Jump to content

Kur'an'daki Çelişkiler Doğru mu? -1


Recommended Posts

Örneğin ölen bir adamın bir hanımı ve babasının 50 altınlık mirasa mirasçısı olduğunu düşünelim. (1/4)+(1/6)=50 altın deriz. Eğer ortak paydaya alırsak miras oranlarını daha rahat görürüz.

Buna avliye deniliyor sanırım ama karşılıklı oran verilecekse yani asolan mirastan düşen payların birbirlerine oranı ise mirası şu biçimde dağıtmalıydı kuran

Önce mirasçıları sıralardı bunlara A,B,C,D... diyelim

A = x birim

B = y birim

C = z birim

D = t birim

sonra mirası (x+y+z+t)'ye bölerek A'ya x, B'ye y... şeklinde dağıtırdı

Mirasçılardan bazıları yoksa yada öldüyse O zaman onun payını silerdik. Mesela A mirasçısı yok, toplam mirası (y+z+t)'ye bölerek dağıtırdık. Tek bir satır ile bu iş çözülürdü - "olmayan mirasçının payı silinir" Ama direkt miras üzerinden oranlar verilince oranların toplamının 1 olması gerekiyor, olmuyorsa hatalı vermiştir.

Ben miras bırakıyorum diyelim

Mirasımın 2/3'ü kızıma, 2/3'ü oğluma diyorum

Bana "abi napıyorsun sen oranların toplamı biri geçti" mi dersiniz yoksa "abi sen salla oranları biz nasılsa düzeltiriz onları 1/2 yaparız" mi dersiniz?

tarihinde Dehri tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 664
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

004:012. Borçlar ve vasiyet halledildikten sonra, mirasçının anne, babası, eşi varsa payları verilir. Kalan, erkeklerle kızlar arasında belirtilen oranlarda paylaştırılır. Burada unutulmaması gereken husus Kuran’ın verdiği oranların, bütüne karşı durumu kadar, birbirlerine karşı durumlarının da önemli olduğudur. Kısacası bu kesirli sayıların bütüne karşı olduğu gibi, birbirlerine karşı da bir manaları vardır. Kişi ölünce anne veya babasından birinin olup olmamasından, ikisinin de vefat etmiş olmasına, eşin hayatta olup olmamasına, kız çocukların, erkek çocukların değişik âdetlerine kadar yüzlerce ayrı şekilde mirasçı tablosu bırakabilir. Kuran eğer kesirli sayıları sırf bütünün oranları olarak verseydi, değişik her tablo için oranlar da değişeceğinden Kuran’ın yüzlerce ayetinin sırf bu konuya ayrılması gerekirdi. Oysa bu kesirlerin birbirlerine karşı bir durumu da belirtildiği de anlaşılırsa, her miras durumu rahatlıkla çözülür. Örneğin ölen bir adamın bir hanımı ve babasının 50 altınlık mirasa mirasçısı olduğunu düşünelim. (1/4)+(1/6)=50 altın deriz. Eğer ortak paydaya alırsak miras oranlarını daha rahat görürüz. Ortak paydaya alınca payda önemsizleşir ve miras paya göre dağıtılır. (3/12)+(2/12)=50 sonucu çıkar. Yani eş 30 altını, baba ise 20 altını alır. Yani mirastaki kesirlerin hepsi toplanır, mirasa eşitlenir, böylece herkesin payı rahatça görülür.

NOT: Pante, bu tartışmayı ikimiz arasında devam ettirmeye çalışacağım. Buraya asılan birçok yazıya cevap vermek istiyorum, ama buna vaktim olmadığı için zorluk çekiyorum. Hani senin astığın konulara odaklanmamızı engelliyor...

Selam,

Edip

Bu hesaplama çok saçma. Aynı Kuran'da yapılan hataya kılıf gibi.

Basitleştireyim:

Bir kitap diyor ki, "Kızlara 1/3, erkeklere 1/2 miras verilecek"

Bu adamın da diyelim ki sadece 1 kızı ve 1 oğlu var. Mirası da 50 altın.

Şimdi bu denilene göre biz 1/3 ile 1/2yi (2/6 ve 3/6) doğru orantı ile paylaştırıyoruz, karşımıza 2x + 3x = 50, x = 10. Yani oğlan 30 altın, kız da 20 altın alıyor.

Ama ne kız 1/3ünü almış oluyor, ne de oğlan 1/2sini. Yoksa oğlan 25, kız da 16.6 küsür almalıydı. Araplara payda eşitlettiren de budur.

tarihinde nitrocan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İkinci eleştiri konusuna geçiyoruz galiba... İnşallah birazdan...

Hayır Edip bey, ikinci konuya kaçmadan önce birinciyi cevaplayın, çünkü

Dragon konuyu çok güzel

özetlemedi.

Satır aralarını kitabın konusuna ve bağlamına uygun bir biçimde doldurma imkanı verdiği için entellektüel zevk aldım...

Hafızaya alalım: "Satır aralarını doldurma"

Pante'nin eleştirisindeki bu mantığı dünyanın en iyi edebi kitapları üzerinde kullansak birçok edebiyatçıyı hakketmedikleri ilkel unutkanlıklarla ve yanlışlıklarla suçlayabiliriz.

"De ki" kelimelerini unutmamış, edebiyat yapmış" diyorsunuz?

Şöyle yani:

Milletvekilleri kendi aralarında sohbet ediyorlar.

-- Yahu ağbi yaw, geçen günü, bi tane fukara gördüm, çocuklarına çöpten ekmek toplamış götürüyordu, içim cız etti valla! Para vermeye kalktım, hem ağladı hem de "hak etmediğim parayı almam" diyerek almadı.

-- Yapma yahu, ne kadar da onurluymuş. Yahu bunlar için bir şey yapmak lazım be. Bi kanun filan çıkarsak da fakiri fukarayı biraz olsun devlet korumasına alsak diyorum.

-- Yapalım ağbi, ne duruyoruz? Ben kanun taslağını akşam hazırlarım, yarın seninle üzerinde mutabakata varıp meclise sunarız.

-- Tamam oldu. Mutlaka yap ama.

-- Görüşürüz ağbi.

Ertesi gün:

-- Nooldu Kemal? Hazırladın mı kanun taslağını?

-- Hazırladım abicim.

-- Oku bakiyim.

-- Kanun aynen şöyle ağbi: "Feleğin sillesini yiyenlerin, yandım anam yanıyorum diyenlerin, kış günü beyaz önlük giyenlerin, devlet gibi dostu olur, a güzel."

-- Bu ne lan?

-- Ney ne?

-- Böyle kanun mu olur? Kim bundan ne anlayacak? Edebiyat mı yapıyorsun, kanun mu çıkarıyorsun?

-- Ağbi biz hukukçu değiliz, edebiyatçıyız, olcek o kadar. Hem zaten böyle akılda kalır, daa iyi anlarlar. Öbür türlü kanunu unuturlar, uygulamazlar.

-- Hadi ya? İyi öyleyse sen öyle diyosan öyledir.

Ertesi gün, paket kanunların arasında bu kanun da çıkar ve bu kanunun çıktığını farkeden vatandaşın biri soluğu mahkemede alır.

Hakim sorar:

-- Ne istiyorsun evladım?

-- Hakim bey, benim bir mercedesim vardı, az önce yangında kül oldu gitti.

-- Eee?

-- Şu kanuna baksana, "yandım anam yanıyorum diyenlerin" diyor.

-- Eee?

-- Ardından da "devlet gibi dostu olur, a güzel" diyor.

-- Eee?

-- Yani "arabası yananların arabasının parasını devlet öder" diyor. Paramı istiyorum.

Daha sonra bir başkası mahkeme kapısına dayanır:

-- Hakim bey, falanca kanunda, "kış günü beyaz önlük giyenlerin, devlet gibi dostu olur" diyo.

-- Eee?

-- Yani apaçık bi şekilde "kasaplara aylık maaş bağlanır" demek istiyo. En sonunda annamışlar kasapların halinden.

Ve en sonunda düşkünün biri kapıyı çalar:

-- Hakim bey, benim hem param yok, hem karım yok, hem kedim yok. Benim ayranım bile yok içmeye. Hayatımda şeş kuruşu bir arada görmedim.

-- Şeş kuruşu ben de hiç görmedim.

-- Hani diyorum ki, şu falanca kanundan biz de bi yararlansak? Hıı?

-- Yok oğlum olmaz. O kanun senin bildiğin gibi bi kanun değil. Orda senin zannettiğini söylemiyor. Edebiyat var orda. Sen yanlış anlamışsın. Müteşabih o kanun. Onun manasını ancak o kanunu çıkarak bilir. O da az önce kalp krizi geçirip ölmüş. Ona da soramayız.

Onun elini kes, öbürünün kolunu kes, birini yakaladığın yerde öldür, ötekinin ise hayatını söndür diyen bir kitap. Evlilik hukukunu, boşanma hukukunu, miras hukukunu, düzenleyen ve dayatan bir kitap. Ticaret hayatına dahi kanunlar getiren bir kitap, elbette ki bir kanun kitabıdır. Ve kanun kitaplarında edebiyat olmaz. Hukukta edebiyat olmaz. Bırakın hukuk gibi insanların hayatını direkt olarak düzenleyen bir dalı, fizik, fen, matematik, mühendislik, vs. gibi dallarda dahi edebiyat olmaz.

Dolayısıyla, Kuranda da edebiyat olmaması gerekir ama var. Üstelik bir taraftan, onlarca ayetinde "bu apaçık kitaptır" dediği halde var. Ve yine dolayısıyla, Kuran'da edebiyat olması dahi, onun bir insan ürünü olduğunun göstergesidir. Bırakın kusursuz bir tanrıyı, günümüzün en cahil insanı bile hukuksal konularda edebiyat yapmaz. Bu da bize gösteriyor ki, Kuran normal insanların bile değil, en ilkel ve cahil insanların ürünü. Zaten sadece bu konuda değil, her konusundan cehalet fışkırıyor.

İmtihanda mıyız? Hangi imtihanda? Arap'ın putunun kanun ve kurallarına uyma imtihanında mı yoksa 6.yy Arap edebiyatı imtihanında mı? Edebiyata yatkın olmayan ne yapacak? Finli olup da Arap edebiyatından anlamayan ne yapacak? Sınıfta mı kalacak? Pekiyi ya o boş kalan "satır aralarını" "Git bütün dünyayı bombala" olarak dolduran El-Kaide'ciler hangi imtihandan sınıfta kalacaklar? Edebiyattan mı?

Kanun kitabındaki edebiyatın kime faydası var? Ne faydası var? Ben ancak birkaç bir faydasını görebiliyorum. Sıkıştığın zaman "orada edebiyat vardı, o öyle değil" diyerek topu taca atmaya faydası var. Bir de "orada edebiyat var: şunu demek istiyor" diyerek, hacının bacıdan, hocanın kocadan faydalanmasına faydası var.

Şimdi "de ki" konusuna bir cevap bekliyoruz. Ya da "de ki": "cevap vermiyoruz, edebiyat yapıyoruz."

Pante! Ellerine sağlık, çok çok teşekkürler.

Hepinize Saygılar, sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Miras dağıtımında Kuran'da matematiksel çelişki olduğunu iddia eden arkadaşlara cevap vermeden önce bir hatırlatmada bulunmak isterim. Kuran dünyanın en ilginç kitabıdır. Yaratcı'nın evrenin yaratılışında kullandığı matematik dili ile insanların dili öylesine birbirine entegre edilmiş ki, dinsel ve ideolojik bağnazlıkla veya önyargılarla Kuran'a yaklaşmayan herkesin tanık olabileceği yüzlerce delil içerir. Kuran, kelle sayılarına mukallitçe tabi olan dindarları veya kendisine önyargılarla düşmanca yaklaşanları özellikle kabul etmeyen bir kitaptır. Bu nedenle, hem dindar hem ateist doğmatikler Kuran'ın matematiksel ayetlerine tanık olamıyorlar. Random dot metoduyla oluşturulan 3-D hologram resimler nasıl ki onlara tek gözle veya bir santim veya bir kilometre mesafeden bakan kişiler tarafından görülmezse, Kuran'ın matematiksel sistemi de ona kirlenmiş bir zihinle veya önyargılı bir kalp ile bakanlar tarafından tanık olunamaz.

Bizi bunlar hiç ilgilendirmiyor Sn. Edip Yüksel.

Kur'an'ın ilginç olması, mükemmel olması, edebi olması, matematiksel mucizelere sahip olması, evrensel olması vb. nitelemeleri tamamen İslamî propaganda olarak görüyoruz.

Biz 21. yüzyılda yaşıyoruz ve birileri bize 1400 sene önce yazılmış kanunları dayatmaya çalışıyor.

Sorguluyorsak eğer, çelişkileri, yanlışları sergiliyorsak eğer bu dayatmalar nedeniyledir.

Yoksa herkes kendi inancını yaşasa, ne diye kalkıp bunlarla uğraşalım.

Üstelik biz günümüzün medeni yasaları ile ilkel dönemin yasalarını da kıyaslamıyoruz.

Konunun o tarafına da girecek olsak, Kur'an'daki oranlar doğru bile olsa çağımızın şartlarına, anlayışına, yaşam biçimine ters olması nedeniyle yine kabul edilemez olduğu görülecektir.

O dönem kadınlar çalışmıyormuş, tamamen erkeklere bağlıymış, o yüzden erkeğe kadının iki misli pay verilmiş, anne ve babalarının evinde oturdukları için onlara da mirastan pay sağlanmış.

Bu durumda bu kanunları uygulamak için o dönemin yaşam tarzına mı döneceğiz?

İsveç'e, Norveç'e, İtalya'ya, Fransa'ya bu mu tebliğ edilecek?

Yok öyle yapılmayacaksa hani öyleyse evrensellik?

004:011 Bu ayette, bundan bir sonraki ayette ve 2:180 ayetinden miras dağıtmada önceliğin vasiyette olduğunu görüyoruz. Ayetlere göre önce ölenin vasiyetleri yerine getirilir ve ölenin borçları varsa ödenir. Kuran’ın bu hükmü, miras bırakan kişinin değişik kültürlerde ortaya çıkan durumlara, özel sorunlara, çeşitli ihtiyaçlara göre geride bırakacağı mirası ayarlamasına olanak verir. Örneğin kızı fakir, oğlu zengin olan bir anne veya baba miraslarının daha büyük bir kısmını kızlarına vasiyet etmek isteyebilirler. Geride bırakacağı karısı veya kocası, annesi veya babası hasta ise ve hastalığı sebebiyle maddi güce ihtiyaç duyuyorlarsa, miras bırakan kişi bu esneklikle eşine veya anne-babasına mirasının büyük bir kısmını vasiyet edebilir. Görüldüğü gibi Kuran’ın miras dağıtımında öncelik verdiği vasiyet hükmü değişik şartlara ve değişik kültürlere uyumu mümkün kılan esneklikleri beraberinde getirmiştir. Oysa Kuran ayetlerindeki bu incelikleri anlamayan hadisçi ve sünnetçiler kişilerin vasiyet yetkisini iptal ederek, Kuran’ın rahmet olarak verdiği bu esnekliği kaldırmışlardır.

"Kur'an'daki matematik hatası" konusuna verilen yanıtlarda sıkça karşılaştığımız bir durumdur bu.

Sanki miras dağıtımı ile çok ilgiliymiş gibi Bakara-180 ve Nisa-8 ayetlerinden bahsedilir. Hatta kimileri dağıtımdaki farkı Nisa-8'e bağlamaya kalkışır.

Bakara-180, kişinin ölmeden önce dengeli bir şekilde miras dağıtımı için vasiyet hazırlamasını söyler.

Bu ayet, miras dağıtım ayetleriyle çelişir.

Madem vasiyet isteniyor, neden miras dağıtım oranları veriliyor?

Nisa / 11-12 ayetleri vasiyet bırakılmayan varisler için olsaydı bir anlamı olurdu.

Nisa-8'de ise, miras taksimi sırasında orada bulunan akraba ve yakınlardan fakir-düşkün olanların gönlünü almak için bir yardım yapılmasıyla ilgilidir. Bunun miras oranlarıyla hiç ilgisi yoktur. Kişinin gönlünden ne koparsa vereceği miktardır. Vermeyebilir de. Dolayısıyla oranlardan doğan farkın bu ayette bahsedilenlere verilmesi gibi bir husus söz konusu değildir.

Yani, bırakılan mirastan borçlar düşer. Özel bir istek varsa, örneğin cami yapımı için bir miktar gibi, o da düşer. Geriye kalan miktar Nisa 11 ve 12 ayetlerine göre taksim edilir.

Bizde konuyu ele alırken tüm bunlar yapılmış şekilde örneklendiriyoruz.

Miras 120 milyar dedikten sonra, artık borçlar, vasiyetler, yardımlardan bahsetmeye hiç gerek yoktur.

Artık matematikle başbaşayız demektir. Artık hesap konuşacaktır, edebiyat değil.

004:012. Borçlar ve vasiyet halledildikten sonra, mirasçının anne, babası, eşi varsa payları verilir. Kalan, erkeklerle kızlar arasında belirtilen oranlarda paylaştırılır. Burada unutulmaması gereken husus Kuran’ın verdiği oranların, bütüne karşı durumu kadar, birbirlerine karşı durumlarının da önemli olduğudur. Kısacası bu kesirli sayıların bütüne karşı olduğu gibi, birbirlerine karşı da bir manaları vardır. Kişi ölünce anne veya babasından birinin olup olmamasından, ikisinin de vefat etmiş olmasına, eşin hayatta olup olmamasına, kız çocukların, erkek çocukların değişik âdetlerine kadar yüzlerce ayrı şekilde mirasçı tablosu bırakabilir. Kuran eğer kesirli sayıları sırf bütünün oranları olarak verseydi, değişik her tablo için oranlar da değişeceğinden Kuran’ın yüzlerce ayetinin sırf bu konuya ayrılması gerekirdi. Oysa bu kesirlerin birbirlerine karşı bir durumu da belirtildiği de anlaşılırsa, her miras durumu rahatlıkla çözülür. Örneğin ölen bir adamın bir hanımı ve babasının 50 altınlık mirasa mirasçısı olduğunu düşünelim. (1/4)+(1/6)=50 altın deriz. Eğer ortak paydaya alırsak miras oranlarını daha rahat görürüz. Ortak paydaya alınca payda önemsizleşir ve miras paya göre dağıtılır. (3/12)+(2/12)=50 sonucu çıkar. Yani eş 30 altını, baba ise 20 altını alır. Yani mirastaki kesirlerin hepsi toplanır, mirasa eşitlenir, böylece herkesin payı rahatça görülür.

Hayır, Kur'an böyle demiyor.

Anneye-babaya ve eşe paylarını verip, kalan kısmın çocuklara bölüştürülmesinden bahsetmiyor.

Hepsine ayrı ayrı oranlar verdiğine göre, miras dağıtımında bu oranların sağlanması gerekir.

Ayette kız çocuklarına 2/3 yani %66,66 verilmesini söylüyor da, eğer bu oran verilmiyorsa, örneğin %52 veriliyorsa Kur'an'a aykırı hareket ediliyor demektir.

Dediğiniz gibi olsaydı, neden ayette çocuklar için oran veriliyor?

Oran verilmeseydi, anne-baba ve eşe payları verildikten sonra, kalan miktar her kız çocuğuna 1 pay, erkek çocuğuna 2 pay olmak üzere dağıtılırdı. Ama oran verilmiştir ve ona uyulması gerekir.

Eğer oranlarda hata olmasaydı, böyle olması gerektiğini siz de söyleyecektiniz.

Ama oranlarda hata olması, sizi böyle söyletmiyor, bir tarafı mağdur etmeye yöneltiyor. Sizin tercihiniz de çocukları mağdur etmek oluyor. Bazıları da ana-babayı mağdur etmeyi tercih ediyor. :)

Verdiğiniz yanıttan hatayı ve eksikliği kabul ettiğiniz, ama bunu bir hata-eksiklik olarak telaffuz etmekten kaçınarak farklı yorumladığınız anlaşılıyor.

Siz İslamcısınız ve böyle davranmanız normaldir.

Biz dinlerden özgürüz ve açık açık gerçekleri konuşabiliyor, sergileyebiliyoruz.

NOT: Pante, bu tartışmayı ikimiz arasında devam ettirmeye çalışacağım. Buraya asılan birçok yazıya cevap vermek istiyorum, ama buna vaktim olmadığı için zorluk çekiyorum. Hani senin astığın konulara odaklanmamızı engelliyor...

Sn Yüksel, sıkın dişinizi, bu ağır konuları atlatınca açılırsınız ve her arkadaşa yetişirsiniz, merak etmeyin. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

ayette oran-orantı (üçte iki, altıda bir vs.) ifadesi yerine ayetin başındaki denklemsel ifade sürdürülseydi matematiksel bir hataya düşülmeyecekti. Örneğin: "mirasta erkek evladın hissesi 2 kız evladın hissesi kadardır. Ayrıca erkek evladın 3 hissesi hayatta kalan eşin 4 hissesi kadardır. Bir kız evladın hissesi ise ölenin ana babasının her ikisinin eşit hisseleri toplamının 4 katı kadardır" şeklinde verilseydi

anne=x/2

baba=x/2

kız evlat=4x

erkek evlat=8x

eş=6x

şeklinde bir hisseleri olurdu. Bunlardan hayatta kalanlar için ayrı kombinasyonlara gerek kalmaz katsayalarınca paylaşmış olurlardı.

Mesela: hepside hayatta ve miras 380 altın olsun. x/2+x/2+4x+8x+6x=19x (Aaaa 19 mucizesi)

anne=10 altın

baba=10 altın

kız evlat=80 altın

erkek evlat=160 altın

eş=120 altın

bilmem anlatabildim mi? (yorumsuz boşlukları siz doldurun)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence de en ağır top miras olayı.

"Deki" olayını pek ciddi göremiyorum şahsen.

2. çelişkiye geçmek demek, 1. çelişki çözüldü, hata yokmuş, demek değil eflatun.

Konuları tartışmak bir noktadan sonra kısır döngüye giriyor. Herkes aynı savunmaları yapmaya başlıyor. Farklı bir yoldan yeni bir bakış açısı kalmıyor artık. Bir taraf belli bir noktadan sonra hep "A", diğer tarafta hep "B" demeye başlıyor. Hal böyle olunca tartışmayı sonlandırıyoruz. Zira sonsuza kadar gidecek bir döngü içinde topick eriyecek ve diğer konulara değinelemiyecek.

Şimdi ben tarafların cevaplarını özetleyecem;

1. Çelişki "deki" olayı: Ateistler Muhammed "deki" koymayı unutmuş diyor. Karşı tarafta cevap olarak bunun bir üslup olduğunu Kuran'ın diğer ayetlerini örnek göstererek açıklıyor.

1. çelişki ana hatlarıyla bu. Artık bundan sonra farklı bir bakış açısı gelmiyecek. Ateistler Muhammed gaf yaptı derken müslümanlarda üsluptan bahsedecek. Yani biri hep A diyecek, diğerleride hep B. Hal böyle olunca tartışmayı sonlandırmak ve sonucu 3. şahıslara bırakmak daha mantıklı olacaktır.

Yani kararı 3. şahıslar verecek. Kime hangi cevap yatkın ve mantıklı geliyorsa onu kabul edebilir. Amaçta bu zaten. Her iki zıt görüşün savunmalarını sunup 3. şahısların karar verebilmesi için onlara ortam sağlamak.

Bu topiğe gelenler her iki tarafın cevablarını okuyup bir fikir sahibi olacaktır. Birileri bundan çelişki çıkartacak birileride çelişki olmadığını çıkaracak. Biz hamuru yapalımda hangi tür pasta yapacağınıza siz karar verin.

Aynı şey 2. çelişki içinde geçerli. Ateistler hata var derken müslümanlar verilen oranların mirascıların birbirlerine oranı olduğunu söyleyecek.Buna kanıt olarakta Kuran'ın bütün miras olasılıklarını ayetlerde belirtmediğini söyleyecek.

Neyse bakalım, 2. çelişkinin ana hatlarıda böyle. Bu hatlardan dışarı çıkmayacağı kesin. İleride olası bir kısır döngüye girildiğinde diğer çelişkilere geçeriz. Geriyede 3. şahıslar için iki zıt fikir kalır. Hangileri kafalarına yatıyorsa onu kabul ederler.

Şimdilik mirasdan devam :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
...

Kuran eğer kesirli sayıları sırf bütünün oranları olarak verseydi, değişik her tablo için oranlar da değişeceğinden Kuran’ın yüzlerce ayetinin sırf bu konuya ayrılması gerekirdi. Oysa bu kesirlerin birbirlerine karşı bir durumu da belirtildiği de anlaşılırsa, her miras durumu rahatlıkla çözülür. Örneğin ölen bir adamın bir hanımı ve babasının 50 altınlık mirasa mirasçısı olduğunu düşünelim. (1/4)+(1/6)=50 altın deriz. Eğer ortak paydaya alırsak miras oranlarını daha rahat görürüz. Ortak paydaya alınca payda önemsizleşir ve miras paya göre dağıtılır. (3/12)+(2/12)=50 sonucu çıkar. Yani eş 30 altını, baba ise 20 altını alır. Yani mirastaki kesirlerin hepsi toplanır, mirasa eşitlenir, böylece herkesin payı rahatça görülür.

...

Kuran eğer kesirli sayıları sırf bütünün oranları olarak verseydi, değişik her tablo için oranlar da değişeceğinden Kuran’ın yüzlerce ayetinin sırf bu konuya ayrılması gerekirdi.

Yanlış!

Yukarda Dehri'nin iletisi buna güzel bir örnek.

Dehri'nin önerisi ile bütün miras paylaşımı ihtimalleri bir kaç cümle ile anlatılımış olurdu. Hiç bir yanlış anlamaya yer verilmezdi. Hatta paylaşım Kadın Suresinin 11.+12. ayetlerinden daha kısa olurdu.

Örneğin ölen bir adamın bir hanımı ve babasının 50 altınlık mirasa mirasçısı olduğunu düşünelim. (1/4)+(1/6)=50 altın deriz.

Yine yanlış!

Yanlış derken, aritmetik yazımın yanlışlığından bahsetmedim.

Verilen oranların Kuran'dan olup olmadığı harici, verilen örnek prensip olarak yanlış.

Pante'nin verdiği örnekde paylaşım oranları toplamı 1'den büyükken, Edip'in verdiği örnekde paylaşım oranları toplamı 1'den küçük.

Pante'nin örneği:

(2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8 )= (16/24)+(4/24)+(4/24)+(3/24) = 27/24 = 1,125 bulunur! (Halbuki 1,0 olması gerekirdi!..)

Edip'in örneği:

(1/4)+(1/6) = (3/12)+(2/12) = 5/12 = 0,42 (Halbuki 1,0 olması gerekirdi!..)

Ortak paydaya alınca payda önemsizleşir ve miras paya göre dağıtılır.

Tamamen yanlış!

Payda hiç bir zaman önemsizleşmez. Paydanın bir anlamı vardır ve bu anlam her zaman geçerlidir.

İlkokul kitaplarından da yazdığı gibi, bir bütün (burada mirasın tamamı) paydadaki sayı kadar parçalara ayrılır (veya ayrılmış gibi düşünülür).

Pante'nin örneğinde miras 24 eşit parçaya (paydadaki sayı), Edip'in örneğinde ise 12 eşit parçaya (paydadaki sayı) ayrılır.

Ve mirascıya pay sayısı kadar parça verilir.

Pante'nin örneğinde:

1. kişiye (16/24) verilmesi gerekiyor, yani miras 24 eşit parçaya ayrılır (paydadaki sayı) ve 24 eşit parçanın 16 (pay sayısı) tanesi 1. mirascıya verilir.

2. kişiye (4/24) verilmesi gerekiyor, yani miras 24 eşit parçaya ayrılır (paydadaki sayı) ve 24 eşit parçanın 4 (pay sayısı) tanesi 2. mirascıya verilir.

3. kişiye (4/24) verilmesi gerekiyor, yani miras 24 eşit parçaya ayrılır (paydadaki sayı) ve 24 eşit parçanın 4 (pay sayısı) tanesi 3. mirascıya verilir.

4. kişiye (4/24) verilmesi gerekiyor, yani miras 24 eşit parçaya ayrılır (paydadaki sayı) ve 24 eşit parçanın 3 (pay sayısı) tanesi 4. mirascıya verilir.

Edip'in örneğinde

1. kişiye (3/12) verilmesi gerekiyor, yani miras 12 eşit parçaya ayrılır (paydadaki sayı) ve 12 eşit parçanın 3 (pay sayısı) tanesi 1. mirascıya verilir.

2. kişiye (2/12) verilmesi gerekiyor, yani miras 12 eşit parçaya ayrılır (paydadaki sayı) ve 12 eşit parçanın 2 (pay sayısı) tanesi 2. mirascıya verilir.

Pante'nin örneğinde miras 24 (payda sayısı) eşit parçaya ayrılmıştı. Fakat bu 24 eşit parçadan toplam olarak 27(!) tane dağıtmamız gerekiyordu mirascılara. Yani mirasın bütünü mirascıların alacakları paylarların toplamından daha az.

Edip'in örneğinde miras 12 (payda sayısı) eşit parçaya ayrılmıştı. Fakat bu 12 eşit parçadan toplam olarak 5(!) tane dağıtmamız gerekiyordu mirascılara.Yani mirasın tamamı payşaltırılmamış oluyor. Geri daha paylaştırlmamış 7 eşit parça kalıyor. Mirasın yarısından fazlası (% 58 'i) mirascılara dağıtılmamış, ortalıkta sahipsiz kalmış oluyor.

Edip'in mirası 50 altın idi.

1.mirascıya 1/4 = 0,25 = % 25 pay vermesi gerkiyordu.

Yani 1. mirascıya 12,5 altın vermesi gerekiyordu.

Fakat Edip 1. mirascıya 30 altın verdi.

Yani Edip 1. mirascıya 30/50 = % 60 pay verdi.

2.mirascıya 1/6 = 0,17 = % 17 pay vermesi gerkiyordu.

Yani 2. mirascıya 8,3 altın vermesi gerekiyordu.

Fakat Edip 2. mirascıya 20 altın verdi.

Yani Edip 2. mirascıya 20/50 = % 40 pay verdi.

Yani Edip Kuran'ın oranları (% 25 ve % 17) ile paylaştırmadı/paylaştıramadı. Kuran'ın oranları yerine kendi keyfinin oranları (% 60 ve % 40) ile paylaştırdı mirası.

Bunun cezası Kadın Suresi 14. ayette belirtiliyor: Ebedi kalacağı bir cehennem ve alçaltıcı bir azap.

Yani mirastaki kesirlerin hepsi toplanır, mirasa eşitlenir, böylece herkesin payı rahatça görülür.

Herkesin payının rahatca görüleceğinden kimsenin şüphesi yok. Miras herhagi bir şekilde elbette dağıtılır. Sorun bu değil.

İşin püf noktası;

- Eğer Kuranı'ın belirttiği oranlar ile miras paylaştırırsak mirasın bütününü tutturamayır. Paylaşımdan sonra ya miray yetmez ya da mirastan geriye paylaştırılmamış/paylaştırılamamış bir bölüm kalır.

- Eğer mirasın tamamını paylaştırırsak (geriye hiç bir şey kalmayacak şekilde) bu sefer de Kuran'ın belirttiği oranları tutturamayız.

Sadece bazı özel durumlarda, paylaşım oranlarının toplamının 1 olduğu durumlarda, Kuran oranları ile miras paylaşımı yapmak mümkündür.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

İletilere baktım da burada ciddi bir mantık ve matematik hatası yapılıyor.

Üleştirmenin tam sayı çıkması bekleniyor. Bu zeka ile hiç bir şeyi çözemez buradaki birçok arkadaş.

Diyelim ki adam geriye sadece 1 tanecik altın bıraktı. Bu zeka seviyesindeki arkadaşlar bunu 3 kıza değil 2 kıza bile bölüştürmeyi beceremez.

Ben eleştirinin zekice ve insaflı olanını severim. Nitekim bu tür bir eleştiri yapmaktansa yapmamayı tercih ederim.

Üleştirmenin tam sayı olması zorunluğunu gelsin biri bana ispatlasın, bekliyorum.

Ayrıca unutmayalım. Buradaki iddia 1 oranın aşılması idi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır Dragon burda üleştirmenin tam sayı çıkması beklenmiyor, burdaki hata dediğimiz şey başka birşey

Adam çıkıyor diyor ki mesela mirasının 4/3'ü Ahmetin 4/3'ü Mehmedin

toplamı ne yapıyor 8/3 > 1

hata var

Peki islam alimleri ne yapıyor 4/3'leri 1/2 yapıyor

iyide adam 4/3 demiş

Bu adam diyebilirdi ki Ahmete ve Mehmete eşit dağıtın

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır Dragon burda üleştirmenin tam sayı çıkması beklenmiyor, burdaki hata dediğimiz şey başka birşey

Adam çıkıyor diyor ki mesela mirasının 4/3'ü Ahmetin 4/3'ü Mehmedin

toplamı ne yapıyor 8/3 > 1

hata var

Peki islam alimleri ne yapıyor 4/3'leri 1/2 yapıyor

iyide adam 4/3 demiş

Bu adam diyebilirdi ki Ahmete ve Mehmete eşit dağıtın

Anladım. Bunu söylemeyen çok iyi oldu. Bu minval üzerinde gitmemek gerektiğini de vurgulamış olduk.

Oranlamanın belli başlı mantıki kabuller ile çözülebileceğini düşünüyorum açıkçası. Avl yönteminin dışında bu söylediğim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Oranlamanın belli başlı mantıki kabuller ile çözülebileceğini düşünüyorum açıkçası. Avl yönteminin dışında bu söylediğim.

Nasıl?

Benim verdiğim basit örnek üzerinden anlatabilirsin.

Hüseyin amca vefat etti diyelim

Vasiyetinde diyor ki "Mirasımın 4/3'ü Ahmetin 4/3'ü Mehmedin 2/3'ü Ayşe'nin"

Ahmet, Mehmet, Ayşe çocukları

Avliye yapmadan nasıl dağıtırsın ?

tarihinde Dehri tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nasıl?

Benim verdiğim basit örnek üzerinden anlatabilirsin.

Hüseyin amca vefat etti diyelim

Vasiyetinde diyor ki "Mirasımın 4/3'ü Ahmetin 4/3'ü Mehmedin 2/3'ü Ayşe'nin"

Ahmet, Mehmet, Ayşe çocukları

Avliye yapmadan nasıl dağıtırsın ?

Kuran üzerinden giderek buradaki sorunu belli başlı ön kabuller ile nasıl çözüldüğünü göstermeye çalışacağım. Basit bir bilgisayar programında bunu işletebiliriz.

Ayrıca senin verdiğin türden bir örnek yok :) Biz Kuran üzerinden gidelim ve olasılıkları buna göre değerlendirelim. Pante'nin örneği buna uygun.

Benim ilk önce belirli mantıki ön kabulleri matematiksel uzayımızda kullanmak üzere açıklamam gerekiyor.

Bunun için biraz zamana ihtiyacım var. Tablosunu falan hazırlayayım.

Burada önemli olan mantıki ön kabuller ve bunun Kuran ayetleri ile uyumlu olması söz konusu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kuran üzerinden giderek buradaki sorunu belli başlı ön kabuller ile nasıl çözüldüğünü göstermeye çalışacağım. Basit bir bilgisayar programında bunu işletebiliriz.

Tablo için şu maddeler yararlı olabilir Dragon:

1- Erkek çocuk kız çocuğun iki misli pay alır.

2- İkiden çok kız çocuk varsa mirasın 2/3’ü onlarındır.

3- Kız çocuk tekse mirasın yarısını alır.

4- Çocuk varsa ebeveynden her birine 1/6 düşer.

5- Çocuk yoksa anneye 1/3 düşer. Kardeşleri varsa anneye 1/6 düşer.

6- Çocukları varsa koca ¼ alır, yoksa mirasın yarısını alır.

7- Çocukları varsa kadın 1/8 alır, yoksa ¼ alır.

8- Babası ve çocuğu olmayan eşin kardeşlerinin her birine 1/6 vardır.

Peki ama tabloda yer almayan eksikler nasıl çözümlenecek?

Örneğin, 5. maddede anneye 1/3 düşerse, babaya ne düşüyor?

3 kız çocuğuna ilaveten 3 de erkek çocuk varsa erkeklere ne düşecek?

2 kız çocuk varsa payları ne olacak?

Öncelikle yazdığım 8 maddede bir hata var mı? İtirazı olan var mı?

Belki yanlış algılayanlar, yorumlayanlar vardır.

tarihinde Pante tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle yazdığım 8 maddede bir hata var mı? İtirazı olan var mı?

Belki yanlış algılayanlar, yorumlayanlar vardır.

Çok acelecisin Pantecim. :)

Kendi içinde tutarlı ve Kuran ayetlerine uyumlu olan kabullerim ile açıklamamı yaptığımda

zaten göreceksin. Biraz zaman lazım. Malum uğraştıracak biraz, tablo vs.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok acelecisin Pantecim. :)

Kendi içinde tutarlı ve Kuran ayetlerine uyumlu olan kabullerim ile açıklamamı yaptığımda

zaten göreceksin. Biraz zaman lazım. Malum uğraştıracak biraz, tablo vs.

Bunun için önce kur'an ayetlerinin kendi içinde tutarlı oldugunu göstermen gerekecek ki bu imkansız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunun için önce kur'an ayetlerinin kendi içinde tutarlı oldugunu göstermen gerekecek ki bu imkansız.

Konumuz bu değil. Ve benim böyle bir iddiam da yok.

Ancak Matematik'te ön kabullerin ne kadar sonucu değiştirebileceğini göstereceğim.

Bahsedeceğim önkabuller mantıklı ve tutarlı olacak ve sonuçta değişecek. Hata olarak gösterdiklerimiz de hata olmayacak.

Matematiğin çok güzel bir oyun sahası olduğunu bilmek güzel. :)

Bu arada Dragon ben seni ateist diye hatırlıyorum. Hayırdır, bir değişiklik mi oldu? :)

Hatta Tanrı'nın olabilitesine bile karşı çıkıyordun sanki.

Konu ile ilgili beyin jimnastiği yapmama engel herhangi bir şey göremiyorum. :)

tarihinde Dragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İletilere baktım da burada ciddi bir mantık ve matematik hatası yapılıyor.

Üleştirmenin tam sayı çıkması bekleniyor. Bu zeka ile hiç bir şeyi çözemez buradaki birçok arkadaş.

Diyelim ki adam geriye sadece 1 tanecik altın bıraktı. Bu zeka seviyesindeki arkadaşlar bunu 3 kıza değil 2 kıza bile bölüştürmeyi beceremez.

Ben eleştirinin zekice ve insaflı olanını severim. Nitekim bu tür bir eleştiri yapmaktansa yapmamayı tercih ederim.

Üleştirmenin tam sayı olması zorunluğunu gelsin biri bana ispatlasın, bekliyorum.

Ayrıca unutmayalım. Buradaki iddia 1 oranın aşılması idi.

üleştirmenin tam sayı çıkması falan gerekmiyor. sorun dağıtılması gerekenin elde olandan fazla olması.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...