Jump to content

Evrimle ilgili Sorularım


Recommended Posts

Bilgi paylasımında bulunan arkadaslara şimdiden tesekkür ederim.

1 Afrikanın ne özelliği varda ilk primatlar orada ortaya cıktı ?

2 Afrika haricinde baska kıtalardada "öncesiz" primatlar ortaya çıkmışmıdır? varsa ve mümkünse türlerinin isimleriyle beraber.

3 Evrim haritasında görmüştüm , evrimin yolculuğu , etiyopya civarından kuzey arab yarımadasına oradan güney asyaya oradanda ikiye ayrılıp avrupa ve kuzey amerikaya diye . burada sormak istiyorum , etiyopya civarından kuzeye değilde batıya hatta güneye doğru giderek ortaya cıkan türler varmı ? varsa ve günümüzdede hala yasıyorlarsa , ulus isimleri nelerdir ?

4 2 .ci sorumu dahada genişleterek , egerki primatlar ortaya cıkmışsa , sonraki zamanda bunlar bizler gibi akıllı bilinçli varlıklar haline geldilermi ? geldilerse ve hala günümüzdede yasıyorlarsa ulus isimleriyle beraber

5 Bir keresinde homo sapiensle ilgili , ne zaman ve nerde cıktığına dair cok az sey biliniyor diye okumuştum , eger bu doğruysa , nasıl oluyoda taaa 100 - 200 - 300 milyon önceki primatlar hakkında daha fazla bilgi varda sapiensle ilgili yok ?

6 Zeki bilincli canlılar olabilmemiz milyonlarca yıl sürdü , bu süreç neden yüzbinlerce hatta onbilerce yıl içinde olmadı ? eger olabilme imkanı olsaydı ne gibi koşullar gerekliydi ?

ve son sorum (biraz bilimkurgu gibi olacak)

7 Primattan önce sürüngendik , primata dönüşmeden sürüngen halimizi koruyarak , yine bu denli zeki canlılar olabilirmiydik ? mesela pullu derilerimiz , yılan gözleri gibi gözlerimiz , bu tür seyler ,hatta dahada zeki ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

6 Zeki bilincli canlılar olabilmemiz milyonlarca yıl sürdü , bu süreç neden yüzbinlerce hatta onbilerce yıl içinde olmadı ? eger olabilme imkanı olsaydı ne gibi koşullar gerekliydi ?

ve son sorum (biraz bilimkurgu gibi olacak)

7 Primattan önce sürüngendik , primata dönüşmeden sürüngen halimizi koruyarak , yine bu denli zeki canlılar olabilirmiydik ? mesela pullu derilerimiz , yılan gözleri gibi gözlerimiz , bu tür seyler ,hatta dahada zeki ?

Yukarıdaki iki sorunuz hakkında birşeyler söylemek istiyorum. Evrimin bilinci olmadığı için aceleside yoktur. Milyonlarca yıl süren birikimli seçilim bizi buralara kadar getirdi. Çeşitlenme için mutasyonlar ve varyasyonlar gerekli birde bunlar içerisinde uygun olanı seçeçek doğal seçilim dediğimiz jüri gerekli. Ne zaman ne gibi ihtiyaç çıkacak ve hangi mutasyonlar bu ihtiyaçlara cevap verecek bunlar bize göre rastgele süreçlerdir uzun ya da kısa sürmesi göreceli kavramlardır.

Sürüngen halimizle bu uygarlı ve kültürü kuramazdık. Hayvanın teki kültür ve uygarlık kuracaksa o hayvanın mutlaka eli olması lazım. Bakıyoruz eli olan hayvanlara maymunları görüyoruz bu bize kültürü kuracak favori hayvan olarak kuyruksuz maymunları gösteriyor ki öylede oldu. Birde dil oluşması gerekiyor bu da dil ile ilgili beyin yörelerinin özelleşmesi ile mümkün. Bunun içinde beyinin gelişmesi lazım herşey birbirine bağlı karmaşık ilkişkilerden türüyor.

Önemli bir ilave yapmak istiyorum; Biz bu kültürü sürüngen halimizle değilde insan halimizle kurduk ancak atalarımıza vefasızlık olmasın diye nüfusumuzun %85 i ekonomik zorluklar nedeniyle halen sürünür.

tarihinde zazo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilgi paylasımında bulunan arkadaslara şimdiden tesekkür ederim.

1 Afrikanın ne özelliği varda ilk primatlar orada ortaya cıktı ?

2 Afrika haricinde baska kıtalardada "öncesiz" primatlar ortaya çıkmışmıdır? varsa ve mümkünse türlerinin isimleriyle beraber.

3 Evrim haritasında görmüştüm , evrimin yolculuğu , etiyopya civarından kuzey arab yarımadasına oradan güney asyaya oradanda ikiye ayrılıp avrupa ve kuzey amerikaya diye . burada sormak istiyorum , etiyopya civarından kuzeye değilde batıya hatta güneye doğru giderek ortaya cıkan türler varmı ? varsa ve günümüzdede hala yasıyorlarsa , ulus isimleri nelerdir ?

4 2 .ci sorumu dahada genişleterek , egerki primatlar ortaya cıkmışsa , sonraki zamanda bunlar bizler gibi akıllı bilinçli varlıklar haline geldilermi ? geldilerse ve hala günümüzdede yasıyorlarsa ulus isimleriyle beraber

5 Bir keresinde homo sapiensle ilgili , ne zaman ve nerde cıktığına dair cok az sey biliniyor diye okumuştum , eger bu doğruysa , nasıl oluyoda taaa 100 - 200 - 300 milyon önceki primatlar hakkında daha fazla bilgi varda sapiensle ilgili yok ?

6 Zeki bilincli canlılar olabilmemiz milyonlarca yıl sürdü , bu süreç neden yüzbinlerce hatta onbilerce yıl içinde olmadı ? eger olabilme imkanı olsaydı ne gibi koşullar gerekliydi ?

ve son sorum (biraz bilimkurgu gibi olacak)

7 Primattan önce sürüngendik , primata dönüşmeden sürüngen halimizi koruyarak , yine bu denli zeki canlılar olabilirmiydik ? mesela pullu derilerimiz , yılan gözleri gibi gözlerimiz , bu tür seyler ,hatta dahada zeki ?

Sen bu soruları Anibal'in veya herhangi birinin doğru olarak yanıtlayabileceğini mi sanıyorsun?

Öyle sanıyorsan yanılıyorsun.

Bu soruların cevabının kesin doğru olması mümkün değil. Ama bilinenler muvacehesinde bugün için doğru kabul edilebilir bir takım cevaplar verilebilir.

Mevcut deliller incelenerek.

Hepsi o kadar. Anibal her seferinde bu gibi soruları onların tek bir cevabı varmış gibi yanıtlıyordu.

Biz öyle düşünmüyoruz. Bu konu çok tartışmalıdır. Akademisyenler bile aralarında bu gibi konularda bir konsensusa varamamaktadırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen bu soruları Anibal'in veya herhangi birinin doğru olarak yanıtlayabileceğini mi sanıyorsun?

Öyle sanıyorsan yanılıyorsun.

Bu soruların cevabının kesin doğru olması mümkün değil. Ama bilinenler muvacehesinde bugün için doğru kabul edilebilir bir takım cevaplar verilebilir.

Mevcut deliller incelenerek.

Hepsi o kadar. Anibal her seferinde bu gibi soruları onların tek bir cevabı varmış gibi yanıtlıyordu.

Biz öyle düşünmüyoruz. Bu konu çok tartışmalıdır. Akademisyenler bile aralarında bu gibi konularda bir konsensusa varamamaktadırlar.

Bu tutuma gizli mistisizm diyebiliriz sanırım.

Bilim tarafından verilen yanıtlar mutlak doğruları yansıtmayabilir ama mutlak doğruya en yakın yanıtlardır. Bilim "yanlış söylemekten" çekinilerek yapılmaz. Yanlış sonuçlara ve çıkarımlara varmaktan çekinmeyen bir yapı hakimdir modern bilimde. Hatta, yanlışların tespit edilmesine teşvik edilir ve o yanlışlar tespit edilene kadar bulgulara göre yorumlanmış varsayımların geçerli olduğu farzedilir. Buna bilimsel yöntem, pozitivizm, yanlışlanabilirlik ne derseniz deyin; Bilim yanlış "bilmekten", söylemekten çekinmez, daha iyi açıklamalar yapılıncaya kadar, mevcut bulgulara göre açıklamalar getirir. Önemli olan, mevcut bulgulara eklenen bulgularla geçerliliğini yitiren varsayımlarınızı terketme olgunluğu ve erdemidir.

Mistisist meczupların yaptığı gibi "bunlara akıl sır ermez, asla yanıtlanamaz" biçiminde bir yaklaşım bilimin yöntemi asla olamaz.

Sorulan soruların hepsinin yanıtı vardır ve muhtemelen en iyi ve doğruya en yakın yanıtı -içimizden- anibal verir; daha iyisi bulunana kadar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tutuma gizli mistisizm diyebiliriz sanırım.

Bilim tarafından verilen yanıtlar mutlak doğruları yansıtmayabilir ama mutlak doğruya en yakın yanıtlardır. Bilim "yanlış söylemekten" çekinilerek yapılmaz. Yanlış sonuçlara ve çıkarımlara varmaktan çekinmeyen bir yapı hakimdir modern bilimde. Hatta, yanlışların tespit edilmesine teşvik edilir ve o yanlışlar tespit edilene kadar bulgulara göre yorumlanmış varsayımların geçerli olduğu farzedilir. Buna bilimsel yöntem, pozitivizm, yanlışlanabilirlik ne derseniz deyin; Bilim yanlış "bilmekten", söylemekten çekinmez, daha iyi açıklamalar yapılıncaya kadar, mevcut bulgulara göre açıklamalar getirir. Önemli olan, mevcut bulgulara eklenen bulgularla geçerliliğini yitiren varsayımlarınızı terketme olgunluğu ve erdemidir.

Mistisist meczupların yaptığı gibi "bunlara akıl sır ermez, asla yanıtlanamaz" biçiminde bir yaklaşım bilimin yöntemi asla olamaz.

Sorulan soruların hepsinin yanıtı vardır ve muhtemelen en iyi ve doğruya en yakın yanıtı -içimizden- anibal verir; daha iyisi bulunana kadar.

Yazılanları anlamazsan böyle yorum yaparsın tabii..

Bir daha oku istersen... Sana bir şans daha verelim. Hak etmiyorsun ama..

Sonra yukardaki zırvaları yanıtlarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben yeni bir şans talep etmedim hacı.

Senin ne dediğini anladığım için, hatta aslında çok iyi anladığım için o "yorum"u yaptım.

Anibal'in verdiği yanıtlara, varolduğunu varsaydığın kanıtlar üzerinden gölge düşürmeye çalışıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarıdaki iki sorunuz hakkında birşeyler söylemek istiyorum. Evrimin bilinci olmadığı için aceleside yoktur. Milyonlarca yıl süren birikimli seçilim bizi buralara kadar getirdi. Çeşitlenme için mutasyonlar ve varyasyonlar gerekli birde bunlar içerisinde uygun olanı seçeçek doğal seçilim dediğimiz jüri gerekli. Ne zaman ne gibi ihtiyaç çıkacak ve hangi mutasyonlar bu ihtiyaçlara cevap verecek bunlar bize göre rastgele süreçlerdir uzun ya da kısa sürmesi göreceli kavramlardır.

eskiden "allah doğurmadı doğurulmadı" simdiyse kırmızıladığım yer beynimi allak bullak ediyor , bence bu dünyadaki en hayret verici sey

Sürüngen halimizle bu uygarlı ve kültürü kuramazdık. Hayvanın teki kültür ve uygarlık kuracaksa o hayvanın mutlaka eli olması lazım. Bakıyoruz eli olan hayvanlara maymunları görüyoruz bu bize kültürü kuracak favori hayvan olarak kuyruksuz maymunları gösteriyor ki öylede oldu. Birde dil oluşması gerekiyor bu da dil ile ilgili beyin yörelerinin özelleşmesi ile mümkün. Bunun içinde beyinin gelişmesi lazım herşey birbirine bağlı karmaşık ilkişkilerden türüyor.

sürüngenlerinde var , kaldıki bizamanlar zaten sürüngendik ,işte tam o halimizle gelişemezmiydik ?

birde dünyadaki sürüngen hauyatını bitiren göktası olmasaydı ! sence nasıl olurdu ?

Önemli bir ilave yapmak istiyorum; Biz bu kültürü sürüngen halimizle değilde insan halimizle kurduk ancak atalarımıza vefasızlık olmasın diye nüfusumuzun %85 i ekonomik zorluklar nedeniyle halen sürünür.

valla ne diyim eyvallah , akşam akşam sayende nesemizi bulduk :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen bu soruları Anibal'in veya herhangi birinin doğru olarak yanıtlayabileceğini mi sanıyorsun?

Öyle sanıyorsan yanılıyorsun.

Bu soruların cevabının kesin doğru olması mümkün değil. Ama bilinenler muvacehesinde bugün için doğru kabul edilebilir bir takım cevaplar verilebilir.

Mevcut deliller incelenerek.

Hepsi o kadar. Anibal her seferinde bu gibi soruları onların tek bir cevabı varmış gibi yanıtlıyordu.

Biz öyle düşünmüyoruz. Bu konu çok tartışmalıdır. Akademisyenler bile aralarında bu gibi konularda bir konsensusa varamamaktadırlar.

resmen artislik yapıyosun hacı , bizim gibi adamlar zaten zar zor buluyor anibal gibi adamları kalkıyosun söyle böyle diyosun , su internet haricinde varmı reel hayatta gercekleri dile getirecek , harflere dökecek babayiğit , senin bissürü imkanın olabilir , bizimse etrafımız hacıdan hocadan tarikatcıdan onların konusmalarından yazılarından gecilmiyor

böyle bir ülkede elimizdekileri kaybetmemek gerekir !

ayrıca anibalin yeterli olduğuda , tarikatcıların en cokta ondan sızlanmasından kolaylıkla anlaşılıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

resmen artislik yapıyosun hacı , bizim gibi adamlar zaten zar zor buluyor anibal gibi adamları kalkıyosun söyle böyle diyosun , su internet haricinde varmı reel hayatta gercekleri dile getirecek , harflere dökecek babayiğit , senin bissürü imkanın olabilir , bizimse etrafımız hacıdan hocadan tarikatcıdan onların konusmalarından yazılarından gecilmiyor

böyle bir ülkede elimizdekileri kaybetmemek gerekir !

ayrıca anibalin yeterli olduğuda , tarikatcıların en cokta ondan sızlanmasından kolaylıkla anlaşılıyor.

Anibal forumun kurallarına uyamadı ve kendi isteği ile ayrıldı. Atılmadı. Hatta modluğu bile alınmadı.

Sadece küfürlü iletilerinden dolayı cezalandırıldı. O da cezayı hazmedemedi. Hepsi o kadar.

Yoksa onun bu konularda bize çok yararı değerli bir ateist olduğunu biliyoruz.

Belki ilerde gelir.

Senin sorduğun sorular öyle çok zor şeyler değil ama, mutlaka bilinmeleri gerekmez.

Onlar tartışmalı konular aslında.

Sen illa Anibal'den cevap istiyorsun. Başkalarının cevabını kabul etmeyecek gibi bir havan var..

Eğer benim cevap vermemi kabul ediyorsan, ben yanıtlarım onları..

Asıl sen dans ediyorsun gibi..

Link to post
Sitelerde Paylaş

bak , ta baştan ne demişim

Bilgi paylasımında bulunan arkadaslara şimdiden tesekkür ederim.

sense bunu demişsin

Sen illa Anibal'den cevap istiyorsun. Başkalarının cevabını kabul etmeyecek gibi bir havan var..

Eğer benim cevap vermemi kabul ediyorsan, ben yanıtlarım onları..

sonrada şöyle demişsin

Davudi sorularının cevabını EVOLUTION FOR DUMMIES başlığı altında bulabilir.

ingilizce bilmem dahası fransızca almancada bilmem gardas , Ama şunu iyi bilirim , ingiliz fransız alman bilimadamları , zamanında halklarını aydınlatmak için yırtındılar , tehlikeli diye ellerini tasın altına koymamazlık etmediler , veyahut onlara tepeden bakmadılar. bu sayedede halklarını aydınlatarak , devletlerini dünyanın süper gücü yaptılar.

dahası

richard dawkins gibi batılı bilimadamları , bugün ingiltere sokaklarında ölüm korkusu olmadan rahat rahat yürüyorlarsa , gazetelerde tv'lerde rahat rahat konusuyorlarsa , calışmalarının meyvalarını almışlar demektir.

Eğer benim cevap vermemi kabul ediyorsan, ben yanıtlarım onları..

gerek kalmadı , baska yerden özverili arakadaslar sayesinde bilgilendim.

ve mümkünse bundan sonra actığım baslıklarada gelme.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

>>> 1 Afrikanın ne özelliği var da ilk primatlar orada ortaya cıktı ?

Primatların ilk olarak ortaya çıkışı Eocene dönemine, yaklaşık 50-55 milyon yıl önceye tarihlendirilir. Bu döneme ait fosiller Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da bulunmuştur. Yani primatların Afrika’da ortaya çıkması gibi bir durum söz konusu değil. Fosilleri bulunan primatlar yaklaşık sincap büyüklüğünde.

Maymunların ortaya çıkışı ise 35-30 milyon yıl önceye tarihlendiriliyor. Anthropoidea olarak adlandırılan bu alttakıma ait bilinen en iyi örnekler Apidium ve Aegyptopithecus. İlki büyükçe bir sincap, ikincisi bir ev kedisi boyutlarında. Maymunların çok büyük bir ihtimalle Afrika’da ortaya çıkmış olduğu düşünülüyor. Güney Amerika maymunlarına ise 30 milyon yıl öncesinde itibaren rastlanıyor. Bunların, Afrika’dan, büyük bir fırtına ile ağaç kütükleri ve molozlar üzerinde Amerika’ya sürüklendiği tahmin ediliyor. Tıpkı Galapagos’a sürüklenen iguanalar gibi.

Ape olarak isimlendirilen kuyruksuz maymunlar (orangutan, goril, şempanze, bonobo) ise yaklaşık 20 milyon yıl önce, Miocene döneminde maymunlardan evriliyor. En iyi bilinen maymundan ape’e geçiş formu, Proconsul olarak adlandırılan bir tür. Bu tür 21-14 milyon yıl önce Afrika ormanlarında yaşamış. Ayrıca 15 milyon yıl önce yaşayan Dryopithecus’lar var. 8-9 milyon yıl önce Dryopithecus’ların bir kolu gorillere, diğer kolu insan, şempanze ve bonoboya giden kola ayrılıyor. 5-6 milyon yıl önce de insan, şempanze ve bonobolara giden koldan ayrılıyor.

>>> 2 Afrika haricinde baska kıtalardada "öncesiz" primatlar ortaya çıkmışmıdır? varsa ve mümkünse türlerinin isimleriyle beraber.

Hiçbir canlı türü öncesiz olmadığı gibi, primatların da doğal olarak ataları mevcut. Bunlar 65-55 milyon yıl önceye tarihlendirilen Paloecene döneme ait primat benzeri memeliler. Bunlar Plesiadapiformes olarak isimlendiriliyor. Bunlar 55 milyon yıl önce günümüzdeki lemur, loris ve tersiyerlere benzeyen Prosimian’lara evriliyor. Bunların en iyi bilinen türleri Adapidae ve Omomyidae.

>>> 3 Evrim haritasında görmüştüm , evrimin yolculuğu , etiyopya civarından kuzey arab yarımadasına oradan güney asyaya oradanda ikiye ayrılıp avrupa ve kuzey amerikaya diye . burada sormak istiyorum , etiyopya civarından kuzeye değilde batıya hatta güneye doğru giderek ortaya cıkan türler varmı ? varsa ve günümüzdede hala yasıyorlarsa , ulus isimleri nelerdir ?

Bu bahsettiğin, evrim yolculuğu değil, 70 bin yıl önce Afrika’dan diğer kıtalara dağılan bazı Homo Sapiens atalarımızın göç yolculuğudur. En eski Sapiens buluntusu 195 bin yıllık ve Afrika’da. Sapiens atalarımızın 250 bin yıl önce ortaya çıkmış olduğu değerlendiriliyor. 70 bin yıldan sonraki Sapiens buluntularına ise diğer kıtalarda da rastlanıyor. Ancak, Afrika’dan yayılan ilk tür Sapiens değil. Erectus’ların da Afrika’dan diğer kıtalara yayıldığı ve farklı türlere dallandığı biliniyor. Neanderthaller de mesela Afrika’dan göçen ve Avrupa’da buzul çağına adapte olacak şekilde evrim geçiren bir tür.

Günümüzde yaşayan insanların hepsinin soyu, Afrika’dan dağılan Sapiens atalarımızdan geliyor. Bu insanlar, Neanderthaller ile bir dönem beraber yaşadılar ancak bir şekilde, 30 bin yıl önce onların soyu tükendi. Dolayısıyla uluslararası farklı türleşme gibi bir durum söz konusu değil. Ancak, coğrafik izolasyonlar neticesinde, farklı bölgelerde bugün bildiğimiz ırklar ortaya çıkmış.

Sadece anneden çocuğa aktarılan mitokondriyal DNA analizlerine göre, bugün yaşayan tüm insanlar, yaklaşık 160 bin yıl önce Afrika’da yaşamış tek bir dişinin genlerini taşıyor. Buna mitokondriyal Eve (Havva) adı veriliyor. Yani, tüm insanlar arasında uzak geçmişten gelen akrabalık mevcut. İnsanların ne zaman nereye göçtükleri de bu mtDNA analizleri ile kestirilebiliyor.

>>> 4 2.nci sorumu dahada genişleterek, eger ki primatlar ortaya cıkmışsa , sonraki zamanda bunlar bizler gibi akıllı bilinçli varlıklar haline geldilermi ? geldilerse ve hala günümüzdede yasıyorlarsa ulus isimleriyle beraber

Başka tür primatların insan haline gelmesi gibi bir durum yok. İnsana giden kol 6-7 milyon yıl önce, şempanze ve bonobolara giden koldan ayrıldı ve bu koldan dallanan başka bir çok koldan bir tanesi biz insanlara dönüştük. Bu kolun diğer dallanmalarının (Erectus, Habilis, Heidelbergensis, Flouresiensis vs. gibi) ise soyları tükendi. Yani, ulusların farklı primat türlerinden gelmesi gibi bir durum yok.

>>> 5 Bir keresinde homo sapiensle ilgili , ne zaman ve nerde cıktığına dair cok az sey biliniyor diye okumuştum , eger bu doğruysa , nasıl oluyoda taaa 100 - 200 - 300 milyon önceki primatlar hakkında daha fazla bilgi varda sapiensle ilgili yok ?

Modern insan 200-250 bin yıldır dünyada ve genetik takip neticesinde, atalarımızın 90 bin yıl önce büyük bir darboğazdan geçtiklerini, nüfuslarının 2.000 bireye kadar düştüğünü görebiliyoruz. Yani ortada fosili bulunacak çok fazla birey ve uzun zaman periyodu yok. Ayrıca bu insanlar tropikal bölgede yaşıyor ki, buralar fosilleşmeye pek uygun olmayan bölgeler.

Buna mukabil, genel olarak primatlar 50 milyon yıldan beri varlar ve pek çok yerde yaşamışlar. Doğal olarak, bunlara ait çok sayıda fosil bulunabiliyor. Ayrıca, Australopithecus ve Homo cinsine ait çok sayıda fosil buluntuları da mevcut.

>>> 6 Zeki bilincli canlılar olabilmemiz milyonlarca yıl sürdü , bu süreç neden yüzbinlerce hatta onbilerce yıl içinde olmadı ? eger olabilme imkanı olsaydı ne gibi koşullar gerekliydi ?

Bu süreç çok daha uzun aslında. 3.8 milyar yıllık bir süreç. Çünkü kendini kopyalayabilen ve enerji kullanan, dolayısıyla canlı olarak tabir edebileceğimiz ilk oluşumlar 3.8 milyar yıllık. 570 milyon yıl önceki Kambrien patlamasına kadar hayat, denizlerde yaşayan mikroorganizmalar seviyesinde ve bu dönemde 30 milyon yıl içinde bir çok tür ortaya çıkıyor. Bu türlerden bir tanesi de o zamanlar, denizde yaşayan yassı bir kurt olan ilk omurgalılar. Bu türün devamında önce çenesiz balıklar, sonra sırasıyla çeneli balıklar, amfibyanlar, reptiller, ilkel memeliler, modern memeliler, primatlar, maymunlar, kuyruksuz büyük maymunlar (ape’ler), hominidler ve sonunda modern insan ortaya çıkıyor.

Bilinçli bir tür olabilmek kolay değil. Vücuduna oranla dev bir beynin olması gerekir. Bu beyni besleyebilecek kadar proteinle beslenebilmen gerekir çünkü beyin en fazla enerji tüketen organdır. Ayrıca bu beyni taşıyacak yavrunun büyük bir kafası olması, bunu doğuracak dişilerin leğen kemiğinin de bu kafayı çıkartabilecek genişlikte olması gerekir. Bütün bunların gerçekleşmesi çok uzun zaman ister, zaten öyle de olmuş.

Önce atalarımız ağaçlardan inmişler, iki ayak üzerinde durmayı ve yürümeyi öğrenmişler. Yerdeki böcek, kurt vs. gibi protein kaynaklarıyla beslenmişler. Leğen kemikleri genişlemiş, çünkü daha rahat ayakta durmalarında avantaj sağlıyormuş bu durum. Proteinli gıdalarla daha büyük beyni destekleyebilmişler ve daha büyük beyinli olanlar daha zeki olduklarından, doğal seçilim gereğince daha çok hayatta kalmışlar. Böylelikle, mevcut popülasyonun gen havuzunda, büyük beyinlilerin gen frekansı çoğalmış. Kuşaktan kuşağa, nesilden nesile beyin sürekli büyümüş. Fosil buluntularında bunu açıkça görebiliyoruz.

Bugün beynimiz vücudumuza oranla o kadar büyük ki, kafatasında bıngıldakla doğan tek canlı türü insanoğlu. Çünkü kafatası kemikleri beynin gelişimine ayak uyduramıyor.

Doğada bir süreç yaşanmış ise tekrar yaşanması kaçınılmazdır. Örneğin kanatlar en az 5 farklı şekilde ortaya çıkmıştır. Uçan böcekler, sürüngenler, dinozorlar, kuşlar ve memeliler vardır. Her birinin gelişim süreci farklı yoldan olmuştur. Farklı yollardan evrimleşmiş en az 50 farklı göz türü vardır. Eğer dünyada insanoğlu olmasaydı, mesela bonobolar 20 milyon yıl sonra bizim gibi bir beyin geliştirebilirlerdi. Bunun olmasını bekleriz çünkü daha önce olmuş bir şeyin tekrar olmaması için hiçbir neden yok. Üstelik bu canlıların beyinlerini büyütebilmeleri için her şey müsait. Ancak, insanoğlu dünyaya hakim iken, başka bir türün bize tehdit olmasına müsaade etmeyiz. Tıpkı dinozorların, kendilerinden daha önce ortaya çıkmış olan ilkel memelilerin dünyaya hakim olmasına müsaade etmedikleri gibi.

>>> 7 Primattan önce sürüngendik, primata dönüşmeden sürüngen halimizi koruyarak , yine bu denli zeki canlılar olabilirmiydik ? mesela pullu derilerimiz , yılan gözleri gibi gözlerimiz, bu tür seyler ,hatta dahada zeki ?

Bu soruyu Anibal’ in cümleleriyle cevaplayalım:

Akılla uzun vadeli, planlı iş yapabilmek için, öncelikle bu plandaki öğeleri saklayacak bir hafızaya, o kadar hafızayı da işleyecek kesime ihtiyaç vardır. Bu apaçık bir şekilde, nöron sayısı ihtiyacı demektir. Nöronlar, yani beyin, enerji gereksinimi yüksek bir organdır ve bu evrim için bariz bir dezavantaj oluşturur. Eğer mekanik düşünürsek, evrim, beynin bu kadar gelişmesine izin veremez bile denebilir. Oysa, sorun aslında, büyük beyin sorunundan önce, bu kadar büyük beyni idare edecek diğer vücut organları sorunudur.

İnsan evriminde farklı sebeplerden dolayı beynin evrilmesinin yolu açılmıştır. Örneğin alet kullanma, insan için et yiyebilme yeteneğini getirmiştir. Bu apaçık şekilde daha çok enerji sağlama demektir. Örneğin, daha erken doğabilme. Örneğin, daha kolay doğum için kalçaların genişlemesi. Bunlar "büyük beyni" mümkün kılmış, ilerleyen dönemde ise bu beyin kendi avantajını ortaya sermiştir.

İşte, insan beyinsel faaliyet endeksi (borsa endeksi gibi) 1000 olan bir canlıdır. Beyni vücuduna göre bin oranındadır da ondan. Ama beyni vücuduna göre 100 oranında olan bir fil, bir babun vs.’nin beyinsel faaliyet endeksi yine 100 civarında olmaktadır. Sonuçta, insan akıl yönünden çok çok ileridir ama bu akıl denen şeyin, insan dışında görülmediği sonucunu getirmez. Hayvanlarda alt uç, akılsız örnekler çoktur. Hatta çoğunluktadır. Ama örneğin, orangutanlar soyutlama yapabilir. Benzer şekilde, belli bir plan, proje gerektiren faaliyetlerde bulunabilirler.

Sonuçta, her hayvan aynı nicelikte akla sahip değildir. En büyük değeri olan insandır, hem de çok açık farkla. Fakat, "akıl" yapısı tamamen reflekse dayanmayan canlılarda, bilhassa vücut/beyin hacmi oranına uygun bir akıl mevcuttur.

En çok yanlış bilinen husus şudur. Yaşamak için gereken beyinsel akıl, gerçekte o kadar fazladır ki, bu değerin %10 fazla olması bile, ansiklopediler dolusu bilgiyi ifade eder. Basitçe, aslanı ceylandan ayırmak için gereken bilgi, roket biliminden fazladır diyebiliriz. Ama beyin organizasyonu, aslan/ceylan ayrımını yapacak otomatik bir düzeneğe sahipken, roket bilimini anlamak için, eğitimle bu düzeneğin kurulması gerekir. İşte bu noktada konuşma devreye girer. Konuşma ise, yine aynı şekilde, yüksek beyin gücü gerektirir. Bu, öncelikle, yaşama kriterlerini etkilemeyecek kadar artık nöron niceliği gerektirir. İşte bunu bir şekilde sağlayabilen canlının ancak önü açılabilir. Evrimsel çizgide böyle olunca konuşma gelişir, zeka gelişir diye bir kural yok. Ama ön şartlar bunlardır.

Eee, nasıl oluyor? Primatlar akıl yönünden ileridir. Ama bir babun’a bakarsanız, bu farkı göremezsiniz. Karga, tilki ve babun pek fazla fark göstermez. Fakat, kuyruksuz maymunlara bakarsanız, durum birden değişir. Bunlar iletişim, alet kullanma, hatta aya gitme vs. mevzularında fark atarlar. Neden? Basitçe şöyle düşünün. Ağaçta gezerken, tutunacağınız dalın sizi taşıyacağını hesaplama, kuyruğunuzla dengeyi sağlama gibi bir fonksiyona sahip olmanız gerekir. Eğer, kuyruğunuza ihtiyaç kalmaz ve körelirse, demek ki, bu gerek azalmıştır. Buna harcanacak nöronları, akla harcayabileceğiniz görülür. İşte, Lucy (Australopithecus Afarensis) yere indiğinde, başına gelen buydu. Beyni, hem ağaçta, hem bazen yerde yaşayacak sistemi idare edecek şekilde büyüktü. Bu beyin ona, yaşamasına yetecek kadarını sağlıyordu. Halbuki, yerde kalıp, o denge vs. sorunları ortadan kalkınca, beyninde boşta bir sürü nöron açığa çıktı ve o bunu alet kullanma vs. yönünde değerlendirdi. Ve primatlarda alet kullanma, içgüdüsel değil, öğrenilen bir şeydir. Atalar, oğulları toplar ve bunu öğretir.

Akıl, beynin bir fonksiyonudur. Daha büyük beyin, daha çok akıl demektir. Ama beynin tüm işi gücü bizim akıl dediğimiz mekanizma değil. Yürüme, dallarda gezinme gibi çok çok karmaşık bir sürü işe bakıyor. Enerji ihtiyacı da yüksek. Bu sebeple insan dışındaki hayvanlarda beyin ancak temel yaşam fonksiyonlarını yerine getirecek kadar büyük. İnsanda ise öncelikle bu fonksiyonlardan bir kısmı ortadan kalkıyor. Örneğin koku alma, duyma gibi fonksiyonlar azalıyor. İnsan bunlardan arta kalan beyni akıl için kullanmaya başlıyor. Böylece doğal seleksiyondan kurtulma yolu "aklını kullanmak" oluveriyor. Bunun sonucu,

daha büyük beyin -> daha çok akıl -> daha çok üreme/hayatta kalma

geri beslemesi yoluyla hızla beyinlerimiz irileşip, gelişiyor. Bu insanın, sadece biz homo sapiens türüne ait bir özellik. Neanderthal, H.Fluorensiensis gibi türler bu avantajı geliştiremiyor ve yok oluyor.

Ama onlar da ateşe hükmetmeyi ve mızrakla avlanmayı bilecek kadar beyne sahiptiler.

Akıl, beynin bir fonksiyonudur. Ve bir beyne sahip her canlı akıllıdır. Mesele bu aklın niceliğidir. Ve dahası, neticeye bakarsan, onların aklının bizden az olduğunu ama aynı olduğunu görürsün. Tahminim, önümüzdeki 30 - 40 Milyon yıllık süreçte, başka zeki canlıların da ortaya çıkacağıdır. Çünkü, akılla baş etmek için, akıl şarttır. Burada, insan kadar büyük, dev beyinler olması değil, vücuduna göre büyük beyne sahip canlılar ortaya çıkması asıl husustur.

50 yıl önce RACUMIN gibi fare zehirleri ilk ortaya çıkınca, fareleri duman etmişti. Fareler yiyeceğin başında ölü fare bulunan yemleri yemez. Bu zehirler saatler sonra etkisini gösterir ve fare yemin başında ölmez. Fakat, aradan geçen 50 yıl içinde fareler, ölü farelerin ağzını koklayıp, son yediği şeyin kokusunu öğrenip, bu kokuya sahip yemlerden uzak durmayı öğrendiler. Evet, öğrendiler, bu içgüdüsel değil, aile içinde öğretilen bir davranış.

Benzer tonla mesele söz konusu. Bir aladoğan ile tavuğun uçma kabiliyetleri arasındaki fark neyse, diğer primatlar, filler gibi canlılar ile bizim aramızdaki fark da o kadar aslında. Ama aladoğan uçma yeteneğini biriktirip, daha üst bir işe tahvil edemiyor. Akıl ise birikerek, aya gitmeyi sağlayabiliyor.

Peh diyebilirsiniz. Ama bugün pek çok vahşi kabile, ormanda hem av, hem de avcı olarak yaşıyor. Son 100 yıldan öncesinde, Afrika ve uzak doğu kabilelerinin hali resmen buydu. Taş devrinde yaşıyorlardı ki, hala böyle yaşayan pek çok kabile mevcut. Bizim aya gidiş sebebimiz, bilgiyi biriktirmeyi ve üst üste eklemeyi akıl etmiş olmamız. Bizi buna zorlayan da, gene doğal seleksiyon

Link to post
Sitelerde Paylaş
Primatların ilk olarak ortaya çıkışı Eocene dönemine, yaklaşık 50-55 milyon yıl önceye tarihlendirilir. Bu döneme ait fosiller Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da bulunmuştur. Yani primatların Afrika’da ortaya çıkması gibi bir durum söz konusu değil. Fosilleri bulunan primatlar yaklaşık sincap büyüklüğünde.

Doğru bir yorum değil..

Kaynağınız nedir?

Neden doğru değil?

Çok basit bir nedenden...

Primatlar bütün bu yerlerde aynı anda ortaya çıkmış olamazlar.

Önce bir yerde ortaya çıkmaları ve oradan etrafa yayılmaları gerekir.

Primatlar Afrika'da ortaya çıkmış ve oradan kuzey Amerika'ya yayılmışlardır.

Ne zaman çıktıkları kesin belli değil ama, kesin olan husus primatlar ortaya çıktığı zaman, Afrika ve Amerika kıtalarının bir arada olduğu bir zamandır. Bazılarına göre 85 milyon yıl önce ortaya çıkmışlardır.

Yazının devamın okuyamadım. Buraya takılıp kaldım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğru bir yorum değil..

Kaynağınız nedir?

Neden doğru değil?

Çok basit bir nedenden...

Primatlar bütün bu yerlerde aynı anda ortaya çıkmış olamazlar.

Önce bir yerde ortaya çıkmaları ve oradan etrafa yayılmaları gerekir.

Primatlar Afrika'da ortaya çıkmış ve oradan kuzey Amerika'ya yayılmışlardır.

Ne zaman çıktıkları kesin belli değil ama, kesin olan husus primatlar ortaya çıktığı zaman, Afrika ve Amerika kıtalarının bir arada olduğu bir zamandır. Bazılarına göre 85 milyon yıl önce ortaya çıkmışlardır.

Yazının devamın okuyamadım. Buraya takılıp kaldım.

Kaynak şurada:

http://anthro.paloma...tes/early_2.htm

Kaynaktaki resime göre 65 milyon yıl önce Afrika ve Kuzey Amerika kıtaları Asya üzerinden birbirlerine bağlılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaynak şurada:

http://anthro.paloma...tes/early_2.htm

Kaynaktaki resime göre 65 milyon yıl önce Afrika ve Kuzey Amerika kıtaları Asya üzerinden birbirlerine bağlılar.

Kaynak kabul edilebilir. Bu süre primatların öncüsü için 85 milyon yıl öncesine kadar uzanıyor.

Kabul etmediğim husus ilk primatların Afrika'dan değil de, saydığınız yerlerden aynı veya farklı zamanlarda çıktığı iddiası..

Ya da Afrika dışında bir yerden başlayıp, Afrika'da devam ettiği iddiası..

Afrika ilk primatların çıktığı kıtadır.

Bunun yanlış olduğunu kanıtlayan, ya da doğruluğunu sorgulayan bir iddia ile karşılaşmadım.

Varsa bilmek isterim.

Diğer sorulara verilen cevaplar gayet yerinde. Onlara katılıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaynak kabul edilebilir. Bu süre primatların öncüsü için 85 milyon yıl öncesine kadar uzanıyor.

Kabul etmediğim husus ilk primatların Afrika'dan değil de, saydığınız yerlerden aynı veya farklı zamanlarda çıktığı iddiası..

Ya da Afrika dışında bir yerden başlayıp, Afrika'da devam ettiği iddiası..

Afrika ilk primatların çıktığı kıtadır.

Bunun yanlış olduğunu kanıtlayan, ya da doğruluğunu sorgulayan bir iddia ile karşılaşmadım.

Varsa bilmek isterim.

2002 yılı itibari ile 85 milyona uzatıldığı doğru.

http://www.sciencedaily.com/releases/2002/04/020418073440.htm

Ancak, çok daha yeni bir teoriye göre 185 milyon yıl önceye kadar uzatılıyor.

http://www.eurekalert.org/pub_releases/2010-01/bmos-nto011910.php

Bu teoriye göre, 185 milyon yıl önce, Pangea süper kıtasında ortaya çıkan bir ortak ata aşağıdaki cümlede belirtilen şekilde evrim geçirerek günümüz primatlarını ortaya çıkarmış.

This ancestor could have evolved into the extinct Plesiadapiformes in north America and Eurasia, the primates in central-South America, Africa, India and south East Asia, and the tree shrews and flying lemurs in South East Asia.

Vermiş olduğum ilk kaynakta gerçek primatların ilk olarak 55 milyon yıl önce ortaya çıktığı ve bunlara ait fosillerin çeşitli kıtalarda bulunduğu belirtiliyor. Ancak daha önce yaşamış ilkel primat fosillerine Afrika'da da rastlanmış. Sonuç olarak, primatların Afrika'da ortaya çıkmış olabileceği fikrine karşı değilim, fakat bunun kesin bir bilgi olmadığını ifade etmek için "primatların Afrika’da ortaya çıkması gibi bir durum söz konusu değil" cümlesini kullandım.

Primatların Afrika'da ortaya çıkmış olduğunu gösteren sağlam bir kaynak sizde var mı acaba?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pangea'da ortaya çıkmışlarsa eğer Afrika kökeni saçma olur.

Ama Pangea'da orta çıkan primat değil. Fare gibi bir yaratık.

Primat giderek spesifik bir tür oluyor.

Primat öncüsü deyince durum karışıyor.

Biz primatla yetinelim. Yani en fazla 65 milyon yıl öncesine gitmemiz yeter.

Onun da kökeni Afrika...

Burada önemli olan primatın yalnız bir kıtada ortaya çıkmış olması.

Oradan etrafa yayılmıştır.

O orijin genel olarak Afrika kabul ediliyor.

Çok da önemli değil hangi kıta olduğu..

İlginç olarak ileri primatlar ortaya çıktığı zaman Amerika Afrika'dan çoktan ayrılmış oluyor.

Ve Afrika'da ortaya çıkan maymunların Amerika'ya Atlas okyanusundaki adaları atlayarak gittiği iddia ediliyor.

Amerikalarda ortaya çıkan ilk primatların neslinin tükendiği söyleniyor.

Durum şöyle.. Pangea'da ortaya çıkan primat öncüleri, Amerika Afrika'dan ayrıldıktan sonra, Amerika'da tükeniyorlar.

Pangea'nın neresinde ortaya çıktıklarını bilmek mümkün değil.

Ama kıtalar ayrıldıktan sonra maymunlar yalnız Afrika'da evriliyorlar ve atlas okyanusunu geçerek, Amerika'ya ulaşıyorlar.

İnsanlar daha sonra Afrika'da ortaya çıkıyorlar. Bu kesin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...