Jump to content

tek hücreliler neden var?


Recommended Posts

Tübitak'ın verdiği bu sayının ne ifade ettiğini bilmiyorum..

Bana kaynağından alıntı yapmalısın.

Yoksa senin eklemelerinde veya çıkarmalarınla ortaya çıkan bir sayı ile uğraşmak istemiyorum.

Bir prokaryot, diğer prokaryotun içinde yaşamaya adapte olunca bu ilişkinin adı parazitusmusdur.

Yani ikinci prokaryot ilkinin içinde bir parazit gibi yaşamaktadır.

Parasit olduğu ve diğer hücrenin enzim ve proteinlerini kullandığı için kendi genetik yapısının tümüne gereksinimi yoktur.

Bu yüzden her parazitte olduğu gibi, genetik yapısı minumum bir düzeye iner ve yalnız içinde bulunduğu hücrenin çoğalması sırasında kendini çoğaltır.

Çoğalan canlının temel yapısının değişmemesi demek, bir hücrenin iki hücre olurken, hücrelerden birinin aniden çok hücreli olması demek değildir.

Ya da çok hücreli bir yengecin bir balığa evrilmesinin olanaksızlığıdır..

Her canlı kendi vücut yapısının dışına çıkamaz.

Tek hücreli canlıdan bir kademede çok hücreli canlı çıkmaz yani..

Bu uzun zaman alan bir süreçtir.

Nİtekim dünyada yaklaşık 3 milyar yıl sürmüştür..

Daha sonraki evrimsel süreçler buna kıyasla çok daha hızlı vuku bulmuşlardır.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 117
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Tübitak'ın verdiği bu sayının ne ifade ettiğini bilmiyorum..

Bana kaynağından alıntı yapmalısın.

Yoksa senin eklemelerinde veya çıkarmalarınla ortaya çıkan bir sayı ile uğraşmak istemiyorum.

HACI

Kaynağı tübitağa sormak lazım... Ama tübitaktaki verilere ve bilgilere de güvenmeyeceksek hangisine güveneceğiz? Kaldiki tübitak evrimi kabul etmiş bir kurumdur. HY den vermiş olsaydım kuşkunuzu anlayışla karşılardım. O zaman siz bir kaynak gösterinde oradan bakalım...

Bir prokaryot, diğer prokaryotun içinde yaşamaya adapte olunca bu ilişkinin adı parazitusmusdur.

Yani ikinci prokaryot ilkinin içinde bir parazit gibi yaşamaktadır.

Parasit olduğu ve diğer hücrenin enzim ve proteinlerini kullandığı için kendi genetik yapısının tümüne gereksinimi yoktur.

Bu yüzden her parazitte olduğu gibi, genetik yapısı minumum bir düzeye iner ve yalnız içinde bulunduğu hücrenin çoğalması sırasında kendini çoğaltır.

Aynı özellikteki iki canlıdan biri nasıl olurda diğerinin üzerinde parazit olarak yaşar? Bir şeye parazit olabilmen için o şeyin senden daha gelişmiş özelliklere sahip olması gerekir... Senin eşit özellikte bir şeye niye parazit olasınki... Kelin ilacı olsa keni kafasına sürer misali...

Çoğalan canlının temel yapısının değişmemesi demek, bir hücrenin iki hücre olurken, hücrelerden birinin aniden çok hücreli olması demek değildir.

Ya da çok hücreli bir yengecin bir balığa evrilmesinin olanaksızlığıdır..

Her canlı kendi vücut yapısının dışına çıkamaz.

Tek hücreli canlıdan bir kademede çok hücreli canlı çıkmaz yani..

Bu uzun zaman alan bir süreçtir.

Zaten bende bir seferde böylesine köklü bir değişimi hiç bi zaman beklemedim ima da etmedim... Ben tartışmanın başında Amip örneğini verirken, kusursuz kopyalama olamayacağından ilk amipin eninde sonunda evrim nedeni ile yok olması gerektiğini iddia ettim...

Sizin yukarıda söylediklerinizden sonra bakalım elimizde neler var...

1- Kusursuz kopyalama yoktur... Her nesil bir önceki nesile göre farklıdır... Burada da doğal seleksiyon devereye girerek bu farklılıklardan avantajlı olanları seçer. Dolayısıyla hayatta kalan bireyler ata bireyden daha gelişmiş bireylerdir.

2- Bir canlının özellikleri ne olursa olsun, evrim yolu ile tamamen alakasız başka bir canlıya dönüşmesi yeterince süre verildiğinde mümkündür...

Sana 500 milyon yıl süre...

Bu 500 milyon yılın sonunda hala neden Amiplerin varoldugunu evrimin mekanizmaları ile çelişmeden açıklayabilir misin?

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaynağı tübitağa sormak lazım... Ama tübitaktaki verilere ve bilgilere de güvenmeyeceksek hangisine güveneceğiz? Kaldiki tübitak evrimi kabul etmiş bir kurumdur. HY den vermiş olsaydım kuşkunuzu anlayışla karşılardım. O zaman siz bir kaynak gösterinde oradan bakalım...

Ben Tübitak'a değil, sana güvenmiyorum AteshBey.

Sen okuduklarını değiştiriyorsun.

O yüzden orijinal kaynak istedim.

Aynı özellikleri olan iki canlı nasıl mı parazit olur?

Aynı özelliklere sahip olduklarını bilmiyoruz.

Muhtemelen tek hücreli bir prokaryot türü, bir diğer prokaryot türünün içinde yaşamaya başlamıştır.

İçinde yaşanan prokaryotun daha büyük olduğunu tahmin edebiliriz.

Ata bireyden daha gelişmiş birey denemez. Ancak daha farklı olduğu söylenebilir.

Ne kadar süre verirsen ver, bir filumua ait tür, yalnız o filumun vücut yapısını içeren bir diğer türe evrimleşebilir.

Solucan fare olmaz. Ama fareye benzeyen bir hayvan zamanla ve ara türlerin ortaya çıkması ile insan olabilir.

Nitekim olmuşdur da..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hacı

Evrim daha sonra hız kazanmış ve son 500 milyon yıl içinde sayısız canlı türü ortaya çıkmış ve tükenmiştir.

Bu sayı on milyonlarla ifade edilebilir.

Ayırca

Kambriyen Dönem

545-495 myö arası

Kambriyen Patlaması:

Hayvanların hızlı evrimi ve çeşitlenmesi

Kabuklu canlılara ait ilk fosiller

Bilinen hayvan şubelerinin çoðu bu dönemde çeşitlenmiştir

Kambriyen, yeryüzü yaşamı için bir dönüm noktasıydı. Yaşamın ortaya çıkışından Kambriyene kadar geçen yaklaşık üç milyar yıllık süreç içinde yaşam hücresel düzeyde pek çok gelişme kaydetti; fakat, bu gelişim bakterilerden, bir ve çok hücreli alglerden öteye geçemedi. Geç Proterozoikte başlayan hayvanların gelişimi ve çeşitlenmesi, Kambriyene damgasını vuran en önemli olaydı. Kambriyenden hemen önce Neoproterozoiğin sonunda en ilkel biçimleriyle ortaya çıkan hayvanlar, Erken Kambriyenin sonuna kadar geçen kısa zaman dilimi içinde, yaşamın tarihi boyunca bir daha asla tekrarlanmayacak bir hızla evrimleşip, çeşitlendi. Tartışmalara karşın "Kambriyen Patlaması" olarak adlandırılan bu olayın sonunda, sadece 25 milyon yıl içerisinde, bilinen hayvan şubelerinin neredeyse hemen hepsi ortaya çıktı.

http://www.biltek.tubitak.gov.tr

Hacı asırlardır ağır giden evrim, kambriyen döneme kadar türleri çok az olan canlıların kambriyen döneminde bu sayı nasıl on milyonlara çıkabilir?

Sanki birden patlama oldu, bu canlılar asırlardır hiç yokken birden oluştu düşüncesine sevk ediyor insanı.

tarihinde barisarock tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Hacı asırlardır ağır giden evrim, kambriyen döneme kadar türleri çok az olan canlıların kambriyen döneminde bu sayı nasıl on milyonlara çıkabilir?

Sanki birden patlama oldu, bu canlılar asırlardır hiç yokken birden oluştu düşüncesine sevk ediyor insanı.

Nasıl olduğu bilinmiyor..

Müthiş bir muamma...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben Tübitak'a değil, sana güvenmiyorum AteshBey.

Sana link verdik değil mi? Zahmet edip bakmadın tabii...

Bak tekrar kopyalıyorum, ve altına linkini veriyorum... Kıvırıp durmaktan vazgeç artık...

Kambriyen, yeryüzü yaşamı için bir dönüm noktasıydı. Yaşamın ortaya çıkışından Kambriyene kadar geçen yaklaşık üç milyar yıllık süreç içinde yaşam hücresel düzeyde pek çok gelişme kaydetti; fakat, bu gelişim bakterilerden, bir ve çok hücreli alglerden öteye geçemedi. Geç Proterozoikte başlayan hayvanların gelişimi ve çeşitlenmesi, Kambriyene damgasını vuran en önemli olaydı. Kambriyenden hemen önce Neoproterozoiğin sonunda en ilkel biçimleriyle ortaya çıkan hayvanlar, Erken Kambriyenin sonuna kadar geçen kısa zaman dilimi içinde, yaşamın tarihi boyunca bir daha asla tekrarlanmayacak bir hızla evrimleşip, çeşitlendi. Tartışmalara karşın "Kambriyen Patlaması" olarak adlandırılan bu olayın sonunda, sadece 25 milyon yıl içerisinde, bilinen hayvan şubelerinin neredeyse hemen hepsi ortaya çıktı.

Aha bu da link...

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipake...riyen/index.htm

Seni ikna etmek için başka ne yapmak gerekiyor bilmiyorum... Bazen; ne kadar bilimsel yolla bir olguyu kanıtlarsan kanıtla yinede bildiğini okuyan teistlerde hiç farkın olmuyor...

;)

Ekleme: Aslında Tübitağa da "Neden, evrim bir daha bu kadar hızlı hareket edemeyecek?" sorusunu sormak lazım...

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sana link verdik değil mi? Zahmet edip bakmadın tabii...

Bak tekrar kopyalıyorum, ve altına linkini veriyorum... Kıvırıp durmaktan vazgeç artık...

Aha bu da link...

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipake...riyen/index.htm

Seni ikna etmek için başka ne yapmak gerekiyor bilmiyorum... Bazen; ne kadar bilimsel yolla bir olguyu kanıtlarsan kanıtla yinede bildiğini okuyan teistlerde hiç farkın olmuyor...

;)

Ekleme: Aslında Tübitağa da "Neden, evrim bir daha bu kadar hızlı hareket edemeyecek?" sorusunu sormak lazım...

Buna itirazım yok.

Sanırım yanlış anladım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ehh sonunda ikna edebildim ya seni... Ne mutlu bana...

Son kez soruyorum...

Böylesine inanılmaz bir güce (25 milyon yılda basit bir hücreden bügünki çeşitliliğin coğunu oluşturabilen) sahip mekanizma, nasıl olurda 500 milyon yıldır tek hücreli canlıların kökünü kurutamaz?

Unutma!

1- Kusursuz kopyalama mümkün değildir... Milyarda birde olsa yavru bireyler, ata bireylerden farklıdır... Bu farklılıklar her nesilde giderek artmaktadır...

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu soruyu bende muhtelif konularda bir kaç kere sormuştum. Aldığım cevaplar hep aynı minval üzerinde idi.

"Onlarda evrim geçiriyor fakat bu evrim süreci çok yavaş ve mikro düzeyde oldugu için henüz köklü değişikliklere uğramadılar"

Buna benzer cevaplar verildi hep...

Ancak;

Biz biliyoruzki evrim; Cevre şartlarından bağımsızdır, yani çevre şartları zerre kadar değişmese bile evrim yine devam eder... Çünki mutasyonlar rastgeledir, mutasyonların çevre ile ilgisi yoktur... Evrim sürecini çevre şartlarına bağlayan tek mekanizma doğal seçilimdir... Doğal seçilimin tek yaptığı iş ise; değişen koşullara uygun olan bireyleri seçmektir.

Bu durumda Prekambriyen döneme gidersek; ortalıkta sadece tek hücreliler ve bazı basit çok hücreli alglerin olduğunu görürüz... Canlılık bu kadar basit düzeyde iken birdenbire 18 ila 50 milyon yıl arası kadar bir sürede bilinen filumların çoğu aniden oluşuveriyor (kambriyen patlaması)... Öte yandan hala tek hücreli canlılar mevcut yani prekambiriyen dönemdeki bazı tek hücreliler hala tek hücreli...

Bir tarafa bakıyorsunuz; Bir tek hücreli, 50 milyon yılda almış başını gitmiş ve bir omurgalı canlıya dönüşmüş.

Diğer tarafa bakıyorsunuz; Bir başka tek hücreli ise 550 milyon yıl geçmiş hala hücre sayısını ikiye çıkaramamış.

Acaba bu rasgele mutasyonların frekanslarıda mı rastgele? Bununla ilgili olabilir mi? Ya da tek hücreliler kopyalanacak fazla materyal olmadığı için hata payı çok düşük oluyor dolayısıyla mutasyonların frekansı da çok çok küçük bir değerde kalıyor olabilir mi? Ama böyle olsa Kambriyen patlamasını nasıl açıklayacağız?

Ben çözemedim bu işi...

Bir yere kadar doğru yazıyorsun.. Bir yerden sonra yanlış.. Bir yerden sonra yine doğru.. O kadar karıştırıyorsun ki; bu işi çözememen normal.

Mutasyonların hepsi ya da meydana gelen değişimler rastgele ve tesadüfi değildir. Bir gerekliliktir. İçlerinde bir gerekliliğe dayanmayan mutasyonlarda mevcuttur. Ancak çevre şartlarına göre uyum gösterebiliyor ya da üstünlük sağlıyorsa; eğer genetik olarak aynı özellikleri bir sonraki soya aktarılmasını sağlayabilecekse.. Bunu diğer nesillerde de görebilirsin.

100 milyon yıl evrime uğramadan da kalabilirsin.. Özellikle son yıllarda olduğu gibi insan ağzındaki azalan diş sayısından da bahsedebilirsin. Önemli olan, senin evrimden bahsederken neyi kastettiğindir.. Bir de bilgilenmek için değil; dalga geçmek için harun yahya okuman gerekmektedir. Yoksa saçmalarsın.. Bende çok üzülürüm. Karalara beyazlar bağlarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
100 milyon yıl evrime uğramadan da kalabilirsin..

Bunu daha önce tartışmıştık...

Evrim hiçbir şart altında durmaz sonucuna varmıştık...

Şimdi yeniden başa dönmeyelim...

Mutasyonların hepsi ya da meydana gelen değişimler rastgele ve tesadüfi değildir. Bir gerekliliktir. İçlerinde bir gerekliliğe dayanmayan mutasyonlarda mevcuttur.

Bunu iddia eden şimdiye kadar gördüğüm tek evrimcisin... Bu verdiğin bilgileri doğrulayacak bir iki kaynak ver bari... Özellikle gereklilik sonucu oluşan mutasyonlar iddiası hakikaten çok iddialı olmuş... Kesinlikle kaynağa ihtiyacı var...

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunu daha önce tartışmıştık...

Evrim hiçbir şart altında durmaz sonucuna varmıştık...

Şimdi yeniden başa dönmeyelim...

Kim varmış kardeşim evrim hiçbir zaman durmaz sonucuna.. Buraya gelmiş kelime oyunlarıyla birşeyler kanıtlamaya çalışıyorsun. Evrim tabii ki durmaz; ama şartlara uyum sağlar. Reddeceksin ya, neresinden kıvırırsam kardır mantığındasın. Ben öyle bir şeyi kabul ettiğimi hatırlamıyorum.

Hadi bunu da geçtim; size en basit 20 lik diş ve insanın küçülen çenesi kanıtını veriyorum. Dinliyorsun; ama öteki tarafta gidip insan neden şuanda evrilmiyor diyorsun. Yahu evriliyor ya; senin evrimden anladığın ne? Biranda ortaya zürafa falan çıkması mı? Evrimin ne olduğunu bilmiyorsun ki ya! Neyini açıklayayım sana. Saracaksın bozuk bant gibi.

Bunu iddia eden şimdiye kadar gördüğüm tek evrimcisin... Bu verdiğin bilgileri doğrulayacak bir iki kaynak ver bari... Özellikle gereklilik sonucu oluşan mutasyonlar iddiası hakikaten çok iddialı olmuş... Kesinlikle kaynağa ihtiyacı var...

Mutasyondan kastın, örümcek adam falan değil heralde dimi? O zaman çizgi romanları önereceğim sana..

Mutasyonlar oluştuktan sonra doğal seçilim tarafından yoklanır, elenir veya devamı gelir.. Genetik birikim sözkonusudur. Her mutasyonda bir tesadüfilik, rastgele oluşum, ya da sizin saçma tabirinizle şuursuz kuvvetler yoktur. Genetik olarak yetersiz, sakat doğan bebek elenir. Yalnız bu çok küçük bir oranı oluşturur. Meydana gelen her yeni nesilde belli bir genetik birikim ve belli bir yönde ilerleme mevcuttur. Bu değişimin içine adaptasyonda girer.. Az önce verdiğim 20lik diş örneği ve insanın uzun yıllar boyunca neredeyse yarı yarıya küçülen çene boyutu meselesi; adaptasyona ve yaklaşık 100 bin yıl sonra insanın hangi konumda olacağına ciddi bir örnektir. İnsan çok daha fazla gelişmiş olacaktır. Şartlara göre belki ağzında 10 diş kalacaktır, çenesi çok fazla küçülecektir.

Yanlış açılardan bakıyorsun.. Mutasyonları da, tanrının kasıtlı yaratma sistemiyle bir tutup karıştırıyorsun.. Düşündüklerini izah edebiliyorsun ama anlamak konusuna zaafların var ateshbey.. Ve ben ne dersem diyeyim, anlamayacaksın. Ya da yanlış anlayacaksın.

Ben şimdi sana mutasyonlar tesadüfidir desem; sen, tamamen kör-şuursuz kuvvetlerin ürünüdür diyeceksin. BU nedenle mutasyonlar tesadüfi değildir, olamazlar. Çünkü genetik birikimleri mevcuttur. Hadi yine kırp yazımdan, ortaya yeni bir sonuç çıkar.

tarihinde john tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ancak;

Biz biliyoruzki evrim; Cevre şartlarından bağımsızdır, yani çevre şartları zerre kadar değişmese bile evrim yine devam eder... Çünki mutasyonlar rastgeledir, mutasyonların çevre ile ilgisi yoktur... Evrim sürecini çevre şartlarına bağlayan tek mekanizma doğal seçilimdir... Doğal seçilimin tek yaptığı iş ise; değişen koşullara uygun olan bireyleri seçmektir.

Ben çözemedim bu işi...

Hiçbir şey bildiğin yok;

evrim-çevre şartları-mutasyonlar-genler....

Çözemezsin ve de bu kafayla hiçbir zaman çözemeyeceksin.Sonun da eline bir kuran alıp, 5 vakit namaz kılmaya başlarsan hiç şaşırmayacaz.

İNDİRGENEMEZLİK KOMPLEKSİ VE AKILLI TASARIM ! başlıklı konuda @sonusa bir nasihat verdim;

>>O zaman git kimya oku.Emek ver biraz.Öyle armut piş ağzıma düş olmaz!!

Şimdi,sende sağdan soldan,derme çatma bir kaç bilgiyle ve burada yazdığın biyolojik terimlerin,doğa olaylarının ne anlama geldiğini dahi bilmeden,soru soruyor ve de verilen yanıtlara anlamsız,çelişkili diyorsun.Saçmalıklardan ve bilgi kıtlığından oluşan ısrarınızı bir kenara bırakın ve

Daha fazla rezil olmadan,git ve gerçekten biyoloji,kimya,fizik oku.

Ayrıca doğanın diyalektiğini öğren.

Ama HY dan değil!!!

tarihinde doktor2005 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Mutasyonların hepsi ya da meydana gelen değişimler rastgele ve tesadüfi değildir. Bir gerekliliktir. İçlerinde bir gerekliliğe dayanmayan mutasyonlarda mevcuttur.

Doğal seçilimde en çok kullanılan mutasyonlar büyük bir olasılıkla çevre koşulları değişmeden önce meydana gelmiş olan ve bulunduğu canlığa meydana geldiği için ne zarar, nede yarar sağlayan nötr mutasyonlardır.

Çevre koşulları değişince saklanmakta olan bu mutasyonların seçilimide başlar. Çünkü bunların bir kısmı bulunduğu canlıya yeni ortamda yarar sağlar.

Mutasyonlar yeni ortama girdikten sonra, ihtiyaca göre değil, daha önce yeni koşullarla karşılaşmadan oluşur. Yeni ortamdaki doğal seçilim, eski ortamda bulunduğu bireye zarar vermeden kalabilen mutasyonlar ve yeni ortama geçerken oluşan her çeşit mutasyonlar arasından olur.

Örnek:

Bakteri kolonileri antibiyotikli ortama eklendiğinde 100.000 koloniden ancak bir kaçının o antibiyotiğe dirençli olduğu görülür. Burada antibiyotiğe dirençlilik, antibiyotikle karşılaşınca değil daha önce ortaya çıkmıştır.

Çevre koşullarının etkisiyle gen havuzlarında yeni bireyler ortaya çıkmaz. Daha önce işlevsiz ya da önemsiz olan özellikler yeni koşullar altında seçilir. O halde bir canlı, ne kadar nötr mutasyona sahipse, uyum değeri o kadar fazladır.

tarihinde Zecalufinon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

@John

Bir kaynak rica etmiştim yanlış hatırlamıyorsam... Eğer kaynağının üzerinde oturuyorsan bari gereklilik sonucu oluşan mutasyonlara örnek ver. Ver ki bende ne demek istediğini anlayayım...

@Deha

Cok basit,hayatta kalabildiklerinden !!

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak denilen şeye müthiş bir örnek... Bari yazılanları okusaydın be kardeşim...

@Zecalufinon

Mutasyonlar yeni ortama girdikten sonra, ihtiyaca göre değil, daha önce yeni koşullarla karşılaşmadan oluşur.

Bende mutasyonları bu şekilde biliyorum... Zaten öyle de olmalı... Çünki John'un iddia ettiği gibi mutasyonlar gereklilik sonucu oluşsa idi evrim ya olmazdı ya da şu anda hayat hala hücresel bazda devam ediyor olurdu...

@Doktor2005

Madem evrimi daha anlayamamışsın, bir evrimciye evrimi anlatma zevkini doya doya yaşayayım bari...

Çevre şartlarının mutasyonlar (dolayısıyla evrim) üzerinde zerre kadar etkisi yoktur... Çevre şartlarının etkili olduğu tek evrim mekanizması "Doğal seleksiyon" dur. Doğal seleksiyon, mutasyonlar yolu ile elde edilmiş kazanımların "çevre şartları değiştiğinde" yeni şartlar etkisinde avantaj sağlayanın seçilmesini, dezavantaja neden olanın ise elenmesini sağlar... Doğal seleksiyon bir çeşit yaşam kevgiri diyebiliriz... Ancak dediğim gibi; doğal seleksiyonun canlılık üzerinde üretici bir pozisyonu asla yoktur... Üretilenlerin seçimi pozisyonunda görev alır... Bir çeşit kalite kontrol diyebiliriz...

Şimdilik sana bu kadar ders yeter... Anlamadığın, takıldığın noktaları sormaktan çekinme... Dersine iyi çalış, yarın evrim üzerine seni sınava tabi tutacağım ona göre!

@Zecalufinon'nun

Mutasyon & eşeyli üreme > Kalıtsal varyasyon > Doğal seleksiyon > Adaptasyon = Evrim

Verdiğiniz evrim akış şemasına katılmakla birlikte küçük bir itirazım var...

Çevre şartlarının hiç değişmediği izole bir ortamda doğal seleksiyon devreye giremeyecektir... Ama doğal seleksiyon devreye girmiyor diye evrim de duracak değildir...

Örnekle açıklamam gerekirse...

Bir balık popülasyonunda meydana gelen mutasyonlar sonucunda bazı bireylerin yüzme keselerini oldukça gelişmiş olsun... 3 dakika su dışında yaşayabilecekken, bu süreyi 6 dakikaya çıkarmış olsun...

Balıklar dış ortama maruz kalmadığı sürece bu mutasyonla ilgili bir doğal seçilime maruz kalmazlar... Ancak yinede popülasyondaki bir kısım balık diğerlerine göre evrimleşmiştir...

Biraz karışık oldu ama anlatabildim sanırım...

Link to post
Sitelerde Paylaş
......

Bir balık popülasyonunda meydana gelen mutasyonlar sonucunda bazı bireylerin yüzme keselerini oldukça gelişmiş olsun... 3 dakika su dışında yaşayabilecekken, bu süreyi 6 dakikaya çıkarmış olsun...

Balıklar dış ortama maruz kalmadığı sürece bu mutasyonla ilgili bir doğal seçilime maruz kalmazlar... Ancak yinede popülasyondaki bir kısım balık diğerlerine göre evrimleşmiştir...

......

Söylediklerinizde hemen hemen haklısınız.

Fakat çevre şartlarının değişmedi bir ortam yaratmak biraz zor olsa gerek.

Hareket var ise herzaman değişim olacaktır.

Evrim'in genel ilkelerine bakacak olursak;

  • Evrimleşme bireylerde değil populasyonlarda olur.
  • Evrimleşmenin ham maddesei mutasyonlar, rekombinasyonlardır.
  • Evrimleşmenin mekanizması doğal seleksiyondur.
  • Evrimleşme bağzı jeolojik devrelerde daha hızlı olmuştur.
  • Evrimleşme farklı hayvan gurupları arasında değişik hızla yürütülür. Genel bir ilke olarak herhangi bir populasyonun evrimleşme hızı, yeni bir tür oluştururken daha fazldır. Çevresine uyum yaptıktan sonra adım adım düşer.
  • Yeni türler gelişmiş canlılardan değil, daha basit, daha az özelleşmiş canlılardan türer. Örneğin; Memeliler büyük ve gelişmiş sürüngenlerden değil, daha çok basit ve küçük yapılı sürüngenlerden türemiştir.
  • Evrimleşme herzaman basitten geilişmişe doğru gitmez. Örneğin; Bit gibi kanatsız böcekler; kanatlı atalarından, yılanlar; bacaklı kertenkelelerden, arka bacağı olmayan balina; dört ayaklı bir atadan türemiştir.
  • Mutasyonlar tamamen rastgele olarak ortaya çıkar. Ancak bulunduğu canlıya, uyum yeneteği sağlayanlar korunur.

Verdiğiniz örnekte; 3 ve 6 dakika oranları, eğer çevre koşulları değişirse, 6 dakika olan 3 dakika olana göre yaşama şansı daha fazladır. İşte bu safhada doğal seleksiyon baş gösterir. Ardından adaptasyon.

Sonuç: Evrim.

tarihinde Zecalufinon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Verdiğiniz örnekte; 3 ve 6 dakika oranları, eğer çevre koşulları değişirse, 6 dakika olan 3 dakika olana göre yaşama şansı daha fazladır. İşte bu safhada doğal seleksiyon baş gösterir. Ardından adaptasyon.

Sonuç: Evrim.

Demekki anlatamamışım...

Sonuç olan Evrim doğal seleksiyon ve adaptasyon olmadanda gerçekleşebilir diyorum ben... Verdiğim örnekte doğal seçilime uğramadıkları halde iki tür balık var...

1- 3 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklar

2- 6 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklar

Görüldüğü gibi;

(3 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklar)Eşeyli üreme & Mutasyon ---> Kalıtsal varyasyon ---> Evrim (6 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklar)

Doğal seleksiyon olmadan da evrim gerçekleşebilir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Demekki anlatamamışım...

Sonuç olan Evrim doğal seleksiyon ve adaptasyon olmadanda gerçekleşebilir diyorum ben... Verdiğim örnekte doğal seçilime uğramadıkları halde iki tür balık var...

1- 3 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklar

2- 6 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklar

Görüldüğü gibi;

(3 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklar)Eşeyli üreme & Mutasyon ---> Kalıtsal varyasyon ---> Evrim (6 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklar)

Doğal seleksiyon olmadan da evrim gerçekleşebilir...

Israrla saçmalamanızın nedeni nedir?

Neden ayakları havada bir evrimden bahsediyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hmmm sanırım bir hata yaptım...

Aslında 6 dakikalık yüzme kesesine sahip balıklarda doğal seleksiyon mekanizmasından geçiyor... Oluşan mutasyon sonucunda balık hala yaşıyor ve yüzme kesesi hala görevini yapabiliyor olduğuna göre doğal seleksiyonu geçmiş oluyor zaten... Yalnız çevresel şartların doğal seleksiyonuna uğramamış oluyor...

O yaptığım küçük itirazı geri alıyorum @Zecalufinon...

@Doctor2005

Evrimcisin ama evrim hakkında hiç bir halt bildiğin yok... Hani yobaz müslüman derler ya... Sende yobaz bir ateistsin... Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşsun...

Şu imzandaki resme bak!

O resim bile evrim hakkında ne kadar bilgili olduğunu göstermeye yetiyor zaten... !

O yüzden seni artık muhatap almayacağım... Kendin çalar kendin dinlersin...

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...