Jump to content

Mantık 101


Recommended Posts

Ne deyim bilemedim önce.

Bir arayış var: sonu insanla biten.

Varış noktası aynı, fakat vardıran yolların farklı olduğu bir yol.

Sen, insana niçin şimdiye dek Allah'la varamadığımızı asla açıklayamayacak olsan da, sonuna insanı koyduğuna göre insani üstün ve yüce varlık sıfatına layık ve malik gördüğüne göre ben seni tenkitle iştigal edebilir miyim gayrı...

Gayrı sözü kalem yazar mı?

Yazmaz imanım, benim kalemim sana bunu yazamaz.

Esen kal,

Çok duygulandırdın beni ya, sadece teşekkür edebileceğim sanırım.

Teşekkür ederim.

Selamlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 259
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

:lol:

"Tanrı bilim yapar"

Ulen çağırın Fuzuliyide o tükürsün yüzünüze

Ben utanıyorum

:lol:

Öncelikle ben bi gün senin yüzüne çok fena tüküreceğim ama dur bakalım ne zaman.

Bu, üslubun içindi.

Şimdi inançtan bağımsız konuşuyoruz. Yani Tanrı'ya inan inanma, dinlerde tarif edilmiş Tanrı'nın bir "ilmi" vardır, kendisi "Alim" olarak anılır. Bu açıdan Bergüzar ve Noir haklı.

Tanrı'nın her şeyi biliyor olduğuna inanılır.

Şimdi ilim ve bilimi karıştırmamak lazım tabi. Bu açıdan da Kenzo haklı.

Bilim dediğimizde henüz bilinmeyeni -ama sorunsallaştırılmış olanı- bildirecek bir yönteme atıfta bulunuruz. Ancak yine Tanrı'nın her şeyi bir ölçü (kader) ile yarattığını düşünürsek (bunu kendi bildiriyor, inanmıyorsanız da öyle olduğunu varsayın şimdilik) bunun bir bilim olduğu iddia edilebilir. Bilimi nasıl tarif ettiğinizle alakalı.

Ancak şahsen, "Tanrı bilim yapar" gibi bir ifade beni tatmin etmiyor. Çünkü onun öğrenmeye ihtiyacı yoktur teorik olarak.

Bakın Tanrı'nın yaptığına san'at diyebiliriz ama.

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Niyyet-i hilkatı bul aşk-ı cihan aradan ,

Önü yokdan , sonu boktan , bu kuru da’vadan

Utanır gayret-i gufranla cehennem de geçer .

Bunu da söyleyebilir misin?

Niye söyleyememeyeyim.

Sen o dizeleri anlıyorsan ben dişimi kırarım tek yumrukla.

Kendi dişimi kırmak yapmadığım iş değil.

Kaygusuz Abdal'ın kimi şiirlerine bakıp onun dinsiz/ateist olduğunu söyleyenler de gördüm ben.

Bu daha ne ki!

Ulan islamla ilgili hiç bir halt bilmezler, iki teranedir ezberlemişler, yok cariyeler, yok 4 karı, vay Zeyd'in karısı, yok savaş/cihad; bir de kafalarına göre kim müslüman kim değil fetva vermezler mi. Acaib işler! Deli mi diye şüpheleniyorum bazan bu adamlar.

Neyzen de ateist değil mi Buffalo? Aynı senin gibi. Bu dizelerden o sonuç çıkıyor, di mi!

Sen "bul aşk-ı cihan aradan" ne demek onu söyle yeter. Google'dan bulabileceğini sanmıyorum ama bir dene.

Bir de melamilik ve bekrilik ne demekmiş onu öğren.

Onu da sanmam ki google'dan bulasın.

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Niye söyleyememeyeyim.

Sen o dizeleri anlıyorsan ben dişimi kırarım tek yumrukla.

Kendi dişimi kırmak yapmadığım iş değil.

Kaygusuz Abdal'ın kimi şiirlerine bakıp onun dinsiz/ateist olduğunu söyleyenler de gördüm ben.

Bu daha ne ki!

Ulan islamla ilgili hiç bir halt bilmezler, iki teranedir ezberlemişler, yok cariyeler, yok 4 karı, vay Zeyd'in karısı, yok savaş/cihad; bir de kafalarına göre kim müslüman kim değil fetva vermezler mi. Acaib işler! Deli mi diye şüpheleniyorum bazan bu adamlar.

Neyzen de ateist değil mi Buffalo? Aynı senin gibi. Bu dizelerden o sonuç çıkıyor, di mi!

Sen "bul aşk-ı cihan aradan" ne demek onu söyle yeter. Google'dan bulabileceğini sanmıyorum ama bir dene.

Bir de melamilik ve bekrilik ne demekmiş onu öğren.

Onu da sanmam ki google'dan bulasın.

Ben şunun, bunun ateist-dinsiz olduğunu iddia etmedim. Bana ne?

Bu dizelere bakıp Neyzen'e ateist dediğimi sanıyorsan algında problem var demektir.

4 mertebeden biri değil midir Mârifet?

Ben o satırları okuyunca Mârifet mertebesinde Cennet'e biçilen hükmün, Cehennem içinde geçerli olduğunu görüyorum.

Sen Cennet ile ilgili kısmı alınca altına not düşmüştün Cehennem haktır, sakının diye.

Ben de burayı gösterdim. Cennetin cehennemden farklı bir hükmü olmadığını gösteriyor.

Anlamamış olabilirim yani. Böyle bir iddiamda yok. Anlamış olduğum kısmı yazdım.

Melami deyince aklıma gizli sûfi geliyor. Merak ettim, araştırayım bir.

Benim demek istediğimi de sen anlamamışsın maalesef!

Bir özet geçeyim. Cennet ile cehennemin farkını oluşturan nedir? Bunu sormaya çalışıyordum. Sen dedin Neyzen'e ateist diyorsun. Çok ilginç valla.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Öncelikle ben bi gün senin yüzüne çok fena tüküreceğim ama dur bakalım ne zaman.

Bu, üslubun içindi.

Dinime küfreden müslüman olsa denir ya

Hadi ordan fiyonk makarna diyorum sana...

Şimdi inançtan bağımsız konuşuyoruz. Yani Tanrı'ya inan inanma, dinlerde tarif edilmiş Tanrı'nın bir "ilmi" vardır, kendisi "Alim" olarak anılır. Bu açıdan Bergüzar ve Noir haklı.

Tanrı'nın her şeyi biliyor olduğuna inanılır.

Mevzu bu değil ki. Bilmek, bilim yapmak değildir. Bayanlar bunu anlamıyorlar.

İlla "berguzar ile noir'e' de hak vereyim de küsmesinler" diye niye kasıyorsun?

Tanrı'nın her şeyi bir ölçü (kader) ile yarattığını düşünürsek (bunu kendi bildiriyor, inanmıyorsanız da öyle olduğunu varsayın şimdilik) bunun bir bilim olduğu iddia edilebilir.

Edilemez. Bilim bir metottur.

Hem kendin diyorsun, sonra sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorsun

Bilimi nasıl tarif ettiğinizle alakalı.

Bilimin tarifi ortada.

Herkes poposundan bilim tarifi yapmasın lütfen

Ancak şahsen, "Tanrı bilim yapar" gibi bir ifade beni tatmin etmiyor. Çünkü onun öğrenmeye ihtiyacı yoktur teorik olarak. Bakın Tanrı'nın yaptığına san'at diyebiliriz ama.

Bak burası güzel.

Tanrının öğrenmeye ihtiyacı olmamalı, hatta bilgiye ihtiyacı olmamalı. Bilgi nedir? Bilgi sınırlandırandır.

Buna benzer bir çok kavram tanrı kavramıyla çelişkilere yol açıyor aslında ama nedense inanan arkadşlar bunları göremiyor görsede topu taç'a atıyorlar, tanrı mantıküstü oluveriyor. Sonrada mantıküstü bir varlıgın eylemlerinde ki tutarlılıktan bahsediyorlar. Bu ne perhis, bu ne lahana turşusu. Mantıküstü bir varlıgın eylemlerinde tutarlılık olur mu? Tutarlılık ne demek bir kere?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben şunun, bunun ateist-dinsiz olduğunu iddia etmedim. Bana ne?

Bu dizelere bakıp Neyzen'e ateist dediğimi sanıyorsan algında problem var demektir.

4 mertebeden biri değil midir Mârifet?

Ben o satırları okuyunca Mârifet mertebesinde Cennet'e biçilen hükmün, Cehennem içinde geçerli olduğunu görüyorum.

Sen Cennet ile ilgili kısmı alınca altına not düşmüştün Cehennem haktır, sakının diye.

Ben de burayı gösterdim. Cennetin cehennemden farklı bir hükmü olmadığını gösteriyor.

Anlamamış olabilirim yani. Böyle bir iddiamda yok. Anlamış olduğum kısmı yazdım.

Melami deyince aklıma gizli sûfi geliyor. Merak ettim, araştırayım bir.

Benim demek istediğimi de sen anlamamışsın maalesef!

Bir özet geçeyim. Cennet ile cehennemin farkını oluşturan nedir? Bunu sormaya çalışıyordum. Sen dedin Neyzen'e ateist diyorsun. Çok ilginç valla.

Haksızlık etmişim sana. Pardon o zaman.

ben "kuru davadan" kısmına vurgu yapıyorsun sanmıştım. Biraz da aceleyle yazdığım için meramını anlayamamışım.

Tekrar kusura bakma.

Aynen dediğin gibi. Cehennem de geçer, utanır, belli bir süre yaşadıktan sonra, diyor Neyzen Baba.

Ben cehennem haktır vurgusunu, "cennet iflas eder" dizesinden "ne cennet ne cehennem var" sonucunun çıkmayacağını ifade etmek için yaptım. Yani Neyzen'in kastının bu olmadığını belirtmek için...

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Dehri :

Doğa tanrıdır derseniz, doğa tanrı değildir diyemezsiniz.

Doğa tanrının parçasıdır derseniz, doğa tanrının parçası değildir diyemezsiniz

Tanrı doğaya içkindir derseniz tanrı doğa içkin değildir diyemezsiniz

Her süt beyazdır ama her beyaz süt değildir.

Her sinema filmdir ama her film sinema değildir.

Her katil biraz delidir ama her deli katil değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu Tanrı-mantk ilişkisine dayandırıldığı için aşağıdakini yazmakta bir abeslik görmüyorum :

İnanan ile inanmayan arasında bir benzerlik bir de zıtlık vardır.

İkisi de canlılığın cansızlardan canlılığa dönüştüğünü iddia eder, buraya kadar iki tarafta hem fikirdir.

Ayrıştıkları nokta ise inananın bunun bilinçli irade tarafından yapıldığını, inanmayanın ise bunun bilinçsiz şekilde oluştuğunu söylemeleridir.

Tek fark ama büyük fark. Yüzyıllardan beri süren tartışma ve uzlaşılanılamayan tek nokta, tatavanın koptuğu yer burası işte.

Aslında biraz daha ince eleyip sık dokuduğumuzda şu taraf daha haklı bu taraf daha haklı tartışmasının sonu olmayan bir tartışma olduğu görülüyor.

Aslında inanan da kendi mantığına uygun olanı seçiyor inanmayan da.

Ve aslında herkes kendi mantığına tapıyor. Tanrımız tapmaya bir yol veya araç veya amaç, anaç vs.

Şalomlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
tanrı var ise belirli özelliklere, niteliklere sahip bir varlıktır. Bu niteliklere, sahip olması demek, bu niteliklerin aksi (tersi) sıfatlara sahip olmaması demektir.

Yakıcı ve yanıcı maddeler olan oksijen ve hidrojen yakmayan ve yanmayan suyu oluştururlar.

İkisi birleşince nitelikleri dışında nitelik gösterebiliyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ahmet'in mantıgı, Mehmet'in mantıgı, uzaylı mantıgı, dünyalı mantıgı diye birşey yoktur.

Ahmet'in mantığı Mehmet'in mantığı vardır.

Ahmet, Mehmet'ten farklı düşünüyor o halde Ahmet'in mantığı Mehmet'ten farklıdır.

Aksi halde herkes ya Ahmet'leşir ya Mehmet'leşirdi.

Herkes tek tip olurdu. Bu işin sosyal boyutu. Bİr de diğer boyutlarına bakalım büyük fotoğrafı görmek için.

Burada önemli olan Ahmet'in mantığını kendi mantığınla kıyaslamandır ama o da subjektif düşünme yoludur.

Senin kendini Ahmet'le kıyasladığında Ahmet'in yanlış mantık kurduğunu kime göre neye göre değerlendireceksin.

Her kişiden çıkan subjektif değerdir.

Aristo'nun mantığı da Aristo'ya aittir sana ve bana değil.

Kişiden çıkan hiç bir düşüncede mutlak gerçekliği yansıtmayacağına göre kesin doğruluğundan emin olamayız hakkında doğruluğunu savunan onlarca kitap yazılsa bile.

Uzaylı mantığı yoktur demişsiniz.

Uzaylıya inanmam ama varsa uzaylının mantığı (burda uzaylıdan kastın insan dışı yaşam normu kısaca ufo diyelim) senin mantığından farklı işler çünkü yaşanılan doğal çevre yaşam ünitesinin mantık yapısını şekillendirir.

O yüzdendir ki uzaylı varsa insan mantığından farklıdır.

Susuz yaşayamayan deniz canlıları dile gelse suyun dışında yaşamın olduğunu onlara anlatabilir miydin?

Mümkün değil nerede yaşıyorsan mantığın oraya göre işler.

İnsan da havasız yaşayamaz o yüzden mantığımız ''hava olmadan insanlar ölür'' şeklinde işler.

Her yerde ve her zaman ve her mekanda geçerli-genel-kesin mantık yoktur.

Her yere zamana mekana göre uyum sağlayan canlıların öznel mantığı vardır.

Demek ki neymiş : Ahmet'in mantıgı, Mehmet'in mantıgı, uzaylı mantıgı, dünyalı mantıgı diye birşey yoktur diye bir önerme sunulamaz, Ahmet'in mantığı, Mehmet'in mantığı, uzaylının mantığı ayrıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Karakterimiz mi olaylarımızı şekillendirir, olaylarımız mı karakterimizi sorusu hep tartışılagelmiştir da cevap gelememiştir. Çünkü olaylarımız da karakterimizi şekillendirir (hayatımızı, kaderimizi), karakterimiz de olaylarımızı.

Buraya adapte edelim ; Çevremiz mi mantığımızı oluşturur, mantığımız mı çevremizi?

Ama bu ikinci soru birinci sorudan kolay oldu, çünkü gayet tabi çevreye göre uyum sağlayıp evrimleştiğimize göre (ki evrimsel süreçte bazı canlı türleri çevreye ayak uyduramayınca ölmektedir) çevre mantığımız asıl oluşturandır sonra çevreye (asıl güç doğa anaya) karşı yavaş yavaş zaferlerle çevreyi mantığımıza göre düzenleriz. Ama asla çevreyi tümden değiştiremediğimiz için mantığımız tam galip gelip de kendi istediğimiz çevreyi oluşturamaz.

Okyanusları tümden kaldırabilir misiniz?

Hayır.

Tutun ki kaldırdınız?

Susuz yaşayabilir misiniz?

Hayır.

Su altında oksijen tüpsüz yaşayabilir misiniz?

Elbette ki hayır.

Demek ki neymiş : Çevreye göre mantık şekillenir, o yüzden her çevrenin canlısı farklı olduğundan gözümüzle gördüğümüz görmediğimiz onlarca yaşam normu ve buna bağlantılı olarak onlara mantık normu bulunmaktadır.

Not = Bana sakın paragrafımın girişinde sorduğum soruya karşılık yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan çıkar? sorusuyla gelmeyin çünkü bu soru da ilk soru kadar zor değildir, yumurtadan çıkan tavuk değildir ; civcivdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Maddeyi devindiren bilgidir.

Sonra madde devindikçe biz ondan bilgi edindiğimizi anlarız, bilgi ortaya çıkar. Bu bilgi ortaya çıkmasaydı da madde emri veren sayesinde devinecektir.

Biz buna şahit olmasaydık da bunun hakkında bilgi edinmeseydik de maddeye madde hep bilgiyle devinecekti.

Emri veren : Dış kaynaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biraz da felsefeden gidelim.

Hiç kimse felsefi çıkarımlarından ateist olamaz.

Aynı şekilde teist de panteist de deist de olamaz.

Felsefe yolda olmaksa eğer felsefi çıkarımların ancak doğru bilgiye ulaşmada bir hayat adamaktır.

Bir durakta duramazsın felsefede.

Agnostizm bu 4 akımdan daha felsefi bir durultur.

Tanrı varsa bilemeyiz, O'nun anlık olarak ne düşündüğünü de bilemeyiz, çünkü o an için O'nun ne düşündüğünü anlamak için o an için O olmalıyız, o an için O olamayacağımıza göre O o an için ne düşünüyor bilinemezliliktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 10 years later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...