriyi hatta virüsleri de öldürmemeli...

belki onlarında hayalleri arzuları duyguları vardır...

birde özgürlüğün derecesi bence de olur...

mesela futbol oyuncuların bazı davranışları yapmaları yasak bazıları serbesttir...

belli kurallar içinde özgürce oyunlarını oynayabilirler...

hayatta da böyle...

belli kurallar içinde özgürce yaşayabilirsin...

Aynen bunları da diyecektim.

tarihinde nitrocan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

nitrocan, ettiğimiz bunca lafın, veridğimiz örneğin özünde sanırım,

sen canlının kendini devamlılığı, konforu, boşa enerji harcamak istememesi gibi dürtüleri sayesinde (toplumu da işin içine katıp karmaşıklaştırabiliriz) katil ve cani olmamak gibi (vicdan gibi) bir ahlak edindiğini söylemek istiyorsun.

Ben ise itiraf etmek gerekirse daha "mistik" bir şekilde bunun özünde (vicdanın da özünde) "empati" denen olgunun yattığını söylüyorum.

Dayanağımsa şu: HİÇ BİR efor, tehlike, tehdit olmasa bile bizi cinayet işlemekten alı koyan şey sevgi ve empatidir(ayna nöronlar diye materyalize edilir). Bu da "genlerimizin zihnimize öğrettiği kendini ve türünü savunma dürtüsü"nden (bence, bizce) kesinlikle öte birşeydir. Mesela (gene örneklere başladım) bir çatışmada bir sivili öldüren bir askerin, daha sonra yakasını bırakmayacak olan düşünce "boşu boşuna topluma ve türüme zarar verdim, hiç gereği yoktu, çok saçmaydı" değil, "adamın(kadının/çocuğun) hayalleri vardı, artık gerçekleştiremeyecek, çocuğu vardı, ailesi vardı, onlar şimdi acaba neler hissediyor" gibi olsa gerektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

nitrocan, ettiğimiz bunca lafın, veridğimiz örneğin özünde sanırım,

sen canlının kendini devamlılığı, konforu, boşa enerji harcamak istememesi gibi dürtüleri sayesinde (toplumu da işin içine katıp karmaşıklaştırabiliriz) katil ve cani olmamak gibi (vicdan gibi) bir ahlak edindiğini söylemek istiyorsun.

Ben ise itiraf etmek gerekirse daha "mistik" bir şekilde bunun özünde (vicdanın da özünde) "empati" denen olgunun yattığını söylüyorum.

Dayanağımsa şu: HİÇ BİR efor, tehlike, tehdit olmasa bile bizi cinayet işlemekten alı koyan şey sevgi ve empatidir(ayna nöronlar diye materyalize edilir). Bu da "genlerimizin zihnimize öğrettiği kendini ve türünü savunma dürtüsü"nden (bence, bizce) kesinlikle öte birşeydir. Mesela (gene örneklere başladım) bir çatışmada bir sivili öldüren bir askerin, daha sonra yakasını bırakmayacak olan düşünce "boşu boşuna topluma ve türüme zarar verdim, hiç gereği yoktu, çok saçmaydı" değil, "adamın(kadının/çocuğun) hayalleri vardı, artık gerçekleştiremeyecek, çocuğu vardı, ailesi vardı, onlar şimdi acaba neler hissediyor" gibi olsa gerektir.

İnsanların hayalleri, aileleri var diye öldürmek yanlış; fakat bakterilerde bunlar yok diye yanlış değil öyle mi?

Öncelikle bir insan neden öldürür? (Bu insanın akli dengesi yerinde olduğunu, yani zevk için öldürmediğini kabul ediyorum) Ya karşıdaki canlı, insanın canına kastediyor veya ona en azından rahatsızlık çıkarıyordur ya toplumsal veya çevresel bir baskı vardır, ya da bu canlının ölümü insanın yaşamının devamı için bir şarttır. Bu sineklerde olunca, insanlar genelde sineği evden kovmanın pek de kolay bir şey olmadığını bildiklerinden kalıcı bir çözüm olan öldürmeyi seçmektedirler. Yoksa çorbaya falan girer sonra içemeyiz o çorbayı. Hayvanların boyutları büyüdükçe, galiba insandaki bu empati hissi artıyor. Denizlerde öldürülen yunusların fotoğrafı çekilip "VAHŞET" diye manşet oluyor. Kimse vücudumuzdaki onca bakterinin antibiyotiklerle vahşice katledilmesini veya sineklerin öldürülmesini, balıkların tutulmasını gazetelere çıkarmıyor. Neden? Çünkü ya önemli değiller, ya da bu aktivite o kadar yaygınca yapılan bir şey ki, artık kimse umursamıyor. Öteki yandan biz, sırf daha karmaşık canlılarız ve duygulara sahibiz diye (nöronların ve hormonların yaptığı işe bak!) birbirimizi veya hayvanları öldürünce vicdan azabı çekiyoruz. Örneğin bir köpeği öldürdüğümüzde ailesi geliyor ve yanında üzgün üzgün dolaşıyor, bunu farkedebiliyoruz. Peki öldürdüğümüz canlı için kimsenin üzülmeyecek olması, o canlının ölümünün çok da ahlak dışı bir şey olmadığını mı gösterir? Onun da evrilip bizim gibi duygulara erişme kapasitesi var.

tarihinde nitrocan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki öldürdüğümüz canlı için kimsenin üzülmeyecek olması, o canlının ölümünün çok da ahlak dışı bir şey olmadığını mı gösterir? Onun da evrilip bizim gibi duygulara erişme kapasitesi var.

Sonsuz; fakat boş bir yol. Hayatını olma olasılığı olan bir şey üzerine geçirmek ne kadar saçma!

Merak etme, öteki yazdıklarına da sen kendin cevap verecek kapasiteye sahipsin. Hadi eyvallah.

Link to post
Sitelerde Paylaş

@İNANAN

İMAN NEDİR ? ANLAMAYA DENİR

şimdi sana sordular mı bu aleme getirirlerken ? yoo

o halde..bundan ne çıkıyor... bir teslimiyet mevzuu çıkıyor..

İNANAN her gün uyuyorsun uyku nedir kim tarif edebilir UYKUYU... Kudret ne dersler kaçırmıştır UYKUDA

uykudan uyandığın anı bir kontrol et bakaıyım... ne oluyor....uyanır uyanmaz bir yakaza hali geliyor insana

o yakaza halinde sana BEN'ini geri veriyorlar GERİ.. ve uyku ile uyanıklı arasında o yakaza halinde BEN diyorsun..

yine sıkılıyorsun yine üzülüyorsun yine neyin varsa sana tekrar veriliyor.. BEN'i tekrar aldın

yani uykudan döndüğünden Ruhun bedenle nokta-i ittisalinde kişi BEN diyor...

şimdi DİKKAT et ! sen işte bu BEN diyerekten yaşarsan.. Bu BEN sayılı günler sonra yok olucak

sen bir başka BEN bulup yaşarsan.. o vakit rahatlarsın..

sahte benlikten sıyrıl diyorlar evliyaullahlar..

bilmem bir şey anlatabildim mi ?

@İNANAN

UYKUDA RÜYADA DA BİR BEN var dimi.. DÜŞÜN !!?!?!?

insan uyuyunca.. insanın ruhu alemi misale gider..

peki BENİ ne olur.. yani NEFSİ uykuda ve ölümde nefisleri canları Allah alır ayetinde ne incelikler vardır

insan hemen yaradılışındaki gayeyi duyabilir.. sahte benliğinden sıyrılabilir.. ayetiin hururunda dikkatle durursa..

UYKUNUN HAKİKATİ nedir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

ama kapasiten var.

(Bakma sen. Derin bir espiri falan yapmak istemiyorum. "Yani bakterinin evrimleşip bilinç sahibi olacağı olasılığına göre mi hayatını bağışlasaydık?" gibisinden basitçene.)

Hadi eyvallah 2.

edit: editlerle iletimi evrimleştirdim.

tarihinde puppetularz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ama kapasiten var.

(Bakma sen. Derin bir espiri falan yapmak istemiyorum. "Yani bakterinin evrimleşip bilinç sahibi olacağı olasılığına göre mi hayatını bağışlasaydık?" gibisinden basitçene.)

Hadi eyvallah 2.

edit: editlerle iletimi evrimleştirdim.

Aferin. Gerçekten iletinin yaşama ve üreme şansı arttı.

Evet o kısmı tamam da, varmaya çalıştığın şey nedir? Bakterinin evrimleşip bilinç sahibi olacağı olasılığı diye bir olasılık olamaz. Bu olacaksa olacak, olmayacaksa olmayacaktır. Sırf evrime katkı sağlamayabilir diye öldürmemiz dediklerinle çelişir.

Hem o bakterinin arkasından ağlayanı yoksa, onu öldürmek doğru mudur ben bunu soruyordum asıl. O tüm yazdıklarımı tabi okursan yine sevinirim.

tarihinde nitrocan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...