Jump to content

Allah kelimesinin kökeni.


Recommended Posts

İbranice'de "El" sözcüğü, yalnızca İsrailin seçkin tanrısı oluyor, öteki toplumların hiçbirşeyi!

El ; (Yar.33:20, “El-Elohe İsrail - Tanrı İsrail’in Tanrısı”)

El-Olam ; (Yar.21:33, “Ölümsüz Tanrı”)

El-Şaday ; (Yar.17:1, “Her Şeye Gücü Yeten Tanrı”)

El-Roi ; (Yar.16:13, “Beni gören Tanrı”)

Elohim ; (Yar.1:1; Tanrı’nın adı burada Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un üçlü birliğini açıklamak üzere İbranice çoğul haliyle

kullanılmıştır)

Eloah ; (İbranice’de Tanrı sözcüğünün tekil halidir. Eski Antlaşma Eyüp kısmında 41 kez geçmektedir. Diğer kısımlarda

ise dağınık bir şekilde rastlanır)

Yahve ; (Yar.2:4, Mısır’dan Çıkış 3:15’e göre “RAB Tanrı”)

Yahve-Rafeka ; (Çık.15:26, “Size şifa veren RAB”)

Yahve-Nissi ; (Çık.17:15, “RAB sancağımdır”)

Yahve-Yire ; (Yar.22:13-14, “RAB sağlar”)

Yahve-Şalom ; (Hak.6:24, “RAB esenliktir”)

Yahve-Zidkenu ; (Yer.23:6, “RAB doğruluğumuzdur”)

Yahve-Şama ; (Hez.48:35, “RAB orada”)

Yahve-Roi ; (Mez.23:1, “RAB çobanımdır”)

Yahve-Zeboat ; (“Orduların Tanrısı”)

Adonay ; (Yar.15:2, “Egemen RAB” [Eski Antlaşma’da 134 kez geçer])

Kaynakça (hristiyan.gen): Abraham Meister, “Biblisches Namenlexikon”

Kutsal Kitap İsimleri Sözlüğü, Pfaffi kon, 1970). Prof.Dr.Werner Gitt'in "Sorular" adlı kitabından alıntıdır.

Yazar, taraflı olabilir. Yazarı tanımak için tıklayınız.

tarihinde Iskicap tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 235
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İbranice'de "El" sözcüğü, yalnızca İsrailin seçkin tanrısı oluyor, öteki toplumların hiçbirşeyi!

bu sizin hayaliniz

hz.Ismael(Hz.Muhammedin atasi) Hz.ibrahimin oglu

Arapca Ibranice sami dil grubu , yani Kelimelerin kökleri hep ayni

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır, benim hayalim değil, yazarın bilgi dağarcığının bir yansıması.

Verdiğim kaynakçada yazar hakkında bilgi var.

Benim görüşüme göre "Allah sözcüğü biryerden veya birşeyden köken almak zorunda.

Kökensiz bir nitelik (isim, esma, sima, sema) oluşamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arapca Allah = Yahuve. Yani Islamdaki Allah, putperesitlik ise yahudilikdeki ve hıristiyanlıktaki de putperestliktir.

Elbette öyledir, öyle değildir diyen yok. Arap putperestliği kabe gibi bir kalıntı bıraktığı için daha bi gözönündedir. Hıristiyanlarda ulayu (ve) yahudilerde paganlıklarının kalıntıları kalmamış. Ağlama duvarından başka, yapısal birşey biliyorsan söyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İbranice'de "El" sözcüğü, yalnızca İsrailin seçkin tanrısı oluyor, öteki toplumların hiçbirşeyi!

Benim görüşüme göre "Allah sözcüğü biryerden veya birşeyden köken almak zorunda.

Kökensiz bir nitelik (isim, esma, sima, sema) oluşamaz.

Sevgili İskicap, Allah adının Araplara, İbraniceden geçtiğini araplar bile kabul ediyor iken araplardan çok bazı arapçılar, bu durumu kabullenemiyor. Wikipedia'nın Allah adı sözcüğünün türeyişbilimi kısmında, açıkca belirtmişler ançıp (fakat) gel de anlat bizdeki arapçılara bu durumu!

Allah adının Türeyişbilimi/Etimolojisi; Dilbilimciler, sözcüğün kökünün İlah'tan (el-ilah) ya da (el-laha)'dan gelmiş olabileceğini söylerler. Sami dillerinde "(En üst ilah) anlamına gelir" demişlerdir. Arapça ile akraba olan dillerde de ilah kelimesi benzer şekillerde seslendirilir; İbranice tanrı anlamına gelen Eloah אלה, Keldanice Alaha laha ya da Aramice ܐܠܗܐ Elāhā Süryanice ܐܠܗܐ Alāhā vb. Allah ismi arapça Elif, Lam, Lam ve He harfleriyle yazılır. (wikipedia).

Medyasözlükteki kaynakçaya göre ibraniceden arapçaya geçen ilah adlarının karşılıkları şöyle;

Eloha: İlah.

Elohai: İlahım

Elohaynu: İlahımız.

Elohim: İlahlar (Eloh dişil bir sözcüktür. Arkasına eril çoğul eki "im" gelmiştir). İbranice'de elohim sözcüğünün karşılığı tanrılar olarak verilebilir ancak bu, tam doğru bir karşılığı vermeyecektir. bu sözcüğün mastarı "el" dir ve güç anlamına gelir; "el-oha" ise güçlü ya da güçlü olan (kişi) anlamındadır. tanrı yehova için kullanıldığında saygı ifadesi olarak eloha'ın çoğulu olan elohim kullanılmıştır. burada yaratılma oluşumu tanrının özellikleri olarak başlar, kutsal isimler olarak somutlaşır ve yaratılış dört olarak adlandırılır.

ayet 1:27 ve allah insanı yarattı: vayivra elohim et ha adam

ayet 2:7 ve allah insana şekil verdi: yhvh elohim vayitzer et ha adam

Elohim, güçlü olan (çoğul şekli, tanrı yehova için kullanıldığında tekil ve saygı ifadesi olarak çoğul şekli). İbranice'deki bazı sözcükler elohim ya da eloha sözcüğünün mastarını içermektedir. anlamları verilerek bazı örnekler şöyledir: mikael, ismael, israel, cebrael. Yahudlier genellikle tanrıyı elohim ve yehova şeklinde adlandırmaktadırlar. elohim tanrı'nın gazapkalın yazı tarafını, yehova ise rahmet tarafınıtemsil eder. yahudiler tanrı'nın gazabından çok korktukları için elohim adını daha çok kullanmayı tercih ederler. (Kaynakça).

Geride kalan "El" adlı baş ilaha, araplar "El İlah" dedi. Sonra idğamı şemsiyye kuralınca ilkin yutulan, sonraları yeğ tutulmayınca genel kullanımdan düşen elif harfinin sözcükten dışarlanmasıyla evrimini tamamlayan allah adı olgunluğuna erişti.

tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesele ne araplardan arapçı olmaktır nede türkten fazla türkçülük!

Meselenin kavmiyetle değil hakikat ile, gerçek ile bir ilim olan dil nahiv bilgisi ile alakası vardır!

Mesele internet allameliği, babylon nahivciliği ile gerçeklerin setredilmesidir!

İmdi öyle bir kelam ediliyorki okuyan sanır arap nahivciler dil bilginlerinin kahir ekseriyeti lafza-i celalin muarreb yani yabancı bir lisandan arapçaya geçtiği kanaatindedir!

Bu hilafı hakikat, batıl doğru olmayan bir sözdür!

Evvela ibraniceden mahrec olduğu söylenen ismin o dilde cemiisi çoğulu vardır, amma Allah ismi celalinin çoğulu yoktur!

Sonra en muhimi arap dili muarreb yani yabancı dilden gelme isim ve kelimeleri haber veren hususiyetler ihtiva etmektedir! İsmi celal bahsinde böyle bir bildirim haber yoktur! Tam aksine lafza-i celalin ucme ve özel isim olmasından mütevellid gayri munsarif ve elmalılının zikrettiği gibi belki mebni olarak kullanılması gerekir idi!

Böyle olsaydı mutlaka dil bunu bize bildirirdi. Çünkü her şeyden önce kelimenin ucme ve özel isim olmasından dolayı gayri munsarif ve belki mebni olarak kullanılması gerekirdi Çünkü Ba'lebek, İsrail, Cebrail, İbrahim, İsmail ve benzeri özel isimlerin hepsi gayri munsarifdirler. Halbuki "اللهُ" ismi mureb ve munsariftir. İkincisi, hemzenin hazf edilmesi durumuna uygun ise de hemzenin sabit kalması durumuna uygun değildir. Çünkü Arapça'da "il" hemzenin kesri ile okuna geldiği halde "Allah"da hemze üstün ile okunur. Ve doğrusu "îl" "ilah" mânâsınadır. Çünkü " = ili" diye müzaf (tamlanan) oluyor. Sonra îl, Allah demek ise ve ondan alınmış olsaydı "il lâh" diye bir terkip düşünmeğe ne ihtiyaç kalırdı? Kısacası, Allah isminin diğer bir dilden alınmış veya türemiş olduğunu bu şartlar altında belirlemek mümkün değildir. Ve bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Ve bütün bunlardan en basit bir mânâ edinmek için söylenecek söz, hayret ve büyüklüktür. Allahu ekber!

Elmalılı

Arapça ile ibranicenin aynı dil ailesine mensup olduğu bilgisi ve ezberi haricinde bilgisi olmayanlar sathi benzerlikler ile öyle sonuçlara varıyorlarki insan düşünmeden edemiyor, acaba bunlar arapçanın ibraniceden sonra mı neşet ettiğini düşünüyor yoksa daha kadim bir dil olup olmadığı hususunda bir bilgileri var mı!

Amma yorum kabiliyet ve mahiyetleri

"el" in manası şudur, e arapçada da "el" var, e demekki bunun manasıda ibranicedeki mana!

kertesinde olanlardan fazlaca bir şey beklememek icab ediyor!

Esasta bu zikredilenin adı yorum değildir ve işin ehli böyle kelamlara güler!

Bunlar ciddi işlerdir, sululuk kaldırmaz!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş
ibraniceden mahrec olduğu söylenen ismin o dilde cemiisi çoğulu vardır, amma Allah ismi celalinin çoğulu yoktur!

Sanki İbranice'de "El"in çoğulu varmış gibi konuşuyorsun! El azu (veya) Ella = El İlah oluyorken şimdi Allah oluyor. Halen bunu kabul etmeyip, allah sözcüğünün araplara dışarıdan geldiğinin gerçeğine diretmekle arap tanrısını, iyice kavim tanrısı yapıyorsun farkında değilsin. Ayrıca "alihe" sözcüğü, seçkin olmayan ilah çeşitlerinin çoğuludur. Bir sözcüğün başına belirleme ilgeci konulduğunda o sözcüğün çoğulu olmaz önen (zaten).

Ayrıca Eloh = İlah iken, Elohim; İlahlar olmuyor tam olarak. Nedeni yukarıda yazıyor.

Elohim sözcüğü "El-Oha-İm" biçimindedir. Eloh dişil bir sözcüktür. Arkasına eril çoğul eki "İm" gelmiştir. İbranice'de elohim sözcüğünün karşılığı İlahlar olarak verilebilir ançıp tam doğru bir karşılık değildir bu. Çünkü Elohim sözcüğünün mastarı "El" dir ve "Güç" anlamındadır. El-Oha ise güçlü ya da güçlü olan kişi anlamındadır.

Arapçasıyla allah sözcüğünün başındaki artikel olarak "el", İbranicedeki özel ad olarak "el" sesinde konuşulduğu için Üst İlah diye tanımlanmış "El" adı, araplar tarafından değişimsiz azu ek olmaksızın alınamazdı. Çünkü İbranicedeki "El" özel bir ad, Arapçadaki "El" ise bir önek yani artikel yani belirleme ilgecidir. Belirleme ilgeci "el" kalkınca "Lah" adı yalın olarak kalır. Basralı araplar bu "Lah" adlı yalın ilahın önüne belirleme ilgeci koyularak allah yapıldığını kabul etmişlerdir. Olasılıkla Abdullah ( عبدالله) adı da El İlah'a değil, bu "Lah" adlı ilahın köleliğine atfedilmiş bir addır. Şöyle; Abd El Lah > Abd Ul Lah. Eğer yok deyip abdullah, "Allahın kölesidir" dersen, bu durumda sen, idğamı şemsiyye kuralınca ilkin yutulan, sonraları yeğ tutulmayınca genel kullanımdan düşen 2 elif harfi arasındaki esreli elifin, önekli El İlah sözcüğünden dışarlanmasıyla, evrimini tamamlayan allah adı olgunluğunu kabul etmiş olursun.

__________________

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanki İbranice'de "El"in çoğulu varmış gibi konuşuyorsun!

Her yerde aynı uyanıklık mı!

Doğru konuşmayan zat, yine bir uyanıklıp yaparak sanki kendisinin kopyala yapıştır yaptığı bazı kaynakların lafza-i celalin mahreci olarak eloh, eloha, elohim elahim, elah isimlerini verdiğini ve bizim de "cemiisi çoğulu vardır" dediğimizin bu isimler olduğu hakikatini gizleyebileceğini sanmış!

Halbuki itiraf ettiği gibi daha doğrusu wikiden kopyala yapıştır yaptığı yerde de kabul edildiği gibi el mastardır!

Muhtemeldirki doğru konuşmayan ve aynı zamanda uyanık da olan zat, mastardan isim devşirme uyanıklığını yukarıda zikredilen isimlerin cemiisi çoğulları olduğu hakikatini görünce çıkar tek yol olarak görmüştür!

Tabi wiki ile babylon ile nahivci olabileceğini sanmak gafleti sebebi ile "İlahlar olmuyor tam olarak" kısmını kopyala yapıştır yapabiliyor amma bu söz doğrumudur sualinin izini ibranice üzerinden süremiyor!

İktibas yaptığı wikide "Elohim kelimesi aynı zamanda prens, kral vs gibi yüksek rütbeliler için kullanılan bir kelimedir" kısmına dahi nazar edebilecek kaabiliyeti olsa idi, bu ismin cemiisi çoğulu olduğu hakikatini inkar gibi sahibi içün utanç verici bir hale kendisini sokmaz idi!

Çoğul ekin varlığını kabul edip ismin cemiisi olduğunu reddetmek!

Gerçeğe sadakatsizlik dediğimiz hususlar işte böyle hususlar!

Esasen doğru konuşmayan zatın bu bahisteki cehaletini izale edebileceği o kadar kıymetli şeyler yazdıkki daha evvel verdiğimiz adreste, azıcık ilimden nasibi olsa idi çok mesafe alabilir idi!

Arap dilinin varlığının bidayetine bir nazar edebilse, arapça ile ibranicenin tam olarak nerede ne zaman münasebet içine girdiklerini biraz tetkik etse ve daha muhimi, arap dilinin muarreb yani yabancı dilden geçme isim kelimeler içün ihtiva ettiği kaideleri bir bilse kendisini bu kadar gülünç hale sokmayacak amma yapamıyor işte!

İnternet üzerinde nahivci kesilen bazılarında olduğu gibi bu zatta da görülen hal, işe geldiğinde arapçada marifeliğin ne olduğunu, "el" takısının başına geldiği kelimeyi ne yaptığını bilmek amma başka vesilelerlede "ibranicede el şu manada, arapçada da el var o vakit mana aynı" diye özetlenecek ucube bir sözün arkasına takılabilme hali!

Birde basralı alimler diyor ve yine bu minvalde öyle bir kelam ediyorki sanırsınız bir kaynağı tetkik etmişde basra ve çevresindeki bütün nahivcilerin zikronulan kanaatte olduklarını görmüş!

İnsan biraz tezekkür eder basra ve çevresinde islamın kabulü ne vakitlerdedir ve oralarda müslüman nahivcilerin ortaya çıkmasının tarihi nedir!

Lafza-i celal ve islami kavramların ekserisi tabii olarak evvela arap nahivciler tarafından tetkik mevzusu olmuştur, sonradan başka kavimlerden dilciler basra ve çevresindekiler dahil bu meselelere dahil olmuştur!

İmdi öyle ortaya mesnedi olmadan kaynak belirtmeden "falan diyarın allameleri ittifak ile böyle diyor" diyerek tabiri amiyane ile sallamadan, adı ile sanı ile kaynağı ile şu müşahhas bilgiyi, işin ehli üzerinde tezekkür etsin diye zikrediyoruz!

İmam Fahreddin Râzî de "Bizim seçtiğimiz görüş şudur: Allah kelimesi yüce Allah'ın özel ismidir ve aslında başka bir kelimeden türememiştir. İmam Halil b. Ahmed ve Sibeveyh, usul alimleri ve İslam hukukçularının hepsi bu görüştedirler." diyor. Gerçekten çağırma kipinde Allah kelimesinin başındaki hemzenin düşmeyişi ve araya bir şey girmeden çağırma edatı ile birleşmesi bu hemzenin, kelimenin aslından olduğunun bir delilidir. Bundan dolayı "el" belirleme edatı değildir. Ancak kullanmayı kolaylaştırmak için çoğunlukla bu edat gibi kullanılmıştır ve Allah kelimesinin sonuna tenvin getirilmemiştir. Gerçi hemzenin hazf edilmesi, kelimede kalmasından daha çoktur ve daha fazladır. Fakat " = yâ" ile " = el" belirleme edatları bir araya gelmedikleri ve bundan dolayı "yennecmü" v.s. denilemeyip (Yâ eyyühennecmü), yâ hâze'l-Harisü, yâ eyyühennâsü gibi araya veya gibi kelimeler konduğu halde (yâ Allah) diye hemzenin yerinde kalması ile yetinilmesi ve sonra bu kelimenin Allah'tan başka hiç kimse için asla kullanılmamış bulunmasından dolayı "en-Necmü, en-nâsü ve'l-ünâsü" cinsinden olmadığını gösterdiğinden kelime ve mânâ itibariyle bu özelliğin tercih edilmesi gerekmiştir.

Özetle "اللهُ" ismi türemiş veya başka bir dilden Arapça'ya nakledilmiş değildir.

Elmalılı

Son kertede gerçeği konuşmayan zatın ubudiyete mahreç olmuş "abd" ile ve bunun lafza-i celal ile kullanılması bahsinde söylediklerini görünce bu başlıkta "La İlahe" ifadesindeki "ilahe" yi tanrıça olarak anlayan zatı hatırladık ve kendisini vakti zamanında muhatap almaklığımız sebebi ile kendimize yine kızdık :)

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Paradigmax,

O yazdığın yazı tıpkı akepe'nin anayasa paketine benziyor. İslamcı mantığı ne de olsa. Paketin içinde ne ararsan var. Alakalı alakasız demeden aklına gelen herşeyi yazmışsın. Bir de bununla yetinmeyip "şunu yazmamışsın, bunu yazmamışsın" diyerek beni de aynı senin yaptığını yapmaya zorluyorsun.

Yok ama yazdığın şeyler alakalı değil mi? Senin tabirinle; "Bir şeyden bahsederken, onun, ondan türediğini varsayıyorsan türediğini söylediğinin neyden türediğine de bakman gerekir." değil mi?

Sonra onun da neyden türediğine bakalım, ondan sonra onun da neyden türediğine bakalım, en sonunda dünyanın henüz olmadığı zamana kadar gidelim. He ne dersin?

"Allah vardır ve o tanrıdır" diyorsunuz. Allahın nerden peydahlandığına kadar gitsek nasıl olur? Hıı? Olmaz değil mi? Teist mantığı ne de olsa.

Sen hiç meraklanma. Ben ne zaman neyden bahsedeceğimi bilirim. Ama yok sen, illa ki şunun şunla çok alakası var diyorsan, o zaman ilk önce tezini ortaya koyacaksın ve gidip başka bir başlık açıp kendi tezini savunacaksın. Ama sen bunu yapamazsın çünkü Allah kelimesinin nereden geldiğine dair senin bir tezin bile yok. Olsaydı yazardın.

Bütün yaptığın, onun bunun yazısını buraya taşıyıp, "Ali şunu diyor, Veli bunu diyor" demekten ibaret.

Yoksa sen Veli'nin tezinin doğru olduğuna inandığın için mi getiriyorsun? O halde, Veli'nin tezinin kanıtlarını getirip göstereceksin. "Veli şunu diyor" demekle olmaz.

Veli şunu diyorsa, ben de bunu diyorum. Ben nasıl kanıt gösteriyorsam, Veli de gösterecek.

Nasıl mı? Mesela "Allah adı, İlah kelimesinden türemiştir, tanrı manasındadır" diyorsa, ilah kelimesinin bir tanrının adı olarak kullanıldığını ve ona bu isimle tapınıldığını gösteren tarihi bir belge gösterecek. O belge de "falanca şöyle söylemiş" şeklinde değil, falancalar şöyle tapınıyormuş şeklinde olacak.

Ya da mesela Ay simgesinin Sasaniler döneminde İslama girdiğini mi söylüyor Veli? O halde nasıl girdiğini adam gibi anlatacak. Diyecek ki? "Al bak bunlar Sasaniler döneminden önceki Cami figürleri. Hiç birisinde ay simgesi yok."

Sonra diyecek ki; "Bak bu da Ay simgesi takılan ilk cami".

Sonra Sasanilerin önceki tapınaklarının tepesindeki Ay simgelerini gösterecek.

Yaptığın tek tutarlı eleştiri şu: "Ayhan, Aykan, Aytuğ, Aybars.. herhalde bunlar da ay yumoşu..".

İlave de edebiliriz. Mesela Aytekin, Aycan.

Bunların hepsi yeni sayılabilecek isimler. Bu şekilde belki Tek tük eski isim de bulunabilir. Ben bulamadım ama varsayalım ki var. Bu durumda dahi, bu; Ay'ın dişiyi simgelemesini engellemez. Çünkü tarihte her zaman, az da olsa erkeksi ad kullanan kadınlar ve kadınsı ad kullanan erkekler olmuştur.

Ayvalığa git. Orada balıkçılık yapan Sarı Mehmet lakaplı balıkçıyı bul. Ona ağbilerinin adlarını sor. Sana şöyle diyecek: Hüseyin, Filiz, Funda ve Fidan.

Sana söyleyeceğim son bir şey ise izole dil diye bir şey olmadığıdır. Binlerce yıldır kayıp bir kıtada yaşamış olan kızılderililerin dilleri bile izole değildir. Dünyada izole ne bir ırk, ne dil, ne din ne de millet vardır.

Bunlardan herhangi birine izole diyen cahildir.

Diğer yazdıklarına ise cevap vermeye gerek duymuyorum çünkü çoğu yanlış ve/veya alakasız. Anayasa paketi gibisin.

Şimdi şu muhtereme cevap verelim.

Muhterem! Naber muhterem?

"La ilahe illallah" cümlesindeki ilahe sözcüğünün tanrıça manasında olduğunu söyledim diye çok kızmış muhterem.

Bir de nerede nasıl muhattap olduysa, benimle daha önce muhattap olmuş ve yine sevineceğine muhattap olduğuna kızmış muhterem.

Muhterem! Bu kadar çabuk kızma, çünkü daha kızacağın çok yerler var. Bak mesela:

Öğrenciler için Türkçe sözlük. (Tudem Dil Derneği):

Tanrıça: Çok tanrıcılıkta dişil tanrı. İlahe.

Resimli okul sözlüğü. (Türk dil kurumu):

Tanrıça: Çok tanrıcılıkta dişil tanrı. İlahe.

İlköğretim okulları için Türkçe sözlük. (M.Metin Dolunay - Morpa yayınları):

Tanrıça: Çok tanrılı dinlerde kadın tanrı. İlahe.

Yeter mi? Yetmez tabii ki, İslamcı ne de olsa.

Devam.

Türkçe öğrenci sözlüğü. (Engin yayın evi):

Tanrıça: Çok tanrılı inanışta dişi tanrı; ilahe.

Yetmez ama. İslamcı bu çünkü. O yüzden devam edelim.

Öz Türkçe kılavuzu: (Ali Püsküllüoğlu):

Tanrıça: İlahe.

Bu sözlükler Türkçe sözlük olduğu için i harfi indeksinde ilahe sözcüğü eklenmemişti. Ama bir tanesinde eklenmiş. Buyrun:

İlköğretim okulları için Türkçe sözlük. (M.Metin Dolunay - Morpa yayınları):

İlahe.: Arapça: tanrıça.

Not: Bu sözlüklerin hiç birisi öyle kıytırık küçük sözlük filan değil. En geniş kapsamlı, en büyük sözlüklerdir.

Yeter mi? Yetmez islamcıya.

Meydan Larousse ansiklopedisi:

İlahe.: Arapça ilah'tan ilahe. Putperestlikte ve mitolojide tanrıça.

"Bu ilahe kadınlar doğuracağı zaman imdatlarına yetişir; doğurmasına yardım eder."(Ziya Gökalp)

Daha istermisin muhterem? Daha lazımsa gerisini de sen bul. Bir tane büyük mavi sözlük vardı, adını hatırlamıyorum. Onda da "ilahe=tanrıça" yazıyordu. Onu da sen bul bir zahmet. Bana kızacağına git bu sözlükleri ve ansiklopedileri yazanlara kız sayın muhterem.

Muhterem! Allah'ın muhteremi!

Evet sevgili arkadaşlar.

Allah=tanrıça.

La ilahe illalah=Tanrıçadan başka tanrıça yoktur.

Bir değil iki kere tasdikli tanrıça. İki kere rafine.

Ella, Alla, Allah, İlah, İlahe, Eloh, Eloah, İlou; bunların hepsinin gerçek manası tanrıçadır. İçlerindeki en yeni olanı ise "ilahe" sözcüğüdür ve bu bile İslamdan eskidir. İlah kelimesi erkekleştirildikten yüzyıllar sonra bu kelimenin aslında zaten tanrıça manasında olduğunu bilmeyen Araplar tarafından ilah kelimesinin sonuna tekrardan e dişilik eki eklenmiştir ve ilahe sözcüğü böyle türemiştir. Arapçaya tanrı manasında giren ilk kelime ilah değil, rabb idi. İlah tanrı değil tanrıça idi. Ve bunu değiştiren Muhammed değildir. Allah'ı erkekleştirme politikası İslamdan çok önceleri başladı.

Şimdilik bu kadar. Katkıda bulunan arkadaşlara çok teşekkürler.

Hala inanmayan varsa beklesin. Bir dahaki sefere bu topicte size Allah'ın vajinasını da göstereceğim, şok olacaksınız.

Üstelik vajinanın onun vajinası olduğunu öyle bir kanıtlayacağım ki hayretler içinde kalacaksınız.

Bekleyin Allah'ın vajinasını.

Saygılar, sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bütün yaptığın, onun bunun yazısını buraya taşıyıp, "Ali şunu diyor, Veli bunu diyor" demekten ibaret.

Şu başlığın sahibi, yani müslümanlarca defaatle cevaplanıp çürütülmüş, batıl oriental yalan propogandasını başlık diye açmış bir kişi nasıl olurda kalkar bir başkasına "yaptığın ali veli ne demiş ise onu nakletmek" diyebilir!

Tam olarak kendi yaptığı ve yapar ikende konuya hiçbir vukufiyeti olmadığını gözler önüne seren birisi yavuz hırsız misali şunu bir başkasına onun batıl yorumlarını tenkid eden bir arkadaşına nasıl diyebilir hayrettir!

Konuya girer iken nazarlara şu makaleleri sundum!

Reply To Dr. Robert Morey's Moon-God Myth & Other Deceptive Attacks On Islam

Reply To Robert Morey's Moon-God Allah Myth: A Look At The Archaeological Evidence

Raḥmānān (RḤMNN) - An Ancient South Arabian Moon God?

Şunları gördükten sonra dahi senin kalkıp bir başkasına "yaptığın ali veli ne demiş ise onu nakletmek" demeni nasıl tesmiye edelim bilemiyorum!

Bir de nerede nasıl muhattap olduysa, benimle daha önce muhattap olmuş ve yine sevineceğine muhattap olduğuna kızmış muhterem.

Senin ile daha evvel görüştüğümü hiç hatırlamıyorum eğerki başka bir mahlasın var idiyse o başka!

Bu sözlükler Türkçe sözlük olduğu için

Latife mi yapıyorsun yoksa sende kendisini uyanık sananlardan mısın!

Türkçe sözlüklerden buraya kopyala yapıştır yapacağına aç bir araştır bakalım arapçada bir kelime ismin müennes olması içün ne lazımdır!

Yoksa sen "La ilahe ilallah" sözünü türkçe mi sanmaktasınki bize türkçe sözlük metinleri gösteriyorsun!

Esasen cehaletinin kaynağını bilmekteyim çünki tercüme münekkidleri bahsinde idmanlıyım!

Kelimeyi tevhidin latin harfleri ile karşılığını okuyorsun ve "ilahe" ibaresini görüyorsun ve "İlah" cins isminde müenneslik yani dişilik takısı var zannediyorsun!

Niçün!

Çünki ne arapça biliyorsun ne harflerini ne okuyuş kaidelerini nede bunun ile irtibatlı diğer ilimleri!

Evvela git ve internet allameliğinin olmaz ise olmazı arama motorlarına müracat et ve bak bakalım arapçada "İlah" cins ismi eril midir dişil mi, tekilmidir çoğul mu!

Sonrada şu kelimeyi tevhide nazar et ve bak bakalım "İlah" cins ismi nerede geçmekte!

لآإلهَ إلاّالله

İmdi bak bakalım buradaki ilah sözcüğünün harf terkibi nedir!

Elif, lam ve he harfi!

Pekiyi bak bakalım bu ismi müennes yapacak herhangi bir ek varmı bu cümlede!

Sonra o batıl kifayetsiz allameliğinizin mahreci internette bir ara bakalım eğerki bu cins ismi burada müennes olsa idi başındaki olumsuzluk edatı "la" ile birlikte cümle nasıl olmalı idi!

Bunları yapabilecek misin, bak yapamayacak isen söyle sana yardımcı oluruz!

Yeterki bir daha

لآإلهَ

"La ilahe"

ifadesinde dişi ilah aramak gibi bir cehalet sözünü telaffuz etme, sahibi içün hoş olmayan bir duruma düşme!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

...

Bunlardan herhangi birine izole diyen cahildir.

...

Notamatik;

Yine çok şey yazıp hiç bir şey söylememişsin..

Seni rüyalarınla başbaşa bırakmaktan başka çare yok..

Akıllı insan cahilden de bir şeyler öğrenebilendir, ben bir şeyler öğrendim.

Son olarak şu izole dil meselesine dair link vereceğim ve artık tartışmayacağım, çünkü gereksiz.

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0zole_dil

İzole dil olmadığını söylerken senin belgelerin nerede sahi?

Dinleniyorum diyen bir genel sekreter vardı, ortalığı ayağa kaldırmıştı hani akape dinliyor diye..

Sonradan telefonumu açık unutmuşum demişti, durumun bana o pozisyonu hatırlattı..

:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konuda tarihi kaynaklar çok önemli.

İslami kaynaklar objektif değil ve pek bir bilgi içermiyor.

Ünlü tarihçi Herodot, milattan önce 5. yy.da şöyle der:

“Afrodit’e Suriyeliler Mylitta, Araplar Alilat, Persliler ise Mitra der.”

Herodot’a göre, “eski Araplar iki tanrı’ya inanırlardı. Dionysus ve Aphrodite.”

Herodotus (Translated by David Grene) (1987). The History. Chicago University Press. ISBN 0-226-32770-1.

http://en.wikipedia.org/wiki/All%C4%81t

Alilat --> Al-ilat --> Allat --> Allah olabilir.

Bununla beraber Herodot'un belirttiği (Afrodit) Allat ay tanrıçası olabilir.

Dionysus'un Arapçasını belirtmemiş. Bu durumda o da güneş tanrısı.

Bunlar eş ve melek kızları var.

Acaba Güneş tanrısı Allah mıydı?

Zamanla tek tanrıcılığa doğru meyledip Allat'ı kızları arasına katmış olabilirler mi?

Aşağıdaki linkte Allah ve Allat karı-koca olarak alınmış.

http://www.blessedquietness.com/ALHAJ/page15.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş

Here is a journal of Good news, warnings, and resources for King James Bible believers.

Müslümanların kaynaklarına güvenmiyorsunuz sözlerinizden bu anlaşılıyor ancak hıristiyan kaynakları konusunda hiç kuşku taşımadığınızda çok bariz.

Bu durum bana tuhaf geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Müslümanların kaynaklarına güvenmiyorsunuz sözlerinizden bu anlaşılıyor ancak hıristiyan kaynakları konusunda hiç kuşku taşımadığınızda çok bariz.

Bu durum bana tuhaf geliyor.

Garodi, benim verdiğim kaynak Herodot'tur.

O linki ise kaynak olarak vermedim.

Allah ve Allat hakkında yapılan yoruma dikkat çekmek için verdim.

Benim bilgi olarak dikkate aldığım Herodot'un aktarımıdır.

Diğerini ise bu başlıktaki tüm yorumlar gibi değerlendiririm, referans almam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanların kaynaklarına güvenmiyorsunuz sözlerinizden bu anlaşılıyor ancak hıristiyan kaynakları konusunda hiç kuşku taşımadığınızda çok bariz.

:)

Tebrik ediyorum muhterem!

İslam kaynaklarına güvenmezler hatta en erken dönem telif eserler içün dahi "falan eser filan olaydan elli sene yüz sene sonra tedvin edilmiş acaba ne derece sıhhatli" gibi sureti haktan görünen tenkidler yaparlar amma islami kaynakları ve bu zikrettiğimiz minvaldeki eserleri tetkik ederek kaleme alınmış oriental uydurmalarını kazıye-i muhkem diye takdim ederler!

Nasıl etmesinler başkaca bir kaynağada sahip değillerki!

Mesela ibn-i ishak, vakıdi, ibn-i hişam!

Bunlar içün yukarıda dediğimi derlerki ibn-i ishak hicri ikinci asrın ortasında vefat etmiştir, vakıdi hicri yüzotuzlarda doğmuştur, ibn-i hişamın vefatı da hicri ikinci asrın sonlarıdır!

Bunları beğenmezler amma herodota muteber kaynak nazarıyla bakarlar!

Mesele islam olduğunda tenakuzsuz sözleri halleri yoktur bunların muhterem!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alilat --> Al-ilat --> Allat --> Allah olabilir.

Bu neden, yani Kuran da adı geçen El Lat putu olmuyor da Allah oluyor?

Yani Alilat ın dönüşümü El Lat putuna daha uygun değil mi?

Bu arada Heredot M.Ö 500 lerde Arap(lar) kelimesini kullanmış mı?

Onlar Keldani veya Nabati olmasın?

Neden El Lat Duşara nın eşi olmaz da, Allah ın eşi olabileceği gündeme getirilir?

Sanıyorum Hristiyanların Hz. Muhammed i kabul edememeleri vicdanlarını rahatsız ediyor.

Ediyor ki İslam ı pagan kökenli, ki pagan aslında daha çok Hristiyan teolojisine ait bir kavramdır, göstermeye çalışıp rahatlamaya çalışıyorlar.

E tabi bu da bizim, düşmanım düşmanı dostumdur mantalitesindeki, atelerimize yarıyor..

Bakalım bu dostluk daha ne kadar devam edecek?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Alilat --> Al-ilat --> Allat --> Allah olabilir.

Bu neden, yani Kuran da adı geçen El Lat putu olmuyor da Allah oluyor?

Yani Alilat ın dönüşümü El Lat putuna daha uygun değil mi?

Bu arada Heredot M.Ö 500 lerde Arap(lar) kelimesini kullanmış mı?

Onlar Keldani veya Nabati olmasın?

Neden El Lat Duşara nın eşi olmaz da, Allah ın eşi olabileceği gündeme getirilir?

Sanıyorum Hristiyanların Hz. Muhammed i kabul edememeleri vicdanlarını rahatsız ediyor.

Ediyor ki İslam ı pagan kökenli, ki pagan aslında daha çok Hristiyan teolojisine ait bir kavramdır, göstermeye çalışıp rahatlamaya çalışıyorlar.

E tabi bu da bizim, düşmanım düşmanı dostumdur mantalitesindeki, atelerimize yarıyor..

Bakalım bu dostluk daha ne kadar devam edecek?

Paradigmax;

Dikkat edersen olasılıklardan konuşuyoruz. Kelimenin kökeni üzerinde kafa yoruyoruz.

Acaba'lar peşindeyiz. Kesin hüküm yok.

Önceki mesajımda verdiğim linkin sebebini de açıklamış olmama rağmen, hala üstüne çirkeflik yapılmaya kalkışılmış. Tartışma adabı, etiği yok ki. Bundan biraz nasipli olan, o izahımdan sonra laf etmeye utanırdı.

Şimdi;

"Alilat --> Al-ilat --> Allat --> Allah olabilir." ifadesindeki olabilir sözü, olmayabilir de.

Allah, eloha'dan da gelmiş olabilir. Başlıbaşına bir sözcük de olabilir, El-İlah'tan da türetilmiş olabilir.

Öncesinde erkek-dişil de olabilir. Ay tanrıçası-güneş tanrısı da olabilir. Bunları bilmiyoruz ve hiç kimse kesin bir şey söyleyemez. Neticede bu konuda da inançlar devreye girer ya da agnostik kalınır.

Herodot döneminde "Arap" sözcüğü kullanılmıyor olabilir.

Ancak Arapların kökenine inildiğinde ve bölgede yaşayan toplum araştırıldığında Nebatiler'le karşılaşılır.

Herodot'un aktardığı bilginin Hristiyanlıkla hiç ilgisi yoktur. Tarihi bir bilgidir ama yorum katılmıştır.

O yorum da, Alilat'ın Afrodit ve diğerinin Dionysus olduğu ya da onlardan transfer edildiğidir.

O yoruma katılınmayabilir. Ama dikkate alınması gerekir. Çünkü herodot'un söylediği, bugünün söyleyenlerinden çok daha doğru olabilir.

İki tanrı ve Alilat ise kabul edilmesi gereken bir bilgidir. Çünkü belge-kanıt niteliği vardır.

İtiraz için farklı bir tarihi belge, kanıt gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pante;

Öncelikle şunu söyleyeyim, Araplar şeklinde ifade edilenin, Nabati mi Keldani mi sorusunun bilinçsiz sormadım.

Fakat bunun detaylarına girmeyeceğim.

Sadece şunu söylebilirim, Allat Keldanice de var.

Aslında Keldanici de bir Arami dili çeşidi ve Keldani sözcüğü bir etnik ayrımı ifade ediyor, kökleri Asur a kadar gidiyor.

Bu başlığa daha evvel yaptığım bir alıntıyı yineleyeyim:

Arap mitolojisini yazanlardan Dr. Muhammed Abdulmuid Han'ın aktarmasına göre Aramı dilinde, "Elah" biçiminde ve "Tanrı" anlamına gelen bir sözcüğe rastlanmıştır.540 Yine bu yazar aktarır ki, eski "Nabati" yazıtlarında da "Hallah" biçiminde bir sözcük görülmekte. "Tann'nın özel adı" gibi kullanılmış bulunmakta.541

Prof. Dr. Philip K. Hitti'nin de, "Allah'la ilgili şunları yazdığını görüyoruz:

"Bu ad, hayli eskidir. Bu sözcüğe, Güney Arabistan Arapçasındaki kitabelerde rastlanır. Örneğin, el Ula'da bulunan bir Ma'in kitabesinde ve Sebe'den kalma bir başka kitabede olduğu gibi. Fakat İÖ 5. yüzyıldan kalma Lihyâni kitabelerde 'HLH' biçiminde, pek bolca görülmektedir. Bu tanrıyı, gerçekte Suriye'den elde etmiş olan Lihyan, Arabistan'da, bu tanrıya ibadetin ilk merkezini oluşturuyordu. Bu ad, Safa kitabelerinde, İslam'dan beş yüzyıl kadar önce, Hallah biçiminde geçmektedir. Aynı biçimde, Suriye'nin Um-mu'1-Cibâl kesiminde bulunmuş, 6. yüzyıla dayandırılan İslam öncesi bir başka Hıristiyan Arap kitabesinde de görülmektedir... "542

Turan Dursun (Kutsal Kitapların Kaynakları 1'den alıntıdır)-Dipnot bilgileri kaybolmuş

Keldanice de Tanrı, Alaha kelimesi ile ifade ediliyor.

Nebatiler de Hallah diye bir sözcük var ki Tanrı yı ifade ediyor.

Bu iki gurubun etnik olarak araştırılması lazım ama, bu iki gurupta da Ellat/Allat kelimeleri var.

Şimdi asıl soru şu: Neden Allah kelimesinin Alilat --> Al-ilat --> Allat döngüsünden geçtiği veya türedildiği olabilir safında yer alıyor?

Çok uzatmayayım, bu olabilirlik! olabilir kılınmazsa Hristiyanlık ta pagan kökenli bir din olup çıkar..

Çünkü Allah kelimesi ile Hristiyanlıkta veya Yahudilikte Tanrıyı ifade eden kelimeler aynı veya çok yakın diyelim.

Net olarak yapılan ve gözüken şudur; İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi ilahi bir din değildir diyebilme çabalarıdır.

Ha bunu sizin için söylemiyorum, bir Hristiyan olmadığınızı kendi beyanlarınızdan biliyorum ama şu çizdiğim tabloyu görememiş olmanıza da şaşırmamak elde değil.

tarihinde Paradigmax tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu başlığa daha evvel yaptığım bir alıntıyı yineleyeyim:

Arap mitolojisini yazanlardan Dr. Muhammed Abdulmuid Han'ın aktarmasına göre Aramı dilinde, "Elah" biçiminde ve "Tanrı" anlamına gelen bir sözcüğe rastlanmıştır.540 Yine bu yazar aktarır ki, eski "Nabati" yazıtlarında da "Hallah" biçiminde bir sözcük görülmekte. "Tann'nın özel adı" gibi kullanılmış bulunmakta.541

Prof. Dr. Philip K. Hitti'nin de, "Allah'la ilgili şunları yazdığını görüyoruz:

"Bu ad, hayli eskidir. Bu sözcüğe, Güney Arabistan Arapçasındaki kitabelerde rastlanır. Örneğin, el Ula'da bulunan bir Ma'in kitabesinde ve Sebe'den kalma bir başka kitabede olduğu gibi. Fakat İÖ 5. yüzyıldan kalma Lihyâni kitabelerde 'HLH' biçiminde, pek bolca görülmektedir. Bu tanrıyı, gerçekte Suriye'den elde etmiş olan Lihyan, Arabistan'da, bu tanrıya ibadetin ilk merkezini oluşturuyordu. Bu ad, Safa kitabelerinde, İslam'dan beş yüzyıl kadar önce, Hallah biçiminde geçmektedir. Aynı biçimde, Suriye'nin Um-mu'1-Cibâl kesiminde bulunmuş, 6. yüzyıla dayandırılan İslam öncesi bir başka Hıristiyan Arap kitabesinde de görülmektedir... "542

Bu bilgiye şunu ilave etmek gerekir ki; Safa Kitabeleri haricinde diğer toplumların tümünde bu isimler putların-çok tanrıların isimlerinden biriydi.

Muhammed Abdulmuid Han'ın kitabında şunlar da yazıyor:

Devidson bir makalesinde şöyle der: "Herhalde, EL, ELAHİM, SHADDAİ ve YEHWEH adları, tarih öncesinde de kullanılıyordu. Kapalı ve bilinmeyen anlamlarda... İleri sürüldüğüne göre: "İL" birçok yazıtta bulunmuştur. Bilginler, "VEHEB'ÜL EL" (tanrı armağanı, "ABD'UL EL" (tanrı kulu), "ZEYDULLAH" (tanrının zeydi ve "ABDULLAH" (tanrının kulu) adlarına Safa yazıtlarında rastlamışlardır.

Nabatça yazılarda, ALLAH ya da HALLAH adları, özel ad gibi yer almamakta, her yerde bir put adı olarak geçmekte. Yalnızca Safa yazıtlarında ALLAH tek başına yer almakta.

Wellhausen diyor ki: Herhalde Araplar tıpkı Nabatlar gibi, putlarından her birine ALLAH lakabı veriyorlardı. Başlangıçta lakab olarak kullanılan Allah sözcüğü sonraları en büyük tanrının adı oluvermiştir.

Kimi incelemeciler de Allah sözcüğünün, şiddet ve güç anlamı içeren bir İbranice sözcükten geldiğini ileri sürerler. Elah, Elahim biçiminde çoğul olur. Arap düzyazısında İLAH, "El İlhu'l ezeli" (Ezelde var olan tanrı), "El İlahu'l Muteal" (yüce tanrı) gibi niteliklerle nitelenmiş olarak geçer. Ama peygamberlerin ve şairlerin sözlerinde ÖZEL AD OLARAK kullanılır. Aramca dilinde "Elah" bulunmaktadır. Arapça'da da "İlah" vardır. Arapça'da herf-i tarifle "El ilah ya da Allah biçimini alır.

(Muhammed Abdulmuid Han, El Esatiru'l Arabiyyetu Kable'l İslam, Kahire, 1937, s. 135.)

Sonuçta Abdulmuid Han da araştırmacıların yorumlarından yola çıkmaktadır.

Ancak benim bu yorumlardan en önemli çıkarımım şu: Allah sözcüğü, başka bir kelimeden Araplar tarafından türetilmedi. Onlardan önce türetilmiş idi zaten. Safa yazıtları doğruysa eğer, bunun kanıtıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Net olarak yapılan ve gözüken şudur; İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi ilahi bir din değildir diyebilme çabalarıdır.

İşte hıristiyanlık gayreti ile ikame edilen oriental çabaların maksadının kamil özeti!

Vahyi ve ona bağlı her bir hususu judeo-christian geleneğe tahsis etme, buna mahsus kılma ve bunun haricinde kalanı "paganizm" diye tesmiye etme zihniyeti!

Bunu yapanlar kim!

Babasız hak peygamber isanın mesajını putperest akideleri ile tahrif edenler ve nerede ise her bir akide umdeleri ile ritüellerinde putperestlik alametleri görülen hıristiyanlık müntesipleri!

Yani sütre gerisinde yahudiler ortada da görülen olarakda hıristiyan teologlar!

İşte bunların türkiyemizdeki acemi talabeleride bu forum ve benzerlerinde karşımıza çıkıyor ve bazan birisi "ay tanrısı" safsatası ile islamı irtibatlandırma öğretisinin nakledicisi oluyor bazande bir başkası misyoner hıristiyanların kelamlarından başka bir kelamı olmadığı kendisine ihtar edildiğinde sığınmak içün antik ve pagan yunana sığınabiliyor!

En manidarıda "olabilir" kelamlarıdır!

O "olabilir", şu "mümkündür" bu ise "müzakere edilebilir" dir onlar içün!

Amma islamın ve onun tarihinin bu yukarıdakiler ile asla mükayese edilemeyecek muhkem verileri katiyen "olabilir", "mümkündür" veyahut "müzakere edilebilir" olamaz!

Çünki olur ise öğretmenleri talabelerine kızar, not kırar, kulaklarını çeker!

Hakikat budur!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...