Jump to content

Herşeyi Allah yarattı tamam da Allahı kim yarattı!


Recommended Posts

Arkadaşlar zaten Allaha iman etmek insan açısından bir değer ifade eder faydaya yönelik olarka yani hasta bir varlık hap içince bu hapı yazan dokor ne kazanır. Allah isterse bütün insanlar Müslüman olurdu ama burada bir nokta var. Allah her şeyin sahibi olarka insanları ve cinleri sınava tabi tutmak istedi sınavda kalan nasıl ceza almış olursa geçen de sevinecektir. Öğretmen btütün öğrencileri geçsin ister ama kalanları da bırakır. Şimdi Ezeli ve Ebedi gücü sonsuz dan bahsediyorsak; Onun mükafatı da kalanlara cezası da kendi büyüklüğü ölçüsünde olacaktır. Öte yandan Zaten Melekler yeterince ibadet ediyorlar Allah insanı sırf ibadet etsin diye yaratmadı, etmeme ihtimalini de verdi ve tercih sundur tercih olmasaydı şimdi hepimiz ibadetteydik ancak bunu yapan zaten vardı. Yani insan zaten fıtraten dünya ve cennetle cehennemle ilgili olrak yaratılmıştır insan dünyayı evi gibi sevdiği tarzda cenneti de bahçesi gibi sevmektedir.İnanmak içinde var olan bir duygudur. İnsanın içinde bir duygu var. İnanma duygusu , işte bundan dolayıdır ki hala önüne ineği koyup tapıyor. dünyadaki insanların tamamına yakını bir ilaha inanıyor bu kandırılmaktan değil, acıkan insanın yemek yemesi gerektiğindendir. Güdülerimizle hareket ediyoruz. İnanma güdüsü var insanda ve Allaha veya ilah sandığı bir şeye tapıyor karnı doymuyor çünkü başka bir şeyle. Bu kadar inanan Mühendis doktor hakim savcı öğretmen asker polis prof doçent bilim adamı cahil değilken hepsi bir anda yanlış yapıyor olabilir mi? Kant ve kepler hristiyan, niwton ve einstein yahudi , İbni Sina Sabit bin Kurra ve Farabi Müslümandır.( Bu arada bize tanıtmazlar ama Sabit bin Kurra Newton' dan çok önce diferansiyel hesabını keşfeden bilgin. Dünyanın çapını doğru olarak hesaplayan ilk islam bilgini. Matemetik ve astronomi alimidir. Daha da tanıtmadıkları kimler var http://mavidunya.blo...damlari/2020398 )

Evet susuzluk inkar edilebilir mi. Ben sonradan Müslüman olan bir ateistin "Konferanslarımda Allahın olmadığını anlatıyordum bu işi kendime amaç edinmiştim, ancak şimdi söyleyeblilirim ki her kürsüden inişimde içimden tövbe ediyordum halbuki o zaman Müslüman değildim" deyişini hatırlıyorum.İçte bir şey var Vicdan denen ve kimse kendine yalan söyleyemez denildiğinde polis gibi engellediği kastedilen. Temiz vicdanlarımızı bir yoklayalım Allah aşkına. Şu ayete evreni tüm ihtişamıyla düşünerek bir bilinç gözüyle bakalım:

Biz yeri göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık." (Enbiya 16)

Bütün varlıkların var olmasının sebebini herşeyin tasarrufunun insana verilişini ineğin nasıl süt yaptığını arıya perde arkasından bu işi kimin yaptırdığını İnsanın Evrenin Yaratıcısı tarafından muhatap kabul edildiğini ve kıyamet kesinse haşrin de olacağını ve tekrar diriltilip bunca şeyin sebepsiz olmadığının oyun için yapılmadığının anlaşılıp anlaşılmadığının sorulacağını göstermiyor mu? İnsanların tamamına yakını da içindeki bu güdü sebebiyle inanıyor değil mi?

Sevgiler saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 167
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Biz yeri göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık." (Enbiya 16)

Bütün varlıkların var olmasının sebebini herşeyin tasarrufunun insana verilişini ineğin nasıl süt yaptığını arıya perde arkasından bu işi kimin yaptırdığını İnsanın Evrenin Yaratıcısı tarafından muhatap kabul edildiğini ve kıyamet kesinse haşrin de olacağını ve tekrar diriltilip bunca şeyin sebepsiz olmadığının oyun için yapılmadığının anlaşılıp anlaşılmadığının sorulacağını göstermiyor mu? İnsanların tamamına yakını da içindeki bu güdü sebebiyle inanıyor değil mi?

Sevgiler saygılar.

Sevgili scarfalcon. Bu yaklaşımını diğer başlığa da asmışsın. Bu yaklaşımında bir keramet bir incelik yok. Bu yaklaşım içeriksiz bir yaklaşımdır. Şöyle ki.

Hayır ve şer allahtandır? gibi bir boş söz.

EEee geriye ne kaldı. Hiçbirşey.

Yani herşeyin arkasına allahı sokarsanız. Allahı ordan kaldırdığınız zaman da sonuç değişmez.

Bu bir güdü mantığıdır. İnsana ilişkin bir mantıktır. Evren yeryüzünde insan olmadan da vardı. Güdü olduğunu kendin de itiraf ediyorsun.

Zaten böyle olduğu için bilimsel değildir. Biliminsanları her şeyin arkasındaki allahı aramıyorlar. Herşeyin arkasındaki gerçek nedeni (görülebilir, deney haline getirilebilir, kanıtlanabilir) nedeni arıyorlar ve çoğu kez de buluyorlar.

Sen hiç herhangi bir olayın arkasındaki allahı bulup gösteren kanıtlayan birini gördün mü? Kanıtlamadan iddia etmek mümkün. İşte sizler bunu yapıyorsunuz. Herşeyin arkasında allah var diyorsunuz. E bunu da ciddiye almamazı beklemeyin lütfen.

Çünkü boş laf, anlamsız laf ancak böyle söylenebilir. Böyle bir lakırtıda allah etkisiz elemandır. Allahı oraya sokuşturmadan da her şey kendi uyarınca yürüyüp gidiyorsa. Biliminsanları sormaz mı adama Allah ta nerden çıktı.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili scarfalcon. Bu yaklaşımını diğer başlığa da asmışsın. Bu yaklaşımında bir keramet bir incelik yok. Bu yaklaşım içeriksiz bir yaklaşımdır. Şöyle ki.

Hayır ve şer allahtandır? gibi bir boş söz.

EEee geriye ne kaldı. Hiçbirşey.

Yani herşeyin arkasına allahı sokarsanız. Allahı ordan kaldırdığınız zaman da sonuç değişmez.

Bu bir güdü mantığıdır. İnsana ilişkin bir mantıktır. Evren yeryüzünde insan olmadan da vardı. Güdü olduğunu kendin de itiraf ediyorsun.

Zaten böyle olduğu için bilimsel değildir. Biliminsanları her şeyin arkasındaki allahı aramıyorlar. Herşeyin arkasındaki gerçek nedeni (görülebilir, deney haline getirilebilir, kanıtlanabilir) nedeni arıyorlar ve çoğu kez de buluyorlar.

Sen hiç herhangi bir olayın arkasındaki allahı bulup gösteren kanıtlayan birini gördün mü? Kanıtlamadan iddia etmek mümkün. İşte sizler bunu yapıyorsunuz. Herşeyin arkasında allah var diyorsunuz. E bunu da ciddiye almamazı beklemeyin lütfen.

Çünkü boş laf, anlamsız laf ancak böyle söylenebilir. Böyle bir lakırtıda allah etkisiz elemandır. Allahı oraya sokuşturmadan da her şey kendi uyarınca yürüyüp gidiyorsa. Biliminsanları sormaz mı adama Allah ta nerden çıktı.

Sevgiler.

Konuyla ilgili olduğu için buraya da astım aslında orası önemli değil de ben şunu merake diyorum, allah olmasa insan ne kazanacak sadece bir kaç tane yazacağım.

Beraber düşünelim.

1- Bir dünya insan bir dünya insana haksızlık yapıyor ve bu haksızlıklar silsilesi ölüp gitmelerle bitiyor haklı hakkını alamadan gücü yetmediği için hesap soramadan gidiyor. Bütün insanların haksızlıklarının büyük bir mahkeme de sahibine teeslim edilmesi insanı dünya da da mutlu eden bir hadisedir.

2- İnsanın en sevdiği varlığı ölünce onu bir daha göremeyecek olması sonsuza kadar artık kaybetmiş olduğunu düşünmesi onu çıldırma noktasına getirecek bir şeydir. İnsanın trilyonları olduğunda kopyalamak için hepsini verebilmektedir demek ki sevgi en değerli şey ve O ayrılık acısını ömrünün sonuna kadar yaşayacak ki dünyadan aldığı keyiften de bahsedilemeyecek. HErşeyi anlayan ve hisseden tek varlık olarak en aciz bir canlı kadar mutlu olmayacak. Halbuki özellikle annesini kaybeden küçük bir çocuğun psikolojisine daha ahirret inancı ve Allahın annesini bir kez daha ona vereceği düşüncesi temiz fıtratta hemen yerini buluyorve ben psikoterapist olarak çocuğa o gelmeyecek ama bir gün sen ona gideceksin düşüncesinin geçici bir ayrılığa denk gelmesinin üstünde hiç bir psikiatrik ilacın ve yaklaşımın etjkili olmadığını gördüm

3- Gençler dünyayı istedikleri zaman cennete çeviren istemediklerinde de yaşanamz hale getiren bir hayat derecesinde dir. Gençlerin cehennem korkusu gibi bir tehdit olmaksızın yaptığın yanına kar kalacak düşüncesiyle hareket etmesi yaşlı hasta ve aciz lerin hayat hakkına sahip olamaması anlamına gelirdi. Eğer sende de güçlü var anlayışı ponları dizginlemeseydi iyiye yönelme de ve yaptığım her davranışın ahirete dönük bir uyansıması var düşüncesi olmayacaktı o zaman anarşiden başka bir şey düşünemezdik, hastalar dertlerimiz bitecek ve ebedi bir gençlik bizi bekliyor düşüncesiyle yaşlılarla birlikte teskin olmaktadır. Bu bir pollyanna değil insan psikolojisinin sorunlara dayanma enerjisidir. Moral verilen hasta iyileşmektedir, bu da pollyanna değil, psikolojik bir gerçektir.

4- Allaha iman ettiğinde bütün her şeyin bir sebebi vardır ve her şey bir düzen içinde hareket eder. yoksa kanunları tesadüfle açıklamak gibi bir ilmi yobazlığın içine düşülür.Allah istediği gibi çekip çevirir her şeyi ve senin için güneşin hidrojenini takviye eder. gezegenlerin kanun dahilinde dizilişimnin bir anlamı olur evren ışıklanır. yoksa her şey karanlıktır tesadüfler zinciridir. her an bir gezegen yörüngesinden fırlaması gerekir ancak kanun izin vermez açıklaması yine tesadüftür. oksijenin atmosferde homojen yayılması bir kural gereğidir ancak tesadüfle açıklanınca neden sürekli 20ler civarında olduğuna sadece tesadüf denir. tesadüflerle yürüyen evren gibi muhteşem bir yapıdan bahsederken insan aklının ve vicdanının iflasına şahit olunur.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aklın bittiği yerde din başlıyor maalesef...

Bu dünyadaki adaletsizliklerin öbür dünyada yerini bulması gerektiği isteği insanları inanmaya zorluyor sevdiklerini kaybetme korkusu tadamadığı zevkleri öbür dünyada tatma dileği güçlünün hegemonyasına şartlar gereği hastir çekemeyen boyun eğenlerin öbür dünyada nanik yapma el kol bacak sallama dilekleri arzuları da tetikliyor yani hem doğduğu andan itibaren hiç bir çıkar çatışması yaşamadığı hayata atılmadığı dönemde anlatılan masallar gerekse güçlünün güçsüzü ezdiği bir dünyada ilahi adalet dileği dinleri binlerce yıldır ayakta tutan temel unsurlar isan beynide buna müsait maalesef gerçeği olduğu gibi kabullenmektense dine, uyuşturucuya,alkole sarılıp sanal dünya yaratmak ve kendini mutlu hissetmeye insan daha çok ihtiyaç duyuyor ve daha fazla mutluluk duyuyor

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şunuda çok merak ederim şayet 18 yaş reşit olabilme yaşıdır ya 18 yaşına kadar dinden bahsedilmeseydi din diye bir şeyden haberleri olmasaydı sadece pozitif bilimlerle yetişmiş olsalardı ve birden gılgamış destanı şamanizm budizm hristiyanlık antik yunan tanrıları islam yahudilik hiç bir baskı kurulmadan seçmeli ders olarka verilse ve düşünceleri alınsaydı öğrencilerin acaba dünyanın öküzün boynuzlarında dönüyor diye kahkaha attığımız ilkokul çağındaki gibi melekler varmış allah kimseye gözükmezmiş birini seçer vahiy gönderirmiş diye duyduğumuzda da kahkahalar atıp gülmezmiydik??? Bilim adamlarını bu çalışmaya davet etmek istedim ancak kobay insan oluyor burda fare değil...

Ancak deneyi yapmaya gerek yok sonucu belli gülerdik... çünkü her toplum diğer dinlere gülüyor çocuk yaşta din öğretmek insan haklarına aykırıdır ilk öğrenileni yıkmak çok zordur atomu parçalamaktanda zordur çünkü önyargının alasıdır değerlendirme kudreti birikimi olmadna din empoze etmek...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aklın bittiği yerde din başlıyor maalesef...

Bu dünyadaki adaletsizliklerin öbür dünyada yerini bulması gerektiği isteği insanları inanmaya zorluyor sevdiklerini kaybetme korkusu tadamadığı zevkleri öbür dünyada tatma dileği güçlünün hegemonyasına şartlar gereği hastir çekemeyen boyun eğenlerin öbür dünyada nanik yapma el kol bacak sallama dilekleri arzuları da tetikliyor yani hem doğduğu andan itibaren hiç bir çıkar çatışması yaşamadığı hayata atılmadığı dönemde anlatılan masallar gerekse güçlünün güçsüzü ezdiği bir dünyada ilahi adalet dileği dinleri binlerce yıldır ayakta tutan temel unsurlar isan beynide buna müsait maalesef gerçeği olduğu gibi kabullenmektense dine, uyuşturucuya,alkole sarılıp sanal dünya yaratmak ve kendini mutlu hissetmeye insan daha çok ihtiyaç duyuyor ve daha fazla mutluluk duyuyor

Ben sadece bu kdarını söyledim diye belki bu şekilde bir sonuca ulşaşıldı. ancak kastettiğim sadece güçsüz birinin herkesden güçlü birine sığınması anlamında değildi . Şöyle ki;Bir insanın imansız ve ibadetsiz huzurlu olması mümkün değildir. Nasıl ki, vücudumuz için, A,B,C,D, gibi vitaminlere ihtiyacımız vardır. Bunları temin eden bir insan, maddi vücudunu sağlığa ve huzura kavuşturur. Aynen öylede Rabbimizin ruh ve kalp huzuru için bize sunmuş olduğu bir vitamin reçetesi vardır. Bunların başında imangeliyor. Allah’a imanı olup her yerde hazır ve nazır olduğunun keyfiyetini ruh ve kalbinde yaşayan bir insanın nazarında, dünya küçülür, ehemmiyetsizleşir. Bundan sonra namaz başta olmak üzere ibadetler vitamin vazifesini görür. İNANCIN VE İBADETİN sağlığımız üzerinde olumlu etki yaptığı, daha uzun ve sağlıklı yaşamamıza katkıda bulunduğu artık kanıtlanmış durumda.

Özellikle Batıda, tıp bilimi ‘sağlık ve maneviyat’ birleşimiyle gitgide daha fazla ilgileniyor. Amerika’da 125 tıp fakültesinin 80’inden fazlası ‘din ve tıp’a dair kurslar veriyor. Kanada’da ise Toronto Üniversitesi’nde Ekim ayında “Maneviyat ve Sağlık” konulu büyük bir konferans düzenleniyor.

Araştırmalar, dinî, manevî bir yolu takip eden insanların daha uzun ve güçlü bir sağlığa sahip olma ihtimallerinin etmeyenlere oranla, belirgin ölçüde fazla olduğunu gösteriyor. Dua, meditasyon, ibadet ve diğer ‘zihin-beden’ yaklaşımları tedavi etme süreçlerinde yararlı gözüküyor.

Kanada, Amerika ve sair Batı ülkelerinde yapılan 400 röportaj ve 1200’den fazla çalışma şunları gösterdi: İbadetine sık sık devam edenlerde, seyrek eden veya hiç etmeyenlere oranla gözle görünür oranda daha az hastalık karşılaşılıyor.

Kuzey Amerika’da ölümlere yol açan üç önemli hastalık—kalp rahatsızlığı, kanser ve hipertansiyon—dinî eğilimleri olan insanlarda düşük oranda görülüyor.

Özel veya bir cemaat içinde ibadet eden daha yaşlı yetişkinlerde ise az sayıda hastalık belirtisi, daha az sakatlık, daha az depresyona rastlanıyor. Bu hastalarda müzmin anksiyete (endişe hali) ve bunaklık oranının da aynı yaştaki sair insanlara göre daha az olduğu tesbit edilmiş bulunuyor.

Yine, dindar insanlar, dindar olmayanlara oranla daha uzun hayat sürüyorlar. Bu sonuç dindar insanların sigara ve içkiden uzak durmaları ve çarpık cinsel alışkanlıklarının olmayışından dolayı sağlık risklerinin düşük oluşuna bağlanıyor.

Meditasyon ve duanın hastaların iyileşme gücünü arttırdığı artık biliniyor. Üstelik, bu tedavi yöntemlerinin yan etkisi yok ve acı vermiyor.

International Journal of Psychiatry in Medicine’ın Şubat 2002’de yayınladığı yeni araştırmaya göre ise, inananların beraberce yaptığı ibadetlere sık sık devam etmeyenlerin kanser-dışı sindirim hastalıklarına yakalanma ihtimalleri iki kat daha fazla. Damar rahatsızlıklarından (kalp krizi ve felç dahil) ölme oranları yüzde 21, solunum hastalıklarından ölme oranları ise yüzde 66 daha fazla.

Bunların dışında, bu araştırma bir noktaya parmak basıyor: Dinin psikolojik faydaları giderek daha çok anlaşılıyor. Daha yüksek seviyelerdeki dinî inanç ve maneviyat strese karşı daha çok dayanıklılık, daha düşük seviyelerde anksiyete, daha iyi yetenekler, güçlü sahiplenme duygusu ve genellikle daha berrak, aydınlık bir hayat veriyor.

Peli Hangi Din Sağlığa Daha Faydalı?

Burada şöyle bir soru akla geliyor: Daha iyi bir sağlığı garanti etmek için hangi din seçilmeli? Araştırma sonuçlarına göre, şu prensipler rahatlıkla söylenebilir: Cinsel sapkınlığı ve zararlı maddeleri kullanmayı yasaklamalı. Kendisine tâbi olan insanlara zorluklar karşısında teselli verebilmeli. İbadet ve dua içeriyor olmalı. Cemaat ruhuna sahip bulunmalı.

Bir araştırma yaptım. İnancıon sağlığa faydaları konusunda iki temel giriş kitabı var: The Handbook of Religion and Health Din ve Sağlık Elkitabı) dini pratik ve sağlığın bağlantıisını araştıran çalışmalar arasıonda seçilmiş 712 sayfalık bir eser. God, Belief and Health (Allah, İman ve Sağlık) ibe hastalık ve ölüm noktasında inançlı grupların diğerlerine göre daha iyi duyrumda olduğunu söyleyen uzmanların belki de en önde geleni olan Dr. Jeff Levin tarafından yazılmış.

Dr. Levin, araştırmasında şunu vurguluyor: Kendilerini bazı davranışlarından kısıtlayan ve sağlıklı bir hayat tarzını destekleyen dinî grup üyeleri daha az kalp krizi, hipertansiyon ve kanser riski taşırlar. Daha iyi, uzun bir ömre sahip olurlar. Alkol ve sigarayı yasaklayan, kısıtlı diyet uygulatan, evlilik dışı cinsel hayata müsaade etmeyen dinler, bu konularda avantajlıdır. Yine, ibadet için bir yere devam etmeden ve ibadet olarak birtakım bedensel aktiviteler yapmadan bu yarar sağlanamaz.

Dr. Levin, ‘Kuzey Amerika katilleri’ olarak bilinen üç hastalığı—kalp, kanser ve hipertansiyon—inançlı insanlarda inanmayanlara oranla daha düşük oranda rastlandığını tekrarlıyor. Meselâ, Yahudi kadınların, eşlerinin sünnetli olmalarından dolayı, rahim kanserine daha az yakalandıklarını söylüyor. Keza, sünnet olmayan Hindular arasında, rahim kanserinin, böyle bir hastalığa yakalandıkları hemen hiç duyulmayan Hint Müslümanlarına oranla oldukça fazla görüldüğünü belirtiyor.

Benzer şekilde, sabırlı, aceleci ve saldırgan olmayan, alkol kullanmayan, ibadet yerlerine düzenli biçimde giden mü’minlerde hipertansiyona bağlı ölümler yüzde 40 daha az görülüyor.

Bütün bunlarla birlikte, biliyoruz ki, iman ve ibadetin asıl gayesi, bizi Yaratan Rabbimize olan bağlılığımızı göstermektir. Bu araştırmalar ise gösteriyor ki, Rabbimiz bunun mükâfatı bu dünyada gönlümüze coşku, kalbimize huzur vermekle kalmıyor; aynı zamanda sağlığımıza sağlık katıyor.

Ancak bunları da sağlıklı olmak için insanların bulduğu bir şey olarak görmeyelim İslam iki cihanda da rahat ve huzur vad eder. Bundan dolayı da dünyevi faydalarının olması Allahın insanlara verdiği ödülün vitrini gibidir.

sevgiler saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

...

Dinler "İNANAN" insanlar için huzur ve mutluluk sağlar, bunu tartışmaya gerek yok diye düşünüyorum.

Strese bağlı hastalıklar daha az görülüyormuş galiba bu tür insanlarda. Kalp rahatsızlığı ve hipertansiyon...

Bu da mantıklı geliyor.

Fakat stres, insanın "insanlığı" ileri götürmesi için gereken bir mekanizmadır. İnsanın zorluklarla başa çıkması veya yeni bir buluş yapması, baskı altında olmadan pek zordur. Yaratıcılığın kaynağı zorda kalıp düşünmektir. Haylazlığa bırakılan bir beyin çözüm üretemez. Stresi insan hayatından almak bencilliktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinler "İNANAN" insanlar için huzur ve mutluluk sağlar, bunu tartışmaya gerek yok diye düşünüyorum.

Strese bağlı hastalıklar daha az görülüyormuş galiba bu tür insanlarda. Kalp rahatsızlığı ve hipertansiyon...

Bu da mantıklı geliyor.

Fakat stres, insanın "insanlığı" ileri götürmesi için gereken bir mekanizmadır. İnsanın zorluklarla başa çıkması veya yeni bir buluş yapması, baskı altında olmadan pek zordur. Yaratıcılığın kaynağı zorda kalıp düşünmektir. Haylazlığa bırakılan bir beyin çözüm üretemez. Stresi insan hayatından almak bencilliktir.

sevgili nitrocan,

söylediğini anladım ve şunu da eklemek isterim ben psikoterapistim, fazla sitresin insanı hastalandırdığı gibi ki kimisinde mide kimisinde başka organ olur mu ve biz hedef organ derz, psikosomatik hastalıklar yapar ve başarının öncüllerinden biri genel uyarılmışlkık düzeyi yüksek bir pozisyon oluşturmaktır ki bu az miktarda stressiz olamaz. ancak zaten Müslümanın araştırma yapmak için strese ihtiyacı yoktur. Zaten o sürekli olarak Allahın yarattığı muhteşem mekanizmayı anlamak için araştırmak zorundadır ve Kuran sürekli araştırmaya ve düşünmeye sevk etmektedir. bundan dolayı zaten stresle değil araştırma ve bulma güdüsüyle evreni ve insanı anlama ihtiyacıyla srekli araştırmalar yapmıştır ve yapacaktır

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle herkese selamlar.Foruma yeni üye oldum ama uzun süredir takip ediyordum.İlk yazımı buraya yazıyorum.

Sormak istediğim allah insanları bir sınava tabii tutuyor ve bunun sonunda ödül veya ceza alıcak insanlar.Ve bu ödül ve cezaları gönderdiği bi peygambere,kitaba itaat edip etmediğine bakarak verecek.Peki bu saçma dinler gelmeden önceki insanları ne ile sınav yaptı?Yaptıysa onlar içinde bu kadar sert, acımasız kuralları varmıydı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle herkese selamlar.Foruma yeni üye oldum ama uzun süredir takip ediyordum.İlk yazımı buraya yazıyorum.

Sormak istediğim allah insanları bir sınava tabii tutuyor ve bunun sonunda ödül veya ceza alıcak insanlar.Ve bu ödül ve cezaları gönderdiği bi peygambere,kitaba itaat edip etmediğine bakarak verecek.Peki bu saçma dinler gelmeden önceki insanları ne ile sınav yaptı?Yaptıysa onlar içinde bu kadar sert, acımasız kuralları varmıydı?

Evet,aynı saçmalıklar mısırlılardada vardı.Zaten temel oralardan bi yerlerden geliyor.Aslında dinlerde evrim geçiriyor.Belki 1000 yıl sonra yeni dinler türeyecek.Ucunu bıraksak türkiyede bile yüzlerce tarikat türeyecek ve sonrada din örgütü haline gelecekler.Hepsi olmasada birkaçı.Ne zaman insan sorgular hale geldi,işte o zaman cevapsız sorular oluştu.Cevabını alamayınca da tanrı yaratıldı.İşte tanrı böyle doğdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet,aynı saçmalıklar mısırlılardada vardı.Zaten temel oralardan bi yerlerden geliyor.Aslında dinlerde evrim geçiriyor.Belki 1000 yıl sonra yeni dinler türeyecek.Ucunu bıraksak türkiyede bile yüzlerce tarikat türeyecek ve sonrada din örgütü haline gelecekler.Hepsi olmasada birkaçı.Ne zaman insan sorgular hale geldi,işte o zaman cevapsız sorular oluştu.Cevabını alamayınca da tanrı yaratıldı.İşte tanrı böyle doğdu.

Temennim böyle bir din örgütü haline gelse bile islam gibi sapık bir halde olmaz.Torunlarımın böyle bir din rüzgarından etkilenmesini hiç istemem :) :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Temennim böyle bir din örgütü haline gelse bile islam gibi sapık bir halde olmaz.Torunlarımın böyle bir din rüzgarından etkilenmesini hiç istemem :) :)

Bu ne yav. Foruma yeni üyelerin hepsi ateist. Hastamısınız canım kardeşim. Psikolojik sorunlarınızmı var?

Yoksa, hacı abinizden icazet alıp, soluğu burdamı alıyorsunuz?

tarihinde HARUNN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Temennim böyle bir din örgütü haline gelse bile islam gibi sapık bir halde olmaz.Torunlarımın böyle bir din rüzgarından etkilenmesini hiç istemem :) :)

Dinler ve uydurmaları(kuran,peygamber,cin,şeytan vb)olmasa idi,tanrının varolma olasılığı belki daha çok olurdu.İnsanlar bir yalanla yaşadıklarını anladıklarında bütün inanç değerleri yok olabiliyor.Bazan,bir tanrı olsaydı,ateistler,teistlerden daha çok puan kazanırdı dediğim oluyor.Çok komik değil mi...:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu ne yav. Foruma yeni üyelerin hepsi ateist. Hastamısınız canım kardeşim. Psikolojik sorunlarınızmı var?

Yoksa, hacı abinizden icazet alıp, soluğu burdamı alıyorsunuz?

Yok güzel kardeşim gayet iyiyim.Benim ki sadece bir temenniydi kızma bu kadar.

Ayrıca Hacı da bu forumda ki çok bilgili,kültür seviyesi yüksek örnek aldığım insanlardan biri.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinler ve uydurmaları(kuran,peygamber,cin,şeytan vb)olmasa idi,tanrının varolma olasılığı belki daha çok olurdu.İnsanlar bir yalanla yaşadıklarını anladıklarında bütün inanç değerleri yok olabiliyor.Bazan,bir tanrı olsaydı,ateistler,teistlerden daha çok puan kazanırdı dediğim oluyor.Çok komik değil mi...:)

Gerçekten çoook komik ve acınası. Sorgulamak yerine Allah dedi peygamber yaptıysa doğrudur mantığıyla hareket etmek onlarda ne gibi bir huzur yaratıyor hep merak ettim.Hep o cehennem yüzünden oluyor bunlar :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçekten çoook komik ve acınası. Sorgulamak yerine Allah dedi peygamber yaptıysa doğrudur mantığıyla hareket etmek onlarda ne gibi bir huzur yaratıyor hep merak ettim.Hep o cehennem yüzünden oluyor bunlar :)

Cübbeli, cennet yüzünden yapıyor,orda civan oğlanlar pardon tomurcuk memeliler varmış.Cehennemi ateistlere ayırmış,tabii tanrıya yapacak bişey kalmamış.Hahahaa

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbeli, cennet yüzünden yapıyor,orda civan oğlanlar pardon tomurcuk memeliler varmış.Cehennemi ateistlere ayırmış,tabii tanrıya yapacak bişey kalmamış.Hahahaa

hahahaha süpersin :D tanrı da yakar purosunu kahkahasını ata ata izler ateistlerin ona ettiği küfürleri :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

scar arkadaşın açtığı pano çok genel konuları içerir bi hale gelmiş, güzel de olmuş. islamın kemikleşmiş "varlık" ispatlarının çoğu burda.

mühendis benzetmesinden başlayalım: mühendisle allah örneklendirilmiş ancak mühendisin annesinden mühendis doğmadığı ; en az 7 sene lise+ünv.de vasat üstü başarı ve net bir öss başarısı gerektiği es geçilmiş.

yani, örneklemede, devreyi kuran üstün gücün, devreyi kurar hale gelmesi için gereken öğrenme ve olgunlaşma sürecine geldiğinde örnek kesiliveriyor. Bu olmaz. mühendis örneği, verse verse, tanrının yaratma işini süreç sonucu öğrenip mükemmelleştiği fikrini verebilir. tanrı olarak zamandan münezzeh biçimde zaten olmuş olmak noktasıyla çelişiyor. bu da tanrı varlığına dair örnek kabul edilse bile islamın temeliyle ile en üst dereceden çatışır.

hem bu örnekte hem de lokomotif örneğindeki sıkıntıya da değinelim. vagonu kim çekti? loko, lokoyu kim çekti ? motor, motoru kim çekti kömür vs vs şeklinde uzayıp gitti ve sonunda loko,vagon, motor gibi örnekteki cisimlerle türdeş bir üst cisme ulaşılabildi mi? hayır.

uzayıp giden, ve sonu örneğin başladığı gibi gelemeyen bir örnek; ispatlanmak istenen örnek dışı varlığın net şekilde ispatından çok , örneğin ve ilişkilerin mantıksızlığını gösterir. sonunu getiremiyorsunuz diye neden allahın varlığına yormak zorunda hissediyorsunuz ?

imtihan meselesinde ise; imtihan kurumu ile , dinin dünyada kurduğu imtihan salonu örtüşmüyor. İmtihan fikri; tanrı varlığına delil sayılabilir. Ancak dinin varlığı ve gerekliliği konusuna delil olmayı bırakın, dinlerin olmaması gerektiğine götürür.

Tanrı yaratmış bir amaçla, insanlığı da neye uymaları gerektiği konusunda uyarmış olsa sadece, tamam. ancak uyarmaktan ziyade, neyi nasıl yapacaklarının detaylarına kadar girerek; günlük hayatın en ucra köşelerine kadar hükümranlık göstererek; sınav sorularının cevaplarını tahtaya yazıyor. Bu da imtihan düşüncesini boşa çıkarır.

Kurandaki emir ve hükümler, kuranın toplumu yönetim biçimi olan şeriatın varlığı, şeriatın islamın en doğrudan sözcüleri tarafından olmazsa olmaz ilan edilmesi; sınav konularının sınavdan önce açıklanması şartından çok ötedir, soru ve cevapların önceden verilmesidir. veya sınav esnasında tahtaya yazılmasıdır.

Sonuçta bu sağlıksız bir imtihandır. Bütün öğrenciler tam not alır. İmtihanla ulaşılak istenen amaçla hiçbir alakası yoktur.İmtihan kimliğini yitirir.

E, herşey ortadayken sizler tahtya bakmayıp sınavı kaybetmeyi uygun görüyorsunuz diyecek dindar arkadaşları şimdiden görür gibiyim.

Tüm cevapları tahtaya yazan bir sınavın; ucunda sonsuz azap ya da sonsuz ödül olamaz. Tanrı ve şeytan varlar diyelim. İnsanların tahtadaki cevapları görmek istemeyip kalmasını şeytanın kendisine allah tarafından tanınan süre içerisinde insanları yoldan çıkarması sayalım. O zaman da, cevapları tahtaya bile yazdık, sonsuz ödülü bu kadar kolaylaştırdık iddiasının altında şeytanla rekabet yatar. Böyle mükemmel bir pazarlama karması ancak sağlam rakibe karşı yapılır. allahın şeytanla rekabete girmesine kanıt aramak için detaya inmeye gerek de yok, allahın , kendi yarattığı şeytanla, insanlar üzerinden rekabete girmeyi kabul ederek "hodri meydan" çekmesi; islamın ve dindar arkadaşların ileri sürdüğü allah tanımına uymayacak kadar insani ve sonsuz güçlü üstün yaratıcı tanımına da terstir.

demek istiyorum ki; bir yaratıcı var ve bizi imtihan ediyor fikrini tartışmak için makul bulabilirim. Tutarlıdır. Ancak; islamın allahın indirdiği "tek hak din" argümanı; islamın günlük hayata bu denli müdahalesi gibi kavramlar, şeytanla rekabet izlenimi uyandırabilecek bir işleyiş; islamın ve kuranın bu imtihanın müfredatı ve ders çalışma konuyu öğretme taktikleri olmadığını ortaya koyar.

İmtihan şeklinde rasyonalize edilmeye ve şüphe noktalarını yok etmeye çalışan, günlük hayata hükmeden , insanları yönetmeye çalışan , karşı koyacakları da cehennemle tehdit eden ve dünya üzerindeyken kitaptaki ayetlerle dahi, "hayvanlar" şeklinde hakaret edip lanetleyen bir disiplin, prensipler bütünü, kurallar bütünü; insan eliyle hazırlanmış bir baskılama aracı kimliğine çok çok daha yakındır.

toplum üzerinde bir baskı kurmak istesem; hayatta karşılaşılacak aksaklıkların düzenimde isyanlara yol açmadan toplum tarafından kabullenmesini istesem ve muhteşem olduğunu ileri sürdüğüm sistemin gediklerini tek çırpıda yok etmek istesem bu bir imtihan derdim. muhalefet edecekleri sindirmek, toplum içinde sivrilmelerini önlemek için onlara kutsal dediğim , üst dereceden kabul görecek kitabımda hakaret eder, toplumun toplu halde onları dışlamasını sağlayacak mekanizmayı kurardım.

bunlarla mücadele etmeyi göze alacak olanların olmaması / az sayıda olması için de insanların kolay kolay karşı çıkmayı göze alamaycağı "sonsuz cehennem" tehdidiyle yıldırırdım.

benim için mükemmel bir plan. ama ben ortalama bir insanım. yaratamam, yönetemem.

tanrının varlığı ve imtihan fikirleri; belki vardır ve oluyordur. ancak islamın bu olayları ele alış biçimi; bu kavramların olması gerektiği haliyle olmadığını ortaya koyuyor. Bu panodaki argümanlardan tanrı varlığına kanıt olarak yorumlanabilecek belki bazı şeyler çıkar ama; islamın gökselliği ve tanrının yönetimi olduğuna dair kanıt çıkmaz. bilakis, islamsız bir deizme veya agnostizme davet eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...