Jump to content

Alevilik Nedir?


Recommended Posts

Arkadaşlar bu Alevilik konusu daha önce de forumumuzda tartışılmıştı. O tartışmalardan benim çıkardığım sonuç, Aleviliğin ne olduğunu Alevilerin de tam olarak bilmediğiydi. Çünkü birbirinden farklı görüşler ortaya çıkıyor, söylenenler arasında iç bütünlük olmuyor ve bilinmeyen noktalarla çok karşılaşılıyordu. Alevilik, bir dışsal bir de içsel öğretisi olan, belli bir inisiyasyon hiyerarşisi barındıran bir inanç. Bildiğim kadarıyla dört kapısı var. Şeriat kapısı, tarikat kapısı, marifet kapısı ve hakikat kapısı. İnancın en içsel anlamı ve gerçekte ne olduğunu üst dereceli Aleviler bilebilir ancak. Yani hakikat kapısının son basamağındakiler. Alt kısımlardakilere Alevilik sorulduğunda, ne olduğu tam belli olmayan, birbiriyle çelişik, saçma sapan ve yanıltıcı cevaplar gelecektir. Bu yüzden Aleviliği ancak üst basamaklardaki yetkin kişilerden öğrenebiliriz. Bunu biraz araştırdım ve bir gazetedeki röportaj çok ilgimi çekti. Okurken çok şaşırdım. Alevilikte sözü edilen Ali'nin islamın Ali'si olmadığı, Alevilikte sözü edilen Allah'ın bile islamın Allah'ı olmadığı, Aleviliğin -bırakın islamı- tüm semavi dinlerin dışında olduğu, evrimi kabul ettiği v.b. anlatılıyordu. Röportaj, Aleviliğin en üst basamaklarında olduğu anlaşılan biriyle yapılmıştı. Uzun bir söyleşiydi ama çok yer kaplamaması için sadece ilgi çeken yerlerini alıntılıyorum;

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Siz Alevi camiasında oldukça ilgi gören kitabınızda Alevi kelimesinin Hz. Ali’den gelmediğini söylüyorsunuz. Peki nedir bu sözcüğün kökeni ve bugüne kadar yaygın kabul gören bu anlayış hatalı mıydı?

Yaygın bir inanışın aksine bana göre Alevi sözcüğü Ali sözünden türetilmiş bir söz değildir. Çünkü Türkçe dilbilgisi kurallarına göre Ali sözcüğünden Ali’yi seven, Ali’nin yolundan giden anlamında bir kelime türetmek gerekirse, Alici veya Alili olması gerekiyor. Hiçbir zaman Alevi olmazdı. i eki Türkçe de sonuna geldiği kelimeye aidiyet kazandırır. İnsan-insani, tarih-tarihi, mimar-mimari gibi. Alevi sözcüğü alev kelimesinin sonuna –i eki gelmesi ile oluşturulmuş, aleve ait, ışığa ait, alevden gelen, ışıktan gelen anlamında bir kelimedir. Zaten 16. yüzyıla gelinceye kadar Alevilik içinde asıl zümreyi oluşturanlara verilen isim ışıklar veya ışık taifesi idi. Ancak ışık ve ışık taifesi sözcükleri küfre dönüştükten sonra ve bu insanlar üzerine sürek avları ve katliamlar düzenlendiği içindir ki bu insanlar isimlerini değiştirmek zorunda kalmışlar. Alevilik tüm tarihi boyunca defalarca isim değiştirmiştir. Alevilik kadar farklı isimlere bürünen bir başka topluluk, bir başka inanış daha yoktur yeryüzünde. Bu onlara karşı sürdürülen saldırıların ve katliamların doğal sonucudur.

Alevi sözcüğünün kökeni nerelere kadar gidiyor?

Milattan önce 2000 yıllarında Anadolu’da Luviler yaşamış. Hititlerle beraber var olmuşlar, ancak biraz Hititlerin gölgesinde kalmışlar, biraz da kendileri böyle olmasını istemişler. Çok önemli bir uygarlık oldukları ve bu uygarlığın evrenin, yeryüzünün ve insanlığın var oluşuna ilişkin çok önemli bilgilere sahip olduğu yeni yeni anlaşılmaya başlandı. Luvi sözcüğü Hitit dilinde “ışık insanı” demektir. Zaten günümüzde de birçok dilde “lu” kökü ışık anlamında kullanılır. İngilizce de light Almanca da licht, Latince de lüx gibi. Alev sözcüğü de ışığın kaynağındaki yansımaya verilen isimdir. Anadolu'da sadece Luviler yok; Likyalı'lar da var. Likya ışık ülkesi demektir. Aleviler de Safavi savaşları sırasında kendilerine uygulanan büyük katliamlar öncesine kadar kendilerine ışık taifesi olarak adlandırdılar, ancak ışık taifesi katli vacip hale gelince mecburen isim ve kisve değiştirdiler. Ama isim ve kisve değiştirirken özlerine sadık kaldılar ve bir kelime oyununun arkasına sığınıp varlıklarını bir müddet daha gizlemeyi denediler. Alevi sözcüğü o zamandan itibaren kullanılmaya başlandı. Bazı araştırmacılar bunu daha yakın zamanlara taşıyorlar ama ben alevi sözcüğünü Kul Nimet’in nefeslerinde buldum, bana göre Alevi sözcüğü ilk kez 16. yüzyılın son çeyreğinde kullanıldı.

Yani Hz. Ali’nin mazlum, mağdur kimliğiyle bağlantısı yok mu?

Var. Kerbela Olayı, Alevilikte sırdan uzak, sırra vakıf olmayan asıl büyük kitleyi, mağdur olmuş insanların sempatisini kazanmak için çok iyi kurgulanmış, kullanılmıştır. Aleviler mağdurun yanında olmayı seviyorlar. Ali, Alevilik içinde çok etkili bir isimdir. Ancak Ali derken 7. yy’da yaşamış İslami şahsiyet kastedilmez.

Kimi kastediyorlar?

Kasedilen bir kişi değil bir kavramdır. Şimdi Genç Abdal’dan (Güvenç Abdal) iki dörtlük okuyayım.

''Yoğ iken yerle gökler ezelden

Kudret kandilinde pünhan Alidir

Kün deyince bezm-i elestten evvel

Alemi var eden sultan Alidir.

Müminler sırrını ilden sakınır

Kendin bilmezlere sözün dokunur

Genci Abdal dört kitapta okunur

Evveli ahiri destan Alidir.''

Şimdi dünya kurulmadan varolan ve alemi var eden bir varlığı hangi özneyle anarsak analım ister Ali ister Muhammet diyelim bu,7. yy’da yaşamış etiyle canıyla kanıyla varolmuş İslam’ın 4. halifesi olan Ali olması mümkün değildir.

Aşağı yukarı Alevi sırrına vakıf tüm Alevi Aşık-ı sadıklarının nefeslerinde bu durum böyledir. Bir dörtlük daha okuyayım:

''Şah-ı Merdan cuşa geldi sırrı aşikar eyledi

'Yağmuru yağdıran benim' deyi Ömer’e söyledi

Ol dem şimşek yalabıdı Yedi Sema gürledi

Hem Sakidir, hem Baki’dir, Nur -Rahman’ım Ali!''

Sefil Ali

Şimdi Saki, Baki ve Nur-u Rahman, esirgeyen, bağışlayan ışığım Ali diyor aşık. Bu vasıfların, niteliklerin bir insanda toplanması ve bunun da 7. yy’da yaşayan Hz. Ali olması mümkün değildir. Aleviler bunu binlerce yıldır söylüyorlar, dinliyorlar. Bunu söyleyen birisinin kendisini Müslüman hissetmesi zaten mümkün değildir.

Yani size göre insanlık kadar eski bir inanıştır o zaman Alevilik.

Evet öyledir ve bu benim görüşüm değil bilimsel bulgulardır. Ben sadece üstü örtülmüş bir takım gerçekleri gün yüzüne çıkarıyorum.

Örtüyü kaldırıyorsunuz sizin deyiminizle.

Evet. Bakın bir nefes daha okuyayım;

''Sorma ne hacet bizlere sofu

Ta evvel künyede ismimiz vardır

Dünya kurulmadan yüz bin yıl evvel

Şu yeşil kandilde cismimiz vardır.''

Devrani’nin bir nefesi bu. Devrani diyor ki; dünya kurulmadan yüz bin yıl evvel başka bir kandilde, gezegende cisim olarak vardık. Bir başka biçim değil cisim olarak vardık. Bu nefesleri çoğaltabiliriz. Eğer Alevi Aşıkların söyledikleri inanmazsak biz bunlara Alevi aşığı olarak kabul etmeyiz, onların yolundan gitmeyiz. Ama kabul edersek söylediklerini de kabul edeceğiz. Sadece Yunus Emre’yi kabul etmekle olmuyor bu iş. Onun söylediklerini de kabul edeceksiniz. Pir Sultan’ı kabul etmekle olmuyor, söylediklerini de kabul etmek gerekiyor. Kul Himmet’i, Genç Abdal’ı keza öyle. Bunların hepsinin nefeslerinde Aleviliğin tarihi ve inanışın aslı çok net olarak yatıyor.

[Aleviler, Alevilik ile İslam] Arasında bir çelişki görüyorlardı; tarif edilmemiş olsa da öyle mi?

Genel algılama Aleviliğin İslamiyet’ten ayrı olduğu şeklinde değil de farklı olduğu yönündeydi. Aleviler camiye gitmiyorlar, namaz kılmıyorlar, oruç tutmuyorlar, hacca gitmiyorlar diye Müslüman olmadıklarını söylemek eksik bir anlatım olur. Asıl önemli olan Alevi inanışının temeldeki inanış kalıplarının İslamiyet’ten farklı olmasıdır.

Şöyle söyleyeyim, Alevilerin inandığı Allah ile Müslümanların inandığı Allah aynı Allah değildir. Müslümanlıkta yaratan ve yaratılan diye bir ayrım vardır. Yaratılışın dışındaki daha ulu bir varlık yaratılmışları yaratmıştır. Alevilerde böyle bir inanış yoktur. Aleviler yaratılışın tamamını yaratanın kendisi olarak görürler. Yani yaratılmışın dışında bir ilahi varlığa inanmazlar.

Alevilik ve İslam daha Allah’ın tanımında, yaratanın tanımında birbiriyle uzlaşmaz, örtüşmez bir şekilde birbirlerinden ayrılırlar. Geleneksel tarzda izah etmek gerekirse, Allah’tan başka tanrı yoktur der Müslümanlar. Aleviler bunu Allah’tan başka varlık yoktur diye ifade ederler. İkisi birbirinden çok farklı şeylerdir.

Yaradılışı yaratan ve yaratılan olarak ikiye ayırmayı Aleviler doğru bulmazlar. Varlıkta ikilik yaratmaktır bunun anlamı, Alevilikte hakir görünür. Aleviler varlığın birliğine inanırlar. Varlığın birliği de Alevilerde çok bilinen bir tabirle “ene’l hak” diye tarif edilir. Ene’l hak sözcüğü 910 yılında Bağdat’ta işte çok ağır tarihin en ağır cinayetlerinden birine kurban giden Hallacı Mansur tarafından ifade edilmiştir. “Ben Allahım” demektir.

Ancak bunun derinliği de, yaratılmış her şeyin, yaratanın bir parçası olduğunu, bu parçaların bir araya gelmesiyle yaratanın ortaya çıktığının ifadesidir. Daha temel olarak Allah inancında ayrılırlar. Aynı Allah’a inanmayan insanlar aynı dinden olabilirler mi? Hıristiyanlıkta, Yahudilikte ve Müslümanlıkta aynı tanrıya inanılır ama bunlar ayrı dinlerdir. Alevilerle Müslümanlar aynı tanrıya bile inanmazlar.

Yani Alevilik tüm tek tanrılı dinlerden de ayrılıyor, öyle mi?

Alevilik tüm semavi dinlerden ayrılır. Sadece Müslümanlıktan değil. Çünkü yaratılmışın dışında bir yaratanın varlığına inanmıyorlar.

Bugüne değin Müslümanlık içindeki dört hak mezhep dışında kaldığı tartışılıyordu. Şimdi siz bütün semavi dinlerin dışında mı olduğunu söylüyorsunuz?

Evet tamamen böyle. Başka bir şey daha söyleyeyim; Aleviler cennete de cehenneme de inanmazlar. Tüm semavi dinlerde öldükten sonra cennete ya da cehenneme gidileceğine inanılır. Alevilikte böyle bir inanç yoktur. Aleviler nurdan geldiklerini ve devriye çemberi tamamladıktan sonra aynı nura geri döneceklerine inanırlar. Bir çembere inanırlar, bu çemberin içinde önce ''kadir-i mutlak''tan nura, nurdan dört kuvvete düştüklerine inanırlar. Bu dört kuvvet dört nesneyle temsil edilir (ateş, toprak, su ve hava). Bunlar bilimsel gerçeklerdir: Bugün herkes kabul ediyor ki bir gezegenin doğumundan bir çocuğun doğumuna kadar evrende her şeyi kontrol eden dört kuvvet vardır. Alevi nefeslerinde de bu vardır. Sıradan insanlar kolay anlasınlar diye ateş, toprak, su ve hava olarak adlandırılır.

Sonra bu nur dört kuvvetin kontrolünde önce cansız nesneye, sonra nebata, sonra hayvana, sonra insana ve ardından olgun insana, yani İnsan-ı Kamil’e ulaştıktan sonra tekrar geldiği kaynağa döner. Alevilikte başka bir evrene, başka bir mekana veya öbür dünyaya, cennete ya da cehenneme gidiş yoktur. Sadece İnsan-ı Kamil oluncaya kadar dünyaya geliş gidişe inanılır.

Yani reankarnasyona mı inanıyorlar?

Tam öyle değil ama; ona yakındır. Eğer bir insan İnsan-ı Kamil mertebesine ulaşmadan ölmüşse -ki ona ham ervah denir bu kişinin arkasından, sonra Devr-i Asan olsun diye dua edilir. Bu duayla ona İnsan-ı Kamil olmakta kolaylık dilenir. Olgun insan ölmez, hakka yürür. Olgun insanın ardından Hakk’a yürüdü denir.

Hakk aslında gerçektir. Alevilik kökü çok eskiye giden on binlerce yıl öncesine giden çok soylu ve kadim bir inanıştır ve kendisini sürekli sembollerle, simgelerle ifade etmiştir. Bunun nedeni, Aleviliğin başka dinlerin hakim olduğu coğrafyalarda, iklimlerde yaşamasıdır. Yaşarken de saklanmıştır. Saklanırken de uzlaşmacı bir tavır takınarak yaşadığı coğrafyadaki inanışların öznelerini kullanmıştır.

Alevi toplumunda kendisini Müslüman hisseden bir kesim var. Bu hissedişin nedeni 1400 yıllık İslam kültürünün yarattığı bir şey midir? Yoksa İslami alışkanlıklar ve ritüeller Alevi toplumunun içine mi işlemiştir?

Mevlana’nın güzel bir sözü var: ''Olduğun gibi görün yoksa göründüğün gibi olursun.'' Aleviliğin uzun yıllar başka bir dinin içinde ya da başka bir dinin hükümdarlığında kendini açık ve serbest bir biçimde ifade edememesi sonucunda kendisini Müslüman hisseden insanların varlığı doğrudur. Burada Aleviliğin tarifini doğru yapmak lazım. Alevilik semavi dinlerin dışında bir gizli inanıştır.

Diğer dinlerde olduğu gibi Müslüman ya da Hıristiyan ya da Musevi ana babadan doğan çocuk anne babanın dinine geçer. Alevilikte bu yoktur. Alevi olabilmek için belli bir olgunluğa geldikten sonra kendi özgür iradenle Aleviliği kabul etmen gerekir. Doğan çocuk Alevi sayılmaz. Belli bir yaşa gelip aklı erdikten sonra bir rehber eşliğinde ve bir müsaip edinerek yola girip yemin etmesinin ardından ancak alevi sayılır.

Bu Aleviliği diğer semavi dinlerden ayıran çok gelişmiş bir özelliğidir. Yola giren insan da yola girdikten sonra hemen Aleviliğin sırlarına vakıf olamaz. Aleviliğin sırrı dört kapının ardında gizlidir. Yani girersin birinci kapının onuncu basamağına yükselirsin, ardından başka bir kapı gelir onu açarsın bir on basamak daha çıkarsın ve sonra bir kapı daha.

Dördüncü kapının onuncu basamağında Alevi sırrı insana verilir. Buna göre yoldaki adamı çevirip ''Aleviler Müslüman mıdır?'' diye sormak ve onun verdiği cevabı muteber saymak mümkün değildir. Erkâna girmemiş, ikrar vermemiş insanın Aleviliği tarif etmesi mümkün değildir. 1960’lı yıllardan sonra köyden şehre göçler yaşandı. Alevi köyleri boşaldı, şehire gelen Alevilerin büyük kısmı Aleviliğin ilk kapılarındaki insanlardır. Alevilik konusundaki bilgileri sınırlıydı.

Onlardan doğan çocuklar da Aleviliği bilgileri sınırlı anne babalarından öğrendiler. Bu anne babalardan doğan çocukların kendilerini Müslüman olarak tanımlamaları, Alevi yolunu bilmemelerinden kaynaklanır. Çünkü Alevi yolu, Alevi erkânı 1960’lardan itibaren dağılmıştır. Bugün Alevi erkânı kaybolmuştur. Aleviler gerçek bir Alevi bilgisinden mahrumdurlar.

Konuşmalarınızda Alevi sırrına vakıf olan ve olmayan ozanlar ayrımı var. Bu ozanlar nasıl ayrılıyor?

Bu ayrım sadece ozanlar için değil tüm Aleviler için vardır. Aleviliğin kurumsal yapısı içinde dört kapı vardır; Şeriat Kapısı, Tarikat Kapısı, Marifet Kapısı ve Hakikat Kapısı. Ve bu kapıdaki insanlara şeriat ehli, tarikat ehli, marifet ehli ve hakikat ehli denir. Yani her ehil başka bir şey söyler. Alevi nefeslerinden tarikat ehli başka bir anlam çıkarır, marifet ehli başka bir anlam çıkarır, hakikat ehli başka bir anlam çıkarır. Her söze en az dört anlam yüklenmiştir.

Onun için Aleviliği çok iyi tanımlamadan, çok iyi bilmeden Alevilerin kendilerini Müslümanım ya da değilim diye tanımlamaları doğru değildir. Sokaktaki insana mikrofon uzatıp Müslüman mısın diye sormak ve Müslümanım cevabı almak Alevilerin Müslümanlığı konusunda bir şey ifade etmez. Çünkü o insan Alevilik üzerine bir fikir yürütmek için yetiştirilmemiştir. Ehil değildir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Link to post
Sitelerde Paylaş

Görüldüğü gibi Aleviliğin islamla, hatta semavi dinlerle bile hiçbir ilgisi yok.

Şimdi diyeceksiniz ki ''Freddie bunları niye anlatıyor? Hesabı ne? Şimdi de Aleviliğe mi sardı?''

Yahu arkadaşlar, Alevilik de islam dışı olsa ve ülkemizdeki gayri-müslim sayısı %20 kadar artsa fena mı olur?

Sıkılmadınız mı, ''%99'u müslüman bir ülkeyiz'' nakaratından?

Ama başka birşey daha var.

Anladık Alevilik islam dışı, hatta teizm dışı bir inançmış. Peki bir din mi bu?

Eğer Aleviliğin din değil de din dışı bir felsefi inanç olduğunu gösterirsek, ülkemizdeki dinsiz sayısı acayip biçimde artar.

En azından adı konur. E bu da elimizi güçlendirir değil mi?

Benim iddiam odur ki Alevilik bir din değildir, bir felsefedir.

Din ile felsefe arasındaki en temel ayrım nedir?

Dinde tanrı insanla iletişim kurar; bunu ayetlerle, elçilerle, mucizelerle v.b. yapar.

Felsefede ise -eğer tanrıya inanan bir felsefe ise- birey düşünerek, kendi çabasıyla tanrıya ulaşır.

Yani dinde tanrıdan insana, felsefede ise insandan tanrıya doğru bir yöneliş söz konusudur.

Şimdi üstte anlatılan Alevilikte sizce hangisi olabilir?

Dördüncü kapının en üst basamadığında ''Ben Allah'ım'' diyen bir öğreti, Allah'tan mesaj alma inancını barındırıyor olabilir mi?

Olamaz! Çünkü Allah'tan mesaj gelecekse, son basamaktakiler ''Ben Allah'ım'' dediklerine göre, şakirtlerine kendi mesajlarını Allah mesajı diye okutuyor olabilirler en fazla.

Zaten Allah'ı tabiatın içine koyan bir inancın onu insanla iletişim kurabilecek bir formda düşündüğü söylenebilir mi? Bence söylenemez.

Kısacası, Alevilik din değil felsefedir. Aleviler de dinsizdir. Türkiye'deki dinsiz oranı böylece yaklaşık %20 civarı oluyor. Yani hiç de az değiliz.

Fakat Alevi halkını kendi inancının ne olduğu konusunda bilinçlendirmek lazımdır. Bu kitle de din eleştirisine aktif olarak çekilmelidir bence.

Siz ne düşünüyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Güzel arkadaşım Freddie_ röportaj sanırım Erdoğan Çınar ile yapılmış. Eğer yanılıyorsam düzelt. Daha önce de bunun gibi fikirler burada tartışılmıştı. Sanırım 4 senelik bir geçmişi var bunun. Eğer şahsın kitaplarına bakacak olursan burada yazanlardan çok daha ilginç şeyler bulabilirsin. Biraz hayal gücüyle uzaylıların bir komplosu ile karşı karşıya olduğumuz fikrine bile ulaşabilirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Erdoğan Çınar'ın bu yazısını okuyan mal bulmuş mağribi gibi alıp foruma getiriyor ve "gördüğünüz gibi Aleviliğin İslam'la ilişkisi yok" diye ahkam kesiyor.

Peki Erdoğan Çınar'ı hangi kaynak, hangi belge doğrulayacak? Elinde kanıt yok, yazdıklarının tamamına yakını kendi hayal ürünü. Alevi kelimesinin etimolojisinden bile habersiz, kendi kafasından uyduruyor. Oysa ki Alevi Arapça bir kelime ve anlamı da "Ali yanlısı". İlk defa bu efendinin söylediği gibi 16. yüzyılın sonlarında değil, Muhammed ölünce onun yerine Ali'nin halife olmasını savunan Ali yanlıları tarafından kullanılmış.

Sünnilerde çeşitli revizyonistler vardır ve İslam'ı güzelleştirmeyle, olmayan şeyleri İslam'da var gibi göstererek temişze çıkartmayla uğraşırlar. E onlarda olacak da Alevilerde olmayacak mı? Bunlar da inançlarını İslamdan ayırmaya çalışan Alevi revizyonistler. Ama başarsalar da bir şey fark etmeyecek; müslümanlar Allah'a, Aleviler de Ali'ye tapmaya devam edecekler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şöyle söyleyeyim, Alevilerin inandığı Allah ile Müslümanların inandığı Allah aynı Allah değildir. Müslümanlıkta yaratan ve yaratılan diye bir ayrım vardır. Yaratılışın dışındaki daha ulu bir varlık yaratılmışları yaratmıştır. Alevilerde böyle bir inanış yoktur. Aleviler yaratılışın tamamını yaratanın kendisi olarak görürler. Yani yaratılmışın dışında bir ilahi varlığa inanmazlar.

Alevilik eğer gerçekten buysa, özde islam/Kur'an ile ya da diğer "semavi" dinlerle uzaktan ya da yakından ilgisi yok, alevilik dünya dinlerinin ancak mistik kanadına dahil edilebilir, yani doğuda Hinduizm, Budizm, Jainizm, Sufizm; batıda Gnostisizm, Neo-platonism, Plotinusçuluk, mistisizm ile aynı öz yapıya sahiptir.

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Görüldüğü gibi Aleviliğin islamla, hatta semavi dinlerle bile hiçbir ilgisi yok.

Şimdi diyeceksiniz ki ''Freddie bunları niye anlatıyor? Hesabı ne? Şimdi de Aleviliğe mi sardı?''

Yahu arkadaşlar, Alevilik de islam dışı olsa ve ülkemizdeki gayri-müslim sayısı %20 kadar artsa fena mı olur?

Sıkılmadınız mı, ''%99'u müslüman bir ülkeyiz'' nakaratından?

Kısacası, Alevilik din değil felsefedir. Aleviler de dinsizdir. Türkiye'deki dinsiz oranı böylece yaklaşık %20 civarı oluyor. Yani hiç de az değiliz.

Fakat Alevi halkını kendi inancının ne olduğu konusunda bilinçlendirmek lazımdır. Bu kitle de din eleştirisine aktif olarak çekilmelidir bence.

Siz ne düşünüyorsunuz?

Alevilik basbayağı İslam'ın içindedir şekerim. Benim tanıdığım bütün aleviler (sülalem de dahil) "Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali" derler. Ali onlar için her şeydir..

Hatta aleviler "gerçek İslam biziz" derler.

Bizimkilere "İslam tarihi yalanmış, Muhammed yaşamamış bile; batılı tarihçiler araştımış" dediğimde "olabilir tabii, neden olmasın, İsa da yaşamamış zaten" falan diyerek gayet "bilimsel" yaklaştılar. "E tabii bu durumda Ali diye biri de yokmuş, hiç yaşamamış" dediğimde "saçmalama, abartma, bu olacak şey mi, haltetmiş o tarihçiler" dediler ve gerçekten en küçük bir taviz vermeye niyetleri yoktu. Bilim bilim hakgetire...

Alevilik diye net bir mezhep yok ama bence İslam kaynaklı başka bir din. (Bu tamamen benim bakış açım ve yorumumdur.)

Aleviliği İslam'a yakıştırmayan, İslam'ı beğenmeyen ve aşağılayan bir küçük grup, bu abuk sabuk iddialarla alevilerin aklını karıştırma hevesinde ama nafile..

Bütün aleviler cahil, dinlerinin kaynağından bihaber de bir bu adam mı akıllı? Üstelik aleviler okumaya ve araştırmaya oldukça yatkın bir topluluktur. İçlerinde çok iyi araştırmacılar vardır ve hepsi de dönüp dolaşıp "Ali" demiştir.

Çakırcalı görmesin bu yazdıklarımı.:)

Fuzuli gelir de başlığı okur umarım. Ali aşığı bir alevidir ve çok araştırmıştır, bu konuda çok bilgilidir .

Kısacası aleviler dinsiz değildir. Alevilik İslam'ın kendisidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bir gazetedeki röportaj çok ilgimi çekti. Okurken çok şaşırdım. Alevilikte sözü edilen Ali'nin islamın Ali'si olmadığı, Alevilikte sözü edilen Allah'ın bile islamın Allah'ı olmadığı, Aleviliğin -bırakın islamı- tüm semavi dinlerin dışında olduğu, evrimi kabul ettiği v.b. anlatılıyordu.

Bu doğru değil, bu görüş alevileri islam dışı göstermeye çalışanların çabası. Çocukluğumda komşu köylerimiz kızılbaştılar ve namaz kılar oruç tutardılar(tabi biraz farklı, zaten sünniliğe en yakın olarak bilinen caferilik bile çok farklı). Alevilik kültürünün kitabi geleneği yok;sözlü gelenekten ibaret olduğu için herkes bir taraflara çekmeye çalışıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu müslümanlardan bir şey anlayan beri gelsin. Hem tüm dinler islam diyeceksin hemi de islam dışı dinlerden bahsedeceksin. Yahu tüm evren peyganber hazretlerinin yüzü suyu hürmetine yaratılmışken 2 tane garibanın dinini istediği gibi tarif etmesiden bile kıllanıyorlar. Aleviler sünniler gibi yerleşik yaşamadıkları için zaman içinde her grubun farklılaşması gayet normaldir. Erdoğan Çınar olayı masonik perspektiften ele almış, alsın. Çok muhterem müslümanlar bıraksında kim nasıl isterse öyle tarif etsin kendini, noluyor canım bunlara. Hayatı kontrol edemezsiniz uyanıklar bir yerinden sıkarsanız başka yerinden pırtlar; aynı aklınız gibi, sürekli çıkacak sanıyorsunuz değil mi, çıkacak tabii ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alevilik basbayağı İslam'ın içindedir şekerim. Benim tanıdığım bütün aleviler (sülalem de dahil) "Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali" derler. Ali onlar için her şeydir..

Hatta aleviler "gerçek İslam biziz" derler.

Bizimkilere "İslam tarihi yalanmış, Muhammed yaşamamış bile; batılı tarihçiler araştımış" dediğimde "olabilir tabii, neden olmasın, İsa da yaşamamış zaten" falan diyerek gayet "bilimsel" yaklaştılar. "E tabii bu durumda Ali diye biri de yokmuş, hiç yaşamamış" dediğimde "saçmalama, abartma, bu olacak şey mi, haltetmiş o tarihçiler" dediler ve gerçekten en küçük bir taviz vermeye niyetleri yoktu. Bilim bilim hakgetire...

Alevilik diye net bir mezhep yok ama bence İslam kaynaklı başka bir din. (Bu tamamen benim bakış açım ve yorumumdur.)

Aleviliği İslam'a yakıştırmayan, İslam'ı beğenmeyen ve aşağılayan bir küçük grup, bu abuk sabuk iddialarla alevilerin aklını karıştırma hevesinde ama nafile..

Bütün aleviler cahil, dinlerinin kaynağından bihaber de bir bu adam mı akıllı? Üstelik aleviler okumaya ve araştırmaya oldukça yatkın bir topluluktur. İçlerinde çok iyi araştırmacılar vardır ve hepsi de dönüp dolaşıp "Ali" demiştir.

Çakırcalı görmesin bu yazdıklarımı.:)

Fuzuli gelir de başlığı okur umarım. Ali aşığı bir alevidir ve çok araştırmıştır, bu konuda çok bilgilidir .

Kısacası aleviler dinsiz değildir. Alevilik İslam'ın kendisidir.

Hz. Muhammetle Salmani farisi gibi bir misyoner bu dini oluşturmuşlardır.

Muhammetin ölümünden sonra, arap müslümanların araplıkları ağır basıp salmanın kucağında büyüyen aliyle savaşmışlardır.

Ali ve Salmanın yeri başkadır aleviler için . ama siyasi güç arapların eline geçtiğinden

İslamiyetin aslı olan Salman, Muhammet ve Ali gibi şahsiyetlerin fikirleri silinmiştir.

Ali genç yaşından itibaren salman tarafından eğitildiği için bilgi olarak muhammetten ve herkesten ileridir.

o yüzden toplumun bastırılmış kesimleri

Muhammete natık (konuşan), aliye sakıt (susan) salmanada kapı (hakikatın kapısı) derler.

Ama susan konuşandan üstündür diye inanırlar.

Siyasi güç tarafından bastırılmış gerçek islamiyet (ilk islamiyet) bundan başkası değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yahu arkadaşlar, Alevilik de islam dışı olsa ve ülkemizdeki gayri-müslim sayısı %20 kadar artsa fena mı olur?

Sıkılmadınız mı, ''%99'u müslüman bir ülkeyiz'' nakaratından?

Erdoğan Çınar ve benzerleri de senin gibi düşünenlerden.

Ama böyle düşünmekle Aleviler değişmiyor.

Doğru analiz yapabilmek için Sünnilerle kıyaslayacağınıza, Alevilerle Caferiler arasında ne farklar olduğunu araştırın.

Göreceksiniz ki arada çok az fark var. O fark da ilave olarak Anadolu Alevilerinin inançlarına Şaman kültürünü de katmış olmalarıdır.

Alevilik, İslam Panteizmini temsil eder.

Erdoğan Çınar ve benzerleri Aleviliği İslam'dan tamamen soyutlayıp sadece panteist bir kültür olarak sunmaya çalışılıyor. Panteist olmama rağmen, bunu yanlış buluyorum. Gerçek bu değildir.

Hele Alevi sözcüğünü iddilalarına kanıt göstermeleri komiktir.

Bunlar dilimizdeki Safevi, bedevi, manevi vb. sözcükleri hiç duymamışlar sanırım.

Herhalde Kul Himmet'in aşağıdaki semahını da duymamışlardır. :lol:

Medet Allah, ya Muhammet, ya Ali

Yusuf kuyusunda zindana düştüm

Gül bengi çekilen Bektaş-ı Veli

Gayretiniz yok mu ummana düştüm

Hü hü hü ummana düştüm

Fatime ananın eteğin tuttum

Server Muhammed'e göz gönül kattım

İmam Hasan ile çok mehtap sattım

Şah Hüseyin ile dükkana düştüm

Haydar Haydar Haydar dükkana düştüm

İmam-ı Zeynel'e can kurban ettim

Muhammed Bakır'la musayib tuttum

Cafer-i Sadık'a göz gönül kattım

Naci deryasında ummana düştüm

Hü hü hü canan ya Ali

Musa Kazım Şah Rıza'ya kavuştum

Kerbela çölünde cenge giriştim

Yezit ordusuyla hayli vuruştum

Yaralandı sinem al kana düştüm

Yaralandı sinem sinem al kana düştüm

Taki Naki Askeri'dir nurumuz

Mehdi mağarada gizli sırrımız

Cebrail önümüz, Cerrah belimiz

Kırklar'ın Cem'inde erkana düştüm

Haydar Haydar Haydar erkana düştüm

Oniki İmam Dergahı'nda ünüm var

Gece gündüz sohbetim var demim var

Çok günahım varsa neden gamım var

Ali gibi şahı merdana düştüm

Haydar Haydar Haydar canan ya Ali

Kul Himmet Üstadım bu nasıl yazı

Lezzet verir şirin muhabbet tuzu

Ali'nin alnında zöhre yıldızı

Meyli muhabbeti selvana düştüm

Haydar Haydar Haydar selvana düştüm.

Ali adının aslında Ali bin Talib olmadığını iddia edenler, bu semahlarda geçen diğer isimleri nasıl izah edecekler acaba?

Alevilik gerçeği hakkında daha geniş bilgi için:

Alevilik Gerçeği

Link to post
Sitelerde Paylaş

Görüldüğü gibi Aleviliğin islamla, hatta semavi dinlerle bile hiçbir ilgisi yok.

Şimdi diyeceksiniz ki ''Freddie bunları niye anlatıyor? Hesabı ne? Şimdi de Aleviliğe mi sardı?''

Yahu arkadaşlar, Alevilik de islam dışı olsa ve ülkemizdeki gayri-müslim sayısı %20 kadar artsa fena mı olur?

Sıkılmadınız mı, ''%99'u müslüman bir ülkeyiz'' nakaratından?

Ama başka birşey daha var.

Anladık Alevilik islam dışı, hatta teizm dışı bir inançmış. Peki bir din mi bu?

Eğer Aleviliğin din değil de din dışı bir felsefi inanç olduğunu gösterirsek, ülkemizdeki dinsiz sayısı acayip biçimde artar.

En azından adı konur. E bu da elimizi güçlendirir değil mi?

Benim iddiam odur ki Alevilik bir din değildir, bir felsefedir.

Kısacası, Alevilik din değil felsefedir. Aleviler de dinsizdir. Türkiye'deki dinsiz oranı böylece yaklaşık %20 civarı oluyor. Yani hiç de az değiliz.

Fakat Alevi halkını kendi inancının ne olduğu konusunda bilinçlendirmek lazımdır. Bu kitle de din eleştirisine aktif olarak çekilmelidir bence.

Siz ne düşünüyorsunuz?

ne düşünüyoruz.gülmekten düşenemiyoruz ki freddie bir komediye imza atmış.çocuksu hayaller diyelim sadece.bu kadar berbat bir teoriyi son günlerde okumamıştım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Memleketimin alevisinin cehaletiyle sünnisinin cehaleti arasında ne fark var acaba diye düşünesim geldi. Alevi ve sünni köylerinde dolandığım zamanlar hatrıma geldi, gitmedi. Gericilik ve öküzlükte hangisinin daha ileri olduğuna hala karar verebilmiş değilim. Sünnisi "aha bu gızılbaşlar mumsöndü oynuyor, bunlar bizden değül" diye yırtınırken ve tuttuğu aleviyi en azından son 85 senedir keserken, tecavüz ederken, yakarken; Alevisi "asıl islam bizük" diye bi tarafını yırtıyor.

Forumun sünnileri ile aleviliği bildiğini anladığını zanneden aklı evvelleri de ahkam kesiyor...

Memleketimin kendini "Alevi" olarak tanımlayan vatandaşının hali pür meali:

- Sünni, yani islamın şimdilik dünyadaki söz sahibi olan gurubundan biri diyor ki "bu bizden değil"

- Şia, (caferisi şusu busu sünni dışında kalanı) islamın öteki böyyük grubu diyor ki "bu bizden değil"

* Alevi kardeşim bi tarafını yırtıyor "islamın aslı bizük"

- Osmanlıyı bilmem ama (bilsem de size söylemem) Türkiye Cumhuriyeti devleti kurucusundan bu yana Alevileri bi güzel kesmiş.

- Sabiha Gökçen alevi köylerine (bi de kürtlere) bomba yağdırarak Sabiha Gökçen olmuş. Atasının emriyle nice çoluk çocuk yaşlı genç kadın erkek (türkiye sınırları içindeki insancıklar bunlar - yunan ingiliz filan değil-) öldürmüş.

* Alevi kardeşim pek gıymatlı alisinin resminin yanına mutlaka Atatürk resmi koymaya devam eder.

- Diyanet işleri başkanlığı ve milli eğitim bakanlığı marifetiyle sünni bir inanç sistemiyle koca bir nesil yetiştirilsin

- Tarih diye kakaladıkları ne idüğü belirsiz uydurmalar olsun

* Alevi kardeşim atalarını müslüman saymaya devam etsin.

Bugün memleketimin alevisiyle sünnisi arasında fark yoktur. Belki hazreti tayyibin marifetiyle özgürleşirler de kendi geçmişleri hakkında bişey öğrenirler. Geçmişin aleviliği ile bugünün aleviliğinin bir alakası yoktur. Bugünün alevisi sünninin az yandan yemişidir o kadar.

Demek namaz kılan alevi varmış, kendini alevi zanneden sünni olmasın o?

Pehhh

Ne diyorsam ben de.

Beter olun!

Link to post
Sitelerde Paylaş
- Osmanlıyı bilmem ama (bilsem de size söylemem) Türkiye Cumhuriyeti devleti kurucusundan bu yana Alevileri bi güzel kesmiş.

Alevilere e büyük katliamlar Osmanlı devrinde yapılmıştır.

- Sabiha Gökçen alevi köylerine (bi de kürtlere) bomba yağdırarak Sabiha Gökçen olmuş. Atasının emriyle nice çoluk çocuk yaşlı genç kadın erkek (türkiye sınırları içindeki insancıklar bunlar - yunan ingiliz filan değil-) öldürmüş.

Orada hiç kimseye Alevi veya Kürt olduğu için bir harekat yapılmadı. Harekat, mezhep veya ırka değil isyana yöneliktir.

Tarih diye kakaladıkları ne idüğü belirsiz uydurmalar olsun

Neymiş bu ne idüğü belirsiz uydurmalar?

tarihinde ironman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Alevilere e büyük katliamlar Osmanlı devrinde yapılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti döneminde hiç alevi öldürülmemiş midir? Aleviler alilerinin resmi yanına abdulhamitin resmini mi asmaktadır?

Orada hiç kimseye Alevi veya Kürt olduğu için bir harekat yapılmadı. Harekat, mezhep veya ırka değil isyana yöneliktir.

3 tane isyancı için bütün bir köyü bombalarla yok etmek, 300 tane isyancı için 300 köyü haritadan silmek... Çok adil, çok akıllıca..

Neymiş bu ne idüğü belirsiz uydurmalar?

Hangisini istersin? Türklerin müslümanlığından mı başlasam acaba yoksa Anadolunun Türk oluşundan mı? Yoksa yoksa güneş dil teorisini mi anlatsam.. Yok yok en iyisi ilköğretim okulları ile liselerde okutulan tarih kitapları. Harika bir saçmalama abidesidir onlar.. Din derslerinde anlatılanlardan mı bahsetsem yoksa... Acaba Türkiye Cumhuriyeti tarihini Milli Eğitim Bakanlığı marifetiyle ne kadar doğru öğrenebilirden mi devam etsem... Ne desem, nasıl desem....

Link to post
Sitelerde Paylaş
Türkiye Cumhuriyeti döneminde hiç alevi öldürülmemiş midir? Aleviler alilerinin resmi yanına abdulhamitin resmini mi asmaktadır?

Ben öyle bir şey mi dedim? Sırf Alevi olduklarından dolayı öldürülen, kızılbaş katlina fetva veren Osmanlı, T.C. ye oranla dehşet bir Alevi katliamı yapmıştır.

3 tane isyancı için bütün bir köyü bombalarla yok etmek, 300 tane isyancı için 300 köyü haritadan silmek... Çok adil, çok akıllıca..

Konuyu saptırma. İlk başta Alevileri öldürdü diye salladın, ben de olayın Alevilikle bir ilgisinin olmadığının, isyana karşı olduğunu yazdım. Harekat ve şiddeti hakkında yazacaksan yaz, fakat alakasız şekilde Alevi katli, Kürt katli diye yazma.

Hangisini istersin? Türklerin müslümanlığından mı başlasam acaba yoksa Anadolunun Türk oluşundan mı?

Türklerin müslümanlaşması konusunda ben de katılırım.

Yoksa yoksa güneş dil teorisini mi anlatsam..

Ne alaka? Güneş dil teorisi hala geçerli mi? Resmi müfredatta var mı? Şu anda bu mu öğretiliyor?

Yok yok en iyisi ilköğretim okulları ile liselerde okutulan tarih kitapları. Harika bir saçmalama abidesidir onlar..

Tarih kitaplarında neler yanlış yazıyormuş? Doğrusu neymiş?

Din derslerinde anlatılanlardan mı bahsetsem yoksa...

Adı üstünde "din" zaten. Bu sitenin amacı da halkı din saçmalığından kurtarmaktır. Bu konuda farklı düşündüğümüzü sanmıyorum.

Acaba Türkiye Cumhuriyeti tarihini Milli Eğitim Bakanlığı marifetiyle ne kadar doğru öğrenebilirden mi devam etsem... Ne desem, nasıl desem....

Neyi yanlış öğrettiler sana? Adı üstünde resmi tarih, tabii ki kendi ideolojisinde vatandaş yetiştirmek için kendi tarihini yazacak. Beğenmediğin tarihin nereleri yanlış yazarsan sevinirim.

tarihinde ironman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar, yazdıklarınızı okudum. Öncelikle, söylediğiniz çoğu şeyin cevabı röportajda bulunuyor aslında. Kendi çevrenizdeki, ailenizdeki Alevilerin Aleviliği kavrayışından örnekler vermişsiniz. Fakat röportajdaki adam, bunun dört kapı barındıran bir gizem inanışı olduğunu, her kapı ehlinin farklı bir kavrayışı olduğunu, ilk kapılardaki kimselerin öğretinin aslını bilmediğini, sadece dördüncü kapının en son basamağındakilerin Alevi sırrını bildiğini, sırra erişenlerin ''Ben Allah'ım'' dediğini, çoğu Alevinin erkana girmemiş ve ikrar vermemiş kimseler olduğunu, bu yüzden sokaktaki bir Alevinin Aleviliği tariflerken söylediği şeylerin geçerli sayılamayacağını anlatmış zaten.

Açıkçası Alevi kelimesinin Ali'den gelip gelmemesinin fazla bir önemi yok. İsevi, Musevi gibi söcükler olabiliyorsa Ali'den gelen bir Alevi sözcüğü de olabilir. Bu açıdan ben de yazara katılmıyorum. Ama bunun önemi yok. Çünkü adam başka birşey anlatıyor. Ali'den kastedilenin tanrısal bir varlık olduğu, bu varlığa Ali denmesinin sebebinin islam coğrafyasının hakimiyetinde gizlenme kaygısı olduğu anlatılıyor.

''En el hak''(Ben Allah'ım) diyen bir inanç nasıl olur da islam içi olabilir, hatta nasıl olur da bir din olabilir söyler misiniz? Din kullar içindir. ''Ben Allah'ım'' diyen din olur mu? Yoksa size göre, bu lafı eden Hallac-ı Mansur da mı Aleviliği bilmiyordu? Röportajdaki adam pek çok Alevi ''Aşık-ı sadık''ının nefeslerinden örnekler vermiş. Bunların hiçbiri Aleviliği bilmiyor da onların nefeslerine iman eden sizin akrabalarınız mı biliyor Aleviliği?

Alevi inancının cennet ve cehennem inancını barındırmadığı, bir çeşit reenkarnasyon inancı barındırdığı anlatılıyor. Bildiğim kadarıyla Bedrettin de bu inancı paylaşıyordu. Cennet ve cehennem inancı hıristiyanlık ve musevilikte olmasına rağmen bunlar islam dışı iken, bu inancı barındırmayan Alevilik nasıl olur da islam içi olabilir? Yoksa Bedrettin de mi bilmiyordu Aleviliği size göre?

Bir başka önemli bilgi de Alevilikteki Allah algısı hakkındaki bilgiydi. Aslında bu bile başlı başına herşeyi açıklamıyor mu? Yaratan ile yaratılan ayrımını göz ardı eden bir inanç nasıl olur da islam içi olabilir? Hıristiyanlık ve musevilik bile bu ayrımı kabul edip islamla benzeşmesine rağmen ayrı bir inanç kabul ediliyorken, nasıl olur da Alevilik ile islam bağdaşabilir? Aynı Allah'a inanmayanlar nasıl olur da aynı dinden olabilir? Aleviliğin ''varlığın birliği'' denen farklı bir tanrı kavrayışı olduğunu kimse inkar etmez herhalde. Röportaj uzamasın diye alıntılamadığım kısımlarda, adama, ''Aleviler nasıl olur da sizin bu anlattıklarınızı bilmez?'' türünden bir soru da yöneltilmişti. Adam da, ''Aslında bunların tümü Alevi nefeslerinde açıkça anlatılır. Ama herkes 'kabının yettiği kadarını' alır'' diye açıklamıştı.

Bu sorulara mantıklı cevap verecek olan varsa buyursun versin. Ama çevrenizdeki 'erkana girmemiş', 'ikrar vermemiş', dördüncü kapıya gelmemiş, sırrı almamış Alevilerin düşünceleri üzerinden fikir yürütmek doğru olur mu sizce?

Ayrıca diyelim ki Alevilik hakikaten de islam içi bir inanç. Yahu siz ateist halinizle bu fikri niye savunuyorsunuz? İslamı güçlendirmek, Aleviliğin sünnilerin yanına itilmesi ve belki de içinde eritilmesinin size(bize) faydası ne? Alevilik islam dışı olsa, hatta din dışı olsa daha iyi değil mi? Bunları da düşünün biraz. Tamam bütün dinlere karşıyız ama karşı tarafı yenmenin bir yolu da onun bütünlüğünü kırmak değil midir? Siyaset denen şeyi unuttunuz mu? :)

Not: Bu son paragrafım yüzünden önceki paragraflarda anlattıklarım güme gitmez umarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu sorulara mantıklı cevap verecek olan varsa buyursun versin. Ama çevrenizdeki 'erkana girmemiş', 'ikrar vermemiş', dördüncü kapıya gelmemiş, sırrı almamış Alevilerin düşünceleri üzerinden fikir yürütmek doğru olur mu sizce?

Buyrun size bir sünnileşme örneği daha... Şimdi bir avuç adam "gerçek" Alevi, geri kalanlar "erkana" giremeyen, "ikrar" veremeyen, "kapıya" ulaşamayan sürü, ÖYLE Mİ? Ne farkı var bunun dünyanın dört bir yanında islam adına vahşetler bombalar recmler yapılırken "bu islamdan değildir, gerçek din bu değil" demekten?

Bugünün aleviliğini bugünün alevileriyle değerlendiririm. Gördüğüm kadarıyla pislik konusunda bir alevinin bir sünniden farkı yok! Bedrettin, Hallacı Mansur yada aşıklar bugünün alevisini pislik olmaktan kurtaramıyor, kurtaramaz. Hatırlayım onlar ÖLÜ.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buyrun size bir sünnileşme örneği daha... Şimdi bir avuç adam "gerçek" Alevi, geri kalanlar "erkana" giremeyen, "ikrar" veremeyen, "kapıya" ulaşamayan sürü, ÖYLE Mİ? Ne farkı var bunun dünyanın dört bir yanında islam adına vahşetler bombalar recmler yapılırken "bu islamdan değildir, gerçek din bu değil" demekten?

Aleviliğin dört kapı barındıran hiyerarşik bir inanç olduğu benim subjektif iddiam değil, bu inancın içeriği böyle. Fakat sünnilikte böyle bir içerik yok. Bu yüzden sünnilerin, islamdaki bazı uygulamalar hakkında bahsettiğin türden ikiyüzlü bir inkarcılığa girişmeleri elbette haksızdır fakat Aleviliğin yapısı daha farklı. İkisini aynı kefeye koymak hata olur. Ayrıca arada böyle bir benzerlik olması neden beni de bir ''sünnileşme örneği'' yapsın ki? Ne biçim bir mantık bu? Sünniler de kıçları kaşındığında kaşıyor, ben de; peki bu benzerlik de bir sünnileşme örneği sayılır mı senin gözünde? Ha bu arada, ben Alevi değilim, ateistim.

Bugünün aleviliğini bugünün alevileriyle değerlendiririm. Gördüğüm kadarıyla pislik konusunda bir alevinin bir sünniden farkı yok! Bedrettin, Hallacı Mansur yada aşıklar bugünün alevisini pislik olmaktan kurtaramıyor, kurtaramaz. Hatırlayım onlar ÖLÜ.

Fakat Alevilik denen inanç temelde o ölü adamların nefeslerinden oluşuyor zaten. Yani şu an ölü oldukları için onları bir yana atamayız. Önemli olan o adamlar değil öğretileri çünkü ve öğretiler hala yaşıyor. Elbette Aleviliği tanımlarken kendine Alevi diyenlerin bugünkü niteliği de önemlidir. Fakat tüm müslümanlar istavroz çıkarmaya başlasa, islamda istavroz çıkarmanın olduğunu savunamazdık değil mi? Günümüz Alevilerinin büyük kısmının bilgisiz olması, Alevilik üzerinde değil sadece Aleviler üzerindeki görüşlerimizi etkiler.

Öte yandan, senin yaklaşımın hiçbir değiştirme iradesine yer vermiyor. ''Bugünkü Alevilerin sünnilerden farkı yoktur, o halde hepsinin canı cehenneme!'' türünden bir akıl yürütmen var sanki. Fakat Alevi inancının aslının Alevilerce öğrenilmesi biz ateistlerin işine gelecekse neden bunun için bir müdahelede bulunmayalım ki? Alevileri sünnilerin kucağına terk etmenin bize ne faydası olacak?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...