Jump to content

Komün hayatı


Recommended Posts

:lol::lol:

Komün hayatı oluşturma projesi. Bu işleri oyun sanıyor çoluk çocuk. Aklıma Selek'de dahi bir çiftçi arkadaşım geldi. Adam turistlere tarlada domates, biber toplatıyordu. Üstünede turistlerden para alıyordu. Zekaya bak. Turistlerde akılları sıra çiftçilik oyunu oynuyordu.

Bence simcity ile komüncülük oynayın, daha zahmetsiz olur. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 60
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Tanımladığınız gibi bir yaşantı. Komünist bir yaşantı olmaz.

Bu çocukların evcilik oyunu olur.

Veya herhangi bir hippi yaşantısı.

..

..

Komünizm sefalette eşitlik değildir.

Modern dünyanın tüm olanaklarına kavuşmuş bir yaşam standardı hedefler.

İnternetsiz, TV siz, buz dolabı, bulaşık makinesi, otomobil gibi yaşam standardını dışlamak komünist yaşama ulaşmak demek değildir. Kırsal alanda zaten bütün fakir çiftçilerimiz böylme yaşıyor. Cazip bir tarafı yok. Fakirliğin nesini paylaşacaksınız. Çağdaş tüm olanakların herkes tarafından paylaşılmasıdır komünizm.

Yani diyeceğim kapitalist bir ülkenin içinde kabuğuna çekilmiş koloni şeklinde bir komünal yaşam kurulamaz. Bu tür özlemleri olanlar için işte kurmuşlar. Gidip birkaç ay kalın sonra döner gelirsiniz.

tıpkısının aynısı..

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

"ihtiyacın kadar tüket" ilkesiyle hareket edip mevcut olanakları sonuna kadar kullanmalı insan. eğer aldığınız cep telefonunu ömrü bitene kadar 6-7 yıl kulanıyorsanız, tv varken gidip plazma almıyorsanız, yıl içerisinde 10 adet ayakkabı satın almayıp sadece ihtiyacınızı karşılayacak kadarına sahipseniz zaten bir şekilde bu sistemin dışındasınız demektir. benim böyle bir komün hayatından beklentim kafa dengi insanlardan oluşan, dinsel, toplumsal, siyasi ve kapitalist sistem baskısının olmadığı ve doğa ile içiçe bir yaşam. gerektiğinde bir takım tarımsal ihtiyaçları kendimizin karşılayabileyeceği küçük bir arkadaş topluluğu gibi bir oluşum. Yoksa insanlık tarihini geriye sarıp en baştan başlamanın bir anlamı yok. zaten insanlar ilkel komünal hayattan devlete ordan da şimdiki düzene geldiler. Bu tecrübeyi bir daha bizim yaşamamıza gerek yok. sistemin dayatığı tüketim, din ve kendi ahlakından olabildiğince uzak ama bir o kadarda insanlığın geldiği teknolojik, bilimsel ve tıbbi imkanlardan faydalanabileceğimiz güzel bir oluşum içinse maalesef yine belli bir sermaye gerekiyor :)

ikinci husus yine yukarda bazı arkadaşların değindiği bu tip bir oluşumun ne kadar komünist bir yaklaşım olduğu. belli bir azınlığın sistemin dışına kaçmaya çalışması en azından bildiğimiz komünist - sosyalist bir ideolojinin tamamen dışında bir hareket. komünizmde amaç bireylerin kurtulması değil halkın topyekün bir silkinmesi ve insanca yaşama hep beraber ulaşarak özgürce yaşaması. Böyle düşünüldüğünde bu projenin komünizmden ve hedeflediklerinden uzak olduğu görülüyor.

üçüncü husus, bazı arkadaşlar bunun ütopik olduğundan ve gerçekleşemeyeceğindne bahsetmiş ancak bu o kadarda zor değil. insanların samimiyetle böyle bir oluşumda yer alması neticesinde proje sağlıklı bir şekilde işleyebilir. En büyük sıkıntılarsa yine topluluk büyüdükçe ortaya çıkacak karar alma mekanizmasındaki aksaklıklar. doğrudan demokrasi , çoğulcu demokrasi, çoğunlukçu demokrasi vs gibi insanlığın tarihi içinde zaten tecrübe edip belli bir aşamaya getirdiği ve halen arayış içinde olduğu bu durum böyle bir projede de sorunlar çıkaracaktır. küçük bir toplulukta doğrudan demokrasi uygulanırken bir süre sonra dolaylı temsil ve yine çoğunluğun dediği olsuna geldiğimiz takdirse ise zaten şu an içinde bulunduğumuz yaşamdan ne farkı kalacaktır. karar alam mekanizmasında olmayan ve isteiği çoğunluk tarafından kabul görmeyen bir grubun komün içindeki varlığı kentsel ve devletsel yaşamın minyatür uygulaması lacaktır ki bu da gerçekten çok komik olur.

sonuç olarak, benim hayal ettiğim proje, insanların özgürce hareket edip ihtiyacı kadar tükettiği, tükettiği bir takım ürünleri kendi ürettiği, dini, siyasal, kapitalist sistemin baskının olmadığı ama teknolojik, bilimsel ve tıbbi imkanların sonuna kadar kullanıldığı ve hatta imkan varsa geliştirildiği bir insan topluluğu. Ama bu isteğim doğaya ve kendine yabancılaşmış insanın işin içinden çıkamayıp köye kaçışımı, sorumluluklardan uzak bir hippi yaşantısı özlemimi, sistemin dışına çıkıp böyle de bir imkan var ey insanlık demek mi bir türlü çözemedim. Önce ne istediğimi ve neden istediğimi çözüp sonrasında böyle bir projeye dahil olmam kendim için en hayırlısı olacak sanırım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
John bunun için yeni bir ortaklık kurmaya kalkma yeterince gelişmişleri var zaten ; tatil köyleri. Baş edemezsiniz.

Çabuk bıkacaksınız görürsünüz. Köylü kardeşlerimizin yaşamları kolay mı sanılıyor? Ben yıllarca şahit oldum.

Keşke bunlardan çok daha önceleri kamp kurmayı düşünebilseydiniz. Onun bile ne kadar zor olduğunu görür, bunları konuşuyor olmazdınız. Vazgeçerdiniz.

Bilmezmiyim sevgili dostum.. Tabii ki bir sürü tatil köyleri var.. Benim demeye çalıştığım; ilal ki ticari amaç yüzünden kurulmayacak zaten.. Bu işi senede birkaç kez zevk için yapacak insanlarla, sistemden tamamen uzak bir noktada yaşayabileceğimiz bir yaşam biçiminden bahsediyorum. İsteğimizde döneceğiz plazmalarımıza, botlarımıza, ışıklarımıza, telefonlarımıza v.s..

Sistemden kendini dışlamak zor. Ama atladığınız bir nokta var: Özgürlük kendini dışlamak değildir. Özgürlük; istediğin zaman kendini soyutlayabilme durumudur. İstediğinde sistemden yararlanmak, istediğinde tenhaya çekilmektir..

Bilmem anlatabildim mi?

Elbette hayal dünyasında yaşamaya gerek yok. Lakin ileride, Grönland tarafından bir mülk edinmeyi bile düşünen bir insanım ben.. Orada ömür boyu yaşanmaz belki; ama senenin 1-2 ayı öyle bir yaşanır ki:) Girin bir bakın, Google'a.. Greenland ya da Grönland yazın; grafiklere basın.. O muhteşem resimlere bakın..

Link to post
Sitelerde Paylaş
bdsm ?

E renklendirme olmadan çekilir mi o hayat? modernizasyondan uzak olacak ama; gündüz portakal ekmenin dışında, gecenin farklı bir anlamı olacak. Mum ışıkları olacak; yerin altında özel odalar olacak. İnsanlar kendilerine biçtiği rolleri, en karanlık edalarıyla dile getirecekler.. İstersen itaat edeceksin bir kadına, istersen o sana itaat edecek..

Ama islamdan biraz daha farklı :lol:

Bu tür uygulamalar oylamaya açılacak ki; orada sadece salak salak patates ekmeyelim :lol: Gerçek hayattaki sahte maddecilikten kaçarken, bilinçaltına doğru bir manevra benim dediğim.. Aslında şimdi düşündüm de, bu durumu sırf bunun için bile yaratabiliriz.. Yabancı ülkelerde bu tip oluşumlar mevcut..

Link to post
Sitelerde Paylaş
:lol::lol:

Komün hayatı oluşturma projesi. Bu işleri oyun sanıyor çoluk çocuk. Aklıma Selek'de dahi bir çiftçi arkadaşım geldi. Adam turistlere tarlada domates, biber toplatıyordu. Üstünede turistlerden para alıyordu. Zekaya bak. Turistlerde akılları sıra çiftçilik oyunu oynuyordu.

Bence simcity ile komüncülük oynayın, daha zahmetsiz olur. :lol:

Sen o faaliyetleri arkadaşının dehası mı sanıyorsun. Dünya üzerinde agro turizm diye bir kavram var. Agro turizm, turizmin alt dallarından biri. Agro turizmi araştırırsan dünya üzerinde birçok turizimcinin bunu yaptığını göreceksin. Kaldı ki, komün hayatının agro turizmle de hiç ama hiç alakası yoktur. Yorum yapacaksanız bi zahment konu hakkında bilgi ediniverin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İlginç bir hayat deneyimi olabilir aslında :unsure:

Sevgili Andromeda, modern dünyanın içinde hepimiz tüketmek ve üretmek zincirine tabi olmuşuz. Ürettiğimiz için tüketiyor ve tükettiğimiz için üretiyoruz. Ve hep daha fazlasını tüketmemiz istendiği için daha fazlasını üretmek zorunda kalıyoruz. Bundan kurtulabilmek güzel ama bunu deneyimden ziyade yaşam tarzı olarak algılamada fayda var. İnsanlar çocukça hayaller kurduğumuzu düşünüyorlar ama üzerine fazla kafa patlatılan konulardan biri komün hayatı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Andromeda, modern dünyanın içinde hepimiz tüketmek ve üretmek zincirine tabi olmuşuz. Ürettiğimiz için tüketiyor ve tükettiğimiz için üretiyoruz. Ve hep daha fazlasını tüketmemiz istendiği için daha fazlasını üretmek zorunda kalıyoruz. Bundan kurtulabilmek güzel ama bunu deneyimden ziyade yaşam tarzı olarak algılamada fayda var. İnsanlar çocukça hayaller kurduğumuzu düşünüyorlar ama üzerine fazla kafa patlatılan konulardan biri komün hayatı.

bende buna katılıyorum.. köleyiz hepimiz.. buna karşıysan omuz omuza çarpışalım.. ama yok modern hayatı terket bilimi teknolojiyi boşver demek ayrı bir şey... sanırım benim istediğim senin kinin yarısı

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Andromeda, modern dünyanın içinde hepimiz tüketmek ve üretmek zincirine tabi olmuşuz. Ürettiğimiz için tüketiyor ve tükettiğimiz için üretiyoruz. Ve hep daha fazlasını tüketmemiz istendiği için daha fazlasını üretmek zorunda kalıyoruz. Bundan kurtulabilmek güzel ama bunu deneyimden ziyade yaşam tarzı olarak algılamada fayda var. İnsanlar çocukça hayaller kurduğumuzu düşünüyorlar ama üzerine fazla kafa patlatılan konulardan biri komün hayatı.

sevgili primat, hep daha fazlasını tüketmemiz isteniyor ama bizler bunu yapmayabilriz. yukarıdaki yazımda da belirtiğim gibi ihtiyacın kadar tüketirsen (mecbur olduğun için değil iradi olarak) zaten bu sistemin dışına çıkmış olursun. Yani sırf tüketim çılgınlığına dahil olmayayım diye böyle bir oluşuma gerek yok. Kurulması mümkün böyle bir komün hayatında da tüketmek için üretilmeyecek mi sonuçta. şarabı tüketmek için üretmeyecemiyiz, ya da balıkları akşam tüketmek için yakalamayacak mıyız peki ya rokaları ne için yetiştireceğiz :)

Ayrıca modern hayatın getirdiği kolaylıkları, teknolojinin ve bilimin sağladığı faydaları yadsımaya gerek yok. bu tür olanakları kullanan ama teknolojinin ve makinenin kölesi olmayan, doğaya yabancılaşmamış, ihtiyacı kadar tüketip fazlasını mülk edinmeden paylaşan bir topluluk yaratılabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Komünizm sefalette eşitlik değildir.

Modern dünyanın tüm olanaklarına kavuşmuş bir yaşam standardı hedefler.

İnternetsiz, TV siz, buz dolabı, bulaşık makinesi, otomobil gibi yaşam standardını dışlamak komünist yaşama ulaşmak demek değildir. Kırsal alanda zaten bütün fakir çiftçilerimiz böylme yaşıyor. Cazip bir tarafı yok. Fakirliğin nesini paylaşacaksınız. Çağdaş tüm olanakların herkes tarafından paylaşılmasıdır komünizm.

Böyle bir dağ başında hastalandığınız zaman ne yapacaksınız.

Dünyadan nasıl haberdar olacaksınız.

mağarada veya ağaç kovuğunda mı yaşayacaksınız.

elektrikte gerekmez sizler için gaz lambası eşitliği sağlar.

Yani diyeceğim kapitalist bir ülkenin içinde kabuğuna çekilmiş koloni şeklinde bir komünal yaşam kurulamaz. Bu tür özlemleri olanlar için işte kurmuşlar. Gidip birkaç ay kalın sonra döner gelirsiniz.

Sevgiler.

İnsanları yozlaştıran ve yozluğu insanlara lüks olarak tanıtan kapitalist sistemle hesaplaşma konusunda hemfikirim.

Yaşama içgüdüsü her canlı gibi insanın da vazgeçilmezi. Yaşamak için dünyayı paylaşmayı öğrenmek gerekli. Bu dünya, bu tabiat birilerinin sermayesi olsun diye meydana gelmedi. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Öyleyse paylaşamayan defolup gitmeli.

Üstelik tüm bunların ötesinde sorun ego sorunudur. Ego'yu ve güdüsel sandığımız daha iyisini istemek tavrını atmadığımız sürece komünizm hayalden öte birşey değildir. Bu da ancak kişisel bir çözümlemedir. Sistem düzeninin kurmuş bunu yıkmak mümkün değil. Ama evet küçük bir topluluk komünizm yaşayabilir gibime geliyor. Ülkeler asla.

"ihtiyacın kadar tüket" ilkesiyle hareket edip mevcut olanakları sonuna kadar kullanmalı insan.

Bunların hepsi işi özetliyor, geriye bir tek şey kalıyor, oraya giderken burdaki kafayı burda bırakıp gidebilirsek, o zaman bu dediğimiz yaşantı biçimini geliştirebilir ve bu yaşantıdan da gerçek mutluluğa ulaşabiliriz.

Sevgiyle kalın....

Link to post
Sitelerde Paylaş
sevgili primat, hep daha fazlasını tüketmemiz isteniyor ama bizler bunu yapmayabilriz. yukarıdaki yazımda da belirtiğim gibi ihtiyacın kadar tüketirsen (mecbur olduğun için değil iradi olarak) zaten bu sistemin dışına çıkmış olursun. Yani sırf tüketim çılgınlığına dahil olmayayım diye böyle bir oluşuma gerek yok. Kurulması mümkün böyle bir komün hayatında da tüketmek için üretilmeyecek mi sonuçta. şarabı tüketmek için üretmeyecemiyiz, ya da balıkları akşam tüketmek için yakalamayacak mıyız peki ya rokaları ne için yetiştireceğiz :)

Ayrıca modern hayatın getirdiği kolaylıkları, teknolojinin ve bilimin sağladığı faydaları yadsımaya gerek yok. bu tür olanakları kullanan ama teknolojinin ve makinenin kölesi olmayan, doğaya yabancılaşmamış, ihtiyacı kadar tüketip fazlasını mülk edinmeden paylaşan bir topluluk yaratılabilir.

Sevgili suigeneris, tüketmek için üretmek doğaldır elbette ama bu modern toplumda böyle işlemiyor yazık ki. Daha fazlasını tüketmen için daha da fazlasını üretmen gerekiyor. Bu bir mecburiyet. Yaşaman için daha fazla paraya ihtiyacın oluyor, daha fazla para içinse daha çok çalışmaya. Şöyle örnek vereyim. diyelim ki uzmanınlık alanında en iyi doktorsun. Ancak muayenehanen biraz gösterişli olmadığı sürece hasta bulmakta sorun yaşarsın değil mi? Ne yapman gerekir muayenehaneni biraz gösterişli kılman. Bunun için paraya ihtiyacın olur. Ve daha fazlasını kazanmak istersin. Az kazanırım bu bana yeter deme lüksüne sahip olduğunu mu sanıyorsun bu sistem de? Daha kuvvetli net bağlantısına, daha geniş monitörlere daha iyi bir telefona sahip olmaman gerektiğini mi sanıyorsun. Hayır. bunlara çok ihtiyaç duyacağın bir toplum da yaşıyorsun. Bir yazı şortl ve t-shörtle geçirmen mümkün ama muayenehanene gittiğinde ütülü kumaş ve ütülü pantolon giymek zorundasın. Çünkü karşındaki kendisine ancak öyle değer verdiğini zannediyor. Tüm bunları yapmazsan ne okuyacağın bir kitaba ne de bir arkadaş toplantısında harcıyacak paran olmuyor. Ne de öğrenmek istediğin şeyleri veren kurslara. Bu modern dünyanın zincirini asla kırman mümkün değil!!! Zarurisiyle yetiniyorum diyerek, kendini nelerden mahkum bıraktığını görmeni isterim. Üstelik hastalandığında, ailenden birine zarar geldiğinde paraya ihtiyaç duymayacak mısın? Hastaneler senin gibi zarurisi bana yeter diyen adamlarla mı dolu sanıyorsun? Tüm bunlardan kastım yaşadığın sisteme sırt çevirmenin mümkün olmadığı. Bir çemberin içindesin ama ben bu çemberin kurallarına uymayarak çemberin dışında kalıyorum deme lüksün var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili suigeneris, tüketmek için üretmek doğaldır elbette ama bu modern toplumda böyle işlemiyor yazık ki. Daha fazlasını tüketmen için daha da fazlasını üretmen gerekiyor. Bu bir mecburiyet. Yaşaman için daha fazla paraya ihtiyacın oluyor, daha fazla para içinse daha çok çalışmaya. Şöyle örnek vereyim. diyelim ki uzmanınlık alanında en iyi doktorsun. Ancak muayenehanen biraz gösterişli olmadığı sürece hasta bulmakta sorun yaşarsın değil mi? Ne yapman gerekir muayenehaneni biraz gösterişli kılman. Bunun için paraya ihtiyacın olur. Ve daha fazlasını kazanmak istersin. Az kazanırım bu bana yeter deme lüksüne sahip olduğunu mu sanıyorsun bu sistem de? Daha kuvvetli net bağlantısına, daha geniş monitörlere daha iyi bir telefona sahip olmaman gerektiğini mi sanıyorsun. Hayır. bunlara çok ihtiyaç duyacağın bir toplum da yaşıyorsun. Bir yazı şortl ve t-shörtle geçirmen mümkün ama muayenehanene gittiğinde ütülü kumaş ve ütülü pantolon giymek zorundasın. Çünkü karşındaki kendisine ancak öyle değer verdiğini zannediyor. Tüm bunları yapmazsan ne okuyacağın bir kitaba ne de bir arkadaş toplantısında harcıyacak paran olmuyor. Ne de öğrenmek istediğin şeyleri veren kurslara. Bu modern dünyanın zincirini asla kırman mümkün değil!!! Zarurisiyle yetiniyorum diyerek, kendini nelerden mahkum bıraktığını görmeni isterim. Üstelik hastalandığında, ailenden birine zarar geldiğinde paraya ihtiyaç duymayacak mısın? Hastaneler senin gibi zarurisi bana yeter diyen adamlarla mı dolu sanıyorsun? Tüm bunlardan kastım yaşadığın sisteme sırt çevirmenin mümkün olmadığı. Bir çemberin içindesin ama ben bu çemberin kurallarına uymayarak çemberin dışında kalıyorum deme lüksün var mı?

iyi de mümkün değil diyorsun ama öbür taraftan proje geliştirmeye çalışıyorsun bu da çelişki yaratmıyor mu. bu sistemi değişirmek mükün değilse istediğin komünal hayatı nasıl mümkün kılacaksın. insan önce kendisi sistemin dışına çıkacak iredeyi gösterebilmeli sonra bu iradeyi gösteren topluluk hedefinde yürümeli. ilkel komün yaşam da da yukarda saydığın "ailenden biri hastalığında paraya ihtiyaç duymayacak mısın" "okuyacak kitaba paran olmuyor" gibi durumlarla karşılaşlırsın. bir grup insan olarak bir yerlerde komünal hayat yaşamak bunları çözmez, hastanede parasız sağlık almak için içinde bulunduğun devletin işleyişini değiştirmelisin, bunun içinde yukarda bazı komünist arkadaşların bahsettiği gibi mücadele etmelisin. Benim hayal ettiğim tarzda bir topluluk daha mantıklı gibi ama bu bile çözüm görümüyor, sadece kendimi mutlu kılacak bir kaçış gibi düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
iyi de mümkün değil diyorsun ama öbür taraftan proje geliştirmeye çalışıyorsun bu da çelişki yaratmıyor mu. bu sistemi değişirmek mükün değilse istediğin komünal hayatı nasıl mümkün kılacaksın. insan önce kendisi sistemin dışına çıkacak iredeyi gösterebilmeli sonra bu iradeyi gösteren topluluk hedefinde yürümeli. ilkel komün yaşam da da yukarda saydığın "ailenden biri hastalığında paraya ihtiyaç duymayacak mısın" "okuyacak kitaba paran olmuyor" gibi durumlarla karşılaşlırsın. bir grup insan olarak bir yerlerde komünal hayat yaşamak bunları çözmez, hastanede parasız sağlık almak için içinde bulunduğun devletin işleyişini değiştirmelisin, bunun içinde yukarda bazı komünist arkadaşların bahsettiği gibi mücadele etmelisin. Benim hayal ettiğim tarzda bir topluluk daha mantıklı gibi ama bu bile çözüm görümüyor, sadece kendimi mutlu kılacak bir kaçış gibi düşünüyorum.

Sevgili suigeneris, şuan kavramları karıştırdığını anlıyorum. Daha basite indirgemeliyim sanırım. İki ayrı çember düşün ve bu çemberin içinde noktacıklar yani insanlar mevcut. A çemberi modern dünya olsun B çemberi ise istediğimiz sistem olsun. A çemberindeki biri diyor ki ben çemberin dışında yaşamanın mümkün olduğunu bunu da zaruri ihtiyaçlarımızı karşılayarak hallettiğini söylüyorsun. Peki yanlızca zaruri ihtiyaçlarını kullandığına emin misin? Buna evet deme cesaretin avr mı?

Sorun şu aslında modern dünyada bunu yapman seni rahatlatmaz. Modern dünyada modern dünyanın kurallarına uymak zorundasındır. Bunu asla reddedemezsin. Ama ideailin olduğu dünya da bunu yapma zorunluluğun yoktur. İki ayrı çemberdir. Evet özlediğimiz yerde sağlık problemleri ve diğer ihtiyaçlarımız olacak. Ama bunu yapmak modern dünyaya bulaşmak değildir. Modern dünyanın kimi nimetlerinden faydalanmaktır. Sağlık giderleri zaten zaruridir. Bunun için modern dünyanın tıbbını kullanacaksın kuşkusuz. Ama bu modern dünya çemberinin içine girmek değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu tür yaşam benim en büyük hayalim.

Ek, biç, yetiştir. Doğaya zarar vermeden

doğanın cömertliğinden faydalan. Ama bir farkla

ben tek başıma yapmak istiyorum bunları.

Elimde olsa alıp başımı gideceğim.

Al bendende o kadar. Eger simdi kacamazsam buralardan, 50 yasina geldigimde bu dedigini yapacagim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...