Jump to content

ALLAH BİRŞEY YARATABİLİR Mİ?


Recommended Posts

Eger her seyin sebebi ve yaraticisi ve herseyden daha önce olan Allah ise,

Öyle bir konum olmalidir ki sadece Allah var ve baska hiçbir sey yok.

Bu konumda Allah neden bir sey yaratir?

Neyi yaratacagini neye göre belirler?

Veya Allah diledigi anda 'Allah var ve baska hiçbirsey yok' konumuna geri dönebilir mi?

Yani tüm yarattiklarini yok edebilir mi?

Bana göre kavramsal olarak, Allah bir sey yaratamaz !

Yaratmak degismektir.

Yaratmamis Allah,yaratmis Allah'a degisecek ve dönüsecektir.

Yaratmis Allah ve yaratmamis Allah ayni degildir,bu Allah kavramina aykiridir, çünkü Allah degismeyecek olandir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger her seyin sebebi ve yaraticisi ve herseyden daha önce olan doğa ise,

Öyle bir konum olmalidir ki sadece doğa var ve baska hiçbir sey yok.

Bu konumda doğa neden bir sey yaratir?

Neyi yaratacagini neye göre belirler?

Veya doğa diledigi anda 'doğa var ve baska hiçbirsey yok' konumuna geri dönebilir mi?

Yani tüm yarattiklarini yok edebilir mi?

Bana göre kavramsal olarak, doğa bir sey yaratamaz !

Yaratmak degismektir.

Yaratmamis doğa,yaratmis doğaya degisecek ve dönüsecektir.

Yaratmis doğa ve yaratmamis doğa ayni degildir,bu doğa kavramina aykiridir, çünkü doğa degismeyecek olandir.

.........................................................

Allah doğanın zekasıdır.

Enerjinin korunumu yasasınıda anlat tam olsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

teizmin çıkmaz sokağı..

yaratsa bir türlü yatarmasa bir türlü :)

Eğer bir tanrı varsa herşeyin onda ve ondan olması mecburidir.Bunu başka yolu yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Eğer bir tanrı varsa herşeyin onda ve ondan olması mecburidir.Bunu başka yolu yok.

Doğru da, bu mecburiyet örneğin yağmur gibi bir mecburiyettir.

Yağmur nasıl yaratılmadıysa ve zorunlu bir oluşum ise; varlıklar ve evren de öyle olabilir.

Yaratılma zorunluluğu yok.

Ya da bu oluşumun adına "yaratılma" denecek olsa bile bunun bilinçli bir eylem olduğu kanıtlanamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğru da, bu mecburiyet örneğin yağmur gibi bir mecburiyettir.

Yağmur nasıl yaratılmadıysa ve zorunlu bir oluşum ise; varlıklar ve evren de öyle olabilir.

Yaratılma zorunluluğu yok.

Ya da bu oluşumun adına "yaratılma" denecek olsa bile bunun bilinçli bir eylem olduğu kanıtlanamaz.

Eğer bigbang anında evrenin kaderi belli olmuş ise ki bilime göre böyle .Ben bilinçli bir yaratan olduğunu söyleyebilirim.Elbette bu öznel bir çıkarımdır kimseyi bağlamaz.

Ama çıkıp bana birileri hayır bilinçsizdir diyorsa kanıtlaması lazım.Henüz evrendeki toplam bilgiye ulaşamadımız kesin öyle değil mi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

bilnçli olduğunu kanıtlayabilmen için gerçekleşen her olaydaki hikmeti açıklayabilmelisin.

Bırak hikmeti,saçmalıktan başka birşey göremiyoruz.Hatta kendi varlığımıza bile bir neden , amac,hikmet bulmakta zorlanıyoruz.

tarihinde CEBRrail tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu neden hep bir tanrı bir tanrı, bir düzine tanrı olması çok daha olası geliyor bana.

Evreni illa tanrı yarattı diyecekseniz tek tanrıdan çıkmışa hiç mi hiç benzemiyor.

Hatta muhtemelen birbirlerine garezi var bunların.

Şu anda bu yazıyı yazan iki kişimidir tek kişimidir?

Bizce iki kişidir

Sizce?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bigbang anında evrenin kaderi belli olmuş ise ki bilime göre böyle .Ben bilinçli bir yaratan olduğunu söyleyebilirim.Elbette bu öznel bir çıkarımdır kimseyi bağlamaz.

Ama çıkıp bana birileri hayır bilinçsizdir diyorsa kanıtlaması lazım.Henüz evrendeki toplam bilgiye ulaşamadımız kesin öyle değil mi ?

Yahu bana bir tane bilimsel yayın göster bigbang anında evrenin kaderinin belli oldugunu gösteren.

Yahu noir gözünü seveyim böyle kulaktan dolma konuşma.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger her seyin sebebi ve yaraticisi ve herseyden daha önce olan doğa ise,

Öyle bir konum olmalidir ki sadece doğa var ve baska hiçbir sey yok.

Bu konumda doğa neden bir sey yaratir?

Neyi yaratacagini neye göre belirler?

Veya doğa diledigi anda 'doğa var ve baska hiçbirsey yok' konumuna geri dönebilir mi?

Yani tüm yarattiklarini yok edebilir mi?

Bana göre kavramsal olarak, doğa bir sey yaratamaz !

Yaratmak degismektir.

Yaratmamis doğa,yaratmis doğaya degisecek ve dönüsecektir.

Yaratmis doğa ve yaratmamis doğa ayni degildir,bu doğa kavramina aykiridir, çünkü doğa degismeyecek olandir.

.........................................................

Allah doğanın zekasıdır.

Enerjinin korunumu yasasınıda anlat tam olsun.

Her zaman ki bir zorlama.

Doğa yoktan birşey yaratmaz, doğada dönüşüm vardır.

Doğa zamandan münezzeh değildir.

Doğa elbette değişir. Değişen o sisteme doğa demişiz zaten.

Öyle bir konum olmalidir ki sadece doğa var ve baska hiçbir sey yok.

Şu anda da sadece doğa, evren var başka birşey yok.

Bu açıdan özel bir durum değil yukarda dediğin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bigbang anında evrenin kaderi belli olmuş ise ki bilime göre böyle .Ben bilinçli bir yaratan olduğunu söyleyebilirim.Elbette bu öznel bir çıkarımdır kimseyi bağlamaz.

Ama çıkıp bana birileri hayır bilinçsizdir diyorsa kanıtlaması lazım.Henüz evrendeki toplam bilgiye ulaşamadımız kesin öyle değil mi ?

böyle bir şey yok, bilmediğin konuda konuşma..

büyük patlama teorisi, ilk kez alexander friedmann adinda bir sovyet fizikçisi tarafindan kurgulanmiştir, evrenin genişlemesini de bu bilim adami değil , amerika'li edwin hubble bulmuştur, friedmann bahsini ettiğin büyük patlamanin bilinen ilk kuramcisidir ve bundan 1922 yilinda bahsetmiştir.

büyük patlama teorisine göre evrenin kaderi önceden belli felan değildi, patlamanin ardindan olaylar önceden belirlenen deterministik bir şekilde değil, kendisini hazirlayan yasalarin sonucu olarak belirdi. hatta bu teoriye göre birden fazla evrenin varolmasi bile muhtemeldir, görüşe göre patlamanin ardindan tek bir evren değil, farkli sabitlere sahip birden fazla evren oluşmuştur, bizim evrenimiz bunlardan sadece birisidir.

ikinci olarak bu teori kesin olarak doğrulanmiş değildir, hepsinden önce çok büyük yapilar ve mesafeler üzerindeki ölçümler, tipki kuantumlu dünyadaki belirsizlikler gibi bir belirsizliğe sahiptir. gözleyebildiğimiz evren (en iyi teleskop hubble uzay teleskobudur) ancak 13.5 milyar işik yili ebadindir, büyük patlama kuramida bu uzakliklarda yapilan bir kaç ölçüme kendisini dayandirir, yani sadece kisitli bir alan için konusabilir bu teori. tamamen kütleçekimini ve maddenin 3 halini kabul eder , ve ondan çok daha güçlü bir kuvvet olan elektromanyetizmayi ikinci plana atar, maddenin 3 halinde ve gazdanda çok daha düzensiz ve evrende %99 dan bile fazla oranda rastlanan plazma halini göz ardi eder.

e.m kuvvetin ve plazmanin evrenin oluşumundaki rolünü görmez, e.m kuvveti sadece elektronlarin orbitallere dizilmesinde, kabul eder.

oysaki bundan cok daha güçlü bir teori olan plazma evren teorisinde, evrenin gözlenebilir bölümünün ötesi , salt plazma H den meydana gelir , trilyonlarca yilda bu plazma e.m kuvvet ile tabakalaşarak trilyon işik yillik uzunlukta filamenterlerle görünür evrenin ile onun ötesindeki evreni meydana getirmeye başlar, görünür evrendeki galaksiler ve yildizlar (gezegenlerde) ise kütleçekimi ile oluşabilir.

bugünkü ölçümlerde galaksiler arasi boşluk bu filamenterlerle doludur, ayni zamanda evrenler arasi boşluğunda salt plazmadan olustuğu düşünülür.

gökada tayfindaki kırmızıya kayma, uzayin şeklinden köken alir açiklamasida genel göreleliktir, keza kozmik fon rasyasyonu da görünür evreni aşamayan bir kalintidir, kökeninde illede büyük patlamayi görmek hatadir.

tarihinde gavur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu anda bu yazıyı yazan iki kişimidir tek kişimidir?

Bizce iki kişidir

Sizce?

Yok. Böyle bir yazıyı muhtemelen milyonlarca maymunın klavye başında döktürdüklerinden derlenmiş kendi başına anlamlı kelimeler oluşturmuştur.

Alıntıdaki cevap ancak bu şekilde anlaşılabiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 8 months later...

yaratma konusundaki değişiklik zatta gerçekleşen değil fiilde gerçekleşen bir değişikliktir. Bu konu ilk dönem usulu'din kitaplarında ele alınır ... yaratmazdan önceki Allah diye bir soru, öncelik ve sonralığın olmadığı zamanın var olmadığı bir varoluşsal durum bağlamında sorulamaz. yaratma için üç ilahi sıfat söz konusudur ilim, irade ve kudret: ilim bilir, irade tahsis eder yani seçer ve tayin eder, kudret ise var eder. söyler misiniz yaratmada Allah'ın zatı için değişen nedir? sizin yaklaşımınız 2 ile 2 yi toplayıp 22 bulmaktır. her ilmin kendi kavramları, kendi felsefi yöntemi vardır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fiil'in kaynağı faildir ve fiil mantıksal olarak failin durumundaki bir degisikliğe karşı gelir.

Tanrı bir eylemde bulunmuşsa o eylemden önceki tanrı ile sonraki tanrı her bakımdan özdeş değildir.

Zamanın varolmadıgı dinamik bir varoluşsal bağlam mümkün değildir.

Tanrı mutlak durgun değilse zamansız olamaz. Zaman eylemin bir ifadesidir, eylemin sayımıdır.

Tanrı'nın tasarlaması, yaratması bunların hepsi birer eylemdir.

Eylem varsa zaman vardır. Zamansız eylem mantıksal olarak imkansızdır.

Eylem aynı zamanda o eylemi yapanın edeninde dönüşümüdür.

Adı üstünde "yapan", "eden"

Yapmadan önceki durum ve yaptıktan sonraki durumlar farklı durumlara karşı gelir.

Öyle olmazsa birşeyin yapılıp edildiğinden bahsedilemez.

tarihinde kenzo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu bana bir tane bilimsel yayın göster bigbang anında evrenin kaderinin belli oldugunu gösteren.

Yahu noir gözünü seveyim böyle kulaktan dolma konuşma.

Laplace'çı (Mekanik) determinizme göre avrenin sonunun (?) big-bangdan itibaren belirli olduğu, evrenin ne şekilde sona (?) ereceği, matematiksel olarak bilinebilir; ancak bu, teoride mümkün olsa da pratikte mümkün olamayacağı için sonucu (?) kestiremiyoruz?! Niteki Laplaca: "Doğayı harekete getiren bütün güçleri ve doğayı teşkil eden bütün varlıkların birbirlerine karşı olan durumlarını belli bir anda bilebilecek bir öke olsaydı, evrenin en büyük cisimlerinden en küçük cisimlerine kadar hepsinin hareketlerini matematik formüllerde kolaylıkla toplayabilir ve geleceği de, geçmişi de gözlerimizin önüne serebilirdi." der. Laplace'ın bu ökesine "Laplace'ın Cini" adı verilmiştir. Felsefede buna benzer bir de "Maxwell'in Şeytanı" vardır.

Bunlar belirli çevreler tarafından epey kabul görmüş, bilimsel olarak değerlendirilmiş düşünceler olsa da, Kuantum mekaniğinin gelişmesi sayesinde evrenin hiç de zorunluluklar silsilesini izlemediği, rastlantının da etken olduğu görülmüştür. Yani Laplace'ın Cini gerçekten olsaydı, onun (örn.) 1000 yıl sonrası için yapacağı tahmin, gayet de farklı çıkabilirdi; çünkü atomaltı parçacıkların hareketlerini o matematik hesaba katamayacaktı.

Bir başka başlıkta bu Laplac'ın Cini olayını gören aklıevvellerden biri, "İşte o, Allah!" demişti. Bunlar, ağızlarından çıkan her sözcükle kendi tanrılarını yadsıdıklarını da göremeyecek kadar cahiller. Zira Laplace'ın Cini eğer Allah ise, özgür irade denen bir şey tamamen ortadan kalkmış, ta ilk yaratış fiilinden itibaren imtihan sonucu belli olmuş, kimin cennete kimin cehenneme gideceği, 2x2=4 kadar kesinlik kazanmış olurdu. Buna rağmen Kuran okunduğunda, Laplace'ın Cini kadar bilgili olmasa da, onunla kıyaslanamayacak kadar tutarsız bir tanrı modeliyle karşılaşıyoruz. İmtihan, sonucu bilinmeyen için yapılır; oysa Allah imtihan ediyor, "Hanginizin daha güzel işler yapacağınızı görelim diye sizi yarattım" diyor, dünyanın bir imtihan yeri olduğunu söylüyor. Ama bu tanrı, aynı zamanda düşen yapraktan tut, bir zerrenin hareketine kadar herşeyi de bildiğini iddia ediyor. Herşeyi bilen ama hiçbir şeyi bilmediği için imtihana başvuran bir tanrı, ancak cahil bir Bedevi kafasınca uydurulabilir.

Ben, şu yazıları yazana kadar, şu yazıları yazmış biri değildim. Şu yazıları yazdıktan sonra değiştim ve şu yazıları yazmış biri oldum artık. Şu yazıları yazmaya başlamış kişi yok artık. Herakleitos'un dediği gibi, bu dereye ikinci bir kez girme şansım da yok artık. Girersem, aynı olduğunu farzettiğim farklı bir dereye gireceğim.

Allah da her an değişim içindedir. Kuran'da da dendiği üzere o, her an bir iş üzerindedir. Yani her an değişmekte, bir önceki anını ve halini yadsımaktadır. Bu da onun, kadir-i mutlak olmadığını ve dolayısıyla Ol! deyince olduramadığını, duruma göre yaratı ortaya koyduğunu; herşeyi bilemediğini, durumu görüp o durumla ilgili bilgi sahibi olduktan sonra yeni yaratılarını oluşturduğunu; dolayısıyla, ilk yaratıyı gerçekleştiren Allah ile, şu anki Allah arasında en azından mevcut (daha bilmediğimiz ve bilebildiğimiz kadarıyla) evrensel bilgi boyutunda bir fark olması gerektiğini ortaya kor.

Allah, herşeyin başında yalnız olduğuna göre, yalnızlığın sıkıntısını yaşayabilecek; yalnızlığını gidermek ve varlığını hissettirmek için mahlukata ihtiyaç duyacak (kendisinin gizli bir hazine olduğunu, bilinmek için mahlukatı yarattığını söyleyecek); herşeyi bildiğini söylediği halde, mahlukatın ne yapacağını bilmediği ve ne yapacaklarını bilmek için sınava tabi tutacak; tüm bunlara rağmen tüm kusurlardan münezzeh olduğu iddia edilecek ne idiği belirsiz bir Bedevi halüsinasyonudur.

Her zaman söylediğim üzere, müslümanların tanrılarına yükledikleri sözde her türlü meziyet, o tanrının imkansızlığını da ortaya koyuyor.

Kendisinden başka hiçbir şey yokken, kendisinden başka neyi bilebilirdi? Henüz yaratmadığı bir şeyi biliyordu ise, neden hala yaratmamıştı onu? Hangi tereddütler, bildiği ama henüz yaratmadığı o şeyi yaratmasını erteliyordu? Kendisinden başka bir varlığın olmadığını bilen bir varlık, neden bir yerlere bir takım işaretler, yazılar, resimler döktürsün? Bunu yapsa bile kendisinden başka bir varlığın olmadığını bilen bir varlık, kendisinden başka bir yazı, bir resim döktüremez; ancak ve ancak kendini yazar, kendini resmeder... Deli mi bu?

Neyse, çok uzatmanın alemi yok. Konuyla ilgili bir soru sorayım:

Hud/7 - Gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur. O zaman Arş'ı SU ÜZERİNDE idi...

Bu ne lan!? :angry:Su olmadan varolamıyor muydu bu Allah? Su da, Allah gibi ezeli ve ebedi bir varlık mıdır? Suyu da O yarattı ise, sudan önce bunun arşı neredeydi? Su olmasaydı aşağı mı düşerdi? Allah sizi bildiği gibi yapsın! :lol:

Allah, Muhammed'in olmak istediği tiptir. Onun için bu kadar salaktır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

herşeyi kendi yarattığını iddaa eden bir varlığın , tabiattaki ve hayatın akışındaki yetersizlik ve kaosuna bakarak hiç de becerikli bir yaratıcı olduğunu göremiyoruz.

Ayrıca yarattığına hükmetmekten aciz varlığın , yaratılmamış olması şüphesiz akla uygundur diye düşünüyorum.

Allahın acizliğini yaratıp ona veren asıl yaratıcı nerde acaba ? :huh:

Hepsi masal , maval bence :)

tarihinde BayZerdüşt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaşlar.evrenin varoluşunu ilahın varlığı çerçevesinde tarihsel bir zemine koymak tamamen aklın zaman mekan kayıtlılığından kaynaklanmaktadır.iki boyutlu bir evrende yaşayan şuurlu bir varlığın bir küre tasavvur etmesinin imkansızlığı neys,e bizim içinde zamansızlığı tasavvur etmemiz öyle. fiildeki değişim zatta ki değişim değildir. ilah yarattığı nesne bağlamında ne mekansal ne zamansal ne de konumsal olarak bir ontolojik yapı içerisinde ele alınmamalı, alınamaz. neden mi? meşhurdur... imkan ve hudus delili... ilah sıfatları itibariyle mutlaktır... bunun kabulü mantıksal bir zorundalıktır. vucub yani varoluşsal zorundalığı neticesidir....kelam alimleri alemin kadim yani öncesiz olması meselesinde( ki felsefecilerin bu iddiası vacib'ul vucutta değişimin mümkün olmadığını savunmalarındandır)bu konuyu ele almışlardır... imam-ı gazalinin tehafütül felasifesiyle- ona ibn-i rüşdün reddiyesi olan tehafütüt tehafüte bakılabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...