Jump to content

Allah kelimesinin kökeni.


Recommended Posts

Allahın arapça yazım şekli aynı bir yılana benzemektedir...

İslamın Hristiyan karşıtı bir din olarak çıktığı da düşünülür...

Yılan şeklinin okunuşundan da çıktığı düşünülür...

Ek bir bilgi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 235
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Herşeyden evvel, Arapça'daki "El" ve "Al" ekleri İngilizcedeki "the" sözcüğünün karşılığı filan değildir. Eğer böyle olsaydı, Kuran denmez, "El Kuran" veya "Al Kuran" denirdi; tıpkı İngilizcede "the Quran" dendiği gibi.

arapcada القرآن - Al-Kuran deniliyor:

http://en.wikipedia.org/wiki/Qur%27an

tarihinde azeri1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

eski araplar bununla beraber kizlari olarak niteledikleri lat menat ve uzza'ya da taparlardi. yani kuran'da müşrik diye geçen kesim el-ilah'ı baştanriça bu üçünüde onlarin kizi olarak görürlerdi. muhammed islam dinini kurduktan sonra bu baştanriçayi tek ilan edip, onun kizlar edinmediğini ve tanrıça olmadiğini iddia etmiştir ve bu şu kuran ayetleriyle ortadadir,

necm/19,20. "Lât ve Uzza'ya ve diğer üçüncüsü Menat'a ne dersiniz?

21. Erkek size de, dişi Ona mı?

22. Öyle ise bu çok insafsızca bir paylaştırmadır.

23. Onlar ancak sizin ve atalarınızın (ilah edindiğiniz şeylere) taktığınız isimlerdir. Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar (putperestler)yalnız zanna ve nefislerin arzusuna tâbi oluyorlar. Andolsun ki, kendilerine, Rableri katından yol gösterici gelmiştir. "

görüldüğü gibi en başta lat menat ve uzza'dan bahsediyor ardindanda "erkek sizede dişi ona mi" (yani size oğlanlar veren allah kendisine bu kizlari mi edinecek?)diyor. kuranin indiği dönemde ataerkillik dorukta olduğu için erkek çocuk kiz cocuktan üstün görülürdü, o yüce denilen çağlar üstü denilen allah'ta bu ilkelliğe dahil olup "edinmek isteseydim oğullar edinirdim" diyor. zaten 22.'sinde ki"bu çok insafsizca paylaştirmadir" kismi da bunu net olarak gösterir.

diyanet işleri bundan rahatsiz olmuşki 21 nolu ayete dipnot düşmüş "burda bahsedilen meleklerdir" diye, evet eski araplar ve hristiyanlar melekleride dişi olarak tasnif etmiştir. ama burada bahsedilen lat, uzza ve menattir. kör değilseniz üsttekileri sirayla tekrar okuyun. sözkonusu olan bu 3 put olmasa ve allah'ın kizlari olarak nitelenmese neden 19-20'yi takiben 21-22.'de "erkek sizede dişi ona midir" "bu çok insafsiz paylaştirmadir" desin.

müşriklerin allah'a inandiği ama onun yani sira kizlari olarak niteledikleri diğer tanrilarada inandiklari başka kuran ayetleriylede gösterilebilir, buyrun.

zuhruf/87:" Andolsun, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette, Allah derler. Öyleyken nasıl döndürülüyorlar? "

bu da olayi yeterince kanitliyor sanirim. müşrikler, kafirler gibi allah'ı reddetmiyorlardi, zaten islamliktan cok önce ölen muhammed'in babasinin adi abdullah (allah'ın kulu) idi. ama bir arap baştanriçasi olan allah'a kizlar atif ediyor ve onlarada tapiyorlardi. muhammed bunlari tek bir allah'a indirip, musevi ve hristiyan tanrilarininda bu allah olduğunu iddia etti.

tarihinde gavur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

arapcada القرآن - Al-Kuran deniliyor:

http://en.wikipedia.org/wiki/Qur%27an

O zaman biz boşuna Allah diyoruz.

Allah Al-Ilah'tan geldiğine göre,Ilah yani Tanrı dememizde bir sakınca yok.Demekki Allah bir isim falan değilmiş.Bizde öyle The falan olmadığı için sadece İlah yani Tanrı diyebilmemiz lazım.Ah bu osmanlı asimilasyonu...

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaman biz boşuna Allah diyoruz.

Allah Al-Ilah'tan geldiğine göre,Ilah yani Tanrı dememizde bir sakınca yok.Demekki Allah bir isim falan değilmiş.Bizde öyle The falan olmadığı için sadece İlah yani Tanrı diyebilmemiz lazım.Ah bu osmanlı asimilasyonu...

öyledir. Azerbaycanda müslümanlar "Ilahi, özün kömek ol(yardim et)" da diyorlar,

fars kelimesi "Khuda" (Rabb, Efendi) da kullaniyorlar: "Khuda, kömek ol"

Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

Sevgili notamatik,gercekten güzel calisma yapmisin.

Biz isin kolayina gidip konuyu ortasindan kavramisiz.

Halbuki isi basindan almak gerekti.

Kolayimiza geldiginden olsa gerek.

Sümerve diger cevre milletlerin Tanricalarin adlari deyisiklige ugraya ugraya Araplarda Allah olmus.

Su sümer Tahrisi AL-MAH in M sini Araplar yutmus onun yerine L yi koyup AL-LAH yapip cihmislar sanirim:-)))).

Yani bizim fistanlilarin Allahi Sümer dogumlu :-))))).

Bu nedenle Allahin kaynagini yazin deyince,sesleri cihmiyor dimek:-))))).

Vay sizi müslüler vay.

Bu Allah ve Arap konusu bana kürtle Abdulhamitin arasinda gecen komik bir konusmayi hatirlatti.

Abdulhamit Istanbulda Hamidiye kislalari yaptirir,Kürtlere askeri eyitim vermek icin.

Kürtler bu kislalarda eyitim görüp silahlandirilip dogu ve güney doguya gönderilir ve Türkmenleri buralardan temizlesinler deye.

Türlmenlerin cogunu Osmanli ordusu geri kalaninida Kürtler bu silahlarla temizlerler.

Bu nedenle Abdulhamitle Kürtler arasinda büyük bir dostluh dogar.

Güya,Abdulhamit bu dostluga dayanarak Dersimlilere konuk olur.Dersimin en büyük agasinada sende istanbula gel bana konuk older.

Aradan zaman gecer Kürt aganin Istanbula gideceyi tutar.Istanbula gider islerini gördükten sonra bir kumas satan magazaya girer derki bu istanbulda bir arkadasim var,Adi Hamit olacak nerde oturdugunu biliyormusunun?

Adam güler.

Yahu arkadasim bu istanbulda binlerce hamit var,ne bilelim hankisini ariyorsun.Uzun ugrastansonra Kürt hatirlar,yahu bu adamin adi Abdulhamitmi neydi galiba.Adam derki arkadasim

Yinede bilemeyiz,Abdulhamit adida az deyil bu Istanbulda.

Durun bakiyim der adinin basinda Sultanda vardi galiba der Kürt aga.

Simdi bildik bu adamin nerde oturdugunu.

Ordan faytoncuyu cagirip bu adami Padisah Abdulhamide götür der magaza sahabi.

Faytoncu Kürdü padisaha götürür,Hosbesden sonra,bir gün padisah agaya Istanbulu gezdirmek ister ve binerler saltanat arabasina sultan Ahmat camisine giderler.Kürt minaraleri muazzam kubbeyi görünce afallar.

Padisaha arkadasim Hamit der bu CAMIYI senmi yaptirdin?Padisahda yoooo bu camiyi benim atalarim yaptirdi deyince,Kürt aga bilmeliydim sen bir .....kimi beceremiyecegini :-))))).

Abdulhamit essekten düsmüse döner ama görgüsüz agaya ses ciharmaz.Icindende söyle der.

Ulan Kirro bu ilk ve son olsun bir daha nah girersin sarayima der.

Arabin hesabida böyleymis demek bu adi Sümerlerden yürüttüler.

Bilmeliydik Arabin böyle seylere gafasinin calisamayacagina.

Kürani bile Iranli Yunanli kölelerin Samli papazin yardimlariyla yazdihlarina bahilirsa bunlarin inanclarinin cogu Ithal mali:-))))

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Emeğine sağlık Notamatik. Allah sözcüğünün kökenine getirdiğin yoruma katılmıyorum ançıp kibele konusunda doğrusun.

Türkçe yapım ekleri; ...ce-ca, ...çe-ça, Arapça yordamda kapalı te tamgası (harf) ile "...ten" biçiminde sonlanışındadır genellikle.

Tanrı ; (اِله) İlah

Tanrıça ; (اِلهَة) İlahaten

Özgürce ; (بِكُلِّ حُرِّيَّة) Bi külli hürriyyeten.

Rahatça ; (بِكُلِّ رَاحَةٍ) Bi külli rahatin.

Allah sözcüğünü ben de araştırdım. İlgilenenler aşağıdaki konuları okuyabilirler.

Ellah yazısı ; (Forum.ateizm , Bilimselfelsefe , Forum.agnostik)

Arapçada "büyük" sözcüğünün fiil çekimleri ; (Bilimselfelsefe , Yeniislam, Forum.agnostik)

El kebir = Bir büyük

Ekber = Dahabüyük

Kübbara = Büsbüyük

El kübra = O enbüyük

Uğrola

tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Paradigmax,

""Kalkıyorsunuz burada hiyerogliflerden bahsediyorsunuz, oysa bizim milletimizi daha yakından ilgilendiren 15.0000 yılık "PETROGLİFLER" den bahsetmiyorsunuz..

Bunu neden söylüyorum, asıl ay kültünün temeli oradadır, inek kökenli değil boğa/öküz kökenlidir..""

Bir şeyden bahsettim diye her şeyden bahsetmem gerekmiyor. Laf lafı açıyor diye, aklıma gelen gelmeyen her şeyi yazacak değilim.

İnek, manda, öküz, boğa, sığır vs. de fark etmiyor. Çünkü pipisinin olup olmadığı değil, boynuzlarının şekli önemli. Yazılarımı okursan bunun üzerinde durduğumu fark edersin. Sen illa da "Ben pipisini gördüm, o öküzdü" desen bile nafile. Boynuzların şekli Ay şeklinde. Kutsaliyet oradan geliyor.

"""Allah ın simgesi ay mıdır Allah aşkına?

Bir taraftan İslam da ay Allah a simge adledilecek, diğer tarafta ay yarılacak, ay-güneş-yıldızlar sadece insanların hüzmetine verilmiş ayetlerdir denilecek Kuranda..

Buna aklınız kesiyor mu?"""

Allah'ın simgesi Ay'dır tabi, Allaha aşkına.

Sen Kuran'a filan bakma. O ne bilecek Allah'ın simgesini? Kuran'ın Allah'dan haberi var mı ki simgesini bilsin? Benim anlattıklarım Kuran'dan ve İslam'dan yüzyıllar öncesi. Bunu bin kere daha söyletmeyin bana.

""Lah hecesinin bir şekilde La dönüştüğünü ve dişil takısı söylüyorsunuz oysa sadece İbrani lehçesi dediğiniz Arapçada “La” nın hayır/yok demek olduğunu bilmiyor musunuz?""

Umarım bu bir espiri filandır. Yoksa bu kadarı da olamaz yani.

Aşağıdaki "da" hecelerinin hepsi farklı manalarda kullanılmıştır:

-- Nasıl olur da bunu bilmezsin?

-- Hasan da geldi.

-- Gol atmasına atar da, ama yine de yenilir.

-- Nilayda çok güzel bir kedi var.

Ama sana göre, yukarıdakilerden biri doğruysa, diğerleri yanlış olmalı. Umarım şimdi de "ama" dedim diye zaman başka bir şey anlamıyorsundur.

""Asherah, Anath, Astarte, Ashima, Cherubim, Matronit (Shekhina)

Hani nerede burada La takısı?""

Leyla, Süheyla, mualla, Ayla, Izabella, Anabella, Sinderella. Bu la eklerinin dişilik eki olduğunu biliyorsun değil mi?

Salihe, Arife, Durdane, Feride, Halime, Latife, Hayriye. Hani burada dişilik eki? Bunlarda da la değil, e dişilik eki var. Ama sana sorarsak, en üstteki isimlerde la olduğu için bunlarda da la olması gerekirdi. Aksi halde la dişilik eki iptal.

Ebru, Gül, Fatma, Esra, Irmak, Ajda, Arzu , Asuman, Filiz, Füsun, Gülizar. Hani bunlarda e veya la dişilik ekleri? O halde demek ki bütün dişilik ekleri güme gidiyor değil mi? Arkadaşım, bazı bayan isimlerinde dişilik eki vardır. Azında vardır veya çoğunda vardır ama hepsinde yoktur. Bu kadarını da anlattırmayın, kendiniz düşünün bunları.

Sen çatlasan da, patlasan da Allah'ın simgesi Ay'dır ve bu simge bütün camilerin en en en tepesindedir. Ve Ay zaten başlı başına bayana atanmıştır. Sonunda dişilik eki olsa da olmada da:

Gülay, Beray, Şenay, Nilay, Esmeray, Nuray, Tülay.

Ayfer, Aysel, Aylin, Aynur, Ayten, Aysun, Ayla, Ayça, Aydan, Ayşen.

""Tiamat mı(babil) , Kupapa(Kubaba)mı[hitit/hurri] Kybele(Luvi-ce) mi?Eğer hepsi aynısı ise bu la tanrıçalık takısı güme gidiyor..""

Kıb-e-le deki "le" veya Kıb-El-La daki la, dişilik takısıdır. Bunun böyle olduğu; sonu "elle" veya "ella" ile biten diğer tanrıçaların adlarından belli olduğu gibi, aynı zamanda da yüzlerce kere söyleyip de anlamak istemeyenlere bir türlü anlatamadığım gibi, İbranice sözlükte, "El" veya "Al" kelimelerinin manasının hala tanrı olarak geçmesi ve de "ella" kelimesinin ise hala tanrıça olarak geçmesinden de bellidir.

""Benden Allahın/Tanrının/İlahın tek olduğuna dair kanıt istemişsiniz, bir kaçını vereyim:"

Sevgili arkadaşım ben senden öyle bir kanıt istemedim. Ben senden çok tanrılı dinlerin, tek tanrılı dinlerden türediğine dair kanıt istedim. Mesela bana öyle bir dönemi örnek göstereceksin ki, o dönemde sadece tek tanrılı dinler olsun, çok tanrılı dinler olmasın.

Tek tanrılı dinlerin hepsi, çok tanrılı dinlerden türemiştir. Kaldı ki sen eski dinlerin yeni dinlerden türediğini iddia ediyorsun. Zamana bile karşı geliyorsun. Ah pardon, Arap'ın putu Musevilik'ten de önce tek tanrılı din göndermişti, değil mi? O halde o Musevilik'ten önce Arap'ın putunun gönderdiği tek bir dinin:

1- Tapınak kalıntısını göster.

2- O dinin kitabının adı neydi?

3- İbadetleri ne şekildeydi.

4- O dinin peygamberi kimdi? O dinin peygamberinin, senin söyleyeceğin peygamber olduğuna dair kanıt göster.

"O yok ama, bu yok ama yine de öyle".

Yok böyle kuru gürültü. Kanıtsız, belgesiz konuştuktan sonra, Afrika'da Zebra'ya tapan bir kabile de "Aslında insanlığın en başından beri bütün insanlar Zebra'ya tapıyordu ama daha sonra dinlerini yanlış uygulayıp bozdular. Gayb'ın büyük Zebrası onların hepsinin belalarını verecek." diyebilir. Nasıl olsa dilin kemiği yok. Senin yaptığının da bundan farkı yok. O alıntı yaptığın kitabın yazarı, eski Türk dininin de İslamdan türediğini ima ediyor. Ama senin gibi açık açık söylemiyor. Açık açık söylesin, kanıt da getirsin, onu da dinleyelim. Aksi halde, onun da yaptığının örnek verdiğim Afrikalı'nın yaptığından farkı yok.

Diğer arkadaşlara daha sonra cevap veririm.

Saygılar, sevgiler.

tarihinde Notamatik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

1- Dünyaya hiç bir millet, gökten zembille inmemiştir. Sonraki milletler kendisinden önceki milletlerin devamıdır. Onlardan türemiştir.

2- Dünyaya hiç bir dil de, gökten zembille inmemiştir. Sonraki diller kendisinden önceki dillerin devamıdır. Onlardan türemiştir.

3- Dünyaya hiç bir din de , gökten zembille inmemiştir. Sonraki dinler kendisinden önceki dinlerin devamıdır. Onlardan türemiştir.

Birinci ve ikinci şıkka itiraz eden ahmaktır. Daha da ileri gidelim, geri zekalıdır. Üçüncü şıkka ise sadece ve sadece din kaygısıyla itiraz edilir. Çünkü bir teist için din, gerçeklerden önemlidir. Çünkü bir teist bazı gerçeklerle yüzleşemeyecek kadar acizdir ve bu sebeple onu o gerçeklere karşı kör eden dine muhtaçtır. Neden muhtaçtır? Onu bazı gerçeklere karşı kör ettiği için muhtaçtır. Neden kör olması gerekiyor? Çünkü o gerçekleri görürse korkar ve o korkuyla bütün ömrünü huzursuz geçirmek zorunda kalır. Neden o gerçeklerden korkar? Çünkü o gerçeklerle boğuşacak gücü yoktur. Acizdir. Onun bu kadar aciz olmasını sağlayan kim? Kendisine muhtaç kalmasını isteyen kim ise o. Yani din. Onu, kendisine muhtaç kalacak kadar acizleştiriyor. Bu yolla zayıflatıp sömürüyor. Zira körü dolandırıp soyma çok kolaydır. Körün de işine geliyor bu. Kör gerçekleri görmekten kurtuluyor, körleştiren de körü soyuyor. Danışıklı dövüş yani.

Şimdi şu bizim konuyu toparlayalım.

Ben ne demiştim.

Al= tanrı. El= tanrı. (Başka el veya al ile karıştırmayın)

Kanıtlar:

1- İbranice sözlük : Al=Tanrı.

2- Bazı teolojik kaynaklar-kitaplar. Örneğin, Jules Soury'nin 1877 yılında yazılmış olan ve bu tarihten sonra defalarca hortlayıp tekrar tekrar çeşitli dillerde basılan, "La religion d'İsrael etude de mythologie comparee" adlı değerli kitabından bazı pasajlar:

"Ön Asya samilerinin başlıca tabrılarını tanımak için, en yüce baş tanrı El'e veya, ..." s:21

"En eski tanrı olduğu için, nasıl olduğu asırlarca tam anlamı ile anlaşılmaz hale gelen, Sami tanrısı El veya İlou'dur..." s:22

"Sami yazıtları, tanrı İl veya El'in, "tanrı cins isimleriyle" karıştırılmaması gerektiğini ispat etmektedir..." s:25

3- Bir çok tanrı isimleri:

Baal. (Bağ tanrısı)

Al-lath

Al-Menath

Al-Uzza

.. Devamı da var, gerek yok.

Başka bir kanıta gerek var mı? Dahası internette de var, hem de tonlarca. Hala El ve Al kelimelerinin tanrı manasına geldiğine itiraz eden var mı? (Başka el veya başka al'dan bahsetmeden ve "El ve al şu manalara da geliyor" diyerek saçmalamadan).

Başka ne demişim?

La=ça. (Doğru-ca, ben-ce, Türk-çe, vb. gibi çe-ça değil, dişilik takısı olan ça).

Kanıtları:

1- İbranice sözlük. Bakalım şimdi İbraniler sözlüklerinde tanrı manasına gelen "El" kelimesine, "la" takısı takınca ne manaya geliyormuş?

Ella=Tanrıça.

İnanmayan İbranice sözlüğü açar bakar.

2- Bazı tanrıça isimleri:

Kıb-Elle

She-Ella

Ba-allaht

3- Bazı bayan isimleri:

Mu-Alla

Raffe-ella

Ley-la

Süheyla

Gabri-ella

Annabel-La

Aslında bu gün hala İbranice sözlükte, "Ella" kelimesi, direkt olarak tanrıça olarak duruken, diğer şıklarda belirttiğim delillere gerek bile yok. Sözlükten daha açık kanıt mı olur?

Ella kelimesinin İbranice karşılığının tanrıça olduğuna itirazı olan varsa çıksın.

Geriye ne kaldı? H harfi mi? Kelimelerin sonlarında kalan H harfleri bazen yutulur yok olur, bazen ise bazı dillerde vurgu olması açısından yoksa dahi eklenir. Örneğin Türkçe'de çoğu zaman bir şeye hayret edildiğinde "Allah Allah" denmez, "Alla Alla yaa" denir. Yallah, fellah dillerde, bazı kelime sonlarına, H harfi yoksa da eklenir. Bu, Babil'den "Ella" veya "Alla" olarak alınıp, "Allagh" şeklinde, gırtlaktan söylenerek sonunda bu şekli almıştır. Sadece Allah kelimesinde değil, Arapça'ya yabancı bir kelime girerken bir çok kelimede sonlarına H harfi eklenmiştir. Buna yüzlerce örnek verilebilir fakat size en ilginç olanlarından birini örnek göstereyim:

Mualla demek, "yüce Allah" veya "aziz Allah" demektir.

Mu=Aziz, yüce, ulu, kutsal.

Bu; "Mu" kelimesi, Arapça ve İbranice gibi Sami dillere "Muh" olarak girmiştir.

Mesela:

Muh-Hakeme. (Mahkeme): Yüce hakemlik.

Muh-harbe: (muharebe): Kutsal savaş.

Muh-Ammed: (Muhammed): Yüce Ahmed.

Yani Allah kelimesinin sonundaki H harfi, Mezopatamya dillerinden Arapça'ya girerken eklenmiştir. Kullanılması da şart değildir, zira Yahudiler sadece "Ella" diyor. Ellah veya Allah demiyorlar.

Not: Şimdiki Arapça'dan değil, Arapça'nın başlangıcından bahsediyorum sayın geri zekalı. Niye geri zekalı? Daha öncekiler değil ama bunu yüz kere yazdıktan sonra hala bunu anlayamayacaksa, şu andan itibaren geri zekalı.

Ben size bu kadar kanıt gösterdim. Pek iyi ya karşı tezin kanıtı ne? Ben bu kadar uğraşıp kanıt göstereceğim, karşı taraf İşkembeden sallayıp, "Al-İlah'dı Allah oldu" diyecek ve hiç bir kanıt göstermeyecek ve siz de bana değil ona inanacaksınız he? Tanrıya "Allah değil de İlah" adıyla mı tapılmış? Nerede kanıtı? Yok. Onu da bırakın, İlah ne demek? Sakın İbranice sözlükteki, yine "tanrıça" olarak karşılığı olan "Eloh" kelimesi olmasın?

Arapça'ya İbranice'den miras kalan tanrı manasındaki kelime, "İlah" değildi, "Rabb" idi. İlah ise, İbranice'deki "eloh"dur ve bunun da manası "tanrıça"'dır. İnamayan İbranice sözlüğe bakar.

Fakat bizim dincilere göre, Arapça da, araplar da gökten zembille inmişlerdir. Hiç bir milletten kopmuş ve sonradan millet olmamışlardır ve dolayısıyla onların dilleri kendilerine has'dır. Bu dünyadaki milletlerle alakaları yoktur Arapların ve dolayısıyla Arapça'nın.

Bunun sebebi nedir biliyor musunuz? Arapça'yı diğer dillerden koparıp, işlerine geldiği gibi değiştirmek. Ve böylece milleti dolandırmak. Dolandırıcı dili yaratıyorlar yani. Sil baştan, yoktan dil üretip, kendi aralarında bu dili konuşup anlaşarak din yoluyla halkı soymak.

Ganimet dini, soyguncu dili.

Sevgili Tolon bey'imiz konuyu çok güzel kavramış ve çok isabetli özetlemiş. Demiş ki:

"Biz isin kolayina gidip konuyu ortasindan kavramisiz.

Halbuki isi basindan almak gerekti.

Kolayimiza geldiginden olsa gerek."

Çok doğru sevgili Tolon ağabey. Fakat konuyu başından değil de, ortasından kavramamız, kolayımıza geldiğinden değil. Sahtekar dincilerin öyle istemesinden. Okullarda ve yetmezmiş gibi, camilerde, sokaklarda, her an her yerde "tarih Arap'la başlar" telkiniyle ve beyin yıkamalarıyla ablukaya alınmışız. Bebeklikten itibaren Arapçılık o kadar beyinlere kazınmış ki, aksini düşünmek aklımızın ucundan bile geçmemiş. Arap'tan öncesini tarihten siliyor ki, Arap'ın foyaları ortaya çıkmasın. Bütün dünyanın nerfretle baktığı Arap toplumuna biz adeta tapar olmuşuz. Çünkü bizi de onlara benzetmişler bebekken. Öncesini düşünemeyişimizin, "düşünsek de kavrayamayışımızın" sebebi bu.

Sevgili Begteginli.

Yanıldığın nokta şu: Tanrıça kelimesindeki ça ile, Özgür-ce , rahat-ça kelimelerindeki ça hecelerinin birbirleriyle alakası yok. O başka ça, bu başka ça. Zaten ki ça Türkçe'deki karşılığıdır. Esası ça değil "la" dır. Yani ben tanrıça dediysem "dişi tanrı" manasında söyledim. Tanrilla misali yani :)

Hepinize saygılar, sevgiler.

tarihinde Notamatik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Xislam, canım kardeşim, doğa komşum benim. Senin kadar iş bitirici birine rastlamak inan ki çok zor.

Anladın sen onu.

Öpüyorum güzel gözlerinden.

Sesler, soluklar kesilmiş, sazlar kırılmış. Sessizliği bozalım o halde. Allah kelimesindeki "la" hecesinin dişilik eki olduğunu anlatmıştım değil mi? O halde şimdi sıra geldi "la" dişilik ekinin kökünün nereden geldiğini anlatmaya. Fakat bunu Allah kelimesinin tanrıça manasına geldiğine dair ek bir kanıt olarak sunmuyorum. Bu sadece bir çeşni.

Bu "la" dişilik ekinin aslı, "a" dişilik ekidir(e ve a).

E ve a dişilik ekleri bazı isimlerde, kendisinden bir önce gelen harfi ikiletir.(Çiftletir).

Örneğin Ferid ismini Feridde yapmaz ama sonu L ve N (ve bazı başka) harfleri ile biten bazı isimlerde kendisinden önceki harfi çiftletir. Mesele Muala değil, sonundaki harfin L oluşundan dolayı Mualla olur. Diğer bazı örnekler:

Rafael: Refaela değil, Rafaella.

Gabriel: Gabriela değil, Gabriella.

İşte Allah kelimesinin içinde de, tek değil çift L olmasının sebebi budur. Çünkü tanrı manasına gelen AL kelimesinin sonu L ile bittiği için, L harfini çiftletir.

Aynı durum N harfinde de vardır. Onun da sonuna dişilik eki gelirse, N harfini çiftletir. Babil'in tanrısı Baal'ın manasının Bağ tanrısı olduğunu söylemiştik. Zaten Babil, "Bağ diyarı"(Üzüm diyarı) demektir.

Pekiyi Baal'ın dişisi ne olabilir? Sonuna bir a dişilik eki ekleyelim bakalım ne oluyor?:

Baal-a

Oldu mu? Olmadı. Oldu ama biraz cahil şivesi oldu. Ne yapmamız gerekirdi? Sonu L ile bittiği için L harfini çiftletmemiz gerekirdi. Bir daha deneyelim:

Baal-la

Başka ne olabilir?

Bael-la

Neden Bael-la olabilir? Çünkü tıpkı Al gibi, El de tanrı manasındadır da ondan.

Pekiyi manası ne oldu?. Baal kelimesinin manası , "bağ tanrısı" olduğuna göre, "Baella"'nın manası bağ tanrıçasıdır.

(Baallath, Babilin bağ tanrıçasının ta kendisidir. İşte bu; Bağ Allah'dır.)

Baella,(Baalath) o dönemlerde, kimi kavimler için sadece sıradan bir tanrıça idi. Kimileri için ise "ana tanrıça" idi. İşte bu Anabella isminin kökeni budur. Manası: "Ana bağ tanrıçası". Açılımı: Anna-Ba-el-la.

Başına "ana" veya "anna" gelmiştir çünkü Sümer, Babil ve hatta Akad dillerinde "anna" kelimesi, "anne" manasındadır. Mesela:

Marianna: Mari anne.(Meryem ana).

Suzanna: Suzy anne.

Lucianna: Lucy anne.

Şimdi diyeceksiniz ki; "Bu anne kelimesinin Türkçede ne işi var?". Tabii, herşey Arapça değil mi? Daha dünkü dil Arapça'nın her dile girmesi normal, binlerce yıllık Türkçenin başka dillere girmesi anormal değil mi? Çünkü Arapça ulu değil mi? İşte siz bu kadar aslını inkar eden, neslinden utanıp atasını yok etmeye çalışan, kendi alnı ak Atası, kendi nesli dururken, Arap'ın pedofil, hırsız, haydut atasını yere göğe sığdıramayan zavallılarsınız. Ata'nızı, dilinizi, milletinizi yerin dibine sokar, unutturdukça unutmaya çalışır, Arap'ın milliyetini, örfünü adetini yüceltirsiniz.

Çünkü; "Asırlardır, adeta tek kelimesini bile anlamadığınız Kuran'ı okumaktan, beyinleri sulanmış hafızlara döndünüz.".

Çünkü; "İslam dini sizin diğer müslüman ülkelerle birlikte, çağdaş medeniyetler kurmanızı sağlamadı, bilakis Arap'ın putu olan Allah kelimesi ekseninde, sizin milli hislerinizi uyuşturdu."

İşte o yüzden, Arapça dururken, Türkçe'den başka dillere bir kelime giremez, ama Türkçeye Arapça rahatça girebilir, değil mi?

Sevgili kardeşlerim. Bu sahtekarların hiç birine inanmayın. Biz orta Asya'dan Anadolu'ya THY uçağı ile uçarak gelmedik. Hayvanlarımızla, karadan yürüyerek geldik. Üstelik bir kerede gelmedik, yüzlerce yıl boyunca geldik. Gelirken de Mezopatamya'da yüzlerce yıl mola vere vere geldik. Gelirken boş gelmedik, dil de getirdik, din de getirdik, onları orada, oranın insanlarınınkilerle harmanladık. Dolayısıyla, o Arapça'dan Türkçe'ye girmiş sandığınız kelimelerin bir çoğu aslında bizim kendi kelimelerimizdir, kalan kısmı ise bize Arapça'dan değil, İbraniceden, Persce'den, Babil dillerinden, Sümer ve Akad dillerinden girmiştir. Çünkü Arap'ın zaten kendisine ait tek bir kelimesi dahi yoktur. Arapça denen dil, İbranicenin cahilcesidir, ve cahilin İbranicesidir.

Daha ortaya çıkarılacak neler neler var ama bu iş ruhunu Arap'a satmış tarihçilerle olmaz. Adama benzer tarihçi lazım.

Saygılar, sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada bana bir atıf var gibi..

Atıftan öte kendin çal kendin oyna durumu gibi bir durum desek daha doğru..

Ben fazla oyun oynamayım konuya direkt dalayım..

Seshat

Unut

Wepwawet

Wosyet

Zenenet

Tavaret

Tefnut

Sekhmet

Satet

Nekhebet

Hauhet

Hatmehit

Anuket

Sekhmet

Selket

Seshat

Net(Neith)

Bastet

Baal-at

...

Lat

Menat

Uzza(t)

Şimdi yukarıdakiler Mısır Tanrıçaları, en alttakiler dişi Arap putları..

Üstelik Asur ile hemen hemen çağdaş Mısır Tanrıçaları..

Bu arkadaşımız bu benzerlikleri bir çırpıda geçiyor, o çağdaki ay tanrısı Sin i de unutuyor..

Geliyor Fenikelilerden El i alıyor, geç dönem Arami-İbrani kelimelerden la yı alıp -lah- yapıyor, sonra Allah dişidir diyor.

Abdullah, Seyfullah, Hayrullah, Feyzullah adında bir bayan bulamadığından mualla, ayla, bir de Rafella Carra...hoop bu iş tamam..

Sonra kalkıyor güneş diskini ay yapıyor, ineği Tanrıça..

Kült kelimesi hakkında on dakika konuş desek konuşamaz ama hayal gücü iyi olduğundan, bir saat bile sallayabilir.

Şimdi bana diyorki bir şeyden bahsederken diğerlerinden bahsetmek zorunda değilim..

Değilsin tabi kurgun bozulur..

Bir şeyden bahsederken, onun, ondan türediğini varsayıyorsan türediğini söylediğinin neyden türediğine de bakman gerekir.

Bilmiyorsan o başka tabi.

Kısaca tekrar edeyim:

ASYA’da kaya resimleri M.Ö. 30.000’lerde başlar

Bunların yazı elementleri içermeye başlaması M.Ö. 15.000’lerdedir.

Yazıya geçiş ise M.Ö. 8000’in sonlarındadır.

SAT(Cilo) Dağında bulunan M.Ö.8000 yıllarına ait bir kaya resmi, üzerindeki yazı karakterleri bariz olduğu için ilk yazıt sayılan Ulu Kem Sülyek yazıtı(Tuva) ve daha yüzlercesi o tarihlerde yaşayan insanlar, aslında Türkler, hakkında bize birçok bilgi verir.

Mademki bir ulus bir ulustan, bir dil bir dilden türemiştir, en eski anlamlı verileri değerlendirmen gerekir.

Bir ulusun kendinden önceki ulustan çıkması doğaldır ama dil için aynı şeyi söylemek bilimsel değildir.

Bunun detaylarına girmeyeceğim, çünkü dil konusunda azıcık bir bilgiye sahip olanlar anadil değil "ana dil" yani türememiş dil olduğunu bilir.

Şu link yardımcı olabilir: http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0zole_dil

Neyse biz şimdi boğanın çükünü bırakalım, zaten boğa demekle çükünü kast etmemiştim ama, demekki oraya odaklanılmış, asıl konuya dönelim.

Yüce Tanrı nimetini, rahmetini yeryüzüne tıpkı Güneşin ışınları gönderir.

Tanrı nın bu yücelik ve bahşedici sıfatı boğa sembolü ile, nimetin yeryüzüne ulaşması da yılan sembolü ile karşımıza çıkar.

Yeryüzünde yapılan iyilik te bir şükran ifadesi olarak boğanın boynuzları ile gene Tanrı’ya döner.

Ayrıca dua edişimizdeki, yani kuldan Tanrı ya istek durumundaki el ve koların kalkışı aslında bu dönüşü simgeler.

Boğa’nın PROTO-TÜRK kültürüne kutsal olmasının sebebi budur.

Bu inanç HİNDİSTAN’a İNEKLERİN KUTSALLIĞI şeklinde, MISIR’a APİS ÖKÜZÜ’NÜN KUTSALLIĞI olarak yansımıştır.

VİKİNGLER’in KIZILDERİLİLER’in boynuzlu başlıklar giymesi de bu yüzdendir.

O başlığı takan KUDRET’ini TANRI’dan aldığına, CEZALANDIRMA, BAĞIŞLAMA, İYİLİK YAPMA gücüne sahip olduğuna inanır, bunu göstermek ister.

Tanrı dan alınan yetki zamanla Tanrı lık iddia etmeye kadar varmıştır, bu günümüzde de mevcuttur.

Bunun gerçekleşmesinin, geçmişte ve günümüzde koyun beyinli, kraldan çok kralcılarının etkisini de düşünürsek çok kolay olduğu görülür.

Ay simgesinin Sasanilerce İslam da kullanılmaya başladığını defaatle söylediğmiz halde, dediğim dedik çaldığım düdük diyor..

Allah ın simgesi ay falan değildir.

Tanrı veya Tanrıların simgesi ve hatta kendisi ay olmuş olabilir.

Fakat Kuran ın veya Muhammed in bundan esinlediğini söyleyip, bunları red ettiğini görmemek körlüktür.

Yahu şu kubblerin, minarelerin üzerine ne zaman ay figürü eklenmiş bir zahmet araştırın.

Nasıl olsa benim kanıtlarımı kanıt kabul etmiyorsun, kendiniz görün.

Araştırmadığını da da düşünmüyorum ya bile bile gözlerini yumuyorsun..

Tıpkı yukarıda verdiğim Arapça dişi put, yani Tanrıça isimlerinin çok eskilerle uyuştuğunu görmediğin gibi..

Ay genelde dişilerle ilgili imiş..Cami minarelerinde ay varmış..Allah dişiymiş..

Bu mu yani kanıt, bu mu yani bilimsellik..

Ayhan, Aykan, Aytuğ, Aybars.. herhalde bunlar da ay yumoşu..

Minare ve kubbe İslam ne zaman sembol kılınmış, kim kılmış?

Sanırım kubbe yapı tarzının Bizanstan geldiğini bilsen İslam aslında Hristiyanlık aşırma diye felfeleyi basacaksın..

Binlerce yıldır bir oradan bir buradan birbirine girmiş kelimelerden kendine uygun olanları alıp, güya Allah ı dişi yapıyorsun..

Dişi olması da problem değil aslında ya ondan araklanmış bundan araklanmış diyorsun..

İyi işte bizde sana ilk kim, kimden araklamış diyoruz?

Neden bütün antik dinlerde bir tane büyük Tanrı var diyoruz, ses yok, o müslüman geyiği..

İyi bunlarda Hristiyan, ate geyiği o zaman...

Dile dönelim..

Bizim üzerinde durduğumuz bağlaçlar değil isim türeten ekler.

Burada imla kılavuzluğu yapmayalım ama senin mantığından gidelim.

Ek veya bağlaçların aynı yazımı, aynı dil içinde bile farklı manalara gelebiliyormuş değil mi?

O halde İbranice veya daha eski dillerde tanrıçalık takısının başka bir dil veya kendinden sonraki gramerde farklı manada kullanılıyor olması, ilk kullanılan dilde verilen manayı doğrular mı?

Yani daha açık yazayım, el-la nın İbranice de dişil olarak kullanılması El-Al ın her dilde dişi bir Tanrı olduğunu mu gösterir?

Dinlerin ve dillerin birbirine benzerliklerinden birbirlerinden türediğine inanıyorsun da, bu benzerliklerin aynı kaynaktan geldiğine neden inanmıyorsun?

Ha aynı şey evrim içinde geçerli, homologluğu(benzerliği) ortak ataya kanıt gösterirken, ortak kaynağın adı Tanrı olunca, olmaz.

Neden?Çünkü Tanrı yok.Varsa bile aman efendim sepet efendim, neden kusurlu yaratmış..vs vs..

Burada da aynı mantalite geçerli, baştan bir Tanrı nın olmadığı ön kabulü hareket ederseniz, Tanrı isim ya da isimlerinin birbirinden türediğine, inançlarından birbirinden kopyalandığına kendinizi inandırırsınız.

Ama isimleri farklı olsa da aynı Tanrı ya inandığına inanmazsınız..

Yani neden benzerlik tek kaynaktan çıktığına değilde birbirinden araklandığına yorumlanıyor?

Çünkü önyargıyı doğrulmak gerekir..Başka bir izahı yok..

Aslında asıl konu Allah kelimesinin eril ya da dişil olması değil, ne ifade ettiğidir.

Yani Allah Tanrıça olsun, tüh erkek değilmiş denilip bir İlah olmadığı düşünülüp vaz mı geçilecek?

Kaldı ki Allah kelimesi dil yapısına göre müzekkerdir yani erildir ama bu O nu erkek yapmaz.

Fakat tabi sorun bu değil, sorun Tanrı veya Tanrıyı ifade isimlerin birbirinden türetilmiş olması.

Bu durumda din ve dinlerden birbirinden "türemiştir"e inanmamız, aynı kaynaktan beslendiğine inanmamamız lazım değil mi?

Ben inanmıyorum..İnanmam için hayalin ötesinde gerçek kanıtlar lazım, uydurmalar değil..

Ha bir de bütün diller birbirinden türemiştir diyen ve izole dil kavramından haberi olmayan birinin bütün bu kurguyu yapması normaldir tabi..

Mesala ilk başta tek tanrı inancı olan proto-Türkler in kullandığı dil izole dildir.

Ama ısrarla Hint-Avrupa dil gurubuna yakınlaştırılmaya çalışılır..

Nedeni, Ural-Altay proto-Türk dil gurubunu görmemek, önemsizleştirmek, medeniyetin dünyaya Grek kökenliği yayıldığı yalanına inandırmak, Türklerin Anadoluya 1071 de geldiği söyleyebilmek, Kürtlere bölücülük yaptırabilmek..vs vs için..

Tabi bunların konumuzla direkt değil en direkt alakası var..

Çünkü Tanrı ve İslam hakkında buraya sunulan görüşler M.İ. Çığ ın birebir kopyası..

Öyle ise Sümerlerin dili ile Türk dili yakınlaşmasını, M.İlmiye Çığ ın bu görüşlerini de aktarmak gerekir..

Ha bu arada Sümer dilinde anna, anne falan değildir, erken dönem Sümercesinde "ama" kelimesi anne yerine kullanılır..

Madem Sümer e girdik, daha öncesinden başlayıp Sümere gelelim..

Sümerlerden daha önce var olan, ön-Türk diline dönelim..

ED=Yaratma kavramını ifade eder..

EDİN-ER, EDİN-İR, DİNGİR, TENGİR, TENGRİ, TENRİ ve TANRI değişiminden geçmiştir...

EDİN-ER, SÜMERCE’de TANRI demekti. Sonraki bin yıllarda DİNGİR de aynı anlamda kullanılmıştır.

Yani sümer de Tanrı DİNGİR dir..

Peki bu El/Al lardan nereden çıktı?

Hemen söyleyeyim Akad da çıktı..

Akadlar, Sümerce geldiklerin yerin dillerini birleştirmişlerdir..

Geldikleri yer neresidir?Hemen söyleyelim Güney, yani bugünkü Arabistan..

Zaten tarihte 3 büyük sami göçü olmuştur, Akadlar da Sami dir veya sami dediklerimiz Akadlılardır..

Peki adamlar oralardan ilk göç ettiklerinde hemen sümer sitelerine mi geldiler?

Hayır gelmediler,peki nerelere geldiler?

Bunun için tarihin en eski derli-toplu destanına bakmamız gerekir, Gılgamış destanına..

Uruk kenti kralı Gılgamış, dostu Enkidu ile Humbaba yı öldürmeye gider..

Humbaba, şehirlerine zarar veren, durmadan saldıran orman halkının canavarı, aslında kendisidir.

Peki bu ormanlar ne ormanıdır?Katran ormanıdır..Katran ağacı mı var, var tabi..Sedir ağacı..

Sedir ağaçları ile ünlü ve bayrağında bu ağaç olan ülke bugün neresidir?Lübnan

Demek ki Akad adını alacak Samiler in ilk göçleri bugünkü İsrail-Lübnan bölgelerinde olmuş..

Hatta destanın başında onlara karşı yaptırılan duvar da vardır..

Şimdi Akadlar ın güney çöllerinden gelen Samiler olduğunu tespit ettik..

Bunlar hemen Sümer ile kaynaşmamışlar, bu bir süreç ama ilk başta Sümer sitelerinde işçi olarak çalışmışlar..

Ha işte dilin birbirine geçişleri bu esnada olmuş..

İyi ama bu adamlar buralara göç etmeden dilsiz miydi?

Hangi dili konuşuyorlardı?

İbranice mi Aramice mi Arapça mı?

İbrani ve Aramiceden uzak, Arapçaya yakın, bunların hepsinin bir olduğu bir dil konuşuyorlardı..

Bunun tespitini nasıl yapabiliriz?Şöyle;

Akadlarca Hatti diye adlandıran Anadolu halkı(Hitit) bakalım bu dönemlerde Sedir ağacı ülkesine yerleşen samilerin tanrıçasına özdeş tuttukları Arinna ya ne diyorlarmış?

Bütün ülkelerin kraliçesi efendin, Arinna'nın güneş tanrıçası ! Hatti ülkesinde sen Arinna'nın güneş tanrıçası adını alırsın, sedir ağacı ülkelerinde ise Hep-at adını alırsın.

Peki L-at, Men-at, Uzz-at, bunlar Allah ın kızları değil miydi?

1400 yıl evvel cahiliye Araplarının taptığı dişi Lat putunun adı ve aslında kendisi nereden geliyor peki?

Hiç bir yerden gelmiyor..Bu isim ilk samilerden çıkıp başka yerlere isim oluyor..

İnanmazsanız İsrail in en güneyindeki küçücük bir şehir olna Ei-lat ı inceleyin..

Neden küçücük, çünkü çölden gelen ilk Samilerin El-Lat a taptıkları sadece bir sayfiye yeri, günmüzde Eilat(Elat-Eylat) olacaktır..

Bu arada Sin-a yarımadası da adını ay tanrısı Sin den alıyor..

Peki buraya kadar ne anlattık?

En eski yazılı kaynak diyebileceğimiz kaynaklardan bugün kullandığımız Tanrı yı ifade eden kelimelere indik.

Edin-er den Tengri ye(bugün Tanrı), Tengri den Dengir e gittik..

Peki bu El-Al lardan nereden geliyor?

Hemen söyleyeyim; Akadlardan geliyor..

Çünkü Dengir Akadlar da İllu olmuştur..

Akadlar kimler di?

çölden Sümer şehirleri ve çevrelerine, Sedir(katran) ağacı ülkesine göç eden Sami lerdi..

İşte bu, Tanrı yı ifade El-Al kelimelerinin çıkış noktası burası..

Neyse ben de şimdi Nezah-at, Nebah-at, Sebeh-at, İfak-at... gibi isimleri alıp, "at" ekinin tanrıça nın "ça" sı olduğunu iddia edip komik duruma düşmeyeyim..

İllu dan devam edelim..

İllu neydi?Sümer de en büyük tek Tanrı kavramının, Dengir kelimesinin Akad(sami)daki adı idi..

Görüldüğü gibi İbranice ve Aramice den daha eski olan Akadçada ki Tek Tanrı ifadesi bugün kullanılan Arapçaya daha yakın..

Zaten aslında Akadların güney ve doğu çöllerinden göç eden çöl insanları olduğunu da söyledik.

Şimdi arkadaşın tezini veya benzerini kullanalım ve uzatmayalım:

Hani Arapçaya giren kelimeler, özellikle "la", dilden dolayı "h" harfini alıyordu ya..

Bakalım Akadça Tanrı, Arapça ne olacak; illuh..

Yani Muhammed işi aslına döndürmüş, Allah-İlluh-İlah tektir demiş..

Üstelik ne Akaddan ne Sümerden haberi yokken..

Bu arada Lat, Menat falan da Muhammed den önce var..

Üstelik bunlar "at" takıları itibarı ile dönemin ve geniş bir coğrafyanın Tanrıçaları..

Şimdi bu kadar Tanrıça ismi varken, sen kalk "la" yı lah, Allah ı da Tanrıça yap..

Gerçi olsa ne değişecek ya..Sanki millet ülen Allah bayanmış diyerek dinden çıkacak?

Komik..Komik olan sadece bu değil tabi, benim de bunu ciddiye alıp katılmam..

Daha da komik bir durum var tabi..

Arkadaş bana diyor ki 8-10 bin yıl evvelsinin kitabını, peygamberini, mabedini getir bana diyor..

Yoksa inanmam diyor..

Bırak 8-10 bin yılı, 1500 yıl evvelini getiriyorsun da inanlıyor sanki, o yaşamadı veya arakladı deniliyor..

Yani bu iddia HY nın bana ara geçiş fosili getirin demesi ile eşdeğer..

Ama madem kurgu ve hayalgücü ile gidiyoruz ben de 60 bin yıl geriye gideyim:

"Neandertallerin bilişsel kapasitelerinin bir göstergesi olarak yorumladığımız ölü gömmeyle ilgili, en iyi yayınlanmış, en etkileyici ve en çok tartışılan buluntu yerlerinin başında Shanidar Mağarası (Irak) gelir. Buradaki 35 yaşlarında bir erkeğe ait olduğu anlaşılan mezarda yapılan polen analizleri bu cesedin çiçek ve çeşitli bitkilerden yapılmış bir yatağa yatırıldığını ya da bitkilerin onun üzerine koyulduğunu ortaya çıkarmıştır.

Bu bitkilerin mezara rüzgarla ya da kazı sırasında işçilerin ayaklarıyla taşındığı öne sürülse de bu yorum, bu bitkilerin neden hepsinin çiçekli, parlak renkli ve bir çoğunun diş ağrısı ve iltihaplanma gibi tıbbi durumların tedavisinde kullanılabilecek nitelikte olduklarını açıklayamamaktadır.

Shanidar’da bulunan sekiz başka iskelette bu tür polenlerin bulunmamış olması, gömülen bu kişinin bir ayrıcalığa sahip olduğunu göstermektedir."

Ha işte bu adam bir peygamberdir..Ölülerin gömülmesini öğretmiştir..

O nerden öğrenmiştir, Tanrı dan..Ortada bir sürü Tanrı ve Tanrıça olmadığına göre Tanrı tektir.

Mabetleri mağaraları, kutsal kitapları da mağara resimleridir..

N'olcak şimdi?

:)

tarihinde Paradigmax tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba arkadaşlar

Çok kaliteli bir tartışma çok faydalandığımı söylemek isterim

Ancak tek tanrıdan çok tanrılı sistemin doğduğu tezi doğru değil çünki;

bu ne arkeolojik verilerle ne de insanın fikirsel ve psikolojik gelişimine uyar.

Tek tanrının ortaya çıkması için önce totem ,tabu,ana tanrıçalar ve çok tanrılı sistemlerden sonra

vicdan ve ahlak anlayışının en üst düzeyi olan ve anatomik olarak beyinin kortexi olarak bilinen bölgenin ,psikiyatrik açıdan süperegonun gelişmesi gerekir .

Ardından S. Freud un makalesinde (Totem ve tabu) belirttiği gibi ölen baba süperegoda tanrı olarak yeniden doğmasıdır....

Link to post
Sitelerde Paylaş
allah kelimesinin kökeni insanın ciğeridir.

Allah yazısı idğamı şemsiyye kuralına uymaktadır. Tıkla

idğamı şemsiyye nedir ?

Arapça'da Lamı tarif olan "el" takısı, 14 tane olan şemsi harflerden birisini içeren herhangibir sözcüğün başında olursa, el takısı okunmayıp ardından gelen harf, şeddeli okunur. Allah sözcüğünde yanyana gelmiş iki lam harfinden ilkinin okunmayıp üzerinden geçilmesi ulayu (ve) hemen bitişiğindeki lam harfinin şeddeli okunması, allah sözcüğünü idğamı şemsiyye kuralı ile açıklanmasını sağlatıyor. Böylelikle allah sözcüğü, el ilah iken, idğamı şemsiyye gereği kaynaştı ulayu allah oldu.

tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1- İbranice sözlük : Al=Tanrı.

Al-lath, Al-Menath, Al-Uzza

Ella = Tanrıça.

2- Bazı tanrıça isimleri:

Kıb-Elle, She-Ella, Ba-allaht

islamdaki allahümme sözcüğünün ayrıksı (istisna) durumu, "ella" ilen ilintili gözüküyor. Çünkü, allahümme sözcüğü "allahım" olarak çevirilir ançıp (fakat) arapça'nın iyelik adılına (sahiplik zamirine) uymamaktadır bu çeviri. Arapça'da iyelik adılı, sözcüğün sonuna gelen "ye/يَ" harfidir.

Örneğin Yusuf 23'de (إِنَّهُ رَبِّي) innehü rabbiy deniliyor tam olarak. Orada tümce sonlanıp ardından yeniden başladığı için rabbiy sözcüğü "rabbi" olarak kalmış, sondaki "ye" tamgası okunmamıştır; okunmazda. Ançıp anlam olarak sondaki "ye" tamgasının okunmaması, tümceyi değişime uğratmaz. Kitabiy, kitabım, beytiy evim, aynı biçimde tümce sonuna geldiğinde, "kitab" ulayu "beyt" olarak okunur ancak anlam değişmez.

Sözcüğün sonundaki >y (رَبِّي), bizdeki >im, > ım eki ile aynıdır.

Betiğim = Kitabiy, Evim = Beytiy, örneğinde olduğu gibin.

Bakara 125 ayetinde "tahhira beytiye" (طَهِّرَا بَيْتِيَ) biçimiyle yeralan "temizleyin evimi" denilmesindeki terime gözatılabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhteremler herkese merhaba!

Evvela bu başlıktan haberdar olmama vesile, aşağıdaki batıl iddiasını birkaç adreste neşreden amma her ne hikmet ise bu adreslerden birisini setreden burada da BegTeginli mahlası ile yazan arkadaşın benim ile tartıştığı başlıkta buraya link vermesidir!

Allah isminin etimolojisi, başka bir dilden arapçaya intikal edip etmediği, arap dili içinde müştak türemiş bir isim olup olmadığı ve buna dair nerede ise her bir husus yukarıda adresini verdiğim münakaşada dilimiz döndüğünce tarafımızdan dile getirilmiştir!

Burada işlenen mevzunun bir cephesi bu mesele olsada esas mesele ve türk olup inanır olmayan dostlarımızın üzerinde düşünmesi icab eden esas husus, islamı ve kaynaklarını tenkid hususunda oriental rehberliği haricinde bir şeye malik olamama halidir!

Başlıkta Paradigmax mahlasını kullanan muhteremin pek isabet ile zikrettiği gibi burada tekrarlayıcılığı yapılan, bu yapılır iken arap diline gramerine, islam tarihine ve bu mevzularda bilinen ne kadar gerçek varsa hepsine ihanet edilen batıl iddia hıristiyan oriental iddiasıdır ve müslümanlarca defaatle çürütülmüş, batıllığı gözler önüne serilmiştir!

Şu adreslere muhakkak müracat edilmelidir!

http://www.islamic-awareness.org/Quran/Sources/Allah/moongods.html

http://www.islamic-awareness.org/Quran/Sources/Allah/moongod.html

http://www.islamic-awareness.org/Quran/Sources/Allah/rhmnn.html

Bir süredir turandursun sitesinde yazmaktayım, orada da daima gördüğüm türk münkir arkadaşlarımızın islamı tenkid adına, Hz. Muhammedin cinsel hayatı, savaşları hususlarında akla edebe ve nezakete muhalif, fikirde ihtiva etmeyen sözde tenkitleri haricinde patenti kendi uhdelerinde bir eleştirilerinin olmadığı, varolan nerede ise bütün konu ve iddiaların oriental nakilciliğinden ibaret olduğudur!

Bunu da eğerki nakledicisi oldukları konuya vukufiyetleri olsa tenkid etmeyeceğiz amma o da yoktur!

Meal tenkidi ile müfessir, internet translate araçları ile nahivci, oriental nakilciliği ile de din tenkidçisi olabileceğini sanmak ham hayaldir!

fakat bunları bir duyan olur ümidiyle yazmaktan da geri durmayacağım.

Muhterem hiç tasa etmeyesin, mutlaka hakikati arar olupda ona tercüman olma gayretinde sarfedilmiş sözleri bir duyan gören bulunmuştur bulunacaktır!

En muhimi, duyulması arzu edileni esas gören duyan bilmektedir!

Gerçeğe sadakat şart!

tarihinde Alchindus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

geçen gün okuduğum bir kitapta hıristiyanların islamı eleştirisi tenkidi hakkında bilgiler var (bizans dönemi)

tenkidde hırıstiyanlar müslümanları eleştiriyor ve kabedeki hacerül esved için ''müslümanlar bu taşla konuşuyor'' yorumunu yapıyorlar. Bu taşın tanrıça afrodit in heykel başı olduğunu söylüyorlar ve şöyle bir yorum var allah u akhbar. allah:allah u:ve akhbar: afrodit yani allah ve afrodit. Namaza başlayan her müslüman ellerini havaya kaldırıp allahu ekber der ne ilginç :) allah ve afrodit..

ayrıca bu kitapta hıristiyanların islam hakkındaki yorumlarıda ilginç

http://www.if.sakarya.edu.tr/dergi/dergi_6/02FuatTRC.pdf

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ibranice Tanri- Elah Elohim Alah,Adonai ve Yahva

Isa nin Tanrisi Elah Elohim

http://de.wikipedia.org/wiki/Gottesnamen_im_Judentum

Arapca Allah- Yahuve

yani Islamdaki Allah putperesitlik ise yahudilikdeki ve hiristlikteki de putperestlik.

Türkiyedeki atesitler ancak Müslümanlara laf atmasini biliyor

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...