Jump to content

Bediüzzaman Mantığı. Anlamayanlar İçin...


Recommended Posts

Neden?

Diğer inançlara çatmışsa sen de çatıyorsun.

Yobazsa, senin de ondan eksiğin yok.

Mesele yobazlık değil. Adam akıl hastanesinde yatmış raporlu bir deli. İstanbul'da bir hastanede verilmiş raporu.

Bizler aslında Said delisine kızmıyoruz. Bizi şaşırtan, ona inanan ve peygamberlerinden daha çok tapan takipçileri.

Bu insanlar Kur'an'ı takmıyor bile. Risale denen zırvalar onların Kur'an'ı olmuş.

Bir delinin zırvaları...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 172
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Çekirgeler,kuşler falan bile risale hayranı !

Emirdağ Lâhikası | İkramı İzhar Mektubunun Tetimmesi | 61

Diğer yaratıklar nasıl risale-i nurla ilgileniyorlarsa,kuşlarda ,ilgilenirler elbette onunla … kuşlar risale-i nuru , başarılarından dolayı tebrik edip alkışlarlar.

risale-i nura çekirgeler , kuşlar bile ihtiyaç duyarlar .onun için risale-i nur okunurken gelir;onu dinlerler.hatta yalnızca risale-i nuru değil ;nur şakirtlerinin gelen mektupları bile dinledikleri olur bunların. Marangoz Ahmed in gönderdiğimiz mektupları arkadaşlara gecede okumak zamanında, iki çekirge mektubun başına gelip ta bitinceye kadar dinlemelerini gördüm. Birkaç gün evvel biz mektubu yazarken,iki güvercin, mektubun makbuliyetini ve müjdeci serçe ve kuddüs kuşlarının müjdelerini tasdik ettikleri gibi, marangozun iki çekirgeleri de güvercinleri ve müjdeci kuşları tasdik ederek, "Biz dahi Risale-i Nur u tanıyoruz diye" lisan-ı halleri ifade ediyor diye latif ve manidar tevafuk olmuş.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3483&a

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesele yobazlık değil. Adam akıl hastanesinde yatmış raporlu bir deli. İstanbul'da bir hastanede verilmiş raporu.

Bizler aslında Said delisine kızmıyoruz. Bizi şaşırtan, ona inanan ve peygamberlerinden daha çok tapan takipçileri.

Bu insanlar Kur'an'ı takmıyor bile. Risale denen zırvalar onların Kur'an'ı olmuş.

Bir delinin zırvaları...

Einstein'i de matematik bilmiyor diye okuldan attılar.

Ayrıca bu topraklarda nice delilere sağlam nice sağlamlara deli raporu verildiğini çok iyi biliyoruz.

Nurcu takımı hakkında haklısın..

tarihinde McMurphy tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

O yazıyı anlayamadığını bildiğimden soruyorum zaten bunu..

Cevap vermeye korkuyor gibisin...

Bu ukarıda ki yazı radyoda ki seslerin nasıl yayıldığını açıklayan bir yazımıdır?

Izdırabını anlıyorum saflama kardeşim.

Ama hep böyle çağrıldığında geleceksin.

Ayrıca ben cevabımı verdim ama sen anlamaya korkuyor gibisin.

Bazan beynininiz öldürülmüş olduğunu unuttuğum için normal insanlara verdiğim cevapları veriyorum size.

Şimdi ses veya radyo (radyodanda ses çıkıyor biliyorsun tavşan değil) veya şu bu.

Sa it denen deli radyoyu böyle açıklıyormu, melekler ile, evet, bitti.

Sesimi radyonun açma düğmesinimi yoksa hoparlörünümü bilmem.

Bildiğim şey günümüzde köydeki en cahil insan bile radyoyu böyle açıklamaz. (nurcular hariç)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Izdırabını anlıyorum saflama kardeşim.

Ama hep böyle çağrıldığında geleceksin.

Şimdi ses veya radyo (radyodanda ses çıkıyor biliyorsun tavşan değil) veya şu bu.

Sa it denen deli radyoyu böyle açıklıyormu, melekler ile, evet, bitti.

Sesimi radyonun açma düğmesinimi yoksa hoparlörünümü bilmem.

Bildiğim şey günümüzde köydeki en cahil insan bile radyoyu böyle açıklamaz. (nurcular hariç)

Orda radyoya dair bir açıklama var..Doğrudur..

Ama bak okuduğunu anlamak mühimdir.Gayet barışçıl yazdığım son ileti olsun bu..

Radyoyu açıklamak nedir?

Neresini açıklamış radyonun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi ses veya radyo (radyodanda ses çıkıyor biliyorsun tavşan değil) veya şu bu.

Sa it denen deli radyoyu böyle açıklıyormu, melekler ile, evet, bitti.

Orda radyoya dair bir açıklama var..Doğrudur..

Daha ben buna ne diyeyim bilmiyorum.

Nurcu demek fazla hakaret olmaz değilmi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Xislam çok güldüm, mazotunda bunu savunmasına anlam veremedim. Etnik kökendenmi acaba.

Mazot ile bu nurcuları bir tutmamalısın.

mazotun bu dünyaya pek çok yararı vardır, ama bu nurcular hiç bir şeye yararı olmayan virüslerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu müslüman maskeli şeytanların zerre Kuran bilgisi yok, varsa yoksa sait.

Boşver bunları beyni ölü ve birkaç sahtekar dışında kimsenin iplediği yok bunları kullanır kullanır çöpe atarlar.

Nurcularda çöpte olduğuna şükreder kendilerini çöpe atana minnet duyarlar çünki onlar bunu hakediyorlar fazlasını değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yabancilar tanri demez, god derler.

tanri "allah" in türkçesidir, tengri den gelir.

allah arapçadir.

bak seeen!...

gavur sen çok atlangoç birisin belli..

başka başlıklarda da gereksiz şeyler yazıyorsun böyle..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen karar ver.

Bu arada okuyucularda bu deli kapkaracahil sa it nursi denen adamın bu radyo açıklamasını tekrar okusunlar.

Radyo bilbadehe kudret-i ilahiyenin bir cilvesidir ve o cilvenin kürre-i havaya umumca temsil eden bu gelen hadis-i şerifin meali gösteriyor, şöyle ki: Bir melaike var, kırkbin başı var, her başında kırkbin dili var, her dilde kırkbin tesbihat yapıyor. 64 Tirilyon tesbihat aynı anda söylüyor. (zır deli üşenmemiş saymış tek tek 64 trilyonu) Demek kürre-i hava bu melaike gibidir. Yani bu melaikenin tesbihatı adedince her kelimei tayyibe hava sayfasına yazıyor. Kürre-i hava diyor ki, bu hadis benden veya buna benzer memur meleklerden haber veriyor, külli bir şuurla yapılan bu iş yalnız tek bir zerrenin vazifesi ne bana yani kürre-i havaya ve ne de bütün eşyaya vermesi hiç bir ciheti imkanı yok, demek her yerde hazır nazır, ahadiyet cilvesiyle ve içinde ihatalı bir irade, muhit bir ilim bulunan bir kudret-i ezelliyenin cilvesidir. Buna milyonlar şahitlerden birisi radyodur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

said nursiye olan kinin kendisi hakkında yanlış yargılara varmasına neden olmuş xislamın. said orada şunu diyor:

teknolojik gelişmelere "gavur icadı" diye saldırmayın. onlar tam tersine allahın ilmini, kudretini v.s gösteren ayetlerdir. falan filan. 19. asır sonları ile 20. asır başlarındaki islam dünyasının teknoloji karşısındaki tutumunu hesaba katarsak daha iyi anlaşılır.

said hadislere iman ettiği için onları sündürdükçe sündürüyor. adam olaya böyle inanıyor. ortada ne insanlığa bir düşmanlık var, ne başka milletlere ne de doğaya. tam tersine bir doğal kardeşlik duygusu içerisinde yaklaşıyor olaya.

ben xislamı bu kendi icadı olan bataklığının içinde bırakıp konuyu değiştirmek istiyorum.

said nursinin radyo dalgalarıyla ilgili kelami-felsefi risalesi "hüve nüktesi" adını taşır. bu risalede hava dalgaları yanında topraktan da söz eder ki buradaki argümanını darwinizm bağlamında değerlendirmemiz gerekiyor. said nursiyi yaşatacak yada öldürecek olan buradaki felsefi tefekkürüdür. ayrıca tabiat risalesini de birlikte düşünmeliyiz. oradaki eczane örneği evrimle ilgili ciddi bir örneklemedir. burada hem mcmurphyye hem de illegaltyme cevap vermeye çalışacağım.

imdi..kendimizi genbilimden önceki zamanda düşünelim. bilimsel anlamıyla tesadüf ne demektir o zaman için:

bir zerre hareket eder ve kendisiyle uyumlu olduğu bir başka zerre ile karşılaştığında onunla birleşir. sonra bu yeni büyük zerre (molekül) bir başka zerre karşılaşır ve onu da bünyesine katar. artık kendisi özünü değiştirmiş ve daha kopleks bir varlığa dönüşmüştür. ve bu kimyasal süreç milyonlarca yıl sonra biyolojik yapının temeli olur. zaman içerisinde "canlı" namını verebileceğimiz bir molekülden söz ederiz.

şuraya dikkat. gen-bilim öncesi kimyasal partiküllerin moleküle evrilmesi bir birikimle olduğu bilinmiyordu. sanki içi boş zerreler birbiriyle karşılaşıp uyumlu zerreyi bulduğunda "bi şekilde" birleşiyor kabul ediliyordu. oysa gen-bilimden sonra anlaşıldı ki bu moleküler birleşme belli bir genetik kodla oluyor ve molekülün içeriği zenginleştikçe kendisi de güçleniyor, kendisi güçlendikçe içeriği de zenginleşiyor.

gen bilimden önce ateizm canlılığı tamamen dış koşulların zorlamasına göre açıklıyordu. tamamen tesadüfle bir araya gelen zerreler gelişe gelişe molekülü, hücreyi, dokuyu, organı v.s oluşturuyor, diye düşünülüyordu. said nursi buna karşı eczane örneğini verir. bu örnekte, tesadüfen rüzgarın esmesiyle camın açılıyor ve ortalığa saçılan kimyasal maddelerden canlılık ortaya çıkıyor. ayrıntıya girmeyeceğim, özet çıkarmayı sevmem, tabiat risalesinden kendiniz okuyun.

doğal seçilim ile birikimli doğal seçilim arasındaki farkı açıklayan eski bir yazımı buraya ekliyorum:

“Birikimli”, “Doğal” ,“Seçilim”

Bu yazımda Evrim Teorisini oluşturan terimlerin yaratılışçı-teleolojik bakışaçısına göre kabul edilip edilemeyeceği üzerinde durmak istiyorum.Eğer bu terimler yaratılışçı bakış açısının kavramları içerisinde bir karşılık bulamazsa kavga sürüp gidecek demektir. Yok eğer yer bulursa evrim teorisinin kavramları zaman içerisinde yaratılışçı düşünce geleneğinin içine sızar ve birlikte bir bilim dili inşa ederler. Konunun hem bilim diline (terimler dünyası) hem de günlük dile bakan yönü var.

Doğal seçilim terimi, rastlantısallığı çağrıştırdığı için Neo-darwinizm, evrim tanımına “birikimli” terimini ekleyerek adını “birikimli doğal seçilim” olarak değiştirdi. Bu yeni tanımdaki “birikimli” sözcüğü gücünü “kalıtım”dan alır. Yani birikimli ile anlatılan şey gercekte kalıtımdır. Malum, Darwin’in mikro-biyoloji hakkındaki bilgisi neredeyse sıfırdı.

Bu yeni tanımıyla evrim, yaratılışçıların da gönlünü almış oldu. Çünkü yaratılışçılık evrim teorisinden en çok da tesadüfü cağrıştırdığı için gıcık kapıyor. Evrim teorisi benzer sıkıntısı insanın kökeni olarak maymunu öne sürmediğini anlatırken de yaşamıştı. “İnsan maymundan türemedi; sadece ikisinin atası ortaktır. Evrim teorisinin bize söylediği budur.” Aynı şekilde, doğal seçilim tesadüfen işleyen bir mekanizma olmayıp birikimle işlemektedir.

Bu yazımda “birikimli”, “doğal”, “seçilim” terimlerinin “yaratılışçı bakış açısı” literatüründe kendine bir yer bulup bulamayacağı üzerinde durmak istiyorum.

Peşinen söyleyeyim ki, bu 3 terim kitabi dinlerin bilim dünyasındaki mikrofonu olan yaratılışçı bakış açısı bakımından hoş karşılanabilecek durumdadır.

Birikimli sözcüğünün tesadüfü dışladığını yukarda açıkladım. “seçilim” ise direk olarak “irade”yi akla getirir. Yani birisi bir şeyi tercih edip ona göre yoluna devam ediyor.

Ancak bu seçilimin doğal yolla olması hayli kafa karştıran bir durumdur. Materyalizm, buradaki “doğal” terimini “kendiliğinden”,”mevcut şartların gerektirdiği istikamette” anlamında kullanırken, teleoloji bunu genel kozmik düzene ve hesaba uygun olarak, diye anlamaktadir. Yani birincisinde sadece geçmiş referans alınırken ikincisinde geleceği de içine alan bir düzene gönderme yapılır.

Aslında, günlük hayatta, doğadaki olayları anlatırken öyle cümleler kuruyoruz ki tartışmamızın konusu olan “doğal” onların yanında devede kulak gibidir.

-Yağmur yağıyor,

-Seller akıyor, (Arap kızı camdan bakıyor )

- Elektron, çekirdeğin çevresinde dönüyor,

- Kalbimiz, günde ortalama 85 000 kez atıyor,

Filan dediğimizde de o doğallık üzerinden anlatıyoruz her şeyi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlarım. Bediüzzaman denilen kişiye deli dersek, bence onu sevenler ona daha fazla sahip çıkar.

Bence yapmamız gereken onun da iyi taraflarının olduğunu anlatıp(bu cidden bir irade işi), sonra da onu seven arkadaşların gözünde onların fark edemediği "çuvalladığı" noktaları onlara anlatmak gerek.

Yoksa ne onlar Bediüzzaman'ın da çuvalladığı yerleri görebilecek ki-bunu görmeleri çok önemlidir, çünkü Allah'tan ilham aldığını ve hata yapmasının pek ihtimal dahilinde olmadığını düşünüyorlar- sonra da artık daha sağlıklı düşünebilecekler.

Ben tam bunları söylerken biri çıkıp dese ki;

Yahu "Allah'tan ilham almaktan bahsediyorsun da Allah diye bir şey yok ki" dediğiniz de..

O zaman işte bizlerin tüm bu çabası bir HİÇ oluyor. HİÇ. :)

Mümkün olduğunca lütfen adaletli olalım..

Ben Bediüzzaman'ın iyi bir yanını söyleyebilirim:

-Olasılıksal-Materyalist Varoluşa, Deterministik bir bariyer kurabilmiştir. Ve bunun sayesindedir ki en azından karşınızda eleştirip moral ve motivasyon bulabileceğiniz bir adam var.Bu da güzel bişi değil mi?

Of ya bu inanç olayları ne kadar ".oktan bişi".

*Hiç inanmasan çookkk zor. Sağlıklı olunmuyor. Hep kafansa soru işaretleri dolanıyor. Kendini iyi hissedemiyorsun. Ot gibi hissediyosun.

*Eee inansan çağın ilerleyen bilim dünyasında bir nevi sanki bilimsel bakış açıları getirebilen Bediüzzamanı sevsen onun gibi düşünsen, o da Atatürk düşmanı çıkıyor. :huh:

Ne yapıcaz ya? Harbiden sıçtık ya.. Harbiden sıçtık. :huh:

tarihinde inevitablen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen karar ver.

Bu arada okuyucularda bu deli kapkaracahil sa it nursi denen adamın bu radyo açıklamasını tekrar okusunlar.

Radyo bilbadehe kudret-i ilahiyenin bir cilvesidir ve o cilvenin kürre-i havaya umumca temsil eden bu gelen hadis-i şerifin meali gösteriyor, şöyle ki: Bir melaike var, kırkbin başı var, her başında kırkbin dili var, her dilde kırkbin tesbihat yapıyor. 64 Tirilyon tesbihat aynı anda söylüyor. (zır deli üşenmemiş saymış tek tek 64 trilyonu) Demek kürre-i hava bu melaike gibidir. Yani bu melaikenin tesbihatı adedince her kelimei tayyibe hava sayfasına yazıyor. Kürre-i hava diyor ki, bu hadis benden veya buna benzer memur meleklerden haber veriyor, külli bir şuurla yapılan bu iş yalnız tek bir zerrenin vazifesi ne bana yani kürre-i havaya ve ne de bütün eşyaya vermesi hiç bir ciheti imkanı yok, demek her yerde hazır nazır, ahadiyet cilvesiyle ve içinde ihatalı bir irade, muhit bir ilim bulunan bir kudret-i ezelliyenin cilvesidir. Buna milyonlar şahitlerden birisi radyodur.

Xislam

Bak dinle hayatında bir kez olsun şu yazıyı düşmaca bakmadan anlamak için oku..

Radyo bilbadehe kudret-i ilahiyenin bir cilvesidir

Evet Teklonojideki her bir icad kötü amaçlıları hariç hepsi kudreti ilahiyenin cilvesidirler.Çünkü teklonojiyi mümkün kılan yine allahın yarattığı evrendir..neyse bunu geçelim..

o cilvenin kürre-i havaya umumca temsil eden bu gelen hadis-i şerifin meali gösteriyor

Kürrei havayı.Yani bütün dünyada ki bütün havayı temsil eden bir hadisi şerifin meali gösteriyor ki..Demiş..

O hadisi şerifte peygamber kırkbin başı bulunan bir melekten bahsediyor..onuda söylemiş olayım..

Bir melaike var, kırkbin başı var, her başında kırkbin dili var, her dilde kırkbin tesbihat yapıyor. 64 Tirilyon tesbihat aynı anda söylüyor.Demek kürre-i hava bu melaike gibidir.

Bak xislam burası işte tam kilit nokta.Burada havayı bir melaikeye benzetiyor demek hava bu melaike gibidir diyor..

Açıklama havaya dair..Radyoya değil dikkat ediyormusun?

Yani bu melaikenin tesbihatı adedince her kelimei tayyibe hava sayfasına yazıyor. Kürre-i hava diyor ki, bu hadis benden veya buna benzer memur meleklerden haber veriyor, külli bir şuurla yapılan bu iş yalnız tek bir zerrenin vazifesi ne bana yani kürre-i havaya ve ne de bütün eşyaya vermesi hiç bir ciheti imkanı yok, demek her yerde hazır nazır, ahadiyet cilvesiyle ve içinde ihatalı bir irade, muhit bir ilim bulunan bir kudret-i ezelliyenin cilvesidir. Buna milyonlar şahitlerden birisi radyodur.

Son cümlede havanın bu marifetine radyonun şahit olduğunu belirtmiş.

Yani yazıda radyoya dair tek açıklama onun allahın kudretinin bir cilvesi olduğu ve havanın muhteşem marifetine şahit olduğudur..

Geri kalan açıklama havaya dairdir havayı anlatır..

Yani bu yazı radyoda ki sesi açıklayan bir yazı değil..

Sen yanılıyormuşsun değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sa it nursi denen deli hakkında konuşurken ciddiyetmi istiyorsun.

Seninde söylediğin gibi rezil olmaya alışıksın.

Radyo bilbadehe kudret-i ilahiyenin bir cilvesidir ve o cilvenin kürre-i havaya umumca temsil eden bu gelen hadis-i şerifin meali gösteriyor, şöyle ki: Bir melaike var, kırkbin başı var, her başında kırkbin dili var, her dilde kırkbin tesbihat yapıyor. 64 Tirilyon tesbihat aynı anda söylüyor. (Üşenmemiş saymış deli) Demek kürre-i hava bu melaike gibidir. Yani bu melaikenin tesbihatı adedince her kelimei tayyibe hava sayfasına yazıyor. Kürre-i hava diyor ki, bu hadis benden veya buna benzer memur meleklerden haber veriyor, külli bir şuurla yapılan bu iş yalnız tek bir zerrenin vazifesi ne bana yani kürre-i havaya ve ne de bütün eşyaya vermesi hiç bir ciheti imkanı yok, demek her yerde hazır nazır, ahadiyet cilvesiyle ve içinde ihatalı bir irade, muhit bir ilim bulunan bir kudret-i ezelliyenin cilvesidir. Buna milyonlar şahitlerden birisi radyodur.

İşte sa it e göre radyonun açıklaması.

İnanabiliyormusunuz günümüzde bu deli karacahilin yolundan gidenler var onlara nurcu diyorlar.

Böyle diyen birine cevap yazmayın sevgli Nurcu kardeşlerim

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...