Jump to content

Materyalizm insana ne vaadeder?


Recommended Posts

Yıllarca evvel ateistlere sormuştum bunu, malesef akılcı bir cevap alamadım.. Hatta bu sorumu ateizm orgun başlığı yapmışlar ama yine de akılla kalıplanmış olumsuz bir kaç yanıt vermişler...

O zaman demiştim ki;

Yavrusunu kaybetmiş ıztıraplar içinde zavallı bir anne için kainatın içi dışı, kendi iç ve dış dünyası yok olmuş adeta her şey matem karanlıklar içinde hiçliğe gitmiştir...

İşte yokluklarla ve karanlıklarda savaşan bu anneye birden yavrusuna kavuşmayı, ölüm denilen gerçeğin yokluk anlamsız olmadığını bir mekan değiştirmek olduğunu yavrusuna kavuşmanın gerçekleşeceğini ......!

anne için kainatın ve kendi dünyasının gülümsemeler etrafından gelen seslerin nagmeler ve rakslarla anneyi müjdemelerine anneye huzur verdiğini her insan kuşkusuz anlayabilecektir.

Peki ateizm bu anneyi nasıl teskin edecektir. .Huzur bulmanın tekrar diriliş olmadığınımı..? Çocuğuna kavuşmanın bir yalandan ibaret olduğunumu?....Onu ölümcül ve kısa bir hayatta hiçbirşeye sahip olmayacağı özverisine ve cesaretemi davet etmeliyiz.

Evet ne diyeceğiz bu anneye ??? Nasıl teskin edeceğiz, herşyini kayıpetmiş bu zavallı anneye ateizm hangi saçmalıklarla ikna edecek?

Evladının yok olduğunu ve kendisininde yok olacağını söylesek o anne için karanlıkların ta karanığına yoklukların derinliklerine ıztırap üstüne katmerli ıztırap olmazmı?

Çaresizlikler içinde elem ve acılarla dönüp duran bu anneye ne diyeceğiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 84
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yıllarca evvel ateistlere sormuştum bunu, malesef akılcı bir cevap alamadım.. Hatta bu sorumu ateizm orgun başlığı yapmışlar ama yine de akılla kalıplanmış olumsuz bir kaç yanıt vermişler...

O zaman demiştim ki;

Yavrusunu kaybetmiş ıztıraplar içinde zavallı bir anne için kainatın içi dışı, kendi iç ve dış dünyası yok olmuş adeta her şey matem karanlıklar içinde hiçliğe gitmiştir...

İşte yokluklarla ve karanlıklarda savaşan bu anneye birden yavrusuna kavuşmayı, ölüm denilen gerçeğin yokluk anlamsız olmadığını bir mekan değiştirmek olduğunu yavrusuna kavuşmanın gerçekleşeceğini ......!

anne için kainatın ve kendi dünyasının gülümsemeler etrafından gelen seslerin nagmeler ve rakslarla anneyi müjdemelerine anneye huzur verdiğini her insan kuşkusuz anlayabilecektir.

Peki ateizm bu anneyi nasıl teskin edecektir. .Huzur bulmanın tekrar diriliş olmadığınımı..? Çocuğuna kavuşmanın bir yalandan ibaret olduğunumu?....Onu ölümcül ve kısa bir hayatta hiçbirşeye sahip olmayacağı özverisine ve cesaretemi davet etmeliyiz.

Evet ne diyeceğiz bu anneye ??? Nasıl teskin edeceğiz, herşyini kayıpetmiş bu zavallı anneye ateizm hangi saçmalıklarla ikna edecek?

Evladının yok olduğunu ve kendisininde yok olacağını söylesek o anne için karanlıkların ta karanığına yoklukların derinliklerine ıztırap üstüne katmerli ıztırap olmazmı?

Çaresizlikler içinde elem ve acılarla dönüp duran bu anneye ne diyeceğiz?

İyi madem bari islam çok iyi bu konuda ben daha iyisini söylüyorum.

Artık ölen çocuklar iki gün sonra diriliyolarlar.

Bak nasıl teselli ettim? Ama doğruluk payı var mı? Yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1. Materyalizm bir din değildir....Materyalizmi din gibi algılayıp sorunlara çare bulmasını istemişsin...

2.Senin bir şeye inanman için ille de bir vaadde mi bulunması lazım? Salt gerçek yatmiyor mu? Pekiçtireçsiz bir şeye inamaz mısın? Bu mantığa göre dinler cennet cehennemi ve kıyamet adaletini! vaad etmeseydi sen bir teist olmayacaktın...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi madem bari islam çok iyi bu konuda ben daha iyisini söylüyorum.

Artık ölen çocuklar iki gün sonra diriliyolarlar.

Bak nasıl teselli ettim? Ama doğruluk payı var mı? Yok.

Nerden bilyorsun yalan olduğunu ? iki gün sonra o anneye neler saçmalayacak ateizm?

Evet ne ile teskin edecek ateizm felsefesi o zavallı anneyi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

1. Materyalizm bir din değildir....Materyalizmi din gibi algılayıp sorunlara çare bulmasını istemişsin...

2.Senin bir şeye inanman için ille de bir vaadde mi bulunması lazım? Salt gerçek yatmiyor mu? Pekiçtireçsiz bir şeye inamaz mısın? Bu mantığa göre dinler cennet cehennemi ve kıyamet adaletini! vaad etmeseydi sen bir teist olmayacaktın...

Yavrusunu kaybetmiş Anneye hangi salt gerçekten bahsedeksin?

Nasıl ateistsiniz sizler Yav? eskiden bayağı akıllıca cevaplar alırdık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nerden bilyorsun yalan olduğunu ? iki gün sonra o anneye neler saçmalayacak ateizm?

Evet ne ile teskin edecek ateizm felsefesi o zavallı anneyi?

Yanlış anladın.

İslam der ki "Çocuğun cennete gitti merak etme. Orası çok güzel. Sen de ölünce kavuşursun."

Ben diyorum ki "Zaten iki gün sonra dirilecek, ağlamaya gerek yok."

İkisi de yanlış ama ikisi de teselli eder. Ee? Anne sırf yanlış şeye inanıyor diye onu buna dayanarak teselli etmek mi gerekir?

Bazen de gerçekler acıdır. Üniversite sınavında bocalayan gence ne diyeceksin? Ölüp cennete gidince eğlenirsin artık mı diyeceksin?

tarihinde nitrocan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yavrusunu kaybetmiş Anneye hangi salt gerçekten bahsedeksin?

Nasıl ateistsiniz sizler Yav? eskiden bayağı akıllıca cevaplar alırdık.

Anlaşılan bir hışımla foruma dalıp duvarlara toslayıp sonra sonra nickini değiştirenlerdensin...

Yavrusunu kaybetmiş Anneye hangi salt gerçekten bahsedeksin? diye sormuşsun..

Ateizm insanları telkin etmek gibi ya da bir misyonu olmadığını bilmeyecek kadar cahilsin anlaşılan...Aynı soruyu temcit pilavı gibi soruyorsun...Anlayamadın galiba ateizm bir din değildir...insani sorunlara çöüm önermekle nasıl olurda ateizmden yanıt beklersin..

Sorunun cevabı var ama bu ateizm din i diye bir şey olmadığı için izaha gerek yok....Sorunu kafandaki kavram kargaşasını çözdükten sonra sorulması gereken şekilde sorarsan cevabı var tabi..

Link to post
Sitelerde Paylaş

1 tane kitap ezberleyince her şeyin profu olduğunu sanan, düşünmekten aciz, kelimeleri arka arkaya dizdiğinde muhakkak mantıklı bir nane söylemiş olduğunu sanan, 2 uydurma vaade kanıp ağzı sulanarak girdiği oyunculukla süper ahlak sahibi olma sanrısına kapılmış tipitiplerle muhatap olmayı vaat eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıllarca evvel ateistlere sormuştum bunu, malesef akılcı bir cevap alamadım.. Hatta bu sorumu ateizm orgun başlığı yapmışlar ama yine de akılla kalıplanmış olumsuz bir kaç yanıt vermişler...

O zaman demiştim ki;

Yavrusunu kaybetmiş ıztıraplar içinde zavallı bir anne için kainatın içi dışı, kendi iç ve dış dünyası yok olmuş adeta her şey matem karanlıklar içinde hiçliğe gitmiştir...

İşte yokluklarla ve karanlıklarda savaşan bu anneye birden yavrusuna kavuşmayı, ölüm denilen gerçeğin yokluk anlamsız olmadığını bir mekan değiştirmek olduğunu yavrusuna kavuşmanın gerçekleşeceğini ......!

anne için kainatın ve kendi dünyasının gülümsemeler etrafından gelen seslerin nagmeler ve rakslarla anneyi müjdemelerine anneye huzur verdiğini her insan kuşkusuz anlayabilecektir.

Peki ateizm bu anneyi nasıl teskin edecektir. .Huzur bulmanın tekrar diriliş olmadığınımı..? Çocuğuna kavuşmanın bir yalandan ibaret olduğunumu?....Onu ölümcül ve kısa bir hayatta hiçbirşeye sahip olmayacağı özverisine ve cesaretemi davet etmeliyiz.

Evet ne diyeceğiz bu anneye ??? Nasıl teskin edeceğiz, herşyini kayıpetmiş bu zavallı anneye ateizm hangi saçmalıklarla ikna edecek?

Evladının yok olduğunu ve kendisininde yok olacağını söylesek o anne için karanlıkların ta karanığına yoklukların derinliklerine ıztırap üstüne katmerli ıztırap olmazmı?

Çaresizlikler içinde elem ve acılarla dönüp duran bu anneye ne diyeceğiz?

Benim anlamadığım, bu durumda bir anneye bir şey demek zorunluğumuz mu var?

Izdırap çekmekte olan anneyi mutlaka sakinleştirmek ve üzüntüsünü unutturmak mı gerekiyor?

Onu neden bir mazeretle avutalım? Bu neden gereksin?

İnsanlar çok meşakkatlidirler. Kaybettikleri için matem tutarlar.

Acıları onları olgulaştırır. Ölüm yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır.

İnsanlar bütün ömürlerini neşe içinde gülerek mutlu geçirmezler.

Ve he trajedinin bir açıklaması olur belki ama, olumlu tarafı olmayabilir.

Çocuğunu kaybeden anneye kimse acısını unutturacak, hatta azaltacak güce sahip değildir.

Bir ateist bu durumda ne mi yapar?

Annenin acısını paylaşır. Onunla beraber ağlar, üzülür ve matem tutar.

Başka bir şey yapmasına gerek yoktur.

Paylaşılan neşe artarken, üzüntü azalır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim anlamadığım, bu durumda bir anneye bir şey demek zorunluğumuz mu var?

Izdırap çekmekte olan anneyi mutlaka sakinleştirmek ve üzüntüsünü unutturmak mı gerekiyor?

Onu neden bir mazeretle avutalım? Bu neden gereksin?

İnsanlar çok meşakkatlidirler. Kaybettikleri için matem tutarlar.

Acıları onları olgulaştırır. Ölüm yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır.

İnsanlar bütün ömürlerini neşe içinde gülerek mutlu geçirmezler.

Ve he trajedinin bir açıklaması olur belki ama, olumlu tarafı olmayabilir.

Çocuğunu kaybeden anneye kimse acısını unutturacak, hatta azaltacak güce sahip değildir.

Bir ateist bu durumda ne mi yapar?

Annenin acısını paylaşır. Onunla beraber ağlar, üzülür ve matem tutar.

Başka bir şey yapmasına gerek yoktur.

Paylaşılan neşe artarken, üzüntü azalır.

Sen hastalarını teskin etmek orunluğun yokmu ? Ne ile teskin edersin ? reçeteler yatermi?

Ha biraz insaf.!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateistler, yavrusu ölen bir anneyi nasıl telkin eder?

Öncelikle bu anne de ateist ise, ölümden sonra bir hayat olmadığını bilerek yavrusunu büyütmüştür, bu yüzden onun ölümüne karşı da dayanıklıdır. Ölüp yok olmak sanıldığı kadar kötü birşey değildir. Yavrusu doğmadan önce nasılsa şimdi de öyledir. Bu açıklanarak anne teselli edilebilir. Çocuk doğup onu kucağına aldığında, ''Bunca yıldır çocuğum neden doğmamıştı, yoktu'' diye ağlamak ne kadar mantıksız ise, çocuk öldükten sonra da ''Yavrum artık yok mu'' diye ağlamak o kadar mantıksızdır. Elbette zamansız ölümler insanları üzer. Fakat bu durum gerçeklik duygumuzu yok etmemelidir. Biz üzülüyoruz ve ölen çocuğun yaşamasını isterdik diye ölümden sonra yaşam hayalleri gerçeklik kazanmıyor. Materyalizm ölümden sonrasına değil öncesine dair konuşur. Materyalizm ölüler için değil yaşayanlar içindir. Materyalizm annelere, çocuklarını sevmeyi ahirete ertelememelerini ve korumalarını öğretir.

Materyalizm, acı çeken insanları avutmak için uydurulmuş bir felsefe değildir. Acı çeken insanların o durumunu sömürmek türünden işler sadece dinlerin yaptığı türden pisliklerdir. Umut tacirliğini yalnızca dinler yapar.

Materyalizm insana ne vaadeder peki? Materyalizm bizlere herşeyin değişebileceğini, dünyanın bilgisinin dünyada olduğunu, hiçbir şeyin kutsiyetinin olmadığını öğretir. Kendimizi hayali bir cennetle oyalamak yerine bu dünyada cenneti kurmak için çalışmamız gerektiğini öğretir. Acılı bir hayata boyun eğip ahiret hayalleriyle avunmak yerine, hayatımızı güzelleştirmemiz için mücadele etmemiz gerektiğini öğretir. Materyalizm bize, düşüncelerimizin kölesi değil efendisi olmamızı öğretir. Dünyayı değiştirebileceğimizi, boyun eğmemiz gereken bir kader olmadığını, adaleti ahirete ertelemeyip bu dünyada sağlamamız gerektiğini öğretir. Daha ne yapsın?

tarihinde Freddie_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen hastalarını teskin etmek orunluğun yokmu ? Ne ile teskin edersin ? reçeteler yatermi?

Ha biraz insaf.!

Peki bir müslüman, yavrusu ölen bir ateist anneyi nasıl teselli eder?

''Yavrun da sen gibi dinsiz olduğu için şimdi cehennemde diri diri yakılıyor! Sen şimdi o öldü diye üzülüyorsun ama sana az bile! Sen de geberip onun yanına cehenneme gidince, üzüntüyü ve acıyı işte o zaman göreceksin! Sizi üstü üste koyup haşlıyacak zebanilerimiz!''

Bize laf edenlere bak!

tarihinde Freddie_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıllarca evvel ateistlere sormuştum bunu, malesef akılcı bir cevap alamadım.. Hatta bu sorumu ateizm orgun başlığı yapmışlar ama yine de akılla kalıplanmış olumsuz bir kaç yanıt vermişler...

O zaman demiştim ki;

Yavrusunu kaybetmiş ıztıraplar içinde zavallı bir anne için kainatın içi dışı, kendi iç ve dış dünyası yok olmuş adeta her şey matem karanlıklar içinde hiçliğe gitmiştir...

İşte yokluklarla ve karanlıklarda savaşan bu anneye birden yavrusuna kavuşmayı, ölüm denilen gerçeğin yokluk anlamsız olmadığını bir mekan değiştirmek olduğunu yavrusuna kavuşmanın gerçekleşeceğini ......!

anne için kainatın ve kendi dünyasının gülümsemeler etrafından gelen seslerin nagmeler ve rakslarla anneyi müjdemelerine anneye huzur verdiğini her insan kuşkusuz anlayabilecektir.

Peki ateizm bu anneyi nasıl teskin edecektir. .Huzur bulmanın tekrar diriliş olmadığınımı..? Çocuğuna kavuşmanın bir yalandan ibaret olduğunumu?....Onu ölümcül ve kısa bir hayatta hiçbirşeye sahip olmayacağı özverisine ve cesaretemi davet etmeliyiz.

Evet ne diyeceğiz bu anneye ??? Nasıl teskin edeceğiz, herşyini kayıpetmiş bu zavallı anneye ateizm hangi saçmalıklarla ikna edecek?

Evladının yok olduğunu ve kendisininde yok olacağını söylesek o anne için karanlıkların ta karanığına yoklukların derinliklerine ıztırap üstüne katmerli ıztırap olmazmı?

Çaresizlikler içinde elem ve acılarla dönüp duran bu anneye ne diyeceğiz?

Bu yazıyı dinsel inançların psikolojik temeline ışık tutan bir anekdot olarak ele almak, bariz ipuçları barındırması açısından önemlidir. İlkel insanın o çarpık düşüncesinin açık bir örneği; yaygın bir sendrom olan dinlere dayanak olan demogojinin temel hatlarıyla görülebileceği ibretilik bir vesikadır bu yazı.

Onulmaz acıların , ilkel insan düşüncesinde nasıl bir tanrıya teslimiyete dönüşüverdiğini açıkça görebiliyoruz anlatılanlardan. Bakın ne deniliyor:

"Peki ateizm bu anneyi nasıl teskin edecektir. .Huzur bulmanın tekrar diriliş olmadığınımı..? Çocuğuna kavuşmanın bir yalandan ibaret olduğunumu?."

Ona göre gerçek, insanı teskin edici bir şey olmalıdır. İnsanı mutlu edip avutmayan bir fikir gerçek olamaz. Psişik avuntu demogojisidir bu ve ele aldığımız yaygın sendromun belirgin bir semptomudur!

Devam edelim:

"Çaresizlikler içinde elem ve acılarla dönüp duran bu anneye ne diyeceğiz?"

Evet gerçekten de ne diyeceğiz?

Onu avutup taze acısını dindirmek için "merak etme, cennette yavruna tekrar kavuşacak ve sonsuza kadar onunla olacaksın" mı diyeceğiz yoksa "eğer bir tanrı olsaydı sana bu acıları yaşatmaz, masum yavrunu daha gün görmeden senden ayırıp kara toprağa sokmazdı" mı diyeceğiz?

Şiddetli travmalar ve acılar insanları sanrılara itebilir, çoğunlukla olan da zaten budur; ancak, teslimiyetçi/kaderci olmayan kimi karakterler de bunun tam tersi bir sonuca da yol açabilirler. Bunun adı tanrıya isyandır! Ne var ki, insanın ilkel ataleti o kadar güçlüdür ki, bu haklı isyan bile onun inancı aşıp yıkmasına her zaman yeterli olamaz ve zamanla ruhun derinliklerine itilip bilinç altına hapsolur. Tarikat müritlerinin psikolojik tedavisinden elde edilen veriler, katı ve bağnaz kimselerin bilinç altının, birbiriyle savaş halinde buluanan tuhaf imgelerle ve tanrıya sitemle dolu olduğunu ortaya koymuştur. Rüyasında tanrıya küfürler düzüp dehşet içinde soluğu camide ya da psikiyatri kliniğinde alan müritlerin klinik hikayeleri, dinin psişik kökenlerine ışık tutan altın değerinde birçok veri sunmaktadır. Bu üst benliği oluşturan tanrıyla, bilincin altına ve ruhun derinliklerine itilmiş benliğin çatışmasıdır.

Her zaman söylemişimdir. İnsan rasyonel bir canlı değildir. Bilimsel düşünebilme yeteneği, sapienslerin evriminin son ve çok yakın bir döneminde ortaya çıkan ve son derece ender görülen bir yetidir. Bir eğitimci olarak mesleğim boyunca edindiğim eğitim/öğretim deneyimlerimde de bu sonucu destekleyecek çok sayıda örnekle karşılaştım. İnsan bilinci, onu akılcı ve mantıklı düşünmekten alıkoyan çok sayıda ve etkisi güçlü güdülerin esiri durumundadır. Başlığa konu yazı da bunun açık bir kanıtıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıllarca evvel ateistlere sormuştum bunu, malesef akılcı bir cevap alamadım.. Hatta bu sorumu ateizm orgun başlığı yapmışlar ama yine de akılla kalıplanmış olumsuz bir kaç yanıt vermişler...

O zaman demiştim ki;

Yavrusunu kaybetmiş ıztıraplar içinde zavallı bir anne için kainatın içi dışı, kendi iç ve dış dünyası yok olmuş adeta her şey matem karanlıklar içinde hiçliğe gitmiştir...

İşte yokluklarla ve karanlıklarda savaşan bu anneye birden yavrusuna kavuşmayı, ölüm denilen gerçeğin yokluk anlamsız olmadığını bir mekan değiştirmek olduğunu yavrusuna kavuşmanın gerçekleşeceğini ......!

anne için kainatın ve kendi dünyasının gülümsemeler etrafından gelen seslerin nagmeler ve rakslarla anneyi müjdemelerine anneye huzur verdiğini her insan kuşkusuz anlayabilecektir.

Peki ateizm bu anneyi nasıl teskin edecektir. .Huzur bulmanın tekrar diriliş olmadığınımı..? Çocuğuna kavuşmanın bir yalandan ibaret olduğunumu?....Onu ölümcül ve kısa bir hayatta hiçbirşeye sahip olmayacağı özverisine ve cesaretemi davet etmeliyiz.

Evet ne diyeceğiz bu anneye ??? Nasıl teskin edeceğiz, herşyini kayıpetmiş bu zavallı anneye ateizm hangi saçmalıklarla ikna edecek?

Evladının yok olduğunu ve kendisininde yok olacağını söylesek o anne için karanlıkların ta karanığına yoklukların derinliklerine ıztırap üstüne katmerli ıztırap olmazmı?

Çaresizlikler içinde elem ve acılarla dönüp duran bu anneye ne diyeceğiz?

Bu yazıyı dinsel inançların psikolojik temeline ışık tutan bir anekdot olarak ele almak, bariz ipuçları barındırması açısından önemlidir. İlkel insanın o çarpık düşüncesinin açık bir örneği; yaygın bir sendrom olan dinlere dayanak olan demogojinin temel hatlarıyla görülebileceği ibretilik bir vesikadır bu yazı.

Onulmaz acıların , ilkel insan düşüncesinde nasıl bir tanrıya teslimiyete dönüşüverdiğini açıkça görebiliyoruz anlatılanlardan. Bakın ne deniliyor:

"Peki ateizm bu anneyi nasıl teskin edecektir. .Huzur bulmanın tekrar diriliş olmadığınımı..? Çocuğuna kavuşmanın bir yalandan ibaret olduğunumu?."

Ona göre gerçek, insanı teskin edici bir şey olmalıdır. İnsanı mutlu edip avutmayan bir fikir gerçek olamaz. Psişik avuntu demogojisidir bu ve ele aldığımız yaygın sendromun belirgin bir semptomudur!

Devam edelim:

"Çaresizlikler içinde elem ve acılarla dönüp duran bu anneye ne diyeceğiz?"

Evet gerçekten de ne diyeceğiz?

Onu avutup taze acısını dindirmek için "merak etme, cennette yavruna tekrar kavuşacak ve sonsuza kadar onunla olacaksın" mı diyeceğiz yoksa "eğer bir tanrı olsaydı sana bu acıları yaşatmaz, masum yavrunu daha gün görmeden senden ayırıp kara toprağa sokmazdı" mı diyeceğiz?

Şiddetli travmalar ve acılar insanları sanrılara itebilir, çoğunlukla olan da zaten budur; ancak, teslimiyetçi/kaderci olmayan kimi karakterler de bunun tam tersi bir sonuca da yol açabilirler. Bunun adı tanrıya isyandır! Ne var ki, insanın ilkel ataleti o kadar güçlüdür ki, bu haklı isyan bile onun inancı aşıp yıkmasına her zaman yeterli olamaz ve zamanla ruhun derinliklerine itilip bilinç altına hapsolur. Tarikat müritlerinin psikolojik tedavisinden elde edilen veriler, katı ve bağnaz kimselerin bilinç altının, birbiriyle savaş halinde buluanan tuhaf imgelerle ve tanrıya sitemle dolu olduğunu ortaya koymuştur. Rüyasında tanrıya küfürler düzüp dehşet içinde soluğu camide ya da psikiyatri kliniğinde alan müritlerin klinik hikayeleri, dinin psişik kökenlerine ışık tutan altın değerinde birçok veri sunmaktadır. Bu üst benliği oluşturan tanrıyla, bilincin altına ve ruhun derinliklerine itilmiş benliğin çatışmasıdır.

Her zaman söylemişimdir. İnsan rasyonel bir canlı değildir. Bilimsel düşünebilme yeteneği, sapienslerin evriminin son ve çok yakın bir döneminde ortaya çıkan ve son derece ender görülen bir yetidir. Bir eğitimci olarak mesleğim boyunca edindiğim eğitim/öğretim deneyimlerimde de bu sonucu destekleyecek çok sayıda örnekle karşılaştım. İnsan bilinci, onu akılcı ve mantıklı düşünmekten alıkoyan çok sayıda ve etkisi güçlü güdülerin esiri durumundadır. Başlığa konu yazı da bunun açık bir kanıtıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateistler, yavrusu ölen bir anneyi nasıl telkin eder?

Öncelikle bu anne de ateist ise, ölümden sonra bir hayat olmadığını bilerek yavrusunu büyütmüştür, bu yüzden onun ölümüne karşı da dayanıklıdır. Ölüp yok olmak sanıldığı kadar kötü birşey değildir. Yavrusu doğmadan önce nasılsa şimdi de öyledir. Bu açıklanarak anne teselli edilebilir. Çocuk doğup onu kucağına aldığında, ''Bunca yıldır çocuğum neden doğmamıştı, yoktu'' diye ağlamak ne kadar mantıksız ise, çocuk öldükten sonra da ''Yavrum artık yok mu'' diye ağlamak o kadar mantıksızdır. Elbette zamansız ölümler insanları üzer. Fakat bu durum gerçeklik duygumuzu yok etmemelidir. Biz üzülüyoruz ve ölen çocuğun yaşamasını isterdik diye ölümden sonra yaşam hayalleri gerçeklik kazanmıyor. Materyalizm ölümden sonrasına değil öncesine dair konuşur. Materyalizm ölüler için değil yaşayanlar içindir. Materyalizm annelere, çocuklarını sevmeyi ahirete ertelememelerini ve korumalarını öğretir.

Materyalizm, acı çeken insanları avutmak için uydurulmuş bir felsefe değildir. Acı çeken insanların o durumunu sömürmek türünden işler sadece dinlerin yaptığı türden pisliklerdir. Umut tacirliğini yalnızca dinler yapar.

Materyalizm insana ne vaadeder peki? Materyalizm bizlere herşeyin değişebileceğini, dünyanın bilgisinin dünyada olduğunu, hiçbir şeyin kutsiyetinin olmadığını öğretir. Kendimizi hayali bir cennetle oyalamak yerine bu dünyada cenneti kurmak için çalışmamız gerektiğini öğretir. Acılı bir hayata boyun eğip ahiret hayalleriyle avunmak yerine, hayatımızı güzelleştirmemiz için mücadele etmemiz gerektiğini öğretir. Materyalizm bize, düşüncelerimizin kölesi değil efendisi olmamızı öğretir. Dünyayı değiştirebileceğimizi, boyun eğmemiz gereken bir kader olmadığını, adaleti ahirete ertelemeyip bu dünyada sağlamamız gerektiğini öğretir. Daha ne yapsın?

Alacele cevap olmuş ama yinede yavrusu ölmüş anne için akılca değil.

Yavrusunu yitirmiş anne ateist te olsa yıllardır beslediği şefkati hiçe sayamazsın..Hiç bir insan yavrusunun ölümüne dayanıklı olamaz , görmüyormusun ki ,şavaş halinde kıyılan yavruların anneleri sarmasarışık yavrularıyla bereber öldüklerini ??Baksana dünyaya evladının değil ölmesi ayağına diken batan bir anne bile feyadı figan etmiyormu ?

Böylesi şefkatin en doruk zirvesindeki bir anneye evladın yok olup bir daha onu göremeyeceksin diye teselli vermen o anne için nasıl bir azaptır ?

Ayrıca herşeyin değişebileceğini hiçbir şeyin kutsiyeti olmadığını savunan sen !!! acaba evladını kutsal bilip kendi canından daha fazla seven bir anneye katı ,soğuk karanlıklı bilğilerle avutmak dahamı akıllıcadır??

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen hastalarını teskin etmek orunluğun yokmu ? Ne ile teskin edersin ? reçeteler yatermi?

Ha biraz insaf.!

Hasta olayı ayrı..

Çocuğunu kaybeden anne hasta değildir.

Ben epeyi gördüm onlardan..

Hatta birinde anneye valyum verdim ve sakinleştirdim.

Bana sonra kızdı.. Neden beni sakinleştirdin diye..

Bu gibi durumlarda insanların ilginç bir beklentisi vardır.

Kaybettiklerini tanıyanlarla onu konuşmak ve acısını paylaşmak isterler.

Akıllarında başka hiç bir şey yoktur.

En istemedikleri şey teselli edilmektir.

Bu koşullarda teselli edilmek onlara hakaret gibi gelir.

Bütün yapılacak onların acısını paylaşmaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yerçekimi kanunu ya da görelilik teorisi insana ne vaad ediyorsa, materyalizm de onu vaad eder..

materyalizm bir vaatler kumpanyası değildir akıllıcan...

insanın düşünen varlık olması, doğaüstü vaatlerle şenleneceği anlamına gelmez..

düşünme yetisinin bokunu çıkarmanın alemi yok...

doğa hayvanlara ne vaat ediyor acaba??? bize ne vaat etsin peki??

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman bir anne düşünelim. Belki de bir şehit annesi.

Bu anne çocuğu ölünce niye üzülüyor? Cennetin bilmemkaçıncı katında çok harika bir yer bekliyor onu. Anne niye ağıtlar yakıp duruyor peki? Anne bu kadar bencil olabilir mi?

Neden doğamıza ters düşen bir şeye inanıyoruz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...