Jump to content

Türban!


Recommended Posts

Türbanlıların dini simgelerle üniversitelere alınmamasından yanayım. Yani kamusal alanda herhangi bir dini simge olmamalıdır. Fakat bu kızları bu şekilde evlerine göndermekte siyasal islam için güçlü bir taban oluşturur. Başka bir sorunda aslında laikliğin temel teorik manasının, somut olarak yeterli derecede yansıtılamadığıdır.Laik kavram bütünlüğüne yönelik somut uygulamalar tam olarak gerçekleşmediği gibi kısmen ulaşılan teorik yakınlıkta çoktan törpülenmiştir. Bugün gelinen noktada laiklik kısmen uygulanmaktadır. Fakat bu demek değildirki "bırakalım yapsınlar bırakalım etsinler" mantığıyla olan olmuş zaten gelinen son durum düzeltilemez ve artık bunu kabullenmek lazımdır deme yanlışına düşmemeliyiz.

Aslında temel sorun bu militan ağın nasıl oluşturulduğu sorunudur. Önemli olan bu temelleri çökertmektir. Eğer siyasal ve ekonomik bir rant kapısına dönüşen ana kaynaklar kurutulmazsa bu genç bayanlar devamlı olarak karşınıza çıkacaktır. Her öğrenci alımında bu taleplerini öne süreceklerdir.

Türbanlıların sayısal çoğunluğuda siyasal islamcıların bakış açısında olabilir. Fakat içlerinde bu bakış açısında olmayan insanların olduğunuda gözden kaçırmamalıyız. Yani genelleme yanlışlığınada düşmemeye gayret etmeliyiz.

Sorun bir dindarlık sorunu değildir. Zaten ateist olmanın ötesinde olaya böyle bakmak zorundayız.Sorun dinci istek ve yobazca yaklaşım ve uygulamalardır.

Bu kızları üniversiteye almak zorundayız. Fakat dini ve siyasal simgelerini dışarıda bırakmaları konusunda onların ikna edilmesi gerekmektedir. Bunu dinle bağdaşık hareket etmeyen bir siyasi duruş, ilgili devlet kurumları ile stratejik yaklaşım ve ileri görüşlülükle başarabilir. Ama bunun için Allah'ı kullananlar dışarıda bırakılmalıdır.

Gelinen noktada bu taleplere bir özgürlük açılımı olarak bakmak bizi düzeltilemez ve geri adım atılamaz sonuçlara itecektir. Derinlerde oluşan ağı görmek, bu durumun bir rejim değişikliği amaçlı olduğundan daha farklı olarak küresel güçlerin diz çöktürme ve Türkiye'nin iç ve dış dinamiklerini temel argümanları ile tamamen yok etme amaçlı olduğunu açıkça göstermektedir.

Fethullah ve ondan önce bu gelişimin ayağı olan Said Nursi bu ana kaynağın nerelere dayandığını çok açık göstermektedir. Şeyh Said'den bugüne temel bakış açılarında bir değişiklik temel olarak olmamıştır. Sadece yüzeysel olarak uluslararası değişikliklere zaman zaman uygun davranılarak hareket edilmiştir. Fakat dediğim gibi ana düşünce ve hedef değişime uğramamıştır. Mesela soğuk savaş döneminde kontgerilla içinde kullanılan dinci gruplar, bugün ılımlı islam temelinde kullanılmaktadır. Dünki kullanlış amacı yeşil kuşak ekseninde, komünist sisteme karşıydı bugün ise orta doğuda oluşturulmak istenen küresel amaçlara yöneliktir. Dediğim gibi küresel güçlerin dönemsel çıkarları doğrultusunda kullanılma şekilleri ve yöneltildikleri hedeflerde gözle görülür değişimler olmaktadır. Bu tip küresel amaçlara, üzücüdür hükümetlerimizde ayak bağı olmuştur. Kendi öncelikli iç ve dış çıkarlarından ziyade girdikleri tek taraflı anlaşmalar ve birliklerle tek taraflı stratejiler yürütmüşlerdir. Bugün bu devam etmektedir. Bu tek tarafa dayanmış ülke politikaları elbette sorunlar yaratmaya devam edecektir.

Bu durmdan kurtulmak bu noktada zor gözüksede imkansız değildir. Türkiye milleti, iç ve dış çıkarlarında öncelikli olarak kendi ulusal politikalarını izleyen partileri hükümet yaparsa ilk meyveleri alacaktır. Sorunların aşılması için halkında biliçlenmesi ve gerekirse herşeyinden vaz geçmesi olasıdır ve olması gereklidir. Evet bu halk çok şeyden vazgeçmiştir fakat onları oyunlarına alet edenleri hükümet edende onlardır. Siyasiler en çok suçlanması gereken kişilerdir. Fakat halkımızda dönem dönem girdikleri ve doğrudan ilgili olmadıkları oyunlardan dolayı belirli derecede suçludur. Bugün kendilerine çeki düzen verip halkın öncelikli çıkarlarını ön plana alan partilere yönlenmelidirler.

Dediğim gibi halkın bilinçlenmesi için okuması gerekmektedir. Özellikle türbanlı bayanların özellikle okuması şarttır. Ama onların anayasa aykırı fiillerini sadece yasaklarla çözebilmekte hayalciliktir. Eğer bu yasaklar konuluyorsa demek ki halk zaten bu kör kuyuya çoktan itilmiştir. Bu yanlışı zamanında yapanları sağ/sol diye ayırmak yanlıştır. Bu oy potansiyeli olan nesneye ve onun temeli olan İslam dinine her kesim kendi olanaklarınca oynamışıtır. Öyleyse bugünkü sorunlarımızım temelinde hepimizin hataları olduğu açıkıtır. Şimdi bu hataları yasakla çözmekte kesin ve kalıcı, olumlu getiri olacak çözüm değildir. Bu yasakğın yanında bilinçli bir toplum oluşturmak için iktidar olmak gereklidir. Dediğim gibi bunu yapacak kesimlerde sadece ve sadece iç ve dış çıkarlarda öncelikli olarak bu coğrafyanın ve bu halkın sorunlarını halletmeye yönelik partiler olmalıdır.

Dini simgelerin yasaklanması kalıcı olmaklar beraber ileriki zamanlarda buna paralel olarak gerekli ve ulusal çıkarlara yönelik; dini, sosyal, kültürel, ekonomik, eğitim vs alanlarda bir atılım yapılmadan çözüme ulaşmak mantıklı bir yaklaşım olamaz.Geçerli anayasal ve temelde laik devlet yapısı baz alınarak getirilen bu yasakların yanında asıl ülkeyi bu duruma iten sebepler araştırılmalı ve oluşan zarar verici sonuçlarında içteki mekanizması bertaraf edilmelidir.

Zaten soyut temelleri uygulamaya tam anlamıyla ulaşamamış, bunun yanında kısmen uygulanan ve yıpratılmış olan laik devlet pratiklerine, bu yasağın önünü açmak bir darbe daha indirecektir. Ama biliyorumki bu yasak yanında işin temeline ve derinliğine yönelik tasfiye çalışmaları yapılmadığı sürece bu sorun büyüyerek karşımıza çıkacaktır!!!

tarihinde Nektar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...