Jump to content

Kapitalizm: Emeğin Fahişeleştirilmesi


Recommended Posts

Dün bir başlıkta fuhuş üzerine tartışırken ''zihnim açıldı'' ve fahişelik ile ücretli işçi arasındaki büyük paralleliği farkettim. Fahişe, bedenini başlangıçta aldığı bir ücret karşılığında müşterisinin tahakkümüne sunar. Başta anlaşılan para üzerinden artık bedenini müşterisinin tahakkümüne sunmuştur. Burada sorun seks değildir. Çünkü sekste aşağılık veya rahatsız edici bir durum yoktur. Burada sorun, seksin satılması, metalaşmasıdır. Yani belli bir ücret üzerinden müşterinin tahakkümüne bırakılmasıdır. Parayı aldıktan sonra fahişe kendi bedeni üzerindeki kontrolünü devreder. Cinselliği satın alan müşteri, bunu kendi çıkarı için sonuna kadar sömürür.

Benzer biçimde, işçiler de, kapitalist sistem içerisinde emeğini belli bir ücret karşılığında satmak zorundadır. İşçi, başlangıçta anlaştığı ücret karşılığında emeğini patronun tahakkümüne sunar. Burada sorun çalışmak değildir. Burada sorun emeğin satılması, metalaşmasıdır. Yani belli bir ücret üzerinden sermaye sahibinin tahakkümüne bırakılmasıdır. Kendi işgücünü sattıktan sonra işçi artık kendi emeği üzerindeki kontrolünü devreder. İşgücünü satın alan kapitalist, bunu kendi çıkarı için sonuna kadar sömürür sömürür.

Görüldüğü gibi ücretli işçiler ile fahişeler arasındaki sömürü birbirinin aynıdır. Zaten fahişeliğin diğer bir adı da seks işçiliğidir. Burada sorun sekste değildir. Çünkü seks iki cins için de gayet doğaldır. Sorun, seksin işçisi olmakta, yani cinselliğini belli bir ücret karşılığında başkasının tahakkümüne sunmaktadır. Fuhuşu kötü yapan işte budur. Ve aynı durum, kapitalizmdeki ücretli emek isteminde her tür işçi için de geçerlidir. İşçi sınıfı, bir sınıf olarak sermaye sahiplerinin fahişesi gibidir. Burjuvazi, kendi egemenliğini, insanları fahişeleştirerek kurar. Sermaye sahibinin varolabilmesi için, tahakküm edeceği ücretli işçiler varolmalıdır. Tıpkı ''pezevenklerin'' varolabilmesi için, tahakküm edecekleri kadınların veya erkeklerin olması gereği gibi. Biz fahişeleştirilmeye direnirsek kapitalistler artık ''pezevenklik'' yapamaz, yani kendileri olamazlar ve saltanatları biter.

Kapitalizm, toplumun fahişeleştirildiği bir düzendir. Bu düzende ücretli işçilerin, yani ''fahişelerin'', onurlarına sahip çıkabilmesi için bu düzeni yıkmaları gerekir. Mevcut fahişeleştirme ilişkileri sürerken, bazılarının din vurgusu ile kendilerinin ahlaklı olabileceğini sanması ise insanın kendini kandırmasına güzel bir örnektir. Seni fahişe yapan ilişkiler duruyorken ve tıpkı bir fahişe gibi çalışıyorken, yaptığın din vurgusu sadece görüntüyü kuratırır. İçerik ise değişmez: Fahişelik! İşçi sınıfı(fahişeleştirilen emekçiler), ister erkek olsun ister kadın, ister başı açık olsun ister kapalı, evvela fahişeleştirilmekten kurtulup özgür insanlar olabilmeyi hedeflemelidirler. Aksi halde ''Başı açık mı fahişelik yapalım, başı kapalı mı?'', ''Fuhuş yaparken duvarda Atatürk resmi mi olsun, Vahdedettin'in resmi mi?'', ''Bıyıkları yeni kesilmiş çim gibi kırpıp mı fuhuş yapalım, yoksa sinek kaydı bir yüzle mi?'' diye oyalanmaya devam ederiz ve bizim üstümüzden daha nice ''pezevenk'' burjuva cebini doldurur.

Sosyalizm, fahişeleştirilmeye isyandır, fahişelikten çıkıştır. Devrimcilik, kurumsallaşmış ''pezevenkliğe'' karşı insan onurunu ve özgürlüğünü savunmaktır. Eğer ahlak aranacaksa, ancak bu mücadele içerisinde bulunabilir. Cinselliğini satanı fahişe yapan şey, cinsellik değil, bunu satıyor olmasıdır. Emeğini satanı ''fahişe'' yapan da budur. Çalışmak değil, işgücünü satmak.

Kapitalist iş sürecinde fahişe gibi kullanılmaktan, sömürülmekten(''düzülmekten''), ''pezevenklere'' patron demekten sıkılmadınız mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 79
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu tema üstüne, gerçek hayattan örnekler alınarak bir film yapılmıştı.

Zeki Alasya başrollerdeydi.

Hatırladığım kadarı ile, bir turistik işletme zarar etmeğe başlamış. İşletme sahibi başka şehirde. İşletmenin yönetimini başka birine veriyor.

Yeni yönetici bir pezevenk. Kadın tutup seks turizmine başlıyor. Kadınların adı sermaye, (gerçek yaşamda genelevlerde çalışan kadınlara sermaye denir, seks kadınları bir taraftan genelev sahibine önemli bir miktar para verir, diğer taraftan da belalıları vardır, bir tür kabadayıdır, kadının hem parasını alır, hem kendi kullanır, hem de sözümona onu başkalarından korur sahip çıkar) Tabi işletme her geçen gün kar etmeğe başlıyor. Yeni yönetici telefonla işletmenin gidişatı konusunda patrona telefonla rapor veriyor. Verdiği rapor tıpkı bir ayakkabı üreten fabrikanın işleyişini anlatıyor gibi. Sermaye büyüyor, çoğalıyor, kar artıyor vs.

Ve zaten filmin mesajı da bu.

Tıpkı senin iletin gibi.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sömürmek:5. mec. Bir kimseden veya bir şeyden haksız ve sürekli çıkarlar sağlamak: (TDK sözlük)

tahakküm:a. Baskı, zorbalık, hükmetme: (TDK sözlük)

Şimdi bu tanımlar üzerinden olaya tekrar bakalım.

Bir erkek ve bir kadın aralarında anlaşıyorlar. Erkek kadına belli bir miktar para verecektir, ve kadın bu para karşılığında onla yatacaktır. Burda yapılan sekste niçin diyelim ki kadın bedenini erkeğin tahakkümüne sunmuştur? Tahakküm "baskı, zorbalık ve hükmetme" ise burda kadın bedenini erkeğin "baskı, zorbalık ve hükmetmesine" mi sunmuş oluyor? Ve sonra deniyor ki "cinselliği satın alan müşteri bunu kendi çıkarı için sonuna kadar sömürür". Ama Sömürmek "bir kimseden veya birşeyden haksız ve sürekli çıkarlar sağlamak" manasına geldiğine göre, burdaki duruma ne hakla sömürmek diyebilir? Çünkü burda adamın kadına yaptığı bir haksızlık değil ki. Çünkü kadın alacağı bir ücret karşılığında bu sekse rıza veriyor. Ortada bir sözleşme var. Burda nasıl bir haksızlıktan sözdebiliriz? Eğer haksızlık yoksa sömürü nasıl olabiliyor?

Aynı şekilde bir işçinin de fabrikada çalışması için niye tahakküm ve sömürü laflarını kullanabiliriz?

İşçi başkasına emeğini kiraladığı zaman onun için bir iş yapmış oluyor, o insanın "baskısı, zorbalığı ve hükmetmesi" altına girmiyor ki. Tabiki işverenin istediği şekilde işi yapmak durumunda. Bu sözleşmenin bir parçası değil mi? Elalemin fabrikasında kendi kafasına göre üretim yapamıyor diye burda "tahakküm" var diyebilir miyiz? Ve işçi başkası için iş yaptığı zaman bunun karşılığında bir ücret alıyor. O zaman burda işveren işçinin emeğini haksız olarak kullanıyor dolayısıyla "sömürü" var diyebilir miyiz? O zaman anlaşılan ve verilen ücret nedir?

Bence Freddie kasten bu güçlü kelimeleri kullanıyor ve demagoji yapıyor. Entelektüel dürüstlüğe sahip değil kendisi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dün bir başlıkta fuhuş üzerine tartışırken ''zihnim açıldı'' ve fahişelik ile ücretli işçi arasındaki büyük paralleliği farkettim. Fahişe, bedenini başlangıçta aldığı bir ücret karşılığında müşterisinin tahakkümüne sunar. Başta anlaşılan para üzerinden artık bedenini müşterisinin tahakkümüne sunmuştur. Burada sorun seks değildir. Çünkü sekste aşağılık veya rahatsız edici bir durum yoktur. Burada sorun, seksin satılması, metalaşmasıdır. Yani belli bir ücret üzerinden müşterinin tahakkümüne bırakılmasıdır. Parayı aldıktan sonra fahişe kendi bedeni üzerindeki kontrolünü devreder. Cinselliği satın alan müşteri, bunu kendi çıkarı için sonuna kadar sömürür.

Berberlerin dramı...

Dün bir başlıkta berberlik üzerine tartışırken "zihnim açıldı" ve berberlik ile ücretli işçilik arasındaki büyük paralelliği fark ettim. Berber, bedenini başlangıçta aldığı bir ücret karşılığında müşterisinin tahakkümüne sunar. Başta anlaşılan para üzerinden artık bedenini müşterisinin tahakkümüne sunmuştur. Burada sorun saç kesimi değildir. Çünkü saç kesiminde aşağılık veya rahatsız edici bir durum yoktur. Burada sorun, seksin satılması, metalaşmasıdır. Yani belli bir ücret üzerinden müşterinin tahakkümüne bırakılmasıdır. Parayı aldıktan sonra fahişe kendi bedeni üzerindeki kontrolünü devreder. Saç kesimini satın alan müşteri, bunu kendi çıkarı için sonuna kadar sömürür.

Gördüğünüz üzere aynısını her meslek için söylemek mümkün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ah ben ne fahişelikler yaptım bilemezsiniz.

Ah bu düzenin gözü kör olsun.

Onlarca patronun ağız kokularını çektim.

Yalnız, devletin sağlık ocağında, bir ne belediye dispanserinde özgürdüm. Halka bedava sağlık hizmeti veriyor, çöpcü kadrosunda çöpcü maaşı alıyordum. Ne güzel günlerdi onlar.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fahişeliği o şekilde tanımlıyorsunuz ki, her işçi fahişe oluyor.

Fahişe de insan ve ilginç olarak, hizmetini topluma sunan bir işçi temel olarak.

Emeğin fahişeleştirilmesi yalnız fahişeliği değil, işçiliği de aşağılıyor.

Ve sosyalist bir bildiri ile bağdaşmıyor.

Bir sosyalist için utanç verici bir durum.

Toplumun gerçekleri bunlar.

Değiştiremezsiniz.

Değiştirmek için önce herkesi fahişe yapmanız gerekiyor.

Ki zaten siz herkesi işçi kabul ettiğinize göre, size göre gerçekten herkes fahişe..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ah ben ne fahişelikler yaptım bilemezsiniz.

Ah bu düzenin gözü kör olsun.

Onlarca patronun ağız kokularını çektim.

Kimse sizi tutmuyor , devlete millete verebilecek bir yeniliğiniz varsa sizde müteşebbis olabilirsiniz. her şeyi devletten beklememek lazım. Malum alkolik ruslar bekledi, şimdi hepsi lalelide.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimse sizi tutmuyor , devlete millete verebilecek bir yeniliğiniz varsa sizde müteşebbis olabilirsiniz. her şeyi devletten beklememek lazım. Malum alkolik ruslar bekledi, şimdi hepsi lalelide.

müteşebbislik, yenilik ile olmuyor. Her yenilik bulan müteşebbüs olabilseydi. Patent için müracaat edenler kadar müteşebbis olurdu. Sence Müteşebbislerin kaç tanesi yenilik bulmuştur? Önce tahmin et, sonra araştır.

Patronların temsilcisi Hayali Kereste'dir.

Lalelideki ruslar devleti ellerinden kaçırdıkları için lalelideler. Güvencesiz kalan kitleler sudan çıkmış balığa döndüler.

Tekel işçileri ve onlar gibi yüzbinlercesi de Kızılay'a düştüler.

Devlete güvenmeyeceksin de patronlara mı güveneceksin.

Tabi Devletin kimin devleti olduğuna da bakmak gerek.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fahişeliği o şekilde tanımlıyorsunuz ki, her işçi fahişe oluyor.

Fahişe de insan ve ilginç olarak, hizmetini topluma sunan bir işçi temel olarak.

Emeğin fahişeleştirilmesi yalnız fahişeliği değil, işçiliği de aşağılıyor.

Ve sosyalist bir bildiri ile bağdaşmıyor.

Bir sosyalist için utanç verici bir durum.

Toplumun gerçekleri bunlar.

Değiştiremezsiniz.

Değiştirmek için önce herkesi fahişe yapmanız gerekiyor.

Ki zaten siz herkesi işçi kabul ettiğinize göre, size göre gerçekten herkes fahişe..

Valla sevgili hacı körle yatan şaşı kalkar misali bu kurancılarla uğraşa uğrasa öyle laflar ediyor ki. Sanki kuran ayeti.

Bir cümlesinde "fahişe de insan topluma hizmet ediyor." Deyip

Peşindeki cümlesinde "emeğin fahişeleştirilmesi fahişeliği değil işçiliği de aşağılıyor."

Bu fahişelik güzel bir metafor. Anlatılmak istenilen merama cuk diye oturuyor.

Biri bedenini satıyor. Diğeri emeğini. Her ikisi de insanın ayrılmaz parçası.

Bu satış, bir tür insan satışıdır. Bedenini satmak zorunda kalan fahişeliğe beyaz kadın ticareti denir.

Emeğini satmak zorunda kalan işçiye de Ücretli kölelik.

Bu tür satış işlemleri kapitalizme has özelliklerdir.

Sosyalist düzende hiçkimse ne bedenini ne de emeğini satmak durumunda ve zorunda değildir. Sosyalist düzende insanlar satışa gelmez. Çünkü herkesin bir işi, iş güvencesi ve bu işe bağlı bir geliri vardır. İşçide kendisidir, patron da. Üretir ürettiğine sahip çıkar. Ürettiklerinden patron oluşmasına izin vermez.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir erkek ve bir kadın aralarında anlaşıyorlar. Erkek kadına belli bir miktar para verecektir, ve kadın bu para karşılığında onla yatacaktır. Burda yapılan sekste niçin diyelim ki kadın bedenini erkeğin tahakkümüne sunmuştur? Tahakküm "baskı, zorbalık ve hükmetme" ise burda kadın bedenini erkeğin "baskı, zorbalık ve hükmetmesine" mi sunmuş oluyor? Ve sonra deniyor ki "cinselliği satın alan müşteri bunu kendi çıkarı için sonuna kadar sömürür". Ama Sömürmek "bir kimseden veya birşeyden haksız ve sürekli çıkarlar sağlamak" manasına geldiğine göre, burdaki duruma ne hakla sömürmek diyebilir? Çünkü burda adamın kadına yaptığı bir haksızlık değil ki. Çünkü kadın alacağı bir ücret karşılığında bu sekse rıza veriyor. Ortada bir sözleşme var. Burda nasıl bir haksızlıktan sözdebiliriz? Eğer haksızlık yoksa sömürü nasıl olabiliyor?

Kadın, genelev patronuna cinselliğini satmak zorunda kalıyor. Belli bir paraya ''pezevenk'', kadını başkalarına kiralıyor. O paradan fahişeye, yani asıl işi yapana belli bir kısım veriyor, kalanı kendi yiyor. Fahişe buna direnrise genelevin korumalarından sopa yiyor. Aslında burada fahişe en başta o ''pezevenk''in tahakkümünde. Burada sömürü yok veya tahakküm yok mu? Elbette var. Peki sana göre çok mu güzel birşey? Fuhuşta sorun yok mu? Git sen de yap o zaman! Madem hiçbir terslik yok... Ayrıca, kadını pazarlayan ''pezevenk'', o kadının cinselliği üzerinden kendine çıkar sağlamıyor mu? Bunun adı sömürü değil mi? O kadın arada ''pezevenk'' olmadan cinselliğini satıp tüm parayı kendi yiyebilirdi ama ''pezevenk'' onu tahakkümü altına aldı. Benzer biçimde işçiler de arada onların işgüçlerinden para kazanan burjuva olmadan da çalışıp patrona kalan payı da kendileri alabilirler. Ama patron onları tahakküm ediyor, sömürüyor. Tpkı ''pezevenk'' gibi. Şimdi bastı mı kafan?

İşçi başkasına emeğini kiraladığı zaman onun için bir iş yapmış oluyor, o insanın "baskısı, zorbalığı ve hükmetmesi" altına girmiyor ki. Tabiki işverenin istediği şekilde işi yapmak durumunda. Bu sözleşmenin bir parçası değil mi? Elalemin fabrikasında kendi kafasına göre üretim yapamıyor diye burda "tahakküm" var diyebilir miyiz? Ve işçi başkası için iş yaptığı zaman bunun karşılığında bir ücret alıyor. O zaman burda işveren işçinin emeğini haksız olarak kullanıyor dolayısıyla "sömürü" var diyebilir miyiz? O zaman anlaşılan ve verilen ücret nedir?

Nasıl tahakküme girilmiyor ya? Başkasının tahakkümüne girmeden, yani başkasına işgücümüzü satıp onun için çalışmadan üretim yapamıyoruz ki! Buna itiraz ettiğimizde ise devlet kendi şiddet tekelini kullanıp bize saldırıyor. Bu bal gibi de tahakkümdür. Üretim araçları herkesin olsaydı ben kimseye işgücümü satmaz ve kendi emeğimin sahibi olurdum. Kazandığım paradan bir başkasına pay vermek zorunda kalmazdım. İşin yönetim sürecinde sözüm geçerdi. Herşeyden evvel bir başkası için çalışmıyor olurdum. Ama burjuvazi devlet gücünü arkasına alıp üretim araçlarına çörekleniyor ve çalışmak isteyen herkese kendi tahakkümünü, yani işgücünü ona satmamızı dayatıyor. Bu zorbalıktır, haksızlıktır. Kendisi ''pezevenk'' rolüne giriyor, üretim yerlerini ''kerhane'' haline getiriyor ve bizi de ''fahişe'' durumuna sokuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Freddie görmeyeli pek bir 'ahlakçı' olmuş.

Fahişe yerine konmaya bir insan sadece ahlaki kaygılarla mı direnir?

İnsan kendi onuru ve özgürlüğü için de direnmez mi buna?

Sen hiç onur ve özgürlük diye birşeyler duydun mu? Hayatında bunlara değer verdin mi?

Eğer sen bunlara önem vermiyorsan git fahişelik yap o zaman! Halla halla ya!..

Dün bir başlıkta berberlik üzerine tartışırken "zihnim açıldı" ve berberlik ile ücretli işçilik arasındaki büyük paralelliği fark ettim.

Berberler de işçi sınıfındandır zaten. Bilmiyor muydun yoksa?

İşçi deyince aklına sadece fabrikada çalışanlar mı geliyor?

Cehaletini belli etme bari.

Üstte Lex liboşuna verdiğim cevabın ilk kısmı senin bu saçmalıklarına da yanıt veriyor.

Hazır ''zihnin açılmışken'' onu da bir oku, belki kafan basar.

Bu arada, sen eskilerden hangisisin? Agoratr'den kimsin sen?

O forumu, burayı provoke etmeye devam etmek için mi kurdunuz?

Hayret birşey ya...

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Fahişeliği o şekilde tanımlıyorsunuz ki, her işçi fahişe oluyor.

Fahişe de insan ve ilginç olarak, hizmetini topluma sunan bir işçi temel olarak.

Emeğin fahişeleştirilmesi yalnız fahişeliği değil, işçiliği de aşağılıyor.

Ve sosyalist bir bildiri ile bağdaşmıyor.

Bir sosyalist için utanç verici bir durum.

Fahişeliği öyle tanımlıyorum ki, yalnızca işgücünü bir başkasına satan ve onun tahakkümüne giren işçiler ''fahişe'' oluyor. Topluma hizmet sunmak değil bizi fahişe yapan, sunduğumuz hizmetin bir başkasının tahakkümüne girerek sunulması ve bir başkasını zengin etmesi. Bunu anlamak bu kadar mı zor Hacı? Kapitalist sistemde emekçiler ''fahişe'' gibi kullanılıyor ve bu yüzden işçiyi aşağılayan sadece kapitalizmdir. Biz aşağılamıyoruz, aksine, bu aşağılanmaya bir son vermek üzere çağrı yapıyoruz. Bu yaptığımız da sosyalist bir bildiriyle gayet güzel bağdaşır. Neyin sosyalizmle bağdaşacağını senden öğrenmeyeceğiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fahişe yerine konmaya bir insan sadece ahlaki kaygılarla mı direnir?

İnsan kendi onuru ve özgürlüğü için de direnmez mi buna?

Sen hiç onur ve özgürlük diye birşeyler duydun mu? Hayatında bunlara değer verdin mi?

Eğer sen bunlara önem vermiyorsan git fahişelik yap o zaman! Halla halla ya!..

Ahlaki relativizm noktasındaki bir insanın herhangi bir ahlaki yargılama yapması onu tutarsız yapar. Bildiğim kadarıyla sen öyle düşünüyorsun, yorumumun sebebi de buydu. Neyse, çok da önemli değil, konuya gelelim.

Bu tarz ad hominem saldırılar argümanlarının geçerliliği açısından bir şey değiştirmiyor sevgili Freddie. Benim fahişelik yapıp yapmamam, onurum vs. tartışma açısından ne değiştirir ki? Bence kişilerle değil düşüncelerle ilgilenmelisin.

Onur ve özgürlük kavramlarını ise elbette duydum, ancak hayatımı yaşamak için para kazanmayı, emeğimin karşılığı olarak maaş almayı 'özgürlüksüzlük' veya onursuzluk olarak görmüyorum. Hatta aldığım her maaş ile ekonomik olarak özgürleşiyorum. Sosyalizmde de farklı bir durum olmazdı herhalde, yine çalışırdım, devlet bana ihtiyacım olarak uygun gördüğü şeyleri de emeğimin karşılığı olarak verirdi. Daha az seçim şansım olurdu, zira kapitalizmde kendi paramı kendim, istediğim yere harcayabiliyorum; ve mal ve hizmetlerin kalitesi daha yüksek. Bir karşılığı olmayacaksa kim neden çalışsın ki zaten?

Berberler de işçi sınıfındandır zaten. Bilmiyor muydun yoksa?

İşçi deyince aklına sadece fabrikada çalışanlar mı geliyor?

Cehaletini belli etme bari.

Berberlerin de işçi olduklarını elbette biliyorum, berber örneğini kullanmamın amacı verdiğin örneğin fahişeliğin aksine toplumda saygın olarak görülen berberlik gibi meslekleri de kapsayacağını göstererek senin insanların para karşılığı çalışmasını fahişelikle ödeşleştirme çabanı boşa çıkarmaktı. Bu konuda başarılı olduğum kanısındayım.

Üstte Lex liboşuna verdiğim cevabın ilk kısmı senin bu saçmalıklarına da yanıt veriyor.

Hazır ''zihnin açılmışken'' onu da bir oku, belki kafan basar.

Lex'e yazdığın cevabı okudum ancak başlık yazısındaki iddiaların ile tutarsız bazı şeyler gördüm. Başlık yazısında sorun olarak gördüğün şey fahişelerin cinselliklerini para karşılığında 'satmaları', Lex'e cevabında ise bunun yerini fahişelerin bir patron için çalışmaları almış. Bir noktayu açıklığa kavuşturalım; sence fahişelerin başlarında patron yoksa ve kendileri fuhuş yapıp sadece kendileri para alıyorlarsa bunda bir sorun var mı?

Bu arada, sen eskilerden hangisisin? Agoratr'den kimsin sen?

O forumu, burayı provoke etmeye devam etmek için mi kurdunuz?

Hayer birşey ya...

Oradaki nickim de Fronetic. Oranın kurucularından değilim, hatta buradaki üyeliğim oradakinden daha eski.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir noktayu açıklığa kavuşturalım; sence fahişelerin başlarında patron yoksa ve kendileri fuhuş yapıp sadece kendileri para alıyorlarsa bunda bir sorun var mı?

Fahişe fuhuş yaparken, bedenini satın alan. Patron konumunda oluyor zaten. Fuhuş zaten patron - seks kölesi ilişkisidir.

Tabi ayrıca fahişenin gelirinden başka faydalananlar, ortak olanlar da var.

Fabrikadaki işçi de yalnız patrona pay bırakmıyor ki. Devlete vergi ödüyor, çeşitli fonlara kesintiler yapılıyor. Hatta sendikaya aidat veriyor vs.

Bu fahişelik iyi bir metafor. Her hali ile kapitalist düzeni yansıtıyor.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...