Jump to content

Geçerli Bilimsel Bir Ahlak Anlayışı Oluşturulabilir Mi?


Recommended Posts

Bilimsel bilgilerin ulaşmak istediği bir amaç, ideal yoktur. Bilim sadece bildiğini söyler. Var olanı açıklamaya çalışır. Ahlakın yapısı daha farklı. Ahlakın ulaşmak istediği bir amaç var. Bu amaç uğrunda değer üretmeye çalışır. Ve bilimin dayattığı eylemler olmazken ahlaki kuralların dayattığı eylemler vardır. Bu tarz ahlak kuralları felsefidir.

Bunlardan yola çıkarak bilimsel ahlak üretilebileceği sonucuna karar verdim. Bilimin yöntemlerini kullanarak felsefeden arınmış, amacı olmayan bir ahlak. Mesela "Yardımlaşma belli koşullar altında fakirliği azaltır." önermesi. Burada ne dayatma var. Ne fakirliği azaltma ideali var. Sadece bir bilgi var. Bu bilginin "ahlaki bilgi" (galiba bu kelimeyi ilk kez ben kullanıyorum.:)) olduğunu kabul edelim. Bunlar gibi binlerce, milyonlarca önerme oluşturulup bir ahlak bilimi meydana getirilebilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 100
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi diye bir bildirge var.

Senin düşündüğün yöntem ile oluşturulmuş. Ancak tamamen bilimsel değil. Çünkü Sömürüye imkan tanıyan etkenleri de insan hakları çerçevesine almış. Onlar ayıklanınca bilimsel bir ahlak kuralı olabilir.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanlar bir fikirde toplanmadıkça bunun da mümkün olması ütopyadır. Bir ırkçı için düşman olduğu ırkın yok olması kendisine göre doğruyken başkasına göre yanlış olur. Söz gelişi komünizm ne kadar uygunsa bilimsel ahlak da o kadar uygundur.

Dediğim işin felsefesi değil. Herkesin kabul etmesi ya da etmemesi de sorun değil. Ahlaki bilgilerin dayatma, ideal vs. olmaksızın, deneylerle test edilerek oluşturulması konusunu diyorum. Siyaset felsefesi var. Bir de siyaset bilimi var. Siyaset felsefesi ütopyalarla ilgileniyor. Herkes kendi ütopyasını savunuyor. Siyaset bilimi de toplulukların birbiriyle etkileşimlerini bir amaç olmaksızın deneylerle açıklamaya çalışıyor. Ahlak bilimi dediğim şey de buna benziyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elbet oluşturulur.

Benim karnım acıkınca yemek yemeliyim. Sen de öyle.

Ortada iki tane ızgara köfte ve sen ve ben varız.

Benimle eşit bölüşürsen olabilir ancak.

Ama ben senden daha az yerim, yarısını sana veririm, bu da güzel örnek teşkil eder.

Demekki insan yeteni kadar kullanmalı diye düşündürtür seni.

Daha da artırılabilir gucistenci ama başlığın çok hoşuma gitti ve yazacağım buraya...

Teşekkürler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bütün sorunlar ancak bilgilerin akla dayalı analiziyle çözülebilir. Buna inancım nedeniyle her tür lanetleme ve kutsama işinin etkisiz olduğunu düşünüyorum. Olayları, olguları, kişileri kutsamak veya lanetlemek, onlardan korkmak yerine olayları oluşturan nedenselliği ortaya çıkarmak gerekir. Ancak bu şekilde o olaya hakim olunabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimsel bilgilerin ulaşmak istediği bir amaç, ideal yoktur. Bilim sadece bildiğini söyler. Var olanı açıklamaya çalışır. Ahlakın yapısı daha farklı. Ahlakın ulaşmak istediği bir amaç var. Bu amaç uğrunda değer üretmeye çalışır. Ve bilimin dayattığı eylemler olmazken ahlaki kuralların dayattığı eylemler vardır. Bu tarz ahlak kuralları felsefidir.

Bunlardan yola çıkarak bilimsel ahlak üretilebileceği sonucuna karar verdim. Bilimin yöntemlerini kullanarak felsefeden arınmış, amacı olmayan bir ahlak. Mesela "Yardımlaşma belli koşullar altında fakirliği azaltır." önermesi. Burada ne dayatma var. Ne fakirliği azaltma ideali var. Sadece bir bilgi var. Bu bilginin "ahlaki bilgi" (galiba bu kelimeyi ilk kez ben kullanıyorum.:)) olduğunu kabul edelim. Bunlar gibi binlerce, milyonlarca önerme oluşturulup bir ahlak bilimi meydana getirilebilir mi?

Bir insan,dünyada tek başına kalsa,bu insan için,ahlak ne anlam ifade eder.Ahlaklı olmasının yararını kim görür.Ahlaksız olmasının zararını kim görür.Dünyada tek başına iken,fayda ve zararını kendisi görebiliyor ise,altında kişisel çıkar yatmaktadır.Ahlaklı isen sen kazanırsın,ahlaksız isen,ahlaklı olan kazanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ARkadaşlar!!!

Bakın ne diyorum ben? Diyorum ki ahlak bilimi oluşturulabilir mi? Bu zamana kadar bin bir türlü ahlaki felsefe çıkardılar. Ödev ahlakından, köpek kulübesinde yaşamaya, zevk almaktan, tüm zevkleri terketmeye kadar sürüsüyle ahlak felsefesi var.

Benim demeye çalıştığım bir ahlak biliminin oluşturulup oluşturulamaması. Bilim olanı söyler. Olması gerekeni değil. Olması gerekeni felsefe söyler. Din de bir felsefedir. Eğer önermeler -malı, zorunda gibi dayatma içeren ifadelerden oluşursa bu bilimsel değildir. Aynıları müslüman, hristiyan ahlak kitaplarında bol bol var.

Mesela bir örnek vereyim. "Birini dövmek dayak yiyen kişinin sana kin tutmasını sağlar." önermesini ele alalım. Bu yanlış bir önerme ama ahlaki bir önerme değil. Çünkü "birini dövme" ya da "dayak yersen kin tutma" tarzında bir dayatması yok. Amacı yok. Ve deneylerle test edilebilir. Halbuki -malı, -meli li önermeler test edilemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elbet oluşturulur.

Benim karnım acıkınca yemek yemeliyim. Sen de öyle.

Ortada iki tane ızgara köfte ve sen ve ben varız.

Benimle eşit bölüşürsen olabilir ancak.

Ama ben senden daha az yerim, yarısını sana veririm, bu da güzel örnek teşkil eder.

Demekki insan yeteni kadar kullanmalı diye düşündürtür seni.

Daha da artırılabilir gucistenci ama başlığın çok hoşuma gitti ve yazacağım buraya...

Teşekkürler...

Verdiğin modelde bir cok eksik ve yanlis mevcut. Gercekten kisiler o yemeği yemeye ihtiyaç duyuyorlar mı? Vücutlarının gerçekten gıda ihtiyaç duydukları için mi o açlık hissi orda yoksa bu his stres, korkular, depresyon veya baska zihinsel sürecler sonucu mu oluşmuştur? Eğer ihtiyaç varsa bu ne kadardır? Yetenin ne kadar olduğunu nasıl biliyorsun? Az yeyip yarısını diğerine(özellikle de eğer miktar karşıdaki için de senin için olduğu gibi 'yeterli' ise) vermek neden güzel bir örnektir? Eger o sirada kendini iyi hissediyorsan psikoanalizde bunu olusturan sürec analiz edilmeye calisilir. Buna iyi ya da kötüdür denmez ki saniyorum basligin konuu da bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir insan,dünyada tek başına kalsa,bu insan için,ahlak ne anlam ifade eder.Ahlaklı olmasının yararını kim görür.Ahlaksız olmasının zararını kim görür.Dünyada tek başına iken,fayda ve zararını kendisi görebiliyor ise,altında kişisel çıkar yatmaktadır.Ahlaklı isen sen kazanırsın,ahlaksız isen,ahlaklı olan kazanır.

Usta E=mc2 formülünde hangi çıkar var? İşte dediğim bu tarz bir ahlak anlayışının mümkün olup olamayacağı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ARkadaşlar!!!

Bakın ne diyorum ben? Diyorum ki ahlak bilimi oluşturulabilir mi? Bu zamana kadar bin bir türlü ahlaki felsefe çıkardılar. Ödev ahlakından, köpek kulübesinde yaşamaya, zevk almaktan, tüm zevkleri terketmeye kadar sürüsüyle ahlak felsefesi var.

Bunu yapilmasina baslanmasi icin önce ahlakin ne oldugunun net olarak tespit edilmesi ve zihinlerde canli olarak bulunmasi gerekir sonra da ahlakin neden gerekli oldugu, insanlara dayatilip dayatilamayacagi veya onlara nasil kabul ettirilecegi sorulari cevaplanmalidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Oluşturulamaz,

Türün ortak çıkarına olan davranışlar, zamana, mekana kişiye göre sürekli değişmektedir.

Bilimde doğruluk değil geçerlilik esastır. Bir zamanlar Newton'un önermeleri geçerliyken şimdi Einstein'in önermeleri geçerli. Bu Newton'un önermelerinin yanlış olduğu sonucunu çıkarmaz. SAdece yeni gelen teorinin daha geniş koşullar için geçerli olduğunu gösterir. Newton'un formülleri de belirli koşullar altında doğrudur. Başlıkta da geçerli ifadesi var zaten.

Ayrıca benim kastettiğim çıkarı olmayan bir ahlak anlayışı. Bunu 3. kez tekrarlıyorum. :( Mesela siyaset bilimi insanların neden savaştığını sorgular. Bu konu ile ilgili görüşler üretir. Ama insanların savaşmaması gerektiğini söylemez. Demek istediğim bu...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlardan yola çıkarak bilimsel ahlak üretilebileceği sonucuna karar verdim. Bilimin yöntemlerini kullanarak felsefeden arınmış, amacı olmayan bir ahlak. Mesela "Yardımlaşma belli koşullar altında fakirliği azaltır." önermesi. Burada ne dayatma var. Ne fakirliği azaltma ideali var. Sadece bir bilgi var. Bu bilginin "ahlaki bilgi" (galiba bu kelimeyi ilk kez ben kullanıyorum.:)) olduğunu kabul edelim. Bunlar gibi binlerce, milyonlarca önerme oluşturulup bir ahlak bilimi meydana getirilebilir mi?

Gucistenci01,

Bu dediğini yapmak mümkün değil. Ahlâk dediğimiz disiplin "ne var?" sorusunu değil, "ne olmalı?" sorusunu cevaplamaya çalışır. "Ne olduğuna" dair dilediğin kadar bilgi toplayabilirsin, ama bunlar sana ne yapman gerektiğini otomatik olarak söylemezler. Hatta David Hume olandan olması gerekenin asla öğrenilemeyeceğini savunmuştur. Tabii bu görüşe itirazlar da var.

"Yardımlaşma belli koşullar altında fakirliği azaltır." önermesinin ahlâkla ilgili olduğu sonucuna varabilmen için de ahlâk felsefesine ihtiyaç duyarsın, zira bu önermenin ahlâkla ilgili olduğunu düşünmenin sebebi fakirliğin ahlâk ile ilgili olduğununu baştan kabul etmiş olman. "Bütün kuğular beyazdırlar." önermesini "ahlâki bilgi" sayar mısın mesela? Saymazsan neden? Var olan bilgilerin hangilerinin ahlâkla ilgili olduklarına nasıl karar vereceksin?

Toplumların çeşitli mekân ve zamanlarda benimsedikleri ahlâki değerler konusunda ise elbette çalışılabilir, bu alandaki bilgiler derlenebilir. Tarih, sosyoloji, antropoloji vb. disiplinler zaten bu konu ile ilgilenirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlardan yola çıkarak bilimsel ahlak üretilebileceği sonucuna karar verdim. Bilimin yöntemlerini kullanarak felsefeden arınmış, amacı olmayan bir ahlak. Mesela "Yardımlaşma belli koşullar altında fakirliği azaltır." önermesi. Burada ne dayatma var. Ne fakirliği azaltma ideali var. Sadece bir bilgi var. Bu bilginin "ahlaki bilgi" (galiba bu kelimeyi ilk kez ben kullanıyorum.:)) olduğunu kabul edelim. Bunlar gibi binlerce, milyonlarca önerme oluşturulup bir ahlak bilimi meydana getirilebilir mi?

Gücistenci ne demek istediğin çok net anlaşılıyor. Her konuda bize yardımcı olan dostumuz bilim, yine kendi yöntemleri ile deneme, gözlem ilkeleri ile bize bir ahlak modeli çizebilir mi diyorsun.

Bilim neyi açıklıyor örneğin yer çekimini. Cansız bir nesne, havaya atılınca yere düşer. Bunu gören bilim bunu yasalaştırır, çünkü bu olan şeydir. Cansız maddeleri havaya atarsan yere düşer ve buna bütün nesneler uyar. Şimdi gelelim bilimin, ahlak konusunda yasalaştırabileceklerine. Bizler bilinç varyasyonları olan canlılarız, farklı düşünür farklı davranırız. Dünyada 7 milyar insan ve 7 milyar farklı parmak izi var. Buradan bilime, haber çıkmaz(Hakan plastik reklamını hatırla). Dünyada 7 milyar insan ortak bir ahlakı kabul etse, bir tek ben kabul etmem. Çünkü benim ahlak yasam, nerde çokluk orada bo_luktur. Böylece bir tek fire bile bunu bilimsel olmaktan çıkarır. Çünkü bilimde aynı deneyler aynı sonucu vermelidir başka türlü bilimsel olmaz.

Çünkü biz havaya atılan bir taş değiliz, düşünebilen, değişik zihin potansiyelleri olan canlılarız. Bu tür ahlaklaştırma çabaları bireylerin özgürlüğünü tehdit eder. Zaten mevcut ahlak yasaları bir takım tehditlerle yaşayabilmektedir.

Eğer ki, havaya atılan taşlarda özgür irade olsaydı kimi taşlar yere düşmemeyi tercih ederdi. "Havaya atılan her taş yere düşer" diye genelleme yapan bilim halt etmiş olurdu. İşte bizler, özgür iradesi olan taşlar olduğumuz için bilim yıllardır böyle bir ahlak oluşturma beyhude çabasına girmemiştir.

Bu arada, bu güzel insani temenninden dolayı seni kutlarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimin ahlaka bakış açısı nötraldir.

Bilime göre ahlak ne vardır, ne de yoktur.

Bilimin ahlakı amoral dir.

Amoral ahlaksız demek değildir. Ahlakla ilgisi olmayan demektir.

Ahlak toplumdan topluma değiştiği ve göreli olduğu için, bilimsel olarak saptanamaz.

Çünkü bilimsel olgular belli bazı kriterlere uymak zorundadırlar.

Ahlak onlardan biri olamaz.

İstediğiniz kadar uğraşın, bütün insanların kabul edeceği bilimsel bir ahlak anlayışı oluşturamazsınız.

Herşeyden önce bu insanın doğasına aykırıdır.

Ahlakın insan hakları ile en ufak bir alakası yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim neyi açıklıyor örneğin yer çekimini. Cansız bir nesne, havaya atılınca yere düşer. Bunu gören bilim bunu yasalaştırır, çünkü bu olan şeydir. Cansız maddeleri havaya atarsan yere düşer ve buna bütün nesneler uyar. ...........

Çünkü biz havaya atılan bir taş değiliz, düşünebilen, değişik zihin potansiyelleri olan canlılarız. Bu tür ahlaklaştırma çabaları bireylerin özgürlüğünü tehdit eder.

Biz havaya atılan taş değiliz ama havadan bırakılmış taşlarız diye başlamak istiyorum (inançlıyım ya :))

İnsan taşı attı yere düştü.

İnsan insanı yüksekten attı yere düştü.

İnsan kuşa baktı, taşa baktı ve kendine baktı taş olmadığını anladı.

O zaman bu yasaya baş kaldırabilirim dedi.

Uçak yaptı, uçulamayacak yerlere insanı uçurdu. Yüzülemeyecek denizler gökyüzünden geçildi.

Ve insan uça yaptığı zekasını adına bilim verdiği oluşturma eylemi ile atom bombası yaptı, yüzülemeyecek denizin ötesindeki, hayatta bir kez bile göz göze gelmediği kardeşlerini vurdu!!!

Bu yüzden bilimsel ahlak olmaz, ahlaklı bilim adamı olur, yani var olan gerçek bu.

Yukarıda olur dediğim yerde bir sürü itiraz gelmiş.

Olmalı ve benim olur dediğim şu idi ve olabilirdi de.

İnsan yüzemeyeceği denizin ötesindeki insana öpmek için gitmeliydi :(

İşte bu nedenle hacı aşağıdaki iletiyi yazmış.

Bilimi biraz dışarı çıkararak bilimin bulaştığı bu namussuzluğu kurtarmak istemiş.

Ve eminim onunda kendince haklı gerekçeleri vardır.

Neyse bu kadar. :)

Bilimin ahlaka bakış açısı nötraldir.

Bilime göre ahlak ne vardır, ne de yoktur.

Bilimin ahlakı amoral dir.

Amoral ahlaksız demek değildir. Ahlakla ilgisi olmayan demektir.

Ahlak toplumdan topluma değiştiği ve göreli olduğu için, bilimsel olarak saptanamaz.

Çünkü bilimsel olgular belli bazı kriterlere uymak zorundadırlar.

Ahlak onlardan biri olamaz.

İstediğiniz kadar uğraşın, bütün insanların kabul edeceği bilimsel bir ahlak anlayışı oluşturamazsınız.

Herşeyden önce bu insanın doğasına aykırıdır.

Ahlakın insan hakları ile en ufak bir alakası yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...