Jump to content

Komün hayatı


Recommended Posts

Püf noktası şudur: Parasızlıktan değil, sadece ortam değişikliğinden gidilecek buraya.. Hatta size ben söyliim..

Bunun için sermaye birleştirilebilir.. Kredi çekilir, uygun bir yerde arazi alınır. Arazi bizim olur.. Daha sonra kulübeler inşa edilir. Denilen hayat tarzına yavaş yavaş geçilir. Bir süre sonra, bu hayatı tatmak isteyenlere ücret karşılığı bu yaşatılabilir..

Ama bakın dikkatinizi çekiyorum, belli bir alan olmalı ve bu alan size ait olmalı. Ona göre orasını şekillendirmelisiniz..

Bu işi ciddi düşünenler biraraya gelebilir.

Komünizm bir devlet sistemidir.Halkın devlete çalışmasıdır ve de sefalettir. Teoride nedir bilemem, gerçekte böyledir. Biz burada komünizmden değil, doğal şartlarda yaşamdan bahsediyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 60
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

John Yanlış biliyorsunuz. Doğal yaşam imtiyazlar, kastlar, kan bağlarına bağlı değerler üzerinden şekillenir.

Halbuki bu projedekiler doğal yaşamın formasyonunu sağlamaya taliptir.

Yani ilkel bir yaşam biçimi değildir komün. Komün kurmaya gidiliyor.

DrEkinci

hep bu gündelik ve şehirli korkularınız sizin gibileri engelliyor zaten.

Sizler teknolojiye bağımlı hale getirilmişsiniz.

Konforu tercih ediyorsunuz. Zarurui olmayan ihtiyaçlarınızın kölesisiniz.

Sağlık meselelerini siz kendinize dert etmeyin.

Yeterince kalabalık olunursa muhtemelen bir tabib de yeralır grubun içinde.

Belki bir bitki uzmanı aynı zamanda.

Benim projem biraz böyleydi. Bu arkadaşlar ne düşünürler, nasıl planlama yapmışlar bilmem.

Çok ağır bir sağlık problemi olursa şehre inilebilir kişi hastahaneye götürülebilir.

Ne olacak yani.

Ayrıca konut sorunu da terkedilmiş köylerdeki evler üzerinden çözülebilir.

Bizim memlekette arazi var. Ben orada bu tür bir komün kurmak istiyordum.

Arkadaşları gözüm tutarsa öneririm onlara orayı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaw komünizm konusunda ne biliyorsunuz.

Sizler şehir yaşamından bıkmış, yorulmuş köy yaşamını özlüyorsunuz.

Gidin çemişgezekte yaşayın.

Zaten bir şeyiniz yokken, var olanları bile sonunsuz paylayabileceğinizi mi zannediyorsunuz?

Üç gün sonra birbirinize düşseniz ne olacak.

Sen fazla çalıştın, ben az çalıştım,

Sen fazla pay aldın ben az aldım.

şu yatağı ben istiyorum, şu kız benim olsun vs vs. küçük dünyaların küçük sorunları hepinizin hevesinizi kursağında bırakacaktır.

Toprağı ekip biçmeyi,

hayvan beslemeği,

ev yapmayı kolay işler mi sanıyorsunuz.

En iyisi sizler bir dergaha gidin.

Bir iki yatır veya kutsal şey bulun,

Müzik yapın,

Sizleri ziyaret edenlerden bahşiş alın,

daha rahat yaşarsınız.

ama bahşişler kesilince,

yiyecekler bitince,

işlerin öyle göründüğü gibi kolay olmadığını gördüğünüzde.

Birbirinize düşüp kavga çıkaracaksınız. ve hadi bana eyvallah diyeceksiniz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

dediğim gibi.. bu iş yapılacaksa baştan savma değil, sermaye koyarak ve yer alınarak yapılmalı.. Kapitalist düzende, alacağınız odunun veya ağacın ya da spreyin bile bir değeri vardır. Büyük firmalar üretir. Dışsal olarak kendinizi sistemden dışlayamazsınız. Ama iç dünyanızda böyle bir yaşam kurabilirsiniz. Daha sonra isteyenlere ticari olarakta imkanlar sağlayabilirsiniz.. Ama o elma senin, bu karpuz benimle olmaz..

Biraz daha sistematik olmalı ama tam dediğiniz gibi, herşey doğan ve organik olmalı.. Aslında bu bir hobi olarak başlanılıp, daha sonra genişletilebilecek bir şey.. Çok ünlü bir tatil mekanı bile olabilirsiniz. Doğal havuzlar, organik tarımlar, hayan beslemeler..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tohtor ekinci, bize ilişme, adam ol, sivri zekanı kendine sakla.

Hemen çirkefleştin o "karslı" tilkiliklerine başladın. Babamın lafıdır bu :)

Haydi işine bak.

Sana kimse şehirden çık komün hayatı yaşa diyor mu ki sen gene kızıştın.

Bir halttan anlamazsın, bırbırbırbır konuşursun.

Skarım marksa da marksizme de onun tarif ettiği komünizme de.

Gitmeye niyetli, ihtiyaçlarını sınıırlayabilen, doğasına hakim insanlarla karşılaşırsam beş ay içinde gideirm buralardan.

Bu tür insanlarla o senin bahsettiğin türden sorunlar da yaşamazsın. Ortaklaşa üretip ortaklaşa tüketmek niteliğidir kardeşim komünizm.

Ama aklı herkes gibi para, pul, şan şöheret, karı kız, erkek, giysi, yiyecek, ev arabaya takılı olanlar bu dediğimi yapamaz.

"Çekerim aşkın yayın

Ceme girmesin hayın (hain)"

Seni mesela severim ama hayatta almam komüne drekinci. :) ciddiyim.

Senin gelmeye niyetin olsa bile almazdım. Babamın tavsiyesi :)

Babam bile gelmeyi düşünüyor.

Komünizmin Teknolojik gelişkinlikle bir ilgisi yoktur.

hem sizin teknolojinizi ilkel koşullarda taklit edeceğiz büyük oranda.

Sizin ki kadar konforlu değil ama kullanışlı aletler yapacağız.

Arzularınızın ve hırsınızın o kadar kölesi olmuşsunuz ki "İhtiyaç" dediklerinizi sınırlayabileceğiniz aklınıza gelmez.

Tv'ler, tatilleriniz olmasa hayat sizin için çekilmez olur.

Eğer bir gün birileriyle gidilirse iki seçeneğiniz olur: ya doğada yaşamayı öğrenirsiniz veya ölürsünüz.

Şehirde de bu kanun geçerlidir.

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bahsettiğiniz türde ilkel bir komün hayatını yaşamanız için size sunulmuş yığınla fırsat var zaten. Sırf kulağınıza hoş geldiği için arazi masrafına girmenize gerek yok. Eğer sizler için cehalet mutluluksa buyrun dünyaya sırtınızı çevirin.

Mesela aynı şekilde herhangi bir tarikata kapağı atarak kendinizi rahatlatabilirsiniz. Lükslerinizi elinizin tersiyle kenara iter, şükretmeyi alışkanlık haline getirir ve yaptıklarınızın tanrının hoşuna gittiğine kendinizi inandırabilirsiniz. Emin olun bahsettiğiniz türde bir komün hayatından çok daha tatmin edici bile olabilir sizin için.

Hayvan beslemek, ineğin ya da eşeğin kocaman sevimli gözlerine bakıp yumuşak tüylerini okşamaktan ibaret değil. Kimi zamanlar günde iki defa gübreleri yığına taşımanız gerekir. Hayatınızın çok uzun bir kısmını bağırsaklarınızdaki parazitlerin varlığından habersiz geçirirsiniz. Eğer sözünün eri iseniz bu parazitlerin size taşıdığı bütün hastalıklara da katlanırsınız. Bir defa dolu yağar. O sene hasat alamazsınız. E komün hayatı yaşayan adam da gidip hangi kooperatiften ya da bankadan karşılayacak bunun masrafını? Sigorta desen ilkel komün hayatının mensubunu hepten bozar. Aç kalmak ne kadar tahammül edilebilir bir gerçekliktir?

Varın siz benim dediğimi yapın. Eğer binlerce yıl öncesinin kurallarıyla yaşamak istiyorsanız kendinizi bir tarikatın eline bırakın. Dergahlarda ya da manastırlarda geçireceğiniz bir hayat bahsettiğiniz hayattan daha iyidir.

Kimseye denemesin demiyorum. Sadece şunu demek istiyorum:

Bu hayat insanlar tarafından daha önce yaşandı. Ne kadar başarılı ve tatmin edici olduğu da tarihsel süreçte yerini bıraktığı diğer akımlara bakılarak anlaşılabilir. İnsanlık tarihi tarafından tecrübe edilmiş bir şeyi yeniden deneyimlemek gibi bir fanteziniz varsa durmayın. Ama amerika kıtasını yeniden bulmuş gibi olmayacaksınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Thcrow kapitaslitler gibi tüketim için yaşayıp tüketimi sınırlamayı savunanları gericilikle suçlayıp aynı zamanda komünizmi savunamazsın.

Gafillik etme.

Sen de mi Drekinci gibi zırcahil bri solcusun.

Aç da Marks'ın Vera Zasuliç'e yazdığı mektuplara bak.

sol yayınlarından çıkan "din üzerine yazılar" derlemesine bak.

Yahu ne tembel adamlarsınız be.

Okuyun okuyun.

Çalışıp kaznaıp tüketmekten fırsat kalmıyor tabi.

Açlığı göze almayan kurtuluşa eremez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kadar yakıştırmayı peş peşe hakedecek ne yaptım bilmiyorum. Bir kere tüketim toplumunu savunduğum bir tek kelimem olmadı.

Ben de karşıyım herkesin özel taşıtlara binmesine, her eve plazma ekran tv sokulmasına, cep telefonu fetişizmine, mp3 player saplantısına. Ama bu bilim ve teknolojiyi topyekün reddetmek anlamına gelmiyor. Haftada en fazla bir defa kullanılan çamaşır makinelerinin yerini mahalle çamaşırhaneleri alsa ve kolektif bir biçimde kullanılsa, televizyon karşısında kök salmış insanlar televizyon başından kalkıp sinemaya gönül rahatlığıyla gidebilse, kulaklarını dijital ortama kaydedilmiş seslerden çok insan sesine açabilse kötü mü olur?

Ne yapalım ayar tutmayan insana gelişim ve komünizmin barışık olduğunu anlatamayacağım sanırım. Zırcahil, okumamış ve kapitalizmin ekmeğine yağ süren bir sefil olarak başka cümle kurmayayım en iyisi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu kadar yakıştırmayı peş peşe hakedecek ne yaptım bilmiyorum. Bir kere tüketim toplumunu savunduğum bir tek kelimem olmadı.

Ben de karşıyım herkesin özel taşıtlara binmesine, her eve plazma ekran tv sokulmasına, cep telefonu fetişizmine, mp3 player saplantısına. Ama bu bilim ve teknolojiyi topyekün reddetmek anlamına gelmiyor. Haftada en fazla bir defa kullanılan çamaşır makinelerinin yerini mahalle çamaşırhaneleri alsa ve kolektif bir biçimde kullanılsa, televizyon karşısında kök salmış insanlar televizyon başından kalkıp sinemaya gönül rahatlığıyla gidebilse, kulaklarını dijital ortama kaydedilmiş seslerden çok insan sesine açabilse kötü mü olur?

Ne yapalım ayar tutmayan insana gelişim ve komünizmin barışık olduğunu anlatamayacağım sanırım. Zırcahil, okumamış ve kapitalizmin ekmeğine yağ süren bir sefil olarak başka cümle kurmayayım en iyisi.

Tamam be özür dilerim thecrow

Şaka bir yana biraz sert davrandım sana afedersin.

Şunu bilmelisin ben teknoloji karşıtlığı yapmıyorum.

Biz bu dünyanın nimetlerinden, insalığın ortak kazanımlarından özgürlüğümüz uğruna, insanca ilişki kurabilmek adına vazgeçebilmeliyiz.

Aksi takdirde ihtiyaçlarımızın kölesiiyzdir.

Burada konforlu ve onursuzca, rezil ilişkiler ağı ve kültürel kodlar içinde yaşayacağıma giderim aç sefil ama soylu insalnarla bir arada yaşarım.

Ben ikincisini tercih ediyorum.

Buradkai iş stresi, ölüm riski, kaza riskiyle bize ödetilen konfor bedelinin haddi hesabı yok.

Yani biz onlara "Alın lan bu çok sevdiğiniz dünya sizin olsun" demeliyiz.

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha biraz once demokrasi paradoksu basliginda bir ileti astim. Dedim ki, dunya uzerinde utopik bir yer yok. Sorunlarinizdan kurtulacaginiz, her seyin gulluk gulistanlik olacagi bir yer yok.

Elbette kendi yasadiginiz ortamdaki sorunlardan arinmis yerler bulabilir, oralara gidebilirsiniz. Ama oralarda da sizin bastan gordugunuz ya da gormediginiz baska sorunlar olacaktir. Dunya uzerinde sorunsuz, ideal yer yok.

Sorunlardan kacarak da sorunlar cozulmuyor. Sorunlarin ustune gideceksiniz. Bunun baska caresi yok.

Turkiye'de genc kesim yasadiklari ortamdan o kadar bunalmis durumda ki, daha iyi olacagi hayalini kurduklari degisik ortamlarin pesinde kosuyorlar surekli. Sosyalistler Kuba'yi, ya da boyle komun yasantisi yasayan topluluklari hayal ediyor belki. Digerleri ise Bati ulkelerine goc etmeyi, oralara "kapagi atip" oralarda zengin olmayi planliyor.

Benim su an yasadigim ulke olan ABD'ye ilk gelisimde aklimin bir kosesinde de bu tur bir kacis mantigi vardi. Her ne kadar egitim icin ve gecici bir sure icin gelmis olsam da. (Egitimimi tamamlayip Turkiye'ye donecektim baslangictaki planima gore). Sonradan planlar degisti, buralarda kaldik gibi gozukuyor simdilik, ama demeye calistigim, ilk geliste bir kacis mantigi bende de vardi.

Burada Turkiye'de bogustugum bazi problemlerden kurtuldugumu gordum ama bambaska bazi problemlerle karsilastim. Demeye calistigim sey, problemsiz yer yok. Su anda bildiklerimi bilseydim, ABD'ye sadece gezip gormek icin gelir, kendi ulkemde kalirdim.

Yani kisacasi, hosunuza gitsin ya da gitmesin ama sunu bilin ki, oyle bir yerden baska bir yere giderek her sey gulluk gulistanlik hale gelmiyor.

O komun hayati dediginiz yerlere birkac haftadan fazla tahammul edebileceginizi zannetmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bahsettiğiniz türde ilkel bir komün hayatını yaşamanız için size sunulmuş yığınla fırsat var zaten. Sırf kulağınıza hoş geldiği için arazi masrafına girmenize gerek yok. Eğer sizler için cehalet mutluluksa buyrun dünyaya sırtınızı çevirin.

Mesela aynı şekilde herhangi bir tarikata kapağı atarak kendinizi rahatlatabilirsiniz. Lükslerinizi elinizin tersiyle kenara iter, şükretmeyi alışkanlık haline getirir ve yaptıklarınızın tanrının hoşuna gittiğine kendinizi inandırabilirsiniz. Emin olun bahsettiğiniz türde bir komün hayatından çok daha tatmin edici bile olabilir sizin için.

Hayvan beslemek, ineğin ya da eşeğin kocaman sevimli gözlerine bakıp yumuşak tüylerini okşamaktan ibaret değil. Kimi zamanlar günde iki defa gübreleri yığına taşımanız gerekir. Hayatınızın çok uzun bir kısmını bağırsaklarınızdaki parazitlerin varlığından habersiz geçirirsiniz. Eğer sözünün eri iseniz bu parazitlerin size taşıdığı bütün hastalıklara da katlanırsınız. Bir defa dolu yağar. O sene hasat alamazsınız. E komün hayatı yaşayan adam da gidip hangi kooperatiften ya da bankadan karşılayacak bunun masrafını? Sigorta desen ilkel komün hayatının mensubunu hepten bozar. Aç kalmak ne kadar tahammül edilebilir bir gerçekliktir?

Varın siz benim dediğimi yapın. Eğer binlerce yıl öncesinin kurallarıyla yaşamak istiyorsanız kendinizi bir tarikatın eline bırakın. Dergahlarda ya da manastırlarda geçireceğiniz bir hayat bahsettiğiniz hayattan daha iyidir.

Kimseye denemesin demiyorum. Sadece şunu demek istiyorum:

Bu hayat insanlar tarafından daha önce yaşandı. Ne kadar başarılı ve tatmin edici olduğu da tarihsel süreçte yerini bıraktığı diğer akımlara bakılarak anlaşılabilir. İnsanlık tarihi tarafından tecrübe edilmiş bir şeyi yeniden deneyimlemek gibi bir fanteziniz varsa durmayın. Ama amerika kıtasını yeniden bulmuş gibi olmayacaksınız.

Sen kapitalizmi övmekle suçlanıyorsan, ben daha fazlasıyla suçlanmalıyım. Çünkü ben buradaki herkesten çok daha fazla yediriyorum belki kapitalist sisteme.. Ayakkabılarım buna dahil.. Gündelik harcamalarım v.s.

Ben... Ayda 1-2 milyar hiç çalışmadan geliri olan insanlarla, sırf rahatlığına göyle bir yaşantı kurmaktan bahsediyorum. Ya da belirli bir sermaye konularak yapılabilir. Belki senede 1-2 ay.. Devamlı değil. Hatta zevk için tesis bile kurulabilir, turistik amaca hizmet edebilir. Zevk için, huzurlu..

Seks, alkol, bahçe, sıcak su benim dediğim.. Tarikatı nereden çıkardın..

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanları yozlaştıran ve yozluğu insanlara lüks olarak tanıtan kapitalist sistemle hesaplaşma konusunda hemfikirim. Ama bu "al senin olsun" diyerek yapılacak bir şey değil bana göre. Çekip gidecek biri varsa o senin benim gibiler olmamalı. Siz sanıyor musunuz ki bağlarınızı kopardığınızda sistem sizin yakanızı bırakacak? Bir bakmışsınız hayatınızda yeni bir sayfa açmak umuduyla satın aldığınız ve hayat kurduğunuz araziden vergi isteniyor. Hadi altında bir şey bulundu arazi kıymete bindi. Önce orman arazisi yahut başka bir şey deyip kamulaştırırlar. Size sus payı ödendikten sonra 50 katına zengin birine satılır. Deniz kenarıysa otel yapılmak istenir aynı sorun yine gelir bulur sizi.

Yaşama içgüdüsü her canlı gibi insanın da vazgeçilmezi. Yaşamak için dünyayı paylaşmayı öğrenmek gerekli. Bu dünya, bu tabiat birilerinin sermayesi olsun diye meydana gelmedi. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Öyleyse paylaşamayan defolup gitmeli.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Se nne dediğinin farkında mısın Primat.

Çok güldüm. :)

Komün hayatı yaşamaya niyet ediyorsun "ben komünist değilim" diyorsun.

En âla komünistsin işte. Hiç bir komünist bunu yapmaya cesaret edemiyor çünkü.

Komünden korkan/kaçan komünistlerin bulunduğu bir dünya bu.

İlginç!

Sen kendine komünist diyenlerden daha komünistsin.

Çünkü kendine komünist bile demiyorsun.

Tebrik ederim.

Sevgili Primat

"Ben marksist değilim" dersen daha doğru olur.

Marx'ı severim. Ancak Stalin'in yaptıklarından haz etmem. Her sistem mutlak karşı sistemini doğurur ve besler. Çark asla yok olmuyor yazık ki. Herşey karşıtını besler. Komünizmin evrensel olma isteği vardır. Ve insanlardaki ego sorunu çözülmeden ki çözülmeyecek, komünizm yaşanması imkansız. Ancak çok küçük bir grup bunu hayata geçirebilir. Evet bu komün hayatıdır ancak geniş kitlelere yayılması çok ütopik.

Eric Fromm demiş ki: " Açgözlülük, toplumdaki sınıflar arasında sürekli bir savaşa yol açar. Komünistlerin ve sınıfları ortadan kaldıracağını ileri süren sistemlerin, sınıf mücadelelerine son vereceği yolundaki tezleri, hayalden öte birşey değildir. Çünkü onların sistemleri de, sınırsız tüketim ilkesine göre kurulmuştur. herkes biraz daha fazla şeye sahip olmak istediği sürece, sınıflar oluşacak ve bunlar da sınıflar hatta giderek uluslar arasında savaşlara yol açacaktır. Çünkü açgözlülük ve barış bir arada olmazlar.

Bir sosyoloğun (adını hatırlamıyorum) dediği de şu "insanlar ellerinde tek lokmayla kalsa bile, o tek lokmayı korumak adına güce karşı gelmekten kaçınacaktır" Yani o meşhur slogan yalandır "işçiler zincirlerinizden başka kaybedeceğiniz bir şey yoktur"

Üstelik tüm bunların ötesinde sorun ego sorunudur. Ego'yu ve güdüsel sandığımız daha iyisini istemek tavrını atmadığımız sürece komünizm hayalden öte birşey değildir. Bu da ancak kişisel bir çözümlemedir. Sistem düzeninin kurmuş bunu yıkmak mümkün değil. Ama evet küçük bir topluluk komünizm yaşayabilir gibime geliyor. Ülkeler asla.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Daha biraz once demokrasi paradoksu basliginda bir ileti astim. Dedim ki, dunya uzerinde utopik bir yer yok. Sorunlarinizdan kurtulacaginiz, her seyin gulluk gulistanlik olacagi bir yer yok.

Elbette kendi yasadiginiz ortamdaki sorunlardan arinmis yerler bulabilir, oralara gidebilirsiniz. Ama oralarda da sizin bastan gordugunuz ya da gormediginiz baska sorunlar olacaktir. Dunya uzerinde sorunsuz, ideal yer yok.

Sorunlardan kacarak da sorunlar cozulmuyor. Sorunlarin ustune gideceksiniz. Bunun baska caresi yok.

Turkiye'de genc kesim yasadiklari ortamdan o kadar bunalmis durumda ki, daha iyi olacagi hayalini kurduklari degisik ortamlarin pesinde kosuyorlar surekli. Sosyalistler Kuba'yi, ya da boyle komun yasantisi yasayan topluluklari hayal ediyor belki. Digerleri ise Bati ulkelerine goc etmeyi, oralara "kapagi atip" oralarda zengin olmayi planliyor.

Benim su an yasadigim ulke olan ABD'ye ilk gelisimde aklimin bir kosesinde de bu tur bir kacis mantigi vardi. Her ne kadar egitim icin ve gecici bir sure icin gelmis olsam da. (Egitimimi tamamlayip Turkiye'ye donecektim baslangictaki planima gore). Sonradan planlar degisti, buralarda kaldik gibi gozukuyor simdilik, ama demeye calistigim, ilk geliste bir kacis mantigi bende de vardi.

Burada Turkiye'de bogustugum bazi problemlerden kurtuldugumu gordum ama bambaska bazi problemlerle karsilastim. Demeye calistigim sey, problemsiz yer yok. Su anda bildiklerimi bilseydim, ABD'ye sadece gezip gormek icin gelir, kendi ulkemde kalirdim.

Yani kisacasi, hosunuza gitsin ya da gitmesin ama sunu bilin ki, oyle bir yerden baska bir yere giderek her sey gulluk gulistanlik hale gelmiyor.

O komun hayati dediginiz yerlere birkac haftadan fazla tahammul edebileceginizi zannetmiyorum.

Mantık saçmalıyorsun.

Ütopya tarifinin kökü çok eskiye gider.

En ciddi filozfolar bu yönde eserler vermiştir.

Bunun Türkiye'de 80 sonrası genç olmakla bir ilgisi yok kardeşim.

Sorunsuz bir yer arayan da yok.

Şehirden ve kurduğunuz bu medeniyetten bir kaçış bu.

"Tercih etmiyoruz sizinle yaşamak kardeşim" diyoruz.

Böyle düşün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

thecrow dostum.. burası senin için içini dökme, nefretini kusma topiği olmuş.. sana hak veriyorum ama çözüm önermiyorsun.. Diyorum ki; ayda 1-2 milyar gelirin olacak kişi başı.. Eğer 10 kişi böyle bir yer tutuyorsanız, herkes 500 koysa 5 milyar bir geliriniz olacak.. bu gelir, henüz üretim yokken geçinmenizi ve verginizi ödemenizi sağlayacak.

Eğer sıfırı tüketmişsen, bu bahsedilen yaşam şekli bir kaçış olamaz. Sokaklarda sabahlayan adamlar bunun en büyük örneği.. Paran yoksa ölüsün. Ayda 500 ytl bile gelse yaşayabilirsin. Konu, bu kişilerin birleşmesi.

Benim bahsettiğim sistem, kafa insanlarla kurulabilecek bir sistem ama ciddi ciddi bunun bilincinde olan ve rahatı seven insanlar olmalı..

Ayrıca mümkünse bdsm zevklerin yaşanacağı bir de zindanı olmalı evin:) Bu doğanın insana verdiği heyecanların yüzeye yansıyışıdır.. Asıl lüks budur.. Getir bana 10 kişi.. Kasıntısı ya da zorlunluluğu olmasın hiçbirinin.. Kendilerini bu işlere adasınlar.. Belli bir maddi geliri olsun hepsinin, bakın neler yapıyoruz:)

Herkes kişilik savaşı vermeye başlamış topicte.. Herkes kişiliği gereği yorum yaparken, konuyu nerelere getiriyor..

tarihinde john tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Daha biraz once demokrasi paradoksu basliginda bir ileti astim. Dedim ki, dunya uzerinde utopik bir yer yok. Sorunlarinizdan kurtulacaginiz, her seyin gulluk gulistanlik olacagi bir yer yok.

Elbette kendi yasadiginiz ortamdaki sorunlardan arinmis yerler bulabilir, oralara gidebilirsiniz. Ama oralarda da sizin bastan gordugunuz ya da gormediginiz baska sorunlar olacaktir. Dunya uzerinde sorunsuz, ideal yer yok.

Sorunlardan kacarak da sorunlar cozulmuyor. Sorunlarin ustune gideceksiniz. Bunun baska caresi yok.

Turkiye'de genc kesim yasadiklari ortamdan o kadar bunalmis durumda ki, daha iyi olacagi hayalini kurduklari degisik ortamlarin pesinde kosuyorlar surekli. Sosyalistler Kuba'yi, ya da boyle komun yasantisi yasayan topluluklari hayal ediyor belki. Digerleri ise Bati ulkelerine goc etmeyi, oralara "kapagi atip" oralarda zengin olmayi planliyor.

Benim su an yasadigim ulke olan ABD'ye ilk gelisimde aklimin bir kosesinde de bu tur bir kacis mantigi vardi. Her ne kadar egitim icin ve gecici bir sure icin gelmis olsam da. (Egitimimi tamamlayip Turkiye'ye donecektim baslangictaki planima gore). Sonradan planlar degisti, buralarda kaldik gibi gozukuyor simdilik, ama demeye calistigim, ilk geliste bir kacis mantigi bende de vardi.

Burada Turkiye'de bogustugum bazi problemlerden kurtuldugumu gordum ama bambaska bazi problemlerle karsilastim. Demeye calistigim sey, problemsiz yer yok. Su anda bildiklerimi bilseydim, ABD'ye sadece gezip gormek icin gelir, kendi ulkemde kalirdim.

Yani kisacasi, hosunuza gitsin ya da gitmesin ama sunu bilin ki, oyle bir yerden baska bir yere giderek her sey gulluk gulistanlik hale gelmiyor.

O komun hayati dediginiz yerlere birkac haftadan fazla tahammul edebileceginizi zannetmiyorum.

Sevgili mantık kendi adıma kaçtığımı söyleyeyemem. Ya da güllük gülistanlık bir yer hayal ettiğimi. Sorun şu. Modern yaşamda ve komün yaşamda feda ettiklerimi tartıyor ve modern yaşam denilen kısır döngüyü terk etmek geliyor içimden. Elbette ki komün yaşam daha kolay, süper değil. Sadece en iyisini seçme derdindeyim kendi adıma.

Link to post
Sitelerde Paylaş

john yazdığım yazı seninkinin altına gelmiş. Ben fuzuli nickli üyeye cevaben yazmıştım onu. Nefret kustuğum gibi bir fikre nerden kapıldın? (Nefret beslemediğim için değil :) )

Son paragrafından bir şey anlamadım...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Mantık saçmalıyorsun.

Ütopya tarifinin kökü çok eskiye gider.

En ciddi filozfolar bu yönde eserler vermiştir.

Fuzuli,

Evet, pek cok filozof bu konuda eserler vermistir, ama hepsi de hayal urunu birer utopya olmaya devam etmistir. "Utopya" kelimesinin kelime anlaminda bile bu var artik. Yani ideal olmasindan ote, ayni zamanda hayali ve gercek disi olmasi.

Ama deneyin tabi. Gidin bir gorun. Tecrubeden zarar cikmaz. Bazi tecrubelerin zarari zaman kaybettirmesi olur. Ama karsiliginda pek cok sey de ogretebilir insana bu tecrubeler. Onun icin faydasi da var.

Gidin, gorun ve ogrenin.

Ogrendiklerinizi de bizimle paylasirsiniz artik.

primat,

Fuzuli'ye soylediklerim senin icin de gecerli. En azindan bir tecrube olur sizler icin. Gidin bir deneyin. Ama ben her turlu bahse varim ki hayal kirikligina ugrayip geri doneceksiniz eski hayatiniza.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Fuzuli,

Evet, pek cok filozof bu konuda eserler vermistir, ama hepsi de hayal urunu birer utopya olmaya devam etmistir. "Utopya" kelimesinin kelime anlaminda bile bu var artik. Yani ideal olmasindan ote, ayni zamanda hayali ve gercek disi olmasi.

Ama deneyin tabi. Gidin bir gorun. Tecrubeden zarar cikmaz. Bazi tecrubelerin zarari zaman kaybettirmesi olur. Ama karsiliginda pek cok sey de ogretebilir insana bu tecrubeler. Onun icin faydasi da var.

Gidin, gorun ve ogrenin.

Ogrendiklerinizi de bizimle paylasirsiniz artik.

primat,

Fuzuli'ye soylediklerim senin icin de gecerli. En azindan bir tecrube olur sizler icin. Gidin bir deneyin. Ama ben her turlu bahse varim ki hayal kirikligina ugrayip geri doneceksiniz eski hayatiniza.

Sevgili mantık, sence biz bunu düşünmedik mi dersin? Sıkılmayı, geri dönmek isteyebileceğimizi. Bu gençlik hevesiyle oluşmuş bir hayal değil. Bu düşünceye varana kadar epey şey hazmetmek gerekiyor. İnsanın kendisini tanıması gerekiyor öncelikle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Komün hayatı, bugünün en ilginç, en iyi ve güzel konusu.

Ama ütopik bir şey. Bu yy.da kitlelerin yaşam biçimi olmasından çok heveslerini alma biçimi olabilir ancak.

Örnek tatil köyleri.

Bunun için kuruldular başta sonra onlar da artık konfora önem vermeye başlayıp amaçlarından düştüler. Çünkü tatil köylerini tasarlayan şirketler daha çok para kazanmak istiyorlardı ee çok para kazanmak istiyorlarsa da talep edene konfor götürmeleri gerekecekti ve öyle de oldu, yaptılar.

Zaten altın cümle burda yatıyor ; kapitalizme para kazandırmak istemiyorsak çok konfor istememeliyiz veya istediğimiz konforun esiri olmamalıyız.

John bunun için yeni bir ortaklık kurmaya kalkma yeterince gelişmişleri var zaten ; tatil köyleri. Baş edemezsiniz.

Çabuk bıkacaksınız görürsünüz. Köylü kardeşlerimizin yaşamları kolay mı sanılıyor? Ben yıllarca şahit oldum.

Keşke bunlardan çok daha önceleri kamp kurmayı düşünebilseydiniz. Onun bile ne kadar zor olduğunu görür, bunları konuşuyor olmazdınız. Vazgeçerdiniz.

tarihinde barisarock tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...